15 Kasım Cuma gününden herkese merhaba.İsrail'e yönelik tepkiler Avrupa genelinde yaygınlaşırken kimi kurumların dile getirdiği "spordan men" talebinin tarihteki en büyük örneği olan "Güney Afrika boykotu"nu hatırlatıyoruz.Bugün ayrıca bültende, Cezayir'in, kariyerine "bağımsızlık arası" veren ve geçen hafta hayatını kaybeden kahramanlarından Raşid Meklufi'yi, FIFA'ya Suudi Arabistan çağrısını, İngiltere'yi sarsan hakem skandalını, Spurs koçu Gregg Popovich'in sağlık durumunu ve Mark Cavendish'in spora vedasını bulabilirsiniz.İyi okumalar.Mithat

<h1 fr-original-style="" style="font-size: 2em; margin: 0px; color: rgba(0, 0, 0, 0.85); font-weight: 500; padding: 0px; box-sizing: border-box;">Aktif yaşam tarzının sembolü:&nbsp;<a href="https://www.tissotwatches.com/tr-tr/collection/main-collections/tissot-t-touch-connect-sport.html" target="_blank" rel="noopener noreferrer" fr-original-style="" style="color: rgb(9, 9, 9); text-decoration: none; background-color: transparent; outline: none; cursor: pointer; transition: color 0.3s; touch-action: manipulation; user-select: auto; box-sizing: border-box; border-bottom: 2px solid rgb(255, 206, 20);">Tissot T-Touch Connect Sport</a></h1> <a href="https://www.tissotwatches.com/tr-tr/collection/main-collections/tissot-t-touch-connect-sport.html" target="_blank" rel="noopener noreferrer" fr-original-style="" style="color: rgb(9, 9, 9); text-decoration: none; background-color: transparent; outline: none; cursor: pointer; transition: color 0.3s; touch-action: manipulation; user-select: auto; box-sizing: border-box; border-bottom: 2px solid rgb(255, 206, 20);"><img src="https://images.aposto.com/2024/10/3/1730884236559.jpeg" style="display: block; vertical-align: top; margin: 5px auto; text-align: center; width: 100%; max-width: 550px; border-style: none; position: relative; cursor: pointer; padding: 0px 1px; user-select: none; box-sizing: border-box;" width="550" fr-original-style="display: block; vertical-align: top; margin: 5px auto; text-align: center; width: 100%; max-width: 550px;" fr-original-class="fr-draggable"></a> Tissot’nun yeni <a href="https://www.tissotwatches.com/tr-tr/collection/main-collections/tissot-t-touch-connect-sport.html" target="_blank" rel="noopener noreferrer" fr-original-style="" style="color: rgb(9, 9, 9); text-decoration: none; background-color: transparent; outline: none; cursor: pointer; transition: color 0.3s; touch-action: manipulation; user-select: auto; box-sizing: border-box; border-bottom: 2px solid rgb(255, 206, 20);">T-Touch Connect Sport</a> modeli, spor ve sağlık yolculuğunuzun ayrılmaz bir parçası olacak.Gücünü güneşten alan saat, İsviçre saatçiliğini Tissot’nun özgün çizgisinde gösteriyor. Klasik kol saati görünümüyle tasarımdan taviz vermeden teknolojisi ve fonksiyonlarıyla öne çıkıyor.Dokunmatik AMOLED ekranlı safir camı ve 43mm çapındaki kasa tasarımıyla &nbsp;sportif bir şıklık sunan Tissot T-Touch Connect Spor saat, quartz mekanizması sayesinde güneş enerjisiyle şarj ediliyor. Fırçalanmış ve perdahlanmış sofistike yüzeyinde seramik bezel ve titanyum kasa gibi malzemeleri birleştiren saat, aylar boyunca şarj gerektirmeden kullanılabiliyor.Neler var?<ul style="padding-inline-start: 20px; margin-top: 0px; margin-bottom: 1em; box-sizing: border-box;" fr-original-style="padding-inline-start: 20px;"><li fr-original-style="" style="box-sizing: border-box; margin-bottom: 10px;">Egzersizler özelliği ile aktiviteler arasından dilediğinizi seçin, egzersiz boyunca katettiğiniz mesafeyi, kalp atış hızınızı ve ne kadar kalori yaktığınızı anlık takip edin.&nbsp;</li><li fr-original-style="" style="box-sizing: border-box; margin-bottom: 10px;">Egzersiz rutininize mercek tutun. Stats özelliği ile gelişiminizi takip edebilir, performans grafiklerini içeren detaylı bir analiz için uygulamayı inceleyebilirsiniz.</li><li fr-original-style="" style="box-sizing: border-box; margin-bottom: 10px;">Çağrılar, aktif zamanlayıcılar, alarmlar, hatırlatmalar ve daha fazlası için bildirimlerle hiçbir şeyi kaçırmayın.</li><li fr-original-style="" style="box-sizing: border-box; margin-bottom: 10px;">Yeni Strava entegrasyonu ile koşu, bisiklet ve diğer sporlar için aktivite takibini doğrudan bileğinize getirin. Performans izlemenin her zamankinden daha kolay ve erişilebilir olmasının keyfini çıkarın.</li><li fr-original-style="" style="box-sizing: border-box; margin-bottom: 10px;">Antrenman zonları belirleyin ve izleyin ve fitness hedeflerinize hassas bir biçimde ulaşın.</li></ul>Klasik ve şık tasarımla fonksiyonu biraraya getiren, aktif yaşam tarzının tamamlayıcısı Tissot T-Touch Connect Sport&nbsp;ile <a href="https://www.tissotwatches.com/tr-tr/collection/main-collections/tissot-t-touch-connect-sport.html" target="_blank" rel="noopener noreferrer" fr-original-style="" style="color: rgb(9, 9, 9); text-decoration: none; background-color: transparent; outline: none; cursor: pointer; transition: color 0.3s; touch-action: manipulation; user-select: auto; box-sizing: border-box; border-bottom: 2px solid rgb(255, 206, 20);">buradan</a> tanışabilirsiniz.

8 Kasım - Tissot - Punto

Punto, gazetecilikten beslenirken, spor kültürünü şekillendiren olayları neden ve sonuçlarıyla geniş perspektiften ele alır. Futbol, tenis, atletizm, voleybol ve basketbol başta olmak üzere tüm atletik branşların etrafında gelişen hikayeler, gelen kutunda.

Futbol, basketbol, tenis, atletizm ve voleybol etrafında gelişen hikayeler.

Punto 

İsrail'in men edilmesi yönündeki çağrılar, spor tarihinin en büyük politik tokadını, Güney Afrika boykotunu hatırlatıyor. Cezayir'in kariyerine bağımsızlık mücadelesi arası veren efsanesi Raşid Meklufi, hayatını kaybetti.

✊ En büyük boykot, 'kayıp Cezayirli'

8 Kasım Cuma gününden herkese merhaba.Her kesimden insana sağladığı "başını alıp gitme" olanağıyla 19. yüzyılın sonundan bu yana paha biçilemez özgürlükler sağlayan bisikletin günümüzde kadınlar üzerinde nasıl etkileri olabildiğini Bisiklet Gezgini ve Bisikletli Kadın İnisiyatifi'nin kurucularından Seçil Öznur Yakan'la konuştuk. İrem Çağıl'ın söyleşisini bültenimizden okuyabilirsiniz.Bugün ayrıca bültende, Paris'teki protesto ve Amsterdam'daki olaylarla gündeme taşınan UEFA'nın "İsrail sorunu"nu, Zeynep Sönmez'in ilk WTA zaferini, 21 yaş altı futbolcular raporunu, NCAA'de sezon başlangıcını ve Türkiye'nin voleybolda 2026 ev sahipliğini bulabilirsiniz.İyi okumalar.Mithat

Bisiklet Gezgini ve Bisikletli Kadın İnisiyatifi'nin kurucularından Seçil Öznur Yakan'la bisikletin kadınlar üzerindeki özgürleştirici etkisini konuşuyoruz.

🚴🏻‍♂️ Özgürleştiren bisiklet, sessiz UEFA

1 Kasım Cuma gününden herkese merhaba.Sir Alex Ferguson'ın vedasından bu yana yüzü gülmeyen Manchester United, Erik ten Hag'ın yerine göreve Ruben Amorim'i getirdi. Bu hafta Ruben Amorim'i Old Trafford'a taşıyan özelliklerini hatırlatıyor ve sonunun Erik ten Hag gibi olup olmayacağını tartışıyoruz.Bugün ayrıca bültende, ABD'de seçim öncesi spor-politika hattında yaşananları, tartışmalı Ballon d'Or ödüllerini, Libya-Nijerya gerilimini, Dwyane Wade'in dillere düşen heykelini ve Los Angeles Dodgers'ın 8. MLB şampiyonluğunu bulabilirsiniz.Herkese iyi okumalar.Mithat

Manchester United, Erik ten Hag'ın yerine Avrupa'nın en gözde teknik direktörü Ruben Amorim'i getirdi. ABD'de seçimler öncesi Trump'ın favori spor sahası, dövüş ringleri.

🏟️ Ruben Amorim devri, 'MAGA' ringleri

25 Ekim Cuma gününden herkese merhaba.Avrupa futbolunda derbiler, büyük maçlar haftasındayız. Süper Lig'de Pazartesi günü lider Galatasaray, sezon başında 5-0 yenildiği Beşiktaş'ı ağırlayacak. La Liga'da ise futbolun en büyük rekabetlerinden biri olarak kabul edilen Real Madrid-Barcelona maçına yani El Clásico'ya tanıklık edeceğiz. Ayrıca "Derby d'Italia" olarak anılan Juventus-Inter ve Arsenal-Liverpool maçları da futbolseverleri bekliyor.Bugün ayrıca bültende,&nbsp;kadın futbolcuların FIFA'ya Aramco tepkisini, WNBA'de büyüyen pastadan payını almak isteyen oyuncuların TİS kararını, NBA'in en çok kazananlarını, LeBron ve oğlunun ilkini, Sabalenka'nın 1 numaraya yükselişini ve MLB'de "rüya" Yankees-Dodgers finalini bulabilirsiniz.İyi okumalar.Mithat

Süper Lig'in zirvesindeki Galatasaray ile Beşiktaş, Pazartesi günü karşı karşıya geliyor. El Clásico'da Real Madrid, sezona müthiş giren Barcelona'ya "patron benim" diyebilecek mi?

⚽️ GS-BJK derbisi, El Clásico

18 Ekim Cuma gününden herkese merhaba.Sabrina Ionescu'nun logodan gönderdiği üçlük, WNBA'in müzmin kaybedeni New York Liberty'i ilk şampiyonluğuna yaklaştırdı. İlk maç sonrası LGBT düşmanı tepkilerle karşılaşan Liberty'nin yıldızı Breanna Stewart'ın yaşadıkları ise WNBA'in popülerleşmesinin yan etkilerini gözler önüne serdi.Bugün ayrıca bültende, NBA'de yeni sezona attığımız ön bakışı, yılın kadın futbolcusu adaylarını, Portekiz'i sarsan Benfica suçlamasını, Chicago Maratonu'nda kırılan rekoru ve emeklilik kararı alan Fransız hentbol efsanesi Olivier Krumbholz'un kariyerine saygı duruşunu bulabilirsiniz.İyi okumalar.Mithat

WNBA'de tarihî sezona yakışan bir final serisi izliyoruz. NBA'de ise 2024/25 sezonunun başlamasına artık günler kaldı.

🏀 WNBA finalleri, NBA'de yeni sezon

11 Ekim Cuma gününden herkese merhaba.Vedalarla dolu bir haftayı geride bırakırken bu hafta bültenimizde Rafael Nadal'ın emeklilik kararının yankılarını aktarıyoruz. Johan Neeskens'in ölümü ve Andrés Iniesta'nın futbolu bırakma kararı sonrası ise bu iki ismin futbolun taktiksel gelişim serüveninde sanılandan fazla olan ortak yanlarına bakıyoruz.Bugün ayrıca bültende,&nbsp;Klopp'un tepki çeken yeni kariyer yolunu, Football Manager'ın tarihî erteleme kararını, WNBA final serisini, Wimbledon'ın 147 yıllık çizgi hakemlerine vedasını, NFL'de Lübnan bayraklı rozet taktıktan 2 gün sonra kovulan başantrenörü bulabilirsiniz.İyi okumalar.Mithat

<h1 id="isPasted" fr-original-style="" style="font-size: 2em; margin: 0px; color: rgba(0, 0, 0, 0.85); font-weight: 500; padding: 0px; box-sizing: border-box;"><a href="https://www.be-to.app/" target="_blank" rel="noopener noreferrer" fr-original-style="" style="color: rgb(9, 9, 9); text-decoration: none; background-color: transparent; outline: none; cursor: pointer; transition: color 0.3s; touch-action: manipulation; user-select: auto; box-sizing: border-box; border-bottom: 2px solid rgb(255, 206, 20);">Be-To.App</a>: Türkiye'nin ilk dijital distribütörlük uygulaması&nbsp;</h1><a href="https://www.be-to.app" target="_blank" rel="noopener noreferrer" fr-original-style="" style="color: rgb(9, 9, 9); text-decoration: none; background-color: transparent; outline: none; cursor: pointer; transition: color 0.3s; touch-action: manipulation; user-select: auto; box-sizing: border-box; border-bottom: 2px solid rgb(255, 206, 20);"><img src="https://images.aposto.com/2024/9/4/1727959189543.jpeg" style="display: block; vertical-align: top; margin: 5px auto; text-align: center; width: 100%; max-width: 550px; border-style: none; position: relative; cursor: pointer; padding: 0px 1px; user-select: none; box-sizing: border-box;" fr-original-style="display: block; vertical-align: top; margin: 5px auto; text-align: center; width: 100%; max-width: 550px;" fr-original-class="fr-draggable"></a> Birlikte olmanın gücünü Be-To.App’te keşfedin, dilediğiniz ürüne çok uygun fiyatlarla ulaşın!Nedir?&nbsp;Aynı ihtiyaçlara sahip kişileri tek bir ürün altında bir araya getiren Be-To.App, istediğiniz ürünü doğrudan markadan sipariş etmenize ve ürünü perakende satış fiyatının altında satın almanıza olanak tanıyan yenilikçi bir alışveriş uygulamasıdır.&nbsp;Nasıl?&nbsp;Size en uygun kampanyayı uygulama üzerinden seçerek kapora bedeli yatırdığınızda kampanyaya katılım hakkı kazanırsınız. Kampanya süresi boyunca minimum sipariş adedine ulaşan kampanya başarılı olduğu anda kalan bakiyenizi tamamlayarak ürünü çok avantajlı fiyata satın alırsınız.Bu ayın kampanyalı ürünleri Samsung Bespoke Jet Bot™ Combo AI Robot Süpürge ile Samsung Giysi Bakım Dolabı (AirDresser).Samsung Bespoke Jet Bot™ Combo AI Robot Süpürge ile Samsung Giysi Bakım Dolabı (AirDresser), evinizi ve kıyafetlerinizi tek tuşla Samsung Smartthings uygulaması üzerinden temizlemenin keyfini çıkarın. Yapay zekayla geliştirilmiş temizlik, size neredeyse hiç iş bırakmaz! Samsung Bespoke Robot Süpürge 62.999TL yerine 52.999 TL, Samsung Airdresser 79.999 TL yerine 74.999 TL.<a href="https://www.be-to.app/" target="_blank" fr-original-style="" style="color: rgb(9, 9, 9); text-decoration: none; background-color: transparent; outline: none; cursor: pointer; transition: color 0.3s; touch-action: manipulation; user-select: auto; box-sizing: border-box; border-bottom: 2px solid rgb(255, 206, 20);">Be-To.App</a>’i ziyaret ederek “Kampanyaya Katıl” butonuna tıklayın, katılım için kapora bedelini yatırın, kampanya minimum sipariş adedi toplanıp başarılı olduğunda kalan bakiyeyi tamamlayarak Samsung ürünlerine kavuşun. Güncel kampanyaları kaçırmamak için <a href="https://www.instagram.com/be_to.app/" target="_blank" fr-original-style="" style="color: rgb(9, 9, 9); text-decoration: none; background-color: transparent; outline: none; cursor: pointer; transition: color 0.3s; touch-action: manipulation; user-select: auto; box-sizing: border-box; border-bottom: 2px solid rgb(255, 206, 20);">Be-To.App’in Instagram hesabını</a> takip edebilirsiniz.

