Bir yıl, bir kategori.

Bültenin bu bölümünde, her yıl 20 kategoride yılın en iyilerini seçtiğim kişisel ödüllerim Altın Balkabaa Ödülleri / Golden Pumpkin Awards'ın rastgele bir yılının rastgele bir kategorisini ziyaret ediyoruz.

19 Hikâye

Altın Balkabaa Ödülleri ile tanışın.

Hangi dili konuştuğu, hangi ülkede yaşadığı fark etmeksizin sinemayla ilgilenip ve ödül sezonunu yakından takip eden herkes gibi, ben de her yıl kendi “en iyilerimi” seçiyor, kendi “ödüllerimi” dağıtıyorum: Adını Twitter takma adım ve eski blogum thebalkabaa 'ndan alan Altın Balkabaa Ödülleri / Golden Pumpkin Awards . Her yıl 20 ana kategoride dağıttığım, En İyi Film kategorisinde 10, diğer kategorilerde 6'şar aday belirlediğim Altın Balkabaa Ödülleri 'ni 2004'ten beri kurguluyorum ve tabii ki yeni filmler izledikçe, yeni filmlerden etkilendikçe, kafama göre güncelliyorum. Bültenin " Bir yıl, bir kategori. " başlıklı bu bölümünde, her hafta ayrı bir yılın ayrı bir kategorisini ziyaret edeceğiz. Film önermek için bir yol, bir bahane daha! Tüm Altın Balkabaa aday ve kazananlarını buradan inceleyebilirsiniz.

Altın Balkabaa Ödülleri ile tanışın.

Mart 10, 2021

·

Makale

Yıl: 2019, Kategori: En İyi Film

Bültenin bu bölümünde, her yıl 20 kategoride yılın en iyilerini seçtiğim kişisel ödüllerim Altın Balkabaa Ödülleri / Golden Pumpkin Awards'ın rastgele bir yılının rastgele bir kategorisini ziyaret ediyoruz. 2019, iyi bir sinema yılıydı; birçok açıdan 1999 sinema yılına benzettiğim bir yıl... Bir onyıl kapanır, diğerine merhaba denirken, farklı türlerden, farklı ülkelerden başyapıtlar birbiri ardına sıralanmıştı. Tek planmış gibi yapan I. Dünya Savaşı filmi 1917 'nin teknik üstünlüğü, ciğer sökercesine ağlatan Babyteeth 'in her şeye rağmen hayat dolu oluşu, gerçek bir yalandan uyarlanan The Farewell 'in babaannesi, türler arasında köşe kapmaca oynayan Parasite 'in temposu, sadece hikâyesiyle değil müzikleriyle de büyüleyen I Lost My Body 'nin çizgileri, II. Dünya Savaşı'ndan bir komedi çıkarmayı başarabilen Jojo Rabbit 'in saflığı, bir evliliğin hazin sonunu işleyen Marriage Story 'nin doğallığı, iki kadının tutkulu aşkı Portrait of a Lady on Fire 'ın ateşi, susmak bilmeyen Uncut Gems 'in gerilimi ve Z kuşağını en iyi anlatan filmlerden olan Waves 'in hissettirdikleri… And the Balkabaa goes to… Bong Joon-ho imzalı, Cannes Film Festivali ile başlayıp ödül sezonu boyunca tarih yazan ve 2020 henüz her birimiz için normal bir yılken Akademi Ödülleri gecesinde sevinç çığlıkları atmamıza, mutluluk göz yaşları dökmemize neden olan, benimse İstanbul'da Filmekimi'nde tanışıp Chicago'nun sinema salonlarında bir kez daha hayran kaldığım Parasite birçokları gibi benim için de yılın en iyi filmiydi. Tüm Altın Balkabaa aday ve kazananlarını buradan inceleyebilirsiniz.

Yıl: 2019, Kategori: En İyi Film

Mart 10, 2021

·

Makale

Yıl: 2012, Kategori: En İyi Özgün Müzik

Bültenin bu bölümünde, her yıl 20 kategoride yılın en iyilerini seçtiğim kişisel ödüllerim Altın Balkabaa Ödülleri / Golden Pumpkin Awards'ın rastgele bir yılının rastgele bir kategorisini ziyaret ediyoruz. Çalışırken bana sıklıkla eşlik eden ve dolayısıyla Spotify yıl sonu listelerimde daima üst sıralarda birden çok yer işgal eden film müzikleriyle, bu hafta yukarıda söz ettiğim liste nedeniyle her zamankinden de çok içli dışlı oldum. O zaman gelin, seçimlerimin Akademi ile en az uyuştuğu yıla, 2012'ye gidelim. Dario Marianelli 'nin Rus edebiyatının başyapıtlarından birine geleneksel Rus ve klasik batı ezgilerini harmanlayarak eşlik ettiği Anna Karenina , Alan Silvestri 'nin yıllar boyunca Marvel Sinema Evreni'nin her filminde bir şekilde duyulacak notaları ilk kez kullandığı The Avengers, Patrick Doyle 'un İskoç geleneksel müziğini büyülü melodilerle birleştirdiği Brave, Philippe Rombi 'nin Ozon'un kurmaca ve gerçeklik arasındaki sınırları yıktığı dünyasının oyunbazlığına ve gerilimine eşit mesafede durduğu In the House, Mychael Danna 'nın Hint müziklerinden aldığı ilhamı epik ve masalsı bir şekilde yorumladığı Life of Pi ve Alexandre Desplat 'nın Wes Anderson evrenine çok iyi oturttuğu, filmin başındaki muazzam Benjamin Britten dersini hiç mi hiç aratmadığı Moonrise Kingdom müzikleri… And the Balkabaa goes to… Dario Marianelli hayranlığım, Pride and Prejudice filmi için bestelediği dönem müzikleriyle başladı - bilhassa A Postcard to Henry Purcell ile… İki yıl sonra, Atonement 'ı izlerken, henüz filmin ilk saniyelerinde duyduğum müziğiyle beni hayranlıktan ağlatmayı başarmıştı. 2012'de Dario Marianelli, yine bir Joe Wright filminin, Anna Karenina 'nın müziklerini yaptı: Henüz uvertürü ile bu epik aşk hikâyesi boyunca klasik batı müziği ve Rus melodilerinin nasıl da iç içe geçceğinin sinyallerini veriyor, sonraki her yeni tema, parça ve varyasyonda valslerden türkülere, kankandan ninnilere batı ve doğu arasında gidip geliyordu - ve tabii balo salonlarıyla tren rayları arasında. Dario Marianelli 'nin Anna Karenina müzikleri , benim için yılın en iyi film müzikleriydi. Tüm Altın Balkabaa aday ve kazananlarını buradan inceleyebilirsiniz.

