Tünaydın! Türkiye’de Temiz Deniz, Temiz Dünya temasıyla kutlanacağı açıklanan Dünya Çevre Haftası bugün itibarıyla başladı. Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı tarafından yürütülecek olan etkinlikler kapsamında, Türkiye genelinde deniz kirliliğinin önlenmesi ve kıyı alanlarının korunmasının önemi vurgulanacak. Etkinlikler, Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları'ndan SKA-14: Sudaki Yaşam ve Uluslararası Okyanus Bilimleri On Yılı programına katkı sağlayacak şekilde düzenlenecek.
Biz de Angst ekibi olarak odağımızı sağlıklı ve temiz denizlere, iklim ve çevre gündemini etkileyen sosyal medya mecralarına yöneltmeye karar verdik.
İklim dezenformasyon karneleri: Sosyal medya uygulamaları hakikat sonrası dönemde en sık kaynak gösterilen yerlerden biri. Bu ilişki bağlamında iklim dezenformasyonu konusunda Twitter ve TikTok'un karnelerini inceleyeceğiz.
Sağlıklı ve temiz denizler: ODTÜ Deniz Bilimleri Enstitüsü'nün desteklediği projeleri önceliklendirerek "Türkiye'de sağlıklı ve temiz denizler için neler yapılıyor?" sorusuna odaklanıyoruz.
Alara Demirel’in kaleme aldığı Türkiye'de sağlıklı ve temiz denizler için projeler ve Twitter vs. TikTok: İklim dezenformasyon karneleri başlıklı yazıları okumak için bugünkü sayıyı inceleyebilirsiniz.
İyi okumalar,
Angst ekibi
Angst
Her cuma 12.00’de, çevre ve iklim gelişmelerine türler arası eşitlik ilkesini benimseyerek gelişmeleri aktarıyoruz.
Twitter vs. TikTok: İklim dezenformasyon karneleri
Hakikat sonrası dönemde sosyal medya uygulamalarının temsil alanı sağladıkları içerikler ve iklim aktivistlerini etkileme şekilleri üzerine.

Zenginleri vergilendirmek ve fosil yakıtları aşamalı olarak kaldırmak için hükümetlere baskı yapmak adına Twitter'ı kullanıyorduk. Şimdi platformun kendisinin güvenli ve adil bir yere getirilmesi için kampanya yürütmek zorundayız.
— Dominika Lasota (İklim aktivisti)
TikTok'un iklim dezenformasyonuna yönelik içeriklerin yaygınlığını artıracağı haberleri, Twitter'ın saygın bir sosyal medya platformu olarak konumunu daha da zayıflattığı bir döneme denk geliyor. Hakikat sonrası dönemde, sosyal medya uygulamalarının baskın varlığıyla geçen çevrimiçi faaliyetlerinin etkileri ve geleceği, iklim aktivizmini özellikle etkiliyor.
Dominika Lasota, Polonya'da iklim aktivizmini sürdürüyor
TikTok: Zararlı içerik suçlamaları
TikTok, son bir yılda veri mahremiyeti ihlalleri, tehlike arz eden yarışmaları destekleme ve zararlı içerik yayma konusunda suçlamalarla karşı karşıya kaldı.
Bir adım geriden: Şubat 2019'da çocukların kişisel bilgilerini yasadışı bir şekilde topladığı gerekçesiyle Federal Ticaret Komisyonu tarafından 5,7 milyon dolarlık bir cezaya çarptırıldı. ABD ordusu, bu cezanın üzerinden altı ay geçtikten sonra, ulusal güvenlikle ilgili endişeler sebebiyle uygulamanın kullanımını yasakladı.
Popülerliğine rağmen bunlar göz önüne alındığında uygulamanın geleceği hakkında endişeler vardı. Akabinde, Nisan 2023'te, TikTok'tan gelen bir açıklamayla durum değişti.
Bir adım ileri: Platform, Dünya Günü'nün arifesinde, iklim değişikliği hakkındaki yanıltıcı bilgilerin önüne geçeceğini duyurdu. Buna göre bilime dayalı iddiaları öne çıkaran yeni arama özellikleri olması ve iklimle ilgili yanılsamaların yayılmasını sınırlayacak yanıltıcı bilgilerin kaldırılacağı ifade ediliyordu.