7 Ekim - Be-to App - Duende

Rafael Nadal, ilham verici kariyerini sonlandırma kararı aldı. Farklı dönemlerde oyunun yeniden tanımlanmasında belirleyici olan orta saha oyuncularından Johan Neeskens hayatını kaybetti, Andrés Iniesta emekliye ayrıldı.

🎾 Nadal'a teşekkürler, futbolu değiştirenler

4 Ekim Cuma gününden herkese merhaba.Futbolu 1990'larda Bosman Kuralları'nın etkilediği ölçüde değiştirme potansiyeli taşıdığı söylenen Diarra Davası'nda karar açıklandı. AB Adalet Divanı, FIFA'nın transfer kurallarının AB yasalarını ihlal ettiğine hükmetti. Bu hafta bültenimizde bu kararın futbola nasıl etkileri olabileceğini, Bosman Kuralları sonrası yaşananları hatırlayarak tartışıyoruz.&nbsp;Ayrıca Borussia Dortmund taraftarlarının "Mafya UEFA" göndermesi sonrası Avrupa futbolunda protestonun merkezinin neden Almanya olduğu sorusuna yanıt arıyoruz.Bugün bültende, EuroLeague'de ve voleybolda yeni sezonu karşılıyor; Premier League'de 3 kat artan kumar/bahis reklamlarını irdeliyoruz. Hayata veda eden NBA efsanesi Dikembe Mutombo'yu da unutmuyoruz elbette.İyi okumalar.Mithat&nbsp;

Diarra Davası'nda sonuç açıklandı ve AB Adalet Divanı, Bosman Davası'na benzer bir karar verdi. Borussia Dortmund taraftarları UEFA'ya "mafya" dedi ve futbolda protestonun merkezinin Almanya olduğunu bir kez daha gösterdi.

⚖️ Diarra Davası, protestonun kalbi

27 Eylül Cuma gününden herkese merhaba.Eski millî futbolcu Serhat Akın'a yönelik silahlı saldırı, Türkiye'de son yılların en büyük problemlerinden biri olan çeteleşmenin futbolu es geçmediğini bir kez daha hatırlattı. Organize olduğu açık olan bu saldırının failleri henüz bilinmiyor ama hafızamızı biraz zorlarsak birleştirilebilecek çok sayıda parça olduğunu görüyoruz.Bugün ayrıca bültende, Galatasaray'ın Kadınlar Şampiyonlar Ligi'ndeki rakiplerini, temsilcilerimizin UEFA Avrupa Ligi serüveni başlangıcını, sıcakların sporcuların hayatını tehdit eder hâle gelmesini, Derrick Rose'un basketbola vedasını, WNBA Playoff'larındaki son durumu, Londra Belediyesi'nden Wimbledon Park'ı genişletme projesine verilen yeşil ışığı ve Hindistan'ın 2036 Olimpiyat Oyunları arzusunu bulabilirsiniz.İyi okumalar.Mithat

Galatasaray ilk kez Kadınlar Şampiyonlar Ligi'nde gruplara kaldı ve güçlü rakiplerle eşleşti. Serhat Akın'a yönelik silahlı saldırı şiddet ve çeteleşme sorununu bir kez daha gözler önüne serdi.

⚽️ Kadınlar Şampiyonlar Ligi, silahlı saldırı

20 Eylül Cuma gününden herkese merhaba.ABD'de kadınlar basketbolda yıllardır ayak seslerini işittiğimiz devrime bu yıl canlı canlı tanıklık ettik. Caitlin Clark öncülüğündeki yeni nesil, lige olan ilgiyi katbekat artırırken en iyimser tahminleri bile altüst eden bu çıkış, WNBA'i harekete geçirdi. Tarihî 2024 sezonunun etkilerini bültenimizden okuyabilirsiniz.Bugün ayrıca bültende,&nbsp;18 Eylül'de hayatını kaybeden Salvatore Schillaci'nin benzersiz kariyerini, yeni formatıyla oynanmaya başlayan Şampiyonlar Ligi'nin ilk haftasını, Manchester City'li Rodri'nin grev çağrısını, Suudi Arabistan'ın EuroLeague hedefini, IOC'deki seçim gündemini ve fosil yakıt şirketlerinin küresel spor organizasyonlarına duyduğu 5.6 milyar dolarlık "manidar" muhabbeti bulabilirsiniz.<ul fr-original-style="" style="margin-top: 0px; margin-bottom: 1em; box-sizing: border-box;"><li fr-original-style="" style="box-sizing: border-box;">O sırada Aposto’da: Yeni bültenler, uzman kalemlerden makaleler ve podcast serileriyle zenginleştirmeye devam ettiğimiz Aposto Premium’u yıllık aboneliklerde geçerli %30 indirimle denemek için Backtoschool2024 kodunu <a fr-original-style="" href="https://about.aposto.com/premium?utm_source=aposto" rel="noopener noreferrer" style="color: rgb(9, 9, 9); text-decoration: none; background-color: transparent; outline: none; cursor: pointer; transition: color 0.3s; touch-action: manipulation; user-select: auto; box-sizing: border-box;" target="_blank">kullanabilirsiniz</a>.</li></ul>İyi okumalar.Mithat

<h1 fr-original-style="" style="font-size: 2em; margin: 0px; color: rgba(0, 0, 0, 0.85); font-weight: 500; padding: 0px; box-sizing: border-box;"><a href="https://www.be-to.app/" target="_blank" rel="noopener noreferrer" fr-original-style="" style="color: rgb(9, 9, 9); text-decoration: none; background-color: transparent; outline: none; cursor: pointer; transition: color 0.3s; touch-action: manipulation; user-select: auto; box-sizing: border-box; border-bottom: 2px solid rgb(255, 206, 20);">Be-To.App</a>: Türkiye'nin ilk dijital distribütörlük uygulaması&nbsp;<a href="https://www.be-to.app" target="_blank" rel="noopener noreferrer" fr-original-style="" style="color: rgb(9, 9, 9); text-decoration: none; background-color: transparent; outline: none; cursor: pointer; transition: color 0.3s; touch-action: manipulation; user-select: auto; box-sizing: border-box; border-bottom: 2px solid rgb(255, 206, 20);"><img src="https://images.aposto.com/2024/8/4/1725528118270.jpeg" style="display: block; vertical-align: top; margin: 5px auto; text-align: center; width: 100%; max-width: 550px; border-style: none; position: relative; cursor: pointer; padding: 0px 1px; user-select: none; box-sizing: border-box;" width="550" fr-original-style="display: block; vertical-align: top; margin: 5px auto; text-align: center; width: 100%; max-width: 550px;" fr-original-class="fr-draggable"></a></h1>Birlikte olmanın gücünü Be-To.App’te keşfedin, dilediğiniz ürüne çok uygun fiyatlarla ulaşın!Nedir?&nbsp;Aynı ihtiyaçlara sahip kişileri tek bir ürün altında bir araya getiren Be-To.App, istediğiniz ürünü doğrudan markadan sipariş etmenize ve ürünü perakende satış fiyatının altında satın almanıza olanak tanıyan yenilikçi bir alışveriş uygulamasıdır.&nbsp;Nasıl?&nbsp;Size en uygun kampanyayı uygulama üzerinden seçerek kapora bedeli yatırdığınızda kampanyaya katılım hakkı kazanırsınız. Kampanya süresi boyunca minimum sipariş adedine ulaşan kampanya başarılı olduğu anda kalan bakiyenizi tamamlayarak ürünü çok avantajlı fiyata satın alırsınız.Bu ayın kampanyalı ürünü: Nespresso Creatista Pro kahve makinesi!Nespresso Creatista Pro, yalın tasarımı ve dokunmatik dijital ekranı sayesinde 40’tan fazla kahve seçeneğini, 9 farklı fincan boyutunda tek tuş kolaylığında hazırlamanızı sağlar. 8 farklı kıvam ve 11 farklı süt sıcaklığında sütlü tarifleri gelişmiş süt köpürtme teknolojisi sayesinde yaratıcılığınızı kullanarak tariflerinizi kişiselleştirebilir, kahve sanatında ustalaşabilirsiniz. Be-To.App&nbsp;ve Nespresso işbirliğiyle toplamda 38.499 TL değerindeki Nespresso Creatista Pro, Nespresso Nomad Travel Termos Small ve 100 Adet Kahve Kapsülü paketine Aposto kullanıcıları sadece 26.999 TL’ye sahip oluyor.<a href="https://www.be-to.app/" target="_blank" fr-original-style="" style="color: rgb(9, 9, 9); text-decoration: none; background-color: transparent; outline: none; cursor: pointer; transition: color 0.3s; touch-action: manipulation; user-select: auto; box-sizing: border-box; border-bottom: 2px solid rgb(255, 206, 20);">Be-To.App</a>’i ziyaret ederek “Kampanyaya Katıl” butonuna tıklayın, katılım için kapora bedelini yatırın, kampanya minimum sipariş adedi toplanıp başarılı olduğunda kalan bakiyeyi tamamlayarak Nespresso ürünlerine kavuşun. Güncel kampanyaları kaçırmamak için <a href="https://www.instagram.com/be_to.app/" target="_blank" fr-original-style="" style="color: rgb(9, 9, 9); text-decoration: none; background-color: transparent; outline: none; cursor: pointer; transition: color 0.3s; touch-action: manipulation; user-select: auto; box-sizing: border-box; border-bottom: 2px solid rgb(255, 206, 20);">Be-To.App’in Instagram hesabını</a> takip edebilirsiniz.

6 Eylül - Nespresso - Be-To App - Punto

WNBA, ligi ve kadınlar basketbolu yeniden tanımlayan tarihî bir normal sezonu geride bıraktı. 1990 Dünya Kupası'nın yıldızı Salvatore Schillaci hayata gözlerini yumdu.

🏀 Tarihî sezon, Schillaci'nin ardından

13 Eylül Cuma gününden herkese merhaba.ABD'li komedyen George Carlin, Amerikan futbolunun ABD'yi kusursuz şekilde temsil ettiğini, bu yüzden 20. yüzyılın ikinci yarısında beyzbolu geride bırakarak ülkenin en popüler sporu hâline geldiğini söylemişti. Bu hafta güncel gelişmelerin verdiği esinle "şiddet-hız-strateji"nin hükümranlığında kitleleri yönlendiren NFL'in politik ajandasının tarihine bir bakış atıyoruz.Bugün ayrıca bültende, İngiliz medyasının "21. yüzyılın spor davası" olarak tanımladığı Premier Lig-Manchester City anlaşmazlığını, 3 büyüklerin transfer sezonu özetini, WADA'nın Sinner sessizliğini, Paris'teki "Eyfel Kulesi" tartışmasını ve A'Ja Wilson'ın rekorunu da bulabilirsiniz.İyi okumalar.Mithat

<h1 fr-original-style="" style="font-size: 2em; margin: 0px; color: rgba(0, 0, 0, 0.85); font-weight: 500; padding: 0px; box-sizing: border-box;"><a href="https://www.koton.com/zeynep-bastik/" target="_blank" rel="noopener noreferrer" fr-original-style="" style="color: rgb(9, 9, 9); text-decoration: none; background-color: transparent; outline: none; cursor: pointer; transition: color 0.3s; touch-action: manipulation; user-select: auto; box-sizing: border-box; border-bottom: 2px solid rgb(255, 206, 20);">“Bundan böyle ben böyle” diyenlere özel parçalar Koton x Zeynep Bastık Koleksiyonu’nda!</a><a href="https://www.koton.com/zeynep-bastik" target="_blank" rel="noopener noreferrer" fr-original-style="" style="color: rgb(9, 9, 9); text-decoration: none; background-color: transparent; outline: none; cursor: pointer; transition: color 0.3s; touch-action: manipulation; user-select: auto; box-sizing: border-box; border-bottom: 2px solid rgb(255, 206, 20);"><img src="https://images.aposto.com/2024/8/2/1725970658475.jpeg" style="display: block; vertical-align: top; margin: 5px auto; text-align: center; width: 100%; max-width: 550px; border-style: none; position: relative; cursor: pointer; padding: 0px 1px; user-select: none; box-sizing: border-box;" width="550" fr-original-style="display: block; vertical-align: top; margin: 5px auto; text-align: center; width: 100%; max-width: 550px;" fr-original-class="fr-draggable"></a></h1>Koton, 24/25 Sonbahar-Kış Koleksiyonu’nunda Zeynep Bastık’ın enerjisi, dikkatleri üzerine çeken tarzı ve modern duruşuyla modaseverlerle buluşuyor. Koleksiyon, beş farklı başlıkta günlük giyimden sahne şıklığına zamansız stillere hayat veriyor.&nbsp;Glam ile feminenliğin gösterişli yüzü: Boudoir dressing ve glam trendlerinin izlerini taşıyan koleksiyonda, bordo, canlı kırmızı, off white, jet black ve gold gibi göz alıcı renkler öne çıkarken dantel, deri, kürk, krep, saten ve parlak kumaşlar bu temanın temelini oluşturuyor.Western Revival ile modern kadının güçlü ifadesi:&nbsp;Bu temada, “denim on denim” modası ön planda yer alırken ekru, sıcak ve soğuk kahve tonlarının hakim olduğu koleksiyonda süet takımlar, korseli detaylar ve nakışlı denimler dikkat çekiyor.Dahası; Delicate Lingerie ile sofistike ve şık 10 parçalık iç giyim ve 5 parçalık pijama seti, leopar deseni ile bordo ve siyah renklerinin zarif uyumunu gözler önüne seriyor. Party Koleksiyonu’ndaki 3 özel modelle gece stiline vurgu yapıyor.<a href="https://www.koton.com/zeynep-bastik/" target="_blank" fr-original-style="" style="color: rgb(9, 9, 9); text-decoration: none; background-color: transparent; outline: none; cursor: pointer; transition: color 0.3s; touch-action: manipulation; user-select: auto; box-sizing: border-box; border-bottom: 2px solid rgb(255, 206, 20);">Koton x Zeynep Bastık Koleksiyonu</a>&nbsp;stilin ötesine geçiyor, sürdürülebilir üretim yöntemleriyle su tüketimi %80 oranında azaltılıyor, pamuk kalitesi arttırılıyor ve üretim sürecindeki enerji kullanımı en aza indiriliyor.Koleksiyon için özel olarak bestelenen "Ben Böyle" şarkısı dijital müzik platformlarında yayında. Koton X Zeynep Bastık Koleksiyonu’nun seçkin ürünleriyle <a href="https://www.koton.com/zeynep-bastik/" target="_blank" fr-original-style="" style="color: rgb(9, 9, 9); text-decoration: none; background-color: transparent; outline: none; cursor: pointer; transition: color 0.3s; touch-action: manipulation; user-select: auto; box-sizing: border-box; border-bottom: 2px solid rgb(255, 206, 20);">buradan</a>, tüm Koton mağazaları ve Koton mobil uygulamasından tanışabilirsiniz.

