29 Ağustos Salı gününden herkese merhaba.
1980'lerde bilgisayar korsanlığını önlemeye yönelik uzun süren tartışmanın ardından, iki kişinin British Telecom bilgisayarını hack'leyerek Edinburgh Dükü'nün özel posta kutusuna mesajlar bırakmasını takiben, bilgisayar dolandırıcılığını ele almak üzere tasarlanan en eski yasalardan biri olan Computer Misuse Act, 33 yıl önce bugün yürürlüğe girdi.
Kuruluşlar tarafından tutulan kişisel verileri yetkisiz erişim ve değişikliklere karşı koruyan yasa ile bilgisayar materyallerine izinsiz erişim, başka bir suç işlemek amacıyla bilgisayar materyallerine izinsiz erişim, verilerin izinsiz olarak değiştirilmesi ve bilgisayarın kötüye kullanılması suçlarında kullanılabilecek herhangi bir şey yapmak, tedarik etmek veya elde etmek yasa dışı hâle geldi.
- Bugün bültende: X'in LinkedIn'e rakip olma planları, TikTok'ta alışveriş engeli, evren için yeni hız limiti, NASA'nın Crew-7 görevi ve çok daha fazlası sizleri bekliyor.
- Günün hikayesi: Musk'ın devralmasından bu yana platformda gittiği değişiklikler, bilim insanlarının X'ten kaçmasına neden oluyor.
Keyifli günler,
İrem

Quando
Türkiye’den ve dünyadan en önemli teknoloji, inovasyon, girişimcilik ve bilim haberleri.
• Kısa bir süre önce Twitter'ın ismini "X" olarak değiştiren Elon Musk, şimdi de X ile Microsoft bünyesindeki kariyer ve iş portalı platformu LinkedIn'e rakip olmayı planlıyor. Buna göre, "cringe" olduğu için LinkedIn'i kullanamadığını söyleyen Musk, LinkedIn'in X rakibinin "havalı" olacağını ifade ediyor.
• TikTok'un, kullanıcılarını e-ticaret sitelerine yönlendiren bağlantıları engelleyeceği bildirildi. Buna göre, TikTok'un bu hamle ile geçen yıl ABD'de 500 milyon dolardan fazla zarar eden alışveriş özelliği TikTok Shop'un kullanımını teşvik etmeyi amaçladığı değerlendiriliyor.
• WhatsApp'a HD kalite video desteği geldi. Artık 720p kaliteye kadar HD video desteği sunan WhatsApp'a geçtiğimiz hafta da HD fotoğraf desteği gelmişti.
• Birleşik Krallık, ülkenin İkinci Dünya Savaşı sırasında şifre kırıcılarının bulunduğu ünlü binada yapay zeka (AI) üzerine küresel bir zirveye ev sahipliği yapacak. 1-2 Kasım tarihlerinde gerçekleşecek ilk AI Güvenlik Zirvesi, matematikçi Alan Turing’in Nazi Almanyası’nın Enigma kodunu kırdığı Milton Keynes’teki Bletchley Park’ta olacak.
- Neden önemli? Zirvede, teknoloji şirketlerinden yöneticiler, hükümet yetkilileri ve akademisyenler, yapay zekanın risklerini değerlendirmek ve bunların nasıl azaltılabileceğini tartışmak üzere bir araya gelecek.
• IBM CEO’su Arvind Krishna, yapay zekadan ilk etkilenenler arasında beyaz yakalı işler olacağını söyledi. Üretken yapay zekanın ve geniş çaplı dil modellerinin tüm kurumsal süreçleri daha üretken hâle getirme potansiyeline sahip olduğunu belirten Krishna, sözlerine şu şekilde devam etti:
“Demografik yapıdaki değişiklik, çalışma çağındaki nüfusun düşüşüne yol açtı. Dolayısıyla üretkenlik elde etmeniz gerekiyor, aksi takdirde yaşam kalitesi düşecek.”
• Microsoft'un Windows 11'de bulunan Paint, Ekran Alıntısı Aracı ve Fotoğraflar'a yapay zeka entegre edeceği öne sürüldü. Bu entegrasyon ile Paint'te metin girdisi ile görsel oluşturmak ve Fotoğraflar uygulamasında görseller üzerindeki yazıları kopyalamak ya da nesneleri ortadan kaldırmak mümkün olacak.
