<ul fr-original-style="padding-inline-start: 20px;" style="padding-inline-start: 20px; margin-top: 0px; margin-bottom: 1em; box-sizing: border-box;"><li dir="ltr" fr-original-style="" style="box-sizing: border-box;">Pazarlamanın AI ile Yeniden Tanımı: Yüksek mühendis ve pazarlama yöneticisi Mert Sadıkzade’nin konuşmacı olacağı seminer, 2 Temmuz Çarşamba günü Tech Istanbul | Şişhane’de hayata geçirilecek. Sadıkzade, pazarlamanın evrilen doğasını, yapay zeka ve empati ile şekillenen yeni pazarlama kodlarını ve algoritmalarla kişiselleştirilmiş marka deneyimlerinin müşteri sadakatini nasıl yeniden tanımladığını anlatacak.&nbsp;</li><li dir="ltr" fr-original-style="" style="box-sizing: border-box;">EthCC Cannes: Avrupa’nın en büyük Ethereum etkinliği, 30 Haziran-3 Temmuz tarihleri arasında Fransa’nın Cannes kentinde düzenlenecek. Etkinlikte merkeziyetsiz finans, NFT, blokzinciri protokolleri ve yapay zeka entegrasyonu gibi pek çok başlık ele alınacak.&nbsp;</li><li dir="ltr" fr-original-style="" style="box-sizing: border-box;">Apidays Munich: 2-3 Temmuz tarihlerinde Münih’te düzenlenecek etkinlik, yapay zekanın günlük hayattaki kullanım senaryolarını artırmada uygulama programlama arayüzü (API) yönetiminin kritik rolünü ele alacak. 100’ün üzerinde konuşmaya sahne olacak etkinlik, 800’den fazla katılımcıyı ağırlayacak.&nbsp;</li></ul>

