3 Haziran Cumartesi sabahından herkese merhaba. Seçim gündemini bir süreliğine arkamızda bıraksak da, bir sonraki hafta yeniden oy kullanmamız ya da sandık müşahitliği yapmamız gerektiği gibi hislerle uyanmaya bir süre daha devam edeceğiz gibi duruyor. Ufukta görülen ilk seçimlerinse 31 Mart 2024'te yapılması beklenen yerel seçimler olduğunu hatırlatalım.
- Serbest kürsü | Habertürk'ten istifası ile gündeme gelen duayen gazeteci Fatih Altaylı, bizi kırmayarak ender gerçekleştirdiği yazılı röportajlardan birini Aposto'ya verdi ve geleceğe dair planlarını paylaştı.
- Günün çalma listesi | Memory lane: Best of oldies
– İyi hafta sonları
Aposto Gündem
Her sabah 06.30'da 5 dakikalık gündem özeti e-posta kutunda. Piyasalar, ekonomi, iş dünyası, politika, teknoloji ve hafta sonu ekleri; kısa, yalın, öz bir şekilde.
• 28 Mayıs'ta düzenlenen Cumhurbaşkanlığı ikinci tur seçimlerinin Resmî Gazete'de yayımlanan kesin sonuçlarına göre Cumhurbaşkanı Erdoğan geçerli oyların %52,18'ini alırken, Kılıçdaroğlu ise %47,82 oy oranına ulaştı.
• Seçimlerinin kesin sonuçlarının açıklanmasının ardından mal bildiriminde bulunan Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın, kardeşi Mustafa Erdoğan'a 5 milyon 390 bin lira borcu olduğu görüldü.
• CHP Merkez Yürütme Kurulu (MYK) üyelerinin tamamı seçim sonrasında istifa etti. Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu, tüm istifaları kabul etti.
• İYİ Parti Genel Sekreteri Uğur Poyraz, ikinci tur seçimlerinin ardından Millet İttifakı'nın 28 Mayıs itibarıyla sona erdiğini açıkladı.
• Eski HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, Twitter üzerinden yaptığı paylaşımda aktif politikayı duyurduğunu açıkladı.
• Reuters'a konuşan dört üst düzey yetkili, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın yeni kabinesinde eski Maliye Bakanı Mehmet Şimşek'e yer vermesine neredeyse kesin olduğunu söyledi. Erdoğan, yeni kabineyi bu akşam açıklayacak.
• TCMB'nin net uluslararası rezervleri 21 yıl sonra ilk kez negatif bölgeye geçerek eksi 0,2 milyar dolardan eksi 4,4 milyar dolara geriledi.
• Türkiye'nin dış ticaret açığı, Nisan’da yıllık bazda %42,1 artışla 8,74 milyar dolara yükseldi. Ocak-Nisan 2023 döneminde yıllık bazda %32,9 artarak 43,44 milyar dolara yükselen dış ticaret açığında tarihî rekor kırıldı.
• İTO verilerine göre İstanbul'da perakende fiyatlar bir önceki aya göre %1,66 artarken yıllık enflasyon %56,05 oldu.
• TCMB, bankalara "kur korumalı mevduatta önden ödemeli prim" uygulamasına son verilmesi için yazılı talimat gönderdi.
• Teyit, Avrupa’da teyitçilik standartlarını geliştirmek amacıyla kurulan Avrupa Teyitçilik Standartları Ağı’nın (EFCSN) üyesi oldu.
• Yapay zeka üzerine çalışan bilim insanları ve sektör liderleri, yapay zekanın insanlığa karşı oluşturduğu tehdidi "salgın hastalık ve nükleer savaş"a benzeterek bir an önce önlem alınması gerektiği yönünde bir bildiri yayımladı. Bildiriyi OpenAI ve Google DeepMind’ın CEO’ları da imzaladı.
