Merhabalar, bu hafta 3D baskının tasarım dünyasında son ürüne etkileri üzerine konuşuyoruz. Son zamanlarda UAU project gibi birçok yeni markanın tamamen 3D baskı odaklı ürünler ürettiğini görüyoruz. Seramik baskı, kum baskı derken yüksek kalitede bir çok son ürüne ulaşılabildiğinden 3D baskı önemli üretim yöntemleri arasında yerini aldı.Size tasarım stüdyom Form&amp;Seek’in üzerinde çalıştığı Frosting koleksiyonundan bahsetmek istiyorum. Pandemi ile beraber bir süre üretime erişimimiz malesef herkes gibi kesilmişti. Tasarım süreci eskizden son ürüne doğru, yeni çözümler ürettiğiniz yanıldığınız tekrar deneyim çeşitlendirdiğiniz birçok adımdan geçiyor. Tasarım sürecindeki bu adımlar ve döngüler sonucu son ürüne ulaşılıyor. Tasarımcının eskiz yada model yaparkenki ustalığı son ürüne yansıyor. Fakat tasarım süreci boyunca projede çalışan ortaklar ya da sizin eskizlerinizi üçüncü boyuta geçirme yeteneğinize bağlı olarak son ürün eskizden çok daha farklı çıkabiliyor. Frosting serisi eskizi iki adımda son ürüne dönüştürmeyi araştırdığımız bir koleksiyon. Frosting koleksiyonu için eskizleri direkt 3 boyutlu ortamda tamamladık. VR ortamında çizdiğimiz eskizlerin 3D baskıyla üretildiği bu koleksiyon tasarım sürecini iki adıma indirmeyi başardık. Eskiz yeteneği ile 3D çizim yöntemını sentezleyen bu teknik çizdiğimiz orjinal tasarımların son kullanıcıya oluşamasını sağlıyor. Frosting koleksiyonu Detroit Tasarım Ayı boyunca Simone De Sousa galerisinde sergileniyor. Projenin detaylarını öğrenmek için websitemize göz atabilirsiniz.

3 boyutlu eskizden 3D baskıya.

Frosting Koleksiyonu

Bu hafta tasarımda oyun konuşuyoruz. Oyun aslında geleneksel yapıda oyuncak olarak karşımıza çıkarken bu tür oyuncakların yetişkin hayata geçtiğimizde azaldığını görüyoruz. Fakat hangi meslekte olursak olalım, etrafımızdaki oyuncul elementler dikkatimizi topladığı gibi farklı açılardan düşünmemize ve yeni çözümler getirmemize yardımcı oluyor.Nikolas Bentel’in oyuncağı andıran kalem tebeşir ve boyaları işte tam bu konuya cevap olarak tasarlanmış. Düşündüğünüzde öğrenirken, düşünürken ve üretirken kullandığımız bütün araçlar fonksiyonları önde tutularak tasarlanmış. Yaratıcılığınıza yardım etmek yerine düşünce ve hareketlerinizi aktaran birer uzvumuz olarak kullanılıyorlar. Biraz gözlemlediğimizde üretim sürecinde birçok insanın çeşitli seri hareketlerle bu araçlarla oynadığını görebilirsiniz. Ister masaya vurarak ses çıkarın, ister kalemi havaya atıp tutun bu süreçte kalemin yaratıcılığınıza yardımcı olmasını sağlıyorsunuz.<img src="https://images.aposto.com/2021/7/4/1629353331638.jpeg" style="display: block; float: none; vertical-align: top; margin: 5px auto; text-align: center; border-style: none; position: relative; max-width: 100%; cursor: pointer; padding: 0px 1px; box-sizing: border-box;" fr-original-style="display: block; float: none; vertical-align: top; margin: 5px auto; text-align: center;" fr-original-class="fr-draggable">Peki bu çizim araçlarının formu yaratıcılığınıza yardımcı olabilir mi? Mimari çizimler için Nikolas Bentel’in tasarladığı tebeşir ve boya kalemlerı işte tamda bunun için düşünülmüş. Taktil formlardaki tebeşirler çizimlerdeki desenleri kolay oluşturmayı hedeflerken yaratıcılığımızı tetikliyor. Doodle Crayon adını verdiği pastel kalem koleksiyonu ise neyi çizdiğinizi değilde nasıl çizdiğinize odaklanmanızı hedefliyor.

