9-14 Eylül tarihleri arasında hem fuar merkezinde kapalı alanlarda, hem de trafiğe kapalı caddelerde Almanya’nın Münih kentinde hayata geçirilen IAA Mobility 2025 fuarını 8 Eylül Pazartesi basın gününde gezme fırsatı buldum. Çok sayıda Türk vatandaşın yaşadığı Münih’te fuara Türk otomotiv sektörü de damgasını vurdu. Özellikle basın günü, Türkiye’de üretim yapan üç markanın gövde gösterisine sahne oldu.&nbsp;Ayrıntılar: Togg yeni modeli T10F'i, Renault Bursa’da üreteceği altıncı nesil Clio'yu, Hyundai ise İzmit’te üreteceği elektrikli araç konsepti Three’yi fuarda ilk kez katılımcılarla buluştudu. Three’nin gelecek yıldan itibaren Hyundai Türkiye tarafından “Ioniq 3” adıyla üretileceği vurgulandı.&nbsp;Avrupa’nın en büyük otomotiv etkinliklerinden biri olan IAA Mobility 2025, Türkiye’yi yakından ilgilendiren gelişmelerle kapılarını ziyaretçilere açtı. 8 Eylül Pazartesi günü basın günüyle resmen başlayan fuar, hem kapalı hem de açık alanlarda ziyaretçilerini ağırladı.&nbsp;Yerli otomobil üreticisi Togg, ilk sedan modeli T10F’i ilk kez fuarda sergiledi. Üstelik şirket, Avrupa pazarına Almanya’dan açılacağını duyurdu. Renault, Bursa’da ürettiği altıncı nesil Clio’nun dünya lansmanını fuarda hayata geçirirken Hyundai, 2026’dan itibaren İzmit’te üretimine başlayacağı tamamen elektrikli modelini açık alanda sergiledi.<h2 dir="ltr" fr-original-style="" style="margin: 0px; color: rgba(0, 0, 0, 0.85); font-weight: 500; padding: 0px; box-sizing: border-box;">Togg, çarpışma testlerinde 5 yıldız aldı&nbsp;</h2>Şimdiye kadar “Biz otomobil değil, akıllı cihaz üreticisiyiz” diyerek hiçbir otomobil fuarına katılmayan Togg, ilk sürprizini bu yıl IAA Mobility’ye katılarak yaptı. İkinci sürpriz ise şirketin çarpışma testlerinden aldığı 5 yıldızı, ilk kez fuarda açıklamasıydı. Üçüncü ve en büyük sürpriz, markanın ilk sedan modeli T10F’in ilk kez fuarda tanıtılması ve Almanya’da satışa sunulacağının açıklanması oldu.&nbsp;Yakın plan:&nbsp;2023 yılında SUV modeli T10X ile Türkiye’de teslimatlara başlayan marka, yaklaşık 2,5 yıl sonra Avrupa’ya bu fuar vesilesiyle açıldı. Gemlik’te üretim yapan Togg’un Avrupa’da satışa başlayacağı ilk ülkenin, 1,5 milyon Türk vatandaşın yaşadığı Almanya olacağı açıklandı. Togg ayrıca, ilk kez bir otomobil fuarına katıldı ve fuarda T10X’in yanı sıra sedan gövde tipindeki ilk modeli T10F’i tanıttı.&nbsp;<img src="https://images.aposto.com/2025/8/5/1757670109327.jpeg" style="display: block; vertical-align: top; margin: 5px auto; text-align: center; width: 100%; max-width: 550px; border-style: none; position: relative; cursor: pointer; padding: 0px 1px; box-sizing: border-box;" width="550" ratio="1.79" fr-original-style="display: block; vertical-align: top; margin: 5px auto; text-align: center; width: 100%; max-width: 550px;" fr-original-class="fr-draggable">T10F, batarya seçeneğine göre 623 kilometreye varan menzil sunuyor. Arkadan itişli ve dört tekerden çekişli iki versiyonu bulunan model, hızlı şarj desteği sayesinde 28 dakikada %20’den %80 şarj seviyesine çıkabiliyor.