• Çin'in ürettiği ilk dar gövdeli yolcu jeti C919, ilk ticari uçuşunu Şanghay-Pekin yönünde gerçekleştirdi. Çin, motorunu yurt dışından ithal ettiği modelden önümüzdeki 5 yıl boyunca yılda 150 adet üretmeyi planlıyor.
• Elon Musk, Bloomberg’ün dünyanın en zenginleri listesinde ilk sırayı kaptırdığı LVMH'nin başkanı Bernard Arnault’yu geçerek yeniden birinci sıraya yükseldi.
• Nvidia, üretken yapay zeka modelleri oluşturmak ve eğitmek için tasarlanan yeni süper bilgisayarını duyurdu. Duyurunun ardından şirketin piyasa değeri bir süreliğine 1 trilyon doları aştı.
Altaylı: “Benzersiz bir şey yapmak istiyorum”
Gazeteci Fatih Altaylı, Aposto'nun sorularını cevapladı

Gazeteci Fatih Altaylı, Cumhurbaşkanlığı ve milletvekili seçimlerinin ilk turunun tamamlanmasının ardından 16 Mayıs'ta Habertürk'ten ayrıldığını açıklamıştı. Altaylı, "Bana katlanan herkese teşekkürler" başlığıyla Habertürk'te yayımlanan son yazısında ayrılığını şu ifadelerle duyurmuştu:
Sonuçta bugün Habertürk'e veda ediyorum. Türkiye'nin, Türkiye'de medyanın en zor döneminin 18 yılını birlikte yaşadık. Başka hiç kimse ile bu kadar uzun süreli bir beraberliği, hele hele bu dönemde asla beceremezdim, beceremezdik. Bazen aşk biter ya, bittiğini bilmek, anlamak, uzatmamak, sıkmamak lazım. Yarın artık yokum.
Bugünlerde köşe yazılarına kişisel internet sitesi fatihaltayli.com.tr adresinde devam eden Fatih Altaylı; Cumhurbaşkanlığı ve milletvekili seçimleri ile önümüzdeki süreçte medyanın geleceği ve medya kariyerine ilişkin sorularımızı yanıtladı.
14 Mayıs'taki milletvekili seçimleri ve 28 Mayıs'taki Cumhurbaşkanlığı seçiminin sonuçlarını nasıl değerlendiriyorsunuz? Ortaya çıkan tablo sizin için sürpriz oldu mu?
Açıkçası sürpriz olduğunu itiraf etmeliyim. Ekonomideki felaket tablonun, devlet yönetimindeki tutarsızlığın, çözüm bulma konusundaki vurdumduymazlığın, işsizliğin, partizanlığın ve son olarak da deprem karşısındaki tavrın Cumhurbaşkanı’nın oylarını azaltacağını düşünüyordum. Kaybetmesi gereken oy sadece 2,5 puandı. Ama onu bile kaybetmedi.
Ancak bir yandan da muhalefetin aday adayları arasında kazanma ihtimali en düşük olanın Kemal Kılıçdaroğlu olduğunu ve Kılıçdaroğlu'nun kazanmakta zorluk çekeceğini tahmin ediyordum. İmamoğlu, Yavaş ve hatta Akşener’in güle oynaya kazanabileceği bir seçimdi bence. Daha önce ‘AKP bu seçimi kazanamaz ama CHP kaybedebilir’ demiştim. Tam da öyle oldu galiba.
“Cübbeli Ahmet seçim günü beni aradı”
Kemal Kılıçdaroğlu ve Recep Tayyip Erdoğan'ın kampanya süreçlerini karşılaştırdığınızda hangi tarafın daha başarılı olduğunu düşünüyorsunuz?
Erdoğan doğru düzgün kampanya bile yapmadı aslında. Hatta bu rahatlığı şaşırtıcı idi. Sadece son iki haftada sahaya inmek zorunda hissetti kendini. Kılıçdaroğlu ise herkese göre başarılı bir kampanya yürüttü. Kendinden beklenmeyecek kadar iyiydi ama bir hata vardı. Gergin ve kamplaşmış bir topluluğa pozitif kampanya yaptı.