TikTok'taki EcoTok kolektifi, iklim eylemlerini hareketlendirmeyi amaçlıyor
Kaynak: Grist
TikTok'un yaptığı açıklamada, bu adımın "gerçekçi iklim tartışmalarını destekleyeceğini" ve "zararlı yanıltıcı bilgileri azaltacağını" yazıldı. Yani uygulama, doğruluğu bilimsel olarak desteklenen bilgilerin önünü açarak çevresel konularda daha bilinçli bir tartışma ortamı oluşturmayı hedeflediğini belirtti.
Bu ne anlama geliyor?: Bir milyardan fazla kullanıcısı bulunan ve en popüler sosyal medya platformlarından biri olan TikTok'un, iklim değişikliğiyle ilgili yanıltıcı bilgilere karşı durma girişimi, öneminin çok ötesinde bir etki yaratabilir. Ancak TikTok'un bilim temelli bilgileri yayma konusunda ilerleme emareleri gösterdiği bir dönemde, bir diğer sosyal medya devi Twitter'ın itibarı sorgulanmaya başlıyor.
Twitter: Elon Musk sonrası
Ekim 2022'den beri Elon Musk'la değişen Twitter, kullanıcılarının sahte hesapları ve yanıltıcı bilgilerin yayılmasını engellemek amacıyla tasarlanmış olan doğrulama sembolü olan mavi tıkların bir gecede kaybedilmesine yol açtı. Bu durum, Greta Thunberg ve Vanessa Nakate gibi iklim alanında öne çıkan isimleri de içine alacak şekilde birçok kişiyi etkiledi.
Daha sonra Musk yönetimi, hesapların etkili kişi ve kuruluşları taklit edip yanıltıcı bilgiler yaymalarının daha kolay olabileceği endişelerine karşın, mavi tıkları aylık 8 dolara satın alınabilir hâle getirdi. Bu, bir milyonun üzerinde takipçisi olan birkaç ünlü için gerçekleştirildi.
Vanessa Nakate, iklim protestolarında
Platform nefret söylemi ve yanıltıcı bilgileri kontrol etme, kullanıcı verilerini yeterince koruma ve içerik moderasyon politikalarını tutarlı bir şekilde uygulama konularındaki başarısızlığı nedeniyle eleştirilere de maruz kaldı. Twitter'ın bu konudaki rahatlığı, dünya çapındaki iklim aktivistleri ve organizatörler için olumsuz yönde etki yarattı.
Güncel durum: Twitter'ın bilgi ve haberlerin yayılmasını demokratikleştirme rolünü deneyimleyen birçok aktivist, sosyal ve çevresel adaletin mesajlarını yaymak için hayati bir aracı kaybettiklerini ifade ediyor.
Twitter'da düzenlemelerin azaltılması, iklimle ilgili yanıltıcı bilgilerin hızla yayılması anlamına geliyor. Atmos, Twitter'ın arama çubuğuna iklim yazıldığında ortaya çıkan otomatik yanıtın bu durumu örneklendirdiğini ifade ediyor: önerilen arama, iklim krizi değil, iklim dolandırıcılığı olarak geçiyor.
Sonuçlar: Bu yanıltıcı durumun geniş kapsamı ve etkisi, iklim eylemi çağrısında bulunan aktivistlerin çabalarını baltalıyor ve küresel ısınmanın etkilerini tersine çevirmeye yönelik politikalara yönelik halk desteğini tehlikeye atıyor.
TikTok vs. Twitter: Aktivistlerin çözüm yöntemleri
Muhtemelen daha fazla bilim insanı, konuşmaları sürdürmek için kendi bültenlerini, e-posta listelerini veya forumlarını oluşturmaya çalışacak. İnsanlar uyum sağlar—bu, güvendiğimiz bir şey.
— Kristy Drutman (İklim aktivisti, Brown Girl Green)
Yanıltıcı bilgilerle mücadele konusunda net bir taahhüdü olan TikTok, güveni artırma konusunda öne çıkmış durumda. Son dönemde, 2022'de TikTok videolarının yaklaşık %20'sinin yanıltıcı bilgiler içermesi sebebiyle buna da şüpheci yaklaşılıyor. Dolayısıyla iki platformun da değişkin yaklaşımları nedeniyle bazı aktivistler çoklu platformlarda farklı seçeneklere yöneliyor—Mastodon ve Bluesky gibi niş platformlar yeni ilgi odağı hâline geliyor.
