aposto-logoCumartesi, 10 Haziran 2023
aposto-logo
Cumartesi, Haziran 10, 2023
Aposto Üyelik
EKONOMİ‎ |‎ REEL KESİM
İŞ DÜNYASI‎ |‎ ÇALIŞANLAR
TEKNOLOJİ |‎ YAYINCILIK
Bugünkü Destekçimiz
POLİTİKA |‎ TÜRKİYE
POLİTİKA |‎ DÜNYA

📬 “Cehennemin kapılarını kapatacağız”

Zafer Partisi lideri Özdağ, ikinci turda Kılıçdaroğlu'nu destekleyeceğini açıkladı. Modern kölelik koşullarında yaşayan insan sayısının 50 milyona ulaştı. Netflix, ABD ve Birleşik Krallık'ta şifre paylaşımını yasakladı.
Vodafone ile birlikte

Vodafone ’da çalışmak güzel iş Ebeveynliğe adım atarken Vodafone'da çalışmak güzel iş Hızla değişen iş dünyası, farklı insan kaynakları çözümlerine ve çalışma düzenlerine ihtiyaç duyuyor. Çoğumuzun hayatına 2020 yılında giren evden çalışma pratiği ve onu takip eden hibrit çalışma sistemi de bu çözümlerden biri. Neler oluyor? Çalışan deneyimini en üst seviyelerde tutmak için farklı politikalar izleyen Vodafone , hibrit çalışma düzenini 2021 yılından beri kalıcı olarak uyguluyor. Böylece uzaktan veya ofisten çalışacakları günleri önceden planlayabilen çalışanlar seyahat programlarını kolaylıkla öngörebiliyor. Dahası: Çalışanlarının karşılaştığı farklı koşulları çeşitli çözümler aracılığıyla başarıyla yöneten Vodafone , çalışan babalara 4 aylık ücretli izin gibi uygulamalarla çalışanlarına en özel anlarını sevdikleriyle birlikte geçirme imkânı sunuyor. Siz de “Vodafone’da çalışmak güzel iş” demek için Vodafone’a katılarak ayrıcalıklı bir iş hayatının parçası olabilirsiniz. Başvuru için bu bağlantıyı ziyaret edebilirsiniz.

Daha fazlasını öğren

Reuters

24 Mayıs Çarşamba akşamından herkese merhaba. Bugün bültende; Zafer Partisi lideri Özdağ'ın ikinci turda Millet İttifakı cumhurbaşkanı adayı Kılıçdaroğlu'nu destekleyeceğini açıklaması, modern kölelik koşullarında yaşayan insan sayısının 50 milyona ulaşması ve Netflix'in, ABD ve Birleşik Krallık'ta şifre paylaşımını yasaklaması yer alıyor.

  • Ayrıca, Rusya'nın Belgorod bölgesindeki saldırıyı üstlenen grupların, Ukrayna yanında savaşan Rusya vatandaşlarından oluştuğu ortaya çıktı. TCMB verilerinde, reel kesim güveni değişmezken kapasite kullanımı arttı.

İyi bültenler!

EKONOMİ‎ |‎ REEL KESİM

Reel kesim'de güven değişmedi

İmalat sanayisinde Kapasite Kullanım Oranı ise bir önceki aya göre 0,7 puan artarak %76,3 oldu

Mevsimsellikten arındırılmış Reel Kesim Güven Endeksi (RKGE-MA), Mayıs’ta bir önceki aya göre değişmeyerek 105,1 seviyesinde gerçekleşti. Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası’ndan (TCMB) tarafından yayımlanan verilere göre, mevsimsellikten arındırılmamış Reel Kesim Güven Endeksi (RKGE) ise bir önceki aya göre 0,3 puan artarak 108,3 oldu.

Dahası: İmalat sanayi genelinde mevsimsel etkilerden arındırılmış Kapasite Kullanım Oranı (KKO-MA), bir önceki aya göre 0,7 puan artarak %76,3 seviyesinde gerçekleşti.

Detaylar: Endeksi oluşturan anket sorularına ait yayılma endeksleri incelendiğinde, gelecek üç aydaki ihracat sipariş miktarı, gelecek üç aydaki üretim hacmi ve son üç aydaki toplam sipariş miktarına ilişkin değerlendirmeler endeksi artış yönünde etkiledi.

Sabit sermaye yatırım harcaması, genel gidişat, gelecek üç aydaki toplam istihdam, mevcut mamul mal stoku ve mevcut toplam sipariş miktarına ilişkin değerlendirmeler ise endeksi azalış yönünde etkiledi.

