Daha Fazlası, Daha Azı Değil: Süpürge daha yükseklere havalanıyor

Nil, öncelikle festival dolu dolu geçiyor, geçen sene dahil olduğun bu festivali sahiplendiğini ve sahada her yerde olduğunu görüyorum. Bir yandan festival çeyrek asrı geride bırakıp yeni bir asra başlıyor, hem konukların hem izleyicilerin festivali sahiplendiğini ve kendine festivalde alan bulduğunu görüyorum. Bu festivali bu kadar “samimi” konumlandırmayı nasıl başarıyorsunuz?
Festival son iki yıldır Ankara izleyicisinin çok sahiplendiği Büyülü Fener Kızılay Sineması’nda yapılıyor. İzleyicinin Ankara’nın bağımsız sinemasıyla kurduğu bağın festivale yansıdığını düşünüyorum. İzleyiciler sürekli sahada olan küçük bir festival ekibi görüyor. Büyülü Fener ekibi de festivalin samimi bir atmosferde ve aksamadan geçmesinde önemli bir rol üstleniyor. Bilinen bir sinema salonunda sürekli sahada olduğumuz için izleyiciler film tavsiyesi almak, yorumlarını paylaşmak, sinemacılarla soru-cevap çıkışında sohbete devam etmek gibi bir diyaloğu rahatlıkla kurabiliyor.
Festivalin tüm gösterimleri Ankara Büyülü Fener sinemasında gerçekleşiyor.
Ankara ve İstanbul arasında kurduğu köprüye dair festivalin direktörü olarak neler söylemek istersin?
Aslında Uçan Süpürge ekibi sadece Ankara-İstanbul değil, birçok yer arasında köprüler kuruyor. Film trafiğimizi ve sosyal medyamızı yürüten Fatma Edemen, Polonya’da; yine sosyal medyamızı üstlenen Cem Koç İrlanda’da yaşıyor. Basın koordinatörümüz Merve Genç, festival hazırlıkları sırasında Ayvalık’taydı. Ankara’da da koordinatör Dilek Metin Sert ve festival asistanımı Dalım İlteriş Mayadağlı çalıştı. Dolayısıyla ekip festivali farklı yerlerden çalışarak hazırladı.
Ben kendim adına Ankara izleyicisinin takip edeceği bir festival hazırlamayı büyük bir sorumluluk olarak görüyorum. Sinemayla çok derin bir ilişki kuran, festivalin en zor filmlerinin biletlerini ilk tüketen, cesur ve keşfe açık bir izleyici için program hazırlayabilmek, bir programcı için bulunmaz bir nimet.
Açılış gecesinden, "Daha Fazlası, Daha Azı Değil"
Festivalin ödüllerine dair şunu söyleyerek başlamak istiyorum soruma, bir yarışma değil de üretenlerin tüm sürecine odaklanan, hatta yolun başındakiler için de motivasyon olacak ödüller takdim ediyor festival. Bu ödülleri seçenler kimlerdir, bize biraz bahsedebilir misin?
Festival ödüllerini Uçan Süpürge Vakfı ve festival ekibi tartışarak belirliyor. Ödülleri, o yılın veya son yılların üretimlerini mercek altına alarak ve üzerinde konuşarak kararlaştırıyoruz. FIPRESCI jürisinin ödül verdiği yarışmayı da programı hazırlarken belirliyorum. Keşif değeri olan, farklı sinema dillerinin örneklerini Her Biri Ayrı Renk adlı FIPRESCI ödüllü bölüm için seçiyorum.
Festivalle geçen sene tanışan biri olarak seçki başlıklarına gerçekten bayılıyorum! Geçen sene benim vauv dediğim "Olay Yeri: Aile" olmuştu. Bu sene Üretim Kaydı adına en heyecanlandığım, programa yeni eklenen seçki "Oyunbozanlar" oldu. Nasıl karar verdiniz bu seçkiyi yapmaya ve ismine, seçkiyi nasıl yaptınız?
Aslında bölümler, festival seçkisi büyük oranda tamamlanmışken belli oluyor. Seçilen tüm filmleri post-it’lerle duvara yapıştırıp birkaç hafta nasıl bir araya gelirler diye gidip gidip o duvara bakıyor ve bölümlere ayırmaya başlıyorum. Aralarına ipler, oklar yerleştirdiğimi düşünmeyin ama yine de duvar biraz polisiye dizileri andırıyor. Oyunbozanlar da bu şekilde ortaya çıktı. Jeanne Dielman gibi tüm kalıpları altüst eden bir klasik, Saint Omer gibi cesur bir senaryo matematiğine sahip bir film, Laura Citarella’nın 290 dakikalık oyunbaz filmi Trenque Lauquen ve Somnur Vardar’ın kente bambaşka bir şekilde baktığı belgeseli Boşlukta gibi filmler bir düzen karşıtlığında birleşiyordu. Bir süre zihnimde "Bu bölümün adı ne olabilir?" diye dönüp durdu. Sonra Nora Fingscheidt’ın 2019 yapımı filmi “System Crasher / Oyunbozan”dan yola çıkarak isim bulundu. O filmdeki küçük kızın ruhundan izler taşıyan filmler var bu bölümde.