Yıl: 2012, Kategori: En İyi Özgün Müzik

Mart 10, 2021

·

Makale

Yıl: 2011, Kategori: En İyi Yardımcı Kadın Oyuncu

Bültenin bu bölümünde, her yıl 20 kategoride yılın en iyilerini seçtiğim kişisel ödüllerim Altın Balkabaa Ödülleri / Golden Pumpkin Awards'ın rastgele bir yılının rastgele bir kategorisini ziyaret ediyoruz. Suçlu zevklerden bahsedince, çoğunlukla bu kategoriye dâhil edildikleri için, kaliteli romantik komedilerin ya da durum komedilerinin nasıl da ödül sezonunda görmezden gelindiğini hatırladım. O zaman, Akademi'nin son yıllarda bunu aştığı nadir ve mutluluk verici yıllardan ve kategorilerden birine, 2011'e gidelim - bakalım bendeki durum nedir? İran toplumunun iki kesimi A Separation 'ın polisiye filmleri aratmayan olay örgüsü içinde çarpışırken filmde kilit bir rol oynayan Sareh Bayat, siyah-beyaz ve sessiz filmlerin nostaljisini yaşatan The Artist 'te dönemin ışıltısını üzerine giyen Bérénice Bejo, The Help 'in birkaç iyi beyaz karakterinden birini canlandıran Jessica Chastain ile meşhur turtasını servis eden Octavia Spencer, son yılların en iyi komedilerinden Bridesmaids 'deki rolüyle Akademi'nin önyargılarını aşmayı başaran Melissa McCarthy ve Shame 'de mikrofon başındaki sahnesiyle Michael Fassbender'dan rol çalan Carey Mulligan … And the Balkabaa goes to… 2011 ilkbaharında Bridesmaids 'i izlediğimde ne 2000'ler ve 2010'lardaki tüm bölümlerini hatmetmiş bir SNL hayranıydım ne de Tina Fey ile Amy Poehler dışında bir kadın komedyene aşinaydım. Kristen Wiig 'in yazdığı ve başrolünde oynadığı, ona 2010'lar boyunca beni anırarak güldürecek tüm yetenekli kadınların eşlik ettiği filmden kahkaha krizine girmiş bir şekilde çıkmıştım. Her bir parçası mükemmel kadronun öne çıkan ismiyse, Akademi'nin de görmezden gelemediği Melissa McCarthy olmuştu. McCarthy 'nin canlandırdığı Megan, filmin özetinde “kesinlikle filtresiz” olarak tasvir ediliyor. Ve zaten hayatı umursamamak ve hayatla barışık olmak arasındaki tuhaf bir noktada, var olduğu her sahnede bu “filtresizliğini” gösteriyor. Melissa McCarthy 'nin en iyi komedyenlerden biri olmasının nedeni de bu filtresizliği her filminde, her skecinde yansıtmasına rağmen, hepsinde farklı olmayı, kendini tekrar etmemeyi başarabilmesi zaten. Akademi Ödülleri'nde adaylıkla yetinen Melissa McCarthy 'nin Bridesmaids 'deki performansı, benim için 2011'in en iyi yardımcı kadın oyuncu performansıydı. Tüm Altın Balkabaa aday ve kazananlarını buradan inceleyebilirsiniz.

Yıl: 2011, Kategori: En İyi Yardımcı Kadın Oyuncu

Mart 10, 2021

·

Makale

Yıl: 2006, Kategori: En İyi İlk Film

Bültenin bu bölümünde, her yıl 20 kategoride yılın en iyilerini seçtiğim kişisel ödüllerim Altın Balkabaa Ödülleri / Golden Pumpkin Awards'ın rastgele bir kategorisini ziyaret ediyoruz. Madem başlangıçlardan söz ettik, sinemanın muhteşem başlangıçlarına tanık olan yıllardan birine gidelim. Her birinin yönetmeni ileriki yıllarda muazzam filmlere imza atacak olan, 2006'nın en iyi ilk filmlerine… Romanya Yeni Dalgası'nın vazgeçilmez yönetmenlerinden birine dönüşecek olan Corneliu Porumboiu 'nun ilk filmi, politik mizahı güçlü 12:08 East of Bucharest , kendine bağımsız bilim kurgulardan Star Wars serisinin en tartışmalı filmine uzanan sağlam bir kariyer inşa edecek olan Rian Johnson 'ın ilk filmi, kara film türünü bir liseye taşıyan Brick, sonrasında tarihin en kötü Hollywood yeniden-çevrimlerinden birine el atacak olsa da kendi ülkesine geri döndüğünde yine toparlayacak Florian Henckel von Donnersmarck 'ın ilk filmi, Oscar ödüllü The Lives of Others, kariyerlerini halen ikili olarak sürdüren Jonathan Dayton ve Valerie Faris 'in ilk filmi, kendini-iyi-hisset alt türü denince hemen akla gelen Little Miss Sunshine, çağdaş Norveç sinemasının yıldız yönetmenine dönüşecek Joachim Trier 'in ilk filmi, Altın Lale ödüllü Reprise ve kısa süre sonra En İyi Film dalında iki Oscar adayına imza atacak Jason Reitman 'ın ilk filmi, roman uyarlaması Thank You for Smoking. And the Balkabaa goes to… Başarılı birer yazar olma hayali kuran ve roman taslaklarını aynı anda postaya veren iki yakın arkadaştan birinin ünlü bir yazara, diğerinin hayal kırıklığına dönüştüğü Reprise, sadece olanı anlatmakla yetinmiyor, olmayanlarla, olabilecek olanlarla ve olması hayal edilenlerle iç içe geçiriyor. Edebiyatın, yazma tutkusunun, hikâye anlatımının gücünün en açık ve net şekilde anlaşıldığı bu muhteşem film, sadece yönetmen ve senarist Joachim Trier için değil, ortak senaristi Eskil Vogt için de muhteşem bir başlangıç bana göre. İleriki yıllarda Oslo, August 31st, Louder Than Bombs ve Thelma gibi filmlere imza atacak olan Joachim Trier 'in ilk filmi Reprise , benim için 2006'nın en iyi ilk filmiydi. Tüm Altın Balkabaa aday ve kazananlarını buradan inceleyebilirsiniz.

