Kadın tasarımcıların işlerini incelediğimiz bu bültende Elyse Graham’ın el işçiliği ile ürettiği ilgi çekici deneysel tekniklerine göz atalım.Elyse Graham Studio 2014 Los Angeles'ta kuruldu. Sıra dışı materyaller ve deneysel işlemlere odaklanan stüdyo eşsiz tasarım objeleri üretiyor.&nbsp;<img src="https://images.aposto.com/2022/2/3/1646847698895.jpeg" style="display: block; vertical-align: top; margin: 5px auto; text-align: center; width: 100%; max-width: 550px; border-style: none; position: relative; cursor: pointer; padding: 0px 1px; box-sizing: border-box;" width="550" alt="Elyse Graham" ratio="1.65" fr-original-style="display: block; vertical-align: top; margin: 5px auto; text-align: center; width: 100%; max-width: 550px;" fr-original-class="fr-draggable">Stüdyoda bulunan her parça el yapımı ve her malzeme için özel olarak belirlenen teknikle hayata geçiyor. En önemli malzemesi alçı ve reçine olan Graham, tüm tasarımlarını sipariş üzerine özenle hayata geçiriyor.<a data-type="embed" fr-original-style="" href="https://www.youtube.com/watch?v=zqmyxUstJtU" rel="noopener noreferrer" style="color: rgb(9, 9, 9); text-decoration: none; background-color: transparent; outline: none; cursor: pointer; transition: color 0.3s ease 0s; touch-action: manipulation; user-select: auto; box-sizing: border-box;" target="_blank"><img src="https://embed.apos.to/assets/2022/2/2022-03-09T17:49:14.384Z.png" style="display: block; vertical-align: top; margin: 5px auto; text-align: center; width: 100%; max-width: 550px; border-style: none; position: relative; cursor: pointer; padding: 0px 1px; box-sizing: border-box;" width="550" ratio="1.77" fr-original-style="display: block; vertical-align: top; margin: 5px auto; text-align: center; width: 100%; max-width: 550px;" fr-original-class="fr-draggable"></a>Alçı vazoları ve onların yapım tekniği ise çok etkileyici ve heyecan uyandırıyor! Alçı vazolar, balona benzer bir forma sahip. Katmanlardan oluşan reçine üretilen vazo alçıyla güçlendirilip su geçirmez hale getiriliyor. Sonrasında her vazo özel boyama işlemiyle tamamlanıyor. Aynı vazoların abajur versiyonları da var.&nbsp;<img src="https://images.aposto.com/2022/2/3/1646848182670.jpeg" style="display: block; vertical-align: top; margin: 5px auto; text-align: center; width: 100%; max-width: 550px; border-style: none; position: relative; cursor: pointer; padding: 0px 1px; box-sizing: border-box;" width="550" alt="Elyse Graham" ratio="1.51" fr-original-style="display: block; vertical-align: top; margin: 5px auto; text-align: center; width: 100%; max-width: 550px;" fr-original-class="fr-draggable">Stüdyoya ait bir başka ürün ise aynalar. Reçineden üretilen aynalarda her parça için reçine elde pigmentleniyor. Bu yüzden her ayna eşsiz bir renk paletine ve damlama desenine sahip. Reçine bir kalıba dökülüyor. Bir parça istenen kalınlığa ulaştığında, gizli renk tabakaları ve beklenmedik grafik desenleri ortaya çıkarmak için zımparalanıp elle parlatılıyor.<img src="https://images.aposto.com/2022/2/3/1646847886435.png" style="display: block; vertical-align: top; margin: 5px auto; text-align: center; width: 100%; max-width: 550px; border-style: none; position: relative; cursor: pointer; padding: 0px 1px; box-sizing: border-box;" width="550" alt="Elyse Graham" ratio="1.50" fr-original-style="display: block; vertical-align: top; margin: 5px auto; text-align: center; width: 100%; max-width: 550px;" fr-original-class="fr-draggable">Birden fazla marka ile iş birliği yapan Elyse Graham; The James Brand, Wallpaper ve Ciav Meisentha gibi isimlerle çalışıyor.

Yetenekli kadın tasarımcı Elyse Graham’ın tamamı el yapımı ürünlerini keşfediyoruz.

