<h2 dir="ltr" fr-original-style="" style="margin: 0px; color: rgba(0, 0, 0, 0.85); font-weight: 500; padding: 0px; box-sizing: border-box;">AB-I BiR’ÂR (İsim tamlaması)</h2>Yazar: <a fr-original-style="" href="https://instagram.com/anlamarama?igshid=MzRlODBiNWFlZA==" rel="noopener noreferrer" style="color: rgb(9, 9, 9); text-decoration: none; background-color: transparent; outline: none; cursor: pointer; transition: color 0.3s ease 0s; touch-action: manipulation; -webkit-user-select: auto; box-sizing: border-box;" target="_blank">Hazal Yılmaz</a>Susayınca bira içen, çeşmeden su yerine bira aksın isteyen.“39 derecede ab-ı bir’âr olmamak işten değil.”Yazın sayıları çoğalsa da esaslı ab-ı bir’ârları brunch, öğle atıştırması, akşamüstü kayıntısı, akşam yemeği, sırası ve hatta sonrasında ellerinde buzlukta soğutulmuş bardaklarıyla masada, kapı önünde dikilirken saptayabilirsin. Buzdolaplarından kapağa ve raflara dizilmiş biraları; kanepenin yanında, elleriyle ulaşabilecekleri mesafeden bardakları; çöp kutusunun yanında dizili hâlde boş teneke ve şişeler eksik olmaz. Çağrıldıkları her ortama hep içtikleri, denemek istedikleri ve sadece tasarımını sevdikleri için aldıkları bira seçkisiyle katılırlar. Yaratıcı ab-ı bir’âr’lar şişeleri vazo, tenekeleri duvar resmine dönüştürmeleriyle içici ab-ı bir’âr’lardan ayrılır.

bir’ ile ilgili hikayeler