Yeni bir merkezi inşa etmek

Millet İttifakı siyasetin merkezi olma potansiyeli taşıyor.

Spektrum

Spektrum

Yerel ve uluslararası gündemi yakalamak için bir başucu kaynağı; her hafta seçim dosyaları, kamuoyu araştırmaları, analizler ve Son Düzlük podcastle yayında!

Cumhuriyet tarihine bakarak Türkiye’nin iki taşıyıcı kolonunu, kurucu parti CHP’nin içinden 1940’larda doğan merkez sağ ve merkez sol olarak düşünebiliriz. Bu iki siyasi akımın laik ve demokratik anayasal düzeni, hukuk devleti ilkelerini zorlamadan makul sınırlar içerisinde hareket etmesinin, kurucu değerlerle çatışma içinde olmamasının ve kriz dönemlerinde uzlaşabilmesinin de istikrarın ve toplumsal barışın anahtarı olduğunu söyleyebiliriz. Bu iki taşıyıcı kolondan biri özünden uzaklaştığı, laik demokratik anayasal düzeni tehdit eden politikalar izlemeye başladığı zaman da ülkenin temelinin zarar gördüğünü iddia edebiliriz.

Merkez sağın yok oluşu

Türkiye’de merkez sağ, 2001 kriziyle deyim yerindeyse öldü, canlanma emareleri gösterdiği anda da AK Parti tarafından “başarıyla” yutuldu. Anavatan Partisi ve Doğru Yol Partisi gibi köklü merkez sağ partilerin tabanı AK Parti tabanının içinde eritildi. Bu partilerin ülkenin batısında yaşayan seküler tabanının bir kısmı ise ister istemez CHP’ye ya da MHP’ye eklemlendi.

HAS Parti ile yola çıkan Numan Kurtulmuş ya da “gelecek vaat eden Demokrat Parti lideri” Süleyman Soylu gibi isimler, iktidara yönelik çok ağır sözlerine rağmen henüz tabanlarını genişletemeden AK Parti kadrolarına dahil edildi.  

AK Parti ise özellikle 2010’lardan itibaren merkez sağ çizgisinden uzaklaştı ve giderek otoriterleşti. Hukuk devleti ilkelerini çiğnemeye başladı. Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemine geçmeden önceki dönemde Siyasal İslam, iktidarın yol haritasını belirliyordu.

Merkez sağda oluşan boşluğu doldurmanın pek çok heveslisi olsa da ekonomik refahın görece iyi olduğu yıllarda pür ideolojik söylemlerle merkez sağa yerleşmek ve AK Parti’den merkez sağın tabanını geri almak mümkün olmuyordu.  

Önce merkez sol döndü

AK Parti’nin merkez sağı tamamen kendisinde konsolide ettiği ve Siyasal İslam’ın belirleyici olduğu yıllarda merkez sol da Deniz Baykal liderliğindeki CHP’de kimlik politikalarına sıkışmıştı. Sosyal demokrasiden uzaklaşan CHP şehirlerin dışına, muhafazakarlara, Kürtlere, işçi sınıfına açılamıyor, “düzen bekçiliğinden” öteye gidemiyordu.

CHP’deki lider değişikliği ise partide bir kıpırdanmaya yol açmıştı. Parti oylarını belirgin şekilde artıramasa da kimlik politikalarının ve düzen bekçiliğinin ötesine geçerek sosyal demokrat kimliğini yeniden hatırlıyordu.

İYİ Parti'nin doldurduğu boşluk

Sistem değişikliğinin ardından ise MHP ile kurulan ittifakın neticesinde otoriter bir Türk-İslam sentezi iktidardaki hâkim ideolojiye dönüştü. Rabia işaretleri yerini bozkurta bırakmıştı. 2017’deki anayasa referandumunda yeni sistemin onaylanması muhalefet tarafından engellenemese de o referandumun “hayır” cephesi, büyük oranda bugünkü Millet İttifakı’nın temelini oluşturdu.

Tam da bu esnada İYİ Parti, MHP’nin AK Parti ile ittifakına ve parlamenter demokrasiden otoriter bir başkanlık sistemine geçilmesine itiraz eden MHP’lilerin öncülüğünde kuruldu. Lideri Meral Akşener’in “kalkınmacı, milliyetçi ve demokrat” olarak tarif ettiği İYİ Parti’nin içinde bir ülkücü, bir de merkez sağ olmak üzere iki ayrı kanat göze çarpıyordu. Parti, Kemal Kılıçdaroğlu’nun milletvekili transferi desteğiyle girebildiği 2018 seçiminde, kurulduktan sadece 8 ay sonra yaklaşık 5 milyon insanın, seçmenlerin %10’unun oyunu almayı başarmıştı.