Oyun aslında geleneksel yapıda oyuncak olarak karşımıza çıkarken bu tür oyuncakların yetişkin hayata geçtiğimizde azaldığını görüyoruz. 

Oyuna Dönüşen Üretim Süreci

Olimpiyatlardan bahsederken oyunların en önemli simgesi olan Olimpiyat meşalesini konuşmadan olmaz. Olimpiyat meşalesi bütün Olimpiyat yarışmaları boyunca yanarak tarihi ve modern oyunların devamlılığını simgeliyor. Olimpiyatlara ev sahipliği yapan ülkede oyunlar başlarken seremoniyle yakılan, elden ele dolaştırılan bu meşale oyunların kapanış seremonisine kadar söndürülmüyor.Olimpiyatlara ev sahipliği yapan ülkenin önde gelen tasarımcılarından birine verilen &nbsp;meşale tasarımı projesi her seferinde o ülkeyi sembolize etmesi için yeniden tasarlanıyor. Japonya’nın ev sahipliğini yaptığı 2020 Olimpiyat oyunlarının meşale tasarımını ünlü Japon tasarımcı Tokujin Yoshioka gerçekleştirdi.<img src="https://images.aposto.com/2021/7/4/1628779181272.png" style="display: block; float: none; vertical-align: top; margin: 5px auto; text-align: center; width: 100%; max-width: 550px; border-style: none; position: relative; cursor: pointer; padding: 0px 1px; box-sizing: border-box;" ratio="1.00" fr-original-style="display: block; float: none; vertical-align: top; margin: 5px auto; text-align: center; width: 100%; max-width: 550px;" fr-original-class="fr-draggable"> Japonya’nın ünlü kiraz çiçeği ağacını ana formu olarak kullanan tasarımcı ülkesini temsil eden modern bir forma ulaşmış. Tasarımcı bu formun doğal afetten çıkan Japonya için umut sembolü olarak gördüğünü söylüyor. Alüminyumdan yapılan meşalelerde, 2011’de Japonya’yı kötü etkileyen deprem ve tsunamini için kurulan geçici konutlardan geri dönüştürülmüş alüminyum kullanılmış. 71 cm boyunda ve 1 kg ağırlığındaki meşale oyunlar boyunca tüm Japonyayı dolaştı.Şöyle bir geçmişe bakarsak 2016 yılında Brezilya’nın Olimpiyat meşalesini Chelles &amp; Hayashi Design ve 2012 Londra Olimpiyatlarının meşalesini de İngiltere’nin ünlü tasarım ikilisi <a fr-original-style="" href="https://en.wikipedia.org/wiki/BarberOsgerby" style="color: rgb(9, 9, 9); text-decoration: none; background-color: transparent; outline: none; cursor: pointer; transition: color 0.3s ease 0s; touch-action: manipulation; user-select: auto; box-sizing: border-box;" target="_blank">Edward Barber and Jay Osgerby</a> tasarladı. Olimpiyatlara bir gün Türkiye ev sahipliği yaparsa kime tasarımı düşer bilinmez ama şimdiden evrene pozitif enerji vermek için ben gönüllü oluyorum.

Bu sene gerçekleşem Tokyo 2020 Olimpiyatlarının meşalesini  Tokujin Yoshioka tasarladı.

