aposto-logoSalı, 6 Haziran 2023
aposto-logo
Salı, Haziran 6, 2023
Aposto Üyelik

Edilgenlikle kendini keşfetmek arasında oynamak: Kübra Balcan

Oyuna başlamak ve oyunda kalmak üzerine bir sohbet

2018 yılından bu yana profesyonel oyunculuk yapan Kübra, oyun kavramıyla bağ kurmaya daha çocukluk yıllarında başlıyor. Denizci bir baba ve hemşire bir annenin çocuğu olan Kübra, sıkılmamak için uydurduğu oyunlarla başlamış oyun oynamaya. O böyle anlattıkça yaşlarda müzik, resim, oyun gibi kavramlardan hangisine daha yakın olduğunu merak ettim.

"Çocukken galiba her şeyi yapıyordum, anne-babam çok yoğun çalışıyordu ve çok fazla mekân değiştiriyordum o yüzden hep 'Burada nasıl eğlenebilirim?' diye düşünüyordum. Çok fazla resim yapıyordum, hatta ödüllerim bile vardı. Belirli günler ve haftalar gibi şeylerin de içinde bulunurdum tabii. Hatta ilkokul 4. sınıftayken bir oyun yazmıştım, selam olsun o dönemki arkadaşlarıma. O oyunu yazdığım dönemde yazan ve başrol oynayan ben olunca kendi yazdı oynadı gibi algı olmuştu orada küsüp kırılmışım mesela daha yeni yeni hatırlıyor ve anlıyorum. Sonra uzun bir süre korolarda bulundum."

Böylesi yetenekli bir çocukluktan sonra sahnede olmaya karar verdiği o anı soruyorum. Beş yaşından çok tatlı bir anısını anlatıyor Kübra. Barış Manço'nun TRT'de yayınlanan "Adam Olacak Çocuk" programını hatırlayanlar vardır. Kübra o programın televizyonda yayınlanmayan ama gezici bir tiyatro gibi sahne sahne gezen bir gününe Haldun Taner Sahnesi'ne babası tarafından götürülmüş. Sahneye çıkmak için üç kere niyet ettiğini ama o sahneye hep başka çocukların çıktığını söyleyen Kübra, sahnede olma dürtüsünü daha o yaşta hissetmiş.

Böyle bir etkinliğe elinden tutup götüren bir babası olduğunu öğrenince ailesinin onun oyuncu olma kararına çok sevindiğini düşündüm. 👀

"Ailem destek oldu tabii ama ilk duyduklarında tereddütleri çok oldu, bu yüzden müzikle ilgili adımlar atmamı daha çok istediler. Babam opera okumamı çok istiyordu mesela. Onların desteğine esprili bir dille ızgara efekti diyorum, bir ısınıyor bir soğuyor."

Kararını verdikten sonra ilk büyük adımını 16 yaşında İstanbul Üniversitesi Devlet Konservatuvarı sınavlarına girmek için atan Kübra'ya ilk sınavında kibarca "büyü gel evladım" demişler. Sonraki sene tekrar sınava giren Kübra, lisenin son senesindeyken konservatuvarda müzikal bölümünde okumaya başlıyor. Peki o sınavı nasıl kazandı derseniz, o sınavdan hem komik hem de aksilik dolu anıları var. Onun ağzından dinlemeniz için sizi podcaste uğurlamak isterim ama en güldüğüm anısını yazacağım. Çok gergin ve heyecanlı olduğu için tanımadığı bir insandan pasiflora ikramı almış ve ne olduğunu bilmeden kabul edip içmiş. 👀 Neyse ki bir ders çıkarıp müzikalin ikinci senesindeyken gireceği Kadir Has Üniversitesi sınavından önce kulaklıklarını takıp sakince beklemiş.

"Müzikalin üçüncü senesindeyken Kadir Has’a geçtim, aslında ailemi de ikna süreci içinde oyunculuğa yumuşak bir geçiş içindi müzikal bölümü okuma isteğim."

İlk projesi ve ilk set deneyimi daha öğrenciyken 2011 yılında yönetmen Cem Karcı ile Uçurum isimli televizyon dizisi için olan Kübra, o dönemi şöyle anlatıyor:

"İstanbul Üniversite'sindeki son senemdeyken, fakültenin önündeki bir sette Rabia Sultan Düzenli ile tanıştım ve onun vasıtasıyla, Uçurum dizisine girdim. Bir hayat kadınının zorlu yaşamını anlatıyordu karakterim, karakterimin ruh hâlinden dolayı ailem de başta endişeli bir tepki verdi. Okurken çalışmaya başlamıştım, sonra okulun bitebilmesi için o çalışmaya bir süre ara verdim ve mezun olunca gerçekten zorlandım, bir depresyon hâline büründüm."

Kübra, Baba oyununun provasında

“Gerçekten okul, setler ve bulunduğun, ürettiğin alanlar enerjisiyle seni yüksek tutarken mezun olunca bir anda tek kalıyorsun. Şanslıysan bunu fark edip bana ne iyi gelir deyip, oradan çıkmanın yollarını arıyorsun. Bazen de bu çıkma süreci uzun olabiliyor ya da tekrar düşebiliyorsun, çünkü mesleğimiz gereği biraz edilgen tarafta kalıyoruz. Oyunculuk çok edilgen bir meslek, hep dış koşula göre kendine şekil verme hâli. O yüzden bunu öğrenmek dört senelik eğitim kadar önemli.”

Büyük İstanbul Depresyonu, Yönetmen: Zeynep Dilan Süren, Nazlı Bulum ve Kübra 

O depresyon deyince konu onu ilk izlediğim Büyük İstanbul Depresyonu'na geliyor.