Oysa yapması gereken terörün AKP döneminde hortladığını hatırlatmak, açılım sürecine vurgu yapmak, terörle AKP'yi özdeşleştirmekti. Erdoğan’ın milliyetçiliği ayaklar altına aldığı konuşmaları hatırlatmaktı. Mesela Canan Kaftancıoğlu bu tür bir kampanyanın daha doğru olduğunu genel merkeze sürekli söyledi ama genel merkez çiçek-böcük-kalp kampanyası yapmayı tercih etti.
Erdoğan’ın kampanyası ise daha çok yapabilme kabiliyeti üzerineydi. Bir yandan muhalefeti terörle özdeşleştirdi diğer yandan muhalefetin vaatlerini iktidarın gücü ile önden gerçekleştirme adımları attı. Cübbeli Ahmet seçim günü beni aradı mesela ve “Fatih Bey, deprem bölgesinde Tayyip bey kazanacak çünkü herkes o evleri bitirip teslim edecek olanın Tayyip bey olduğuna inanıyor” dedi. Durum tam da buydu.
“Kılıçdaroğlu için hezimettir”
Seçim sonuçlarına bakıldığında sizce net bir şekilde kazanan ve kaybeden taraf olduğunu söylemek mümkün mü? Seçimleri Erdoğan için bir zafer, Kılıçdaroğlu için bir hezimet olarak görüyor musunuz?
Kemal Bey’in çevresinde toplanan yüzde 48 muhalefeti çok da önemsememek lazım. Sonuçta erk Erdoğan’da kaldı. Yine bildiğini okuyacak, istediğini yapacak. Evet siyaset sosyolojisi açısından bu oranlarla iktidarın istediğini yapması çok kolay değildir. Ancak Yeniden Refah ve HÜDA PAR gibi iki ekstrem parti var iktidarın yanında. Eğer Erdogan bu partilere uyup, radikal uygulamalara yönelirse toplumsal barış büyük zarar görür. Ciddi olaylar olabilir. Yeni ve daha yaygın ‘Gezi’ler görebiliriz.
Hezimet meselesine gelince. Evet Kılıçdaroğlu için hezimettir. Kaybettiği 12. seçim. Üstelik de kazanma ihtimalini egosuna ya da çevresinde egosunu okşayanlara yenik düşerek heba etti. Çok açık bir hezimettir. Bu seçimi bile kazanamayan bir siyasi lider hangi seçimi kazanabilir ki!
Erdoğan açısından seçimin kazanılmasını sağlayan, Kılıçdaroğlu açısından da kaybedilmesine neden olan faktörler sizce nelerdi?
Yükselen milliyetçilik, terör korkusu. Kimse itiraf etmese de, mezhep meselesi. Ve tabii CHP’nin önemini kavrayamadığı göçmenler meselesi. Seçim güveliği ve iktidarın seçimlerde güç kullanımı zaten yıllardır süren bir etken.
“AK Parti muhaliflerini de kendine benzetti”
28 Mayıs seçiminin Türkiye ekonomisi, toplumu ve siyaseti üzerindeki olası etkilerini nasıl değerlendiriyorsunuz? Yeni dönemde bizleri nasıl bir Türkiye bekliyor?
Her şey iktidarın gücünü nasıl kullanacağına bağlı. Ekonomi çok kolay toparlanabilir. İki yıl içinde normale dönebilir ama ‘Nas’ diyerek düzelmez. Akılla ve bilgi ile düzelir. Mevcut ekonomistin politikası ile olmaz. Gerçek ekonomi bilimine yönelmek lazım. Bu yapılmaz ise Türkiye’yi bir felaket bekliyor.
Keza sosyal yaklaşım da çok önemli. Yanlış adımlar Türkiye’de geri dönüşünü olmayan bir bölünme riski yaratır. Sertlik ve yüzde 48’i yok sayan, tehdit eden politikalar toplumsal gerilim ve olaylara neden olur. Yumuşak, 2002-2007 arasındaki gibi makul bir yönetim ise tam tersi Türkiye’yi çok rahatlatır. İktidarı da uzun vadeli sorunlardan korur.