Son 3 aya yönelik değerlendirmelerde, üretim hacminde artış beklentisinin bir önceki aya göre zayıfladığı, iç piyasa sipariş miktarında artış beklentisinin ise bir önceki aya göre güçlendiği görüldü.

İhracat sipariş miktarında azalış bildirenler lehine olan seyrin ise artış bildirenler lehine döndüğü görülmektedir.

Mevcut toplam siparişlerin mevsim normallerinin altında olduğu yönündeki değerlendirmeler ile mevcut mamul mal stokları seviyesinin mevsim normallerinin üstünde olduğu yönündeki değerlendirmeler bir önceki aya göre güçlendi.

Gelecek 3 aya yönelik değerlendirmelerde, üretim hacmi, ihracat sipariş miktarı ve iç piyasa sipariş miktarında bir önceki ayda artış beklentisi güçlendi. Gelecek 12 aydaki sabit sermaye yatırım harcaması ve gelecek 3 aydaki istihdama ilişkin artış yönlü beklentileri ise bir önceki aya göre zayıfladı.

Ortalama birim maliyetlerde, gelecek 3 ayda artış olacağını bekleyenler ile son 3 ayda artış olduğunu bildirenler lehine olan seyir zayıflarken, gelecek 3 aydaki satış fiyatına ilişkin artış yönlü beklentiler de zayıfladı.

Gelecek 12 aylık dönem sonu itibarıyla yıllık üretici enflasyonu beklentisi bir önceki aya göre 4,8 puan azalarak %62,8 seviyesinde gerçekleşmiştir.

Bununla birlikte: Güven endeksi Mayıs’ta bir önceki aya göre hizmet sektöründe %0,6 azalırken perakende ticaret sektöründe %0,4 ve inşaat sektöründe %4,3 arttı.

  • Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerine göre, mevsim etkilerinden arındırılmış hizmet sektörü güven endeksi 0,7 puan düşüşle 117,4’e gerilerken; perakende ticaret sektörü güven endeksi 116,7’ye, inşaat sektörü güven endeksi ise 92,2'ye yükseldi.
Hikâyeyi beğendiniz mi? Paylaşın.
İŞ DÜNYASI‎ |‎ ÇALIŞANLAR

Modern kölelerin sayısı 50 milyona ulaştı

Bir önceki veriye kıyasla 10 milyon kişilik artış söz konusu

Avustralya menşeli Walk Free Vakfı tarafından 2021 yılı verilerince yayımlanan rapora göre, modern kölelik koşullarında yaşayan insan sayısı son beş yılda %25 artışla 49,6 milyona ulaştı. Bu, bir önceki araştırma olan 2016 verisine kıyasla 10 milyon kişilik bir artışa işaret ediyor.

  • Modern kölelikzorla çalıştırmayı, zorla evlendirmeyi, borç esaretini, ticari cinsel sömürüyü, insan kaçakçılığını, kölelik benzeri uygulamaları, çocukların satışı ve sömürüsünü içerir. Her biçimiyle, kişinin özgürlüğünün kişisel veya mali kazanç için ortadan kaldırılmasına işaret eder.

Dahası: G20 ülkeleri tarafından yönetilen küresel tedarik zincirleri bu artışa katkıda bulunmayı sürdürüyor. G-20'deki zengin ülkeler arasındaki ticaret, ürünlerin işçi haklarının zayıf olduğu ülkelerden sevk edilmesi sebebiyle çalıştırma koşullarını kötüleştiriyor. 

Anlamı: Zorla çalıştırmanın en yaygın olduğu yerler düşük gelirli ülkeler ağırlıklı olsa da, devamlılığı yüksek gelirli ülkelerden gelen taleple derinden bağlantılı.

  • Vakıf tarafından düzenlenen Küresel Kölelik Endeksi'ne göre bu ülkeler; 2021 yılında elektronik ve giyim ürünleri, palm yağı, güneş panelleri ve kumaş başta olmak üzere 468 milyar dolar seviyesinde tartışmalı ürün ithal etti.

  • Köleliğin artmasına katkıda bulunan koşullar arasında çevresel bozulma, iklim kaynaklı göç, kadın haklarının geri alınması ve pandemi yer alıyor. Modern köleliğin en yüksek yaygınlığına sahip olduğu tahmin edilen ülkeler, çatışmalardan etkilenme, devlet tarafından zorunlu çalıştırmaya sahip olma ve zayıf yönetişime sahip olma eğiliminde olarak betimleniyor.