11 Eylül - Koton - Exante

ABD'de ırkçılık ve polis şiddeti, spor yıldızlarını dahi es geçmezken NFL, hâkim politik çizgiyi temsil gücünü her daim koruyor. Premier Lig'in Manchester City'ye açtığı dava başlıyor.

🏈 NFL politikası, asrın davası

Spor hakkında yayımlanan makaleler ve yayınlar

Spor

Spor yazarı Yiğiter Uluğ, televizyondan izlediği ilk spor müsabakası olan 1972
Münih Olimpiyatları üzerinden spor tutkusunun nasıl oluştuğunu anlattı. Spor
yazmanın, yorumlamanın o dönemde bir meslek olabileceği fikrinin nasıl oluştuğu,
olimpiyatların ve spor yayıncılığının buna etkisi üzerine konuştuk. Olga
Korbut’un altın madalyasına değinmeden de geçmedik.

Aposto'nun spor yayını Saha Kenarı sezon finali ile yayında!

Saha Kenarı#8: Yiğiter Uluğ - 1972 Münih Olimpiyatları

Snooker koçu Umut Töre ile Türkiye’de gelişen snooker izleme kültürünü,
yayıncılığın ve eğitimin bunlara etkisi üzerine konuştuk. Sporcuların mental
sağlığı bunun oyuna yansımasına değinip snooker tutkumuzun ortak yönlerini
paylaştık.Ayrıca, Ronnie O'Sullivan'ın şampiyonluğunun spor psikolojisi adına
bize anlattıkları ve Higgins-Williams-O'Sullivan'nın hala oyunu en üst düzeyde
domine etmesine değindik. Ronnie'den sonra snooker kan kaybedebilir mi?

Aposto'nun spor yayını Punto'nun Saha Kenarı podcast yedinci bölümü ile yayında!

Saha Kenarı #7: Umut Töre - Snooker, Ronnie'nin şampiyonluğu, Steve Davis’in totemi

Socrates yazı işleri müdürü ve spor yazarı İlhan Özgen ile 1994 Dünya Kupası’yla
şekillenmeye başlayan sporla ilişkisini, oyuna ve oyunun alan açtığı yeteneklere
olan tutkusunu hangi anlarda fark ettiğini konuştuk. Futbol tarihine ilgisinin
başladığı ilk anı, takım tutmadan spor izlemeyi, Paco de Lucia ve Jethro Tull
konserlerine değinerek müzik ve spor birleştirdiğimiz benzer duygularımızı
paylaştık. 

1994 Kupası’nda hatırladığı ilk imge neydi?

 Baggio penaltıyı kaçırmasaydı nolurdu? 

sorularının cevabı Saha Kenarı’nın yeni bölümünde.

Hazırlayan ve sunan: Burcu Biçer

Aposto'nun spor yayını Punto'nun Saha Kenarı podcasti beşinci bölümü ile yayında!

Saha Kenarı #5: İlhan Özgen - 1994 Dünya Kupası, Baggio’nun penaltısı, Paco de Lucia ve kertenkele

Saha Kenarı’nın bu haftaki konuğu spor spikeri Nihan Cabbaroğlu oldu. Kendisiyle
sohbete artistik patinajın dans mı spor mu olduğu, spikerliğin teknik yanlarını
ve sporcu atletiğinin yanında estetik olmanın performansa etkilerini konuşarak
başladık. Sohbete buz pateni denince kulağımızda çalmaya başlayan Boléro
eşliğinde gerçekleşen ikonik performansları, bu alandaki müzik seçimlerini ve
ekollerle devam ettik. Kamila Valieva’nın doping konusu değinmeden de geçmedik. 

Artistik patinaj 1990’larda daha çok mu izleniyordu? Yuzuru Hanyu mu Nathan Chen
mi? Bu sporu geliştiren atletizm mi estetik mi?









Hazırlayan ve sunan: Burcu Biçer

Saha Kenarı podcastin dördüncü bölümünde Nihan Cabbaroğlu ile artistik patinaj üzerine konuştuk; Artistik patinaj dans mı spor mu ?

Saha Kenarı #4: Nihan Cabbaroğlu - Artistik patinaj

Editör ve podcast yapımcısı Cem Pekdoğru ile spor yazmanın editöryal
süreçlerini, Yazıhane geçmişini ve Russell Westbrook’un kolej kariyerinden
itibaren taraftarlık sürecini konuştuk. Westbrook neden kutuplaştırıcı bir
figür, Gary Payton ile hangi maçı izledi?

Hazırlayan ve sunan: Burcu Biçer

Editör ve podcast yapımcısı Cem Pekdoğru ile spor yazmanın editöryal süreçlerini, Yazıhane geçmişini ve Russell Westbrook’un kolej kariyerinden itibaren taraftarlık sürecini konuştuk. Westbrook neden kutuplaştırıcı bir figür, Gary Payton ile hangi maçı izledi? Hazırlayan ve sunan: Burcu Biçer

Aposto'nun spor yayını Punto'nun Saha Kenarı podcasti üçüncü bölümü ile yayında !

Saha Kenarı #3: Kolej Basketbolu ve Russell Westbrook

Spor yazarı Elif Alper ile Türkiye’de tenis medyasını, teniste "goat"ların
yarattığı dominasyonu ve Rafael Nadal’ı konuştuk. Amerika Açık’ta neler olacak
ve Nadal 2022’yi dünya bir numarası olarak bitirebilecek mi sorularına cevaplar
aradık.



Elif Alper ve Punto editörü Burcu Biçer

Spor yazarı Elif Alper ile Türkiye’de tenis medyasını, teniste "goat"ların yarattığı dominasyonu ve Rafael Nadal’ı konuştuk. Amerika Açık’ta neler olacak ve Nadal 2022’yi dünya bir numarası olarak bitirebilecek mi sorularına cevaplar aradık.<img src="https://images.aposto.com/2022/7/2/1661250614456.jpeg" style="display: block; float: none; vertical-align: top; margin: 5px auto; text-align: center; width: 100%; max-width: 550px; border-style: none; position: relative; cursor: pointer; padding: 0px 1px; box-sizing: border-box;" ratio="0.67" width="550" fr-original-style="display: block; float: none; vertical-align: top; margin: 5px auto; text-align: center; width: 100%; max-width: 550px;" fr-original-class="fr-draggable">Elif Alper ve Punto editörü Burcu Biçer

Aposto'nun spor yayını Punto'nun Saha Kenarı podcastinin ikinci bölümü yayında !

Saha Kenarı #2: Elif Alper - Vamos Nadal ve 2022 Amerika Açık 

Spor yorumcusu Kaan Kural ile spor ve oyunun ortaklığını, hangi yönünü
sevdiğimizi ve LeBron James’i konuştuk. 

LeBron James’in koçlarıyla derdi ne? 

Kaan Kural'ın dream teami kimlerden oluşuyor? 

Westbrook takası ne işe yaradı? 

Lakers’ın LeBron’a ne kadar ihtiyacı var?

Aposto’nun spor yayını Punto’nun Saha Kenarı podcastinde sporun sağladığı
benzersiz duyguları ve her insan için farklı şekilde deneyimlenmesini, her bölüm
farklı konuklarla spor ve spor taraftarlığını, sporda neyin ya da kimin
taraftarı olduğumuzu, bunun gerekliliklerini ne şekilde gerçekleştirdiğimizi
konuşacağız.  Saha Kenarı her salı saat 10.00'da yayında.

Hazırlayan ve sunan: Burcu Biçer

Spor yorumcusu Kaan Kural ile spor ve oyunun ortaklığını, hangi yönünü sevdiğimizi ve LeBron James’i konuştuk.&nbsp;LeBron James’in koçlarıyla derdi ne?&nbsp;Kaan Kural'ın dream teami kimlerden oluşuyor?&nbsp;Westbrook takası ne işe yaradı?&nbsp;Lakers’ın LeBron’a ne kadar ihtiyacı var?Aposto’nun spor yayını Punto’nun Saha Kenarı podcastinde sporun sağladığı benzersiz duyguları ve her insan için farklı şekilde deneyimlenmesini, her bölüm farklı konuklarla spor ve spor taraftarlığını, sporda neyin ya da kimin taraftarı olduğumuzu, bunun gerekliliklerini ne şekilde gerçekleştirdiğimizi konuşacağız. &nbsp;Saha Kenarı her salı saat 10.00'da yayında.Hazırlayan ve sunan: Burcu Biçer

Aposto'nun spor yayını Punto'nun Saha Kenarı podcasti ilk bölümü ile yayında ! 

Saha Kenarı #1: Kaan Kural ile "Oyun, sayılar ve Lebron James"

Aposto’nun spor yayını Punto’nun Saha Kenarı podcastinde sporun sağladığı
benzersiz duyguları ve her insan için farklı şekilde deneyimlenmesini, her bölüm
farklı konuklarla spor ve spor taraftarlığının, sporda neyin ya da kimin
taraftarı olduğumuzu, bunun gerekliliklerini ne şekilde gerçekleştirdiğimizi
konuşacağız.

Aposto’nun spor yayını Punto’nun Saha Kenarı podcastinde sporun sağladığı benzersiz duyguları ve her insan için farklı şekilde deneyimlenmesini, her bölüm farklı konuklarla spor ve spor taraftarlığının, sporda neyin ya da kimin taraftarı olduğumuzu, bunun gerekliliklerini ne şekilde gerçekleştirdiğimizi konuşacağız.

Aposto'nun spor yayını Punto, Saha Kenarı podcast serisi ile karşınızda.

Saha Kenarı Başlıyor !

5 Mart Cuma'dan herkese merhaba,

Hedefler, bir zaman dilimi içinde başarmak için ayarladığın bir şey olduğu
sürece hayattaki her şey hakkında olabilir. Ama hayatın yolunda tutulması için
araç olan hedefler her zaman gerçekleşmeyebilir. Zaten geriye dönüp bakıldığında
sadece başarıları değil hayal kırıklarını da hatırlarız. İlginç olan ise hayal
kırıklarının insan için ders niteliği taşıması. 

Punto'nun spordaki hayal kırıklarına odaklandığı bu sayısında dokuz yıl aradan
sonra şampiyonluğu kaybetme tehlikesiyle karşı karşıya kalan Celtic takımı, genç
nüvesiyle takım olarak bir adım daha ileri gitmesi beklenen Denver Nuggets'ın
yarattığı hayal kırıklığı, sadece pistlerde görmek istediğimiz rekabetin aşırıya
kaçmasıyla izleyicileri hayal kırıklığına uğratan Formula 1 dünyasının
skandalları ve kariyeri boyunca dereceleriyle atletizm tarihinde her zaman bir
yeri olacak Tyson Gay'in olimpiyatlarda yaşadığı hayal kırıklıkları var.

Kapak Görseli: Batuhan Çetin

Bültenimizde görmek istediklerinizi, arayıp da bulamadıklarınızı ve
önerilerinizi her zaman feedback@apostonews.com adresine yazabilirsiniz. Ayrıca
benzer içerikler için Punto'nun Twitter hesabını takip etmeyi unutmayın 😊

Keyifli okumalar, 

Punto ekibi

5 Mart Cuma'dan herkese merhaba,Hedefler, bir zaman dilimi içinde başarmak için ayarladığın bir şey olduğu sürece hayattaki her şey hakkında olabilir. Ama hayatın yolunda tutulması için araç olan hedefler her zaman gerçekleşmeyebilir. Zaten geriye dönüp bakıldığında sadece başarıları değil hayal kırıklarını da hatırlarız. İlginç olan ise hayal kırıklarının insan için ders niteliği taşıması.&nbsp;Punto'nun spordaki hayal kırıklarına&nbsp;odaklandığı bu sayısında dokuz yıl aradan sonra şampiyonluğu kaybetme tehlikesiyle karşı karşıya kalan Celtic takımı, genç nüvesiyle takım olarak bir adım daha ileri gitmesi beklenen Denver Nuggets'ın yarattığı hayal kırıklığı, sadece pistlerde görmek istediğimiz rekabetin aşırıya kaçmasıyla izleyicileri hayal kırıklığına uğratan Formula 1 dünyasının skandalları ve kariyeri boyunca dereceleriyle atletizm tarihinde her zaman bir yeri olacak Tyson Gay'in olimpiyatlarda yaşadığı hayal kırıklıkları var.Kapak Görseli:&nbsp;<a fr-original-style="" href="https://link.apostonews.com/click?uri=aHR0cHM6Ly9saW5rLmFwb3N0b25ld3MuY29tL2NsaWNrP3N0b3J5PTYwNDEyMTcxNmE5MzgwMDAwNzAxM2VkMCZ1c2VyPTVlZjQ3ZDc5MjNmYzJiMDAwODcwZjA4NCZhdXRob3I9NWY5MTY5Mjg5NzI1ZmUwMDA4NzA4NDEyJnVybD1odHRwcyUyNTNBJTI1MkYlMjUyRnd3dy5pbnN0YWdyYW0uY29tJTI1MkZiYXR1aGFuY2V0dCUyNTJG" rel="noopener noreferrer" style="color: rgb(9, 9, 9); text-decoration: none; background-color: transparent; outline: none; cursor: pointer; transition: color 0.3s; text-decoration-skip: objects; touch-action: manipulation; -webkit-user-select: auto; box-sizing: border-box;" target="_blank">Batuhan Çetin</a>Bültenimizde görmek istediklerinizi, arayıp da bulamadıklarınızı ve önerilerinizi her zaman <a fr-original-style="" href="mailto:feedback@apostonews.com" style="color: rgb(9, 9, 9); text-decoration: none; background-color: transparent; outline: none; cursor: pointer; transition: color 0.3s; text-decoration-skip: objects; touch-action: manipulation; -webkit-user-select: auto; box-sizing: border-box;">feedback@apostonews.com</a> adresine yazabilirsiniz. Ayrıca benzer içerikler için Punto'nun <a fr-original-style="" href="https://twitter.com/thepuntomag" rel="noopener noreferrer" style="color: rgb(9, 9, 9); text-decoration: none; background-color: transparent; outline: none; cursor: pointer; transition: color 0.3s; text-decoration-skip: objects; touch-action: manipulation; -webkit-user-select: auto; box-sizing: border-box;" target="_blank">Twitter hesabını</a> takip etmeyi unutmayın 😊Keyifli okumalar,&nbsp;Punto ekibi

Steven Gerrard, Michael Malone, Fernando Alonso, Thomas Tuchel ve Tyson Gay. Cuma spor gündeminiz hazır.