Elyse Graham'ın Eşsiz El Yapımı Koleksiyonu

İkinci Dünya Savaşı’nın sona ermesinden sonra birçok tasarımcı yeni düzenin temel tasarımlarını hayata geçirdi. 1960’larda gelenekselden uzak, modern, yeni malzemelere yer verilen bir tasarım alanı oluştu. Geçmişte kullanılan süslü bakış açısına karşı daha fonksiyonel, kolay üretilen tasarımlara yer verildi. Bu tasarımların hayata geçmesinde kullanılan temel malzeme ise plastik oldu.<img src="https://images.aposto.com/2022/2/3/1646243937977.jpeg" style="display: block; vertical-align: top; margin: 5px auto; text-align: center; width: 100%; max-width: 550px; border-style: none; position: relative; cursor: pointer; padding: 0px 1px; box-sizing: border-box;" width="550" alt="The Panton" ratio="2.51" fr-original-style="display: block; vertical-align: top; margin: 5px auto; text-align: center; width: 100%; max-width: 550px;" fr-original-class="fr-draggable">Fiberglas ve plastik gibi döneminde yeni sayılan malzemeler mobilya üretiminde sıklıkla kullanılıyordu. Modernizm ile birleşen yenilikçi tasarımları bu malzemeler ve teknolojiyle birleştirdiler. O dönem üretilen tasarımların birçoğu günümüzde de ikon kabul edilen mobilyaları içeriyor. Panton Stacking Side Chair, hem plastik olması hem de tek parçadan üretilmiş olması ile döneminin öncü örneklerinden.<img src="https://images.aposto.com/2022/2/3/1646244051461.jpeg" style="display: block; vertical-align: top; margin: 5px auto; text-align: center; width: 100%; max-width: 550px; border-style: none; position: relative; cursor: pointer; padding: 0px 1px; box-sizing: border-box;" width="550" alt="The Panton" ratio="0.76" fr-original-style="display: block; vertical-align: top; margin: 5px auto; text-align: center; width: 100%; max-width: 550px;" fr-original-class="fr-draggable">Panton'u özel kılan nedir?The Panton Sandalye, Verner Panton tarafından tasarlanan S şeklindeki formu ile 1960'larda üretildi. Dünya’nın kalıp ile üretilen ilk plastik sandalyesi olması ve sıra dışı formu popülerliğine katkı sağlayan etkenlerden. Plastik sandalye tasarlama fikri ilk olarak İkinci Dünya Savaşı'ndan önce Alman mimar ve tasarımcı Ludwig Mies van der Rohe tarafından öne sürülse de, 1960'ların başından itibaren Panton da tek parça halinde bir sandalye üretmeyi amaçlıyor.<img src="https://images.aposto.com/2022/2/3/1646244086344.jpeg" style="display: block; vertical-align: top; margin: 5px auto; text-align: center; width: 100%; max-width: 550px; border-style: none; position: relative; cursor: pointer; padding: 0px 1px; box-sizing: border-box;" width="550" alt="The Panton" ratio="1.94" fr-original-style="display: block; vertical-align: top; margin: 5px auto; text-align: center; width: 100%; max-width: 550px;" fr-original-class="fr-draggable">Panton, alçı modeller oluşturarak sandalye üretimi için birçok üretici ile bir araya geliyor. Fiberglasla güçlendirilmiş polyester kullanarak tek parça ve bacakları olmayan bir tasarım oluşturuyor. Daha sonra termoplastik polistiren malzemesi ile endüstriyel üretime uyarlanarak maliyet düşürülüyor. Fakat, bunun yeterli dayanıklılık sağlanmadığı gözlenenince poliüretan kullanılarak tekrar üretiliyor. Birden fazla renk seçeneğine sahip bu kusursuz tasarım günümüzde de polipropilen kullanılarak üretiliyor.&nbsp;

İkinci Dünya Savaşı sonrasında plastik kullanımı nasıl yaygınlaştı?