Makuliyetten uzaklaşması, Türkiye’nin varlığını ve bütünlüğünü etkileyecek hale gelir. Açıkçası bundan çok korkuyorum. Göçmenleri de denkleme ekleyince Türkiye Cumhuriyetini ilk kez bu kadar büyük risk altında görüyorum.
Seçimin tamamlanmasının ardından Halk TV, Sözcü TV, TELE1 gibi muhalif medya kuruluşları hakkında RTÜK tarafından inceleme başlatıldı. Siz de 14 Mayıs'tan sonra Habertürk'ten ayrıldığınızı açıkladınız. Önümüzdeki dönemde medya ve ifade özgürlüğüne baskı artacak mı? Özellikle muhalif medyayı ve gazetecileri nasıl bir dönem bekliyor? Ana akım medyanın zayıflayacağı, sosyal medyanın ağırlığının artacağı bir döneme mi giriyoruz?
Kış kışlığını, RTÜK de RTÜK’lüğünü yapacaktır. Elbette ki baskı artabilir. Ama medyanın da dönüp kendine bakması lazım. A Haber’i eleştirip onların yayıncılığının benzerini yapmak da doğru değil. İktidar yandaşlığını eleştiren gazetecilerin mesleki ve ekonomik ikballerini muhalif partilere bağlamasının, partileri iş ve iş bulma kurumu gibi görmesinin de akıl alır tarafı yok.
AK Parti ne yazık ki, muhaliflerini de kendine benzetti. Tam bir Yin Yang durumu var. İki taraf birbirinin yansıması. İktidar değişse, muhtemelen şimdi ezilenler ezen olacaktı. Ve bu durum Türkiye’ye has değil. Avrupa hariç, dünyada da durum bu. Her yerde yükselen milliyetçilik, ırkçılık, baskıcı rejimler. Medyada müthiş bir taraf tutma hali. Aklın ve bilginin önemsizleşmesi. Lümpenizm dediğim bir yeni akım tüm siyaseti esir aldı.
Sosyal medya da sonuçta medya ve üstelik de sorumsuzluk açısından geleneksel medyanın ötesinde bir rezalete batmış durumda. Ama yine de sorumluluk sahibi yayıncıların baskıya karşı elini bir nebze de olsa güçlendiriyor. Bağımsız ama sorumlu yayıncılara alan açıyor. Ancak bu alan bile sınırsız bir özgürlük değil.
“Habertürk’ün son dönemindeki tembellik sürecimi bitirdim”
Köşe yazılarınıza
Aynen söylediğiniz gibi, Habertürk’
Televizyon tarafını ise yakın zamanda Youtube üzerinden başlatacağız. Çok kanallı bir Youtube televizyonu hazırlıyoruz. Ortak olmak isteyen, yatırımcı olmak isteyen fonlar ve sermaye grupları var ama ben bağımsızlığımdan taviz vermek istemiyorum. Tamamen bir bağımsız gazetecilik girişimi olsun istiyorum. Kendim finanse edeceğim ve onurlu, namuslu, özgür ruhlu bir grup gazeteci arkadaşımla yapmak istiyorum bunu. Temiz meslektaşlarımın ortak olacağı bir dijital platform kurmak için uğraşıyorum.
Aslında tek başıma yarın da başlatabilirdim ama izleyicilerden çok da uzun olmayan bir süre talep ediyorum. Benzersiz bir şey yapmak istiyorum. Habertürk’ün son dönemindeki tembellik sürecimi bitirdim ve çok çalışıyorum. Herkes tatil yaparım diyordu ben ise yıllardır çalışmadığı kadar yoğunum. Yapacağımız işi Türkiye açısından çok önemli buluyorum.
