Roma Açık: Toprağın ateşi nerede?

Toprak sezonunun Slam öncesi son büyük sahnesi olan Roma’ya geldiğimizde, elimizde Roland Garros ile ilgili elle tutulur gözlemler olurdu. Bu seneyse sakatlıklar ve arka arkaya ikişer hafta üzerinden oynamanın getirdiği yorgunluğun da etkisiyle Madrid ve Roma, bize bu konuda eskisi kadar tüyo vermiyor. Bu belirsizlikte ortaya çıkan yeni hikayelerse umut verici.
“Gerçek tenis toprakta oynanır”
BNL d'Italia
Andrey Rublev’in zaman zaman dile getirdiği, farklı kişilerden de duyabileceğimiz bir düşünce vardır: Gerçek tenis toprakta oynanır. Toprak tenisi fiziksel efor, hareket kabiliyeti ve oyun çeşitliliği getiren yapısıyla, uzun süren rallileriyle oldukça alevli geçer. Üst düzey isimlerden bazılarının zorlanması, sezonun genelinde önde olmayan isimlerin toprakta kendini göstermesi gibi faktörler toprağı her zaman heyecanlı kılar. Korttaki oyun kadar İspanya, İtalya, Fransa gibi ülkelerdeki tribünler de alevlidir, hele de kendi ülkelerinden bir oyuncu oynuyorsa!
Roland Garros yaklaşmaya başladıkça tenise olan ilgi de artışa geçer, genelde canlanmayı tam da bu dönemde görürüz. Mayıs ayının sonlarında futbol liglerinin bitiyor olmasının da bunda katkısı olabilir. Ayrıca maç saatlerinin bizim saat dilimimize yakın olması da büyük bir faktör.
Ancak bu sene, durum biraz farklı gibi. Tabii ki yoğun ülke gündemimizde sıranın spora gelmesi zorlaşıyor ama bence özellikle erkekler tarafında Masters, 500 ve 250’lik turnuvaların yayın haklarının farklı kanallara dağılmış olmasının da payı var. Bunun yanında, bizi aşan en büyük faktör ise, Toprağın Kralı Rafael Nadal’ın henüz sakatlıktan kurtulup toprak sezonunu açamamış olması. Toprağın son Masters turnuvası da geride kalırken, Nadal’ın Roland Garros’ta oynayıp oynamayacağı hala belirsizliğini koruyor. Bir başka soruysa, herhangi bir toprak turnuvası oynamadan Roland Garros’a giderse ne yapacağı.
Roland Garros favori öngörüleri
ATP
Genelde takvimde Roma’ya gelindiğinde, Roland Garros için favoriler de ortaya çıkmaya başlardı ancak bu sene kadınlarda da, erkeklerde de belirsizlikler oldukça fazla. Öncelikle ilk defa bu sezon, Madrid ve Roma arka arkaya ikişer hafta olarak oynanıyor. Zaten oldukça sıkışık olan ve üst üste büyük turnuvaların oynandığı toprak takviminde bunun iyi bir karar olup olmadığı tartışılan bir konu. Üstelik, hem Madrid’de hem de Roma’da yağmurun ve pek iyi olmayan planlamanın da etkisiyle günler de oldukça geç bitti. Bu haliyle bu turnuvaları 2 hafta oynatmanın ne oyuncular ne de seyirciler için artı bir yanını görebildik. Madrid şampiyonları Carlos Alcaraz ve Aryna Sabalenka Roma’da beklenenden erken elendiler.
Bir diğer faktör ise sakatlıklar. Rafael Nadal bu sezon henüz toprak korta çıkamadı ve durumu hala belirsizliğini koruyor. Zaman zaman antrenmanlarından önümüze düşen videolar pek iç açıcı olmasa da, söz konusu toprak kort ve Nadal olduğunda umutsuzluğa asla yer olmadığını defalarca deneyimleyerek öğrendik. Nadal’ın yokluğunda Roland Garros’un favorisi çoğu zaman Novak Djokovic olur. Ancak Monte Carlo’da Musetti’ye yenilen, Banja Luka’da dirseklikle çıkardığı 2 maçın ardından Madrid’den çekilip Roma’da yine dirseklikle gördüğümüz Djokovic’in 1 aydır yaşadığı bu problemin boyutu ve etkisi hakkında çok fazla detaya hakim değiliz, ama kendisi Roma’da yoluna devam ediyor. 22’şer Slam sahibi iki oyuncunun aksine 20 yaşına yeni basan Carlos Alcaraz ise sakatlıktan oldukça iyi dönmüş durumda ve Roma’dan erken elense de, mevcut durumda Roland Garros’un en büyük favorisi gibi görünüyor.
BNL d'Italia
Kadınlardaysa son zamanlarda gelişmekte olan Swiatek-Sabalenka-Rybakina rekabeti toprakta da yüzümüzü güldürüyor. Aryna Sabalenka Stuttgart’ta finalde kaybettiği Swiatek’i Madrid’de yenerek şampiyon oldu. Rybakina ise Swiatek’in Roma’da çeyrek finaldeki olası rakibi. Iga Swiatek’i direkt favori olarak gördüğümüz 3 yılın ardından, Roland Garros’a girerken de devam eden bir üçlü rekabet görmek oldukça heyecan verici. Toprakta Swiatek ve Sabalenka bir adım önde de olsa, bu üçlünün her eşleşmesinin vaadi konusunda artık oldukça fikrimiz var. Bu keyifli rekabete henüz toprak sezonu başlamadan yayınladığımız “Yeni Nesil Rekabet” yazımızda da değinmiştik, belli ki o yazdıklarımıza eklemeler yapacak bu üçlü.