Tokyo 2020 Olimpiyat Meşalesi

Şu anda yaşıyor olduğumuz acı doğal afetler dolayısıyla Tasarlayanlar ekibi olarak afet öncesi ve sonrası uygulanacak önlem ve çözümleri odak noktamıza aldık. Tasarlanmış ürünlerle insan ve doğa için daha iyi çözümler getirebileceğimize inancımız büyük. Tasarımcıların doğal afetler üzerine çalıştığı projeleri dile getirmek istedik.<img src="https://images.aposto.com/2021/7/4/1628131941903.png" style="display: block; vertical-align: top; margin: 5px auto; text-align: center; width: 100%; max-width: 550px; border-style: none; position: relative; cursor: pointer; padding: 0px 1px; box-sizing: border-box;" ratio="Infinity" fr-original-style="display: block; vertical-align: top; margin: 5px auto; text-align: center; width: 100%; max-width: 550px;" fr-original-class="fr-draggable">Peru’da bulunan Pontificia Universidad Católica del Perú üniversitesi mimarlık bölümünden bir grup öğrenci acil durumlar için geçici bir barınma kapsülü geliştirdi. Son dönemde Peru sahillerinde sıkça görülen deprem, sel ve yangın gibi doğal afetlerden mağdur olan insanlara kısa süreli barınak sağlamayı hedefleyen proje geçici yapısıyla kurulduğu ortama adapte olması için tasarlandı.<img src="https://images.aposto.com/2021/7/4/1628131957603.png" style="display: block; vertical-align: top; margin: 5px auto; text-align: center; width: 100%; max-width: 550px; border-style: none; position: relative; cursor: pointer; padding: 0px 1px; box-sizing: border-box;" ratio="Infinity" fr-original-style="display: block; vertical-align: top; margin: 5px auto; text-align: center; width: 100%; max-width: 550px;" fr-original-class="fr-draggable"> Küçük alanlarda depolanabilen ve kurulumu basit ve hızlı olarak tasarlanmış bu yapılar afetten yaralarını saran halkın kısa süreli konaklaması için tasarlanmış. Strüktürü tasarlarken hava koşullarına uygun olması, dirençli olması, hızlıca gönderilebilmesi ve modüler olması projenin odak noktasına alınmış. 5 kişi tarafından 3 saatte kurulabilen bu modüller afetzedelere geçici barınak sağlıyor. Afetzedelerin konutlarının onarılmasının ardından görevi tamamlanan modüllerin yeniden paketlenerek bir sonraki ihtiyaç için depolanması hedefleniyor.Öğrencilerin ilk prototiplerini ve tasarım süreçlerini bu <a fr-original-style="" href="https://vimeo.com/user39216928" rel="noopener noreferrer" style="color: rgb(9, 9, 9); text-decoration: none; background-color: transparent; outline: none; cursor: pointer; transition: color 0.3s ease 0s; touch-action: manipulation; user-select: auto; box-sizing: border-box;" target="_blank">video</a>'da izleyebilirsiniz.

Peru’da bulunan Pontificia Universidad Católica del Perú üniversitesi mimarlık bölümünden bir grup öğrenci acil durumlar için geçici bir barınma kapsülü geliştirdi.

Acil Durum Konaklama Modülleri

Pandemi ile daha da keskinleşen bireysellik insanları birçok konuda kendi kendine yeterli olmaya yöneltti. Raflarda yemek bulunamaması, üretimde gecikmeler uzun market sıraları ben dahil birçoğumuzda endişe yaratmaya başladı. Bir süredir popüler olan fakat pandemi sürecinden sonra sık sık konuşulduğunu gördüğümüz bir ayrı konuda evde dikey tarım. Birçok insanın hem karbon ayak izini azaltmak için hem de kendi kendine yetme isteğiyle &nbsp;başladığı dikey tarımın farklı ev koşullarına uygun birçok yeni tasarımı piyasaya sürüldü. Bu tasarımlardan bir tanesi de Lettuce Grow.<img src="https://images.aposto.com/2021/6/3/1626297305270.jpeg" style="display: block; vertical-align: top; margin: 5px auto; text-align: center; width: 100%; max-width: 550px; border-style: none; position: relative; cursor: pointer; padding: 0px 1px; box-sizing: border-box;" ratio="Infinity" fr-original-style="display: block; vertical-align: top; margin: 5px auto; text-align: center; width: 100%; max-width: 550px;" fr-original-class="fr-draggable"> Lettuce Grow ürünü ıspanak, marul, lahana gibi yenilebilen bitkileri evde içeri yada dışarı ortamlarda yetiştirmenizi sağlıyor. Birçok insanın korktuğu gibi tarım konusunda yetenekli olmanızı gerektirmeyen ürün ve etrafında kurulan sistemde her şey düşünülmüş. Dikey olarak kapsüllere dikilen yeşillikler üniteye yerleştirilmek üzere hazır sipariş ediliyor. İçindeki su kapsülü sayesinde otomatik olarak bitkileri bulayan ünite bitkilerin ihtiyacı olan besinleri kendi sağlıyor. Lettuce Grow ünitesini güneş almayan iç mekana yerleştirmek zorunda kalırsanız diye kendi bitki ışık sistemini bile geliştirmişler. Yediği sebzeleri yetiştirip kendi kendine yetmek isteyen kullanıcılar için tasarlanan bu ürün kullanıcıları tarafından çok iyi yorumlar alıyor.

