26 Mayıs Cuma sabahından herkese günaydın. CHP lideri Kılıçdaroğlu Avrupa'nın şartları kabul etmemesi hâlinde Geri Kabul Anlaşması'nı feshedeceğini açıklamasının ardından anlaşma süreci ve Türkiye'nin konumunu Günün Hikayesi'nde anlattık.
- Bugün bültende: TCMB'nin faiz kararı, Rusya'nın Belarus'a nükleer silah konuşlandırmak üzere anlaşma imzalaması, Bakan Soylu'nun Gazi Mahallesi'ndeki vatandaşlarla sözlü tartışması, Can Atalay'ın tahliyesi için başvuru yer alıyor.
- Günün çalma listesi: bossa & acoustic
İyi okumalar!
• Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası'nın (TCMB) net uluslararası rezervi, 2002 yılından bu yana ilk kez negatif olarak gerçekleşti. TCMB verilerine göre, net rezerv 18 Mayıs haftasında 2,5 milyar dolar daha gerileyerek -0,2 milyar dolar seviyesine düştü. Swap harici net rezerv de gerileyerek -60,3 milyar dolar olarak hesaplandı.
- Geniş açı: 2023 yılında Merkez Bankası'nın döviz rezervi 24,1 milyar dolar (%29), altın rezervi ise 2,9 milyar dolar (%6,7) azaldı.
• TCMB, politika faizini beklentilere paralel şekilde %8,5 seviyesinde sabit tuttu. Karar metninde “depremin yol açtığı arz-talep dengesizliklerinin enflasyon üzerindeki etkileri yakından izlenmektedir” ifadesine yer veren Para Politikası Kurulu (PPK), “para politikası duruşunun fiyat istikrarı ve finansal istikrarı koruyarak deprem sonrası gerekli toparlanmayı desteklemek için yeterli olduğu” görüşünü bildirdi.
• Kur korumalı mevduat (KKM) büyüklüğü, 18 Mayıs haftasında 51,4 milyar lira artarak 2,4 trilyon liraya ulaştı. Böylece, KKM büyüklüğü 120 milyar doları geçti. BDDK verilerine göre, bankacılık sektörünün mevduatı geçtiğimiz hafta 10,4 trilyon liraya düşerken, krediler ise 9,1 trilyon liranın altına geriledi.
• Merkez Bankası’nın, Pazartesi günü bazı bankaların yetkililerini çağırarak ikincil piyasalardan Eurobond alması talimatı verdiği iddia edildi. Bloomberg'den Kerim Karakaya’nın haberine göre, TCMB’nin bu kararına neden olarak borçlanma maliyetini dengede tutmak ve Türkiye'nin kredi risk primindeki (CDS) artışı önlemek gösterildi.
• Almanya, yılın ilk çeyreğinde resesyona girdi. Avrupa’nın en büyük ekonomisinde, ilk çeyreğe ilişkin nihai büyüme verisi çeyreklik bazda %0,3 daralmaya işaret etti. Revize edilen öncü okumada, gayrisafi yurt içi hasılada (GSYH) değişim yaşanmadığı belirtilmişti.
- Detaylar: Artan yatırım harcamaları ve dış ticaret fazlasının olumlu etkilerine rağmen, kamu harcamalarındaki düşüş ve enflasyonist baskı nedeniyle azalan tüketim, küçülmede etkili oldu.
- Bilgi notu: Üst üste iki çeyrekte ekonomik daralma, resesyonun teknik tanımı olarak değerlendiriliyor. Almanya ekonomisi 2022’nin son çeyreğinde %0,5 küçülmüştü.
• Avrupa Birliği (AB), Moskova'nın Ukrayna’yı işgalinden bu yana 200 milyar avrodan fazla Rusya Merkez Bankası varlığını dondurduğunu bildirdi. Konuya ilişkin yapılan açıklamada, “AB, Rusya’nın Ukrayna’ya verdiği zararın bedelini ödemesi hedefine bağlı kalmayı sürdürüyor. Bu sebeple Rusya varlıklarını dondurmanın yollarını keşfetmeye devam ediyoruz” ifadesi kullanıldı.
