Herkese merhaba,
Ağustos ayının son yayınında önemli bir psikolojik kaygı kaynağı olan “reddedilme hassasiyeti”ne değiniyoruz. Reddedilme hassasiyeti, geçmişte yaşadığımız ve zihnimize yerleşmiş reddedilme deneyimlerinden dolayı sonraki ilişkilerimizde de reddedileceğimize dair duyduğumuz derin inanç, kaygıyla reddedilmeyi bekleme ve bütün sinyalleri bu yönde değerlendirme olarak tanımlanabilir. Kişi, etrafındaki herkesi sürekli gözlemleyerek reddedileceği anı bekler; neredeyse bütün ilişkilerinde bunun sinyallerini kovalar. Kaygı seviyesini çok yükselten bu durum, genelde kişinin de nispeten önemsiz olaylara büyük tepkiler vermesiyle sonuçlanır. Bu yayında, reddedilme hassasiyetini bütün boyutlarıyla inceliyoruz.
Kendinizi değerli ve kabul edilmiş hissettiğiniz ilişkiler yaşamanız dileğiyle,
Psikolog Dr. Gizem Sürenkök