Yıl: 2006, Kategori: En İyi İlk Film

Mart 10, 2021

·

Makale

Yıl: 2017, Kategori: En İyi Uyarlama Senaryo

Bültenin bu bölümünde, her yıl 20 kategoride yılın en iyilerini seçtiğim kişisel ödüllerim Altın Balkabaa Ödülleri / Golden Pumpkin Awards'ın rastgele bir kategorisini ziyaret ediyoruz. Belki “romanı mı daha iyi, filmi mi?” sorularının yanıtı çoğunlukla romanı işaret ettiğinden, belki de tiyatro uyarlamalarını beyaz perdeye taşırken tembellik edip kolaya kaçan yönetmenlerin çokluğundan, kötü bir şöhreti olduğunu düşünüyor olabilirsiniz uyarlama senaryoların. Fakat bazen filmi de en az romanı kadar iyi olabiliyor, metinler perdeye sahneden çok farklı bir şekilde konabiliyor. Hazır Seda da kitaplara göz kırpmışken, 2017'ye gidelim ve yılın en iyi uyarlama senaryolarına göz atalım bu hafta. Çünkü “ daha sonra değilse, ne zaman? ” Okuduğum en iyi romanlardan birini, izlediğim en iyi filmlerden birine dönüştüren, André Aciman'ın aynı adlı romanından uyarlanan Call Me by Your Name, Stalin'in ölümünü kahkaha tufanı bir politik taşlamaya dönüştüren, Thierry Robin ve Fabien Nury'nin aynı adlı çizgi romanlarından uyarlanan The Death of Stalin, güçlü kadın karakteriyle öne çıkan, Nikolai Leskov'un Mtsenskli Lady Macbeth romanından uyarlanan Lady Macbeth, Wolverine'in sinemadaki macerasına görkemli bir nokta koyarken bunu başarılı bir western'e dönüştüren, Wolverine çizgi romanlarından uyarlanan Logan, Aaron Sorkin'in kötü bir yönetmen olduğunda dahi çok iyi bir senarist olmayı sürdürdüğünü kanıtlayan, Molly Bloom'un aynı adlı anı kitabından uyarlanan Molly's Game ve Dee Rees'e bu kategoride Oscar'a aday gösterilen ilk siyah kadın ünvanını kazandıran, Hillary Jordan'ın aynı adlı romanından uyarlanan Mudbound. And the Balkabaa goes to… Her ne kadar izlemeyen kalmadıysa da, hatta artık “öneri” denilemeyecek kadar klişe olsa da, izlemeyen de okumayan da gerçekten kalmasın diye kısaca Call Me by Your Name öveceğim izninizle. Filmi ilk izleyişim romanı okumadan önce, ikincisi romanı okuduktan sonraydı. Ve “romanı mı daha iyi, filmi mi?” sorusunun bir “Sophie'nin seçimi” durumu yarattığını söylemeliyim. James Ivory 'nin Oscar ödüllü senaryosu romanın özünü, 80'lerin ruhunu, İtalya'nın güzelliğini eksiksiz ve kusursuz bir şekilde beyaz perdeye taşıyor ama en önemlisi 20'li yaşlardaki Oliver'a âşık olan 17 yaşındaki Elio'nun hislerini ve onun beyninin içinde dolananları somutlaştırmayı, romanın sayfalarca anlattıklarını yarattığı ufacık anlarda anlatmayı başarıyor. Elio ve Oliver'ın arasındakiler, önce yaşanmayanlar, sonra yaşananlar, sonra yaşanıp bitmiş olanlar, gergin gelgitler ve tutkulu sevişmeler… Edebiyat referansları, müzik referansları, renk renk mayolardan kahvaltı sohbetlerine türlü detaylar… Call Me by Your Name , benim için 2017'nin en iyi uyarlama senaryosuna sahipti. Tüm Altın Balkabaa aday ve kazananlarını buradan inceleyebilirsiniz.

Yıl: 2017, Kategori: En İyi Uyarlama Senaryo

Mart 10, 2021

·

Makale

Yıl: 2015, Kategori: En İyi Makyaj ve Saç Tasarımı

Bültenin bu bölümünde, her yıl 20 kategoride yılın en iyilerini seçtiğim kişisel ödüllerim Altın Balkabaa Ödülleri / Golden Pumpkin Awards'ın rastgele bir kategorisini ziyaret ediyoruz. Akademi'nin bu hafta açıkladığı kısa listelerden biri de En İyi Makyaj ve Saç Tasarımı kategorisi içindi. O halde gelin, bu kategoride birkaç yıl geriye, 2015'e gidelim ve benim favorilerime göz atalım. Sadece Külkedisi'ni prensese değil, fareleri ve kurbağaları insanlara dönüştüren makyajıyla Disney'den Cinderella, son yılların sinemadaki en kötü LGBTİ+ temsillerinden birine alet olsa da teknik kategorilerdeki işçiliğinde hakkı yenmemesi gereken The Danish Girl, yarattığı post-apokaliptik dünyaya kusursuzca uyum sağlayan makyaj ve saç tasarımlarıyla Mad Max: Fury Road, Nordik sinemanın en absürt hikâyelerinden birinde Danimarka'nın ünlü oyuncularını tanınmaz hâle getiren Men & Chicken, Leonardo DiCaprio'yu bir ayının pençelerine atmakla kalmayıp bambaşka bir insana dönüştüren The Revenant ve SNL'de Heidi Gardner'ın “ every boxer's girlfriend from every movie about boxing ever, Angel ” tiplemesini izledikten sonra artık ciddiye alamadığım boks filmleri janrında sağlam bir iş ortaya koyan Southpaw… And the Balkabaa goes to… Sadece 2015'in değil, 2010'lu yılların en iyi filmi olduğunu düşündüğüm post-apokaliptik başyapıt Mad Max: Fury Road 'a altı ödül birden layık gördüğüm için, şimdilik filmi uzun uzun övmeyeceğim. Hemen hemen her detayında olduğu gibi, makyaj ve saç tasarımında da kolaya kaçmaması, tozlu ve pis bir görünümle yetinmeyip her bir karakterine - bilhassa Nicholas Hoult'un canlandırdığı Nux'a - küçük dokunuşlar ya da detaylı tasarımlarla farklı kişilikler katmasıyla Mad Max: Fury Road , tıpkı Akademi gibi benim için de yılın en iyi makyaj ve saç tasarımına sahip filmiydi. Tüm Altın Balkabaa aday ve kazananlarını buradan inceleyebilirsiniz.

