aposto-logo
TR
TREN
VE GÜNLER
ORADAYDIK
BU HAFTA BLOG'DA
AFTER PARTY

🔱 Modern Tanrı: Nick Cave büyüsü

Parkorman konserinden sonra kendisinin etkisinden çıkamadık.

Herkese merhabalar,

Herkes gibi biz de geçtiğimiz hafta Nick Cave & The Bad Seeds konserindeydik. Bu bültenin içeriğinden de anlayacağınız üzere Nick Cave'in performansı sırasında tam anlamıyla büyülendik. Üstelik bir hafta geçmesine rağmen hâlâ o büyüden çıkamadık.  Konsere gidenler ne demek istediğimizi - umarız- anlıyordur.

Bu haftanın bülteninde;

  • Arctic Monkeys'den yeni albüm haberi, The National'dan yeni şarkı
  • Nick Cave & The Bad Seeds konser incelemesi
  • Bu hafta blog'da olup bitenler ve bitecekler
  • Konseri kaçıranlar için Nick Cave setlist'inden oluşan bir çalma listesi

Daha fazla içerik için web sitemizi ziyaret edebilir, instagram hesabımızı takip edebilirsiniz. Eğer yeni abone olduysanız önceki sayılarımıza buradan ulaşabilirsiniz.

VE GÜNLER

Matt Helders


The National’dan yeni albüm sinyalleri geliyor. Amerikalı grup, yakın arkadaşları Bon Iver ile birlikte Weird Goodbyes adındaki yeni kayıtlarını yayımladı. Süper dozda bariton sesleri ile yavaştan depresif sonbahar kızı modumuza geçiş yapıyoruz. London Contemporary Orchestra katkıları ile kaydedilen şarkı “geçmişi bırakıp devam etmek ve sonradan akla gelen düşünceler nedeniyle bunalmak” hakkında…

Bir mağarada ya da kayanın altında yaşamıyorsanız duymuşsunuzdur: Arctic Monkeys yeni albümleri The Car ile 21 Ekim’de geri dönüyor. Zürih konserlerinde I Ain’t Quite Where I Think I Am adındaki şarkılarını görücüye çıkaran İngiliz grubun yeni albümünde 10 şarkı yer alacak. Matt Helders açıklamaları ve ilk dinlediğimiz şarkı nedeniyle Tranquility Base Hotel & Casino hissiyatı vermesi beklenen albümün ise oldukça farklı olacağına yönelik bir Alex Turner açıklaması geldi. Bu arada hemen belirtelim, bize Potion Approaching çal, diğerlerine yeni şarkı... Resmen coğrafya kader arkadaşlar.

Yeni albümü Fossora’yı yayımlamaya hazırlanan Björk’ün yeni podcast projesi ile heyecanlanmış bulunuyoruz. Björk: Sonic Symbolism adındaki podcast serisinin her bir bölümünde İzlandalı müzisyen, diskografisindeki bir albümü masaya yatıracak. Fragmanı buradan dinleyebilirsiniz. Avaz ekibinin Björk uzmanı Ahmet’i de bu podcast hakkında yazması için ayrıca vakitli olarak darladık.

Yarın akşam New York saati ile 8’de MTV Video Müzik Ödülleri sahiplerini bulacak. Birçok kategoride farklı adayların yer aldığı ödül töreninin sonuçlarını zerre umursamamakla birlikte her sene bir vukuatın olması nedeniyle oldukça merak ediyoruz. Bu seneki oyumuz ise Eminem ve Snoop Dogg’un metaverse performansında. Metaverse’den hiç anlamıyoruz ama umuyoruz ki canlanıp bir noktada içindekini yiyordur.

Bu haftanın diğer yeni şarkı haberlerinden biri Britney Spears ve Elton John ikilisinden geldi. Spears’ın babasının vasisliğinden kurtulduktan sonraki ilk projesinde Elton John’u arkasına alması şaşırtmadı. Muhtemelen ilk albümünde de bol bol ünlü isimler ile iş birliği olur. (Bir Lady Gaga mesela?) Mıy mıy Britney sesi ve radyo dostu bir sonraki melodi için buradan şarkıyı dinleyebilirsiniz.