Türkiye'de sağlıklı ve temiz denizler için projeler
ODTÜ Deniz Bilimleri Enstitüsü'nün desteklediği projeler üzerine.

Denizlerde bütünleşik kirlilik izleme programı
(2020-2023)
DEN-İZ, Türkiye'deki deniz ve kıyı sularının fizikokimyasal özellikleri, ekolojik durumu, kirlilik düzeyleri, radyoaktivite seviyeleri, deniz çayırları, deniz tabanı biyoçeşitliliği ve ekonomik balıkçılık için hedef türlerdeki kirletici seviyeleri izliyor.
Deniz katı atıklarıyla ilgili olarak Deniz Strateji Çerçeve Direktifi'nde yer alan göstergeler olan mikroplastikler, denizdeki çöpler ve sahildeki çöpler üzerinde çalışmalar yürütülüyor. Elde edilen veriler, su kalitesi sınıflandırmaları yapılmasını sağlayarak kıyı su kütlelerinin ve denizel alanların durumunun objektif bir şekilde değerlendirilmesini mümkün kılıyor.
Bütünleşik program, deniz ekosistemlerimizin sağlığı ve sürdürülebilirliği için önem taşıyor. Verilerin toplanması ve analiz edilmesi, kirlilik kaynaklarının tespit edilmesi ve yönetim stratejilerinin belirlenmesine yardımcı oluyor. Ayrıca, kıyıların ve denizlerin korunması ve yönetimi konusunda bilimsel temelli kararların alınmasına katkı sağlıyor.
Müsilaj için oşinografik erken uyarı sistemi
(2021-2022)
Proje, Marmara Denizi'nde belirlenen beş bölgede düşük maliyetli şamandıra sistemleri kullanarak bir gözlem ağı oluşturmak ve su sütunundaki uzun süreli ve anlık sıcaklık değişimleriyle diğer oşinografik parametreleri—tuzluluk, çözünmüş oksijen ve pH değerleri gibi—izlemek ve bu verilerdeki ani değişiklikleri takip etmeyi amaçlıyor.
Bu hedef üzerinden kullanıcı dostu bir arayüz oluşturuluyor ve oşinografik parametrelerdeki ani değişimler tespit edilerek uyalar yayımlanıyor. Böylece, deniz ekosisteminde meydana gelen önemli değişikliklere hızlı bir şekilde müdahale edilebilmesi planlanıyor.
Bu gözlem ağı, Marmara Denizi'nin ekolojik sağlığını ve su kalitesini izlemek için önemli bir araç olabilir. Oşinografik verilerdeki ani değişimlerin belirlenmesi, deniz ekosistemine yönelik olası tehlikelerin erken tespit edilmesi ve çevresel müdahalelerin zamanında yapılması açısından bir önem taşıyor.
12 Haziran 2021
Fotoğraf: Yasin Akgün/AFP, Getty Images
Sağlıklı ve kirlilik içermeyen bir Akdeniz için inovasyon ekosistemini koordine eden ve destekleyen deniz feneri
(2023-2026)
BlueMissionMed, Akdeniz ve sulardaki kirliliğin önlenmesi ve ortadan kaldırılmasında rol alabilecek tüm aktörlere ilham vermek, bilgi sağlamak, değerlendirmelerde bulunmak, harekete geçirmek, bağlantılar kurmak ve güçlendirmek amacıyla faaliyet gösteriyor.
Projenin "2030'a kadar okyanuslarımızı ve sularımızı onarmak" misyon hedeflerine ulaşmada hızlı ilerleme sağlamak ve toplum üzerinde önemli bir etki bırakmak amacıyla havza ölçeğinde başarılı bir inovasyon ekosistemi tasarlaması, yapılandırması ve desteklemesi bekleniyor.
Temiz Akdeniz için ekosistem tabanlı izleme ve yönetim planı
(2021-2022)
Akdeniz bölgesinde dört Büyükşehir Belediyesi—Mersin, Adana, Hatay, Antalya Büyükşehir Belediyesi—iş birliğiyle gerçekleştirilen Temiz Akdeniz projesi, deniz suyu kalitesinin izlenmesi ve iyileştirilmesi konusunda çalışmalara ev sahipliği yapıyor.