İkinci Dünya Savaşı Sonrası Dönemin İkonu: Panton

<img src="https://images.aposto.com/2022/1/3/1645647322629.jpeg" style="display: block; vertical-align: top; margin: 5px auto; text-align: center; width: 100%; max-width: 550px; border-style: none; position: relative; cursor: pointer; padding: 0px 1px; box-sizing: border-box;" width="550" alt="The Glass Apprentice" ratio="1.70" fr-original-style="display: block; vertical-align: top; margin: 5px auto; text-align: center; width: 100%; max-width: 550px;" fr-original-class="fr-draggable">Madrid Tasarım Festivali'ne değindiğimiz bu bültenimizde cam sanatçısı Pròsper Riba Vilardell ile tasarım festivalleri hakkında konuştuk. Geçmişten günümüze uzanan cam sanatına deneysel yaklaşan sanatçılardan biri olan Vilardell, stüdyosu The Glass Apprentice ile Madrid Tasarım Festivali'nde yerini almış.Öncelikle seni tanıyalım, kendinden biraz bahseder misin?Merhaba ben Pròsper Riba Vilardell. Tasarımcıyım aynı zamanda cam sanatçısıyım. Eğlenceli Akdeniz ruhu ile Kuzey Avrupa’nın teknik disiplinini benimseyen bir tasarımcıyım. Eserlerimde de bu iki coğrafyayı yansıttığımı düşünüyorum.The Glass Apprentice’i oluşturmaya nasıl karar verdin?The Glass Apprentice, Almanya Glasfachschule Zwiesel'de Bohemya'nın derin ormanlarında yoğun bir çıraklık eğitimi sırasında yaratmaya karar verdiğim bir stüdyo. O dönemdeki beni yansıttığı ve her zaman da bu ismi kendimle bağdaştırdığım için tercih ettim. Bu yüzden bu isim seçimi hiç rastgele değil. Her zaman bir çırak olacağımı, öğrenmenin ve deneyimlemenin bir sonu olmadığına inandığım için beni doğru yansıtan bir isim olduğunu düşünüyorum. Tasarıma bakış açımı ve felsefemi doğrudan anlattığına inanıyorum.Stüdyon/çalışma ortamın nerede? Tasarımlarını nerede üretiyorsun?Şu anda Barselona'da kendi cam üfleme stüdyomu kuruyorum. Şimdilik cam üfleyebileceğim yerleri kiralayarak tasarımlarımı oluşturuyorum. Tasarımcıları cam dünyasıyla buluşturmak ise en keyif aldığım uğraşlarımdan biri diyebilirim.<img src="https://images.aposto.com/2022/1/3/1645647347094.jpeg" style="display: block; vertical-align: top; margin: 5px auto; text-align: center; width: 100%; max-width: 550px; border-style: none; position: relative; cursor: pointer; padding: 0px 1px; box-sizing: border-box;" width="550" alt="The Glass Apprentice" ratio="1.04" fr-original-style="display: block; vertical-align: top; margin: 5px auto; text-align: center; width: 100%; max-width: 550px;" fr-original-class="fr-draggable">Ben de camla çalışan bir tasarımcı olarak, camın ne kadar hassas ve zor bir malzeme olduğunun farkındayım. Sen camı nasıl tanımlarsın? Cam senin için ne ifade ediyor?Doğru, cam kırılgan bir malzemedir. Ama bana göre kırılganlık malzemede değil, işlenmesi gereken inceliktedir. Benim durumumda yani camla bire bir ilişkideyseniz aranızda sürekli bir konuşma geçer. Cam bana kendinden biraz verir ve ben de ona kendimden biraz veririm. Bu konuşma sonunda ise duygu ve düşüncelerimi ortaya somut bir şekilde dökebilirim.Seninle 2021 Eylül ayında Milano Tasarım Haftası’nda Isola’da katılımcı olarak tanıştık. Instagram’da Madrid Design Festival’e katılacağını görünce hemen seninle iletişime geçmek istedim. Fuar’da neler göreceğiz hangi parçalarla katılıyorsun?Evet, doğru seninle Isola’da tanışmıştık. Bu sefer biraz soyut bir vazo olan Phoenix ile Madrid Tasarım Festivali'ne katılıyorum. Phoenix bir vazo ve ruh hallerini temsil ediyor. Bu parçanın sağlam ve katı görünümünün arkasında, üç farklı ruh halini ilişkilendiren derin bir kavram bulunuyor; stres, rahatlama ve neşe. Mor/Pembe kısım stres ve gerilimin başlangıç alanını temsil ediyor. Rengin yoğun olduğu kısım her şeyin başladığı nokta. Bu gerilim giderek azalıyor ve şeffaflaşıyor. Daha sonra, coşkunun arttığı nokta da yeni bir renk değişimi ortaya geliyor. 'Phoenix' gibi yeni bir başlangıç oluşuyor.&nbsp;<img src="https://images.aposto.com/2022/1/3/1645647365929.jpeg" style="display: block; vertical-align: top; margin: 5px auto; text-align: center; width: 100%; max-width: 550px; border-style: none; position: relative; cursor: pointer; padding: 0px 1px; box-sizing: border-box;" width="550" alt="The Glass Apprentice" ratio="1.78" fr-original-style="display: block; vertical-align: top; margin: 5px auto; text-align: center; width: 100%; max-width: 550px;" fr-original-class="fr-draggable">Tasarım fuarı ve festivalleri hakkında ne düşünüyorsun?Tasarım etkinlikleri gelişmekte olan tasarımcılar için çok iyi bir fırsat. Bu sene Madrid Tasarım Festivali 2022'nin bir parçası olmak heyecan verici.Hangi renk olmadan yaşayamazsın?Gökkuşağındaki renkler olmadan yaşayamam. Hepsine ihtiyacım var.Playlistinde şuan neler var?Şu sıralar Pili Pili - Polo &amp; Pan, Invincible - Pop Smoke, Space Cadet – Kyuss, Un Veneno - C. Tangana, Niño de Elche, Second Lives – Vitalic, Your Lucky Day In Hell – Eels ve The Gun - Lou Reed diyebilirim.Sana nasıl ulaşabilir ve nereden takip edebiliriz?<a fr-original-style="" href="http://www.theglassapprentice.com" style="color: rgb(9, 9, 9); text-decoration: none; background-color: transparent; outline: none; cursor: pointer; transition: color 0.3s ease 0s; touch-action: manipulation; user-select: auto; box-sizing: border-box;" target="_blank">www.theglassapprentice.com</a> adresinden ve ya <a fr-original-style="" href="https://www.instagram.com/theglassapprentice/" rel="noopener noreferrer" style="color: rgb(9, 9, 9); text-decoration: none; background-color: transparent; outline: none; cursor: pointer; transition: color 0.3s ease 0s; touch-action: manipulation; user-select: auto; box-sizing: border-box;" target="_blank">@theglassapprentice</a> Instagram hesabından bana ulaşabilirsiniz.

The Glass Apprentice, Pròsper Riba Vilardell tarafından Barcelona’da kurulmuş cam tasarım stüdyosu. Şimdi ise yeni tasarımını Madrid Tasarım Festival’i için hazırlıyor. 