  • Kuzey Kore'nin listede başı çektiği ülkeler arasında Hindistan, Çin, Rusya, Endonezya, Türkiye ve ABD var.

Öte yandan: Dünyadaki neredeyse her hükümet, mevzuat ve politikaları aracılığıyla modern köleliği ortadan kaldırmayı taahhüt etse de süreç 2018'den bu yana büyük ölçüde duraksadı. 

  • Avustralya, Kanada, Almanya ve Norveç'in işletme ve hükümetleri küresel tedarik zincirlerinde meydana gelen sömürüden sorumlu tutmak için yasalar çıkardığı belirtiliyor.
Hikâyeyi beğendiniz mi? Paylaşın.
TEKNOLOJİ |‎ YAYINCILIK

Netflix, şifre paylaşımını ABD ve Birleşik Krallık'ta yasakladı

Netflix kullanıcıları, Birleşik Krallık'ta 4,99 avro, ABD'de ise 7,99 dolar karşılığında hesaplarını hane halkı dışındaki kişilerle paylaşmaya devam edebilecek

Netflix, hâlihazırda birkaç ülkede başlatmış olduğu şifre paylaşımını engellemeye yönelik uygulamasını, ABD ve Birleşik Krallık dahil olmak üzere toplam 103 ülke ve bölgeye genişletti. Buna göre, yayın devinin, müşterilerine gönderdiği e-postada, kullanıcı hesaplarının bundan sonra hane halkı dışındaki bireylerle "ücretsiz bir şekilde" paylaşılamayacağına ilişkin uyarıda bulunduğu bildirildi.

Öte yandan: Netflix kullanıcıları, Birleşik Krallık'ta 4,99 avro, ABD'de ise 7,99 dolar karşılığında hesaplarını hane halkı dışındaki kişilerle paylaşmaya devam edebilecek. Bununla birlikte, ortak hesap kullanan kullanıcıların profillerini aktarması ve böylelikle kullanıcı izleme geçmişi ve önerilerinin korunması da mümkün olacak.

  • Yeni politikalar kapsamında, aynı hanedeki kişiler bir Netflix hesabını paylaşmaya devam edebilecek ve aynı hesabı seyahat ederken çeşitli cihazlarda kullanabilecek.

Perde arkası: Geçen yıl hesap paylaşımını sınırlandıracağını ve bazı pazarlarda çeşitli yaklaşımları test ettiğini bildiren Netflix'in bu yaklaşımının ardında, pazarda doygunluk belirtileriyle karşı karşıya kalmasının, abone sayısındaki artışın yavaşlamasının ve Disney, Amazon gibi şirketlerin de sahneye dahil olmasıyla yayın pazarındaki rekabetin artmasının bir sonucu olarak kazanç elde etmenin yeni yollarını aramak yatıyor. 

  • Bu kapsamda Netflix, parola paylaşımını sınırlamaya ek olarak diğer abonelik paketlerine kıyasla daha ucuz olan reklam destekli bir abonelik paketi sunuyor. 

Geniş açı: Netflix, parola paylaşımını engelleyerek abone sayısını artırmayı amaçlıyor. Şirket, daha önce yatırımcılarına yaptığı bir uyarıda şifre paylaşımının engellenmesi daha fazla ülkeye genişledikçe kullanıcı sayısında bir azalma olabileceğini; ancak bu yöntemin uzun vadede şirkete daha büyük bir gelir tabanı sağlayacağını söylemişti.

  • Bir süre önce Netflix, şifre paylaşımının Şubat ayında engellenmeye başladığı Kanada'da ücretli üyelik tabanının öncesine kıyasla daha büyük olduğunu ve gelir artışının hız kazandığını bildirmişti.  
  •  Ancak, bu yöntemin çoktan denenmeye başlandığı ülkelerden bazılarında da bu durumun tam tersi bir etki yarattığı görülüyor. Buna göre, Kantar, İspanya'da ek bir hesap için 5,99 avro ücret talep etmeye başlamasıyla Netflix'in yılın ilk üç ayında bir milyondan fazla abone kaybettiğini bildiriyor.

Ayrıca: Şirket tahminlerine göre, 100 milyondan fazla hanenin oturum açma kimlik bilgilerini evlerinin dışındaki arkadaşlarına ve ailelerine verdiği tahmin ediliyor. Bununla birlikte, Mart sonu itibariyle Netflix'in ödeme yapan müşteri sayısının da dünya çapında 232,5 milyon olduğu aktarılıyor.