Pandemi ile daha da keskinleşen bireysellik insanları birçok konuda kendi kendine yeterli olmaya yöneltti.

Dikey Tarım

<div data-hook="imageViewer" fr-original-style="" style="box-sizing: border-box;" tabindex="0">Finlandiya bazlı Türk ürün tasarımcısı Ekin Kayış, araştırma odaklı ürün tasarımı yaklaşımıyla tasarım sürecini deneysel tasarımlarında sentezliyor. Tasarımcının birçok tasarım fuarında yayınlanan materyal odaklı projelerinden bir tanesi de Nordic Mood koleksiyonu.<img data-pin-media="https://static.wixstatic.com/media/942e58_9fd445127d704c4096e28ddb6803151d~mv2_d_3434_3417_s_4_2.jpg/v1/fit/w_1000%2Ch_1000%2Cal_c%2Cq_80/file.jpg" src="https://images.aposto.com/2021/6/2/1625609141607.png" alt="" style="width: 100%; max-width: 550px; vertical-align: middle; border-style: none; position: relative; cursor: pointer; padding: 0px 1px; box-sizing: border-box;" ratio="Infinity" fr-original-style="width: 100%; max-width: 550px;" fr-original-class="fr-draggable"></div> Nordic Mood cam ve seramiği cam üfleme sürecinde bir araya getirme yöntemlerini araştıran bir deneysel tasarım ve araştırma projesi. Cam ve seramik bir çok benzerliklerinin yanı sıra, üretim süreçlerindeki uyumsuzlukları ile bilinen iki malzeme. Bu malzemelerin bir araya getirilme süreci, her iki malzemenin de yapısı ve üretim süreçleri üzerine yapılan araştırma ve deneyler sonucu gerçekleştiriliyor. Bu araştırma süreci, seramik alanında farklı mineral ve bileşenleri kullanarak anlık ısı değişimlerine dayanıklı seramik malzemelerin geliştirilmesini ve bu üretim süreci için özelleşmiş deneysel cam üfleme yöntemlerini kapsıyor.<div data-hook="imageViewer" fr-original-style="" style="box-sizing: border-box;" tabindex="0"><img data-pin-media="https://static.wixstatic.com/media/942e58_64c9263c3d15445cbae7916e2326470b~mv2_d_3767_5650_s_4_2.jpg/v1/fit/w_1000%2Ch_1000%2Cal_c%2Cq_80/file.jpg" src="https://images.aposto.com/2021/6/2/1625609140035.jpeg" alt="" style="width: 100%; max-width: 550px; vertical-align: middle; border-style: none; position: relative; cursor: pointer; padding: 0px 1px; box-sizing: border-box;" ratio="Infinity" fr-original-style="width: 100%; max-width: 550px;" fr-original-class="fr-draggable"></div> Koleksiyon Finlandiya doğası, atmosferi ve gökyüzü renklerinden ilham alıyor. Koleksiyonu oluşturan objeler, seramik ve cam birlikteliğinin estetik ve fonkisyonel imkanlarını araştırırken, bu malzemelerin karakteristik özelliklerini, benzerlik ve farklılıklarını bir arada sunuyor.

Ekin Kayış, araştırma odaklı ürün tasarımı yaklaşımıyla tasarım sürecini deneysel tasarımlarında sentezliyor.