&nbsp;<h2 dir="ltr" fr-original-style="" style="margin: 0px; color: rgba(0, 0, 0, 0.85); font-weight: 500; padding: 0px; box-sizing: border-box;">İzmitli Ioniq de ilk kez IAA Mobility’de gösterildi&nbsp;</h2>1997’den beri İzmit’te üretim yapan Güney Kore merkezli otomotiv devi Hyundai de Türkiye’de üreteceği ilk tamamen elektrikli otomobilin üretim versiyonuna yakın konsept versiyonunu Münih’te ilk kez sergiledi. Markanın elektrikli Ioniq serisinde yer alacak ve kompakt bir hatchback gövde tipine sahip olacak modelin, gelecek sene Türkiye’de üretime gireceği belirtildi.&nbsp;Bununla birlikte:&nbsp;Bursa’da Oyak fabrikasında üretim yapan Renault, dünyada ve Türkiye’de en çok satılan modeli Clio’nun altıncı neslini IAA Mobility’de tanıttı. Hem Avrupa pazarı hem de Türkiye için büyük önem taşıyan Clio, ilk gün fuarın yıldızı oldu.Satışa sunulduğu 1990 yılından bugüne Clio, dünya çapında 17 milyon, Türkiye’de ise 600 binden fazla kullanıcıya ulaştı ve hatchback segmentinin en güçlü oyuncularından biri oldu. Model, 35 yıllık yolculuğu boyunca 120 ülkede satışa sunuldu. Avrupa’da 5 kez “Yılın Otomobili” seçilen model, kompakt sınıfta daima referans noktası konumunu korudu. Renault, yeni Clio’nun bu güçlü mirası daha ileri taşıyarak hem şehir içinde hem de uzun yolculuklarda kullanıcılarına üstün bir deneyim sunmayı hedeflediğine işaret etti.Münih’te Türk gazetecilere konuşan MAİS Genel Müdürü Dr. Berk Çağdaş da altıncı nesil Clio ile ilgili şu ifadeleri kullandı:&nbsp;<blockquote fr-original-style="color: rgb(9, 9, 9); border-color: rgb(0, 180, 127); border-width: 4px; font-style: italic; padding-left: 10px;" style="color: rgb(9, 9, 9); border-color: rgb(0, 180, 127); border-width: 4px; font-style: italic; padding-left: 10px; margin: 0px 0px 1em; border-left-style: solid; box-sizing: border-box;">“Renault’nun en çok sevilen modellerinden Clio, Türkiye’de segmentinin tartışmasız lideri olarak kullanıcıların öncelikli tercihi olmayı sürdürüyor. Bugüne kadar Türkiye yollarına çıkan 600 binden fazla Clio’nun başarısı, Bursa’daki Oyak Renault Otomobil Fabrikaları’nın üstün üretim kapasitesi ve yerli tedarikçilerle kurulan güçlü endüstriyel ekosistem sayesinde mümkün oldu.&nbsp;Yeni nesil Clio ile birlikte hem tasarım hem teknolojide çıtayı bir kez daha yükseltiyoruz. Yeni versiyon Türkiye’de kompakt hatchback segmentinde eşi benzeri olmayan bir deneyim sunuyor. Bursa’da üretiliyor olması, hem yerli üretime verdiğimiz önemi hem de Türkiye’nin global üretim zincirindeki stratejik rolünü pekiştiriyor. Yeni Clio’nun, önceki nesillerde olduğu gibi Türkiye’deki kullanıcılar tarafından büyük ilgi göreceğine ve satış başarısını daha da yukarı taşıyacağına inanıyoruz.”&nbsp;</blockquote><h2 dir="ltr" fr-original-style="" style="margin: 0px; color: rgba(0, 0, 0, 0.85); font-weight: 500; padding: 0px; box-sizing: border-box;">Clio’nun Bursa’da üretilmesi stratejik bir önem taşıyor</h2>Diğer yandan yeni Clio’nun Bursa’daki Oyak fabrikalarında üretilmesi, Türkiye açısından büyük bir stratejik önem taşıyor. 1971 yılında kurulan Bursa Oyak Renault Otomobil Fabrikaları, Renault Grubu’nun dünya çapındaki en büyük üretim tesislerinden biri konumunda. Üstün kalite standartlarıyla bilinen tesis, bugüne kadar 5 milyondan fazla Renault Clio üretti.&nbsp;Yeni Clio ise uzun bir geçmişe ve güçlü yerel köklere sahip bu fabrika için bir sonraki adımı temsil ediyor. Güncel hâliyle fabrikanın satın alımının %50’sinden fazlası, 90 yerel tedarikçiden yapılıyor. Endüstriyel tesiste ayrıca, yeni Clio’nun tüm geliştirme sürecini yöneten “Renault Technology Türkiye” adlı bir geliştirme merkezi de bulunuyor.