Bu sene dikkatimi çeken unsurlardan biri de seçki teaser'ları oldu festivalin ruhunu çok iyi yansıtıyordu, kimlerle çalıştınız? İsimlerini analım isterim.
Seçki teaser’larını Caner Gümüş ve Mehmet Olcay Aydemir hazırladı. Festivalin, bölümlerinin meselelerini çok iyi kavrayan fragmanlara imza attıklarını düşünüyorum. Ana fragman ilk geldiğinde defalarca izledim. Neredeyse tüm yılı seçilen filmlerle geçirdikten sonra seçkideki filmlerin bir araya nasıl geldiğinde, hangi sahnelerinin, hangi filmlerin ortak duygularda birleştiğini görmek çok heyecan vericiydi.
Belmin Söylemez, Ayna Ayna Gösterimi sonrası soru-cevapta
Son sorum, bu sene festival sayesinde tüm filmlerini izleme imkânına eriştiğim Belmin Söylemez’in seçkisine dair olacak. Belmin Söylemez’in ustalık sınıfı da etkinler arasında, bu seçkinin festivale dahil olma sürecinden de biraz bahsedebilir misin?
Geçen yıl Antalya Film Festivali’nde Belmin Söylemez’in yeni filmi Ayna Ayna’nın Türkiye prömiyeri yapıldı. Festivalde konuşurken söz Belmin Söylemez’in kısa ve orta metrajlarına geldi. Sohbet görenlerin görmeyenlere Bıyık ve Dalgalar’ın da aralarında olduğu Belmin Söylemez filmlerini anlattığı bir yere uzandı. İzlemiş olanların bu filmlerin özgünlüğünü, yaratıcılığını izlememişlere anlatmasındaki heves görülmeye değerdi. Bir neslin bu dönemi tamamen ıskaladığını fark edince, Antalya biter bitmez Belmin Söylemez ve yapımcısı Haşmet Topaloğlu’na seçkiyi önerdik. Kabul etmeleri bizi çok mutlu etti. Seçkinin hazırlanma sürecinde de festivale çok destek oldular, filmlerin kopyaları, fotoğrafları, künyelerini festivalle paylaştılar. Açıkçası bizim için programın en özel ve izleyiciyle buluşturmaktan en çok gurur duyduğumuz bölümü bu şekilde uzun süreli bir hazırlık sonucunda ortaya çıktı.
Ayna Ayna, Yönetmen: Belmin Söylemez
📌Editör notu: Ayna Ayna’nın festivaldeki son gösterimi sonrası yönetmen Belmin Söylemez seyircilerin filme dair sorularını yanıtladı. Söylemez, biri baskıcı babasından kurtulup özgürleşmeye, biri geçmiş travmalarının etkileriyle baş etmeye, bir diğeri ise ekonomik zorluklara rağmen tiyatrosunu ayakta tutmaya çalışan ve bir şekilde yolları kesişen üç kadını anlattığı filmde İstanbul’un da karakterlerden biri olduğunun altını çizdi ve ekledi:
“Önceki filmlerde de, kısa filmler olsun belgesellerde de olsun, İstanbul hep vardı, filmin karakteriydi. İstanbul’daki değişimin bir devamlılığı olsun istedik filmi yazarken. Kentteki değişimi bizzat yaşıyorduk. Çünkü filmde ve diğer filmlerde de bizim yaşadığımız ve İstanbulluların yaşadığı İstanbul var. İstanbul’un karakteristik merkezi mekânları var. O dönüşüm git gide daha da hoyratlaştı. Şehir sakinlerinin düşünceleri alınmadan gerçekleşen bir değişim bu. Birçok mekân kapandı, şehri tanıyamaz hâle geldik. Biraz daha klostrofobik olsun istedik. Barikatlarıyla, karanlığıyla olsun istedik ama ara ara da İstanbul’da ve diğer şehirlerde olduğu gibi nefes aldırsın istedik.”
Ayrıca 4 Haziran tarihinde gerçekleşen Belmin Söylemez söyleşisi yakında YouTube kanalında olacak.
Kaydet
Okuma listesine ekle
Paylaş
İLGİLİ BAŞLIKLAR
festival
Festival
Ankara
İstanbul
Uçan Süpürge
Fatma Edemen
Ayvalık
Dilek Metin Sert
İlteriş Mayadağlı
NEREDE YAYIMLANDI?
26. Uçan Süpürge Film Festivali devam ederken festivalin koordinatörü ve gönüllüleri ile konuştuk.
06 Haz 2023

YAZARLAR

Esra Ece Kuleci
Üreten insanların, süreçlerini kayıt altına almaya merak sarmış biri 👀

Üretim Kaydı
Kültür ve sanat alanında üreten insanlarla buluşarak “üretim süreçlerini” kayıt altına alan ve bu buluşmalardan kendine kalanların da kaydını tutmayı dileyen yayın.
İLGİLİ OKUMALAR