Yıl: 2015, Kategori: En İyi Makyaj ve Saç Tasarımı

Mart 10, 2021

·

Makale

Yıl: 2009, Kategori: Animasyon Film

Bültenin bu bölümünde, her yıl 20 kategoride yılın en iyilerini seçtiğim kişisel ödüllerim Altın Balkabaa Ödülleri / Golden Pumpkin Awards'ın rastgele bir yılının rastgele bir kategorisini ziyaret ediyoruz. Başından beri takip edenler, haftalardır ‘rastgele’ dememe rağmen ufak hileler yaptığımı, bu bölümde bültenin genel akışına uygun bir kategori seçtiğimi fark etmiştir. Bu hafta daha büyük bir hile yapacağım ve seçtiğim yıl da pek ‘rastgele’ olmayacak. Oyun alanlarından bahsedince aklıma çok bariz bir kategori seçimi olarak animasyon filmler geldi gelmesine ama bir yandan da sinemayı daima bir oyun alanına çeviren, birbirinden ünlü isimleri oyuncak bebekler gibi pastel renkli oyun odalarına sokup oradan oraya sürükleyen Wes Anderson'ı düşünmeden edemedim. O halde buyurun, ikisinin birden kesiştiği bir yerlere gidelim. Türkçesi ‘köfte yağmuru’ olarak çevrilse de gökten bin bir türlü yiyecek yağdıran Cloudy with a Chance of Meatballs, karanlık olduğu kadar tatlı Coraline, Wes Anderson'ın kurnaz bir tilkinin hikâyesini anlattığı, ilk animasyon filmi ve ilk uyarlaması Fantastic Mr. Fox, Buz Devri serisinin belki de en güldüğüm halkası Ice Age: Dawn of the Dinosaurs, Avustralya'dan, Toni Collette ve Philip Seymour Hoffman'ın sesleriyle hüzünlü bir hikâyeye dönüşen Mary and Max ve Pixar'ın en sevilenlerinden, balonlarla uçan eviyle olduğu kadar Michael Giacchino'nun müzikleriyle de hafızalarımıza kazınan Up . And the Balkabaa goes to… Girişte de söylediğim gibi, Wes Anderson'ın animasyon olmayan filmleri dahi bende bir stop-motion film izliyor hissi yaratıyor bazen. Kimi zaman pembeler, kimi zaman yeşiller, kimi zaman kırmızılarla süslenmiş oyun odalarında anlattığı hikâyeler, bir çocuğun zihninden çıkan özelliklerle ünlü oyuncuların bedenlerinde canlanmış oyuncak bebekler, oyunbaz müzikler… Yönetmenin şimdilik sayısı ikiyle sınırlı olan, her ikisini de stop-motion tekniğiyle çektiği animasyonları da tüm bu özelliklere sahip. Wes Anderson sinemasının hâlihazırda demirbaşları olan, seslendirme kadrosundaki Bill Murray, Owen Wilson ve Jason Schwartzman gibi isimlerin yanına başrolde George Clooney ve Meryl Streep 'i yerleştiren Fantastic Mr. Fox 'u hayvanlar yerine insanlar rol aldığı bir film olarak düşünmek, kesinlikle eğreti durmuyor. Roald Dahl 'ın çocuk romanından uyarlanan ve on iki tilki yılı önce eşinin hamileliğinden dolayı tehlikeli hırsızlık günlerine son veren Mr. Fox'un kendini yine kümeslerden tavuk aşırırken bulduğu film, hem tüm bu Wes-Andersonlığıyla hem de tekniği ve işçiliğiyle benim için 2009'un en iyi animasyonuydu. Tüm Altın Balkabaa aday ve kazananlarını buradan inceleyebilirsiniz.

Yıl: 2009, Kategori: Animasyon Film

Mart 10, 2021

·

Makale

Yıl: 2007, Kategori: En İyi Görüntü Yönetimi

Bültenin bu bölümünde, her yıl 20 kategoride yılın en iyilerini seçtiğim kişisel ödüllerim Altın Balkabaa Ödülleri / Golden Pumpkin Awards'ın rastgele bir kategorisini ziyaret ediyoruz. Oyuncu ve yönetmen isimlerinin yanı sıra görüntü yönetmeni isimlerine de hafızamda hatrı sayılır bir veri alanı ayırdığımı söylemem, bu kategorinin teknik dallar arasında benim için ne kadar özel ve önemli olduğunu anlamaya yetecektir. Bu haftaki bültende adı geçen Nomadland ve Concrete Night 'ın görüntüleriyle öne çıkışını fırsat bilerek, hatırımdaki en sinematografik sinema yıllarından birine ve bu çok özel kategoriye değinmek istedim bu hafta… En iyi işlerinden ikisini birden aynı seneye sığdırmış, “görüntü yönetmenliğinin Meryl Streep'i” diyebileceğimiz kadar Oscar adaylığı ve ödülü bulunan Roger Deakins 'in kamerasından The Assassination of Jesse James by the Coward Robert Ford (o tren sahnesindeki ışığı unutmak mümkün mü?) ve No Country for Old Men, bilhassa dönem filmleriyle buluştuğunda ortaya muazzam işler çıkaran Seamus McGarvey 'nin kamerasından Atonement , Spielberg ile ortaklıklarıyla efsaneleşmiş Janusz Kaminski 'nin kamerasından The Diving Bell and the Butterfly , petrolün getirdiği hırs ve kanı tüm siyahı ve kırmızısıyla yansıtan Robert Elswit 'in kamerasından There Will Be Blood ve Gus van Sant, Sofia Coppola ve David Fincher gibi yönetmenlerle işbirlikleriyle tanınan, erken yaşta kaybettiğimiz Harris Savides 'in kamerasından Zodiac . And the Balkabaa goes to… Bir hastane odasında, hastayla birlikte açıyoruz gözümüzü. Nerede olduğumuzu, ne durumda olduğumuzu, neden orada olduğumuzu onunla birlikte anlamaya çalışıyor ve bu çabalama sırasında yalnızca tek bir gözümüzle, bulanık görüntüler görüyoruz. İşte henüz bu dört dörtlük açılış sahnesiyle, beni o hasta yatağına, tek bir göz kapağının ardına hapsedişiyle karar vermiştim 2007'deki En İyi Görüntü Yönetimi ödülümün sahibinin kim olduğuna. Film boyunca görünenleri ve görünmeyenleri, geçmişi ve anıları, şimdiyi ve aşkı tek bir gözün bakış açısıyla anlatmayı başaran The Diving Bell and the Butterfly / Le scaphandre et le papillon 'daki işçiliğiyle Janusz Kaminski , benim için 2007'nin en iyi görüntü yönetmeniydi. Tüm Altın Balkabaa aday ve kazananlarını buradan inceleyebilirsiniz.

