Berrak zihinler için yalın, zengin, bağımsız bir Türkçe dijital medya üyeliği.
Ücretsiz Kaydol →
Soner Can
Gazetelerin hafta sonu eklerinde, kültür-sanat servislerinde uzun yıllar haberci, yönetici ve yazar olarak çalıştı. Halen sanat edebiyat dergileri için yazarlarla söyleşiler yapıyor, okunmaya değer kitaplara dair yazılar yazıyor.
Mine Söğüt, "Ormandaki Kalpsiz Ceylan"da bir cennet sembolü olarak betimlediği, içinde barındırdığı türlü canlının doğasına uygun yaşayıp gittiği ormanın, insanın ayak basmasıyla esenlik duygusunu yitirdiğini daha masalının başında kayda alarak dikkatimizi insanın yıkıcılığına çekiyor. Söğüt ile yeni kitabını konuştuk.

Özgür Mumcu, ikinci romanı "Dünyalılar"da, insanlığın kendi yarattığı kaosla yüzleşmesine dikkat çekiyor. Mumcu ile insanın geleceğine dair iyimserliğimizin ne durumda olduğunu ve bilimkurgunun sınırlarını konuştuk.

Yazar ve mimar Ertuğ Uçar’ın yaşadığı, ilhamını bulduğu ve yürekten bağlandığı İstanbul'un dört bir köşesini bir flanör edasıyla gezip, ilginç karşılaşmalarını ve etkilendiklerini çizimleri eşliğinde aktardığı "İstanbulin" kitabı Can Yayınları’ndan çıktı. Uçar ile kitabı ve sayısız saldırıya karşı tüm asaletiyle varlığını korumaya çalışan İstanbul'u konuştuk.

Roman ve öyküleriyle de tanıdığımız dilbilimci, akademisyen Fatma Akerson, kısa bir süre önce okurlarıyla buluşan "Gemilerle Edebiyata Yolculuk" adlı kitabında gemilerle edebiyat arasındaki ilişkiyi irdeliyor.

Edebiyatın teorik alanına ilginç bir boyut getiren Beliz Güçbilmez, "deha"yı "yazar magazinciliği" addediyor. İddiasının gerekçesini ise şöyle açıklıyor: "Yazarın kilosuyla ilgilenmediğim gibi ne kadar zeki ya da duyarlı olduğuyla da ilgilenmiyorum. İyi kurmacanın yazarınınkinden ayrışmış bir zihni vardır. Kurmaca üretmek 'yapay zeka üretmek' gibidir. Yazarın işi, doğru çalışacak bir anlam makinesi üretmektir."

İlk kurgu kitabı "Benim Yüzümden" ile kitapçı raflarıyla buluşan psikoterapist ve yazar Tuğçe Isıyel'le son kitabını, şifa peşinde geçirdiğimiz ömürlerimizi ve "teselli endüstrisi"ni konuştuk.

Sinema, tiyatro ve edebiyat alanında, özellikle yayımlanan son kitapları ekseninde öykülerinden konuşmak üzeri biraraya geldiğimiz Nilüfer Açıkalın ile sohbetimizin akışını memleketin ahvali değiştirdi. Açıkalın "Ayaklarımızın sağlam bir zemine bastığı güven ortamını özlüyorum, arıyorum" diyor ve ekliyor: "En çok anayasal hakkını kullanan gençlerimize meydanlarda orantısız güç kullanılması, sudan sebeplerle sınav zamanı hapiste tutulmaları, o çocukların ebeveynlerinin vergileriyle maaş alan görevliler tarafından şiddete uğramaları canımı sıkıyor."

Salman Rushdie'nin "Geceyarısı Çocukları", 44 yaşına girdi, Gabriel García Márquez'in "Yüzyıllık Yalnızlık"ı ise 58 yaşında... Büyülü gerçekçiliğin bu has evlatlarını sevmişseniz Hint yazar Shubhangi Swarup'un hasreti, aşkı ve arayışı, enlem ve boylamlara böldüğü romanı tam size göre. "Hasret Koordinatları", yepyeni bir büyülü gerçeklik serüveni.

Son romanı "Çember Apartmanı"nda sıradışı ama güçlü bir aşkı, yakın tarihimizden özel bir dönemi arka plana alarak anlatan Defne Suman "Tarihî şehirler, Osmanlı liman kentleri, İstanbul, İzmir, Lefkoşa, Trabzon gibi bir zamanlar kozmopolit nüfusları barındırmış, yüreğinde harmanlamış kentlerin çözülüş hikayelerini yazmayı seviyorum" diyor.

Hikmet Hükümenoğlu'nun "Körburun" romanı, Türkiye'nin bugünkü durumunu da özetliyor aslında. Hükümenoğlu'yla "Körburun" ve "Harika Bir Hayat" kitaplarını konuştuk.