ORADAYDIK

Sahnede devleşen 65'lik bir delikanlı

Geçtiğimiz pazar günü Nick Cave & The Bad Seeds izlemek için Parkorman'daydık.

Bir doğum günü partisi düşünün: 50. yaşınızı büyük bir kalabalıkla kutladığınız ve Nick Cave’in çaldığı. Geçtiğimiz Pazar akşamı İKSV, 50. yaşını tam da böyle kutladı. Bize de o ana şahitlik etmek ve Nick Cave’in büyüsüne kapılmak düştü.

Ön grup açıklandığından beri en az Nick Cave’i beklediğimiz heyecanla, hatta belki biraz daha fazla, beklediğimiz Black Country, New Road sahneye çıktığı anda, şimdiye kadar alışık olmadığımız bir şeyle karşı karşıya olacağımızı biliyorduk. Yaptığımız röportajda da belirttikleri gibi, grubun solisti Isaac Wood ayrıldıktan sonra, önceki iki albümü çalmayı bırakıp tamamen yeni şarkılarla konserlerine devam eden ve takdir edilesi bir cesaret örneği gösteren grubun performansı oldukça heyecan verici ve tatmin ediciydi. Sahneye sırayla dizilen altı kişilik grup, vokal görevini de kendi arasında bölüşmüştü. Şarkıyı yazanda kalan vokal ihalesi, kimi zaman grup üyelerinin tatlı bir utangaçlık göstermesine de neden oluyordu ki bunu da yine röportajda dile getirmişlerdi. 45 dakikalık performans boyunca çaldıkları yeni şarkılar üzerinden yorum yaptığımızda, grubun geleceğiyle ilgili, daha önceden bildiğimiz karanlık tonların yerini, tamamen değilse de ağırlığını, daha melodik daha masalsı ve yumuşak bir havaya bıraktığını söylemek de mümkün.

Black Country, New Road sahneden ayrılıp da esas oğlan ve grubunu beklemeye başladığımız dakikalarda, konseri birlikte izlediğimiz sevgili editörümüz Hande’yle birlikte bitmek tükenmek bilmeyen sıralardan usanıp; hayat, pahalılık, kiralar ve iş yaşamı hakkında enerjimizi yerle yeksan edecek konular konuşuyorduk ki ışıklar kararıp da Nick Cave olanca haşmetiyle sahnede belirdi. Enerjisine önce hayret edip ardından da gıptayla baktık. Bir an bile seyirciyle iletişimi kesmeden, her şarkıda performansının üstüne katan gerçek bir dev karşısında insanın başka çok da bir seçeneği kalmıyor.

Get Ready For Love’la sahneye çıkıp peşi sıra, There She Goes My Beautiful World, From Her to Eternity, O Children ve Jubilee Street’i çaldı. Sahneye çıktığı andan itibaren seyirciyle fiziksel ve göz temasını bir an olsun kesmeden, sahne önündeki hemen herkesin ellerini tutup, gözlerinin içine bakarak herkesi şovunun bir parçası haline getirdi. Deyim yerindeyse elle tutulacak kadar somut karizmasıyla seyircilerini vaftiz etti. Yine bir kez daha, Nick Cave, sizi sahnesinin bir parçası olmaya davet ettiğinde, onun bitmek tükenmek bilmeyen ve bütün varlığını hemen orada önünüze seren enerjisine eşlik etmek dışında fazla seçeneğiniz olmuyor. Bu noktada Nick Cave kadar Bad Seeds ve sahnede yer alan herkesin hakkını teslim etmek gerekir. Kelimenin olabilecek en olumlu anlamıyla gerçek bir çatlak olan Warren Ellis ve koro vokal ekibi başta olmak üzere sahnedeki herkes şovu, Nick Cave’le beraber sırtlandı.