Teke Tek Bilim elbette sürecek. Ayrıldığım gün Celal Şengör aradı, “İnternette devam edelim” dedi. Ertesi gün İlber Hoca aradı, “Aynen devam. Daha da rahat konuşuruz” dedi. Teke Tek Bilim, Temmuz sonu gibi başlar herhalde. Birebir’i de Eylül gibi başlatırız.
Ama sadece onlar değil, çok farklı kanallar da olacak. Bayağı bir televizyon kurmayı hedefliyoruz diyebilirim. Hepsi güvenilir bir grup gazeteci ile; ve şartlarımız olgunlaşınca bağımsız tüm gazetecilere kapıyı açacağız. Becerebilirsek çok sürpriz bir iş ortaya çıkaracağız.
• Saraçhane Arkeoloji Parkı'nda yürütülen kazı çalışmasında antik Yunan mitolojisinde çoban ve sürülerin tanrısı olarak bilinen Pan heykelinin parçası bulundu.
Kaynak: AA
- Detaylar: İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin açıklamasında 20 santimetre yüksekliğinde, 18 santimetre genişliğindeki heykelin sol kol ile gövde altı kısmının kırılmış durumda olduğu aktarıldı. Heykelin parçasının İstanbul Arkeoloji Müzeleri Müdürlüğü tarafından alınarak müze deposuna kaldırıldığı bildirildi.
• Documentarist 16. İstanbul Belgesel Günleri, 10–15 Haziran tarihleri arasında gerçekleşecek. "Yaprak döker bir yanımız, bir yanımız bahar bahçe" sloganıyla yola çıkan festivalin 16. edisyonunun odağında Baltık Şiirsel Belgesel Ekolü yer alıyor. Festivalde ‘Bir Aradalık’, ‘Başka Dünya Yok’, ‘Türkiye Panorama’ gibi bölümlere dağılmış 70’ten fazla film gösterilecek.
- Detaylar: Documentarist 16. İstanbul Belgesel Günleri'nin gösterim ve etkinlikleri Fransız Kültür Merkezi, Metrohan, Aynalı Geçit, Caddebostan Kültür Merkezi ve Müze Gazhane'de gerçekleşecek. Program kapsamında üç filmi gösterilecek olan Litvanyalı ünlü belgeselci Audrius Stonys festivalin konuğu olacak ve bir sinema dersi verecek.
• 69. Sait Faik Hikaye Armağanı’nın ödül töreni İş Kuleleri'nde yapıldı. Ödül, Anatomi Dersi kitabıyla yazar Ayşegül Devecioğlu’na takdim edildi. Devecioğlu, Sait Faik Hikaye Armağanı'nın yazarlık hayatı için çok önemli yerinin olduğuna vurgu yaparak edebiyatın dünyayı değiştirmede ve dönüştürmede iyi bir yoldaş olduğunu belirtti.
- Ne dediler? Hilmi Yavuz, Nursel Duruel, Prof. Dr. Jale Parla, Beşir Özmen, Metin Celal ve Jale Özata Dirlikyapan’ın yer aldığı seçici kurulun başkanlığını üstlenen Doğan Hızlan ise konuşmasında “Her yazarın mekânı vardır. Sait Faik de İstanbul'u, Beyoğlu ve Adalar'ı yazdı. Buraları yazarken de insan unsurunu hiç unutmadı. Jüri üyeliğinin en güzel yanı da ödül kazandığını yazara telefonla bildirmektir. Ben bildiririm ve o sevinci ben de ödül almış gibi yaşarım” ifadelerini kullandı.
• Bu yıl üçüncüsü düzenlenen İstanbul Dijital Sanat Festivali’nin açılışı, Atatürk Kültür Merkezi’nde gerçekleştirilen etkinlikle yapıldı. 5 Haziran’a kadar çeşitli etkinliklerle AKM’de devam edecek olan 3. İstanbul Dijital Sanat Festivali'ne, her yaştan ziyaretçi ücretsiz olarak katılabilecek.