• OpenAI'ın ücretli abonelik modellerinden GPT-3.5 Turbo'ya, kullanıcıların kendi verileri ile ChatGPT'yi özelleştirmelerini mümkün kılan yeni bir özellik geldi. Söz konusu özellik ile birlikte GPT-3.5 Turbo'nun kimi görevleri OpenAI'ın daha gelişmiş abonelik modeli olan GPT-4'ten dahi iyi yerine getirebileceği belirtilirken bu sonbaharda GPT-4'ün de aynı amaçla kullanıma açılacağı aktarıldı.
• Yapay zeka destekli veri analizi platformu Databricks, yatırım yöneticisi T. Rowe Price ile şirkete 43 milyar dolar değer biçecek yeni bir finansman turu hakkında görüşmeler yapıyor.
- Detaylar: Bloomberg’de yer alan habere göre, ön aşamada olan özel görüşmeler başarılı olursa, San Francisco merkezli girişimin değeri, iki yıl önce Counterpoint Global liderliğindeki finansmanla ulaştığı 38 milyar dolardan önemli ölçüde yükselmiş olacak.
Bilim insanlarının Twitter 'göçü'
"Bildiğimiz Twitter'ın öldüğüne %99 inanıyorum"

Nature tarafından düzenlenen bir araştırma, Elon Musk'ın Ekim 2022'de Twitter'ı satın almasını takiben pek çok bilim insanının platformu terk ettiğini, daha az kullanmaya başladığını ya da rakip sosyal medya ağlarına katıldığını ortaya koydu.
Buna göre, bir zamanlar veya hâlâ Twitter'ı ya da yeni ismiyle X'i kullanan 9 bin 200 araştırmacı ile iletişime geçen Nature; bunun yarısından fazlasının son altı ay içinde X'te geçirdiği zamanı azalttığını, yaklaşık %7'sinin X'i kullanmayı tamamen bıraktığını ve yaklaşık %46'sının da diğer sosyal medya platformlarına katıldığını aktarıyor.
Neden gidiyorlar?
Nature, araştırma kapsamında bilim insanlarına yönelttiği ankette son altı ay içinde Twitter kullanımlarının değişip değişmediğini, nasıl ve neden değiştiğini sordu.
Bu soruya oldukça çeşitli cevaplar gelse de X'teki faaliyetini belirgin bir şekilde azalttığını ya da tamamen durdurduğunu söyleyen katılımcıların çoğuna göre sorun, Musk'ın platformu yönetme şekli. Buna göre, birçok kişi Musk'ın satın almasından bu yana platformdaki sahte hesapların, trollerin ve nefret söyleminin arttığını düşünüyor.
Amsterdam Özgür Üniversitesi'nde çevre bilimci olan Žiga Malek, bir süredir akışında bilimi inkâr eden ve ırkçılığı savunan çok sayıda "garip" siyasi aşırı sağcı hesap görmeye başladığını belirtiyor. Bu hesapları sürekli engellemek zorunda kaldığını belirten Malek, konuya ilişkin olarak "Twitter her zaman pek hoş değildi diyebiliriz ama şu anda tam bir karmaşa var" ifadelerini kullanıyor.
- Bununla doğru orantılı olarak araştırmacılar da Musk'ın kamuoyu önündeki iddialarının aksine platformdaki nefret söyleminin arttığını tespit etti. Musk ise çareyi bu eğilimleri inceleyen en az bir grubu dava etmekle tehdit etmekte buldu.
Şu an Hollanda'daki Utrecht Üniversitesi'nde görev yapan, paleontoloji alanında doktora yaptığı 2016 yılında ise kariyerini geliştirmeye yardımcı olabileceği umuduyla Twitter'a katılan Emilia Jarochowska ise o zamanlar platformun meslektaşlarıyla bağlantı kurmasına ve iş fırsatları bulmasına yardımcı olacağını düşünüyordu. Ancak Jarochowska'ya göre bu, platformun "kötü troller denizi" hâline gelmesinden önce idi.
Jarochowska, iklim değişikliği ve COVID-19 ile ilgili yanlış bilgilerle mücadele ettiği birkaç deneyimden sonra, platformu kullanmaya devam etmesi hâlinde bunun kariyerini zedeleyebileceği hissine kapılarak Aralık ayında hesabını kapatmaya karar verdi. Jarochowska'ya göre X, gerçekler yerine kışkırtıcı söylemleri destekleyen; "bilim insanlarının ilişkilendirilmemesi gereken" bir tartışma türünü teşvik eden bir alana dönüşmüş durumda.