Portre: The Glass Apprentice

Bu sene kış olimpiyatlarındaki kayakla atlama alanını tasarlayan TeamMinus'un çelik konstrüksiyon tasarımı oldukça dikkat çekici. Kayak ve snowboard yarışmaları için kullanılacak bu saha bölgenin en büyük çelik fabrikası olan eski Shougang Endüstri Parkı'nın içinde yer alıyor.&nbsp;Kış sporları ile ilgili alanlarda eğim olması için dağlık bölgeler tercih edilir. Fakat bu yapının yer aldığı alan coğrafi açıdan eğimsiz. Peki bu düz arazide serbest stil kayak ve snowboard gibi yarışlar nasıl gerçekleşebilir?<img src="https://images.aposto.com/2022/1/2/1644949207657.jpeg" style="display: block; vertical-align: top; margin: 5px auto; text-align: center; width: 100%; max-width: 550px; border-style: none; position: relative; cursor: pointer; padding: 0px 1px; box-sizing: border-box;" width="550" alt="TeamMinus " ratio="1.94" fr-original-style="display: block; vertical-align: top; margin: 5px auto; text-align: center; width: 100%; max-width: 550px;" fr-original-class="fr-draggable">TeamMinus'un çelik konstrüksiyondan oluşturduğu yapı, bölgede en ilgi çeken yapılardan biri. Büyük ölçüdeki çelik yapı, eski bir oksijen fabrikası ile Yongding Nehri arasındaki bir arazi şeridinde dört büyük soğutma kulesinin yanında bulunuyor.&nbsp;Sporcuların atlamanın zirvesine ulaşması için asansörü olan yapı üç ayrı bölümden oluşuyor. Uzun bir eğimi, ardından kalkış rampasının bulunduğu daha düz bir orta bölümü ve son olarak daha kısa eğimli bir iniş alanı olan bölümler şeklinde tasarlanmış bir yapı.<img src="https://images.aposto.com/2022/1/2/1644949232215.jpeg" style="display: block; vertical-align: top; margin: 5px auto; text-align: center; width: 100%; max-width: 550px; border-style: none; position: relative; cursor: pointer; padding: 0px 1px; box-sizing: border-box;" width="550" alt="TeamMinus " ratio="1.34" fr-original-style="display: block; vertical-align: top; margin: 5px auto; text-align: center; width: 100%; max-width: 550px;" fr-original-class="fr-draggable">Big Air Shougang, eski çelik fabrikalarını yeniden geliştirme planının bir parçası. Olimpiyatlar için etraftaki birkaç bina tekrar inşa edilerek bölgedeki yenilenme sürecine destek oluyor. Bu sanayi bölgesinin gelişmesi için konferans merkezi, su parkı, müze ve ofis alanları gibi bölümler inşa edilerek sanayi bölgesinde yeni bir yaşam planlanıyor.&nbsp;

2022 kış olimpiyatlarında TeamMinus’ın tasarladığı çelik yapı, bölgeyi yeniden canlandırırken yapay bir eğim de yaratıyor.

Eski Sanayi Alanını Piste Çeviren Tasarım

Sevgililer Günü'nde ya da yılın herhangi bir gününde çiçek almaya hayır diyecek birini tanımıyorum. Bu özel güne özel tasarlanmış, belirli sıcaklıklara maruz kaldığında renk değiştiren bukalemun çiçeğini keşfedelim.Bompas &amp; Parr tarafından tasarlanan çiçeklerin her biri, sıcaklıktaki dalgalanmalara tepki olarak renk değiştiren bir madde olan termokromik mürekkeple tek tek elde boyanıyor. Isı ile tepkime göstererek renkten renge giriyor. Farklı renkler oluşturmak için ise iki çeşit mürekkep kullanıyor.Birinci çiçek buketi, 27°C'de siyahtan maviye geçen sıvı kristal bir boya ile boyanıyor. Böylelikle yapraklara dokunulduğunda ısıyla etkileşimin sonucunda siyahtan pembeye, yeşilden maviye renk değişimleri gözlemleniyor.Tasarımcılar bu çiçekleri Sevgililer Günü’nde hediye edilen doğal çiçeklerin teknolojiyle geliştirilmiş bir modeli olarak tanımlıyor. Çiçekçilik alanında çok az yeniliğin olduğunu vurgulan Bompas &amp; Parr, bu alana yeni bir soluk getiriyorlar. Doğa ile teknolojinin bir araya gelmesi ile oluşan potansiyeller heyecan verici!<img src="https://images.aposto.com/2022/1/1/1644269489342.jpeg" style="display: block; vertical-align: top; margin: 5px auto; text-align: center; width: 100%; max-width: 550px; border-style: none; position: relative; cursor: pointer; padding: 0px 1px; box-sizing: border-box;" width="550" ratio="1.50" fr-original-style="display: block; vertical-align: top; margin: 5px auto; text-align: center; width: 100%; max-width: 550px;" fr-original-class="fr-draggable">

Londra merkezli bir stüdyo olan Bompas & Parr, Sevgililer Günü'ne özel renk değiştiren çiçekler tasarladı. Dünyanın ilk renk değiştiren çiçeklerinin sırrı ne?