Proje, Akdeniz'in doğal zenginliklerini korumak ve deniz suyu kalitesini daha da geliştirmek için kararlı bir adım atmayı amaçlıyor. Büyükşehir belediyeleri, modern teknolojileri ve kapsamlı izleme sistemlerini kullanarak Akdeniz'in deniz suyu kalitesini titizlikle takip ederek iyileştirme çalışmalarını öncelikli hedef olarak belirliyor.
Deniz suyu kalitesinin iyileştirilmesi, bölgenin biyoçeşitliliğini korumak, ekosistemi dengelemek ve toplumun refahını artırmak için kritik bir adım olduğundan Temiz Akdeniz projesi, turizm, balıkçılık ve çevresel sürdürülebilirlik açısından büyük bir öneme sahip olan Akdeniz'in geleceğine katkıda bulunmayı hedefliyor.
Temiz Akdeniz projesi
Marmara Denizi bütünleşik modelleme sistemi
(2021-2023)
MARMOD Faz II Projesi, yeni veri ve gözlemlerle desteklenerek daha kapsamlı hâle getirilen üç boyutlu modeller—fiziksel, biyojeokimyasal ve ekosistem—Marmara Denizi'ndeki deniz ekosisteminin yeniden iyi bir kaliteye ulaşmasını sağlamak için kara kaynaklı besin yüklerinde kademeli olarak azaltım hedeflerini ortaya koymayı amaçlıyor.
Bu projenin bir parçası olarak veriler, model sonuçları ve yapay zeka gibi ileri analiz tekniklerini içeren bir Marmara Dijital İkizi oluşturulması hedefleniyor. Bu çabalar, Marmara Denizi'nin ekolojik denge ve sağlığının yeniden tesis edilmesi için önemli bir adım olarak dikkat çekiyor.
Marmara Denizi’nde plankton metabolizması ve müsilajın oksijen tüketiminde etkisi
(2021-2023)
Marmara Denizi'nde 2021 ilkbahar-yaz aylarında oluşan müsilajın su sütununda oksijen tüketimini artırarak olası oksijen azalmasını araştırmak ve anlamak amacıyla deneysel ve yerinde ölçümler gerçekleştiriliyor. Bu çalışmaların denizde oksijen üretimi ve tüketimi arasındaki ilişkiyi ve çevresel değişkenlerin oksijen dengesi üzerindeki etkisini incelemesi hedefleniyor.
Deneysel ve yerinde ölçümler sayesinde, müsilajın oksijen tüketimini nasıl etkilediği ve bunun sonucunda oluşabilecek oksijen azalmasının derecesi daha kapsamlı şekilde anlaşılıyor. Çevresel değişkenlerin oksijen üretimi ve tüketimi üzerindeki etkileri de araştırılıyor.
Çalışma, Marmara Denizi'ndeki müsilaj oluşumuyla ilgili daha iyi bir anlayışın elde edilmesine katkıda bulunuyor ve oksijen dengesi üzerindeki faktörleri belirleyerek deniz ekosisteminin sağlığını koruma konusunda bir adım atıyor.
Marmara Denizi, 8 Haziran 2021
Fotoğraf: Yasin Akgün/AFP, Getty Images
Marmara Denizi’ne deşarj edilen soğutma sularının çevresel etkilerinin değerlendirilmesi projesi
(2022-2023)
MARDESS, Marmara Denizi'nde soğutma suyu kullanımının ve deşarjların denize olan etkilerinin araştırılması, çeşitli senaryolara göre çalıştırılan model sonuçlarının AR-GE çalışmalarında değerlendirilmesi için bir temel oluşturmayı hedefliyor. Temiz üretim tekniklerinin belirlenmesi de amaçlar arasında yer alıyor.
Proje ve çıktıları, Marmara Denizi'nin ekolojik denge ve sürdürülebilirliği açısından büyük öneme sahip. Marmara Denizi'ndeki soğutma suyu kullanımı ve deşarjlarının etkilerini anlamak, gelecekteki çevresel etkileri en aza indirmek ve temiz enerji üretimine yönelik yenilikçi çözümler geliştirmek için önemli bir adım olarak görülüyor. Bu AR-GE çalışmaları, Marmara Denizi'nin korunması ve gelecek kuşaklara sağlıklı bir çevre bırakılması için kritik bir rol oynuyor.
