Selam 20’likler ve 20’lik kalanlar,
N'abersiniz? Bugün İstanbul aşırı güneşli. İki kapalı, yağmurlu, rüzgârlı ve soğuk günün ardından, kendi kendime ‘tamam bugün evde iş yapacağım!’ sözünü verdiğim an gülümsedi gökyüzü bana. Gülümsedi ve dedi ki, ‘hava kapalıyken kendine böyle sözler vermek kolay, bakalım ışıl ışıl, sıcacık güneş yüzüne vurunca sözünü tutabilecek misin?’ Tutarım. Var mı? (tutamadı). İş yaparken tüm gün kapananlardan mısınız, yoksa ara verenlerden mi?
Benim duruma göre değişiyor ama araştırmacı/akademisyen-imtrak şapkamı taktığımda 6-7 saat kalkmadan iş yapmak bana iyi geliyor. Konsantre oluyorum. Aceleye getiriliyormuş gibi hissetmiyorum. Oh, diyorum, tüm saatler benim. Yazı-akademi dışındaki iş şapkalarımda da tam tersiyim. Hep aralar, yürüyüşler, kahveler… Bunlara ihtiyaç duyuyorum.
Sanırım olay yine her zamanki gibi dengede bitiyor. Robot değiliz ki şekerim, tabii ki duracağız, dinleneceğiz, nefesleneceğiz. Motorların bile soğumaya, elektroniklerin bile şarj olmaya ihtiyacı yok mu? Var. Eee, o zaman?
Eee, o zaman ben bir dışarı çıkıp güneşin tadını çıkarayım.
(20’lik girişini kendini iş yapmamaya ikna etmek için kullanamazsın Yasmin).
(ama kullandım).
Ara verebilmeye de, harıl harıl çalışmaya da,
Şerefe!
Yasmin <3
Not. 20’lik artık okurken bir yandan da dinleyeyim diyenler, yolda kulağımda 20’lik olsun diyenler ve diğer herkes için her hafta cumartesi günü Aposto Radyo’da. Buradan dinleyebilirsiniz.