Hikâyeyi beğendiniz mi? Paylaşın.
Bugünkü Destekçimiz

Vodafone’da çalışmak güzel iş

Ebeveynliğe adım atarken Vodafone'da çalışmak güzel iş

Hızla değişen iş dünyası, farklı insan kaynakları çözümlerine ve çalışma düzenlerine ihtiyaç duyuyor. Çoğumuzun hayatına 2020 yılında giren evden çalışma pratiği ve onu takip eden hibrit çalışma sistemi de bu çözümlerden biri.

Neler oluyor? Çalışan deneyimini en üst seviyelerde tutmak için farklı politikalar izleyen Vodafone, hibrit çalışma düzenini 2021 yılından beri kalıcı olarak uyguluyor. Böylece uzaktan veya ofisten çalışacakları günleri önceden planlayabilen çalışanlar seyahat programlarını kolaylıkla öngörebiliyor.

Dahası: Çalışanlarının karşılaştığı farklı koşulları çeşitli çözümler aracılığıyla başarıyla yöneten Vodafone, çalışan babalara 4 aylık ücretli izin gibi uygulamalarla çalışanlarına en özel anlarını sevdikleriyle birlikte geçirme imkânı sunuyor.

Siz de “Vodafone’da çalışmak güzel iş” demek için Vodafone’a katılarak ayrıcalıklı bir iş hayatının parçası olabilirsiniz. Başvuru için bu bağlantıyı ziyaret edebilirsiniz.

POLİTİKA |‎ TÜRKİYE

Özdağ'ın desteği bir kazanım mı, kayıp mı?

Zafer Partisi lideri Özdağ, seçimlerin ikinci turunda Millet İttifakı'nın cumhurbaşkanı adayı Kılıçdaroğlu'nu destekleyeceğini açıkladı. Peki bu Kılıçdaroğlu için bir kazanım mı yoksa kayıp mı?

Zafer Partisi lideri Ümit Özdağ ve Millet İttifakı'nın cumhurbaşkanı adayı Kemal Kılıçdaroğlu, bugün Zafer Partisi Genel Merkezi önünde, saat 11:30'da açıklamalarda bulundu. Ümit Özdağ, Kılıçdaroğlu ile bir mutabakat sağladıklarını, bunun sonucunda da 28 Mayıs'ta gerçekleşecek ikinci turda Kemal Kılıçdaroğlu'nu destekleyeceklerini duyurdu.

Kılıçdaroğlu: Millet İttifakı'nın cumhurbaşkanı adayı Kemal Kılıçdaroğlu "Oldukça verimli ve güzel bir toplantı gerçekleştirdik. Bir metin de hazırlandı. Türkiye'nin huzurlu bir ülke olması açısından, Türkiye'nin güçlendirilmiş parlamenter sisteme kavuşması açısından oturduk konuştuk. Ev sahipliği için başta Sayın Genel Başkan'a teşekkür ederim" dedi.

Özdağ: Ümit Özdağ basın açıklamasında Türkiye'nin en önemli sorununun 13 milyon sığınmacı olduğunu ve vatanlarına geri yollanmaları gerektiğini belirterek "Bir ülke de 13 milyon sığınmacıyla ekonomisini, güvenliğini doğru çizgiye oturtamaz. Bundan dolayı 14 Mayıs'a giderken Türk halkından sığınmacıları vatanlarına geri yollamak için destek istedik. Numan Kurtulmuş'a sorduk. Bizden destek istediler. 'Sığınmacılar konusunda ne yapmayı düşünüyorsunuz' diye sorduk. Anlattıkları şey sığınmacıların ülkelerine göndermesini içermiyordu. Kemal Bey sığınmacıların vatanlarına dönmeleri gerektiğini söyledi. Zafer Partisi olarak Sayın Kılıçdaroğlu'nu ikinci turda destekleme kararı verdik" ifadelerini kullandı. 

