<img src="https://images.aposto.com/2021/3/2021-04-24T14:04:20.946Z_sm.jpeg" style="display: block; vertical-align: top; margin: 5px auto; text-align: center; width: 100%; max-width: 550px; border-style: none; position: relative; cursor: pointer; padding: 0px 1px; box-sizing: border-box;" ratio="Infinity" fr-original-style="display: block; vertical-align: top; margin: 5px auto; text-align: center; width: 100%; max-width: 550px;" fr-original-class="fr-draggable">W. Maxwell Prince’ın palyaçolu antoloji serisi Haha’nın 4. sayısında bu sefer Patrick Horvath’ın harika sulu boyalarını görüyoruz. Bu seri benim çok hoşuma gidiyor. Umarım siz de daha önce yazdığım 3. sayıya göz atmışsınızdır.Bu sefer Gustav in the World of Floating Objects adlı hikayeyle karşımıza çıkan seri, Gustav the Magnificent isimli parti palyaçosunu konu alıyor. İş olarak gittiği bir doğum gününde küçülerek kırmızı bir uçan balonun içine giren Gustav, süzülen objelerle dolu bir evrende dertleriyle baş başa kalıyor. Alkolik, yalnız ve kayıp palyaçomuz Gustav etrafta süzülürken bir yandan da doğum günü çocuğunun dertleriyle ilgileniyoruz. Pixar’ın Up’ına göz kırpan hikaye ise göreceyle mutlu sonla bitiyor.Güldürmenin aksine kalp kırmayı amaçlayan bu seriyi üzgün çocukların kesinlikle okuması lazım. Ben heyecanla bir sonraki sayıyı beklerken, siz de isterseniz geriye dönüp baştan bütün sayıları, isterseniz de bu sayıyı okuyabilirsiniz. Horvarth’ın sulu boya işlerine bakmak çok çok keyifli. Hemen bu sayıyı okuyun ya da küçülüp bir balonun içinde kaybolmaya çalışın. World of Floating Objects o kadar da kötü gelmiyor kulağa çünkü.Kapak: Patrick Horvath

W. Maxwell Prince & Patrick Horvath

Haha #4

<img src="https://images.aposto.com/2021/2/2021-03-26T13:17:38.168Z_sm.jpeg" style="display: block; vertical-align: top; margin: 5px auto; text-align: center; border-style: none; position: relative; max-width: 100%; cursor: pointer; padding: 0px 1px; box-sizing: border-box;" fr-original-style="display: block; vertical-align: top; margin: 5px auto; text-align: center;" fr-original-class="fr-draggable">Yine palyaçolardan kaçamadığımız bir seriyle karşınızdayım. W. Maxwell Prince’in yazdığı palyaço antoloji serisi Haha’nın üçüncü sayısında bu sefer co-plot koltuğunda Roger Langridge oturuyor.Adının aksine güldürmek yerine daha çok kalp kıran hikayelerle karşımıza çıkan bu seride bu sefer konuğumuz bir pandomim sanatçısı. Sokakta yaptığı gösteriyle pek ilgi çekemeyen sanatçımız, geçim derdinin de verdiği sıkıntılarla iş aramaya başlıyor. Atık metal toplayıcısı olarak gittiği çöplükte bir robot bulduktan sonra gösterilerine robot arkadaşını da ekliyor. Ama her fırsatta garibanın yüzünün gülemeyeceğini bize hatırlatan hayat burda da peşimizi bırakmıyor.Pandomim gibi konuşmanın olmadığı bu sayıyı bir çırpıda okuyacağınızın garantisini veriyorum. Biraz da mizahın karanlık sularında yüzmeyi seven herkese hem bu seriyi hem de bu sayıyı gönül rahatlığıyla öneriyorum.

Haha ile ilgili hikayeler