Olmaz denilen maçları kazananlar
Reuters
Madrid’de şampiyon olan Carlos Alcaraz ve Aryna Sabalenka’nın Roma’da daha yorgun olacağı ve sonuna kadar gitmeyecekleri beklenmedik bir senaryo değildi. Ancak ikisinin de yenildiği isimler ve maçlara baktığımızda, bu sezon akılda kalacak mücadeleler olduğunu söyleyebiliriz.
Stuttgart’ın ardından 2 hafta süren Madrid’de de final oynayan ve 2 hafta önce yenildiği Iga Swiatek’ten daha büyük sahnede rövanşı alan Aryna Sabalenka, mevcut form durumlarını düşündüğümüzde Roma’daki ilk maçında Sofia Kenin’e karşı favori konumundaydı. 2022’yi 235. sırada kapatan Kenin, 2023 sezonunda bir çıkış yakalayıp heyecan yarattığı maçlar oynasa da, eski performansından oldukça uzak bir isimdi. Ancak dünya 2 numarası Sabalenka’ya karşı ortaya koyduğu oyun bir an için de olsa aklımızdan bu detayları silmiş olabilir. Bir anda kortta iki Avustralya Açık şampiyonunu, dünya sıralamasında ilk 5’te yer almış iki oyuncuyu izlediğimizi hatırlatan bir performans sergileyen Sofia Kenin, Sabalenka gibi kendisine fiziksel üstünlük kurabilecek bir rakibe karşı oyun planında geri adım atmadı. Yorgun olan Sabalenka’yı bulduğu açılarla kortta hareket etmek durumunda bıraktı ve tie-break’le geçen ilk setin ardından daha rahat bir 2. sette maçı kapadı.
Reuters
Sabalenka’nın yorgunluğunu hissetiğimiz bir alan da servis performansıydı. Çift hata sarmalına düşmese de, özellikle 2. servislerinden yalnızca 8 puan bulabildi. Maç sonrasında Sabalenka’nın attığı “Yorgunum. Kesinlikle yeniden şarj olmaya ihtiyacım var” tweeti bu sonuca dair bize bir şeyler söylese de, maçın sonucunu yalnızca buna bağlamak haksızlık olur. Sofia Kenin’in 2020’de Avustralya Açık şampiyonluğu ve Roland Garros finali görerek zirvesine çıktığı kariyerinde ilk 300’ün dışında kalmasının ardından yeniden toparlanışa geçmesi ve puanlama açısından kendisi için büyük öneme sahip bir maçı dünya 2 numarasına karşı kazanması, üstelik bunu yaparken bize kendini hatırlatması oldukça olumlu.
Ve gelelim sezonun akılda kalacak maçlarından birine! Bazen karşınızda kimseye yenilmeyecek gibi görünen bir rakibiniz olur. Formdadır, tüm gözler onun üzerindedir, sakatlanmış ama geri gelmiştir ve yine aynı yenilmezlik seviyesindedir. Herkes onu sadece bu turnuvanın değil, sonraki büyük turnuvanın da favorisi olarak görür. Aslında sizin maçınız onu ileri turlara taşıyacak bir detaydır insanların gözünde. İlk kez bu kadar büyük bir sahneye adım atarsınız. Bu bir dezavantaj gibi görünebilir ama aslında kaybedecek bir şeyiniz de yoktur. Kazanmak ise herhangi bir galibiyetten çok daha fazlasıdır. Elemelerden gelerek ilk kez bir Masters turnuvasında ana tablo maçı oynayan Fabian Marozsan, önümüzdeki hafta 1 numaraya dönmesi kesinleşen Carlos Alcaraz’ı 3. turda 6-3 7-6(4) ile mağlup etti. Üstelik eşitlikle sonuçlanan 2. setin tie-break’inde, 1-4 geriye düştüğü yerden dönerek!
BNL d'Italia
Maç sonrasında yaptığı basın toplantısında Alcaraz, “Fiziksel olarak bir sorun hissetmedim. Sadece kortta fazlasıyla agresifti ve beni rahatsız etti. Rallilerin içinde kalmak benim için zordu. Normalde yapmadığım pek çok hata yaptım. İkinci sette yakındım ama şanslarımı kullanamadım, o ise hep aynı seviyedeydi, kazanmayı hak etti” cümlelerini kullandı. Fabian Marozsan’ın galibiyetinin güzel tarafı yalnızca Alcaraz’ı yenmesi değil, Alcaraz’ı kendi güçlü silahı olan dropshot’larda üstünlük kurarak yenmesiydi! Antalya Challenger’da şampiyonluk yaşayan 23 yaşındaki Marozsan’ın oyunu oldukça keyifli ve ilk 100’e bir galibiyet uzaklıkta. Hayalinde idolü Rafael Nadal ile karşılaşmak olan Marozsan’ın basın toplantısının ilk cümlesi, artık yeni bir seviyeye adım attığının göstergesi gibiydi: “En baştan başlayalım. Merhaba, ben Fabian Marozsan”.
İlgili Başlıklar
tenis
Roland Garros
Roma
BNL d'Italia
Andrey Rublev
İspanya
Fransa
Rafael Nadal
Madrid
Hikâyeyi beğendiniz mi?
Kaydet
Okuma listesine ekle
Paylaş
Nerede Yayımlandı?

🎾 Roma Açık: Toprağın ateşi nerede?
Yayın & Yazar

Punto Tenis
Tenis gündeminden gelişmelerin analizleri, takvimdeki turnuvaların takibi, Grand Slam öncesi ve sonrası incelemeler, kortun içinden ve dışından hikâyeler.