• ABD'de ilk çeyreğe ilişkin büyüme verisi yukarı yönlü revize edildi. ABD ekonomisi, Ocak-Mart döneminde bir önceki çeyreğe göre %1,3 büyüdü. Bir önceki okuma %1,1 olarak kaydedilmişti.
• Ticaret Bakanlığı, müşterilerin ilk tescil motorlu kara taşıtlarına ulaşmasını zorlaştırıcı faaliyette bulunan otomobil bayilerine bir haftada 17,8 milyon liralık ceza uygulandığını duyurdu. Bakanlık'tan yapılan açıklamada "söz konusu yetkili bayilerin ikinci el motorlu kara taşıtı ticareti yetki belgeleri iptal edilecek ve bu işletmelerin bir yıl süreyle ikinci el taşıt ticaretiyle iştigal etmeleri engellenecektir" ifadeleri yer aldı.
• Nvidia hisseleri, şirketin Çarşamba günü açıkladığı ve piyasa tahminlerinin oldukça üzerinde gelen ikinci çeyrek görünüm raporu sonrasında yaklaşık %25 oranında arttı. Böylece, Nvidia’nın piyasa değeri 1 trilyon dolara yaklaştı ve en değerli ikinci çip üreticisi olan Tayvan merkezli TSMC’nin iki katı değerlemeye ulaştı.
• Avrupa Sistemik Risk Kurulu'nun (ESRB) kripto para piyasalarının sistemik etkilerini ve kripto varlıklar ile merkeziyetsiz finanstan kaynaklanan risklere yönelik politika seçeneklerini tavsiye eden raporu yayımlandı.
- Ne içeriyor? Raporda, kripto holdingler, kripto tabanlı kaldıraçlar, merkeziyetsiz finans, staking ve kripto borç gibi risklere karşı politik seçeneklerin değerlendirilmesi gerektiğine dikkat çekildi. Raporun bağlayıcılığı bulunmayan önerilerinden birinde, kripto varlıkları olan yatırım fonlarına kaldıraç limitleri getirilmesi teklif edildi.
• OpenAI, ChatGPT mobil uygulamasının artık birçok ülkede kullanılabileceğini duyurdu. Geçtiğimiz hafta ilk kez tanıtılan mobil uygulama, sadece iOS'ta ve ABD'de mevcuttu. Android uygulamasının yakında çıkacağı da belirtilmişti.
- Detaylar: ChatGPT'nin mobil uygulamasının kullanılabildiği ülkeler: Arnavutluk, Hırvatistan, Fransa, Almanya, İrlanda, Jamaika, Yeni Zelanda, Nikaragua, Nijerya, Güney Kore, Birleşik Krallık ve ABD.
• Millet İttifakı'nın cumhurbaşkanı adayı Kemal Kılıçdaroğlu, Cumhur İttifakı'nın adayı Recep Tayyip Erdoğan'ı TRT'de karşı karşıya gelmeye davet etti. Kılıçdaroğlu şu paylaşımı yaptı:
- Ya sonra? 12'nci Cumhurbaşkanı Erdoğan, Kılıçdaroğlu'nun çağrısının ardından yaptığı paylaşımda "Şimdiye kadar CHP Genel Başkanı’yla masaya oturup da istediğinden daha fazlasını almadan kalkan hiç kimse olmadı." ifadelerini kullandı.
• Yeşil Sol Parti ve HDP düzenledikleri basın toplantısında "14 Mayıs’ta yarım bıraktığımız işi 28 Mayıs’ta tamamlayacağız" ifadelerini kullandı. Seçmenine sandığa gitme çağrısında bulundu.
- Açıklamalar: HDP Eş Genel Başkanı Pervin Buldan, "Erdoğan bizler açısından asla bir seçenek değildir. Tek seçenek onu ve temsil ettiği iktidarı değiştirmektir" dedi. Yeşil Sol Parti Eş Sözcüsü Çiğdem Kılıçgün Uçar ise "Bizi bekleyen seçim bir Erdoğan ve Kılıçdaroğlu seçimi değildir. Bu seçim bizim seçimimiz. Oyumuz yine demokrasiden, değişimden ve dönüşümden yanadır" dedi.