Yıl: 2007, Kategori: En İyi Görüntü Yönetimi

Mart 10, 2021

·

Makale

Yıl: 2016, Kategori: En İyi Yardımcı Erkek Oyuncu

Bültenin bu bölümünde, her yıl 20 kategoride yılın en iyilerini seçtiğim kişisel ödüllerim Altın Balkabaa Ödülleri / Golden Pumpkin Awards'ın rastgele bir yılının rastgele bir kategorisini ziyaret ediyoruz. Sırada 2016'nın En İyi Yardımcı Erkek Oyuncu kategorisi var! Yeni nesil western filmi Hell or High Water 'ın emekliliği gelmiş güvenlik gücü Jeff Bridges , Coen Kardeşler'in Hollywood'un altın çağına saygı duruşu Hail, Caesar! 'ın en renkli karakterlerinden birine hayat veren Alden Ehrenreich, gizemli ve tutkulu Akdeniz polisiyesi A Bigger Splash 'in dörtlüsünün en neşeli halkası Ralph Fiennes, ‘çakma diva’ komedisi Florence Foster Jenkins 'de Meryl Streep'ten rol çalarak küllerinden doğan Hugh Grant, göz yaşlarının sel olduğu Manchester by the Sea 'nin asi genci Lucas Hedges ve beyne değil göze hitap eden Nocturnal Animals 'ın film-içinde-romanının dedektifi Michael Shannon… And the Balkabaa goes to… Kariyeri Schindler's List ve The English Patient gibi 90'ların ödüle doyamamış dramalarından Wes Anderson komedilerine, hatta Harry Potter evreninin Karanlık Lord'una uzanan Ralph Fiennes , herkesin çok sevdiğine ve yetenekli bulduğuna emin olsam da çoğunlukla görmezden gelinen bir oyuncu ne yazık ki. Luca Guadagnino 'nun Tutku Üçlemesi'nin ikinci halkası, birbirinden eksantrik ve dikkat çekici dört insanın bir araya geldiği bir İtalyan adasında geçen A Bigger Splash 'teki Harry Hawkes karakteri filme dâhil olduğu ilk sahneden itibaren bir an bile gözlerinizi alamadığınız bir varlığa dönüşüyor. Ralph Fiennes 'in kıpır kıpır, capcanlı, dışavurumcu performansının etkisinde kalmamak mümkün değil. Hele ki The Rolling Stones 'un Emotional Rescue şarkısı eşliğinde dans ettiği o sahne, onu yılın en iyisi yapmaya yetiyor benim için. Tüm Altın Balkabaa aday ve kazananlarını buradan inceleyebilirsiniz.

Yıl: 2016, Kategori: En İyi Yardımcı Erkek Oyuncu

Mart 10, 2021

·

Makale

Yıl: 2008, Kategori: Kurgu

Bültenin bu bölümünde, her yıl 20 kategoride yılın en iyilerini seçtiğim kişisel ödüllerim Altın Balkabaa Ödülleri / Golden Pumpkin Awards'ın rastgele bir yılının rastgele bir kategorisini ziyaret ediyoruz. "Haftanın en iyisi!" dediğim The Father'ın kurgusu, bana kurgunun ne olduğunu bilmediğim zamanları hatırlattı. Diğer yandan film kurgulamak da zaten filmle ilgili yaptığım yap-boz benzetmesinin ta kendisi değil mi? Ödül sezonuyla ilgilenmeye, Oscar törenlerini izlemeye ilk başladığım yıllarda hikâye kurgusuna ödül verildiğini sanıyor, hatta bunun için neden senaryo ödülünden farklı bir ödül olduğuna anlam veremiyordum. Kesişen hikâyeler filmi Crash 'in aldığı En İyi Kurgu ödülü gibi durumlar da kafa karışıklığımı gidermemek için çabalıyordu. Sonra 2008 yılı geldi ve ben film kurgusunun ne anlama geldiğini öğrendim. Benjamin Button'ın yaşlandıkça gençleşen yaşamını ve o yaşamın duraklarını muhteşem ikili Kirk Baxter ve Angus Wall'un kurgusuyla beyaz perdeye taşıyan The Curious Case of Benjamin Button, tüm zamanların en iyi çizgi roman uyarlaması The Dark Knight, sırf istediği mimari başyapıtların birkaç saniyelik görüntülerini almak için ekibi dünyanın farklı yerlerini gezen ve bunları bazen aynı ülke, bazen aynı mekanmış gibi kurgulayan The Fall, bir skandala dönüşecek röportajı ve o röportaja giden süreci nefes nefese izlettiren Frost/Nixon, Bruges'ün hüznünü ve anti-kahramanının depresyonunu tıkır tıkır işleyen In Bruges ve Hindistan'ın kenar mahallelerinden milyonlar kazandıran televizyon programlarına uzanan bir hikâyeyi bir solukta anlatan Slumdog Millionaire. And the Balkabaa goes to... Yazının başında "2008 geldi ve ben film kurgusunun ne demek olduğunu öğrendim" dedim ya... İşte kafamdaki ışıkları yakan, Slumdog Millionaire 'in ilk birkaç dakikası olmuştu. Sonradan Edgar Wright filmleriyle bu alandaki başarısına yüzüm gülerek tanık olmaya devam edeceğim kurgucu Chris Dickens 'ın filmdeki Oscar ödüllü kurgusu, daha o ilk sahnede tempoyu öylesine kontrol ediyordu ki, filmin yılın en iyilerinden biri olacağını o anda anlamıştım. Filmin, Hindistan'ın yoksul bir mahallesinde, gerçek anlamda 'b*k içinde yüzerek' büyüyen, hayatına bela ve şans bir arada yön vermiş Jamal'ı "Kim Milyoner Olmak İster?" yarışmasına getiren hikâyesi, benim için yılın en iyi kurgusuna sahipti. Tüm Altın Balkabaa aday ve kazananlarını buradan inceleyebilirsiniz.