Kamuoyu araştırmaları, İYİ Parti’nin seçimde hem AK Parti’den, hem CHP’den, hem de MHP’den neredeyse eşit oranda oy çektiğini gösteriyordu. Merkez sağın İYİ Parti ile yeniden canlandığı yorumları yapılıyordu. Parti, eski merkez sağın oylarının bir kısmını kendisinde toparlamış, merkez sağa oy vermeye yaşı yetmemiş seküler milliyetçi genç bir kitleyi, yepyeni bir sosyolojiyi de kazanmıştı.

Millet tanımını ırk değil, ortak kültür ve tarih üzerinden yapan Akşener, seçimden sonraki ilk konuşmasında eski Cumhurbaşkanı ve Doğru Yol Partisi lideri Süleyman Demirel’den alıntılar yapmış ve “merkezdeki boşluğu doldurduklarını” söylemişti.

İYİ Parti'nin iki kanadı

İYİ Parti’nin 2019 yerel seçiminde Millet İttifakı’nı sürdürme politikası, büyükşehirlerin CHP’li adaylar tarafından kazanılmasının da önünü açtı. Eylül 2020’deki Olağan Kurultay’da parti içinde yaşanan liste mücadelesi, ülkücü kanat ile merkez sağ kanat arasındaki rekabetin kızıştığını gösteriyordu. Bir tarafta Koray Aydın, Yavuz Ağıralioğlu gibi milliyetçiler, bir tarafta Aytun Çıray, Aylin Cesur, Durmuş Yılmaz gibi merkeze yakın isimler vardı. 

CHP ile ittifak yapılmasına karşı çıkan Ümit Özdağ’ın 2021’de partiden istifa etmesi ve ardından Zafer Partisi’ni kurması ile bir grup ülkücü partiden ayrılmış olsa da Akşener, bugüne dek bu iki kanat arasındaki dengeyi büyük oranda korumayı başardı.

Zafer Partisi, İYİ Parti’nin önüne geçemedi, kitle partisi olamadı, radikal milliyetçi, reaksiyoner, sığınmacı karşıtlığı odaklı bir parti olarak kaldı. İYİ Parti, Altılı Masa’nın iki büyük kurucusundan biri olarak geçiş döneminin yol haritasının ve güçlendirilmiş parlamenter sistemin anayasasının hazırlanmasında önemli bir rol oynadı.

Bu süreçte Altılı Masa’nın “noter masası olmadığını”, hiçbir dayatmayı kabul etmeyeceğini sık sık dile getiren Akşener, kimse fark etmese de Ocak 2023’te yaptığı bir konuşmada “Kurt Kaya elini çöz” cümlesini sloganlaştırdı. Çin ordusuna karşı savaşırken kendisini feda ederek zaferi getiren Yüzbaşı Işbara Alp’in askeri Kurt Kaya’nın hikayesi, belki de gerekirse partinin ittifaktan ayrılabileceğinin haberini veriyor, Kemal Kılıçdaroğlu’nun adaylığını asla kabul etmek istemeyen ülkücü kanada göz kırpıyordu.

2 Mart Perşembe günkü Altılı Masa toplantısında beklenen patlama yaşandı. Akşener’in adayın belirlenmesi için kamuoyu araştırması yapılması teklifi reddedildi, Kılıçdaroğlu’nun adaylığı bir anda 5’e karşı 1 oyla onaylandı. Akşener de ertesi gün tüm Türkiye’nin gündemine bomba gibi düşen konuşmasını yaptı. Akşener, kendi tabanının merkeze yakın kanadından büyük bir tepki gördü. Ülkücü kanadın ise yüzü gülüyordu.

Sonraki günlerde yaşananları hepimiz biliyoruz. Kılıçdaroğlu’nun adaylığı dayatılmış olsa da mevcut iktidardan kurtulma, ittifakı bozmama ve parlamenter sisteme geçme isteği, parti çevresinde de bütün diğer hassasiyetlerden daha ağır basıyordu. Kriz, Akşener’in halkın teveccühü sebebiyle aday olarak görmek istediğini söylediği Ekrem İmamoğlu ve Mansur Yavaş’ın Cumhurbaşkanı Yardımcısı olarak görevlendirilmesi formülüyle aşıldı. Akşener, bu sefer de ne olursa olsun değişimden yana olan merkeze yakın kanadın, seküler gençlerin desteğini yeniden kazanmıştı.

İYİ Parti lideri, dün akşamki HaberTürk yayınında da krizi derinleştirmek yerine seçimi mutlaka kazanmak isteyen bir tonda konuştu. Bütün gücüyle çalışacağının sözünü verdi. Kılıçdaroğlu’nun kazanacağından emin olduğunu, bu yüzden milletvekili adayı olmayacağını ve Cumhurbaşkanı Yardımcısı olarak atanacağını ifade etti. CHP’nin HDP ile görüşmesinin HDP “Masa’ya getirilmediği sürece” kendileri açısından sorun olmayacağını da dile getirerek Kılıçdaroğlu’nun önünü açtı.