Konser öncesi Duende’nin Nick Cave’le ilgili sorularını yanıtlayan Bartu Küçükçağlayan’nın ifade ettiği gibi ömrü boyunca saçlarını siyaha boyayıp üretmekle lanetlenmiş bir kahraman kendisi. Birkaç yıl önce oğlunu kaybettiğinde yasını, acısını, kaybını da herhangi biri gibi değil de Nick Cave gibi anlatmak, dönüştürmek onun kaderi belki de laneti. Yine birkaç ay önce bir diğer evladının acısı yaşarken bir kez daha yaptığı, yapmak zorunda olduğu gibi… Kuzgun siyahı saçları, jilet gibi takımı ve ihtiyar delikanlılığın bitmek tükenmek bilmez enerjisiyle sahneye çıkıp seyircisiyle birlikte olmak hem laneti hem merhemi hem de Nick Cave dışında çok az insanın harcı.

Hem kendisi hem seyircisi için bir birlikte var olma ve iyi hissetme törenine dönüşen iki buçuk saatlik performansı boyunca, seyircinin arasına girip de “Cry, cry, cry!”, “Just breathe, just breathe!” diye her buyurduğunda, sahnede devleşen o 65’lik delikanlıya bir kez defa teslim olmak zorunda kaldı geçtiğimiz Pazar akşamı Parkorman’ı dolduran herkes: Derince bir nefes al, ağlayacaksan ağla ve Nick Cave’in enerjisine varını yoğunu ortaya koyarak eşlik et. Emredersiniz efendim!

Hikâyeyi paylaşmak için:
BU HAFTA BLOG'DA

Tam bir Nick Cave hayranlığı içerisinde yüzüyoruz. Konserin hemen ardından Nick Cave dünyasına geçiş yapabileceğimiz tam anlamıyla her şeye saldırır durumdayız. Bunlardan biri de geçtiğimiz ay MUBI'de gösterime giren This Much I Know to Be True filmi. Eğer konseri kaçırdıysanız üzülmeyin. Film için yazdığımız incelemeyi okuyun. Sonrasında kendinizi MUBI'de bulacağınızı düşünüyoruz. 

Avaz Avaz olarak en fazla okunan içeriklerimiz müzisyenlerin şarkı sözlerinde değindiği meselelere yönelik oluyor. Bu serimizi yakın zamanda yeniden canlandırmaya karar verdik. Bu nedenle serimizin bir sonraki konuğu Phoebe Bridgers olacak. Bu hafta kendisinin şarkı sözlerinde değindiği meseleler için blog'u takip etmeyi unutmayın. Paralelde de Arctic Monkeys, Ariana Grande, The National ve Büyük Ev Ablukada için hazırladığımız yazılara bakabilirsiniz.

Bu senenin en büyük keşfi herkes için Wet Leg. Bundan birkaç sene sonra kendilerini "dünyanın en popüler gruplarından biri" ya da "birkaç sene önce hızla yükselip sonra unutulan diğer grup" olarak hatırlayacağız. Sonuç ne olursa olsun, kendilerini keşfederken bize katılın.

AFTER PARTY

Geçen hafta sizi Arctic Monkeys'e boğmuştuk, bu hafta da Nick Cave'e. Yeni albüm açısından nispeten durgun bir dönemde olunca kendimizi konserlere verdik. Siz de bize katılın. Konseri kaçırdıysanız üzülmeyin, ışıkları kapatın, bir mum yakın ve Nick Cave & The Bad Seeds'in tadını çıkarın.

Kaydet

Okuma listesine ekle

Paylaş

YAZARLAR

İLGİLİ BAŞLIKLAR

bariton

müzisyen

Matt Helders

Bon Iver

London Contemporary Orchestra

Arctic Monkeys

The Car

Helders

+20 more

İLGİLİ OKUMALAR

0%

;