- Ne olmuştu? Cumhurbaşkanlığı seçiminin ikinci turunda Millet İttifakı'nın cumhurbaşkanı adayı Kemal Kılıçdaroğlu'nu desteklemeyi sürdüreceklerini açıklayan HDP ve Yeşil Sol Parti, geçtiğimiz gün Kılıçdaroğlu ve Zafer Partisi lideri Ümit Özdağ'ın imzaladığı mutabakatta kayyum uygulamasının devamına ilişkin maddenin ardından bir değerlendirme toplantısı yapacaklarını açıklamışlardı.
• CHP Diyarbakır Milletvekili Sezgin Tanrıkulu, "Biz Cumhuriyet Halk Partisi olarak kayyum uygulamasına kesin bir biçimde karşı olduğumuzu ifade ediyoruz. Ayrıca ittifak partileri olarak da böyle bir sorumluluğumuzu da ortak politikalar metninden de geçirmiş durumdayız" dedi.
- Öte yandan: Gelecek Partisi lideri Ahmet Davutoğlu iktidara geldiklerinde her alanda kayyum uygulamasına son vereceklerini belirterek "Gelecek Partisi olarak kayyum konusunda bizim tavrımız net ve açıktır. Demokrat bir insanın seçilme makamı olan yerlere atanma kabul etmesi mümkün değil" dedi.
• Millet İttifakı'nın cumhurbaşkanı adayı Kemal Kılıçdaroğlu, Türkiye'nin son 10 yılda bütün uyuşturucuların merkezi hâline geldiğini belirterek "Evladınızı düşünüyorsanız, komşunuzun huzurunuzu düşünüyorsanız bu uyuşturucu baronlarıyla mücadele etmeyenlere asla oy vermemeniz lazım. Uyuşturucu baronlarının kökünü kazıyacağım. Bu topraklara uyuşturucu getirenlere en ağır cezaların verilmesi için de her şeyi yapacağım" ifadelerini kullandı.
• 12'nci Cumhurbaşkanı ve Cumhur İttifakı'nın adayı Erdoğan, Twitter'dan yaptığı paylaşımda, “Ülkemizin içinde bulunduğu seçim süreci sayısız hakikatin anlaşılmasına vesile oldu. Diktatörlük iddialarının tamamen safsatadan ibaret olduğunu gösterdik. Milletimize dergi kapaklarından ayar verilemeyeceğini gösterdik. Türk Milletinin iradesine zincir vurulamayacağını gösterdik" dedi.
• 28. Dönem Milletvekili Genel Seçimleri’nde Türkiye İşçi Partisi’nden (TİP) Hatay Milletvekili seçilen, Gezi tutuklusu Can Atalay'ın mazbatasını avukatları teslim aldı. Avukatları, Marmara Cezaevi'ndeki Atalay'ın tahliyesi için dün başvuruda bulundu.
• İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, İstanbul’un Sultangazi ilçesine bağlı Gazi Mahallesi ziyareti sırasında vatandaşlar tarafından protesto edildi. Bakan Soylu, vatandaşlara "Nasıl CHP bu, PKK ile kol kola girmişsiniz. Hayırlı günler" ifadelerini kullanırken vatandaşlar Soylu'yu yuhaladı. Soylu'yu "Hak, hukuk, adalet" sloganlarıyla protesto eden vatandaşların bir kısmı gözaltına alındı.
• CHP Bilgi ve İletişim Teknolojilerinden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Onursal Adıgüzel'in yerine atanan Genel Başkan Yardımcısı Devrim Barış Çelik, seçimin ikinci turuna üç gün kala seçimdeki veri akışı ve sandık güvenliğine ilişkin açıklamalarda bulundu.
- Detaylar: Çelik, "Tüm eleştirileri aldık, ona göre hazırlandık" dedi. Seçim güvenliği için üç aşamalı plan yaptıklarını belirten Çelik, "Birincisi seçim öncesi ikincisi seçim günü üçüncüsü de seçim sonrası yapılan düzenlemeler ve uygulamalardır." diyerek şunları anlattı:
"Seçim öncesi sandık kurulu üyelerinin, müşeahhitlerin belirlenmesi, görevlendirilmesi, sonrasında parti okulumuz tarafından bunların eğitim verilmesi üzerinedir.