İyi de nereye?
Katılımcıların X'e alternatif olarak katıldıkları sosyal medya platformlarının başında tamamen ücretsiz ve açık kaynaklı bir yazılım platformu olan Mastodon geliyor. Hollanda'daki Leiden Üniversitesi Bilim ve Teknoloji Çalışmaları Merkezi'nde bilgi bilimci olan ve 2011'den bu yana bilim insanlarının Twitter kullanımını inceleyen Rodrigo Costas, X ile karşılaştırıldığında Mastodon'un daha iyi bir topluluk moderasyonu sağladığını söylüyor.
Yaklaşık yedi yıldır var olmasına rağmen Mastodon, diğer sosyal medya platformlarına kıyasla çok daha küçük bir kullanıcı tabanına sahip. Nature'ın anketinde LinkedIn, katılımcıların yeni hesap açtığı en popüler ikinci yer olurken, Meta'nın sahibi olduğu Instagram üçüncü sırada yer alıyor.
Yine Meta'ya ait olan ve X'e alternatif olarak sunulan Threads, anketin başlatılmasından sadece birkaç gün önce açılmıştı. İlk beş gününde 100 milyon kullanıcı çektiği bildirilen Threads, ankete katılanlar arasında dördüncü en popüler platform oldu ve yaklaşık 1.000 kişi Threads'e katıldığını söyledi.
- Threads'i takiben en çok tercih edilen sosyal medya ağı Facebook olurken onu da sırasıyla TikTok, Bluesky, Post.news, SeChat, Snapchat, Tencent QQ ve Sina Weibo takip ediyor.
Avustralya Ulusal Üniversitesi'nde eğitim ve teknoloji araştırmacısı olan Inger Mewburn, platformların çoğalmasının bilim iletişimi ve topluluğu için parçalanmış bir ortam yarattığını söylüyor. Twitter'ın avantajlarından birinin araştırmacıların belirli bilgileri bulmak için gidebilecekleri ana platform olması olduğunu belirten Mewburn, şimdi ise araştırmacıların belirli toplulukları ve bireyleri takip etmek için uygulamadan uygulamaya atlamaları gerektiğini ifade ediyor.
Alberta Üniversitesi'nde hukuk akademisyeni ve bilim iletişimcisi olan Timothy Caulfield da pek çok uzmanın platformu terk ettiğine dikkat çekerek "Eğer bu gerçekleşirse, toplum için çok zararlı bir şekilde yanlış bilgi yayabilecek devasa bir yankı odasına yer mi açmış oluruz?" ifadelerini kullanıyor.
Twitter, bilim dünyasında nasıl bir yer tutuyor?
Twitter'ın faydalarından biri de bilim insanları için, özellikle de yeterince temsil edilmeyen gruplar için bir topluluk hissi yaratmasıydı. Kadın araştırmacılara seslerini duyurma imkanı veren; beyaz olmayan bilim insanlarının eşitsizliğe karşı konuşmaları için bir örgütlenme noktası işlevi gören Twitter, araştırma sahtekârlığının tartışılması için de bilim insanlarına alan sağladı.
Bununla birlikte, Twitter, pek çok sosyal ağın aksine yakın zamana kadar bilim insanlarının insanların platformla ve birbirleriyle nasıl etkileşime girdiklerini keşfetmelerine olanak tanıyan açık bir uygulama programlama arayüzüne (API) sahipti. Bu API ile bilim insanları, kullanıcıların iklim değişikliğini nasıl tartıştıkları, otizmli insanların seslerini duyurmak için Twitter'ı nasıl kullandıkları ve Rusya'nın Ukrayna'yı işgaliyle ilgili hesap askıya alma modelleri gibi konularda çalışmalar yapabiliyordu; ancak Musk, Şubat ayında bu API'a ücretsiz erişimin kapatılmasına karar verdi.
Peki ya bundan sonrası?
X'in bilim insanları için çekiciliğini yeniden kazanıp kazanamayacağı ya da başka bir sosyal medya platformunun onun yerini alıp alamayacağı şu an için gizemini koruyor.
Mewburn, Twitter'ın kaybını bilimsel girişim için ölümcül bir darbe olarak görmediğini "Bilimin sosyal medyaya aşırı bağımlı hale geldiğini düşünmüyorum" ifadeleriyle belirtirken Jarochowska da bilim insanlarının web seminerleri düzenlemeye, veri ve yöntemleri paylaşmak için ağlar kurmaya ve öne çıkmak için orijinal yollar bulmaya odaklanmalarını öneriyor.