Sevgililer Günü Buketlerine Alternatif Bir Yaklaşım

Etkileyici mimari projeleriyle bilinen, dekonstrüktivizm akımını benimseyen mimar Zaha Hadid, mimarinin yanı sıra şehircilik ve tasarım alanlarında oldukça üretkendi. Eserlerinde görülen akışkan ruhu saygıyla anarken günümüzde olduğu kadar gelecekte de adından söz ettirecek Liquid Glacial koleksiyonuna göz atalım.<img src="https://images.aposto.com/2022/0/4/1643309713545.jpeg" style="display: block; vertical-align: top; margin: 5px auto; text-align: center; width: 100%; max-width: 550px; border-style: none; position: relative; cursor: pointer; padding: 0px 1px; box-sizing: border-box;" width="550" alt="Liquid Glacial koleksiyonu" ratio="1.34" fr-original-style="display: block; vertical-align: top; margin: 5px auto; text-align: center; width: 100%; max-width: 550px;" fr-original-class="fr-draggable">Bir mimar olarak yaptığı çalışmalarla ünlü olan Zaha Hadid, aynı zamanda yeni teknolojiye olan ilgisini ve şiddetli mükemmeliyetçiliğini gösteren çağdaş, kıvrımlı mobilya parçaları da tasarlıyor. Dünyanın en iyi ustaları ve teknikleri ile şaşırtıcı derecede dinamik, akışkan formları hayata geçiriyor.<img src="https://images.aposto.com/2022/0/4/1643309738626.jpeg" style="display: block; vertical-align: top; margin: 5px auto; text-align: center; width: 100%; max-width: 550px; border-style: none; position: relative; cursor: pointer; padding: 0px 1px; box-sizing: border-box;" width="550" ratio="1.50" fr-original-style="display: block; vertical-align: top; margin: 5px auto; text-align: center; width: 100%; max-width: 550px;" fr-original-class="fr-draggable">Mimar Zaha Hadid, Londra'daki David Gill Gallery için buz parçalarından oluşmuş izlenimi veren bir koleksiyon tasarladı. Liquid Glacial adlı bu koleksiyon şeffaf yeni bir tür akrilik reçineden üretildi. Koleksiyon kavisli formu ile buzulları anımsatıyor. Yüzeyde oluşturulan desenler, ışık ile oynayarak gölgeler oluşturuyor. Koleksiyona ait taburelerden biri ise mavi rengiyle dalgaların bir an için donmuş ve o şekilde kalmış olduğunu düşündürüyor. Sınırları zorlayan bir koleksiyon olduğundan bahseden Hadid, bu koleksiyonun çalışmalarına Galeri kurucusu David Gill ise uzun süredir devam eden verimli bir iş birliğinin sonucu olarak görüyor.Işığın etkisiyle zeminde oluşan etkileyici yansıma, tasarımın sadece final üründen ibaret olmadığını, ışık ve ortam ile de ilişkili olduğunu gösteriyor.<img src="https://images.aposto.com/2022/0/4/1643309877924.jpeg" style="display: block; vertical-align: top; margin: 5px auto; text-align: center; width: 100%; max-width: 550px; border-style: none; position: relative; cursor: pointer; padding: 0px 1px; box-sizing: border-box;" width="550" alt="Liquid Glacial koleksiyonu" ratio="1.31" fr-original-style="display: block; vertical-align: top; margin: 5px auto; text-align: center; width: 100%; max-width: 550px;" fr-original-class="fr-draggable">

Dekonstrüktivist mimar Zaha Hadid'in akışkan ruhunu saygıyla anarken günümüzde olduğu kadar gelecekte de adından söz ettirecek Liquid Glacial koleksiyonunu inceliyoruz.

Zaha Hadid'in Akışkan Tasarımı

Bauhaus akımı 20. yüzyılda mimaride olduğu kadar tasarım ve sanatın farklı dallarını da etkiledi. Günümüze kadar uzanan farklı tasarımları içinde barındıran bu akım, bizlere ikonik eserler bıraktı. Sadelik ilkesi üzerine inşa edilmiş özgün, modern bir tarz geliştirmesiyle tanınan Bauhaus okulunun öğretmenleri ve öğrencileri, 20. yüzyılın en ikonik mobilya parçalarından bazılarını günümüze kadar taşıdı. Bu tasarımlardan benim için en kritik öneme sahip olan ise Barselona Sandalye. Geçen yüzyılın en tanınmış nesnelerinden biri ve modern hareketin bir simgesi olan Barselona Sandalye, ''less is more.'' cümlesiyle özetleniyor.<img src="https://images.aposto.com/2022/0/0/1642957729783.jpeg" style="display: block; vertical-align: top; margin: 5px auto; text-align: center; width: 100%; max-width: 550px; border-style: none; position: relative; cursor: pointer; padding: 0px 1px; box-sizing: border-box;" width="550" alt="Barcelona Chair" ratio="1.11" fr-original-style="display: block; vertical-align: top; margin: 5px auto; text-align: center; width: 100%; max-width: 550px;" fr-original-class="fr-draggable">1929'da Barselona Uluslararası Fuarı için tasarlanan Barselona Sandalye, Bauhaus direktörü Ludwig Mies van der Rohe tarafından mimar Lilly Reich ile birlikte tasarlandı. Temel öğelerden ve net geometrik şekillerden oluşuyor. Estetik açıdan hoş, geniş kitleye ulaşabilecek bu endüstriyel tasarım hafif, paslanmaz çelik üzerine deri kaplı iki süngerden oluşuyor. Günümüz koşullarında alışılmış bir üretim yöntemi olsa da, kendi zamanı için bir ilk diyebiliriz. Çağın ve teknolojinin sağladığı imkanlar tasarımı ve üretimi şekillendirirken, sahip olunanın dışına çıkmak her zaman sıradışı bir izlenim yaratıyor. Öyle ki, Bauhaus akımına ait Barcelona Sandalye 1929'dan beri popülerliğini yitirmeden hala üretiliyor. Sadeliği ve estetik formu ile gelecekte de yerini koruyacağına eminim.<img src="https://images.aposto.com/2022/0/0/1642957837955.jpeg" style="display: block; vertical-align: top; margin: 5px auto; text-align: center; width: 100%; max-width: 550px; border-style: none; position: relative; cursor: pointer; padding: 0px 1px; box-sizing: border-box;" width="550" alt="Barcelona Chair" ratio="1.46" fr-original-style="display: block; vertical-align: top; margin: 5px auto; text-align: center; width: 100%; max-width: 550px;" fr-original-class="fr-draggable">

Geçen yüzyılın en tanınmış nesnelerinden biri ve modern hareketin bir simgesi: Barselona Sandalye. Çağının sınırlarını zorlayarak nasıl ikonik bir rol edindi?