&nbsp;Ek olarak: Fabrikada 2023’ün Temmuz ayında açılan “Refactory” adlı bir tesis de bulunuyor. Bu tesis, kullanılmış araçları yeniliyor. Bursa’daki endüstriyel ekosistem, Renault Grubu’nun güçlü endüstriyel varlığını ortaya koyuyor. Fabrika, hem yerel pazarın talebini karşılıyor hem de Akdeniz ve Orta Doğu’ya ihracatta merkezî bir rol oynuyor.&nbsp;<h2 dir="ltr" fr-original-style="" style="margin: 0px; color: rgba(0, 0, 0, 0.85); font-weight: 500; padding: 0px; box-sizing: border-box;">Rakamlarla Clio’nun hikayesi&nbsp;</h2>Renault, fuarda rakamlarla Clio’nun hikayesini de paylaştı:&nbsp;<ul fr-original-style="padding-inline-start: 20px;" style="padding-inline-start: 20px; margin-top: 0px; margin-bottom: 1em; box-sizing: border-box;"><li dir="ltr" fr-original-style="" style="box-sizing: border-box;">1990:&nbsp;Renault Clio’nun ilk kez piyasaya sürüldüğü ve şehir otomobili segmentinde devrim yarattığı yıl&nbsp;</li><li dir="ltr" fr-original-style="" style="box-sizing: border-box;">17 milyon: İlk beş nesil boyunca dünya çapında satılan Clio adedi&nbsp;</li><li dir="ltr" fr-original-style="" style="box-sizing: border-box;">120: İlk nesilden bu yana Clio’nun satışa sunulduğu ülke sayısı&nbsp;</li><li dir="ltr" fr-original-style="" style="box-sizing: border-box;">1:&nbsp;Renault Clio’nun 2025’in ilk yarısında Avrupa’daki satış sıralamasında yer aldığı konum&nbsp;</li><li dir="ltr" fr-original-style="" style="box-sizing: border-box;">6: Clio’nun 1990’daki lansmanından bu yana geçiş yaptığı nesil sayısı&nbsp;</li><li dir="ltr" fr-original-style="" style="box-sizing: border-box;">35:&nbsp;Clio’nun piyasada kaldığı yıl sayısı</li><li dir="ltr" fr-original-style="" style="box-sizing: border-box;">29: Yeni Clio’ya entegre edilebilen gelişmiş sürüş destek sistemi (ADAS) özelliği sayısı&nbsp;</li><li dir="ltr" fr-original-style="" style="box-sizing: border-box;">89: Yeni Clio’nun 160 beygir güç üreten ve tamamen hibrit E-Tech güç aktarma organının kilometrede gram bazında ürettiği karbon emisyonu miktarı&nbsp;</li><li dir="ltr" fr-original-style="" style="box-sizing: border-box;">1000’den fazla:&nbsp;Bursa fabrikalarında her gün üretilen Renault Clio sayısı&nbsp;</li><li dir="ltr" fr-original-style="" style="box-sizing: border-box;">68 bin:&nbsp;17 milyon Clio’nun arka arkaya dizilmesiyle kat edilecek kilometre sayısı; yani dünyanın çevresinin 1,7 katı</li></ul><h2 dir="ltr" fr-original-style="" style="margin: 0px; color: rgba(0, 0, 0, 0.85); font-weight: 500; padding: 0px; box-sizing: border-box;">Yeni Clio, 2026’nın ilk çeyreğinde satışa sunulacak</h2>Yeni Clio, 160 beygir güç üreten hibrit bir motorla geliyor. Elektrik motorunun ve benzinli motorun uyumlu çalışması sayesinde şehir içinde %80’e kadar elektrikli sürüş deneyimi sunacak altıncı nesil Clio, %40’a varan yakıt tasarrufu sağlıyor. Ayrıca 100 kilometrede ortalama 3,9 litre yakıt tüketen araç, hem ekonomik hem de çevre dostu bir sürüş sunmayı hedefliyor.&nbsp;<img src="https://images.aposto.com/2025/8/5/1757670067597.png" style="display: block; vertical-align: top; margin: 5px auto; text-align: center; width: 100%; max-width: 550px; border-style: none; position: relative; cursor: pointer; padding: 0px 1px; box-sizing: border-box;" width="550" ratio="1.34" fr-original-style="display: block; vertical-align: top; margin: 5px auto; text-align: center; width: 100%; max-width: 550px;" fr-original-class="fr-draggable">Bununla birlikte: Yeni Clio, farklı motor seçenekleriyle de kullanıcıların ihtiyaçlarına yanıt veriyor. 