<ul fr-original-style="padding-inline-start: 20px;" style="padding-inline-start: 20px; margin-top: 0px; margin-bottom: 1em; box-sizing: border-box;"><li dir="ltr" fr-original-style="" style="box-sizing: border-box;">İstanbul Bilişim Zirvesi: Bit to Byte: 31 Mayıs Cumartesi günü Çemberlitaş Gençlik Merkezi’nde hayata geçirilecek etkinlik, teknoloji meraklılarını biraraya getirecek. Üniversitelerin öğrenci kulüplerinin işbirliğiyle düzenlenen etkinlik, bu yıl yapay zeka, siber güvenlik ve bilişim sektörünün güncel durumunu odağına alacak. Zirve ayrıca, konuşmalara, interaktif atölyelere ve networking etkinliklerine sahne olacak.</li><li dir="ltr" fr-original-style="" style="box-sizing: border-box;">AI Pulse Day: 6 konuşmacının yapay zeka alanına yönelik tecrübelerini aktaracağı etkinlik, 31 Mayıs Cumartesi günü Işık Üniversitesi’nin Maslak kampüsünde hayata geçirilecek.&nbsp;</li><li dir="ltr" fr-original-style="" style="box-sizing: border-box;">Webinale 2025: 2-6 Haziran tarihleri arasında Berlin’de düzenlenecek web konferansı, 50’den fazla konuşmaya ve atölyeye ev sahipliği yapacak. Etkinlik, çevrimiçi olarak da takip edilebilecek.</li></ul>