Barcelona Sandalye

Kathryn Larsen mimari eğitimini, &nbsp;malzeme deneyleri içeren tasarım süreciyle birleştiriyor. Amerikalı tasarımcı Hollanda ve Danimarka’da yaşıyor. TU Delft Architecture’da yüksek lisansını tamamlarken aynı zamanda deneysel malzeme üzerine olan araştırma stüdyosunu sürdürüyor. Kathryn, kişisel stüdyo çalışmalarının yanı sıra, mimari ve proje yönetimi gibi alanlarda da faaliyetlerini hem Hollanda hem de Danimarka’da gösteriyor.Kathryn, Dutch Design Week 2019 Antenna konferansı, 2020 Design Indaba konferansı ve Biobaserede Byggematerialer 2021 konferansı da dahil olmak üzere birçok önemli tasarım etkinliğine katıldı.<img src="https://images.aposto.com/2022/0/4/1642107354220.jpeg" style="display: block; vertical-align: top; margin: 5px auto; text-align: center; width: 100%; max-width: 550px; border-style: none; position: relative; cursor: pointer; padding: 0px 1px; box-sizing: border-box;" width="550" alt="KATHRYN LARSEN" ratio="1.26" fr-original-style="display: block; vertical-align: top; margin: 5px auto; text-align: center; width: 100%; max-width: 550px;" fr-original-class="fr-draggable">Kathryn, geleneksel yapım tekniklerinden etkilenmiş olup doğal yapı malzemeleri konusunda ustalaşmıştır. En önemlisi, araştırmalarını deniz yosunu ve deniz yosununun mimaride nasıl kullanılabileceği üzerine oluşuyor. Seaweed Thatch Reimagined adlı 2018 tezi, başta 2020 SDG Kopenhag Teknoloji Ödülü Halkın Seçimi olmak üzere birçok ödül için finalist olarak aday gösterildi. 2021'de yosundan oluşturduğu kolektif tasarım ve mimari çalışması, 2021 Yeşil Konsept Ödülü için finalist oldu.Günümüzde çoğu biyoplastik uygulama, sürdürülebilir ambalaj, moda veya endüstriyel tasarım üzerine odaklanmıştır. Kathryn, &nbsp;farklı bir alan olan iç vitray uygulamasına çalışmalarını yöneltmiştir. Hollanda'daki birçok bina, hem iç hem de dış mekanlarda 20. ve 19. yüzyıldan kalma vitray tasarımlarına sahiptir. 21. yüzyıl versiyonu nasıl görünürdü? Nasıl uygulanabilirdi? gibi sorular tasarımcı Kathryn'ın, araştırmalarını genişletmesine sebep oldu.<img src="https://images.aposto.com/2022/0/4/1642107504683.jpeg" style="display: block; vertical-align: top; margin: 5px auto; text-align: center; width: 100%; max-width: 550px; border-style: none; position: relative; cursor: pointer; padding: 0px 1px; box-sizing: border-box;" width="550" alt="KATHRYN LARSEN" ratio="1.00" fr-original-style="display: block; vertical-align: top; margin: 5px auto; text-align: center; width: 100%; max-width: 550px;" fr-original-class="fr-draggable">Biyoplastik hemen hemen her zaman bir yapıştırıcı veya nişasta bazından (bu durumda deniz yosunu), artı bir plastikleştiriciden ve sudan oluşuyor. Plastikleştiricilerin örnekleri arasında gliserol veya bal bulunuyor. Daha fazla plastikleştirici kullanmak malzemeyi daha esnek ancak daha zayıf hale getirecektiyor. Daha az kullanmak, karışımı daha güçlü ve daha sert hale getirecektiyor. Karışım, birleştirmek için genellikle kaynama noktasına kadar ısıtılır ve daha sonra tercih edilen bir kalıba dökülüyor. Zerdeçal (sarı) ve spirulina yosununu (mavi ve yeşil) tamamen doğal renklendirme oluşturmasına sebep oluyor. Kullandığı yosun da biyoplastiğe kırmızımsı bir renk veriyor. Biyoplastiği dökmek için silikon bir fırın matı üzerine ahşap bir çerçeve kullanıyor. Plastik, silikonlu pişirme matından nazikçe soymak için yeterince sertleşene kadar beklemeniz gerekiyor. Oda sıcaklığınıza veya neme büyük ölçüde bağlıdır.<img src="https://images.aposto.com/2022/0/4/1642107522572.jpeg" style="display: block; vertical-align: top; margin: 5px auto; text-align: center; width: 100%; max-width: 550px; border-style: none; position: relative; cursor: pointer; padding: 0px 1px; box-sizing: border-box;" width="550" alt="KATHRYN LARSEN" ratio="1.00" fr-original-style="display: block; vertical-align: top; margin: 5px auto; text-align: center; width: 100%; max-width: 550px;" fr-original-class="fr-draggable">

Deniz yosunundan vitraya uzanan hikaye...