Millet İttifakı, çok büyük bir eşiği liderlerin sağduyusu ve tabanın değişim baskısı sayesinde kayıpsız atladı. “Demokrasilerde çareler tükenmez” lafının doğruluğu bir kere daha ispat edildi. 

Kılıçdaroğlu’nun adaylığının açıklandığı gün CHP Genel Merkezi’nin bahçesindeydim. Çok büyük bir coşku ve zafere kesin bir inanç vardı.

Millet İttifakı: Merkezin inşası

Yaşananlar, Millet İttifakı’nın seçimi kazanması hâlinde Türkiye’nin merkez sağındaki büyük boşluğun İYİ Parti tarafından doldurulacağının da işaretlerini veriyor. Millet İttifakı bu hâliyle, bir seçim ittifakının ötesinde, yepyeni bir siyasi merkez olma iddiası taşıyor. Seküler-muhafazakâr kutuplaşmasını sona erdirme fırsatını elinde bulunduruyor.

İttifakın kazandığı, verilen sözlerin tutulduğu ve parlamenter demokrasiye geçildiği senaryoda, yani bundan yıllar sonra Millet İttifakı misyonunu tamamladığında, Türkiye’de siyaset baştan tanımlanmış olacak. Kurallar ve sınırlar baştan belirlenecek, bugünün ittifak ortakları o günün en büyük rakiplerine dönüşecek. Siyasetin merkezinde Millet İttifakı'nın ortakları yer alacak, diğer partiler bu merkezin sağ ve sol uçlarına yerleşecek. 

Bu senaryoda ülkenin taşıyıcı iki kolonunun merkez solda CHP, merkez sağda İYİ Parti olması, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın siyasetten çekilmesi ve AK Parti’nin parçalanması ihtimalleri ufukta beliriyor. Henüz beklenen sıçramayı yapamadığı görülen ittifakın diğer partilerinin muhafazakâr oyları çekmesi, (DEVA Partisi de AK Parti sonrası Türkiye'de merkez sağın önemli temsilcilerinden biri olma potansiyeli taşıyor), MHP’nin de reaksiyoner bir parti olarak kalması oldukça olası gözüküyor. 

Bunun için de Akşener’in ve İYİ Parti’nin girdiği merkez sağı yeniden canlandırma yolundan hiç sapmaması, ANAP’ın ve DYP’nin oylarını AK Parti’den geri alırken seküler, milliyetçi ve demokrat genç şehirli sosyolojisinin temsilcisi olmayı sürdürmesi büyük önem taşıyor. Yolu bu kadar net olan Akşener’den de kırılma anlarında hassasiyetlerini tamamen bir tarafa bırakmasını ve kırk yıllık CHP’li gibi davranmasını beklememek gerekiyor.

Şimdi ayrıca, bu gibi krizlerin yönetimde istikrarsızlık yaratacağını düşünebilecek ve Millet İttifakı'ndan cayabilecek kararsız seçmenlere yaşananın demokrasilerde normal olduğunun, farklı toplumsal kesimlerin hassasiyetlerinin liderler tarafından tartışılmasının ve bir orta noktada uzlaşılmasının istikrarsızlık değil, gerçek istikrarı sağlayacağının anlatılması önem taşıyor.  

Hikâyeyi beğendiniz mi? Paylaşın.

Kaydet

Okuma listesine ekle

Paylaş

Spektrum

Spektrum

Yerel ve uluslararası gündemi yakalamak için bir başucu kaynağı; her hafta seçim dosyaları, kamuoyu araştırmaları, analizler ve Son Düzlük podcastle yayında!

İLGİLİ BAŞLIKLAR

merkez sağ

merkez sol

hukuk

Merkez sağ

İslam

Türkiye

AK Parti

Anavatan Partisi

Doğru Yol Partisi

HAS Parti

Numan Kurtulmuş

Demokrat Parti

Süleyman Soylu

Siyasal

Siyasal İslam

Deniz Baykal

NEREDE YAYIMLANDI?

SpektrumSpektrum

HİKAYE

Yeni bir merkezin inşası, muhalefetin yol haritası

Millet İttifakı siyasetin merkezi olma potansiyeli taşıyor mu?

08 Mar 2023

ANKA

YAZARLAR

Bartu Özden

Politics editor @ Aposto

Spektrum

Yerel ve uluslararası gündemi yakalamak için bir başucu kaynağı; her hafta seçim dosyaları, kamuoyu araştırmaları, analizler ve Son Düzlük podcastle yayında!

İLGİLİ OKUMALAR

;