☹️ Nikola Jokić'in yalnızlığı, Celtic'in serbest düşüşü

Beş Çayı #5 | Roy Hodgson'a hürmet, VAR tartışmaları

Mayıs 1945’te SSCB’nin Nazileri bozguna uğratması ve Almanya’nın teslimiyetini ilan etmesi sonrası dünya, yıkıntıların arasında bir öfori hâlini yaşar olmuştu. Nazilerin hızla çekildiği Avrupa kasabalarından, Afrika ve Asya kentlerine birçok merkez kutlama alanına dönüşmüştü. Fransa’nın hakimiyeti altındaki Cezayir toprakları da bu noktalardan biriydi. Faşizme karşı zaferin heyecanı, Cezayirli bağımsızlık yanlılarını cesaretlendirmişti. Otoriteyi korkutan bir kitleselliğe ulaşan kutlamalar, kolluk kuvvetlerinin baskısıyla karşılaşmış, “Özgür Cezayir” sloganları şiddetle karşılık bulmuştu. 22 Mayıs’a kadar devam eden, köylerin, kasabaların bombalanmasıyla bastırılabilen eylemler 45.000 kişinin ölümüyle sonuçlanmıştı. Olayların merkezlerinden Setif’te yaşanan acıların tanıklarından biri, o tarihte 8 yaşında olan Raşid Meklufi’ydi.Savaş sonrası sadece Cezayir değil tüm Kuzey Afrika’da hızla yayılan futbol sevdasına kapılan çocuklardan biri olarak Meklufi, gol atmak için yaratılmış izlenimi veren o acımasız 9 numaralardan biriydi. Golleri leblebi gibi sıralamak sanki DNA’sında vardı. Çocuk yaşta büyüyen bu ünü, Fransa’ya da ulaşmış, 18 yaşında AS St.Etienne teknik direktörü Jean Snella tarafından Yeşiller’e kazandırılmıştı.Çocuk yaşta tanık oldukları sebebiyle mesafeli olduğu Fransa’ya Meklufi’yi, Fransız futbolunun ilk ve en büyük rekabeti, St. Etienne-Olympique Lyon ihtilafı ısındırmıştı. Kendi deyimiyle “St. Etienne’liler sıcak, Lyon’lular soğuktu” belki de bu -yine kendi ifadesiyle- St.Etienne’nin “madencileri”, Lyon’un “burjuvaları” temsil etmesinden ileri geliyordu. 1954-1958 ve 1963-1968 arasında kulüple geçirdiği 9 sezonda 4 lig, 1 Fransa Kupası şampiyonluğu kazanırken çıktığı 335 maçta da 150 gol attı. Ülkeye ilk geldiği yıllarda Fransa millî takımına seçildi ve 4 maça çıktı.<h2 fr-original-style="" style="margin: 0px; color: rgba(0, 0, 0, 0.85); font-weight: 500; padding: 0px; box-sizing: border-box;">Kariyeri değil direnişi seçti</h2> <img src="https://images.aposto.com/2024/10/5/1731666942061.jpeg" style="display: block; vertical-align: top; margin: 5px auto; text-align: center; width: 100%; max-width: 550px; border-style: none; position: relative; cursor: pointer; padding: 0px 1px; box-sizing: border-box;" width="550" ratio="1.79" fr-original-style="display: block; vertical-align: top; margin: 5px auto; text-align: center; width: 100%; max-width: 550px;" fr-original-class="fr-draggable">Ancak formunun zirvesinde aldığı bir karar kariyerini sekteye uğratırken o dönemin şartlarında da bir servete mal oldu. 1958 Dünya Kupası öncesi Fransa’yla İsveç’e gitmesi beklenen Meklufi, Monaco’da oynayan bir başka Cezayirli Mustafa Zituni'nin de aralarında olduğu 9 futbolcuyla birlikte Cezayir Ulusal Kurtuluş Cephesi’nin oluşturduğu gayriresmi Cezayir millî takımına katılma kararı aldı. L'Equipe'in "9 Cezayirli futbolcunun ortadan kayboluşu" olarak adlandırdığı bu "kaçış" sonrası Meklufi ve Zituni, Fransa’da gördükleri tepkiye ve FIFA’dan aldıkları men cezasına rağmen “sömürgeci ile kariyeri değil vatanlarıyla direnişi” seçti ve Cezayir’in bağımsızlığını kazandığı 1962’ye kadar yeteneklerini ve şöhretlerini “ülkelerinin bağımsızlık talebini dünyaya yayma” ülküsüne adadı. Bu gayriresmi ulusal takım, FIFA’nın engellemelerine rağmen SSCB, Afrika ve Asya’da “futbol diplomasisi” yürüttü ve Cezayir’in bağımsızlık talebini futbol aracılığıyla gündemde tuttu.<h2 fr-original-style="" style="margin: 0px; color: rgba(0, 0, 0, 0.85); font-weight: 500; padding: 0px; box-sizing: border-box;">Yeşillerin efsanesi</h2><img src="https://images.aposto.com/2024/10/5/1731667177963.jpeg" style="display: block; vertical-align: top; margin: 5px auto; text-align: center; width: 100%; max-width: 550px; border-style: none; position: relative; cursor: pointer; padding: 0px 1px; box-sizing: border-box;" width="550" ratio="1.42" fr-original-style="display: block; vertical-align: top; margin: 5px auto; text-align: center; width: 100%; max-width: 550px;" fr-original-class="fr-draggable">Meklufi bu 4 yıl boyunca futbolun ötesinde hayatı öğrendiğini, çok sayıda devlet lideri, politikacı ve düşünürle tanıştığını, bu tecrübenin de büyük faydasını gördüğünü söylemişti. “1958’den önce sadece gol atmayı düşünürdüm, 1962’den sonra ise bir sihirbazdım” sözleri, bu deneyimin onun saha içindeki performansına etkisini özetliyor. Meklufi, 1962’de Cezayir’in bağımsızlığını kazanması sonrası millî takımla 11 maça çıktı ve 5 gol attı. St. Etienne’e döndü ve kupalar kazandı. Futbolculuk kariyerinin bitmesi sonrası teknik direktörlüğe başladı ve önce sporu bıraktığı Bastia’yı sonra Cezayir millî takımını çalıştırdı. Cezayir, 1982’de ilk kez Dünya Kupası’na katıldığında ve Batı Almanya’yı 2-1 yenerek herkesi şaşkına çevirdiğinde* takımın başında Mahiyeddin Halid’le birlikte o vardı. İkili, bağımsızlığının 20. yılında Cezayir’in Reba Macir (Rabah Madjer), Lahtar Bellumi, Cemal Zidane gibi isimlerden oluşan yeni neslini dünyaya sunmuş ve 1978 Tunus, 1986 Fas takımlarıyla birlikte Mağriplerin bir daha futbolda asla hafife alınamayacağını kanıtlamıştı.<ul fr-original-style="padding-inline-start: 20px;" style="padding-inline-start: 20px; margin-top: 0px; margin-bottom: 1em; box-sizing: border-box;"><li fr-original-style="" style="box-sizing: border-box;">Bir adım geriden: Cezayir'in 1982 Dünya Kupası’ndan elenmesi için grubun 3. maçında Almanya ve Avusturya’nın milyonların gözünün önünde şike yapması gerekecek, bu müsabaka futbol tarihine “Gijon Utancı” olarak geçecekti.</li></ul>Kariyerinin ilerleyen yıllarında Tunus’ta AS Marsa’yı, Lübnan’da Nejmeh’i çalıştıran Raşid Meklufi, 8 Kasım’da, 88 yaşında hayatını kaybetti. Hayatının sonraki yıllarına dair bildiklerimiz kısıtlı ama kaytan bıyıklarıyla birlikte yeşil rengiyle özdeşleşmiş St. Etienne ve Cezayir’in en büyük efsanelerinden biri olma özelliklerini koruduğunu biliyoruz. Ölümünün ardından bir St. Etienne taraftarının dediği gibi “Gittiği yerde yine Yeşilleri bulacağı kesin.”

Futbol tarihinin en cesur kararlarından birini alarak 1958'de Fransa'yla Dünya Kupası'na gitmek yerine Cezayir'in bağımsızlığı için sahalara çıkan Raşid Meklufi, 88 yaşında hayatını kaybetti.

Gollerini bağımsızlık için attı: Raşid Meklufi’ye veda

Paris’te boykot çağrıları yapılan ve boğucu güvenlik önlemleri altında oynanan Fransa-İsrail maçı kazasız belasız geride kaldı. Golsüz sona eren Uluslar Ligi maçında tribünler boş kalırken Paris sokaklarında Filistin destekçilerinin eylemleri vardı. Geçen hafta Punto’da değindiğimiz İsrail karşıtı eylemlere hafta boyunca Avrupa spor sahalarında rastlamaya devam ettik. Türkiye, İrlanda ve Celtic tribünlerini saymazsak EuroLeague’de Atina’da Panathinaikos-Maccabi Tel Aviv maçında da “Soykırıma son, Filistin’e özgürlük” pankartlarının kendine yer bulduğunu gördük. Boykot, Tecrit ve Yaptırımlar Hareketi (BDS) de İsrail’in 7 Ekim’den bu yana Gazze’de 344 futbolcuyu öldürdüğünü belirterek FIFA ve UEFA’ya İsrail’e karşı harekete geçme çağrısı <a fr-original-style="" href="https://bdsmovement.net/news/israel-has-killed-344-palestinian-footballers-with-fifas-complicity" rel="noopener noreferrer" style="color: rgb(9, 9, 9); text-decoration: none; background-color: transparent; outline: none; cursor: pointer; transition: color 0.3s; touch-action: manipulation; user-select: auto; box-sizing: border-box;" target="_blank">yaptı</a>.Geçen hafta Punto'da merkeze Beşiktaş-Maccabi Tel Aviv maçının tarafsız bir stadyumda, seyircisiz oynanması kararını ve Amsterdam’daki çatışmaları alarak “İsrail’in uluslararası spordan men edilmesi” talebinin yaygınlaştığını belirtmiş, tarihten Güney Afrika örneğini <a fr-original-style="" href="https://aposto.com/s/tepkiler-artiyor-uefanin-israil-sessizligi-suruyor" rel="noopener noreferrer" style="color: rgb(9, 9, 9); text-decoration: none; background-color: transparent; outline: none; cursor: pointer; transition: color 0.3s; touch-action: manipulation; user-select: auto; box-sizing: border-box;" target="_blank">vermiştik</a>. Haklı olarak bu konuda daha açıklayıcı olmamızı isteyenler, Güney Afrika örneğinin tam olarak ne olduğunu merak edenler oldu. Öyleyse spor tarihinin en büyük boykot hareketinde kısa bir gezintiye çıkalım.<h2 fr-original-style="" style="margin: 0px; color: rgba(0, 0, 0, 0.85); font-weight: 500; padding: 0px; box-sizing: border-box;">Apartheid rejiminin spor politikası</h2>Güney Afrika, 1948’de Ulusal Parti’nin Nazilerden ve ABD’de segregasyon politikalarını yaşatan eyalet yönetimlerinden aldığı ilhamla ırksal ayrım temelli politika ve uygulamaları hayatın her alanında hakim hâle getirdi. Rejimin adı “ayrım” anlamına gelen “apartheid” kelimesiyle özetleniyordu. 2. Dünya Savaşı’nın hemen arkasından, dünyanın önemli bir ekonomik merkezinde böylesi açık bir ırkçı yönetimin kurulabilmiş olması kulağa şaşırtıcı geliyor. Ama Batı’nın hakimiyetindeki uluslararası spor örgütlerinin önde gelen figürlerinin spesifik olaylara verdiği tepkiler ve yaptıkları açıklamalar dahi dönemin hakim ruhunu anlamak için yeterli.1950’lerin sonunda Güney Afrika’nın siyah sporcuları ayrımcılığa maruz bırakarak Uluslararası Olimpiyat Komitesi (IOC) tüzüğünü çiğnediği gerekçesiyle yükselen şikayetler sonrası IOC Başkanı Avery Brundage, Güney Afrika Olimpiyat Komitesi’ne (SANOC) bir mektup yazmış ve “Bakış açınızı anlıyorum, bizim de ABD’de benzer sorunlarımız var ve bunlarla akıllıca baş edemedik” demişti.<h2 fr-original-style="" style="margin: 0px; color: rgba(0, 0, 0, 0.85); font-weight: 500; padding: 0px; box-sizing: border-box;">Boykotu getiren koşullar: İç muhalefet ve bağımsızlığına kavuşan uluslar</h2>1963’te Güney Afrikalı Irkçılık Karşıtı Olimpiyat Komitesi’nin (SANROC) başkanı Dennis Brutus’ün, Uluslararası Olimpiyat Komitesi’ne (IOC) yaptığı, “ırkçı rejime boykot uygulanması” talebi dönemin Yeni Zelandalı IOC üyesi Arthur Porritt tarafından “Brutus’ün meşhur bir baş belası” olduğu gerekçesiyle gözardı edilmişti. Aynı dönemde Brutus’le görüşen ve IOC’ye konu hakkında bir rapor yazan İsviçreli Rudolf Balsiger, Güney Afrika’daki sistemin beyazların ve siyahların, “barışçıl ve düzenli gelişimini” sağladığını savunmuştu. Balsiger’in bu görüşleri sadece dönemin IOC Başkanı, eski Nazi hayranı, ABD’li Avery Brundage tarafından değil birer “Beyaz Aristokratlar Kulübü” kıvamında olan uluslararası spor örgütlerinin tamamı tarafından paylaşılıyordu. Ancak IOC, kendi kurallarının kendi üyesi tarafından çiğnenmesini daha fazla meşrulaştıramadı çünkü bu yıllar aynı zamanda Afrika ve Asya’da çok sayıda ülkenin bağımsızlığını kazanarak kendi spor federasyonlarını kurduğu ve en azından delegeler yoluyla politikaların belirlenmesinde etkili olabildiği yıllardı. Post-kolonyal politik atmosferin uluslararası spor kurumlarının iç dengeleri üzerinde doğrudan sonuçları olmuştu. Bu sayede Güney Afrika, 1964 Tokyo Olimpiyat Oyunları’na siyahları da içeren bir kafile gönderme zorunluluğuyla karşı karşıya kaldı. Ancak SANOC bu talebi yerine getirmeyi reddedince oyunlardan men edildi.<h2 fr-original-style="" style="margin: 0px; color: rgba(0, 0, 0, 0.85); font-weight: 500; padding: 0px; box-sizing: border-box;">1968 manevralarına örgütlü yanıt</h2>1968 Mexico City Olimpiyat Oyunları öncesi Güney Afrika, diplomatik çabalarını artırdı ve birkaç değişiklikle yasağın üstünden atlayabileceğini düşündü. Ancak sosyalist bloğun, Afrika ülkelerinin ve ABD’li siyah sporcuların öncülüğünde başlayan boykot hareketi (‘68’in meşhur kahramanları Tommie Smith ve John Carlos da bu hareketin üyeleriydi) üstün geldi ve IOC, Güney Afrika’nın 1968 Olimpiyatları’nda yer alamayacağına hükmetti. Bu dönem, aynı zamanda Güney Afrikalı boksör Ronnie van der Walt’ın eşinin melez olduğunun tespit edilmesi(!) üzerine spordan men edildiği dönemdi. Van der Walt, ülkesinde spordan uzaklaştırılmakla kalmamış, beyaz olmayan bir kadınla evlenerek Ahlak Yasası’nı çiğnediği gerekçesiyle hapis cezasıyla yüz yüze gelmişti. Bu yüzden ülkeden kaçarak İngiltere’ye gitmiş ve onun hikayesinin acımasızlığı, absürtlüğü ve medyatikliği, Batı’da “Güney Afrika sorunu”nun daha kolay anlaşılmasını sağlamıştı.Bu noktadan sonra Güney Afrika’nın ırkçı rejiminin uluslararası çevrelerde meşru görülmesini sağlamanın imkanı yoktu ve 1970’lerin başına gelindiğinde rejimin spor komiteleri neredeyse tüm olimpik sporların federasyonlarınca dışlanmıştı. Güney Afrika, tarihin en büyük spor boykotuyla karşı karşıyaydı.<ul fr-original-style="padding-inline-start: 20px;" style="padding-inline-start: 20px; margin-top: 0px; margin-bottom: 1em; box-sizing: border-box;"><li fr-original-style="" style="box-sizing: border-box;">1976 Montreal Boykotu: Yeni Zelanda ragbi takımının Güney Afrika’yı ziyareti sonrası çok sayıda ülke IOC’den Yeni Zelanda’nın da 1976 Montreal Olimpiyat Oyunları’ndan men edilmesini talep etti. IOC bu isteği, ragbinin olimpik spor olmaması gerekçesiyle reddetti bunun üzerine 26 Afrika ülkesi, Irak ve Guyana, 1976 Montreal’i boykot etti.</li></ul>1970’lerin ortalarından itibaren Güney Afrika yönetimi, belli adımlarla spordaki ayrımcı politikaları gevşetmeye çalışsa da apartheid rejiminin sonuna kadar “olimpik aile”den dışlandı. 1960 Roma sonrası Güney Afrika’nın ilk olimpiyat oyunları 1992 Barcelona oldu.<ul fr-original-style="padding-inline-start: 20px;" style="padding-inline-start: 20px; margin-top: 0px; margin-bottom: 1em; box-sizing: border-box;"><li fr-original-style="" style="box-sizing: border-box;">Bilgi notu: BM Genel Meclisi, 10 Aralık 1985’te Sporda Apartheid’a Karşı Uluslararası Sözleşme’yi imzaladı. IOC de 21 Haziran 1988’de sporda apartheid’a karşı deklarasyonu kabul etti.</li></ul>