Kathryn Larsen'in Deniz Yosunundan İlhamı

Eero Saarinen, Womb Chair No.70, 1947-48No 70, kalıplanmış bir kabuktan oluşuyordu. Kıvrımlı ve organik formu ile kullanıcının ilgisini çekti. Bu nedenle ismi ‘Womb Chair’ yani rahim sandalyesi olarak tanındı. 1940’lı yılların sonundan günümüze kadar uzanan ikoniklerden biridir.<img src="https://images.aposto.com/2022/0/2/1641323673263.jpeg" style="display: block; vertical-align: top; margin: 5px auto; text-align: center; width: 100%; max-width: 550px; border-style: none; position: relative; cursor: pointer; padding: 0px 1px; box-sizing: border-box;" width="550" alt="Eero Saarinen, Womb Chair No.70, 1947-48" ratio="1.03" fr-original-style="display: block; vertical-align: top; margin: 5px auto; text-align: center; width: 100%; max-width: 550px;" fr-original-class="fr-draggable">Verner Panton, Cone, 1958Fütüristik ‘Cone’ sandalye ve arkasından gelen ‘Heart Chair’ yani kalp sandalye, Panton'un bir sandalyenin nasıl görünmesi gerektiğine dair her türlü önyargılı düşünceden kendisini ayırmaya yönelik bilinçli kararının sonucunda oluşan tasarımlardan biriydi. &nbsp;1950’lilerin sonlarında üretilmiş sandalyelerden biridir.<img src="https://images.aposto.com/2022/0/2/1641323742231.jpeg" style="display: block; vertical-align: top; margin: 5px auto; text-align: center; width: 100%; max-width: 550px; border-style: none; position: relative; cursor: pointer; padding: 0px 1px; box-sizing: border-box;" width="550" alt="Verner Panton, Cone, 1958" ratio="1.23" fr-original-style="display: block; vertical-align: top; margin: 5px auto; text-align: center; width: 100%; max-width: 550px;" fr-original-class="fr-draggable">Gaetano Pesce, Donna UP 5-6, 1969UP Serisi İtalyan mobilya şirketi C&amp;B (Cassina &amp; Busnelli) tarafından üretilen bir koltuk ailesidir. Şirketin B&amp;B Italia'da yeniden yapılanma sonrasında, UP serisi 2000 yılında ikincisi tarafından yeniden canlandırıldı. 1960’lı yılların sonundan bu yana İtalyan tasarımının bir sembolü olarak kabul edildi ve dünyadaki en ünlü endüstriyel tasarım ürünlerinden biri olarak hala günümüzden en çok ilgi gösterilen sandalyelerden biri.<img src="https://images.aposto.com/2022/0/2/1641323795787.jpeg" style="display: block; vertical-align: top; margin: 5px auto; text-align: center; width: 100%; max-width: 550px; border-style: none; position: relative; cursor: pointer; padding: 0px 1px; box-sizing: border-box;" width="550" alt="Gaetano Pesce, Donna UP 5-6, 1969" ratio="1.34" fr-original-style="display: block; vertical-align: top; margin: 5px auto; text-align: center; width: 100%; max-width: 550px;" fr-original-class="fr-draggable">Studio 65, Marilyn, 19701970’lerden bahsedince akla gelen ve adını aktris Marilyn Monroe'dan alan Studio 65, Salvador Dali'nin 1936'daki daha önceki ‘Mae West’ tasarımına saygı duruşunda bulunuyor. Kuruluş karşıtı çağrışımlarıyla sürrealizm, 1960'lar ve 1970'ler Tasarım Karşıtı hareket üzerinde oldukça etkiliydi. Bu mükemmel pop tasarımının ilhamı da Andy Warhol'un serigrafi serilerinini anımsatıyor.<img src="https://images.aposto.com/2022/0/2/1641323857100.jpeg" style="display: block; vertical-align: top; margin: 5px auto; text-align: center; width: 100%; max-width: 550px; border-style: none; position: relative; cursor: pointer; padding: 0px 1px; box-sizing: border-box;" width="550" alt="Studio 65, Marilyn, 1970" ratio="1.34" fr-original-style="display: block; vertical-align: top; margin: 5px auto; text-align: center; width: 100%; max-width: 550px;" fr-original-class="fr-draggable">Tom Dixon, S, 1988Tom Dixon'un 80'lerde Londra atölyesinde doğan S Sandalye, mobilya şirketi Cappellini tarafından İtalya'da hala üretimi devam eden tasarımlardan biri. Geçmişten günümüze kıvrımlı hatları her zamankinden daha rahat ve ergonomik olarak kullanıcıya ulaşıyor.<img src="https://images.aposto.com/2022/0/2/1641323958938.jpeg" style="display: block; vertical-align: top; margin: 5px auto; text-align: center; width: 100%; max-width: 550px; border-style: none; position: relative; cursor: pointer; padding: 0px 1px; box-sizing: border-box;" width="550" alt="Tom Dixon, S, 1988" ratio="1.00" fr-original-style="display: block; vertical-align: top; margin: 5px auto; text-align: center; width: 100%; max-width: 550px;" fr-original-class="fr-draggable">Masanori Umeda, Rose, 1990Japonya'nın kendi doğal güzelliğini yok ettiğini iddia eden Umeda, japon kültürünün köklerini yeniden keşfetmek için çeşitli çiçek motiflerini tasarımlarda kullanıyor. Bunlardan biri çiçek yaprakları tek tek yapılan ise ‘Rose’ sandalye. Memphis'ten de etkilenen Umeda'nın tasarımları, geleneksel ve çağdaş arasındaki sürtüşme üzerine alaycı post modern olarak yorumlanıyor.<img src="https://images.aposto.com/2022/0/2/1641324256698.jpeg" style="display: block; vertical-align: top; margin: 5px auto; text-align: center; width: 100%; max-width: 550px; border-style: none; position: relative; cursor: pointer; padding: 0px 1px; box-sizing: border-box;" width="550" alt="Masanori Umeda, Rose, 1990" ratio="1.50" fr-original-style="display: block; vertical-align: top; margin: 5px auto; text-align: center; width: 100%; max-width: 550px;" fr-original-class="fr-draggable">Philippe Starck &amp; Eugeni Quitllet, Masters, 20092000’lere geldiğimizde üç ikonik sandalyenin (Arne Jacobsen-Series 7, Eero Saarinen-Tulip, Charles Eames-Eiffel Tower) ana hatlarını iç içe geçiren Starck, diğer usta tasarımcıların özetini oluşturan bu sebeple de ismine Masters adını verdiği günümüzde Kartell’de bulabildiğimiz sandalye.<img src="https://images.aposto.com/2022/0/2/1641324138728.jpeg" style="display: block; vertical-align: top; margin: 5px auto; text-align: center; width: 100%; max-width: 550px; border-style: none; position: relative; cursor: pointer; padding: 0px 1px; box-sizing: border-box;" width="550" alt="Philippe Starck &amp; Eugeni Quitllet, Masters, 2009" ratio="0.75" fr-original-style="display: block; vertical-align: top; margin: 5px auto; text-align: center; width: 100%; max-width: 550px;" fr-original-class="fr-draggable">Piero Lissoni, Piuma, 2016Karbon fiber içeren bir malzemede enjeksiyonla kalıplanan ilk endüstriyel tasarım olarak teknik bir atılıma işaret eden Piuma sandalye, ultra hafif &nbsp;2.65kg ve süper ince 2mm bir ürün olarak karşımıza çıkıyor.<img src="https://images.aposto.com/2022/0/2/1641324206481.jpeg" style="display: block; vertical-align: top; margin: 5px auto; text-align: center; width: 100%; max-width: 550px; border-style: none; position: relative; cursor: pointer; padding: 0px 1px; box-sizing: border-box;" width="550" alt="Piero Lissoni, Piuma, 2016" ratio="1.00" fr-original-style="display: block; vertical-align: top; margin: 5px auto; text-align: center; width: 100%; max-width: 550px;" fr-original-class="fr-draggable">