  • Kurtulmuş'tan cevap: AK Parti Genel Başkanvekili Numan Kurtulmuş, Özdağ'ın ifadelerine "Sayın Ümit Özdağ'ın bugün yaptığı açıklamasında ifade ettiği 'Numan Kurtulmuş'un anlattığı şey sığınmacıların vatanlarına dönmesini içermiyordu' şeklindeki sözleri tamamen gerçek dışıdır. Hem başbaşa görüşmemizde hem de sonrasındaki ortak basın açıklamasında ifade ettiğimiz gibi hükümetimiz Suriyeli göçmenlerin güvenli ve gönüllü geri dönüşleriyle ilgili kapsamlı çalışmalarını hassasiyetle sürdürmektedir" sözleriyle cevap verdi. 
  • Bununla birlikte: Özdağ ayrıca "Birinci tüm seçmenlere çağrım şu: Eğer annelerinizden ve babalarınızdan aldığınız Türkiye'yi çocuklarınıza devretmek istiyorsanız, kızınız sokağa çıktığında endişelenmek istemiyorsanız, akşam 21.30'da oğlunuzu bakkala güven içinde yollamak istiyorsanız, 28 Mayıs'ta yapılacak seçimde 13 milyon sığınmacıyı vatanına yollayacak politikaya ve politikacılara destek verin ve Kılıçdaroğlu'na oy verin. Ülkenizin göçmenistan olmamasının tek yolu bu." dedi. 

Arka plan: Özdağ'ın Kılıçdaroğlu'nu destekleyeceği bir süredir konuşuluyordu. Zafer Partisi, Adalet Partisi, Ülkem Partisi ve Türkiye İttifakı Partisi'nin kurduğu ATA İttifakı, cumhurbaşkanı adayı olarak eski MHP Milletvekili Sinan Oğan'ı göstermiş; Oğan, Cumhurbaşkanlığı Seçimi'nin ilk turunda %5,17 oy almıştı. Oğan ilk turun ardından seçimin ikinci turunda kimi destekleyeceklerini duyuracağını açıklamış, bundan bir süre sonra ise ittifak bileşenlerinden Adalet Partisi'nin lideri Vecdet Öz, ittifakın dağıldığını duyurmuştu. Öz, seçimin ikinci turunda Kılıçdaroğlu'nu destekleyeceklerini açıkladı. 

Sinan Oğan ise HÜDA-PAR'ın meclise 4 milletvekili soktuğu AK Parti'nin dahil olduğu Cumhur İttifakı'nın adayı Erdoğan'ı destekleyeceğini söyledi. 

Bu süreçte, Zafer Partisi lideri Ümit Özdağ ittifakın dağıldığını doğrularken Millet İttifakı'nın adayı Kemal Kılıçdaroğlu ile 3 kez görüştü. Görüşmelerin ardından bugün açıklama yapıldı. Özdağ, partisinin Kılıçdaroğlu'nu destekleyeceğini duyurdu. 

Mutabakat metninde ne vardı? Ümit Özdağ ve Kemal Kılıçdaroğlu'nun imzaladığı mutabakat metni kamuoyuyla da paylaşıldı. Metinde şu maddeler yer aldı: 

  • Anayasamızın ilk 4 maddesi ve 66. madde de yer alan Türk Vatandaşlığı konusundaki tanımı ve içeriği korunacaktır.
  • 1924 yılında kurulan milli-üniter-laik devletten asla taviz verilmeyecektir. Bu değerlere bağlı kalınacaktır.
  • Başta Suriyeliler olmak üzere tüm sığınmacılar ve kaçaklar en geç 1 yıl içerisinde ülkelerine geri gönderilecektir.
  • Devletin varlığı ve bütünlüğünü hedef alan başta FETÖ, PKK, IŞİD olmak üzere bütün terör örgütleri ile etkin ve kararlı mücadele edilecektir. Terörle mücadele çerçevesinde, terörle bağlantısı hukuki kanıtlarla sabit olan mahalli idare yöneticileri yerine devlet görevlileri ataması uygulamasına yargı kararı çerçevesinde devam edilecektir. Terörle müzakere değil, mücadele edilecektir. Türkiye’nin milli ve üniter devlet yapısını hedef alan hiçbir siyasi ve hukuki düzenlemeye izin verilmeyecektir.
  • Devletin bütün birimlerinde yapılacak görevlendirmelerde sadakat değil, liyakatin esas alınması sağlanacaktır
  • Bütün yolsuzluklar ile hukuk çerçevesinde çok etkin bir şekilde mücadele edilecektir.
  • Devletin vatandaşına karşı şeffaf olunması ve açık davranması konularında tam mutabakata varılmıştır.