İsrail'e yönelik artan boykot çağrıları sonrası Güney Afrika'nın apartheid rejimine karşı uygulanan tarihin en büyük spor boykotunu hatırlamakta fayda var.

Apartheid'e karşı: Tarihin en büyük spor boykotu

Türkiye'nin ilk tur bisiklet dükkanı Bisiklet Gezgini'nin kurucusu ve Bisikletli Kadın İnisiyatifi'nin (BKİ) kurucu ortağı Seçil Öznur Yakan, İTÜ'de tamamladığı makine mühendisliği eğitiminin ardından önce çokuluslu şirketlerde, sonra STK’larda çalıştı. Bisikletle seyahat etmeyi sevdiği için hem Türkiye'de hem de dünyada kadınların bisiklete binmesini teşvik edecek projeler hazırladı.&nbsp;İtalya’daki Padova Üniversitesi'nde Mobility Studies programında tamamladığı yüksek lisansını ise “Demiryolu Altyapılarının Bisiklet Turizmiyle bütünleştirilmesi-Yunanistan’da Sürdürülebilir Bölgesel Kalkınmanın Sağlanması için Fırsatlar” başlıklı teziyle bitirdi.&nbsp;Seçil Öznur Yakan ile bisikleti, kadınları ve hareket etmenin toplumsal cinsiyet bağlamındaki ilişkisini konuştuk.Tezini yeni bitirdin, bir süredir de Atina’da yaşıyorsun. Seni mühendislikten bisiklete, Türkiye’den Atina’ya taşıyan yolculuğu bize biraz anlatır mısın? Mühendis olunca, genelde şehir dışındaki fabrikalarda çalışılıyor ve de o beton kutulara gitmek için, metal kutulara binmek ve İstanbul gibi bir şehirde saatlerce yolda olmak gerekiyor. Hafta sonları trekking yapardım ama sanırım bir noktada bu yetmedi ve bir gün kendime bir bisiklet aldım. Sonra da nasıl okuldan gelen çocuklar önlüklerini çıkarıp sokağa oyun oynamaya koşarsa—benim zamanımda öyleydi—ben de fabrikadan dönüp resmî kıyafetlerimden kurtulup bisikletime atlar ve o zamanlar Fenerbahçe-Bostancı arasındaki sahil yolunda gidip gelirdim. Sonra şehir merkezinde bir işe geçince işe bisikletle gidip gelmeye başladım. Fenerbahçe-Bostancı arası da uzadı bu arada, hafta sonu bisikletle şehir dışına çıkmalar ve sonra daha uzun bisiklet yolculukları derken kurumsal hayatı bıraktım ve “Bisiklet Gezgini” günleri başladı.Kendi markalarını ithal eden görece küçük bir dükkanı işletmenin nasıl olduğunu gördüm. Muhasebesinden temizliğine, ürün ve etkinlik planlamasından daha neler nelere kadar. Dükkandaki müşterilerimizin yarısı yabancıydı. Dünyanın farklı ülkelerinden yolları İstanbul’a düşmüş insanlar. Özellikle ilk iki yıl dükkandan pek ayrılamasam da, onlarla beraber bir nevi yolculuk yapıyordum.Sanırım Bisiklet Gezgini bana en çok başka bir hayatın/hayatların mümkün olduğunu gösterdi. İki devlet memurunun çocuğuyum, sonra da hep maaşlı işlerde çalıştım. Bu sabit gelirler olmadan da yaşanabileceğini gördüm. Kolay değildi ama yapılabiliyordu ve bunun tadı çok güzeldi. <img src="https://images.aposto.com/2024/10/5/1731063275190.png" style="display: block; vertical-align: top; margin: 5px auto; text-align: center; width: 100%; max-width: 550px; border-style: none; position: relative; cursor: pointer; padding: 0px 1px; box-sizing: border-box;" width="550" ratio="1.34" fr-original-style="display: block; vertical-align: top; margin: 5px auto; text-align: center; width: 100%; max-width: 550px;" fr-original-class="fr-draggable">Kadınların bisiklet kullanmasını teşvik etme işini, patriyarka ile bisiklet ya da outdoor faaliyetleri arasındaki ilişki üzerinden açsan bize neler söylersin?Dolaylı belki ama Bisiklet Gezgini’ni işletmenin bana kattığı şeylerden biri de, Bisikletli Kadın İnisiyatifini’nin kurucularından olmak oldu. Bisiklet dünyasında kadın görünürlüğünü arttırmak gerektiğini düşünen kadınlar olarak kurduk BKİ’yi. Bisiklet dünyası da birçok alan gibi erkek egemenliğinin etkisi altında. Bisiklet süren kadın sayısı azken, tezgahın diğer tarafında satışını, tamirini, eğitimini yapan kadın sayısı çok daha az. Dükkanı arayıp benim cevap verebileceğim teknik bir konuda, bir erkek ile konuşmak isteyenler oldu. Bir kadının bisiklet dükkanı sahibi olamayacağını düşünüp yetkili kişi ile görüşmek isteyenler de.Türkiye’de günlük sosyal hayata belli şartlarla, belli yerlere, hatta belli kişilerle katılabilir bir kadın. Outdoor faaliyetlerinde de böyle. En basiti, evimin yanındaki parkta, koruda yürüyüş, koşu yapmak, bisiklet sürmek istesem, önce bir otosansür uyguluyoruz; bu saatte çıkabilir miyim, bu kıyafetle çıkabilir miyim vs. Haydi çıktık, bu sefer de etrafımızdaki kadın sayısı o kadar az ve de yol göstermek isteyen erkek o kadar çok ki!&nbsp;Ben makine mühendisiyim, üstüne bisiklet dükkanım var ve uzun yol da yapıyorum. Tüm bunlara rağmen, yolda zincirim attığında, bu zinciri takabileceğim bir olasılık olarak bile düşünülmüyor. Hemen benden daha çok bilen bir erkek konuya dahil oluyor. Kendi bedenim hakkındaki kararlar nasıl benimse, kendi bisikletim de aynı şey. Bu gibi etkenler kadınların ya o faaliyetleri denemeye başlamamalarına sebep ya da deneyip, olumsuz bir tecrübe yaşayıp devam etmemelerine yol açabiliyor.&nbsp;Neyse ki sayımız ve sadece kadınların katıldıkları etkinlikler artıyor. Bu çok sayıda kadını teşvik ediyor. Etkinliklerin kadınlar tarafından düzenlenmesi ayrıca önemli çünkü erkeklerin dikkate almadıkları (hatta haberlerinin bile olmadığı) ama bizim için zaruri olan şeyleri de katıyoruz hesaba. Kendi bedenlerimizle neler başarabildiğimizi görmenin tatmini paha biçilmez.<img src="https://images.aposto.com/2024/10/5/1731063293949.png" style="display: block; vertical-align: top; margin: 5px auto; text-align: center; width: 100%; max-width: 550px; border-style: none; position: relative; cursor: pointer; padding: 0px 1px; box-sizing: border-box;" width="550" ratio="1.33" fr-original-style="display: block; vertical-align: top; margin: 5px auto; text-align: center; width: 100%; max-width: 550px;" fr-original-class="fr-draggable">Bisiklet Gezgini’ni kapatma ve İstanbul’dan Yunanistan’a yerleşme sebeplerin neydi?Otuz yıl İstanbul’da yaşadım ve başka bir yerde de yaşayamam diye düşünüyordum. Taşınmamın tek bir sebebi yok ama tek kelimede bu sebepleri birleştirecek olursam, yaşam kalitesi diyebilirim. Dükkan da, ev de Kadıköy’deydi ve kentsel dönüşüm sebebiyle her yer tozdu, isti, pisti. Ulaşımını bisikletle sağlayan ve yolculuk ettiğinde kendini daha çok doğaya yakın yerlere atan biri olarak, bu kirli havaya, gürültüye dayanamaz oldum.&nbsp;Kolay bir karar değildi. Bisiklet Gezgini’ni ve neredeyse Türkiye’deki tur bisikleti pazarını sıfırdan yaratmak, her şeyini (aileden, arkadaşlardan kısılan zaman, tüm birikimlerimiz, enerji) buna vermek ve bunu bitirmek. Kolay değildi… Nasıl kurumsal hayatın tüm “nimetlerinden” vazgeçip Bisiklet Gezgini’ni kurduysak—çünkü yaşamak istediğim hayat oydu o zaman—İstanbul’dan taşınmak da öyleydi. Tabii işin bir de kadın olma tarafı var. Atina’da sokağa çıkarken ne giysem, hangi yolu kullansam daha güvenli diye düşünmüyorum.Peki Yunanistan’ı ve özelinde Atina’yı bisiklet kullanımı olarak değerlendirirsen, neler söyleyebilirsin?Yunanistan, Avrupa Birliği’nde ama kesinlikle bir Avrupa ülkesi değil. Yakın Doğu diyorum. Hani o “rüya” ülkelerdeki gibi bisiklet yolları, bisikletin bir ulaşım aracı olarak kabulü vs burada yok. Yine de bisikletli hayatı İstanbul’da öğrenmiş biri olarak, burada bisiklet kullanmak daha kolay diyebilirim. Sürücüler bisikletlilerden pek hoşlanmasa da, dur işareti varsa duruyorlar, şimdiye kadar bisikletini dükkanımın önüne park edemezsin diyeni görmedim, metroya her saat bisiklet alınıyor ve bunun gibi şeyler sürüşü rahatlatıyor. Şehrin ölçeği de daha küçük olunca, bisiklet mükemmel bir ulaşım aracı oluyor.Peki bisikletle bir yola çıkmak bir kadının hayatında neyi değiştirir?Bisiklet sürebilmek, daha yola çıkmadan hayatı değiştiriyor. Birçok kadına bisiklet sürmeyi öğrettim ya da buna vesile oldum. Onların gözlerinde gördüğüm pırıltının, dünyayı yerinden oynatabilecek bir güç olduğunu düşünüyorum.<img src="https://images.aposto.com/2024/10/5/1731063308182.png" style="display: block; vertical-align: top; margin: 5px auto; text-align: center; width: 100%; max-width: 550px; border-style: none; position: relative; cursor: pointer; padding: 0px 1px; box-sizing: border-box;" width="550" ratio="0.75" fr-original-style="display: block; vertical-align: top; margin: 5px auto; text-align: center; width: 100%; max-width: 550px;" fr-original-class="fr-draggable">Bedenimizin üstünde bir sürü engel var. Annelik yüceltilirken, buna imkan veren regli kimse görmek istemiyor. Çocuğunu sokakta emzirmek bir tabu. Sokakta rahat rahat gerinmek bile olay olabiliyor. Erkek egemen sektörlerdeki eşitsizlikler de cabası; ofis eşyalarının orta yaş beyaz erkeğe göre tasarlanmasından outdoor malzemelerinin de erkekler için üretilmesine kadar, kadın bedenini sıkıştıran şeylerin listesi sonsuz.&nbsp;Bu noktada kadın bedeniyle, neler yapabileceğini bir keşfetse diyor insan. Yola çıkmak bunlardan biri. Herhangi bir araca, aracın sürücüsünün keyfine bağlı kalmadan ister yürüyerek ister bisikletle yola çıkınca, o gidilemez denilen yollar gidiliyor. Bisiklet özgürleştirici bir araç. Yürümekten hızlı, üstelik eşyalarını da o taşıyor, bir zaman çizelgesine bağlı kalmadan istediğin saatte yolda, uygun ekipmanla dağda da gidiyor şehirde de. Güney Amerika’da, toplu taşımanın gitmediği yerlerde çalışan kadınların işi bırakmak yerine, bisikletle o işlere ulaşmaları üzerine yapılmış bir çalışma var. Ezcümle bisikletle yola çıkmak bir kadının kendi hayatını kontrol etmesini sağlar diyebiliriz çünkü kadın yolda içindeki o yaratıcı, yapıcı gücü bulur. &nbsp;Bisiklet bunu açığa çıkaran bir vesile.