Öncelikle herkese iyi yıllar! 2022 yılının ilk haftasından sandalyemize oturup geçmişten günümüze kadar uzanan ikonik sandalyeleri inceleyemeye ne dersiniz?

Yeni Yıl Kırmızısı Sandalyeler

Mathieu Lehanneur, yaratıcılığı ve bir çok disiplinli yaklaşımla kendi neslinin birkaç tasarımcısından biridir: projeleri, ürün tasarımı ve nesne alanlarını mimari, zanaat ve teknolojinin bir araya gelmesiyle oluşuyor.Wallpaper* ve Surface dergileri tarafından 'Dünyanın en iyi 100 tasarımcısı' arasında gösterilen sanatçı, MoMA- Mimarlık ve Tasarım Bölümü Kıdemli Küratörü Paola Antonelli tarafından 'çağdaş tasarım alanında entelektüel çevikliğin şampiyonu' olarak tanımlanıyor. Mathieu Lehanneur, Nike, Veuve Clicquot, Audemars Piguet, Poltrona Frau, Pullman Hotels, Cartier, Air France, Schneider Electric, JCDecaux, Becton Dickinson ve Sony dahil olmak üzere birçok markayla işbirliği yapıyor. Mathieu Lehanneur'un çalışmaları, MoMA-NY ve MoMA San Francisco ve Pompidou Merkezi ve Paris Dekoratif Sanatlar Müzesi dahil olmak üzere en ünlü kamu ve özel koleksiyonlardan bazıları arasında bulunuyor.&nbsp;<img src="https://images.aposto.com/2021/10/4/1636653114220.jpeg" style="display: block; float: none; vertical-align: top; margin: 5px auto; text-align: center; width: 100%; max-width: 550px; border-style: none; position: relative; cursor: pointer; padding: 0px 1px; box-sizing: border-box;" ratio="1.54" width="550" alt="Mathieu Lehanneur Inverted Gravity Masa" fr-original-style="display: block; float: none; vertical-align: top; margin: 5px auto; text-align: center; width: 100%; max-width: 550px;" fr-original-class="fr-draggable">Tasarımda denge, hafif/ağır, kırılgan/dayanıklı olarak adlandırabileceğimiz öğeleri birlikte kullandığı tasarımları favorilerimden biri. Buna örnek olarak, Inverted Gravity Yemek Masası tasarımdaki denge anlayışını zıt malzemelerin bir arada kullanılmasını ortaya koyan bir masa. Birden çok versiyonu olan bu masanın sehpa, orta sehpa, konsol gibi versiyonları mevcut. Masanın üst tablasında mermer malzeme kullanılıp ayaklarında ise üfleme cam kullanılıyor. Bu tasarım ürününü oluşturan Lehanneur, bu seri için "Yerçekimi olmayan bir dünya hayal ettim, ağır ve hafif kavramlarının artık hiçbir anlamı olmadığı..." diyerek malzeme yapısı olarak birbirine zıt olan iki öğeyi bir arada muazzam bir şekilde sergiliyor.<img src="https://images.aposto.com/2021/10/4/1636653138405.jpeg" style="display: block; float: none; vertical-align: top; margin: 5px auto; text-align: center; width: 100%; max-width: 550px; border-style: none; position: relative; cursor: pointer; padding: 0px 1px; box-sizing: border-box;" ratio="0.75" width="550" alt="Mathieu Lehanneur Inverted Gravity Masa" fr-original-style="display: block; float: none; vertical-align: top; margin: 5px auto; text-align: center; width: 100%; max-width: 550px;" fr-original-class="fr-draggable">

Sedef Şen