Paris 2024’te Türkiye Millî Olimpiyat Komitesi’nin yol arkadaşı Türkiye İş Bankası
Türkiye Cumhuriyeti ilk defa 1924 yılında Paris'te Olimpiyat Oyunları’na katıldı. 2024 yılında kuruluşunun 100’üncü yılını kutlamaya hazırlanan Türkiye İş Bankası, ikinci yüzyılının eşiğindeyken olimpiyat heyecanını da ilk günkü gibi yaşayarak iki sevinci birlikte paylaşmak üzere Paris 2024 Olimpiyat Oyunları’nda Türkiye Milli Olimpiyat Komitesi’nin (TMOK) Resmî Destekçisi oldu.
Bu iş birliğiyle genç sporcuların Paris 2024 Olimpiyat Oyunları’nda daha büyük başarılar elde etmelerine katkı sunulması; onları örnek alacak çocukların hayatlarına dokunarak daha fazla gencin bu yola çıkmasının teşvik edilmesi, çocuklara spor sevgisinin aşılanması ve spor alışkanlığı kazandırılması hedefleniyor. Böylece daha fazla gencin gelecek olimpiyatlarda Türkiye’yi temsil etmesi ve başarıların artırılması amaçlanıyor.
Dahası: 26 Temmuz - 11 Ağustos 2024 tarihleri arasında düzenlenecek Paris 2024 Olimpiyat Oyunları, gençlerin gelecek umuduna katkı sunmayı amaçlıyor. Önceki olimpiyatlardan farklı olarak küresel iklim krizi ve cinsiyet eşitliğini odağına alan Paris 2024 Olimpiyat Oyunları, Birleşmiş Milletler Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları ve karbon ayak izinin azaltılmasıyla ilgili 2030 ve 2053 hedeflerine önem veriyor. Yapılan planların gerçekleşmesi durumunda Paris 2024 Olimpiyat Oyunları, ‘ilk iklim pozitif olimpiyat’ unvanını taşıyacak. Paris 2024 Olimpiyatları, yarışmalara katılacak kadın ve erkek sporcu sayısının %50-50 oranında eşit olması dolayısıyla cinsiyet eşitliğinin tam olarak sağlandığı ilk Olimpiyat Oyunları olacak.
• Geçtiğimiz yıl ilki düzenlenen Kaş Uluslararası Kısa Film Festivali başladı. Festivalde bu yıl Uluslararası Kısa Film Yarışması ve Ulusal Kısa Film Yarışması'nda 11'er, Uluslararası Su Altı Kısa Film Yarışması ve Ulusal Öğrenci Yarışması'nda ise 5'er film yarışıyor.
- Editörden: Emre Eminoğlu'nun festival direktörü Seren Topaloğlu ile festivalin yolculuğu üzerine yaptığı röportaj'a Duende'den ulaşabilirsiniz.
• Dünyanın en prestijli film festivallerinden biri kabul edilen ve yetmiş altıncı edisyonu 16 Mayıs'ta başlayan Cannes Film Festivali, 27 Mayıs'ta gerçekleşen kapanış töreniyle sona erdi. Törende içlerinde festivalin büyük ödülü Altın Palmiye'nin de bulunduğu ödüller sahiplerini buldu ve ana yarışmadaki ödüller 8 film arasında dağıldı.
- Detaylar: Aralarında Nuri Bilge Ceylan, Kore-eda Hirokazu ve Wim Wenders gibi daha önce Altın Palmiye'ye uzanmış yönetmenlerin yeni filmleri de vardı. Altın Palmiye tarihte üçüncü kez bir kadının –Anatomy of a Fall filmiyle Justine Triet– oldu.
- Açıklamalar: Ödül konuşmasına "Bu yıl bu ülkeye, emeklilik reformuna ilişkin tarihî, son derece güçlü ve tek-ses bir protesto damgasını vurdu. Bu protestolar reddedildi ve şok edici şekillerde bastırıldı" sözleriyle başlayan Triet, sinema da dâhil olmak üzere Fransız toplumunun çeşitli alanlarında kısıtlanamayan bir güç modelinin patlak verdiğini ileri sürdü ve "neoliberal hükûmetin savunduğu, kültürün metalaştırılmasını" eleştirdi.