Nordic Mood Ekin Kayış

Doğal su kaynaklarımızın önemini ve temizlenmesini konuştuğumuz bu sıcak günlerde suyla alakalı tasarım projelerini size anlatmak istedik. Maalesef insanoğlu doğal kaynaklarının önemini biraz geç farketti &nbsp;dünyanın her yerinde benzer kirlilik problemlerini su yüzüne çıktığını görüyoruz. Bilim insanlarının yanı sıra tasarımcılarda bu konuya odaklanmış vaziyetteler.&nbsp;<img src="https://images.aposto.com/2021/5/3/1625075573502.jpeg" style="display: block; float: none; vertical-align: top; margin: 5px auto; text-align: center; width: 100%; max-width: 550px; border-style: none; position: relative; cursor: pointer; padding: 0px 1px; box-sizing: border-box;" ratio="0.75" fr-original-style="display: block; float: none; vertical-align: top; margin: 5px auto; text-align: center; width: 100%; max-width: 550px;" fr-original-class="fr-draggable"> Bugün size uzun süredir projelendirilen +POOL projesinden bahsedeceğim. +POOL New York kentinde East River’a yerleştirilecek bir havuz projesi. Projenin amacı su üzerinde yüzen havuzun nehrin suyunu filtreleyerek temizlemesi. Temizlenen su kullanıcılara yüzülecek bir alan sağlarken uzun vadede nehirdeki suyu çoğunluğunu temizleyerek halkın kullanacağı bir hale getirmeyi hedefliyor. Artı işareti şeklinde tasarlanan havuz her bir ucunda farklı derinlikte alanlar barındırıyor. Çoçuk havuzu, lounge alanı, parkur yüzme ve su sporları alanı olarak planlanan havuz her türlü kullanıcıya hizmet verebilecek.2018’de ilk Kickstarter projesi olarak yayınlanan +POOL destekçilerine havuza döşenecek fayansları satarak 300.000$ toplamayı başardı. Tabi New York gibi bir şehirde nehre böyle bir havuz yerleştirmek çok kolay değil. 3 yıllık süreçte Kanye West dahil birçok ünlünün de desteğini alan +POOL sonunda New York valisini ikna etmeyi başardı. Bu süre içinde Colombia Üniversitesi ile beraber filtreleme tekniğini test eden +POOL ekibinin Hudson nehrinde yaptığı testler positif sonuç verdi. Mayıs ayında onay alan projenin yapımına yakında başlanacak.

New York'ta nehrin suyunu arıtacak havuz projesi.