Türkiye'nin ilk tur bisiklet dükkanı "Bisiklet Gezgini"nin ve Bisikletli Kadın İnisiyatifi'nin kurucularından Seçil Öznur Yakan ile bisikletin kadınların hayatını nasıl etkilediğini konuştuk.

Bisikletle yola çıkmak bir kadının hayatında neyi değiştirir?

İsrail’in Gazze’den Beyrut’a hatta zaman zaman Şam’a uzanan işgal ve saldırıları spor dünyasını da etkiliyor. Avrupa çapında gitgide dozu artan ve geleneksel Filistin savunucusu kesimlerin ağırlıkta olduğu İspanya, İrlanda, Türkiye gibi ülkeleri aşan protestolar, UEFA üzerindeki baskıyı da artırıyor. Rusya’nın Ukrayna işgali sebebiyle birçok uluslararası spor turnuvasından men edildiği koşullarda sadece Gazze’de 13 ayda 43 bini aşkın insanı öldüren, uluslararası hukuku her anlamda, sayısız kez çiğneyen, kentleri, kasabaları talan eden İsrail’e yönelik bu yaptırımların uygulanmaması net bir ikiyüzlülüğe işaret ediyor.<h2 fr-original-style="" style="margin: 0px; color: rgba(0, 0, 0, 0.85); font-weight: 500; padding: 0px; box-sizing: border-box;">Paris'ten güçlü mesaj</h2>Hafta boyunca Paris’ten yükselen sesler, bu yayılan hoşnutsuzluğun göstergelerinden biriydi. Pazartesi günü Fransa Futbol Federasyonu binasına giren ve 14 Kasım’da oynanacak Fransa-İsrail UEFA Uluslar Ligi maçının iptal edilmesini talep eden göstericiler, İsrail’in Gazze’de işlediği insanlık suçlarına dikkat çekerken uluslararası kurumların sessizliğini eleştirdi. Çarşamba günü PSG-Atletico Madrid arasındaki Şampiyonlar Ligi maçında ise Paris Ultras Collective (CUP) grubu, dev bir “Özgür Filistin” pankartı açtı. Pankartta ayrıca “Sahada mücadele ama dünyada barış” ifadeleri yer aldı. PSG taraftarları bu güçlü çıkışlarıyla Avrupa’da Türk takımları, İrlanda takımları ve İskoç ekibi Celtic’in yanına eklemlenerek Filistin’de olup bitenlere sessiz kalmayanlar arasına adını yazdırdı.<h2 fr-original-style="" style="margin: 0px; color: rgba(0, 0, 0, 0.85); font-weight: 500; padding: 0px; box-sizing: border-box;">Filistin'i savunmak 'kabul edilemez' mi?</h2>Avrupa’nın en önemli başkentlerinden birinin spor mabedinden yükselen bu ses, Fransız politikacıları endişelendirdi. İçişleri Bakanı Bruno Retailleau, bu demokratik sesi “kabul edilemez” olarak tanımladı ki bu da şaşırtıcı değildi. Nedense Avrupa sokaklarında düzenlenen Filistin yanlısı protestolar pek övülen “Batı demokrasisi”ne dahil değil. Onları polis şiddetiyle kovalamak da hak, Bakan sopasıyla susturmak da. Bu yüzden şu an Rusya’ya “Batı mutabakatı”yla uygulanan, zamanında Güney Afrika’da apartheid rejimine karşı hayata geçirilen tipte güçlü bir kurumsal mesajı bu hâliyle FIFA ya da UEFA’nın vermesi uzak ihtimal. Yine de Paris’teki eylem önemli bir dönüm noktası olabilir ve sezonun geri kalanında bu tip çıkışların yaygınlaşmasını bekleyebiliriz.<h2 fr-original-style="" style="margin: 0px; color: rgba(0, 0, 0, 0.85); font-weight: 500; padding: 0px; box-sizing: border-box;">Türk kamuoyuna sürpriz</h2>Hafta içi Avrupa Ligi’ndeki Beşiktaş-Maccabi Tel Aviv maçının “UEFA kararıyla” Türkiye dışında oynanacağının açıklanması sonrası Türkiye kamuoyunda da kısa süreli bir UEFA öfkesi yaşandı. Ancak kısa sürede kararın UEFA tarafından değil güvenlik endişesi nedeniyle Türk istihbarat kurumlarının telkiniyle alındığı öğrenildi.<img src="https://images.aposto.com/2024/10/5/1731075292843.jpeg" style="display: block; vertical-align: top; margin: 5px auto; text-align: center; width: 100%; max-width: 550px; border-style: none; position: relative; cursor: pointer; padding: 0px 1px; box-sizing: border-box;" width="550" ratio="1.51" fr-original-style="display: block; vertical-align: top; margin: 5px auto; text-align: center; width: 100%; max-width: 550px;" fr-original-class="fr-draggable"><h2 fr-original-style="" style="margin: 0px; color: rgba(0, 0, 0, 0.85); font-weight: 500; padding: 0px; box-sizing: border-box;">Amsterdam olayları</h2>İsrail’in en popüler kulübü olan ve bu özelliği 7 Ekim sonrası başlayan işgal sürecinde Gazze cephelerinde sık sık kullanılan, yıkık binaların üzerinde bayrağı sallanan Maccabi Tel Aviv’in böylesi bir tedbire konu olması ayrıca önemliydi. Nitekim bu haberden günler sonra Amsterdam’da Ajax'la oynanan maçın öncesi ve sonrası tehlikeli haberlere konu oldu. Her ne kadar Batı medyası ve siyasi kurumları, olayları “İsrailli taraftarlara yönelik Yahudi düşmanı saldırılar” olarak yansıtmayı tercih etse de pek çok kaynak ve internete düşen videolar, Maccabi Tel Aviv taraftarlarının kentte siyasi bir gövde gösterisi düzenlediğini, "Gazze'de okullar kapalı, çünkü artık çocuk yok" gibi saldırgan ve ırkçı marşlarla yürüdüğünü, Filistin bayraklarını indirdiğini gösteriyor. Olaylar sırasında 5 kişi yaralanırken, 62 kişi gözaltına alındı. İsrail, Amsterdam'da Yahudilere karşı pogrom girişimi olduğunu öne sürerek ülkeye tahliye uçakları gönderdi.

Hafta içi PSG tribünlerinden yükselen "Özgür Filistin" çağrısı sonrası Amsterdam'da Maccabi Tel Aviv taraftarlarıyla Müslümanlar arasında arbede yaşandı. Beşiktaş'ın Maccabi ile oynayacağı maç ise İstanbul dışına taşınıyor.

Tepkiler artıyor, UEFA’nın İsrail sessizliği sürüyor

850 gün, 128 maç, 21 transfere harcanan 617 milyon sterlin, 2 kupa… Erik ten Hag, Manchester United’da uzun süredir sallanan koltuğunu daha fazla koruyamadı ve Ada’da 2. yılını tamamlayamadan, deyim yerindeyse arkasından teneke çalınarak gönderildi. Yerine getirilen Portekizli Ruben Amorim’in 2 yıl önceki Erik ten Hag profilinde olduğu söylenebilir. O da Avrupa’nın baş altı liglerinden birinde, büyük bir takımla sergilediği, taktiksel açıdan ayrıksı, göz dolduran performansla dikkatleri üzerine çekti. 2 yıl önce Erik ten Hag ne kadar gözdeyse, bugün Ruben Amorim de öyle. Peki 2 yıl sonra hâlâ, bugün onu Lizbon’dan Manchester’a taşıyan saygınlığını, taktik yetkinliğini, dehasını vs. konuşuyor olacak mıyız? Yoksa Ruben Amorim de Erik ten Hag gibi Manchester United’ın çarpık yapısına, boğucu mirasına ve Premier League’in rekabetçiliğine kurban mı verilecek…<ul fr-original-style="padding-inline-start: 20px;" style="padding-inline-start: 20px; margin-top: 0px; margin-bottom: 1em; box-sizing: border-box;"><li fr-original-style="" style="box-sizing: border-box;">Bir adım sonrası: Manchester United, Ruben Amorim'in 11 Kasım'dan itibaren kulüpte görev alacağını açıkladı. O güne kadar koltukta Ruud van Nistelrooy oturacak. Amorim ilk lig maçına 24 Kasım'da Ipswich'te çıkacak. İlk iç saha maçını ise 28'inde Bodo Glimt'e karşı oynayacak.</li></ul><h2 fr-original-style="" style="margin: 0px; color: rgba(0, 0, 0, 0.85); font-weight: 500; padding: 0px; box-sizing: border-box;">Sporting'de ne yaptı?</h2>&nbsp;Manchester United bambaşka bir evren olsa da Ruben Amorim’in “imkansız görev”lere alışık olduğunu söylemeliyiz. Sporting’in başına geçtiği Mart 2020’de dünya pandemi belasına düşmüştü. Başkent kulübü ise 2002’den beri Primeira Liga şampiyonluğu yaşamamış, Benfica, Porto gibi dev rakiplerle mücadele eden ve son 2 yılda 3 teknik direktör değiştirmiş bir keşmekeşti. İlk tam sezonunda Sporting’e 19 yıl aradan sonraki ilk şampiyonluğunu kazandıran Ruben Amorim, kulüpte geçirdiği 4 yılda kazandığı kupaların yanı sıra genç yeteneklere verdiği önem, oyuncuları bireysel olarak geliştirme becerisi ve akıllı transferleriyle de öne çıktı. Bu dönemde kulüp sadece Manuel Ugarte, Pedro Porro, Matheus Nunes, Nuno Mendes ve Joao Palhinha’dan 215 milyon avronun üzerinde gelir elde etti.Teknik direktörlük kariyerine 2018’de Braga’nın B takımıyla başlayan Ruben Amorim, as takımın hocası Sa Pinto’nun kovulması sonrası 13 maçta elde ettiği 10 galibiyetle Sporting’in radarına girdi. Öyle ki kulüp, bu deneyimsiz hoca için 10 milyon avro fesih bedeli ödemeyi göze aldı. (Şu an Manchester United da onun için sadece 10 milyon avro fesih bedeli ödüyor) Amorim ilk günden itibaren kullandığı 3-4-3 sistemiyle hem akıcı bir hücum hem de sağlam bir savunma oturtmayı başardı. Onun sistemi, kimi zaman kısa, kimi zaman daha doğrudan ama her zaman bir felsefenin parçası olduğunu hissettiren paslaşmalara, topla haşır neşir olmayı seven, atletik stoperlere, tüm çizgiyi kullanan ve hücuma genişlik veren kanat beklerin dinamizmine, savunmayı sürekli meşgul tutan, yırtıcı bir santrfora, savunmanın önünde biri ofansif, biri defansif iki orta sahaya ve forvetin arkasında yaratılan derin boşluklarda işini gören iki yaratıcı 10 numaraya dayanıyor. Ruben Amorim, iki 10 numarasına yeterli yarım alanları yaratabilmek için hücumunu mümkün olduğunca geniş kurguluyor. Genişletilmiş oyun alanında yapılabilecek top kayıplarını telafi etmek için de atletik oyunculara ve 3’lü stoper bariyerine ihtiyaç duyuyor.<ul fr-original-style="padding-inline-start: 20px;" style="padding-inline-start: 20px; margin-top: 0px; margin-bottom: 1em; box-sizing: border-box;"><li fr-original-style="" style="box-sizing: border-box;">Bir adım geriden: Ruben Amorim, Sporting Lizbon'la 2 Primeira Liga şampiyonluğu, 2 Taça de Liga kupası ve bir Süper Kupa kazandı.</li></ul><h2 fr-original-style="" style="margin: 0px; color: rgba(0, 0, 0, 0.85); font-weight: 500; padding: 0px; box-sizing: border-box;">Manchester United'da ne yapacak?</h2>Sporting’in verilerle de desteklenen alternatifli hücum varyasyonları, Ruben Amorim’in tek bir formasyona bağlı bir hoca olmadığını ortaya koyuyor. Ama şimdilik Old Trafford’a da 3-4-3’üyle birlikte gideceğini varsayıyoruz. Her halükârda MANU’nun Ruben Amorim’e uygun bir kadrosu olduğunu söylemek güç. Özellikle zımba gibi 4 kanat beke ihtiyaç duyan Portekizlinin kış döneminde ilk transferini sol kanada istemesi muhtemel. Victor Gyökeres’in muhteşem şekilde yerine getirdiği cüsseli, atletik santrfor rolünde Rasmus Hojlund’u kullanacaktır ama onun önüne Gyökeres’i de transfer etmek isteyebilir. Stoper hattını da atletik isimlerle takviye edecektir. &nbsp;PSG’den geldiğinden beri taraftarı ikna edemeyen Ugarte, Amorim’in düzeninde kendini yeniden önemli bir parça olarak kabul ettirebilir. Ama en büyük görev bir başka eski Sporting’li Bruno Fernandes’e düşüyor. Tecrübeli oyuncu yeni düzende çok önemli bir taktiksel role sahip olacak. Onun başarısı en azından geçiş döneminin daha sakin geçmesini sağlayabilir.<h2 fr-original-style="" style="margin: 0px; color: rgba(0, 0, 0, 0.85); font-weight: 500; padding: 0px; box-sizing: border-box;">Sir'den sonrası tufan</h2>Manchester United, kendisini dünyanın en büyükleri arasına sokan Sir Alex Ferguson’ın görevi bıraktığı 2013’ten beri başarıya hasret. David Moyes, Louis Van Gaal, Jose Mourinho, Ole Gunnar Solsjkaer, Ralf Rangnick, Erik ten Hag… Manchester United “camianın evladı”ndan “yaşayan efsane”lere ve Avrupalı genç taktik dehalara kadar her türlü ismi denedi. 1.5 milyar sterlinden fazla para harcandı, onlarca oyuncu geldi geçti, kulübün ortakları bile değişti. Hâl böyleyken Portekiz macerası ne kadar etkileyici olursa olsun Ruben Amorim’in Old Trafford’ı yeniden “Düşler Tiyarosu”na çevirebileceğine duyulan inanç düşük. Kesin olan tek şey, Erik ten Hag göreve gelirken söylenenlerle aynı: Hocanın zamana ihtiyacı var.

Manchester United'ın dertlerine Erik ten Hag da derman olamadı. Peki Ruben Amorim'in bir şeyleri değiştirebileceğine duyulan güven nereden geliyor?

Manchester United’da yeni dönem: Ruben Amorim ne vadediyor?

