Hopper, New York şehrinin kuzeyindeki Upper Nyack'te büyüdü. Hudson Nehri üzerinde yazlık evlerin ve yat yapımının bulunduğu tarihi bir bölgeydi burası.&nbsp;Deniz mimarisine ilgiliydi fakat ailesi, onun sanat üzerine derinleşmesini istedi. Tarihte ilk defa ebeveynler tarafından sanattan koparılma değil de sanata itilme görüyor olabiliriz!Kısa süre sonra William Merritt Chase yönetimindeki New York Sanat ve Tasarım Okulu'na başladı. 1905'ten başlayarak dergilere kapak yaptı. Sıradan illüstrasyon çalışmalarından memnun olmadığı ve yağlı boya tablolarını satamadığı için gravür işine yöneldi. Sessizce oturan çiftler ve pencereden içeri ve dışarı bakan figürler gibi sonraki çalışmalarında görülen temaları da geliştirmeye başladı.<img src="https://images.aposto.com/2022/5/6/1656150718372.jpeg" style="display: block; vertical-align: top; margin: 5px auto; text-align: center; width: 100%; max-width: 550px; border-style: none; position: relative; cursor: pointer; padding: 0px 1px; box-sizing: border-box;" ratio="1.78" width="550" alt="Pensive Lady In Pink Travels The World" fr-original-style="display: block; vertical-align: top; margin: 5px auto; text-align: center; width: 100%; max-width: 550px;" fr-original-class="fr-draggable">Fakat mimariye olan ilgi ve alakası bitmemişti. Boston Müzesi küratörü Carol Troyen Hopper hakkında bir keresinde şöyle demişti: "Hopper taretleri, kuleleri ve sundurmaları ve Mansard çatıları ve süslemeleriyle bu evlerin şeklini gerçekten beğendi. Her zaman en sevdiği şeyin bir evin yan tarafına güneş ışığını boyamak olduğunu söylerdi."<img src="https://images.aposto.com/2022/5/6/1656151692986.jpeg" style="display: block; float: none; vertical-align: top; margin: 5px auto; text-align: center; width: 100%; max-width: 550px; border-style: none; position: relative; cursor: pointer; padding: 0px 1px; box-sizing: border-box;" ratio="1.37" width="550" alt="Edward Hopper - Summer Time" fr-original-style="display: block; float: none; vertical-align: top; margin: 5px auto; text-align: center; width: 100%; max-width: 550px;" fr-original-class="fr-draggable">Gölge çizimleri ve mimari bir yana dursun, üzerine birçok hikaye yazılabilecek bir tablo değil mi?

Yıldızlı Bir Hikâye

Edward Hopper (1882-1967) genellikle 20. yüzyıl Amerika'sının en önde gelen realist ressamlarından biri olarak kabul edilir. 

Kimdi Bu Edward Hopper?

Little Island&nbsp;isimli park,&nbsp;New York’ta Hudson Nehri üzerinde geçtiğimiz hafta ziyarete açıldı. Heatherwick Stüdyo tarafından tasarlanan Little Island, suyun üzerinde ilginç bir kamusal alan deneyimi sunuyor.&nbsp;<h2 fr-original-style="" style="margin: 0px; color: rgba(0, 0, 0, 0.85); font-weight: 500; padding: 0px; box-sizing: border-box;">Nasıl?</h2>Barry Diller ve Diane von Furstenberg tarafından masrafları karşılanan proje, son sekiz yıldır geliştirme aşamasındaydı. Geçtiğimiz hafta ziyarete açılan 2,4 dönümlük park, su üzerinde yüzen bir yaprağa benzeyen mimarisiyle pandemi sonrası kısıtlamaların büyük ölçüde esnetildiği ve normalleşmenin yaşandığı şehre farklı bir heyecan kattı.&nbsp;Dalgalı bir platform oluşturmak için farklı seviyelerde yerleştirilmiş 132 kolonun üzerinde yer alan parkı su üzerinde yükseltme fikri, kıyı şeridinde bulunan mevcut ahşap yığınlardan geliyor.&nbsp;İçinde yürüme yolları ve gün batımını izlemek için özel olarak ayrılan alanlar dışında bir amfi tiyatro da dâhil olmak üzere üç performans mekânı bulunuyor. Parkta bu yaz yüzlerce ücretsiz kültür sanat programının başlaması planlanıyor.<h2 fr-original-style="" style="margin: 0px; color: rgba(0, 0, 0, 0.85); font-weight: 500; padding: 0px; box-sizing: border-box;">Neden?&nbsp;</h2>Heatherwick Studio'nun kurucusu Thomas Heatherwick, şehrin yeni kamusal alanlar oluşturma konusundaki mirasını bu projeyle ilerletme fırsatı gördüklerini söylüyor. Heatherwick, sadece köprülerle erişilebilen bir park inşa ederek, ziyaretçilerin "şehri geride bırakma hissini" deneyimleyebileceğini umuyor.&nbsp;Little Island projesi, pandemi döneminde de önemini oldukça fark ettiğimiz, şehirlerde her mahallenin bir parka erişimi olması fikrini anımsatıyor. Şehirlerdeki yeni kamusal alanların, herkesin erişebileceği alanlar olacağını ve daha çok yeşille dolacağını umut ediyoruz.&nbsp;