Ya bakanlıklar? Ümit Özdağ, kılıçdaroğlu ile görüşmesinin öncesinde Twitter'dan yaptığı paylaşımda "Söz ben İçişleri Bakanı olarak yollayacağım. Ancak sadece Suriyeliler değil Türkiye’yi dünyanın lunaparkı zanneden, kadınlarımıza cariye muamelesi yapan, sokaklarımızı uyuşturucu cennetine çeviren, selefi cihatçı örgütlenme yapan ve yılda 11 milyar dolarımızı yiyen herkes gidecek." ifadelerini kullanmıştı. Özdağ'ın bu paylaşımı Zafer Partisi'ne bakanlık verildiği iddialarını gündeme taşımış, imzalanan mutabakat metninde ise bakanlıklara ilişkin herhangi bir ifadeye yer verilmemişti. 

Sözcü gazetesinden Saygı Öztürk ise "Kılıçdaroğlu-Özdağ görüşmesi sonrası Zafer Partisi’nin alacağı bakanlıklar belli oldu. İçişleri Bakanlığı ve Kültür Bakanlığı yanı sıra TİKA ile Yurtdışı Türkler ve Akraba Topluluklar Başkanlığı da Zafer Partisi’nde olacak" iddiasında bulundu.

Özdağ ise bugün katıldığı programda bakanlık konusunun seçimin ardından konuşulacağını söyledi.

Kayyum maddesi tartışmaları: Mutabakat metninde yer alan "Terörle mücadele çerçevesinde, terörle bağlantısı hukuki kanıtlarla sabit olan mahalli idare yöneticileri yerine devlet görevlileri ataması uygulamasına yargı kararı çerçevesinde devam edilecektir." maddesi de tartışıldı. Gazete Duvar'dan Ceren Bayar'ın haberine göre, bu ifade ve ifadenin sonuçlarını değerlendirmek için; HDP ve Yeşil Sol Parti'nin yöneticileri bir araya geldi. HDP ve Yeşil Sol Parti yöneticilerinin bir açıklama yapıp yapmayacağına ilişkin bilgi verilmedi. Öte yandan Yeşil Sol Parti, cumhurbaşkanlığı seçimin ikinci turunda ilk turda olduğu gibi Kılıçdaroğlu’nu destekleyeceğini açıklamıştı.

Yeşil Sol Parti, Kılıçdaroğlu ve Özdağ'ın görüşmesinin ardından yaptığı açıklamada "Halkımızdan, asla sandığa gitmemek gibi bir eğilimde olmamalarını, gitmelerini ve ısrarla bu rejimi durdurmak için çaba sarf etmelerini bu mücadeleye ortak olmalarını istiyoruz." ifadelerini kullandı. 

HDP Eski Eş Genel Başkanı Sezai Temelli, Cumhurbaşkanlığı ikinci tur seçimi için, “Boykot moykot yok. Sandığa gideceğiz faşizmi yıkacağız” dedi.

HDP Parti Meclisi Üyesi Ahmet Saymadi, konuya ilişkin Twitter'dan yaptığı paylaşımda şu ifadeleri kullandı:

"Milliyetçiler hem iktidar cephesinde hem de muhalefette pozisyon tuttu. İYİ Parti CHP’nin büyük ortağı, MHP ise AK Parti’nin büyük ortağı. Bunları bilerek Kemal Kılıçdaroğlu’nu destekledik. ATA İttifakı da ikiye bölünerek (iki eşit parçaya değil) yer tuttu. Bizim yerimiz sabit. Kemal Kılıçdaroğlu’nu kim desteklerse desteklesin, ülkeyi götüreceği yer Erdoğan’ın götüreceği yerden daha kötü olamaz. Kendi açımızdan Kemal Kılıçdaroğlu ilk turda da bitirse de güllük gülistanlık bir ortam beklemiyorduk, hâlâ da beklemiyoruz. Bu devletin belli kodları var. 'Ölümü gösterip sıtmaya razı ettiler' diyen olacaktır elbet. Ölüme çare yok, sıtmaya çare var. Aday çıkarmama kararı aldığımız günle bugün arasında bir değişiklik yok. Umarım Kemal Kılıçdaroğlu ikinci turda kazanır. En azından siyasi bir denge oluşur."