Yıl: 2008, Kategori: Kurgu

Mart 14, 2021

·

Makale

Yıl: 2010, Kategori: En İyi Yönetmen

Bültenin bu bölümünde, her yıl 20 kategoride yılın en iyilerini seçtiğim kişisel ödüllerim Altın Balkabaa Ödülleri / Golden Pumpkin Awards'ın rastgele bir yılının rastgele bir kategorisini ziyaret ediyoruz. Bu hafta En İyi Yönetmen kategorisine, adaylarım arasında tıpkı 93. Akademi Ödülleri adaylarında olduğu gibi iki kadının, bir Nordik yönetmenin ve bir David Fincher'ın yer aldığı 2010'a gidiyoruz. Black Swan ile bale sahnesinden kusursuz bir psikolojik gerilim çıkarmayı başaran Darren Aronofsky, haksızlık ve adalet kavramlarının şiddetle ilişkisini farklı hikâyelerle işleyen ve Danimarka'ya üçüncü En İyi Yabancı Film ödülünü kazandıran In a Better World ile bana Nordik sinemayı sevdirmiş Susanne Bier, kısır bir döngünün ileri giden bir çizgiye dönüşmesini bir baba-kız ilişkisi üzerinden anlatan Somewhere ile Sofia Coppola, sosyal çağın destansı filmi The Social Network ile sosyal ağların geleceğini şekillendiren şirketin hikâyesini anlatan David Fincher, Yunan Yeni Dalgası'nın görkemli doğuşunu Dogtooth ile müjdeleyen Yorgos Lanthimos ve 2010'lara Inception ile günümüz sinemasının en büyük dâhilerinden olduğunu, 2020'lere ise pandemi sırasındaki tavırlarıyla sinemanın sonunu getirmeye çalıştığını düşündürerek başlayan Christopher Nolan. And the Balkabaa goes to... Yazmaya bir blogla, profesyonel kariyerine ise (tam da 2010'da) bir sosyal medya ajansında başlamış biri olarak, bugün geldiği nokta her ne olursa olsun sosyal ağların yeri benim için çok ayrı. Hele ki sosyal ağların ne olduğunu anlamaya ve anlatmaya aynı anda çabaladığım günlerde hem sosyal yaşamımda hem de iş yaşamımda büyük bir yer kaplayan Facebook'un... David Fincher 'ın The Social Network 'ü, bu yüzden ilk izleyişimden itibaren benim için 2010'ların en iyi ve en önemli filmlerinden biri oldu. Filmin Aaron Sorkin imzalı senaryosu, çağa, senaryoya ve en önemlisi birbirlerine uyumlu oyuncu kadrosu, kurgusu, sinematografisi ve Trent Reznor & Atticus Ross ikilisinin müzikleri bir yana, filmi benim için bir başyapıta dönüştüren dinamizminde David Fincher 'ın yönetmenliğinin etkisi büyük. Gelmiş geçmiş en iyi senaristlerden olduğunu düşünsem de, Sorkin'in kendi yönettiği filmlerini eksik bulmamın nedeni de onun metninin Fincher'ın elinde neye dönüşebildiğini görmek muhtemelen. Benim için 2010'un en iyi yönetmeni, The Social Network ile David Fincher 'dı. Tüm Altın Balkabaa aday ve kazananlarını buradan inceleyebilirsiniz.

Yıl: 2010, Kategori: En İyi Yönetmen

Mart 21, 2021

·

Makale

Yıl: 2013, Kategori: En İyi Belgesel Film

Bültenin bu bölümünde, her yıl 20 kategoride yılın en iyilerini seçtiğim kişisel ödüllerim Altın Balkabaa Ödülleri / Golden Pumpkin Awards'ın rastgele bir kategorisini ziyaret ediyoruz. Kurmacadan çok belgesele ayırdığım bu haftada, belgesel sinema adına beni en çok heyecanlandıran yıllardan birini ziyaret edelim istedim. Dünyaca ünlü yıldızların geri vokallerini yapan şarkıcıların hikâyelerini konu alan, Oscar ödüllü 20 Feet from Stardom, balina ve yunus parklarının gerçek yüzünü konu alan Blackfish, New Yorklu sanatçı bir çiftin sanatının ve ilişkisinin tatlı-ekşi hikâyesi Cutie and the Boxer, Tahrir Meydanı'nda yaşananlara tanıklık eden The Square, Sarah Polley'nin oldukça kişisel bir hikâye anlattığı Stories We Tell ve yeteneği olmasa dahi elindeki tüm kaynakları kullanarak Vermeer'i taklit edebileceğini kanıtlayan bir mucitle tanıştıran Tim's Vermeer . And the Balkabaa goes to... Önce The Sweet Hereafter ve My Life Without Me gibi filmlerdeki oyunculuğu, ardından Away from Her ve Take This Waltz gibi filmlerdeki yönetmenliğiyle böğrümü parçalayan Sarah Polley , Stories We Tell 'de oldukça kişisel bir noktadan sesleniyor izleyicisine: Ailesindeki hikâye anlatıcılığı geleneğinden yola çıkarak ailesinin hikâyesini, ailesiyle birlikte anlatmaya başlıyor. Fakat bir anda, bu belgesel için gerçekleştirdiği röportajlar sayesinde, kendisini derinden sarsacak bir gerçeği öğreniyor. Yönetmenliği ikinci plana atıp, dedektifliğe soyunuyor. Benim için daima filmlerin vuruculuğunu ve duygusallığını arttıran hikâye anlatıcılığı teması, belgesel filmlerde beğenimi katbekat yükselten, gerçek hayatın sürprizleriyle şekillenme özelliğiyle iç içe geçince, normal şartlarda " Bana ne başkasının ailesinden? " diyebileceğim bir film, yılın en iyi belgeseline dönüşüyor. [ Not: Geride bıraktığımız sinema yılında aynı soru, Dick Johnson Is Dead'de benzer bir şekilde yılın en iyilerinden birine dönüşmüştü. ] Stories We Tell, bence 2013'ün en iyi belgesel filmi. Tüm Altın Balkabaa aday ve kazananlarını buradan inceleyebilirsiniz.

Yıl: 2013, Kategori: En İyi Belgesel Film

Mart 28, 2021

·

Makale

Yıl: 2004, Kategori: En İyi Kadın Oyuncu

Bültenin bu bölümünde, her yıl 20 kategoride yılın en iyilerini seçtiğim kişisel ödüllerim Altın Balkabaa Ödülleri / Golden Pumpkin Awards'ın rastgele bir kategorisini ziyaret ediyoruz. Bekleyişlerin yarattığı kişisel araflardan, sabırlı bekleyişlerden ve hayatın akış hızının değişiminden mi bahsettik? Bana tam olarak bu hissi veren bir aday listesiyle, 2004 yılının En İyi Kadın Oyuncu kategorisine gidelim o hâlde... Jonathan Glazer 'ın Birth 'ünde Nicole Kidman 'ın canlandırdığı Anna, eşi Sean'ın ölümünden yıllar sonra hayatına devam etmeye karar verdiği ve yeni bir evliliğe adım atmaya hazırlandığı anda, karşısına kendisinin Sean olduğunu iddia eden tuhaf, küçük bir çocuk çıkıyor. Yasın ardından gelen, yıllar süren, anlamsız bir bekleyiş, yerini tam da yeni ihtimallere bırakmışken yeniden alt üst oluyor Anna'nın hayatı. Filmin geneline yayılan bu duygusal sarsıntı, henüz ilk sahnede, Nicole Kidman'ın bir konser salonunda dakikalarca izlediğimiz yüzündeki mimiklerle özetleniyor aslında. 2000'lerin ilk birkaç yılında kariyerinin altın çağını yaşayan Nicole Kidma n , uzun sürecek bir gerileme dönemine girmeden önce, 2004'te benim için yılın en iyi performansını veriyor Birth 'te. Tüm Altın Balkabaa aday ve kazananlarını buradan inceleyebilirsiniz.

