Berrak zihinler için yalın, zengin, bağımsız bir Türkçe dijital medya üyeliği.
Ücretsiz Kaydol →
Elif Bereketli
1986'da Münih'te doğdu. İstanbul Üniversitesi'nde İngilizce Mütercim Tercümanlık eğitimi aldı. SOAS, University of London'da Kültürel Çalışmalar alanında yüksek lisansını yaptı. 2010 yılında SabitFikir dergisini kurdu ve dört yıl boyunca genel yayın yönetmenliğini yaptı.
Édouard Louis writes with ruthless clarity about his journey from a poor village in northern France to the Parisian intelligentsia, and the interest in his interview at the Moda Stage shows that he is no longer just a writer, but a phenomenon. For many, a Nobel Prize is just a matter of time. He seeks to use his pen to expose violence in a way that no one can escape. We sat down with Louis for a conversation that ranged from the price of classism to shame and the imagination of a new left.

Kuzey Fransa’daki yoksul bir köyden Paris entelijansiyasına uzanan yolculuğunu acımasız bir açıklıkla yazan Édouard Louis'nin Moda Sahnesi'ndeki söyleşisinin gördüğü ilgi, onun artık sadece bir yazar değil, bir fenomene dönüşmüş olduğunu gösteriyor. Pek çoklarına göre Nobel’e uzanması an meselesi. O ise kalemini, şiddeti kimsenin kaçamayacağı şekilde açığa sermek için kullanmanın peşinde. Louis ile sınıf atlamanın bedelinden utanca ve yeni bir sol tahayyülüne uzanan bir sohbete oturduk.

"Duyguların Kültürel Politikası", "Şikayet" ve "Feminist Bir Yaşam Sürmek" gibi kitapları Türkçeye de çevrilen feminist teorisyen Sara Ahmed, 14 Mayıs'ta Sabancı Üniversitesi'nde ve 15 Mayıs'ta Frankeştayn Kitabevi'nde katılacağı iki söyleşi için İstanbul'da. Ahmed'le "oyunbozan feminizm" kavramı, oyunbozanlığın Batı dışındaki dünyadaki tezahürleri, erkeklik krizi ve neşe üzerine sohbet ettik.