+POOL

Hatice Kahraman | &nbsp;Sanatçı, Müzehhibe, Tasarımcı<img src="https://images.aposto.com/2021/5/2021-06-24T12:56:32.762Z_sm.jpeg" style="display: block; vertical-align: top; margin: 5px auto; text-align: center; width: 100%; max-width: 550px; border-style: none; position: relative; cursor: pointer; padding: 0px 1px; box-sizing: border-box;" ratio="Infinity" fr-original-style="display: block; vertical-align: top; margin: 5px auto; text-align: center; width: 100%; max-width: 550px;" fr-original-class="fr-draggable"> "Hata ve başarısızlık; deneyimleme, öğrenme, karar alma sürecinin birer parçası. Bir alanda deneyimli olmak için başarısızlığı, yanılmayı, hedefi bir veya birden fazla kez tutturamamayı iyi birer tecrübe olarak görüyorum. Özveri ve sabırla gerçekleşen çalışmaların başarısızlıkla sonuçlanan bazı neticeleri, bilinçli yeterliliğe ulaşmanın bir nevi anahtarı niteliğinde.Müzehhibe, ressam ve aynı zamanda tasarımcıyım. Bu üç alanda yeterli ve deneyimli olabilmek için, aktif varlığımı yani zamanımı doğru ve verimli kullanmayı önemsiyorum. Zaman yönetimimi etkileyen en önemli etmenlerden biri belki de yapılan hatalar ve elde edilen başarısız sonuçlar. İşlerimde gerekli hata payını bıraksam da olası riskleri azaltmak; durmadan devam eden, ertelemeden, eş zamanlı ve disiplinli bir çalışma ile mümkün oluyor. Zaman, stres ve finans yönetimi ancak bu şekilde daha da kolaylaşıyor.&nbsp;Tezhip özelinde bahsedecek olursam, bir eseri tamamlamak haftalarca hatta aylarca sürebiliyor. Bu kadar detaylı ve incelikli bir sanatı icra ederken, telafi edilemeyecek hataları yapmamak için, işe başladığımdaki motivasyonu koruyabilmek oldukça önemli. Tezhibe ilk başladığım yıllarda yazma eserlerde metodolojiyi bilme ve uygulama konusunda eksiklerim bir hayli çoktu. Bundan kaynaklı hatalarım elbette oldu. Bu gibi durumlarda öğrenmeyi eğlenceli hale getirmeyi seçtim/seçiyorum. O zamanlar hata yapmak benim için, hocalarımdan fazladan bilgi almak demekti. Günümüzdeyse işlerimin çoğunu deneysel olarak ilerletiyorum. Kendi yeterlilik alanımı genişletmek, potansiyelimi artırmak için hata başarısızlık payımı da artırıyorum. Artık kendi üslubumun arayışı içindeyim. " __Rüya Akyol | &nbsp;Tasarımcı<img src="https://images.aposto.com/2021/5/2021-06-23T13:59:56.751Z_sm.jpeg" style="display: block; vertical-align: top; margin: 5px auto; text-align: center; width: 100%; max-width: 550px; border-style: none; position: relative; cursor: pointer; padding: 0px 1px; box-sizing: border-box;" ratio="Infinity" fr-original-style="display: block; vertical-align: top; margin: 5px auto; text-align: center; width: 100%; max-width: 550px;" fr-original-class="fr-draggable">"Gerçekten bugüne kadar ne kadar çok hata yaptığımı bilmiyorum, saymadım."Öldürmeyen şey güçlendirir." NietzscheBu aynı yabancı dil konuşmak gibi. İnsanlar hata yapmaktan çekindikleri için konuşmuyorlar, konuşmadıkları için ilerletemiyorlar. Bir kişi alanında başarılı olmak istiyorsa, önce hata yapmaktan korkmamayı renmeli.Hata tabii ki oluyor. Özellikle uzun projelerde arada geriye sarıp üstünden geçmek gerek. Ancak çağımızda herşey çok hızlı ilerlediği için bu her zaman mümkün olmuyor. Bu sebeple ben takım halinde çalışmayı cok seviyorum. Bir elin nesi var, iki elin sesi var."__Nesile Yalçın, Studio Monas &nbsp;| &nbsp;Mimar<img src="https://images.aposto.com/2021/5/2021-06-23T21:13:54.823Z_sm.png" style="display: block; vertical-align: top; margin: 5px auto; text-align: center; width: 100%; max-width: 550px; border-style: none; position: relative; cursor: pointer; padding: 0px 1px; box-sizing: border-box;" ratio="Infinity" fr-original-style="display: block; vertical-align: top; margin: 5px auto; text-align: center; width: 100%; max-width: 550px;" fr-original-class="fr-draggable">"Hatanın tasarım sürecinin hangi aşamasında yapıldığına bağlı olarak hataya bakışım değişiyor diyebilirim. Tasarım aşamasındayken hata yaptıysam hatayı çok iyi bir öğretmen gibi görüyorum, öğrettiği her şey hafızamda altı çizililer arasına yerleşiyor. Tasarım yapmak, bir takım deneyleri bir araya getirip sonunda işleyen bir formül bulmak gibi. Bazı deneylerin başarısızlıkla sonuçlanması kaçınılmaz. Yöntemi değiştirip yeniden denemek sürecin doğasında var. Dolayısıyla, hataları tasarım sürecinin doğal bir parçası olarak görmek çok önemli. Ancak, hata işin sonunda farkediliyorsa uykusuz geceler, nasıl telafi edilebilir telaşında geçen huzursuz günler demek:) Yine de hatanın her aşamada yapılacağını normalleştirmek gerekiyor kanımca. Museum of Failure'deki <a data-saferedirecturl="https://www.google.com/url?q=https://collection.museumoffailure.com/&source=gmail&ust=1624568577138000&usg=AFQjCNEeiqyNWRO5Y-VfrrP-O4S52Ior8Q" fr-original-style="" href="https://collection.museumoffailure.com/" style="color: rgb(9, 9, 9); text-decoration: none; background-color: transparent; outline: none; cursor: pointer; transition: color 0.3s ease 0s; touch-action: manipulation; user-select: auto; box-sizing: border-box;" target="_blank">koleksiyon</a> bu anlamda yüreklendirici hikayelere yer veriyor.Mimari tasarım süreci döngüsel bir &nbsp;'zoom in' ve 'zoom out' hareketi gibi. Mimari projeler, tasarımın diğer dallarındaki projelere kıyasla daha uzun sürelerde ortaya çıktığı için büyük resmi kaçırmamak ve aynı zamanda detaylara odaklanmak paralel ilerlemesi ideal olan iki süreç. Ancak iki taraf da yoğun bir dikkat ve özen gerektirdiği için bazen ipin ucu kaçabiliyor ve hatalar yapıyorum.Bazı durumlarda da, hatanın sadece zihnimizde olduğunu düşünüyorum. Tasarımcı, kendi zihninde yarattığı dünyaya o kadar kapılıyor ki zihnindeki senaryodan farklı herhangi bir şeyi hata oalrak değerlendirebiliyor. Hata olarak tanımladığımız noktaların bazen sadece bize öyle göründüğünü hatırlamakta fayda var."