Quando

Kendinizden bahseder misiniz?Merhaba!&nbsp;Ben Gizem Renklidağ, 1984 senesinde İstanbul’da doğdum. Lisans eğitimimi 2011’de Yıldız Teknik Üniversitesi Bileşik Sanatlar Anasanat Dalı’nda tamamladım.&nbsp;Lisans döneminde 1 yıl Almanya’da Universiaet Siegen’de eğitim görürken, resim ve enstalasyon çalışmalarımın yanı sıra, ağırlıklı olarak baskı teknikleri ve metal heykel çalışmaları yaptım.&nbsp;Lisans eğitimimin ardından bir çok tiyatro sahnesi tasarladım ve uyguladım, reklam filmlerinde sanat yönetmeni asistanı olarak yer aldım. Açık hava festivallerinde alan tasarımları ve dekor uygulamaları gerçekleştirdim. Konuk sanatçı programı kapsamında yurt dışında sahne tasarımı çalışmaları yaptım.&nbsp;Gördüklerimi ve fark ettiklerimi yansıtmamı sağlayacak bir teknik ararken, 2012 senesinde ‘FISPIS’ı keşfettim.‘FISPIS’, gündelik hayatımızda kullandığımız temizlik malzemelerinin ambalajlarının içine sulandırılmış akrilik boya doldurup, fırça olarak kullanmamla ortaya çıkan resim tekniğimin adı oldu.&nbsp;10 senedir ‘FIS’lıyorum (:2014 senesinde Mimar Sinan Üniversitesi, Fen Bilimleri Fakültesi, Enformatik Bölümü, Bilgisayar Ortamında Sanat ve Tasarım yüksek lisans programına katıldım.Okan Üniversitesi ve Işık Üniversitesi'nde öğretim görevlisi olarak yer alarak, yeni medya sanatı ve çağdaş sanat-bilim- teknoloji dersleri verdim.2014- 2017 seneleri arasında Dünya’da Maker Movement olarak bilinen Maker Hareketi’nin Türkiye’deki öncülerinden oldum. İstanbul’da gerçekleşen Maker Faire’ların koordinasyonunu sağladım ve sanat alanı küratörlüğünü yaptım. İstanbul ve farklı şehirlerde çok sayıda Maker Sergisi düzenledim, sanatçılar ve mühendislerin bir araya geldiği toplantılar organize ederek, işbirliği yapmalarına aracılık ettim.&nbsp;İş fikrinizin yolculuğu / hikayesini anlatır mısınız?&nbsp;‘FISPIS’ ile ürettiğim resimlerden açık hava festivallerine aydınlatma tasarımları yapmaya başladım. Bunlar ürün tasarımlarımın başlangıcı oldu.&nbsp;Tasarladığım ürün yelpazesi kısa sürede genişledi ve bunları altında toplayacağım bir marka meydana getirme isteği ile 2013 senesinde Renklidağ Stüdyo’yu kurdum.Ne gibi ürünleriniz var?&nbsp;Şu ana kadar yaptığım tüm ürünler, özgün ve tek olan resimlerden oluşuyor. Bu resimler bazen abajurlara, bazen çantalara, keselere ya da yastık kılıflarına dönüşüyor. Son zamanlarda ayna çerçeveleri, tepsiler gibi ahşap üzerine de çalışmalar yaptım. Özetle, yüzeyine ‘FISPIS’ yapabildiğim her şeyi ürüne dönüştürebiliyorum.&nbsp;Renklidağ Stüdyo’nun mottosu da bu sebepten, ‘Kozmos’tan ilham alarak renkli şeyler yapar.’ oldu. (:Ürünlerinize nasıl ulaşılabiliriz?&nbsp;Ürünlerim Shopier platformunda açtığım mağazam üzerinden satılıyor. Ürünlerimin hepsi birer resim olduğu için izleyicilerim direk benimle iletişime geçerek sipariş vermeyi, atölye ziyaretine gelerek resimlerle karşılaşmayı da tercih edebiliyorlar. Instagram üzerinden iletişime geçenler de sıklıkla oluyor.Girişimcilik yolculuğunuzda aldığınız en kıymetli ders neydi?&nbsp;Zamanı bükemeyeceğimi anlamam oldu. Renklidağ Stüdyo'yu neredeyse yok denecek bir sermaye ile, dışarıdan aldığım işlerle atölyemi destekleyerek oluşturdum. 2013 senesinde ürettiklerim, son derece kaliteli malzemelerden meydana gelen , A+ diyebileceğimiz ürünlerdi. Aslında belki de, en az 5 sene sonra üretmem gerekenleri erken yapmıştım. Henüz hazır bir pazarım ve marka değerim yoktu. O yıllarda internet satışları da böyle değildi, kendime bir yer açamadım ve ürünlerimi konsinye alıp, en az iki katına satmak isteyen ‘tasarım dükkanları’ da, ulaşmak istediğim yolda hiç yardımcı olmuyorlardı. Dolayısıyla vizyonum ayağıma dolandı, ürünlerim satıldı ama uzun zaman aldı. Bu durum moralimi bozdu, üretme isteğimi de, içimdeki ateşi de azalttı.&nbsp;Başarıyı nasıl tanımlıyorsunuz?&nbsp;Sanat alanından gelen biri olarak başarı konusu çok kafa yorduğum bir şeydir. Biz Bileşik Sanatlar’dan mezun olduğumuzda diplomamızda hiçbir şey yazmıyordu. ‘Anne ben ne zaman sanatçı olacağım?’ diye sorduğum günler oluyordu, buna hala güleriz. Benim için başarı sadece iyi kazanan bir işletme sahibi olmak olmadı. Aynı zamanda fayda üretebiliyorsam, bir yandan duyarlı ve iyi niyetli bir insan olarak ticari hayatta kalabiliyorsam, usanmadan mücadele edebiliyor, öğrenmeye devam edebiliyor ve yeniliklere direnç göstermeden ilerleyebiliyorsam, kendimi başarılı hissediyorum.&nbsp;Kadın girişimci adaylarına önerileriniz nelerdir?&nbsp;Kendilerine olan inançlarını kaybetmeden, inatla yapmak istedikleri için emek vermeyi sürdürmeleri.&nbsp;<img src="https://images.aposto.com/2022/2/0/1647195104991.png" style="display: block; float: none; vertical-align: top; margin: 5px auto; text-align: center; width: 100%; max-width: 550px; border-style: none; position: relative; cursor: pointer; padding: 0px 1px; box-sizing: border-box;" ratio="1.60" width="550" fr-original-style="display: block; float: none; vertical-align: top; margin: 5px auto; text-align: center; width: 100%; max-width: 550px;" fr-original-class="fr-draggable">