Merve Dizdar | Fotoğraf: Gonzalo Fuentes/Reuters
- Bununla birlikte: Festivaldeki prömiyerinin ardından En İyi Senaryo ödülü için de tahminlerde adı geçen Nuri Bilge Ceylan imzalı Kuru Otlar Üstüne'de ise Merve Dizdar'ın performansı En İyi Kadın Oyuncu ödülüne layık görüldü. Dizdar ödül konuşmasında şu ifadeleri kullandı:
“[Bu ödülü] kendilerine layık görülenlere boyun eğmeyip eyleme geçen, bu uğurda her şeyi göze alan ve ne olursa olsun umut etmekten vazgeçmeyen tüm kız kardeşlerime ve Türkiye’de hak ettiği güzel günleri yaşamayı bekleyen tüm mücadeleci ruhlara armağan ediyorum.”
📽 Haftanın Fragmanları
- İkinci sezonunda nihayet Samantha’nın da gözükeceği And Just Like That…’in,
- The Weeknd'in yaratıcı ve oyuncu kadrosunda yer aldığı HBO dizisi The Idol'ın,
- Black Mirror’ın 5 yeni hikâyesiyle bizleri selamlayan 6. sezonunun fragmanları yayımlandı.
• Yemek kitaplarının Nobel’i olarak adlandırılan Gourmand Awards 2023'ün kazananları açıklandı. Antalya’da 3. kuşak temsilcileriyle varlığını sürdüren 7 Mehmet isimli restoranın tariflerinin, aile hikâyesi ve bölge ürünlerinin yer aldığı aynı isimli kitap ve Türkiye’nin meyhane kültürünü tarih, müzik, yemek, mimari gibi çok boyutta inceleyen en kapsamlı kitabı Meyhane İhtisas Kitabı ödül alanlar arasında.
• Hollanda’da yaşayan Türk asıllı piyanist Karsu’nun hazırladığı yemek kitabı "Karsu’s Kitchen"ın Türkçe versiyonu "Karsu’nun Mutfağı", 20 Haziran’dan itibaren satışa sunulacak. Hatay yöresine ait yemekler için önemli bir yer ayrılan kitapta Türkiye mutfağından çeşitli tariflerle beraber Karsu’nun aile hikâyeleri de paylaşılıyor.
- Ne dediler? İrlanda’daki restoranıyla Michelin yıldızı kazanan Türkiye asıllı Şef Ahmet Dede’nin kitap hakkındaki yorumu şu şekilde: "Bu yemek kitabında en lezzetli ve benim en sevdiğim Türk yemeklerini; ailenizi ve bütün dostlarınızı çok mutlu edecek yemekleri bulacaksınız. Karsu yemekleri kalbiyle pişiriyor ve onun kalbi öyle sıcak, öyle cömert ki titizlikle yazılmış bu kitapta siz de o kalple tanışacaksınız."
• Şanlıurfa Büyükşehir Belediye Başkanı Zeynel Abidin Beyazgül, sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımla Şanlıurfa’nın şehirle özdeşleşen yöresel yemeklerinden “Urfa Aya Köftesi”nin Türk Patent tarafından tescillendiğini duyurdu.
• Ünlü Şef Gordon Ramsay, National Geographic'te yayınlanan Uncharted isimli serinin üçüncü sezonunda Peru’daki And Dağları'nda deniz seviyesinden 35 bin metre yükseklikte alpaka eti denediği ya da Güney Hindistan'ın Kerala şehrinde körili balık yediği küresel bir mutfak turuna çıkacak.
- Dahası: Yerel ürünler ve topluluklarla bir arada olmanın kendisine ilham verdiğini belirten şef “Mutfaktan çıkıp ellerimi kirletmeyi her zaman sevmişimdir” diyor. Gordon Ramsay şu günlerde TV şovuna eşlik edecek ve seyahatlerinin çeşitliliğini yansıtan tariflerin yer aldığı yemek ve seyahat günlüğü özelliğindeki kitabının yayın hazırlığında.