Seçim gününde oy verme işlemlerinin güvenli bir şekilde gerçekleştirilmesi, ıslak imzalı tutanakların teslim alınması üzerine kurulmuştur.
Seçim sonrası ise okul bilişim sorumluları tarafından seçim sonuçlarının genel merkezimize aktarılması, ıslak imza tutanaklarının ilçe başkanlıklarına teslimi ve varsa tutanaklar arasındaki farklılıkların tespit edilmesi, hukuki sürecin başlatılmasıdır."
• Yurt dışı temsilciliklerinde ikinci tur seçimi için oy verme işlemleri sonlandı.YSK'nın açıklamasına göre yurt dışında oy kullanan seçmenlerin sayısı 1 milyon 895 bin 430'a ulaştı. Gümrüklerde ise oy verme işlemi 28 Mayıs'a kadar devam edecek.
• AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik, Zafer Partisi'nin, Millet İttifakı'nın cumhurbaşkanı adayı Kemal Kılıçdaroğlu'nu deseklemesine ilişkin, "Zafer Partisi'nin durduğu yerle HDP'nin durduğu yer birbirinin zıttı. Bu iki uç yan yana gelemez" dedi.
• Zafer Partisi Genel Başkanı Ümit Özdağ, Twitter hesabından yaptığı paylaşımda "28 Mayıs bir referandum. 13 milyon sığınmacı gitsin mi kalsın mı? Erdoğan dersen kalacaklar ve sayıları artacak. Kılıçdaroğlu dersen gidecekler ve yenileri gelmeyecek" dedi.
• Türkiye, Küresel Modern Kölelik Endeksi’nde kişi başına düşen modern köle açısından 5'inciliğe yükseldi. Walk Free adlı uluslararası insan hakları kuruluşunun hazırladığı rapora göre Türkiye'de 1,3 milyon modern köle var; kişi başına düşen modern köle açısından dünyada 5'inci sırada yer alırken, toplam modern köle sayısında da ilk 10'da yer alıyor.
Uluslararası otomotiv sektörü profesyonelleri buluşuyor: Automechanika Istanbul 2023
Automechanika Istanbul 8-11 Haziran’da
Otomotiv sektörünün en önemli buluşma platformu Automechanika Istanbul 2023 için geri sayım başladı.
Nedir? Otomotiv satış sonrası endüstrisinde dünyanın lider fuar markası Automechanika’nın bölgedeki en büyük uluslararası ticaret fuarı Automechanika Istanbul, sergilenen yeni ürün ve hizmetlere ek olarak otomotiv endüstrisi profesyonelleri için teknolojik gelişmeler ve trendlerin de karşılıklı olarak paylaşılacağı bir ortam sunmak üzere 8-11 Haziran’da İstanbul TÜYAP Fuar Merkezi’nde.
Neler var?
Fuarın önemli bir parçası olarak, alanında uzman konuşmacıların yer aldığı aydınlatıcı sunumlar, söyleşiler ve oturumlardan oluşan Automechanika Academy; otomotiv üreticilerinin AR GE, tasarım ve üretim ekiplerinin, sektördeki son gelişmeler, trendler ve teknolojiler hakkında güncel bilgiler edinmelerini sağlıyor.
Bu yıl tedarik zinciri, istihdam ve üretim politikalarında sürdürülebilirlik odaklı yaklaşımları öne çıkarmayı planlayan fuarda; e-mobilitede çevre dostu çözümleri ve otomotiv endüstrisindeki hızlı değişimi gözler önüne seren Innovation 4 Mobility alanında ziyaretçiler; geleceğin mobilite ve lojistik teknolojilerinden en özel taşıt, araç, yazılım ve çözümlerini fiziksel olarak deneyimleme imkânı bulurken elektrikli araç için örnek bir servis istasyonuyla karşılaşacaklar.
Messe Frankfurt Istanbul ve Hannover Fairs Turkey iş birliğiyle gerçekleşen Automechanika Istanbul 2023’e kayıt olmak için burayı ve fuarın katılımcılarını öğrenmek için şurayı ziyaret edebilirsiniz.