ABD, 5 Kasım’daki başkanlık seçimlerine hazırlanırken özellikle 2010 sonrası politik sahnede sesini daha gür şekilde duyurmaya başlayan sporcular da taraflarını açıklıyor. Son olarak yaşayan NBA efsanesi LeBron James, sosyal medyadan yaptığı paylaşımla Kamala Harris’i desteklediğini <a fr-original-style="" href="https://x.com/KingJames/status/1852093996350275595" rel="noopener noreferrer" style="color: rgb(9, 9, 9); text-decoration: none; background-color: transparent; outline: none; cursor: pointer; transition: color 0.3s; touch-action: manipulation; user-select: auto; box-sizing: border-box;" target="_blank">açıkladı</a>. Politik görüşü bilinen, bugüne kadar ırkçılığa karşı siyahların haklarını savunan çok sayıda çıkış yapan ve bu yüzden Donald Trump’la da birçok kez karşı karşıya gelen James’in bu tercihi şaşırtıcı değil elbette. Ancak paylaştığı videoda Trump’ın “ırkçı Amerika”nın sözcüsü olduğunu açıkça dile getirmesi önemli bir mesajdı.<ul fr-original-style="padding-inline-start: 20px;" style="padding-inline-start: 20px; margin-top: 0px; margin-bottom: 1em; box-sizing: border-box;"><li fr-original-style="" style="box-sizing: border-box;">Bir adım geriden: James, Golden State Warriors’ın 2017’de Trump’ın Beyaz Saray davetini geri çevirmesi sonrası yaptığı açıklamada “Sen gelene kadar Beyaz Saray’a gitmek büyük bir gururdu, serseri” ifadesini kullanmıştı. James, Trump’ın başkanlığı sırasında Washington D.C.’deki bir maça “Eşitlik” yazılı ayakkabıyla çıkmış, Trump ise onun sporu ülkeyi bölmek için kullandığını öne sürmüştü.</li></ul>Siyasete girdiği günden beri, sporun muhalif politik mesajların dile getirildiği bir platform olmasından rahatsızlık duyan Donald Trump, özellikle ırkçılık ve polis şiddetine karşı oyuncuların seslerini yükselttiği dönemlerde onları “sporu politikleştirmekle” suçladı. Trump, NFL’de millî marş sırasında diz bükme eylemlerini başlatan Colin Kaepernick’i de doğrudan hedef aldı ve takımlara Kaepernick’e “iş vermeme” çağrısı dahi yaptı. Sık sık Amerikan sporunun tıpkı Amerikan toplumu gibi &nbsp;“yumuşaklaştırıldığından” dem vuran eski başkan, protestocu sporculara karşı taraftarlarına NFL, NBA gibi ligleri boykot etmeleri tavsiyesinde bulundu. İki ligde de birçok takım sahibi milyarderin azılı Trump taraftarı olduğunu düşünürsek bu çağrıların pratik beklentiden çok retorik dizayn çabasıyla yapıldığından emin olabiliriz. Şurası kesin ki, hep rakiplerini “spora politika sokmakla” suçlasa da Trump, mesajlarını yaygınlaştırmak için her zaman spor sahalarını kullandı.Seçim dönemlerinde Trump’ın en aktif olduğu spor sahası ise UFC ringleriydi. Daha önce de “Punto’dan Öneriler” bölümünde yazılarına yer verdiğimiz Karim Zidan’ın vurguladığı üzere Trump, UFC’yi hem genç erkek seçmenlere ulaşmak hem de onların zihninde kendini bu dövüşçülerle özdeşleştirmek için <a fr-original-style="" href="https://www.npr.org/2024/10/22/nx-s1-5152587/attending-ufc-events-is-key-for-trump-to-reach-his-political-base" rel="noopener noreferrer" style="color: rgb(9, 9, 9); text-decoration: none; background-color: transparent; outline: none; cursor: pointer; transition: color 0.3s; touch-action: manipulation; user-select: auto; box-sizing: border-box;" target="_blank">kullandı</a>.&nbsp;Bu süreçte UFC’nin bir dönem ana akımın bir hayli dışında kalan ve internette küçük, niş bir alana sıkışan, aşırı sağa ve komplo teorilerine düşkün takipçi kitlesi de Trump’la kusursuz bir uyum yakaladı ve “MAGA”nın (Make America Great Again) belkemiğini oluşturdu. Bu saflaşmaların Amerikan toplumuna etkilerini 5 Kasım’da sonuç ne olursa olsun görmeye devam edeceğimiz kesin.

ABD seçimleri öncesi NBA yıldızı LeBron James, Kamala Harris'e desteğini açıklarken Donald Trump sesini en çok dövüş ringlerinde duyuruyor.

ABD seçimlerine doğru: MAGA ve spor sahaları

2024/25 sezonu öncesi Barcelona için tablo pek de aydınlık değildi. Real Madrid, son 5 yıldaki 3. La Liga şampiyonluğunu ezeli rakibinin 10 puan önünde elde etmiş, Şampiyonlar Ligi’ni müzesine götürmüş, zaten çok güçlü olan kadrosunu birçokları tarafından Messi ve Ronaldo sonrası dönemin en iyisi olarak tanımlanan Kylian Mbappe ile güçlendirmişti.Yıllardır ekonomik sorunlarla boğuşan ve çarkı döndürebilmek için kulübün gelecekteki sponsorluk gelirlerini dahi “kırdırmak” zorunda kalan Barcelona ise Xavi sonrası kötü bir Almanya millî takımı deneyimini geride bırakan Hansi Flick’i takımın başına getirmişti. Bayern Münih’in özgün şartlarında elde ettiği zaferler dışında 1. adam olarak deneyimi kısıtlı olan Flick, hem bu özelliği hem de alışıldık Barcelona DNA’sının dışında bir futbol ekolünden geldiği için kapalı kutuydu. Kulübün transferde yalnızca Dani Olmo’yu kadrosuna katabilmesi de Barça’nın, Real Madrid’in daha da gerisine düştüğü yönündeki algıyı kuvvetlendirdi. Üstüne üstlük kulübün mabedi Camp Nou da tadilattaydı ve stadın, 125. kuruluş yıl dönümü olan 29 Kasım’a yetişmesi şüpheliydi.<h2 fr-original-style="" style="margin: 0px; color: rgba(0, 0, 0, 0.85); font-weight: 500; padding: 0px; box-sizing: border-box;">La Masia damgası</h2>Ancak sezon tüm bu olumsuzlukları unuttururcasına iyi başladı. İlk maçlarda zorlansa da galip gelen Barça, daha sonra Valladolid-Girona (D)-Villarreal (D) &nbsp;maçlarını 16 gol atarak kazandı. Üstelik sahada La Masia üretimi “Yeni Messi” ünvanını hak eden Lamine Yamal, Pedri, Pau Cubarsi, Fermin Lopez, Alejandro Balde, Gavi gibi elmaslar vardı. Barcelona, 10 lig maçı sonunda 9 galibiyetle Real Madrid’in 3 puan önüne yerleşirken Flick’in taktik dokunuşları da en az genç yeteneklerin çıkışı kadar etkileyiciydi. Barcelona’nın genetiğindeki topa sahip olma eğilimini ön alan presini daha da agresif şekilde sahaya yansıtarak çeşitlendiren Flick, Katalan tekniğine ve zarafetine Bavyera çalışkanlığını ve hırsını eklemiş gibi görünüyor. Yeni Barça bu yönüyle Flick dönemi Bayern’ini de andırıyor.<ul fr-original-style="padding-inline-start: 20px;" style="padding-inline-start: 20px; margin-top: 0px; margin-bottom: 1em; box-sizing: border-box;"><li fr-original-style="" style="box-sizing: border-box;">Bilgi notu: O Bayern, Barcelona'yı Camp Nou'da 8-2 yenmiş ve Katalan kulübüne tarihindeki en ağır yenilgilerden birini tattırmıştı.</li></ul><h2 fr-original-style="" style="margin: 0px; color: rgba(0, 0, 0, 0.85); font-weight: 500; padding: 0px; box-sizing: border-box;">Flick’in zirvesi</h2>Nitekim bu hafta Şampiyonlar Ligi’nde Barcelona, belalısı Bayern’i 4-1 yenerken bu futbolun -şimdilik- şahikasını sahaya yansıttı. Michael Cox’un <a fr-original-style="" href="https://www.nytimes.com/athletic/5868905/2024/10/24/barcelona-and-hansi-flick-signal-the-start-of-a-brave-new-era/" rel="noopener noreferrer" style="color: rgb(9, 9, 9); text-decoration: none; background-color: transparent; outline: none; cursor: pointer; transition: color 0.3s; touch-action: manipulation; user-select: auto; box-sizing: border-box;" target="_blank">dikkati çektiği</a> üzere Barcelona, Avrupa’nın 5 büyük liginde rakibi en çok ofsayta zorlayan ve en çok rakip savunma arkasına sarkan takımı. Savunma çizgisini agresif şekilde orta sahaya çıkartan stoperler, bağlantı oyununu yönetmek üzere geriye gelmekten gocunmayan ve sürekli demarke kalabilen bir santrfor, toplu-topsuz sürekli hareket hâlinde olan ve savunma arkasına sarkan hücum oyuncuları ve onları geriden harikulade besleyen klasik Barcelona tekniğine sahip ayaklar…<h2 fr-original-style="" style="margin: 0px; color: rgba(0, 0, 0, 0.85); font-weight: 500; padding: 0px; box-sizing: border-box;">Zor karar&nbsp;</h2>Yarın Real Madrid’e karşı deplasmanda sezonun en zor maçına çıkacak olan Barcelona, bu yüksek risk-yüksek kazanç taktiğini de en sert şekilde test edecek. Vinicius Jr. ve Kylian Mbappe gibi oyunun geniş alanda en etkili iki ismine sahip olan aynı zamanda orta sahada rakibinden çok daha fizikli olan Real Madrid, ev sahibi avantajını da arkasına alarak Barça’ya göre daha ağır başladığı sezonda “esas patron”un kim olduğunu göstermek isteyecektir. Bu yüzden Flick, bugüne kadar kendisini taşıyan taktiği biraz modifiye ederse şaşırmayacağız.

Hansi Flick, sezon başında Real Madrid'in çok gerisinde kaldığı düşünülen Barcelona'yı, Bayern'den adapte ettiği ilkelerle zirveye taşıdı. Yarınki El Clásico ise onun en zorlu sınavı olacak.

El Clásico: Beklentileri aşan Flick’in en büyük sınavı

Olympique Lyon maçı öncesi Giovanni Van Bronckhorst’un vermesi gereken önemli bir karar vardı. Ya Galatasaray maçı düşünülerek Ajax müsabakasındakine benzer bir rotasyona gidilecek böylece Avrupa’dan kopma pahasına birçok oyuncu taze tutulacaktı. Ya da zor yol tercih edilecek, oyuncuların fizik performansları zorlanacak ve her iki maçta da rekabetçi olunacaktı. Ajax maçındaki tercihi eleştirilen ve <a fr-original-style="" href="https://www.youtube.com/watch?v=EgdfphnGNJE" rel="noopener noreferrer" style="color: rgb(9, 9, 9); text-decoration: none; background-color: transparent; outline: none; cursor: pointer; transition: color 0.3s; touch-action: manipulation; user-select: auto; box-sizing: border-box;" target="_blank">4-0’lık yenilgiyle</a> cezalandırılan Hollandalı teknik direktör, bu kez ikinci şıkka gitti. Bu cesur tercih, Lyon maçında karşılığını verdi ve siyah-beyazlılar, parlak bir oyun sergilemese de çok zor bir deplasmandan 3 puan çıkarmayı <a fr-original-style="" href="https://www.youtube.com/watch?v=fD5HFGPz1YU&t=200s" rel="noopener noreferrer" style="color: rgb(9, 9, 9); text-decoration: none; background-color: transparent; outline: none; cursor: pointer; transition: color 0.3s; touch-action: manipulation; user-select: auto; box-sizing: border-box;" target="_blank">başardı</a>. Bir başka deyişle ilk yarısı itibarıyla plan başarılı. Beşiktaş, ne olursa olsun, Galatasaray’ın karşısına Avrupa’da mecburi hezimete boyun eğmiş bir takım olarak değil, kendine güvenli bir takım olarak çıkacak.<h2 fr-original-style="" style="margin: 0px; color: rgba(0, 0, 0, 0.85); font-weight: 500; padding: 0px; box-sizing: border-box;">Üçlü mü dörtlü mü?</h2>Zor kararı verme sırası şimdi Okan Buruk’ta. Victor Osimhen’in mucize transferi sonrası kucağında dünyanın en iyi golcülerinden birini bulan buna karşılık Mauro Icardi’nin de varlığı sebebiyle çift santrfor oynama zorunluluğuyla karşı karşıya kalan Buruk’un 3’lü savunmayla mı yoksa 4’lü savunmayla mı sahaya çıkacağı merak ediliyor. Osimhen transferinden beri sinyallerini verdiği 3’lü savunmayı ilk kez <a fr-original-style="" href="https://www.youtube.com/watch?v=EAqtlcPpLnw&t=41s" rel="noopener noreferrer" style="color: rgb(9, 9, 9); text-decoration: none; background-color: transparent; outline: none; cursor: pointer; transition: color 0.3s; touch-action: manipulation; user-select: auto; box-sizing: border-box;" target="_blank">4-3 kazanılan</a> Elfsborg maçında tercih eden Buruk için bu maçın iyi bir deneme olduğu söylenebilir. Her ne kadar skor tatmin etmese de oyuna baktığımızda Galatasaray için daha farklı bir galibiyet de söz konusu olabilirdi. Takım, hücumda çok üretkendi, savunmada ise temel problem bireysel hatalardı. Bu hatalar da çoğunlukla teniste unforced errors olarak tabir edilen türdendi. Yani sahada yolunda gitmeyen işlerin oyunculara bindirdiği yükün yan etkisinden çok anlık konsantrasyon kayıpları ve rehavet belirleyiciydi.Yine de 3’lü sistemin hâlâ mevcut Galatasaray kadrosu için zorlayıcı olduğunu söylemek lazım. Her şeyden önce sarı-kırmızılılar buna göre kurulmuş bir takım değil, bu yüzden elinde bu sisteme uygun kanat bekler yok. Elfsborg karşısında kullanılan Yunus Akgün ve Barış Alper Yılmaz kanatları, fazlasıyla hücumcuydu. Kadroda bu role en uygun tercih sol bek Ismail Jakobs ama o da sakatlığı nedeniyle oynayamayacak. Avrupa maçlarında oynatılamayan Roland Sallai’nin varlığı Buruk için iyi haber. Eğer Osimhen-Icardi-Mertens üçlüsü korunacaksa sağ kanat bekte Barış Alper Yılmaz yerine Sallai tercih edilebilir. Okan Buruk, Beşiktaş’ın kendisine ters gelen merkez delicileri Gedson ve Rafa Silva’yla daha iyi baş edebilmek için Mertens’i oturtmayı tercih ederse, bu senaryoda onun yerini Yunus’un alması, sol kanat bekte ise Berkan ya da Barış Alper Yılmaz’ın değerlendirilmesi muhtemel.<h2 fr-original-style="" style="margin: 0px; color: rgba(0, 0, 0, 0.85); font-weight: 500; padding: 0px; box-sizing: border-box;">Cimbom’un aklı 5-0’da'ysa...</h2>Her derbi aynı zamanda bir psikolojik savaştır ama sezon başında Beşiktaş’ın <a fr-original-style="" href="https://www.youtube.com/watch?v=gsDyRUL4KX0" rel="noopener noreferrer" style="color: rgb(9, 9, 9); text-decoration: none; background-color: transparent; outline: none; cursor: pointer; transition: color 0.3s; touch-action: manipulation; user-select: auto; box-sizing: border-box;" target="_blank">5-0’lık Süper Kupa şovu</a> nedeniyle bu maçın psikolojik yükünün -özellikle Galatasaray üzerinde- daha fazla olduğu söylenebilir. Bugüne kadar Okan Buruk’un bu tip durumlarda daha temkinli, defansif bir oyunu tercih ettiğine çok az tanıklık ettik. Bu yüzden Galatasaray’ın bir kez daha agresif olacağını, iç sahada Osimhen-Icardi faktörüne de güvenerek “daha fazla atarak” kazanmayı deneyeceğini düşünüyorum. Bu psikolojik yük, Beşiktaş için bir avantaja dönüşebilir. Van Bronckhorst bu maçta takımının çok sevdiği geniş alanları bolca bulacaktır. Tabii zorlu deplasman atmosferinde rakibin handikaplarından istifade edebilmek için sizin de çelik gibi sinirlere sahip olmanız gerek. Her koşulda Okan Buruk, hücumcu kimliğinden ödün vermezse dinamit gibi bir derbi izleyeceğimizi düşünüyorum.Henüz çok erken, ligin 10. haftasındayız ama lider Galatasaray kazanırsa hem rakipleriyle puan farkını daha da açacak hem de çıktığı 2 derbiyi de kazanmış bir ekip olarak özgüvenini perçinleyecek. Bu bakımdan kritik bir derbi bizleri bekliyor. Beraberlik her iki takımı da üzmeyecek ama Fenerbahçe’yi en sevindiren sonuç olacak. Beşiktaş’ın kazanması ise şampiyonluk yarışında rakiplerinden daha zayıf bir kadroya sahip olan siyah-beyazlıların bu dezavantajını muazzam bir moral güçle telafi etmesine olanak tanıyacak.