Manchester Eğitim Enstitüsü'nde dijital sosyolog olan Mark Carrigan ise Twitter'ın akademinin demokratikleşmesine yardımcı olduğu fikrinin "biraz basit olduğunu" çünkü sosyal medyanın akademik ünlülerin geliştiği bir alan yarattığını savunuyor.
- Carrigan, her ne kadar Twitter'ın bilimin gelişmesine katkı sağladığını kabul etse de bunu hiyerarşinin pekiştirilmesi yoluyla yaptığını belirterek "Ödüller bilinen, değer verilen ve duyulanlara akarken, bilinmeyen, değer verilmeyen ve duyulmayanlar konumlarını yükseltmek için mücadele ediyor" şeklinde aktarıyor.
Bunun geleneksel ağ kuruluşları için bir fırsat olduğuna dikkat çeken Carrigan; mesleki dernekler, topluluklar, çalışma grupları, araştırma ağları, araştırma merkezleri ve laboratuvarların kendi ağlarını oluşturma ve destekleme sorumluluğu olduğunu söylüyor ve şu şekilde ekliyor:
"Bildiğimiz Twitter'ın öldüğüne %99 inanıyorum ve akademisyenler bunu ne kadar çabuk kabul ederse, bu sorunlara çözüm bulma açısından o kadar iyi olur."
Süper bir iş birliği: TV+ | Exxen
Şampiyonlar Ligi heyecanı Exxen TV ile TV+'ta
Süper içerik platformu TV+, Exxen ile süper bir iş birliğine imza atarak Şampiyonlar Ligi heyecanını grup haftalarında dört müthiş maçla TV+’a taşıyor.
Nasıl? Yapılan iş birliğiyle Premium TV+ kullanıcıları, yalnızca TV+’a özel açılan ‘Exxen TV’ kanalında UEFA Şampiyonlar Ligi maçlarından yerli dizi, eğlence programları ve film yapımlarına kadar pek çok seçili içeriği artık ek bir ücret ödemeden izleyebilecek.
UEFA Şampiyonlar Ligi’nde grup haftalarında oynanacak birbirinden heyecanlı dört maçın yanı sıra Avrupa Ligi ve Konferans Ligi’nden seçili karşılaşmalar salı, çarşamba ve perşembe günleri Exxen TV’de futbol şöleni yaşatacak.
Dahası: Yalnızca spor içerikleri değil, ses getiren yerli diziler de Exxen TV ile TV+’ta. Platforma özgü yapımlar ve Gibi, Olağan Şüpheliler, Hükümsüz, Sadece Arkadaşız, İlginç Bazı Olaylar ve daha birçok sevilen dizi de TV+ ayrıcalığıyla Exxen TV kanalında.
Exxen TV, TV+’ta 8’inci kanalda, süper içeriklerle buluşma sırası sizde.
• Onkoloji alanına odaklanan ABD merkezli girişim FORE Biotherapeutics, SR One ve Medicxi'nin liderliğinde gerçekleşen Seri D turunda 75 milyon dolar yatırım aldı. Girişim, yeni yatırım ile kanser tedavisinde kullanılmak üzere tasarlanan plixorafenib isimli ilacın geliştirilmesini hızlandıracak.
- Nedir: Class 1/V600 ve 2 BRAF inhibitörü olarak sınıflandırılan Plixorafenib bileşiği, oral olarak alınan ve kanser hücrelerinin yayılmasını ve büyümesini engelleyebileceği öne sürülen bir ilaç olarak karşımıza çıkıyor.
- Nasıl: FORE Biotherapeutics, kansere yol açan genlerin tespiti için çok çeşitli bilinen mutasyonları tarayabilen tescilli bir fonksiyonel genomik platformdan faydalanıyor. Bu platform aracılığıyla FORE Biotherapeutics, yeni ilaçların geliştirilmesi amacıyla net bir yol çizilmesini ve sürecin optimize edilmesini sağlıyor.
• Brezilya merkezli fintech girişimi Nomad; Monashees, Spark Capital, Stripes ve Global Venture'ın katılımıyla Tiger Group tarafından yönetilen Seri B turunda 61 milyon dolar yatırım aldı. Aldığı toplam yatırım 117 milyon dolara, değerlemesi ise 364 milyon dolara ulaşan girişim; küresel yatırım platformunu genişletmeyi ve piyasaya yeni ürünler sürmeyi hedefliyor.