• Rusya ve Belarus, Kremlin'in taktik nükleer silahlarının Belarus'ta konuşlandırılmasına ilişkin anlaşma imzaladı. Ülkede konuşlandırılması planlanan nükleer silahların sayısı hakkında bir bilgiye sahip olunmasa da ABD Rusya'nın yaklaşık 2 bin taktiksel nükleer silaha sahip olduğunu düşünüyor.
- Nedir? Taktik nükleer silahlar, savaş alanında düşman birliklerini ve silahlarını yok etmek için tasarlanmıştır. Nispeten kısa bir menzile sahip olmakla birlikte, şehirleri tamamen yok edebilecek uzun menzilli stratejik füzelere takılan nükleer savaş başlıklarından çok daha düşük bir verimliliktedirler.
• Ukrayna'nın Savunma Bakanı Yardımıcısı Hanna Maliar, Rusya'nın paralı asker grubu Wagner'in Bahmut bölgesinden çekilip Rusya ordusunun bölgeye girdiğini söyledi. Wagner lideri Yevgeni Prigojin de, ordusunun Bahmut'tan çekilmeye başladığını ve görevlerini Rusya ordusuna teslim etmeye başladığını açıklamıştı.
• ABD'nin Florida eyaleti valisi Ron DeSantis, ülkede gerçekleşecek 2024 başkanlık seçimlerine adaylığını resmî olarak açıkladı. Cumhuriyetçi DeSantis, adaylığını duyurmak için yayınladığı videoda, "Ben Ron DeSantis, Amerika'nın muhteşem geri dönüşünü yönetmek için başkan adayıyım" ifadelerini kullandı.
- Bununla birlikte: DeSantis, 2024 başkanlık kampanyasını Elon Musk ile Twitter Space'ten duyurdu; ancak teknik aksaklıklar, ses ve canlı yayın kesintileri nedeniyle dinleyici kitlesi beklenenin altında kalarak 580 bin oldu.
• Birleşik Krallık'a yapılan net göç, geçtiğimiz yıl 606 bine ulaşarak rekor kırdı. Ulusal İstatistik Ofisi (ONS), göç sayısındaki artışın, Avrupa Birliği vatandaşı olmayan ve Birleşik Krallık'a çalışmak veya öğrenim görmek için gelen insanlardan kaynaklandığını belirtti. Başbakan Rishi Sunak, sayıların "çok yüksek" olduğunu vurguladı.
• İran, 2 bin kilometre menzile sahip bir balistik füze testinin başarıyla gerçekleştirildiğini açıkladı. Orta Doğu'daki en büyük füze programlarından birine sahip olan İran, ABD ve Avrupa'nın muhalefetine rağmen "savunma amaçlı" füze programını daha da geliştireceğini söyledi.
AB’nin tercihi: Tampon bölge
“Bugün geldiğimiz noktada kaynak ülke Suriye, hendek ülke Türkiye, hedef ülkeler Avrupa hâline gelmiş durumda”

Türkiye-Avrupa Birliği ilişkileri, Avrupa’ya göç dalgalarının hızlandığı 2015’ten itibaren önemli ölçüde ‘Göçmen Mutabakatı’ üzerinden şekilleniyor. AB liderlerinin Erdoğan hükümetine karşı tutumu mutabakatın devam ettirilebilmesi hedefiyle pragmatist bir çizgiye yerleşirken Türkiye’deki seçimlere ilişkin Avrupa basınında yapılan haber ve analizlerde de olası bir hükümet değişikliğinde Göçmen Mutabakatının akıbetinin ne olacağı tartışılıyor.
Avrupa merkezli haber kuruluşu Euronews, 30 Mart’ta “Eğer muhalefet seçimi kazanırsa AB ile Türkiye arasındaki göçmen mutabakatına ne olacak?” başlıklı bir makale yayımlamıştı. Cumhurbaşkanı adayı Kemal Kılıçdaroğlu da Twitter hesabından bu makaleye “Bu konu hakkında başından beri çok netim. Önce Türkiye” ifadeleriyle cevap vermişti.