Yıl: 2004, Kategori: En İyi Kadın Oyuncu

Nisan 4, 2021

·

Makale

Yıl: 2014, Kategori: Ses Tasarımı

Bültenin bu bölümünde, her yıl 20 kategoride yılın en iyilerini seçtiğim kişisel ödüllerim Altın Balkabaa Ödülleri / Golden Pumpkin Awards'ın rastgele bir kategorisini ziyaret ediyoruz. Bu hafta sonu ödül sezonundaki meslek birliklerinin ses cephesindeki iki birlik, CAS (ses miksajı) ve MPSE (ses kurgusu) ödüllerini dağıttı - Akademi ise biliyor olabileceğiniz gibi, uzun yıllar ses miksajı ve ses kurgusunu ayrı ayrı ödüllendirdikten sonra bu yıl iki kategoriyi birleştirdi. Benim bu yıl bu alandaki favorim Sound of Metal . Filmin kurgu alanında da iddialı oluşu, yılın en iyi yardımcı erkek oyuncu performanslarından birini barındırması (Paul Raci) ve tabii ki ana karakterinin bir davulcu oluşu, birçokları gibi, ister istemez beni de 2014'e götürüyor. Neden mi? And the Balkabaa goes to... Akademi'nin iki ses kategorisinde aday gösterdiği altı filmin üçünün benim listemde de yer aldığı, yarı yarıya uyuştuğumuz bir yıl ve kategori bu. Benim için çoğunlukla çizgi roman uyarlamaları, aksiyon filmleri, bilim kurgu filmler, müzik filmleri ve hapishane filmlerinin öne çıktığı bu kategoride tüm bu alt türlerin temsil edildiği 2014'te iki film birden davul seslerini kullanışıyla dikkat çekiyor. Tek planda çekilmiş gibi gözüken geveze Broadway filmi Birdman davul seslerinden ibaret müziklerini bir yan karaktere dönüştürürken, Whiplash davul seslerini ve davulu başrole yerleştiriyor. Aynı zamanda yılın en iyi filmi olduğunu düşündüğüm ve o yıl birden fazla ödüle layık gördüğüm Whiplash , gergin, tutkulu ve hareketli bir müzik filmi olarak cazı, doğaçlamayı ve davul darbelerini çok iyi dengeleyen, gerilimi davul sesleri ve vuruşlarıyla destekleyen ses tasarımıyla sadece sinema zevkine değil, kulaklara da hitap ediyor. Tüm Altın Balkabaa aday ve kazananlarını buradan inceleyebilirsiniz.

Yıl: 2014, Kategori: Ses Tasarımı

Nisan 18, 2021

·

Makale

Yıl: 2018, Kategori: En İyi Kostüm Tasarımı

Bültenin bu bölümünde, her yıl 20 kategoride yılın en iyilerini seçtiğim kişisel ödüllerim Altın Balkabaa Ödülleri / Golden Pumpkin Awards'ın rastgele bir kategorisini ziyaret ediyoruz. Paket servis. bölümünde hazır adı geçmişken, Black Panther 'ın zafer elde ettiği bir yıl ve kategoriye uğramak istedim bu hafta... Görüntü yönetimi ve özgün müzik kategorilerini ziyaret ettiğimiz haftalarda söz etmiştim, ödül sezonunu yakından takip etmenin yan etkilerinden biri de, sanatsal ve teknik kategorilerdeki isimleri ezberlemek oluyor. Fakat henüz bu iki kategori dışındaki ezberim yeterince kuvvetli değil. Bu da demek oluyor ki, bir kostüm tasarımcısının ismini bilmiyorsam, anlayın ki o gerçekten büyük bir isim. Örneğin Ruth E. Carter ... En İyi Kostüm Tasarımı kategorisinde Oscar ödülüne aday gösterilen ve kazanan ilk siyah tasarımcı olan Carter'ın işleri arasında, Malcolm X, Love & Basketball, Selma, Marshall, Dolemite Is My Name gibi, siyah sinemasının mihenk taşlarından olan filmlerin kostümleri yer alıyor. Oscar'a uzandığı kostümler ise, MARVEL Sinema Evreni'nin en görkemli prodüksiyonlarından Black Panther 'a ait. Filmin renkleri ve detaylarıyla Afrika kültürünü yansıtırken bir yandan da Wakanda'nın ileri teknolojisine uyum sağlayan, işçiliğiyle göz kamaştıran kostümleri, benim için de 2o18'in en iyisiydi. Tüm Altın Balkabaa aday ve kazananlarını buradan inceleyebilirsiniz.

Yıl: 2018, Kategori: En İyi Kostüm Tasarımı

Nisan 11, 2021

·

Makale

Yıl: 2005, Kategori: En İyi Prodüksiyon Tasarımı

Bültenin bu bölümünde, her yıl 20 kategoride yılın en iyilerini seçtiğim kişisel ödüllerim Altın Balkabaa Ödülleri / Golden Pumpkin Awards'ın rastgele bir kategorisini ziyaret ediyoruz. Altı nokta bir şey. 'de, hak ettiği değeri göremese En İyi Prodüksiyon Tasarımı kategorisinde Oscar'a aday gösterilmiş bir filmden söz ettim madem, burada da bu kategoriden devam edeyim. And the Balkabaa goes to... Harry Potter serisiyle küçük bir çocuk olarak tanışmayı çok isterdim, ya da en azından ilk kitabı Harry ile yaşıtken okumayı. Fakat 2000'de ilk kitabı elime aldığımda liseye başlamak üzereydim. İçimdeki çocuk hâlen olduğu gibi o günlerde de capcanlı olsa da, Hogwarts mektubunu bekleyecek yaşı biraz geçmiştim. Fakat bu, her kitabı heyecanla, bir solukta okumama da, her filmi ilk haftasında sinemaya koşup izlememe de engel olmadı tabii ki. Diğer yandan filmlerle ilgili hiçbir şey bilmiyorken, o dünyayı kafamda canlandırabilmenin ayrı bir lüks olduğunu biliyorum. Harry Potter serisinden uyarlanan filmlerin tek bir Oscar ödülü bile yok. Fakat tüm seriye tek bir Oscar ödülü verme hakkım olsaydı, sanırım bunu bu kategoride verirdim: Prodüksiyon Tasarımı. Stuart Craig ve Stephenie McMillan 'ın liderliğindeki ekip, kitaplardaki Harry Potter evrenini o kadar kafamın içinde yarattığım şeye benzetmişti ki, perdede gördüğüm Hogwarts'ı hiçbir zaman yadırgamadım. Harry Potter and the Goblet of Fire da serinin prodüksiyon tasarımında zirveye ulaştığı filmlerden biri. Artık dördüncü filme gelinmiş olmasına rağmen daha önce görmediğimiz o kadar fazla mekanı ve konsepti yaratıyor ki bu film, her sahnesi ilk filmde o tüm evrenin karşımıza çıktığı anlarla yarışıyor. Quidditch Dünya Kupası'nı, Üç Büyücü Turnuvası'nın görevlerinin gerçekleştiği mekanları (özellikle su altını), Harry'nin ipucu yumurtasını açmak için gittiği sınıf başkanları banyosunu unutamıyorum. Hatta yumurtanın, ateş kadehinin ya da kupanın detaylarını... Tüm Altın Balkabaa aday ve kazananlarını buradan inceleyebilirsiniz.