"Ben, filmin çekildiği o dönemde tam da karakterimin hikâyesini yaşadığım bir dönemdeydim. Agorafobim oluşmaya başlamıştı, Balat'ta eski bir evde yaşıyordum o dönemde, rüyalarımda İstanbul’daki yapıların üzerime devrildiğini görüyordum. O dönem ailemin yanına taşındım sırf bu yüzden. Nazlı ve Dilan projeye başlamışlardı zaten. İlk buluşmamız aslında dışarıdan bir göz olarak senaryoyu okumam içindi ama meğerse minik bir ön buluşmaymış. O üretim hâlinde ya da çalışırken kendine dair bir şeyle karşılaştığın zaman o senin için de çok önemli oluyor. O yüzden, Büyük İstanbul Depresyonu benim için gerçekten çok önemli bir noktada. Tam senaryoya işlenmiş hâlim. Ve tüm ekip çalışmak istediğim kadınlardan oluşuyordu.”

Filmi ben ilk kapanmaların olduğu dönemde izlemiştim ve bana iyi gelmişti. Bir oyuncu olarak Kübra'nın o dönemde evde olma hâli ve üretememe, çalışamama durumuyla nasıl başa çıktığını merak ediyorum.

"Bana iyi geldi o dönem, zaten bizim meslek bir belirsizlikle boğuşma hâli, o bekleme hâli bende bir anksiyete yaratmadı o yüzden. Çünkü ben o beklemeyle mücadele etmeyi zaten öğrenmiştim.”

Kübra, Baba oyununda Şerif Erol ile.

Baba oyununu iki kere oynadıktan sonra kapanmalar yüzünden oyun sezona ara vermek zorunda kalmıştı. O oyuna dair de Şerif Erol ile çalışmak, aynı sahnede olmak nasıl bir his diye Kübra'ya soruyorum.

"Onunla oynamak gerçekten başlı başına bir okuldu, Baba oyununun konusunun da bende çok ayrı bir yeri var. Okul arkadaşlarım ve dönemdaşlarımla oynamak da bir konfor alanı sağladı bana. Talihsiz olan bir durum vardı, biz oyunu çıkardık ve ikinci oyunumuzda pandemi başladı.”

 "Terk Edilmiş Kıyılar// Negatif Fotoğraflar" prova sürecinde yönetmen Yeşim Özsoy ve Kübra

Online oyun izleme deneyimiyle yeni yeni tanıştığımız dönemde, dijital alan ile konvansiyonel tiyatro arasında bir bağ, bir dil ve estetik önerme oluşturma amacını olan "Terk Edilmiş Kıyılar// Negatif Fotoğraflar" yas hissine odaklanırken, bir araya gelemeyen bir ailenin hayal ettikleri akşam yemeğini ele alıyor. Oyun aynı zamanda Kıraathane Kitap Şenliği'nde Habitus Kitap'ın düzenlediği Okuma Tiyatrosu kapsamında da Kübra tarafından oynandı. Bu oyundan sonra yine bir GalataPerform oyunu olan Kalanlar da bir sinema filmi izleme deneyimi ile sahnelenmeye başlıyor. Böyle olunca Kübra'ya bu deneme alanlarına dair neler hissettiğini soruyorum.

"GalataPerform'un bu alanda çok önemli bir yer olduğunu düşünüyorum. Bu alana kazandırdığı çok fazla hem oyun, hem yazar var. Hem iyi bir deneme alanı hem de kumpanya gibi, çalışma disiplinleri de bunu veriyor bana. Yeşim ile çalışmak çok keyifli. "Terk Edilmiş Kıyılar// Negatif Fotoğraflar" bana kapanma döneminde geldi. Sessiz bir çekim yaptık ve ben o çekimin üzerine kırk dakika boyunca konuştum. Ses kaydını alacağımız zaman ben covid oldum ve daha aşı bile olmadığımız dönemlerdi. Kaydı iptal etmedik ve evde akustik bir ortam yaratmaya çalışarak Yeşim'in Zoom üzerinden yönetmesiyle kaydettik. Ateşler içinde ara vererek yaptığım bir kayıttı."

Son işi BluTV'de yayınlana mini dizi MetaAşk'taki Vildan karakteri ve çekim sürecine dair şunları söyledi:

“Karakter girdiği kabın şeklini alıyor, risk alıyor, 'iyi mi kötü mü?' gibi sınırları yok. Kıvanç Sezer’le çalışmak ve green box'ta oynamak da farklı bir deneyimdi. Meta evrendekiler daha tiyatro sahnesi gibiydi, diğer ofis sahneleri ise dizi çekiminde olduğumu hissettirdi diyebilirim. İki yere ait gibi de değil gibi de bir evren. Vildan benden farklı da bir karakter.”

Kübra oyun provasında gülümsüyor

Her konuğuma sorduğum son zamanlarda okudukları ya da izledikleri, üretim üzerine ilham aldıkları sorusuna ise Susan Sontag'ın Günlükler'ini söyledi.

Hikâyeyi beğendiniz mi? Paylaşın.

İlgili Başlıklar

oyuncu

Barış Manço

Adam Olacak Çocuk

Haldun Taner

İstanbul Üniversitesi Devlet Konservatuvarı

Hikâyeyi beğendiniz mi?

Kaydet

Okuma listesine ekle

Paylaş

Nerede Yayımlandı?

Edilgenlikle kendini keşfetmek arasında oynamak: Kübra Balcan

Yayın & Yazar

Üretim Kaydı

Kültür ve sanat alanında üreten insanlarla buluşarak “üretim süreçlerini” kayıt altına alan ve bu buluşmalardan kendine kalanların da kaydını tutmayı dileyen yayın.

Esra Ece Kuleci

Üreten insanların, süreçlerini kayıt altına almaya merak sarmış biri 👀

;