Yeraltı suyu taşınımlarının Kilikya Baseni su ve besin elementi bütçesindeki yerinin gözlem, radyoizotop ve modelleme çalışmalarıyla tespiti
(2021-2024)
Projenin amacı, 228Ra radyoizotop iz elementinin kullanılmasıyla Kilikya Havzası'nın su döngüsünde denizaltı su çıkışlarının konumunun belirlenmesi olarak ifade ediliyor.
Yer altı suları, yer kabuğu içinden geçerken 228Ra izotopunu biriktiriyor. Bu izotop, yer altı sularıyla birlikte denize taşınır ve denize ulaştıktan sonra yalnızca radyoaktif bozunma ve su dolaşımı yoluyla azalıyor. Bu nedenle, 228Ra, Deniz Strateji Çerçeve Direktifi'nin su döngüsünün belirlenmesi için etkili bir gösterge olarak kullanılıyor.
Proje kapsamında elde edilen bulgular, karşılaştırmalı olarak değerlendirilerek Kilikya Havzası'nın yanı sıra kıyı ve deniz alanlarının daha geniş ölçekteki havza etkileşimi içinde daha verimli bir şekilde yönetilmesi için stratejiler belirliyor. Bu stratejiler, su kaynaklarının korunması, su döngüsünün anlaşılması ve çevresel sürdürülebilirliğin sağlanması için önemli bir temel oluşturuyor.
Projenin sonuçları, su kaynaklarının ve deniz ekosistemlerinin yönetimi konusunda daha iyi bir anlayışa ve bilimsel temelli kararların alınmasına katkı sağlıyor.
Hem sizin hem gezegenimizin güzelliği için: The Body Shop
Bugün 5 Haziran Dünya Çevre Günü. Bu önemli günü aktivist köklere ve çevreyi önemseyen politikalara sahip The Body Shop’la kutluyoruz.
The Body Shop: Yalnızca bir güzellik markası olarak anılmanın ötesinde, 1986’dan bu yana gezegene olan tutkusu, çevreye ve topluluklara fayda yaratan kampanyalarıyla dünya için sorumluluk üstlenerek yoluna devam eden The Body Shop, duyarlı tutumuyla sektöründeki diğer oyuncular arasında bir adım öne çıkıyor.
Toplum için fark yaratan güzelliğin peşinde: Dünyanın dört bir yanındaki binlerce üretici, çiftçi ve zanaatkârdan etik, yüksek kaliteli bileşenler tedarik ederek 1987’den bu yana Yerel Adil Ticaret ortaklığını sürdürüyor ve sosyal değişime katkı sunuyor.
İlk günden beri hayvanlar üzerinde deneye karşı: Kozmetik sektöründe hayvanlar üzerinde deneylere karşı kampanya yürüten ilk küresel kozmetik şirketi olan ve %100 vejetaryen içeriklerle neredeyse tamamı vegan ürünlere sahip The Body Shop, 2023 yılının sonuna kadar %100 vegan olmayı hedefliyor. Greenpeace’le yürüttüğü iş birliğiyle balina avcılığıyla mücadele ederek kozmetikte yaygın kullanılan İspermeçet Balinası yağı yerine jojoba yağının kullanımını teşvik ettiğini ve kırmızı ruj üretiminde uğur böceklerini kullanmayıp doğal bileşenlerden yararlandığını belirtmeden geçmek istemeyiz.
Geri dönüşümü Yeniden Dolum İstasyonlarıyla destekliyor: Tüm ürünlerini geri dönüştürülebilir malzemelerle üreterek satışa sunuyor. Gereksiz atık üretimini ortadan kaldırmayı hedefleyen Yeniden Dolum İstasyonlarında ise kullanıcılar doldurdukları üründen de fiyat avantajı sağlayarak ekstra 50 ml bedava dolum yapabiliyor. Dolum istasyonları İstanbul İstinye Park ve City’s Kozyatağı mağazalarında hizmet veriyor.
Dikkat dikkat: 5 Haziran itibarıyla The Body Shop ürünlerinde geçerli %50’ye varan indirimden yararlanarak çevreye duyarlı bir bakım rutinine sahip olabilirsiniz.
Dünya Çevre Haftası Türkiye’de Temiz Deniz, Temiz Dünya temasıyla kutlanırken, yayınımıza cuma günü haftalık sayımızla devam edeceğiz.
Her cuma 12.00’de buluşmak üzere,
Angst ekibi