Almanya'nın eski Dışişleri Bakanı Joschka Fischer ile Mart ayında yaptığımız röportajda da bu konuyu gündeme getirmiştim. Fischer, "Muhalefet seçimleri kazanırsa Türkiye-AB ilişkilerinde ne gibi değişimler yaşanabilir?" sorusuna cevap olarak "Türkiye seçimlerine müdahale etmek istemiyorum. Ben Türkiye’nin dostuyum ve bir demokratım. Demokratik, adil ve şeffaf seçimlere inanıyorum. Gerisi Türkiye’deki siyasi partilere kalmış bir şey" ifadelerini kullanmıştı. Fischer, "Göçmen Mutabakatı revize edilmeli mi?" sorusuna da şu cevabı vermişti:
"Eğer bu konuda bir ihtiyaç varsa, ki bence var, taraflar yeniden müzakere masasına oturmalı. Sadece Türkiye değil, AB de sığınmacılar konusunda büyük bir baskı altında. Maalesef, hem Türkiye’de hem de Avrupa’da sığınmacı konusuna ilişkin olumsuz görüşler hâkim. Şunu söylemeliyim ki Türkiye bu konuda çok fazla şey yaptı, bu yüzden minnettarız. Mevcut konjonktürde, anlaşmanın yeniden müzakere edilmesi gerekiyorsa, ki gerekiyor, taraflar arası görüşmelere tekrar başlanması gerektiğini düşünüyorum.
Ayrıca, 6 Şubat depremlerinin hem Türkiye’de hem de Suriye’de yarattığı korkunç insani dram, bizleri birlikte hareket etmeye motive edebilir."
Göçmen Mutabakatı: beklentiler ve sonuçlar
Türkiye ile AB arasında 2016'da Ahmet Davutoğlu hükümeti tarafından imzalanan “Göçmen Mutabakatı” ile Türkiye, AB’ye giden düzensiz göçün önlenmesi ve göçmenlerin geri kabulü koşullarını kabul etti. 2011'de başlayan Suriye iç savaşının etkisiyle Suriye'den Avrupa'ya doğru büyük bir göç dalgasının başlaması ve beraberinde AB ülkelerinde yükselen göçmen karşıtlığı AB liderlerini bu konuda somut adımlar atmaya zorladı. 18 Mart 2016’da imzalanan mutabakatta, AB tarafında Almanya ve Hollanda mutabakatın hazırlanmasında ve imzalanmasında temel aktörler olarak ön plana çıktılar. Bu, düzensiz göçün tüm sorumluluklarını neredeyse tek başına üstlenmek anlamına geliyordu. Anlaşmanın en çok tartışılan iki maddesi şu şekilde:
- 20 Mart 2016'dan itibaren Türkiye'den Yunan adalarına geçen tüm yeni düzensiz göçmenler Türkiye'ye iade edilecek. Yunan adalarına ulaşan göçmenler, usulüne uygun olarak kayıt altına alınacak ve sığınma başvuruları Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliği ile işbirliği içinde bireysel olarak işleme konulacak. Dayanaktan yoksun ya da kabul edilemez bulunanlar Türkiye'ye iade edilecek.
- Türkiye, AB'ye yönelen yeni düzensiz göç güzergahlarının oluşumunu engelleyecek, deniz ve kara güzergahlarını önlemek için her türlü tedbiri alacak ve bu doğrultuda AB'nin yanı sıra komşu devletlerle de işbirliği yapacak.
Anlaşma gereği, AB Komisyonu tarafından Türkiye’ye ödenecek olan fonlar, döviz kaynağına ihtiyacı olan hükümet için o dönemde kısa vadeli bir kaynak girişi yaratmıştı. İlk aşamada 6 milyar avro olarak belirlenen tutara, 2024 yılına kadar ek 3 milyar avro daha eklenecek. Fonların tamamının ödenmemesi konusunda iktidar tarafından eleştiriler yapılsa da taahhüt edilen tutar kısa vadeli bir ekonomik rahatlama yaratacağı beklentisiyle kabul edilmiş oldu. Ayrıca, Türkiye'ye vaat edilen vize serbestisi konusunda ise hiçbir somut adım atılmamakla birlikte son 2 yılda Türkiye'den yapılan vize başvurularının red oranlarında büyük artışlar yaşanıyor.