- Bir adım geriden: Girişim, geçtiğimiz yıl Stripes liderliğinde düzenlenen Seri B turunda 32 milyon dolar yatırım almış; yatırım, 200 milyon değerleme üzerinden gerçekleşmişti.
- Kimdir: 2019 yılında hayata geçirilen Nomad, Brezilyalılar için 180'i aşkın ülkede kullanılabilecek bir banka kartına ek olarak ABD'de bir banka hesabına ve ABD'deki yatırımlara ulaşabilecekleri bir platforma erişim sunuyor. Nomad'in 2023'ün başından bu yana kart işlemlerinde işlenen hacmin de yaklaşık 206 milyon doları aştığı ifade ediliyor.
• Göçmenler için finansal hizmetler sunan Kanada merkezli girişim LemFi, Left Lane Capital tarafından yönetilen Seri A turda 33 milyon dolar yatırım aldı. Girişim, yeni yatırım ile ürün yelpazesini ABD, Avrupa, Orta Doğu ve Asya'ya genişletmeyi ve kullanıcılarının ihtiyaçlarına uygun yeni ürünler geliştirmeyi hedefliyor.
- Ne yapıyor: 2020'de Nijerya, Gana ve Kenya'ya düşük maliyetli havale ödemeleri sağlamak amacıyla kurulan LemFi, dünyanın her yanından göçmen topluluklara finansal hizmetler sağlıyor. LemFi, Birleşik Krallık merkezli ödeme hizmeti Rightcard'ı satın almasını takiben EMI lisansı alarak 2021 yılında Birleşik Krallık'a açıldı.
• Ürün etkileşimini ölçmek ve izlemek için araçlar geliştirilmesini sağlayan kodsuz bir platform olan Beamer, Camber Partners'tan 20 milyon dolar yatırım aldı. Girişim, yani yatırım ile ürün yöneticilerini ve pazarlamacıları hedefleyen ek ürün grupları oluşturmaya ve yapay zekanın da yardımıyla mevcut çözümlerini geliştirmeye odaklanacak.
- Kimdir: 2017'de Mariano Rodriguez ve Spencer Coon tarafından kurulan Beamer; uygulama ve yazılım geliştiren ekiplerin yetenekleri öne çıkarmasına, bir sonraki aşamada nelerin geliştirileceğine öncelik vermesine ve kullanıcılardan geri bildirim almasına yardımcı oluyor. Beamer'ın binlerce müşterisi arasında Atlassian, Linktree, Hotjar ve CloudKitchens gibi isimler bulunuyor.
• Yeniden kullanılabilen akıllı ısı bantları geliştiren İsviçre merkezli girişim Caloped, geç tohum yatırımcılardan ve Federal Çevre Ofisi'nin (FOEN) teknoloji fonundan 4,2 milyon avro yatırım aldı.
Calopad
- Hedef: Hâlihazırda 40'tan fazla ülkede patentli ya da patent alma yolunda olan Calopad, bu sonbaharda Almanya ile ürününü ilk kez bir dış pazarda satışa sunmayı ve bunu takiben diğer AB ülkelerine açılmayı hedefliyor. Girişim, bir akıllı soğutma bandı geliştirmek üzere çalışmalarını da sürdürüyor.
- Geniş açı: En fazla 38 santigrat derecede ısı sunabilen kimyasal ısı bantlarına karşılık Caloped'in geliştirmiş olduğu ısı bandı, kas rejenerasyonu veya ağrı tedavisi için en uygun sıcaklık olan 42 santigrat derecede saatlerce ısı sağlayan tek ısı bandı olarak öne çıkıyor. Ayrıca, Calopad ekosistemi yapay zeka tabanlı bir fizyoterapi uygulaması da içeriyor.
• Finlandiya merkezli inşaat teknolojisi şirketi Metroc, Lifeline Ventures liderliğinde gerçekleşen tohum finansman turunda 2 milyon avro yatırım aldı. Girişim, yeni yatırım ile hâlihazırda 300 müşterisinin bulunduğu Finlandiya ve İsveç'in ardından Avrupa'ya açılmayı ve ekibini genişletmeyi planlıyor.
- Nedir: Metroc'un, inşaat firmalarına proje fırsatlarını araştırmada yardımcı olmayı amaçlayan bir SaaS aracı bulunuyor. İnşaat sektöründeki ihtiyaçlara cevap vermesi için iki yıl boyunca geliştirilen bir yapay zekadan faydalanan bu araç, binlerce veri kaynağından elde edilen kamuya açık bilgileri bir araya getirerek müşterileri için erişilebilirliği ve değeri ayrıştırıyor.