Tasarımcılar olarak yaptığımız iş detaya odaklanmamızı ve uzun süren çalışma ve üretme süreçlerini gerektiriyor. Farklı dallardan tasarımcı ve sanatçılara hata yapıp yapmadıklarını ve bununla nasıl başa çıktıklarını sorduk.

`Hata` senin için ne demek?

Yaz yavaş yavaş kapımızı çalarken bu hafta dış mekanlar için yapılan tasarımları konuşmak istedik. Tabii siz İstanbulda oturuyorsanız yaz daha size gelmemiş olabilir. Bu anlatacağım tasarımın içinizi açacağını düşünüyorum.Ünlü İngiliz ressam David Hockney’nin lavicert fırça darbeleriyle bezediği meşhur California’daki &nbsp;havuzunu biliyorsunuzdur. Hockney’den beri tasarımcıların bu yüzeyi kanvas olarak kullandığı pek görülmemişti doğrusu. Ta ki Studio Proba’nın havuzun dibini kendi kanvası haline getirene kadar. Alex Proba’nın kurduğu multi disiplinli tasarım stüdyosu Studio Proba grafik desenleri ustaca alternatif kanvaslarda hayata geçirmesiyle ünlü.<img src="https://images.aposto.com/2021/5/2021-06-17T01:07:33.370Z_sm.jpeg" style="display: block; vertical-align: top; margin: 5px auto; text-align: center; width: 100%; max-width: 550px; border-style: none; position: relative; cursor: pointer; padding: 0px 1px; box-sizing: border-box;" ratio="Infinity" fr-original-style="display: block; vertical-align: top; margin: 5px auto; text-align: center; width: 100%; max-width: 550px;" fr-original-class="fr-draggable"> Tasarımcının son dönemde çok konuşulan tasarımlarından biride havuzlara çalıştığı desenler. California eyaletinde iki konutun havuzuna kendi tasarımlarını boyayan Proba, içinden çıkmak istemeyeceğiniz neşeli grafiklere imza atmış. Grafiğin nasıl duracağını önce <a fr-original-style="" href="https://www.instagram.com/ariel_palanzone/" style="color: rgb(9, 9, 9); text-decoration: none; background-color: transparent; outline: none; cursor: pointer; transition: color 0.3s ease 0s; touch-action: manipulation; user-select: auto; box-sizing: border-box;" target="_blank">Ariel Palanzone</a>’nin hazırladığı 3D renderlarla test eden ekip daha sonra deseni nasıl finalize edeceğine karar vermiş. 12’şer saatlik iki iş gününde boyadıkları havuz su doldurduğun renderlarla birebir aynı etkiyi vermiş.<img src="https://images.aposto.com/2021/5/2021-06-17T01:07:46.701Z_sm.jpeg" style="display: block; vertical-align: top; margin: 5px auto; text-align: center; width: 100%; max-width: 550px; border-style: none; position: relative; cursor: pointer; padding: 0px 1px; box-sizing: border-box;" ratio="Infinity" fr-original-style="display: block; vertical-align: top; margin: 5px auto; text-align: center; width: 100%; max-width: 550px;" fr-original-class="fr-draggable">Ev tekstilinden duvar resimlerine işlerini birçok boyut ve ölçekte görmeye alıştığımız Proba’nın bu zevkli havuzuna bir gün dalmak dileğiyle… Tasarımcının diğer işlerini <a fr-original-style="" href="https://www.studioproba.com/" rel="noopener noreferrer" style="color: rgb(9, 9, 9); text-decoration: none; background-color: transparent; outline: none; cursor: pointer; transition: color 0.3s ease 0s; touch-action: manipulation; user-select: auto; box-sizing: border-box;" target="_blank">buradan</a> görebilirsiniz.