Thiscover Me

Gizem Renklidağ

Fayda Üreten, Duyarlı bir Sanat Girişimcisi

<h1><a target="_blank" rel="noopener noreferrer" href="https://link.apostonews.com/click?uri=aHR0cHM6Ly9saW5rLmFwb3N0b25ld3MuY29tL2NsaWNrP3N0b3J5PTVmN2VmZWNlOTJiNTJlMDAwY2E1NjE3ZSZ1c2VyPTVlMzlkMTZjZGRkZjgxNDc5Zjg0ZDU5YiZhdXRob3I9bnVsbCZ1cmw9aHR0cHMlMjUzQSUyNTJGJTI1MkZzYWx0b25saW5lLm9yZyUyNTJGdHIlMjUyRjIyNjAlMjUyRmltcGFyYXRvcmx1a2xhci1hcmFzaW5kYS1zaW5pcmxhci1vdGVzaW5kZQ=="">İmparatorluklar Arasında, Sınırlar Ötesinde</a></h1>&nbsp;Köpe Ailesinin Tanıklıklarıyla Savaş ve Mütareke Yılları15 Eylül – 27 Aralık SALT Beyoğlu<figure class="image"><img src="https://images.aposto.com/images-2020-10-08T11:55:21.262Z.jpeg" alt="Köpe Ailesi"></figure>Osmanlı’nın modernleşme sürecine ve tarih sahnesinden çekilmesine tanıklık eden Köpe ailesinin anılarına dayalı <a target="_blank" rel="noopener noreferrer" href="https://link.apostonews.com/click?uri=aHR0cHM6Ly9saW5rLmFwb3N0b25ld3MuY29tL2NsaWNrP3N0b3J5PTVmN2VmZWNlOTJiNTJlMDAwY2E1NjE3ZSZ1c2VyPTVlMzlkMTZjZGRkZjgxNDc5Zjg0ZDU5YiZhdXRob3I9bnVsbCZ1cmw9aHR0cHMlMjUzQSUyNTJGJTI1MkZzYWx0b25saW5lLm9yZyUyNTJGdHIlMjUyRjIyNjAlMjUyRmltcGFyYXRvcmx1a2xhci1hcmFzaW5kYS1zaW5pcmxhci1vdGVzaW5kZQ=="">İmparatorluklar Arasında, Sınırlar Ötesinde</a> sergisi, II.Meşrutiyet, I. Dünya Savaşı ve mütareke döneminden detaylı arşiv kayıtlarıyla görsel bir anlatı sunuyor. Aile üyelerinin Braşov, İstanbul, Selanik, Edirne ve Konya gibi şehirlerde şekillenen hayatları, itinayla muhafaza edilmiş kişisel belgeler aracılığıyla siyasal, toplumsal ve diplomatik tarihin dönüm noktalarına ışık tutuyor. Nefin Dinç (James Madison University), Erol Ülker (Işık Üniversitesi) ve Lorans Tanatar Baruh (SALT) tarafından hazırlanan sergi, İstanbul’daki Macar Kültür Merkezi tarafından destekleniyor.<ul><li>Ailenin hikâyesi: Ailenin hikâyesi; Transilvanya’nın Braşov şehri yakınlarında bir köyde doğup büyüyen ve Avusturya İmparatorluğu’nun baskılarından Osmanlı başkentine kaçan Andras Köpe ile Breton bir aileden gelen ve saatçi – mücevherci kardeşi Louis ile mimar kardeşi Pierre’e eşlik etmek üzere şehirde olan Léocadie Tallibart’ın yollarının İstanbul’da, Tanzimat Dönemi’nde kesişmesiyle başlıyor. Sergide, 1842’de evlenen çiftin ikinci çocuğu olan, Cenova kökenli Trabzonlu bir Levanten aileye mensup Rose-Marie Marcopoli ile 1882’de hayatını birleştirerek Charlotte, Ida, Taïb, Ferdinand, Antoine ve Eugène adlarında çocuk yetiştiren Charles’ın aile arşivinden mektupları da yer alıyor.