• Birleşik Krallık merkezli co-creation platformu Prospect 100, QVentures, Blackwood ve Ferdinand Ahorner tarafından yönetilen tohum öncesi yatırım turunda 750 bin dolar yatırım aldı.
- Nedir: 2020 yılında hayata geçirilen Prospect 100, platformu ile dünya çapında markalar ve yaratıcı yetenekler arasında bağlantı ve işbirliğini kolaylaştıran dijital bir alan sunuyor. Girişim, yeni yatırım ile platformunu co-creation için başvurulacak bir merkez hâline getirmeyi ve daha fazla marka ile yaratıcı beyni buluşturmayı hedefliyor.
• Çankırı yakınlarındaki Çorakyerler fosil bölgesinde bulunan ve yeni tanımlanan Anadoluvius turkae isimli kuyruksuz maymun fosili üzerinde gerçekleştirilen analizler, Akdeniz fosil maymunlarının çeşitli olduğunu ve erken homininlerin bilinen ilk yayılımının bir parçası olduğunu ortaya çıkardı.
- Neden önemli: 8,7 milyon yıllık fosilin, şempanze, bonobo, goril ve insanı ortaya çıkaran evrim ağacının bir dalı olduğu belirtiliyor. Dahası, elde edilen bulgular, Afrika maymunlarının ve insanların atalarının dokuz ila yedi milyon yıl önce Afrika’ya göç etmeden önce Avrupa’da evrimleştiği ve buradan Afrika'ya yayıldığı teorisini destekliyor.
• Bilim insanları, Einstein'ın genel görelilik kuramından yola çıkarak yaptıkları hesaplamalar sonucunda birbirlerinin çekim alanına giren iki kara deliğin geri tepme hız limitinin saatte 63 milyon mil olacağı sonucuna vararak evren için yeni bir hız limiti belirledi. Kabaca saniyede 17 bin 500 mil ya da ışık hızının onda birine tekabül eden bu hız, Dünya'nın etrafını 1,4 saniyede dolaşmaya da eşdeğer.
- Ama..: Bu tahmin, bugün geçerli kabul edilen fizik yasalarına göre oluşturulmuş denklemlere göre yapılmış bir tahmin. Bu da gökbilimcilerin 63 milyon mil/saatten daha yüksek hızda geri tepen kara delikleri gözlemlemesi hâlinde günümüzde kabul gören fizik yasalarının değişebileceği anlamına geliyor.
• Elon Musk’ın sahibi olduğu uzay taşımacılığı şirketi SpaceX, 4 astronotu Uluslararası Uzay İstasyonu’na (ISS) taşıyor. NASA’nın “Crew-7” görevini gerçekleştirecek 4 astronotun yer aldığı kapsül, Space X'in Falcon 9 roketi ile Florida eyaletindeki Kennedy Uzay İstasyonu’ndan fırlatıldı.
Crew-7 mürettebatı / ESA
- Misyon: Crew-7 astronotları, istasyonda kalacakları 190 gün boyunca bir dizi deneyi gözden geçirecek. İnsanlı uzay görevlerinden kaynaklanan bakteri ve mantarların potansiyel yayılma riskini inceleyecek olan ekip, mikroorganizmaların uzay istasyonunun havalandırma deliklerinden dışarı atılıp atılamayacağını ve uzay boşluğuna yayılıp yayılamayacağını analiz edecek.
• Japonya Çevre Bakanlığı, Fukuşima nükleer santralindeki hasarlı reaktörleri soğutmak için kullanılan arıtılmış suyu denize boşaltmaya başlamasından günler sonra, deniz suyunda yapılan testlerde radyoaktivite tespit edilmediğini açıkladı.
- Bir adım geriden: Japonya’nın Perşembe günü Fukuşima santralinden Pasifik Okyanusu’na su salmaya başlaması, Japonya’da ve başta Japonya’dan su ürünleri ithalatını yasaklayan Çin olmak üzere komşu ülkelerde protestolara yol açmıştı.
- Uzman görüşü: Bilimsel kuruluşlar suyun, hidrojenin radyoaktif bir izotopu olan trityum dışındaki çoğu radyoaktif elementi gidermek üzere filtrelendikten sonra güvenli olduğunu söylüyor.