Alex Proba’nın kurduğu multi disiplinli tasarım stüdyosu Studio Proba grafik desenleri ustaca alternatif kanvaslarda hayata geçirmesiyle ünlü.

Tabloya Dönüşen Havuzlar

Herkesin kendi eşsiz ve orijinal renklerinin kutlandığı bu önemli ayda Tasarlayanlar ekibi olarak LGBTİ+ komünitesinin ön ayak olduğu kapsayıcı tasarımları konuşuyoruz.Dünya Onur Ayı’nı kutlarken bu 1960’ların sonunda başlayan hareketin topluma ve tasarım kararlarına yansımasından bahsetmek ve farkındalık yaratmak önemli. Değişim yavaş ilerlese de, bu toplumsal hareketin dönüşüme yol açtığını gözlemlemekteyiz. Dilden, mekanlara ve sembollere birçok alanda yeniden düşünülen tasarımlara ön ayak olmuş vaziyette. Bireylerin doğduğu değil kendilerini tanımladıkları kimliklerle toplum içinde yer alabilmeleri için ayrıcı yerine kapsayıcı tasarımlar oluşturmamız önemli. &nbsp;Bu konuyu konuşurken sık sık kullandığımız ama arkasındaki zorlukların farkında olmadığımız umumi tuvaletler ve özellikle bu mekanlar için tasarlanan piktogramlardan bahsetmek istiyorum. Bizi dış görüntümüze göre ayıran piktogramların ve mekanların toplumsal etkilerini hiç düşündünüz mü?&nbsp;LGBTİ+ komünitesinin başlattığı toplumsal değişimin sonucu ortaya çıkan yeni tasarım adımlarından biri de ‘gender neutral’ tuvaletler yani cinsiyet olarak ayırmayan / nötr tuvaletler oldu. 2009 yılında alınan mahkeme kararıyla Amerika’da 21 eyalette resmi hale gelen üniseks tuvaletler cinsiyet yada engel ayrımı yapmadan kapsayıcı bir hizmet alanı sağlıyor. Kararın üzerinden 12 yıl geçmiş olmasına rağmen cafe ve restoranlar tarafından yeni yeni uygulanmaya başlayan bu olanlar herkese ön yargısız eşit bir mekan sağlıyor. Bu tuvaletlerin tasarımı araştırma yapan birçok mimari ofis bulunmakta. Dilerseniz Cunningham Group’un yaptığı mimari araştırma makalesini <a fr-original-style="" href="https://www.spps.org/cms/lib/MN01910242/Centricity/domain/13146/inclusive%20restrooms/20200106_Inclusive_WhitePaper_CGA.pdf" style="color: rgb(9, 9, 9); text-decoration: none; background-color: transparent; outline: none; cursor: pointer; transition: color 0.3s ease 0s; touch-action: manipulation; user-select: auto; box-sizing: border-box;" target="_blank">buradan</a> okuyabilirsiniz.Bu yazı için araştırma yaparken ‘gender neutral’ tuvaletler için hazırlanan piktogramların hala yeterince kapsayıcı olmadığını gördüm. Kategorilere ayırmaktansa kapsayıcı tasarımlar yapmak çok daha zorlayıcı bir süreç. Bu sembol ve piktogramlar için olan ihtiyaç biz tasarımcılara yaratıcı çözümler oluşturmamız için bir fırsat yaratıyor.

Herkesin kendi eşsiz ve orijinal renklerinin kutlandığı bu önemli ayda Tasarlayanlar ekibi olarak LGBTİ+ komünitesinin ön ayak olduğu kapsayıcı tasarımları konuşuyoruz.

Bilge Nur Saltık