<img src="https://images.aposto.com/2023/8/6/1696086768344.jpeg" width="550" style="width: 100%; max-width: 550px; vertical-align: middle; border-style: none; position: relative; cursor: pointer; padding: 0px 1px; box-sizing: border-box;" ratio="2.85" fr-original-style="width: 100%; max-width: 550px;" fr-original-class="fr-draggable">1️⃣ &nbsp;Martin Guerre’in Dönüşü, Natalie Zemon Davis:&nbsp;Kitap, 1540’larda Fransa’da Languedoc bölgesinde yaşayan ve Bask kökenli zengin bir köylü olan Martin Guerre’in eşi Bertrande, oğlu Sanxi ve tüm mal varlığını terk ederek ansızın ortadan kaybolmasını anlatıyor.&nbsp;<ul fr-original-style="padding-inline-start: 20px;" style="padding-inline-start: 20px; margin-top: 0px; margin-bottom: 1em; list-style-position: inside; box-sizing: border-box;"><li fr-original-style="" style="box-sizing: border-box;">Olay örgüsü: Kahraman, yıllar sonra beklenmedik bir şekilde geri dönüyor; ailesi ve köylüleri tarafından coşkuyla karşılanıyor. Hayatına kaldığı yerden devam eden Martin, yeni bir çocuk sahibi oluyor ve amcasıyla mülklerini yönetiyor. Ancak, bir gün eşi ve amcası, onun gerçek Martin Guerre olmadığını, bir kimlik hırsızı ve dolandırıcı olduğunu iddia ederek dava açmaya karar veriyorlar. 1560’ta Toulouse Parlamentosu’nda görülen davada, adam neredeyse herkesi Martin Guerre olduğuna inandırmak üzereyken olaylar gelişiyor.</li><li fr-original-style="" style="box-sizing: border-box;">Gerçek bir hikaye: Bu sıradışı olay ve dava, Artigat adlı küçük bir Pirene köyünden tüm Fransa’ya ve Avrupa’ya yayılıyor. Davanın hemen ardından yargıçlardan Coras, bu dava hakkında Unutulmaz Tutuklama adlı bir kitap yazıyor. Zamanla pek çok hukukçu, yazar ve düşünür dava hakkında eserler üretiyor; Montaigne bile bir denemesini bu olaya adıyor. Artigat’ta hâlâ anılan bu olay, tiyatro, roman ve opera eserlerine ilham kaynağı oluyor ve sonunda Le Retour de Martin Guerre adlı bir filme dönüşüyor.</li></ul>2️⃣&nbsp;Okumaz Yazmaz,&nbsp;Ágota Kristóf:&nbsp;Otobiyografik metin, yazarın Macaristan’da geçen ilk mutlu yıllarına, savaş sonrası yoksulluğuna, yatılı okulda geçen zamanlara, Stalin’in ölümüne, sürgün edilmeye, Lausanne’daki yaşamına ve yeni bir ülkeye, çeşitli dillere uyum sürecine odaklanıyor.<ul fr-original-style="padding-inline-start: 20px;" style="padding-inline-start: 20px; margin-top: 0px; margin-bottom: 1em; list-style-position: inside; box-sizing: border-box;"><li fr-original-style="" style="box-sizing: border-box;">Odak noktası:&nbsp;21 yaşında bebeği ve eşiyle birlikte İsviçre’ye sığınmacı olarak yerleşen Ágota Kristóf, asla tam olarak hâkim olamayacağı, kendine ait hissedemeyeceği, ne yazabildiği ne de okuyabildiği bir dille karşılaşıyor. Bu yeni hayatında bir topluluğun parçası olma hissini ve dışlanmışlık duygusunu sürekli olarak içinde taşıyor.</li></ul>3️⃣&nbsp;Empire of Things: How We Became a World of Consumers, Frank Trentmann:&nbsp;Tarihçi Frank Trentmann, maddi dünyamızı şekillendiren olağanüstü tarihi açıklıyor. Geniş kapsamlı ve ayrıntılı bir şekilde, Empire of Things (Şeylerin İmparatorluğu), nasıl daha fazla şeyle yaşamaya başladığımızı, bunun tarihin seyrini nasıl değiştirdiğini ve bunun sonucu olarak karşı karşıya kaldığımız küresel zorlukları araştırıyor.

Berken Döner ile ilgili hikayeler