Yıl: 2005, Kategori: En İyi Prodüksiyon Tasarımı

Nisan 25, 2021

·

Makale

Yıl: 2006, Kategori: En İyi Toplu Performans

Bültenin bu bölümünde, her yıl 20 kategoride yılın en iyilerini seçtiğim kişisel ödüllerim Altın Balkabaa Ödülleri / Golden Pumpkin Awards'ın rastgele bir kategorisini ziyaret ediyoruz. Umut dolu filmler ya da başka bir deyişle kendini-iyi-hisset filmlerinden bahsetmişken biraz, bunun yaptığı çağrışımın peşinden 2006'ya gitmek istedim. And the Balkabaa goes to... Ben üniversitedeyken, Sabancı Üniversitesi Sinema Kulübü'nün bir geleneği vardı: Film Maratonu. Her dönem 5-6 filmlik bir programla yurt ahalisini sinema salonuna toplar, sabaha kadar film izletir, hepsini izleyip soruları doğru yanıtlayanlar arasından birine de armut koltuk hediye ederlerdi. O maratonların hiçbirinde sabahlamasam da gecenin ilk 2-3 filmini daima izlerdim. Ve bunlardan biri de 2006'nın son ya da 2007'nin ilk haftalarında, Little Miss Sunshine olmuştu. Saat gece yarısını geçmişken koltuğumda dikilmemi, kahkahalar atmamı ve gecenin köründe odama yüzümde kocaman bir gülümsemeyle yürümemi sağlamıştı o sarı minibüs. Henüz birkaç haftalık olan blogumdaki ilk postlardan biri de, o yıl ilk kez dikkatimi çekmiş SAG Ödülleri'nde En İyi Oyuncu Kadrosu ödülünü alan bu filmle ilgiliydi. Tek bir oyuncu performansı bile bizi derinden etkileyebiliyorken, bir filmin tüm oyuncularının aynı etkiyi yarattığı ve birbiriyle uyum içinde olduğu güçlü performansların neler yapabileceğiyle... Gerçekten de öyle bir film Little Miss Sunshine . Bir kaybedenler ordusu denilebilecek aile, küçük kızlarının bir kazanan olabilmesi için yollara düşüyor ve Toni Collette, Greg Kinnear, Steve Carell, Alan Arkin, Paul Dano ve Abigail Breslin 'den oluşan oyuncu kadrosu tek vücut oluyor, bir kahkaha makinesine dönüşüyorlar. Tüm Altın Balkabaa aday ve kazananlarını buradan inceleyebilirsiniz.

Yıl: 2006, Kategori: En İyi Toplu Performans

Mayıs 2, 2021

·

Makale

Yıl: 2012, Kategori: Özgün Senaryo

Bültenin bu bölümünde, her yıl 20 kategoride yılın en iyilerini seçtiğim kişisel ödüllerim Altın Balkabaa Ödülleri / Golden Pumpkin Awards'ın rastgele bir kategorisini ziyaret ediyoruz. Bu haftaki bültenin birkaç farklı köşesinde teğet geçtiğimiz büyüme hikâyelerinden hareketle, 2012'nin en iyi yazılmış hikâyelerine gidelim: 2012'nin En İyi Özgün Senaryo kategorisi, Akademi ile yarı yarıya hemfikir olduğumuz yıl ve kategorilerden. Anlaştığımız senaryolar, onların ödüllendirdiği Quentin Tarantino 'nun en iyi senaryolarından biri olan Django Unchained , Wes Anderson 'ın başyapıtı Moonrise Kingdom ve Mark Boal 'un ABD milliyetçiliği yaparak da olsa yakın tarihin önemli olaylarından birini başarılı bir şekilde anlattığını düşündüğüm Zero Dark Thirty . Bunların yanına Rian Johnson 'ın yaratıcı ve minimalist bilim kurgusu Looper, Paul Thomas Anderson 'ın kendi sinemasının en güçlü karakterlerinden birini yarattığı The Master ve Sarah Polley 'nin izleyebileceğiniz en iyi ayrılık hikâyelerinden biri olduğuna kefil olduğum Take This Waltz 'unu ekliyorum. And the Balkabaa goes to... 2012'nin benim için birden çok kategoride en iyisi olan filmi, Wes Anderson 'ın büyüme hikâyesi Moonrise Kingdom . Benjamin Britten'ın eseriyle ve bu eserdeki enstrümanların oluşturduğu harmoniyi açıklayan bir dış sesle başlayan film, iki genç âşıktan birinin bir yaz kampından, diğerinin evden kaçarak kendilerince bir yaz yaşama macerasını anlatırken, yıldız oyuncuları, tuhaf karakterleri ve absürt yan hikâyeleriyle, tıpkı Britten'ın eserindeki gibi bir orkestra oluşturuyor. Filmin övülecek çok fazla yanı var, ki zaten bu bölümde, 2012'ye uğradığımız birçok haftada tekrar tekrar karşınıza çıkacak. Senaryoya gelince; daima senaristliği ile büyüleyen Wes Anderson'ın en iyi yazdığı filmin Moonrise Kingdom oluşu, belki de ana karakterleri çocuklar olduğu ve kendisi de büyümeyen bir çocuk olduğu içindir. Tüm Altın Balkabaa aday ve kazananlarını buradan inceleyebilirsiniz.

Yıl: 2012, Kategori: Özgün Senaryo

Mayıs 9, 2021

·

Makale