Süper Lig'de Pazartesi günü oynanacak Galatasaray-Beşiktaş derbisi, iki takım arasında son yılların en heyecan verici eşleşmelerinden biri olmaya aday.

Galatasaray-Beşiktaş: Dinamit gibi Pazartesi derbisi

NBA’de 2024/25 sezonu için geri sayım başladı. Bu gece oynanacak son hazırlık maçlarının ardından 22 Ekim’i 23 Ekim’e bağlayan saatleri beklemeye koyulacağız. Açılış son şampiyon Boston Celtics ile Doğu Konferansı’nda yeniden saygın bir pozisyona yükselen New York Knicks arasındaki maçla yapılacak. Gecenin Batı Konferansı’ndaki karşılayıcıları ise Los Angeles Lakers ile geçen yılın konferans finalisti Minnesota Timberwolves.Yıllardır çok iyi yönetilen, Jayson Tatum ve Jaylen Brown gibi genç yıldızların üzerine inşa ettiği çekirdeği sabırlı şekilde geliştiren Boston Celtics, nihayet doğru adımlarının karşılığını geçen sezon kazandığı şampiyonlukla aldı. 2008’den bu yana ilk kez, toplamda ise 18. şampiyonluğunu elde eden Celtics, yeni sezona kadrosunu koruyarak giriyor. Play-off’lar boyunca sadece 3 maç kaybeden ve tarihin en dominant performanslarından biriyle mutlu sona ulaşan Celtics, şampiyonluğun bir kez daha en büyük favorisi.Yukarıda saydığımız sebeplerden ötürü Boston’a lig genelinde hürmet sonsuz ama sezon öncesi en merak edilen şey son şampiyona en büyük meydan okumanın nereden geleceği. Bunun için çok ciddi adaylar var. Joel Embiid ve Tyrese Maxey’nin liderliğindeki kadrosunu Paul George gibi bir All-Star’la kuvvetlendiren Philadelphia 76’ers, Giannis Antetokounmpo&amp;Damian Lillard deneyini 2. yılına taşıyan 2021 şampiyonu Milwaukee Bucks, Donte DiVincenzo ve Julius Randle karşılığında Karl-Anthony Towns’ı kadrosuna katan ama daha iyi olup olmadığını henüz bilemediğimiz New York Knicks, Doğu Konferansı’ndaki en ciddi adaylar. Miami Heat, son konferans finalisti Indiana Pacers, Cleveland Cavaliers ve Orlando Magic de Doğu’nun küçümsenemeyecek, en azından ciddi bir Play-Off mücadelesi verecek diğer takımları.<h2 fr-original-style="" style="margin: 0px; color: rgba(0, 0, 0, 0.85); font-weight: 500; padding: 0px; box-sizing: border-box;">Thunder gümbür gümbür</h2>Batı Konferansı’nda ise rekabet Doğu’ya göre çok daha katmanlı. Boston Celtics’in stratejisine benzer şekilde, emin adımlarla yükselişini sürdüren Oklahoma City Thunder, Isaiah Hartenstein ve Alex Caruso eklemeleriyle kadroya tecrübe, azim ve sertlik kattı. Shai Gilgeous-Alexander öncülüğündeki kadrodan NBA’in normal sezon lideri olmasını bekleyenlerin sayısı bir hayli fazla.<ul fr-original-style="padding-inline-start: 20px;" style="padding-inline-start: 20px; margin-top: 0px; margin-bottom: 1em; box-sizing: border-box;"><li fr-original-style="" style="box-sizing: border-box;">MVP kim olur?: Oklahoma City Thunder’ın normal sezonu domine edeceğini ve 60 galibiyetin üzerine çıkacağını düşünüyorum. 2 yıldır MVP seviyesinde performans gösteren Shai Gilgeous-Alexander için bu yıl, normal sezon MVP’si ödülüne kavuştuğu sezon olacaktır.</li></ul>Son finalist Dallas Mavericks, Luka Doncic ve Kyrie Irving’den oluşan yıldız gücüne lig tarihinin en iyi şutörlerinden Klay Thompson’ı da kattı. “Ligin yüzü” ünvanını almaya aday yıldızlardan Anthony Edwards’ın liderliğindeki Minnesota Timberwolves, 2023 şampiyonu Denver Nuggets, koç değişikliğine giden ve Kevin Durant, Devin Booker ve Bradley Beal’dan oluşan “üç yıldız”lı ekibinin başına Mike Budenholzer’ı getiren Phoenix Suns gözünü Batı Konferansı finaline dikerek sezona başlıyor.<ul fr-original-style="padding-inline-start: 20px;" style="padding-inline-start: 20px; margin-top: 0px; margin-bottom: 1em; box-sizing: border-box;"><li fr-original-style="" style="box-sizing: border-box;">NBA finali tahmini: Doğu’da Boston Celtics’le ilgili en büyük çekincem uzun rotasyonundaki kırılganlık. Al Horford bir yıl daha yaşlandı, Kristaps Porzingis’in sakatlıklarla ilişkisi herkesin malumu, Luke Kornet’in seviyesi de belli. Hâl böyleyken Doğu’da, Philadelphia 76’ers ya da New York Knicks’ten daha sağlıklı kalan taraf Celtics’i alt edebilir. Batı’da ise OKC-Minnesota-Dallas ve Denver’ın başını çekeceği müthiş bir rekabet bizleri bekliyor. Buradan çıkacak takımın şampiyonluğa ulaşacağını ve o takımın da Minnesota olacağını düşünüyorum.</li></ul>LeBron James ve Anthony Davis’li Los Angeles Lakers, Kawhi Leonard’ın sağlığının soru işareti olduğu Los Angeles Clippers, “Splash Brothers”ı dağıtan ama hâlâ Stephen Curry’e sahip olan Golden State Warriors, Ja Morant’in dönüşüyle yeniden iddialı hâle gelen Memphis Grizzlies, Alperen Şengün’ün formasını giydiği Houston Rockets, Play-Off yapan kadrosunu Dejounte Murray’le güçlendiren New Orleans Pelicans, DeMar DeRozan’la güçlenen Sacramento Kings de “kolay maçı olmayan” Batı Konferansı’nı derinleştiren diğer kaliteli takımlar arasında.<img src="https://images.aposto.com/2024/9/5/1729258831132.jpeg" style="display: block; float: none; vertical-align: top; margin: 5px auto; text-align: center; width: 100%; max-width: 550px; border-style: none; position: relative; cursor: pointer; padding: 0px 1px; box-sizing: border-box;" ratio="1.51" width="550" fr-original-style="display: block; float: none; vertical-align: top; margin: 5px auto; text-align: center; width: 100%; max-width: 550px;" fr-original-class="fr-draggable"><ul fr-original-style="padding-inline-start: 20px;" style="padding-inline-start: 20px; margin-top: 0px; margin-bottom: 1em; box-sizing: border-box;"><li fr-original-style="" style="box-sizing: border-box;">Alperen Şengün'ün sezonu: NBA’deki üçüncü sezonunda yıldız mertebesine yaklaşan, geçen sezonu 21.1 sayı 9.3 ribaunt, 5.0 asist gibi “light Jokic” istatistikleriyle tamamlayan Alperen Şengün, kontrat sezonuna çıkıyor. Onun dönemi boyunca Rockets, aklı havada, yetenekli çaylaklar/gençler takımından ciddi bir Play-Off adayına dönüşürken Şengün’ün namı da aldı yürüdü. Yine de organizasyonun liderliği için Jalen Green ve Şengün arasında kalan Rockets’ın yola hangisiyle devam edeceği henüz net değil. Kesin olan şey -Houston’da ya da başka bir yerde- Şengün’ün sezon sonunda yüklü bir kontratla ödüllendirileceği. Yazı çok iyi geçirdiği söylenen millî oyuncunun performansını merakla bekliyoruz.</li></ul><h2 fr-original-style="" style="margin: 0px; color: rgba(0, 0, 0, 0.85); font-weight: 500; padding: 0px; box-sizing: border-box;">Kaybetmek için yarışanlar</h2>Bu sezonun her takım için geçerli gündemlerinden biri de 2025 Draftı olacak. Son dönemin en kötü draft sınıflarından biri olarak lotarya şanslılarını hayal kırıklığına uğratan 2024 sonrası Colin Flagg, Airious Bailey, Dylan Harper gibi yıldız adaylarına ev sahipliği yapan 2025 sınıfı herkesin ağzını sulandırıyor. İyi haber, bu draftın adı şimdiden bilinen yıldızlardan çok daha fazlasına sahip olması. Kimsenin özel olarak berbat bir sezon geçirmek için uğraşmasına, “ölümüne kaybetmesine” gerek yok. Yine de “İlle de Colin Flagg” diyecek takımlar da var, Washington Wizards, Portland Trail Blazers, Detroit Pistons, Charlotte Hornets, Brooklyn Nets, Utah Jazz gibi.

NBA'in 79. sezonu başlıyor. Yıllardır sabır ve istikrarla sürdürdüğü yapılanmanın meyvesini şampiyonlukla alan Boston Celtics'i ciddi rakipler bekliyor. 

NBA’de sezona ön bakış: Gözünü Celtics’in tahtına dikenler

WNBA’in tarihî 2024 sezonunda şampiyon bu hafta sonu belirleniyor. Final serisine Minnesota Lynx’e evinde uzatmada kaybederek başlayan New York Liberty, 2. ve 3. maçları kazanarak şampiyonluğa yaklaştı. Liberty, bu gece Minnesota’yı deplasmanda yenerse tarihindeki ilk şampiyonluğunu ilan edecek. Lynx’in kazanması durumunda şampiyonu belirleyecek maç Pazar gecesi New York’ta oynanacak.<ul fr-original-style="padding-inline-start: 20px;" style="padding-inline-start: 20px; margin-top: 0px; margin-bottom: 1em; box-sizing: border-box;"><li fr-original-style="" style="box-sizing: border-box;">Bir adım geriden: 4 WNBA şampiyonluğu olan Lynx, Houston Comets ve Seattle Storm’la birlikte WNBA tarihinin en başarılı takımı. Liberty ise bugüne kadar oynadığı 5 finali de kaybetti. New York ekibi en son geçen sene Las Vegas Aces’a finalde mağlup olmuştu.</li></ul>Liberty’nin serinin kontrolünü ele geçirdiği 3. maçta Breanna Stewart 30 sayıyla yıldızlaştı. Galibiyeti getiren basket ise bitime 1 saniye kala Sabrina Ionescu’nun üçlüğüyle geldi. İlk çeyrekte 18-28 geri düşen Liberty, bitime 2 dakika kala Ionescu’nun asistinde Jonquel Jones’un basketiyle skor 74-73 olana kadar hiç öne geçememişti. Müsabakayı 13 sayı 6 asistle tamamlayan Ionescu, son 55 saniyede attığı iki üçlükle galibiyetin mimarı oldu. Ionescu’nun Kayla McBride’ın etkili savunmasına rağmen neredeyse logodan gönderdiği son saniye üçlüğü McBride tarafından “Onu 40 dakika boyunca savundum. Büyük bir oyuncu, büyük bir şut soktu” sözleriyle övüldü. Ionescu’nun üçlüğüne NBA yıldızları da kayıtsız kalamadı. Kevin Durant, “Soğukkanlı katil”, Luka Doncic “Ne şut ama”, Isaiah Thomas, “Aman Tanrım! Bu soğukkanlıydı!” ifadelerini kullandı.<h2 fr-original-style="" style="margin: 0px; color: rgba(0, 0, 0, 0.85); font-weight: 500; padding: 0px; box-sizing: border-box;">Collier’den rekor</h2>Minnesota'da ise Napheesa Collier’in 22 sayısı galibiyet için yeterli olmadı. Collier, 2024 Play-off’larındaki toplam sayısını 249’a yükseltti ve Diana Taurasi’nin 2009’daki 245 sayılık rekorunu kırdı. Lynx'te 3. maçta sırt sakatlığı nedeniyle süresi kısıtlanan Alanna Smith’in de 4. maçta oynamasının şüpheli olduğu belirtildi.<h2 fr-original-style="" style="margin: 0px; color: rgba(0, 0, 0, 0.85); font-weight: 500; padding: 0px; box-sizing: border-box;">Stewart’a LGBT düşmanı saldırı</h2>Ülkemizde Fenerbahçe Beko forması da giyen WNBA’in en büyük yıldızlarından Breanna Stewart, ilk maçta alınan yenilginin ardından eşine LGBT düşmanı tehditler içeren e-postalar gönderildiğini açıkladı. Stewart, “Ben ve ailem iyiyiz. Gerekli önlemleri alıyoruz” dedi. Stewart’ın eşi Marta Xargay Casademont’un polise suç duyurusunda bulunduğu açıklandı. Stewart ilk maçta normal sürenin bitimine 0.8 saniye kala serbest atış kaçırmış, uzatma bölümünün sonunda da bir turnikeden yararlanamamıştı.

New York Liberty, Sabrina Ionescu'nun mucize son saniye basketiyle final serisinde 2-1 öne geçti. Şampiyonluğu 5 kez finalde kaybeden Liberty, ilk zaferine hiç olmadığı kadar yaklaştı.