Yeşil Sol Parti'den İstanbul milletvekili seçilen Sırrı Süreyya Önder de görüşme öncesinde "Sandıklara gitmemek tabii ki bir seçenektir, bir tutumdur. Tarihte de yeri vardır. Boykot bizim kendi geleneğimizde de yapılmıştır ama şu anda bu lüks sayılacak bir tutum olur. Çünkü ne sonuç üreteceği baştan belli bir tavır takınmış oluruz. Kendisinin taahhüt ettiği birtakım şeyler var. Yani örneğin bağımsız yargı bunu kendisi kamuoyu önünde defalarca deklere etti. Örneğin bizim arkadaşlarımızın cezaevinde boşuna yatıyor oluşunun ya da siyasi bir hınç alma duygusuyla yatıyor oluşunun altını kendisi çizdi. Dolayısıyla ağır bir sorumluluk aldı üzerine. Bunları yerine getirmek zorunda zaten bu ülkede değişim talebi de tam bu noktalarda en başta adaletsizlikten şikayet alanında odaklanıyor. Kılıçdaroğlu'nun bir hiyerarşik olarak önce şunu yapacağı, sonra bunu yapacağı ya da bunu yapmayacağı gibi bir şey ben öngöremem ama kesinlikle adalet bahsinden başlaması gerektiğini düşünüyorum" ifadelerini kullanmıştı.

Ya ittifak bileşenleri? Millet İttifakı'nda yer alan partilerden Gelecek Partisi ve DEVA Partisi'nin üyeleri, Zafer Partisi'nin Kılıçdaroğlu'na desteğini açıklamasının ardından bu tavra tepki gösterdi. Parti üyeleri "kazanmak için her yol mübah değildir" ifadeleriyle açıklamalarda bulundu.

Hikâyeyi beğendiniz mi? Paylaşın.
POLİTİKA |‎ DÜNYA

Rusya'nın Belgorod bölgesine saldırının arkasında kimler var?

Belgorod valisi Pazartesi yaptığı açıklamada saldırıyı düzenleyenlerin "Ukraynalı bir sabotaj grubu" olduğunu öne sürerken, saldırıyı üstlenen gruplar Ukrayna yanında savaşan Rusya vatandaşlardan oluşmakta.

Rusya’nın Ukrayna sınırındaki Belgorod bölgesine Pazartesi günü düzenlenen saldırı hakkındaki gelişmeler dikkat çekmeye devam ediyor. Belgorod valisi Pazartesi yaptığı açıklamada saldırıyı düzenleyenlerin "Ukraynalı bir sabotaj grubu" olduğunu öne sürerken, saldırıyı Ukrayna yanında savaşan Rusya vatandaşlarından oluşan gruplar üstlendi. 

  • Neler oldu? Pazartesi günü erken saatlerde Belgorod Valisi Gladkov, Ukraynalı bir "sabotaj grubunun" Grayvoron bölgesindeki Rusya topraklarına girdiğini söyleyerek Kremlin'i alarma geçirmişti.
  •  Bölge yetkilileri üzerinden aktarılanlara göre saldırıyı düzenleyenler konutlara, idari binalara ve sivil altyapıya havan topları ve toplarla ateş açtı. Bununla birlikte, sabotajcı gruplar bölgesel telefon ve internet ağlarına yönelik siber saldırılar düzenledi. 

Nerede? Saldırı, Ukrayna'nın doğusundaki Donbas bölgesindeki çatışmaların merkez üssünden uzakta ve kuzeydeki Kharkiv bölgesindeki cephe hatlarından yaklaşık 160 km uzaklıkta gerçekleşti.

Neden önemli? Gerçekleştirilen saldırı, Rusya'nın Ukrayna'yı Şubat 2022'de başlayan işgalinden bu yana Rusya topraklarına yapılan en büyük saldırı niteliğinde. 

  • Saldırı, Rusya'nın savaşın en yoğun çatışmalarını yaşadığı Bahmut kentini tamamen ele geçirdiğini ilan etmesinden bir gün sonra gerçekleşti. Ukrayna ise Bahmut'ta mücadelenin hâlâ devam ettiğini söylüyor. 

Rusya'dan geri püskürtme: Rusya ordusu, Salı günü yaptığı açıklamada, önceki gün zırhlı araçlarla batı Belgorod bölgesine saldıran militanları bozguna uğrattığını, 70'ten fazla "Ukrayna milliyetçisini" öldürdüğünü ve geri kalanları da Ukrayna'ya geri püskürttüğünü söylemişti.

Ukrayna saldırıları üstlenmedi: Ukrayna Devlet Başkanlığı Ofisi Danışmanı Mihail Podolyak, “Ukrayna, Rusya’nın Belgorod bölgesindeki olayları ilgiyle izliyor ve durumu inceliyor. Ukrayna’nın bununla doğrudan bir ilişkisi yoktur” ifadelerini kullandı. Podolyak, “Bildiğiniz gibi tanklar herhangi bir Rus askerî mağazasında satılıyor ve gerilla grupları da Rusya vatandaşlarından oluşuyor” dedi. 