• Absolut, piyasaya kağıt şişelerde sürülecek. Üç aylık bir denemenin parçası olarak İngiliz süpermarket zinciri Tesco'da satılacak olan marka, ilk kez küresel bir alkollü içeceğin kağıt bazlı şişelerde satışa sunulacağını belirtti.
- Neden önemli? Marka, diğer içki fabrikalarına kıyasla ortalama %98 daha az emisyon üreterek 2030 yılına kadar karbon nötr bir ürün ortaya çıkarma yolunda ilerlediklerini söyledi.
• İngiltere'nin kıdemli elektronik müzisyenlerinden ve prodüktörlerinden Clark, yapımcıları arasında Thom Yorke'un da olduğu yeni albümü Sus Dog'u Throttle Records etiketiyle yayımladı.
- Dahası: 12 şarkılık Sus Dog'un yayın gününde Thom Yorke'la bir düet olan Medicine için bir video klip de paylaşıldı. Dylan Hayes'in yönetmenliğinde çekilen klip, Franz Kafka’nın Dönüşüm kitabından ve Stan Brakhage'nin Mothlight isimli kısa filminden ilham alarak bedenin ve mekânın bozulması üzerine yaratılan karmaşıklığı betimliyor.
• Kendrick Lamar ve kuzeni Baby Keem, yeni işbirliği şarkıları The Hillbillies'i bir video klip eşliğinde paylaştı. Evilgiane yapımcılığında hayata geçirilen şarkı, Bon Iver'ın pandemi sırasında yayımladığı PDLIF şarkısından bir sample üzerine kurulu.
- Detaylar: Bulutsu bir prodüksiyon ve minimal bir beat'le ilerleyen The Hillbillies'in Neal Farmer yönetmenliğindeki klibi ise amatör ve düşük kaliteli estetiğiyle öne çıkarken, akışında Tyler the Creator'a da yer veriyor.
• Taylor Swift, Midnights (2022) albümünün genişletilmiş bir versiyonu olan The Till Dawn'u 26 Mayıs'ta paylaştı. Swift'in 3 yeni şarkı dahil ederek yayımladığı bu derleme, Karma şarkısının Ice Spice katılımlı bir remiks'ini de içeriyor.
- Dahası: Swift ve Ice Spice, The Till Dawn'ın yayınını takiben Karma şarkısının klibi için tekrar bir araya geldi. Taylor Swift'in yönetmenliğinde çekilen klip; ikiliyi Ay ve Satürn'ün iplerini tutarken, bir kayıkla okyanusu gezerken, dağ (Swift) ve bulut (Ice Spice) kılığında birbirlerine serenat yaparken gösteriyor.
🎧 Haftanın Albümleri:
- Beach Fossils: Bunny
- Bob Dylan: Shadow Kingdom
- Foo Fighters: But Here We Are
- Noel Gallagher’s High Flying Birds: Council Skies
- Protomartyr: Formal Growth in the Desert
- Rufus Wainwright: Folkocracy
ÖNERİYORUZ
Türkiye’de girişimcilik kültürünün yaygınlaşması ve girişimciliğin gençler arasında bir kariyer seçeneği hâline gelmesi için 2014 yılından bu yana her gün heyecan ve büyük bir tutkuyla çalışan Türkiye Girişimcilik Vakfı’nın (GİRVAK) Fellow Programı başvuruları devam ediyor. Her yıl binlerce genç üniversite öğrencisinin başvurduğu programla; sorunlara çözüm üretmek, girişimcilik kültürünü geliştirmek ve farkındalık kazanarak sosyal etki yaratmak isterseniz Girişimcilik Vakfı ailesinin bir parçası olmak için buradan detayları öğrenebilir ve 18 Haziran’a kadar başvuru yapabilirsiniz.