115 beygir güç üreten 1,2 litrelik diğer motor seçeneği ise 6 ileri otomatik şanzımanla beraber performansı en üst düzeye çıkarmayı vadediyor.&nbsp;Tamamen hibrit E-Tech motorlu Clio, 0’dan saatte 100 kilometre hıza yaklaşık 8,3 saniyede ulaşıyor ve maksimum saatte 170 kilometre hıza çıkabiliyor. Kilometrede yalnızca 89 gram karbon emisyonuna neden olan versiyon, sınıfının en verimli modellerinden biri olma niteliği taşıyor. 115 beygir güç üreten 1,2 litrelik motorla gelen versiyon ise 0’dan 100 kilometre hıza yaklaşık 10,1 saniyede ulaşıyor. Maksimum saatte 170 kilometre hıza çıkabilen model, 100 kilometrede ortalama 5,1 litre yakıt tüketiyor.&nbsp;

Pareto

Avrupa’nın en büyük otomotiv fuarlarından biri olan IAA Mobility’nin bu yılki ayağı, 8 Eylül Pazartesi basın günüyle başladı. Almanya’nın Münih kentinde düzenlenen fuarın ilk günü, Türkiye’de üretim yapan üç markanın gövde gösterisine sahne oldu. 

IAA Mobility 2025’ten öne çıkanlar: Türk otomotiv sektörü fuara damgasını vurdu

<span fr-original-class="customBullet" fr-original-style="font-size: 24px; line-height: 12px; vertical-align: middle; display: inline-block;" style="font-size: 24px; line-height: 12px; vertical-align: middle; display: inline-block; box-sizing: border-box;">•&nbsp; Togg, yeni SUV modeli T8X’in çalışmalarına başladı:&nbsp;Togg, IAA Mobility 2025 fuarında düzenlediği bir basın toplantısında bir sonraki SUV modeli T8X için çalışmalara başladığını ve aracın T10X ile T10F arasındaki 2,5 senelik süreden daha kısa bir sürede tüketiciyle buluşacağını açıkladı.<ul fr-original-style="padding-inline-start: 20px;" style="padding-inline-start: 20px; margin-top: 0px; margin-bottom: 1em; box-sizing: border-box;"><li fr-original-style="" style="box-sizing: border-box;">Ek olarak:&nbsp;Kısa bir süre önce Almanya pazarına giriş yapan Togg, Almanya’da operasyonları oturttuktan sonra İtalya ve Fransa pazarlarına da girmeyi planladığını duyurdu. Ayrıca Togg’un gelecekte halka arz olması gerektiği vurgulandı.</li></ul>

Aposto Gündem

Sürdürülebilir bir gelecek için rotasını çok erkenden çizmeye başlayan BMW Group, tedarik zincirinden üretim süreçlerine ve tüm ürünlerinin kullanım ömrü döngülerine kadar tutarlı bir şekilde kaynakları koruma konularına odaklanıyor. Hatta bu yaklaşımın izlerini, 2021 IAA Mobility etkinliği kapsamında tanıtılan&nbsp;BMW i Vision Circular&nbsp;otomobilinde de görebiliyoruz. Bu konsept otomobil, döngüsel ekonomi açısından bir mihenk taşı olarak öne çıkıyor.&nbsp;BMW i Vision Circular ile 2050 yılına kadar iklim bakımından tamamen nötr bir iş modeline ulaşmak mümkün görünüyor.&nbsp;Sürdürülebilirlik günümüzde herkesin sıklıkla kullandığı bir sözcük haline gelmiş olsa da bu kavram aslında BMW Group için yeni değil. BMW’nin, 1970’li yıllardan itibaren sürdürülebilirliği kurumsal stratejisinin temel yapı taşlarından biri olarak gördüğünü biliyoruz.