Suriye'de iç savaşın başlamasıyla AB’ye yönelen göç dalgası, başta Almanya olmak üzere birlik içerisindeki ülkelerde göçmen karşıtı söylemleri ve hareketleri artırdı. Göçmen karşıtlığının yaratacağı siyasi ve toplumsal problemleri önlemek isteyen AB ülkeleri, Türkiye ile yapılan 'Göçmen Mutabakatı' ile tüm sorumluluğu Türkiye’ye bırakarak kısa vadeli bir siyasi rahatlama yaratabildi. Bunun karşılığında da Türkiye’deki insan hakları ihlalleri ve otoriterleşmeye yönelik tepkilerin dozu sistematik olarak azaltıldı. Erdoğan açısından bakıldığında da siyaseten kazançlı olan bu anlaşma ile birlikte göçmenlerin AB’ye karşı bir koz olarak kullanıldığı görülüyor. Yaşanan her krizde AB’yi sınır kapılarını açmakla tehdit eden Erdoğan, iç ve dış politikada kendine hareket alanı yaratabiliyor.
"Türkiye bir hendek ülke"
İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, 2022 yılında partisinin hazırladığı "Göç Doktrini ve Stratejik Eylem Planı" tanıtımında içişleri bakanlığı döneminde emniyet bürokrasisinin göç konusunda kendisine verdiği brifingi dile getirmişti. Akşener'in konuşmasında öne çıkanlar şunlar olmuştu:
"Ben İçişleri Bakanlığı görevine atandığımda bütün birimlerin müsteşarları geldiler bir gün boyunca işleyişin brifingini verdiler. 'Sayın bakanım şimdi bir brifing daha almanız lazım' diyerek göçle ilgili benim bir brifing almam gerektiğini söyledi.
Türkiye'den bir göç hareketliliği her zaman olacak ve Batılı bundan çok rahatsız. Bugünler yok daha ve sabahtan akşama bu konuyu konuştuk. 'Yurtdışından size gelecekler ve bir anlaşma, esneklik talep edecekler. Bunun anlamı bu ülkeyi hendek haline çevirmektir' dediler. 'Avrupa Birliği için bile buna esnek davranmayın' denildi bana."
Akşener, konuşmanın devamında Türkiye'nin "hendek ülke" hâline geldiğini şu ifadelerle anlattı:
"Benden sonra da bütün İçişleri Bakanlarına bu brifing verilmiştir ama anlaşılıyor ki AK Parti iktidarı sayın Erdoğan'ın işbaşına geçişi ile birlikte bu brifingler, bilgiler ortadan kalkmış. Çünkü her şeyi bilen bir zat-ı muhterem ile karşı karşıyayız. Bugün Türkiye bir hendek ülke. Avrupa'nın çöplerinin de getirildiği bir ülke. Maalesef bugün geldiğimiz noktada kaynak ülke Suriye, hendek ülke Türkiye, hedef ülkeler Avrupa haline gelmiş durumda."
Türkiye mutabakattan ne kazandı?
Prof. Dr. Ayhan Kaya, TÜSİAD Küresel Siyaset Forumu için kaleme aldığı “AB-Türkiye Mülteci Mutabakatı: Tampon Ülke?” raporunda Göçmen Mutabakatının siyasi dinamiklerini şu ifadelerle açıklıyor:
“AB-Türkiye Mülteci Mutabakatı, AB’nin Göç ve İltica Politikalarını dışsallaştırma yoluyla yönetmesi konusunda geliştirilmiş ve daha sonra başka kitlesel göç süreçlerinin, Libya-İtalya örneğinde olduğu gibi, yönetilmesinde örnek olarak kullanılmıştır. Söz konusu dışsallaştırma yaklaşımının beraberinde getirdiği bir olgu da, başta Türkiye olmak üzere benzeri ülkelerin mültecilerin bekletildiği 'mülteci ambarlarına', mültecileri misafir eden ülkelerin de 'tampon ülkeler' haline dönüşüyor olmalarıdır.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın “Bugün Avrupa ülkeleri hâlâ huzur içinde yaşıyor olmalarını, Türkiye'nin 4 milyon sığınmacıyı kendi topraklarında misafir etmesine borçludur” sözleri de Göçmen Mutabakatından fayda sağlayan tarafın AB olduğunu gösteriyor.