Quando

Öğrenciyken bu soru benim beynimde dolanır dururdu. O türevler, integraller olsun, trenlerin tünele giriş hızları olsun, periyodik tablodaki elementlerin numaraları olsun ben bunları öğrenip de ne yapacağım diye diye bitirdim öğrencilik yıllarımı 😊 Yanılmayı çok isterdim ama hakikaten de sonuçta bir işime yaramadılar 🤷🏻‍♀️ (Analitik bakış açısı, düşünme disiplini falan filan tartışmalarına hiç girmeyelim)Tam da buradan hareketle “keşke bana bunu en baştan söyleselerdi, gerçek hayatta hakikaten de işime yarardı” dediğim konuları toparladım ki ben yandım başkaları yanmasın, şimdiden gerçeklerle yüzleşsin ve kendini hazırlasın.İş hayatının baharındaysan kulağına küpe olacak noktaları öğrenecek, zaten bu işlere yıllarını vermişsen de kendi tecrübelerinden parçalar bulacaksın 😊Pazarlamacılar için gerçek hayat dersleri geliyor hazır mısın?Hadi başlayalım!Hayat Dersi #1 | Senden isteneni yapmak için yeterli kaynağın asla olmayacakNe bütçen ne insan kaynağın sana hiçbir zaman yetmeyecek, yeteni görmedim, duymadım…Pazarlama bütçesi resmen sevilmeyen evlat gibidir. Evet var ama neden var, ne işe yarar hep sorgulanır, kriz mi çıktı hop kapının önüne ilk koyulandır, bir türlü bağra basılmaz.Burada şöyle bir yumurta – tavuk ilişkisi de var; diyelim ki bütçeni artırabiliyorsun, bu sefer de sen daha fazlasını isteyeceksin, sen daha fazlasını yaptıkça bütçen yine yetmeyecek 😊 Bunu sana Türkiye’nin en büyük ve yüksek pazarlama bütçesine sahip markaları için gerçekten enteresan işler yapmış biri olarak söylüyorum. Ben ki basin gezisi yapacağım diye Rize’nin çay tarlalarına İstanbul’dan uçakla halı çim taşıyıp çamurların üzerini kapamış, Karadeniz yağmurlarına kafa tutmuş insanım söylediklerimi dikkate al 😊Yapılacakların sınırı yok bütçen hiç yetmeyecek dostum, bunu baştan kabul edip akıllıca seçimler yapmak elindeki fırsatları en efektif şekilde kullanmak lazım.<img src="https://images.aposto.com/2022/7/5/1660298120489.png" style="display: block; vertical-align: top; margin: 5px auto; text-align: center; width: 100%; max-width: 550px; border-style: none; position: relative; cursor: pointer; padding: 0px 1px; box-sizing: border-box;" width="550" ratio="1.26" fr-original-style="display: block; vertical-align: top; margin: 5px auto; text-align: center; width: 100%; max-width: 550px;" fr-original-class="fr-draggable">Hayat Dersi #2 | Time to market sadece ürünler için değilÜzgünüm ama yaratıcı fikirlerin bir mendil gibi buruşturulup atılacak, projelerin hunharca durdurulacak, örseleneceksin.Daha acısı o fikirler aylar ve hatta belki yıllar sonra başkaları tarafından daha önce hiç kimse düşünmemiş gibi tekrar ortaya atılacak ve alkışlanacak. Ve dahası da var; milyonlar harcanan danışman firmalar da aynı fikirleri verecek ve günün sonunda danışmanın verdiği o yüce akılla işi yapan yine sen olacaksın.<img src="https://images.aposto.com/2022/7/3/1660162151778.png" style="display: block; vertical-align: top; margin: 5px auto; text-align: center; width: 100%; max-width: 550px; border-style: none; position: relative; cursor: pointer; padding: 0px 1px; box-sizing: border-box;" width="550" ratio="1.34" fr-original-style="display: block; vertical-align: top; margin: 5px auto; text-align: center; width: 100%; max-width: 550px;" fr-original-class="fr-draggable">Gerçek sinir krizi momentları yaşayacaksın ama düzelecek. Bu döngüyü 3 kez tamamladığında içini huşu kaplayacak ve aydınlanarak fikri tekrar masaya getiren kişiye gülümseyeceksin… 😇Bu tabii ki her fikrin reddedilecek demek değil ama time to market'a iş hayatında da önem vermelisin. Tıpkı ürününü lanse etmeden müşterilerine yaptığın gibi, kurumun ya da yöneticilerin bu fikre hazır mı, onların öncelikleri, ihtiyaçları arasında yer alabilir misin mutlaka gözden geçir.&nbsp;Özetle, zihnin ne kadar açık fikirlerin ne kadar harika olursa olsun her şeyin bir zamanı var ve o zamanı yakalamak önemli.&nbsp;Hayat Dersi #3 | Ruh güzelliği önemli ama gel gelelim ruhlar aleminde yaşamıyoruzİçeriğin harika, fikrin mükemmel ama ambalajın kötüyse başarısızlığa mahkumsun.İnsanlar bu ister müşterin ister yöneticin olsun önce görsel olarak fikrini satın alıyorlar. O sebeple görsel anlatımını zenginleştirmeli, tasarıma, ambalaja, sunuma da en az içeriğin kadar önem vermelisin.Aynı fikri dümdüz anlatmakla, görsellerle, infografiklerle anlatmak arasında dağlar kadar fark var oradan pay biç ve görsel hikayeleştirmeye de kafa yor.&nbsp;Yani Boston'daki rüzgarın hızını, yönünü, sıcaklığı ölçüp "buralar da pek rüzgar alıyor azizim bak bu da grafiği" demek var, bu bilgileri veri heykeli yapıp sunmak var... Bir Refik Anadol değiliz belki ama çabamız yeter 😎&nbsp;<img src="https://images.aposto.com/2022/7/5/1660296913670.png" style="display: block; vertical-align: top; margin: 5px auto; text-align: center; width: 100%; max-width: 550px; border-style: none; position: relative; cursor: pointer; padding: 0px 1px; box-sizing: border-box;" width="550" ratio="1.78" fr-original-style="display: block; vertical-align: top; margin: 5px auto; text-align: center; width: 100%; max-width: 550px;" fr-original-class="fr-draggable">Refik Anadol,&nbsp;<a fr-original-style="" href="https://refikanadolstudio.com/projects/wind-of-boston-data-paintings/" rel="noopener noreferrer" style="color: rgb(9, 9, 9); text-decoration: none; background-color: transparent; outline: none; cursor: pointer; transition: color 0.3s ease 0s; touch-action: manipulation; user-select: auto; box-sizing: border-box;" target="_blank">Wind of Boston: Data Paintings&nbsp;</a>SergisiHayat Dersi #4 | Adını unutsan hedef kitleni unutmaBu, üniversite yıllarımda öğrendiğim ve gerçek hayatta da işime en çok yarayan derslerden biridir. Değerli hocam Ahmet Şekerkaya’dan pazarlama dersi almış olanlar anımsayacaktır 😊&nbsp;Gerçekten de bir işe başlarken ilk sorunuz “hedef kitle kim?” değilse bir daha dönüp düşün derim. Yaratıcı ve benzersiz olmaya odaklanan ancak hedef kitlelerine ulaşmayı göz ardı eden pek çok örnekle karşılaşıyoruz, aman diyeyim.Bu liste daha uzayıp gider ama lafı daha fazla uzatıp bulduğu her fırsatta bir nasihat patlatan yaşlı dayılara benzemek istemiyorum.&nbsp;Sen de bak bunlar da benden hayat dersleri deyip themarketeer.news@gmail.com adresine gönderirsen zevkle okur, dersimi alırım 📝&nbsp;Sonraki sayıda görüşmek üzere!

Pazarlama ile ilgili hikayeler