Merhaba. Geçtiğimiz hafta hem yayınlanan albümler ve tekliler hem de müzik tarihinin çeşitli ikonik dönemeçleri ve isimleriyle bazen hüzünlü, bazen takdir dolu, ancak hepsinden öte verimli bir yolculuk oldu benim için. Müziğin sür-git genişleyen evreni, onu daima keşfetmek arzusunu da beraberinde getiriyor. Tüketilmesi de sırt çevrilmesi de mümkün değil. Bu sondan azade arayışı sürdürülebilir kılanlar ise kıymetini ölçemeyeceğimiz tanışıklıklar. İlk hafta Donna Summer, ikinci hafta Tina Turner, şimdi ise...
🎂 "Cool" ve füzyon, radikal bir deha ve amansız bir karizma. Tarihler 26 Mayıs 1926'yı gösterdiğinde müziği ebediyen değiştirecek Miles Davis, trumpetine üfledikleriyle çığır açacak ilk nefesini Alton, Illonois'de aldı. Kind of Blue'dan Bitches Brew'a, Sketches of Spain'den Get Up With It'e cazın nice kilometre taşları onunla atıldı. İyi ki doğdun Miles.
Jeanne Moreau ve Miles Davis, Louis Malle'nin Elevator to the Gallows film müzikleri kayıtlarında, Aralık 1957. | Fotoğraf: AGIP / RDA / Everett
Bir öneri: Fransız yeni dalga sinemasının efsanevi yönetmenlerinden Louis Galle, Elavator to the Gallows'un (1957) müziklerini 30 yaşını henüz aşmış genç bir müzisyene emanet etti. Henüz hiçbir klasik albümünü yayımlamamış çıkışta bir müzisyenle aldığı riski arttıran Galle, filminin müziklerini Davis'in doğaçlamalarına teslim etti. Bir aralık akşamı kiralık bir Paris stüdyosunda buluşan Miles ve grubu, Elevator to the Gallows'u izleyerek akışta bir kayıt aldı. Gerisi... Gerisi ise tarih: Ascenseur pour l'échafaud.
Neler var bu sayıda?
🗓️ Tarih köşesi: Jeff Buckley, Siouxsie Sioux, Slowdive'nin Souvlaki'si ve fazlası
♨️ Sıcak servis: The Voidz, Dua Lipa, Blonde Redhead ve dahası
🎧 Haftanın öne çıkan albümleri: Arlo Parks'ın My Soft Machine'inden Water From Your Eyes'ın Everyone's Crushed'ına
Değeri ölçülemeyecek keşiflere,
Koray