Aposto Gündem

Şehirler ve parklar: Little Island

• Kar tuzlarının depolandığı bir yapı: Dattner Architects tarafından tasarlanan 5 bin ton tuz kapasiteli yaklaşık 70 fit yüksekliğindeki Salt Shed adlı bina, New York Department of Sanitation (New York Hıfzıssıhha Departmanı)‘ın tuz serpicilerine, yangın araçlarına ve pek çok ağır ekipmanına ev sahipliği yapıyor. Şehrin merkezinde, Aşağı Manhattan bölgesinde Hudson Nehri yakınında bulunan yapının mimarisi ise; şekillerin, malzemelerin ve yüzeylerin ilginç bir kontrastı. Yapının minimalist bir heykel çalışması sanıldığı dahi oluyor. Ancak binanın tuz kristallerini çağrıştıran beton düzlemleri içinde çağrışımın gerçek bir resmi var. Binanın içinde, kar yağdığında şehirdeki yollara dağıtılacak 5 bin ton tuz buluyor.&nbsp;<figure class="image"><img src="https://images.aposto.com/images-2021-02-19T09:26:14.289Z.jpeg" alt="Kaynak: Uncube "><figcaption>Kaynak: Uncube&nbsp;</figcaption></figure><hr><ul><li>Neden merkezde? Departman sadece sokakları ve kaldırımları temiz ve güvenli tutmakla görevli değil. 11 Eylül saldırılarında sanitasyon kamyonları şehirdeki köprü ve tünellerden gelen trafiği engellemişti. Ekipler, Sandy Kasırgası gibi olağanüstü durumlarda da acil müdahalede bulunuyor. Bu nedenle araçların bulunduğu yapılar şehir genelinde eşit bir şekilde dağıtılıyor. Bu karar, şehirdeki karbondioksit emisyonlarını azaltmada ve hava kalitesini iyileştirmede de etkili oluyor. &nbsp;</li><li>Öte yandan: Salt Shed 2015’de tamamlanmadan önce mahalle sakinleri yapının gelişini pek de sıcak karşılamıyor. Şehirdeki hangi mahallenin sanitasyon kamyonları için devasa bir park alanına ev sahipliği yapacağı, akıllara halk sağlığı, şehir estetiği ve sosyal adalet konseptlerini getiriyor. Bölgenin dokusunu bozmaması için yapılan uygulamalarla ve çevreye duyarlı dokunuşlarla bir sanat eserini andıran tasarım fikri onaylanıyor. Örneğin; garajın, tesisteki kamyonları yıkamak için kullanılan yağmur sularını toplayan ve sarnıçta depolayan yeşil bir çatısı bulunuyor. Öte yandan kararda yapının mimarı Mike Friedlander’ın cesur tasarım fikrini sunması, aynı zamanda mahallenin yüksek gelirli bir topluluğa ev sahipliği yapması da etkili. Sakinler bu ilginç tasarımı, Hudson nehrine bakan bir gökdelenin gelip de gün ışığını kapatmasından ve mahallenin dokusunu bozmasından daha iyi karşılıyor.</li></ul>

Hudson Nehri ile ilgili hikayeler