Mutabakatın en önemli maddelerinden olan “Yunan adalarından Türkiye’ye iade edilen her bir Suriyeli mülteci karşılığında Türkiye’den bir Suriyeli mültecinin AB’ye yerleştirilmesi” planı da uygulamada başarısız oldu. Göç İdaresi Başkanlığı verilerine göre 17 Mayıs 2023 itibarıyla birebir formülü kapsamında Türkiye’den çıkış yapan Suriyeli sayısı toplamda 37 bin 574. Öte yandan, 2019 yılında Türkiye’den Yunanistan’a giden mültecilerin sayısı 2019’da 59 bin 726 iken bu sayı 2020’de 9 bin 714’e düşmüş.
Millet İttifakının göç politikası
Millet İttifakı, toplumda yükselen göçmen karşıtlığı ve Zafer Partisi’nin artan popülaritesiyle birlikte yükselen oy oranları karşısında göçmenlerin geri gönderilmesi retoriğini benimsedi ve Ortak Politikalar Mutabakat Metni’nde bu konuda somut vaatlerde bulundu. Metinde öne çıkan politikalar şunlar:
- Türkiye ile AB arasındaki 2014 Geri Kabul Anlaşması ile 18 Mart 2016 Mutabakatını gözden geçireceğiz.
- Düzensiz göçün kaynağı olan ülkelerle Geri Kabul Anlaşmaları yapacağız.
- Herhangi bir resmî ve kamuoyuna açıklanmış anlaşma ve mutabakat olmaksızın Türkiye’ye giriş yapan göçmenlerin menşe/üçüncü ülkelere sınır dışı işlemlerini hızlandıracağız.
- Suça karışan göçmen ve sığınmacıları hızlı şekilde sınır dışı edecek ve ülkemize yeniden girişini engelleyeceğiz.
- Geçici Koruma Altındaki Suriyelilerin güvenli ve iç hukukumuz ile uluslararası hukuka uygun biçimde mümkün olan en kısa sürede ülkelerine geri dönmelerini sağlayacağız.
- Geri dönüş çalışmalarını ülkemizdeki geçici koruma altındaki Suriyeliler, Suriye yönetimi ve uluslararası kurumlarla yakın işbirliği içinde yürüteceğiz.
- Türkiye’de bulunan Suriyeli sığınmacılar ve düzensiz göçmenlerin geri dönüşlerinde diğer ülkelerle külfet ve sorumluluk paylaşımına gideceğiz.
Burada yer alan göçmen mutabakatının gözden geçirilmesi, sığınmacıların ülkelerine gönderilmesi ve külfetin diğer ülkelerle paylaşılması gibi maddeler AB’nin göç politikasını temelden değiştirmesine neden olabilir. Erdoğan ve AK Parti hükümeti ile belirli bir finansal destek ve siyasi tavizler karşılığında göçmenlerin Türkiye’de tutulması konusunda anlaşan AB’nin, anlaşmayı aynı koşullarla Millet İttifakı'nın Cumhurbaşkanı Adayı Kemal Kılıçdaroğlu ile sürdüremeyeceği aşikâr.
📬 Aposto’dan:
- Exante | Bilge Yılmaz’dan öngörüler
- Quando | Teknoloji tarihinin en büyük cezaları
- Spektrum | Maç 0-0 değil, sonucu katılım oranı belirleyecek
📨 Günün okumaları:
- BBC Türkçe | Özdağ'ın Kılıçdaroğlu'na desteği ve iki liderin imzaladığı protokol Diyarbakır'da nasıl yorumlandı?
- Barış Terkoğlu | Oylar işte böyle çalınıyor
- Reuters | Podcast: Economics 101 - What's next for the US and Turkey? (05:40'tan itibaren)