&nbsp; &nbsp;</li><li>Altı kardeş: Fransızca eğitim alan, konuşan, yazan ve hiçbir zaman Avusturya-Macaristan tabiiyetinden Osmanlı tabiiyetine geçmeyen altı kardeşten Taïb, 1914’te Braşov’a giderek müttefik Avusturya-Macaristan İmparatorluğu’nun üniformasını giyerken Antonie, iki yıl sonra aynı orduya katılarak Suriye ve Filistin’de görev yapıyor. Savaşın ardından, iki imparatorluğun çöküş sürecinin başladığı dönemde çoğu İstanbul’da ikamet eden Köpe ailesi üyeleri; 1918’de Mondros Mütarekesi’ne, 1919’da Paris Barış Konferansı’na, 1920’de de şehrin İngiliz, Fransız ve İtalyan askerî makamlarınca resmen işgaline şahit oluyor. &nbsp;</li><li>Çok uluslu imparatorluğun çok kültürlü sakinleri olan ve geriye çok kapsamlı bir aile arşivi bırakan Köpelerin yaşantıları, tabiiyet ve vatandaşlık ilişkilerinin ulusal kategoriler içerisinde belirgin ayrımlarla tanımlanmadığı tarihsel bir bağlamdan izler taşıyor. İmparatorluklar Arasında, Sınırlar Ötesinde, Antoine’in bu arşivden ciltler dolusu anı ve karikatürleri, görüntü ve ses kayıtlarının yanı sıra, büyük bir kısmı ağabeyi Taïb’e ait yüzlerce fotoğraftan bir seçkiyle Osmanlı ve Avusturya-Macaristan diplomatik ilişkilerinin gündelik hayata nasıl yansıdığına bakıyor. Antoine; bir aile tarihinden yola çıkarak 19. yüzyıldan 20. yüzyıla, imparatorluktan ulus devlete geçişte sınırların belirsizliğine, kimliklerin değişkenliğine ve hayatların devingenliğine dikkati çeken sergide temsil edilen yaşanmışlıkların önemini, şu sözlerle özetliyor: &nbsp;</li></ul>"Anılarımı kaleme alma fikri aklıma 1945 yılında, I. Dünya Savaşı’ndaki (1914-1918) silah arkadaşlarımdan birinin cenazesi esnasında geldi. Tören sürerken bir yığın anı zihnimi kuşattı; bütün askerliğim bir film şeridi gibi gözlerimin önünden geçti. Çocuklarıma hayatımı ve başımdan geçen olayları anlatmam gerektiğini düşündüm [...].Hatıratımda okuyucuyu eğlendirecek anekdotlar ile büyükannem ve büyükbabam, ebeveynlerim ve kardeşlerimin hayatı hakkında detaylar var. Bu yaşanmışlıklara değer veriyor, çocuklarım ve torunlarımla paylaşarak onları onurlandırıyorum. Askerlik hayatım üzerinde çok fazla durmuş olabilirim. Şu an size biraz çocuksu geliyor olabilir ama unutmayın, zamanla gitgide daha büyük bir önem teşkil edecek bütün bu hususlar. Çünkü her biri, artık var olmayan Avusturya-Macaristan ordusunu ve bir daha asla yaşanmayacak bir dönemin (la Belle Époque [Batı Avrupa tarihinde 1871 ile 1914 arasında ‘Güzel Dönem’ olarak bilinen savaşsız yıllar]) âdetlerini anlatıyorlar.23 Şubat 1970 Hyattsville (Maryland), ABD A. Köpe"<hr> İmparatorluklar Arasında, Sınırlar Ötesinde sergisini 27 Aralık’a kadar SALT Beyoğlu’nda ziyaret edebilirsiniz. Sergi ve paralelindeki kamu programları ile ilgili ayrıntılı bilgi için: saltonline.org

Işık Üniversitesi ile ilgili hikayeler