Kim suçlandı? Rusya'nın batı Belgorod bölgesindeki çatışmalar üzerine Kremlin, Ukraynalı silahlı grupları suçlayarak terör soruşturması başlattı. Kiev ise, saldırılarda rolü olduğu iddialarını reddederek saldırganların Rusya vatandaşı olduğunu söyledi.

Peki saldırıların arkasında kim var?  Saldırının sorumluluğunu, Rusya Gönüllü Birliği (RVC) ve Rusya'nın Özgürlüğü Lejyonu isimlerinde iki grup üstlendi.

Rusya'ya saldıran silahlı grup

                                                               kaynak: Reuters

Rusya Gönüllü Birlikleri (RVC): Geçtiğimiz Ağustos ayında bir Rusya vatandaşı tarafından kurulmuş olan RVC, Ukrayna'da Ukrayna için savaşan Rusya vatandaşlarından oluşuyor.

Rusya’nın Özgürlüğü Lejyonu: Rusya'nın Ukrayna'yı işgalinin başlamasından hemen sonra bahar 2022'de kurulmuş olan Rusya'nın Özgürlük Lejyonu ise, Ukrayna silahlı kuvvetleri ile işbirliği yaptığını ve Ukrayna emrinde faaliyetlerini sürdürdüğünü söylüyor. 

Rusya'nın Özgürlüğü Lejyonu'nun siyasi kanadının sözcüsü Alexei Baranovsky, Reuters'a yaptığı açıklamada, operasyona katılan asker sayısını açıklayamayacağını ancak lejyonun toplam dört taburu olduğunu söyledi.

  • Dahası: Baranovsky ağır kayıplar olduğunu reddetti ve Rusya'nın büyük kayıplar olduğuna dair haberlerini dezenformasyon olarak niteledi. Birliğin, Ukrayna'nın Uluslararası Lejyonu'nun ve dolayısıyla silahlı kuvvetlerinin bir parçası olduğunu; ancak saldırının Ukraynalı yetkililerle koordine edilmediğini söyledi. 

Baranovsky, konuşmasının devamında "Bunlar Putin rejimini silahlı güç yoluyla devirme ana hedefinin ilk adımlarıdır. Başka bir alternatif yok" ifadelerini ekledi. 

Ne dendi? 

  • Ukrayna askerî dairesi sözcüsü, Belgorod saldırılarının yalnızca Rusya vatandaşları tarafından düzenlendiğini ve amaçlarının Ukraynalı siviller için "güvenli bölge" yaratmak olduğunu söylemişti. 
  • Kremlin Sözcüsü Dmitriy Peskov da, yaptığı açıklamada, “Sabotaj grubunun amacı dikkati Bahmut’tan uzaklaştırmak ve Bahmut’u kaybetmenin Ukrayna tarafı için siyasi etkisini azaltmaktır” demişti. 

"Cepheden uzaklaştırma": Askerî analistler, Bolgorad'a yapılan saldırının, Kiev hâlihazırda büyük karşı saldırıya hazırlanırken, Kremlin'i askerlerinin cepheden uzaklaştırmaya zorlayabileceğini ve ülkeye psikolojik bir darbe indirebileceğini öngörüyorlar. 

"Ukrayna ordusuyla koordine": Reuters'ın haberine göre, uzmanlar, Kiev'in saldırılarda herhangi bir rolü olduğunu reddetmesine rağmen, işgalin başlamasından bu yana Ukrayna'dan yapılan en büyük sınır ötesi baskının, topraklarını geri almaya hazırlanan Ukrayna silahlı kuvvetleriyle neredeyse kesinlikle koordine edildiğini düşünüyorlar. 

Kırım benzetmesi: Belgorod saldırılarının, Rusya'nın 2014 yılında Kırım'ı ilhak ederken Kremlin'in başlangıçta Kırım'a giren birliklerin Rus olduğunu reddeden söylemlerine benzemesi dikkat çekiyor.

Hikâyeyi beğendiniz mi? Paylaşın.

İlgili Başlıklar

Bülteni beğendiniz mi?

Kaydet

Okuma listesine ekle

Paylaş

Aposto Günsonu Yayınını Takip Et

Hafta içi her gün 18.30’da o gün dünyayı ve Türkiye'yi şekillendiren gelişmeler e-posta kutunda. Kısa, yalın, öz.

0%

;