<img src="https://images.aposto.com/2021/6/6/1626560189545.jpeg" style="display: block; float: none; vertical-align: top; margin: 5px auto; text-align: center; width: 100%; max-width: 550px; border-style: none; position: relative; cursor: pointer; padding: 0px 1px; box-sizing: border-box;" ratio="0.65" fr-original-style="display: block; float: none; vertical-align: top; margin: 5px auto; text-align: center; width: 100%; max-width: 550px;" fr-original-class="fr-draggable">Kyle Higgins ve Felipe Watanabe’nin yeni serisi Ordinary Gods koca bir patlamayla geldi. Tanrıların dünyası, tanrıların savaşı ve insanlık üzerinden yeni bir mitoloji yaratan bu seri daha ilk sayıdan Higgins ve Watanabe’nin dehasını gözler önüne seriyor. One King’e karşı ayaklanan diğer tanrıların Dünya’ya sürgün edilmesi ve ölümsüz oldukları için öldükçe yeniden doğmaları üzerinden ilerleyen seri, ana karakter olarak Christopher isimli 22 yaşında bir genci ele alıyor.&nbsp;22 yıl önce Christopher’ın önceki yaşamının son anlarıyla başlayan sayı, heyecan dolu bir kaç sayfanın ardından evrenin lore’una iniyor ve Tanrıların dünyası ve savaşları hakkında bize bilgi veriyor. Chris ve psikoloğunun konuşmaları üzerinden neler yaşadığını öğrendikten sonra tekrar tanrılara dönüyoruz ve bu sefer iyice neyle karşı karşıya olduğumuzu anlamaya başlıyoruz. Chris ve kardeşiyle avm gezerken diğer direniş tanrıları tarafından uyarılınca hikayede önemli bir yer kapladığını da anlamış oluyoruz. Yemek masasında yaşanılan tatsızlıktan sonra son anda canınını kurtaran Chris, direnişin lideri The Luminary olduğunu öğreniyor ve gizli geçmişi hakkında bolca soruyla karşı karşıya kalıyor.Higgins ve Watanabe ikilisi çok ilgi çekici bir mitoloji yaratmış. İnanılmaz yeni bir hikaye anlatmamalarına rağmen kurgulayış biçimleri ve yarattıkları karakterlerin ilginçliğiyle özellikle Higgins’in niye 20’li yaşlarının başından beri sektörün en büyük yayıncılarında çalıştığını bize bir kere daha hatırlatıyor. Watanabe ise çizgileriyle yarattığı dinamik dünyaya ne kadar özen gösterdiğini tekrar tekrar kanıtlıyor. Kitap büyük bir potansiyel taşıyor, bunu da bize daha ilk sayıdan gösteriyor. İlerleyen sayılarda neler olacağını çok merak ediyorum. Heyecanla yeni sayılarının çıkmasını bekleyeceğim bir seri gördüğüm için de çok mutluyum. Higgins okumaktan en keyif aldığım yazarlardan o yüzden de kapakta ismini ve Lincoln ile Stalin ikilisini görünce direkt atladım. Beklentilerim de yeterince karşılandı. Siz de fantastik epiklere ilgi duyuyorsanız ya da değişik mitolojiler okumak ilginizi çekiyorsa bu kitabı gönül rahatlığıyla okuyabilirsiniz.Kapak: Felipe Watanabe

Ordinary Gods ile ilgili hikayeler