<h3 dir="ltr" fr-original-style="" style="margin: 0px; color: rgba(0, 0, 0, 0.85); font-weight: 500; padding: 0px; box-sizing: border-box;">İlk Adımlar</h3>BMW, 1972 yılında Münih’te düzenlenen Yaz Olimpiyatları kapsamında uzun mesafe yürüyüşçülerine ve maraton koşucularına eşlik etmesi için bir BMW 1603 modelini elektrikli bir otomobile dönüştürmüştü. Bir yıl sonra da bu bilinci devam ettirmek adına “Çevre koruma görevlisi’’ pozisyonu açan ilk otomobil şirketi oldu.BMW, o tarihten bu yana sürdürülebilirlik stratejilerini ve önlemlerini sürekli olarak geliştirmeye ve hayata geçirmeye devam etti. Emisyon miktarını azaltmak üzere katalitik konvertörler ve boya atölyelerinde su bazlı boyama teknolojileri gibi yeni teknolojiler keşfedildi ve geri dönüşüm girişimleri oluşturuldu. Takvimler 1993 yılını gösterdiğinde, tüm çalışanlar için zorunlu olan BMW liderlik ilkelerine çevreyle ilgili düzenlemeler eklendi. Bu tarihten itibaren çeşitli BMW modellerinin ekolojik açıdan etkili bir şekilde parçalarına ayrılması ve geri dönüştürülmesi hakkında detaylar içeren pek çok kılavuz geliştirildi.<h3 dir="ltr" fr-original-style="" style="margin: 0px; color: rgba(0, 0, 0, 0.85); font-weight: 500; padding: 0px; box-sizing: border-box;">2000’li Yıllar: Strateji Gelişmeye Devam Ediyor!</h3>2000’li yıllarla beraber, sürdürülebilirlik şirket genelinde çok daha merkezi bir rol oymaya başladı. 2001/2002 döneminde yayınlanan yeni&nbsp;Sürdürülebilirlik Değeri Raporu, gelecekle ilgili önlemleri tanımlayarak bu önlemleri dört temel kategoriye ayırdı:<ul fr-original-style="padding-inline-start: 20px;" style="padding-inline-start: 20px; margin-top: 0px; margin-bottom: 1em; list-style-position: inside; box-sizing: border-box;"><li dir="ltr" fr-original-style="" style="box-sizing: border-box;">Trafik sorununu hafifletmek ve karayolu kullanımı mümkün olan en ideal duruma getirmek için farklı ulaşım modlarından oluşan akıllı bir ağ.</li><li dir="ltr" fr-original-style="" style="box-sizing: border-box;">Kaynakları korumak ve egzoz emisyonu miktarını azaltmak için otomobillerin yakıt tüketiminin sürekli olarak aşağıya çekilmesi.</li><li dir="ltr" fr-original-style="" style="box-sizing: border-box;">Bireysel mobilitenin yaşam kalitesi ve ekonomi üzerindeki faydalarını uzun vadede korumak için alternatif sürüş konseptlerinin geliştirilmesi.</li><li dir="ltr" fr-original-style="" style="box-sizing: border-box;">Ürün konseptlerinin geri dönüşüm açısından optimize edilmesinin yanı sıra kaynakları korumak ve atık oranını azaltmak için kullanım ömrü sona eren otomobillerin geri alınarak dönüştürülmesi.</li></ul>BMW Group, erken dönemlerden itibaren alternatif sürüş konseptleri konusunda aktif araştırmalar gerçekleştiriyordu. Araştırmalar, tamamen elektrikli otomobillerin yanı sıra hidrojenle çalışan otomobiller üzerine yoğunlaşıyordu. Bu motor teknolojisine sahip ilk BMW otomobili ise 1979 yılında tanıtıldı. 2000 yılında gerçekleştirilen bir deneme kapsamında ise hidrojenle çalışan 15 adet BMW 750hLS, herhangi bir aksilik yaşanmadan 100.000 kilometrenin üzerinde yol katetmeyi başardı. Bu dönemde, temel iş operasyonları dışında da pek çok ilerlemeye şahit olduk: BMW Group, 2001 yılında “Temiz Üretim” konulu çevre beyannamesini imzaladı ve 2002 yılında Güney Afrika’da bir profesörlük kürsüsü için bağışta bulundu. 2002 ve 2004 yıllarında ise “Sürdürülebilirlik Mümkün” başlıklı diyalog forumları düzenleyerek faaliyetlerine devam etti.

IAA Mobility ile ilgili hikayeler