aposto-logo
TR
TREN

Felekten Bir Bahar

Yorganın dışındaki ayak, erik, gönül yayları. "E bahar gelmiş!"

Bir gün evden dışarı çıkmak için ayakkabılarının bağcıklarını bağlarken önceki günlerden farklı bir şey hissetti. Anahtarlarını, telefonunu ve cüzdanını kontrol etti. Hepsi yerli yerindeydi. Tişörtünü de değiştirmişti, dünkü değildi. Ocağı da açık bırakmadı, ee zaten yemek yapmadı. Neyin farklı olduğunu anlamaya çalıştı. Bu durum pek uzun sürmedi. Bir önceki günden neyin farklı olduğunu, apartmanın kapısını araladığında hemen fark etti. E bahar gelmiş! 

Derin bir nefes çekerken, bu yılın ilk basketbol şortlu liselisi önünden geçti. Şort için hala biraz erken sanki. Madem bahar geldi ve bu yazıdaki karakteri ben kurguluyorum, o halde işe gitmemesine karar verdim. Patronu, kurgu karakterimi kovacak değil ya. İlk iş dondurma yemeğe gidiyoruz. Mandalinalı dondurma. Evet, ocak kapalıydı çünkü yemek yapmamıştı biliyorum. Kurgu karakterim sabah kahvaltıda dondurma yiyebilir, çünkü bahar geldi. Yürüdükçe bahçelerden çiçek kokuları gelmeye başlıyor. Yolunu uzata uzata istediği yere havanın tadını çıkararak gidiyor.  “Dışarısı şimdi üşütmez ama akşam geç dönersem üşürüm” ceketini kolunda sallaya sallaya yürüyor. Hafta içi bu saatte hiç geçmediği kafelerin önünden geçiyor. Bu insanların hepsi birinin kurgu karakteri mi? Hiçbiri işe gitmemiş? Her yer cıvıl cıvıl. Sadece mekanlar değil sokaklar da kalabalıklaşmış. Bir çiftin yanından geçerken kulak misafiri oluyor, flörte “Mekana vereceğimiz paranın yarısına kordonda daha iyi takılırız.” teklifi ediliyor. Kesin gelmiş kesin. Dondurmacıya varınca kapının önünde sıra olmamasına biraz kırılıyor. O kadar da gelmemiş demek. 

O dondurmasını yalayarak sokaklarda dolaşırken şehir parkına varıyor. Yeni kesilmiş çimen kokusu eşliğinde dolaşmaya burada devam ediyor. Yanından gri eşofmanlı ve yanında küçük boyutlu köpeği ile o ilk kadın geçiyor. Çok geçmeden arkasından piyasaya çıkan o ilk aynalı gözlüklü ve polo yaka tişörtlü abimiz geçiyor. Hayırlı işler abi. Genlerimizde var sanırım kışın hiç parka gidesimiz gelmiyor ama baharda ayaklarımız yeşilliklere gidiyor. Bazı ayaklar, yaza fit girmek için şimdiden tempolu koşmaya başlamış. Kendisinin biraz göbek yaptığını fark ediyor. Hafif tempo koşmaya niyetleniyor ama dondurma düşer diye vazgeçiyor. Bu sırada iş yerinden bir arkadaşı arayıp nerede kaldığını soruyor. “İşi gücü bırak hemen şehir parkına gel hiçbir sorun olmayacak.” diyor bizimki. Gelirken çağla veya erik al ilkokulların köşelerinde satılır diye tembihliyor. Al tabii kurgu para ya al. Arkadaşı her ikisinden de kese kağıdında almış ama hiç yürüyecek hali yok. Polen alerjisinden gözleri çok fena akıyor, önünü zor görüyor. Zaten her ikisinde de almamış, ikisi de çağla bunların. Bir banka oturup hem sohbet ediyorlar hem çağla yiyorlar. Arkadaşının “Cemre düşmüş duydun mu?” esprisini duymazdan geliyor. Yan ofisten hoşlandığı kıza açılmak için en iyi zamanın şimdi olduğunu anlatıyor. “Gönül yayları” diyor “gevşedi” diyor. Bu sefer de arkadaşı pek oralı olmuyor. “Sen bilirsin kanka ben yazın sahil partilerini bir göreyim.” diyor. Tek hemfikir oldukları konu, halı saha sezonunu açmak oluyor. Güneş ışınları etkisini yitirdikçe hava serinliyor. Ceketini yanına aldığı için kendini ileri görüşlü sanıyor. Evlere dağılıyorlar. Melisa çiçeği kokulu sokaktan geçmek için yine yolunu uzatarak dönüyor. 

İki sivri sineği kibarca kovduktan sonra yatağına geçiyor. Tüm gün dolaşınca yoruldu tabii. Vücut sıcaklığını dengelemek için bir bacağını yorganın dışında bırakıyor. İyi geceler kurgu adam. Bugün kovulmayacağının sözünü verdim. Yarın için bir şey dememiştim. Açıklarsın artık patronuna dondurmaydı, basketbol şortuydu, aynalı gözlüktü diye.

Hikâyeyi paylaşmak için:

Kaydet

Okuma listesine ekle

Paylaş

NEREDE YAYIMLANDI?

20'lik20'lik

BÜLTEN SAYISI

ÜYELERE ÖZEL

Nisan Bitmeden Mayıs'ı Selamladığımız Bülten

Yeşil erik, üretkenlik, 20'lerine basmamışların 20'lik hayalleri

28 Nis 2022

YAZARLAR

Batuhan Akkuş

Elektronik mühendisi, amatör fotoğrafçı ve podcast konuşanı.

20'lik

20’lik, kafada oluşan saçma soruların, açılmayı bekleyen ve bazen suratımıza çarpılan kapıların, gündem ile üzerimize çökebilecek fenalığın paylaşıldığı bir bülten.

İLGİLİ OKUMALAR

;