<h2 fr-original-style="" style="margin: 0px; color: rgba(0, 0, 0, 0.85); font-weight: 500; padding: 0px; box-sizing: border-box;">Yeni deniz dolmuşları Boğaz'da sefere başlıyor</h2>Ulaşım, İstanbul&nbsp;İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB), 15 Temmuz'dan itibaren İstanbul Boğazı'nda yeni deniz dolmuşlarını hizmete soktu. Haliç Tersanesi'nde üretilen bu çevre dostu ve düşük emisyonlu araçlar, Küçüksu-İstinye ve Beykoz-Sarıyer hatlarında sefer yapacak ve 33 kişilik kapasiteye sahip dolmuşlar, Şehir Hatları'nın mevcut tarifesiyle kullanılacak. İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, bu sayede hem yolcu memnuniyetinin artacağını hem de belediyenin yıllık yaklaşık 120 milyon TL tasarruf edeceğini belirtti. İBB, Eylül ayına kadar toplam 7 deniz dolmuşunu filoya katlayarak hizmet kalitesini artırmayı hedefliyor.<hr fr-original-style="" style="height: 0px; overflow: visible; border-bottom: none; clear: both; user-select: none; break-after: page; box-sizing: border-box;"><h2 fr-original-style="" style="margin: 0px; color: rgba(0, 0, 0, 0.85); font-weight: 500; padding: 0px; box-sizing: border-box;">Olimpiyatlara rağmen Paris’te turizm düşüşe geçiyor</h2>Turizm, Paris&nbsp;2024 Paris Olimpiyatları'nın getireceği turist patlamasının beklendiğinin aksine şehir bu yaz ziyaretçi sayısında beklenmedik bir düşüş yaşıyor. AirFrance-KLM, talebin azalması nedeniyle gelirde önemli bir düşüş öngörüyor. Yerel turizm ofisi, Avrupa ve Kuzey ABD'den gelen ziyaretçi sayısında bir miktar artış bekliyor fakat Okyanusya ve Orta Doğu'dan önemli düşüşler öngörüyor. Taleplerin dengesizliği, otel ve Airbnb'lerde doluluk oranlarının düşmesi ve müsaitlik oranlarının artmasıyla birlikte konaklama sektörünü etkiliyor. 2024 Olimpiyatları'nın başlamasıyla bu eğilimler oyunların beklenen ekonomik faydalarını tekrar düşündürüyor.<hr fr-original-style="" style="height: 0px; overflow: visible; border-bottom: none; clear: both; user-select: none; break-after: page; box-sizing: border-box;"><h2 fr-original-style="" style="margin: 0px; color: rgba(0, 0, 0, 0.85); font-weight: 500; padding: 0px; box-sizing: border-box;">Yunanistan'da sürdürülebilirlik odaklı otel sınıflandırma sistemi hayata geçiyor</h2>Sürdürülebilir turizm, Yunanistan&nbsp;Yunanistan Turizm Bakanlığı, sürdürülebilirliğe odaklanan yenilikçi bir otel sınıflandırma sistemi başlatıyor. Bu yeni sistem, otelleri çevresel ve sosyal etkilerine göre değerlendirecek. Turizm Bakanı Olga Kefalogianni, Bakan Yardımcısı Elena Rapti ve Yunan Otelciler Odası ile Yunan Teknik Odası liderlerinin katıldığı bir toplantıda sistem üzerinde görüşüldü. Çeşitli sürdürülebilirlik sertifikalarını tek bir sistemde birleştiren bu sınıflandırma stratejisi Yunanistan'ın sürdürülebilir turizme bağlılığı ve ulusal ile Avrupa iklim hedeflerine uyum içinde olacak. Bakanlık, bu öncü sistemi gelecek sonbahara kadar tanıtmaya hazırlanıyor.<hr fr-original-style="" style="height: 0px; overflow: visible; border-bottom: none; clear: both; user-select: none; break-after: page; box-sizing: border-box;"><h2 fr-original-style="" style="margin: 0px; color: rgba(0, 0, 0, 0.85); font-weight: 500; padding: 0px; box-sizing: border-box;">Antwerp’ın Jazz Middelheim Festivali yeniden başlıyor</h2>Kültür sanat, Antwerp&nbsp;Antwerp’in sevilen Jazz Middelheim festivali, eski organizatörü Jazz en Muziek’in 2022 sonunda faaliyetlerini durdurmasının ardından yeniden canlanmaya hazırlanıyor. Festivalin geleceği hakkında belirsizlik sebebiyle ve organizatör VRT’nin yeni ortak arayışlarının sonuçsuz kalmasının ardından Antwerp şehri, festivalin devamlılığını sağlamak için devreye girdi. Teklifler arasından Brosella ve Paradise City’nin ortak teklifi seçildi. Brüksel’de folk ve caz festivalleriyle tanınan Brosella ve Vilvoorde yakınlarında çevre dostu elektronik bir festival düzenleyen Paradise City, artık festivalin başına geçecek. Diğer yandan Brosella’nın genel müdürü Bert Schreurs, festivalin geleneğini onurlandırmak ve caz müziği için yenilikçi gelecek yönleri keşfetmek arasında bir denge kuracaklarını vurguladı.<hr fr-original-style="" style="height: 0px; overflow: visible; border-bottom: none; clear: both; user-select: none; break-after: page; box-sizing: border-box;"><h2 fr-original-style="" style="margin: 0px; color: rgba(0, 0, 0, 0.85); font-weight: 500; padding: 0px; box-sizing: border-box;"><a fr-original-style="" href="https://lebigtamtam.com/de" rel="noopener noreferrer" style="color: rgb(9, 9, 9); text-decoration: none; background-color: transparent; outline: none; cursor: pointer; transition: color 0.3s; touch-action: manipulation; user-select: auto; box-sizing: border-box;" target="_blank">Le big TamTam</a></h2>Açılış, Hamburg&nbsp;Hamburg'da, 12 Temmuz'da açılan “Le big TamTam” Hanseviertel bölgesindeki uzun süredir atıl kalan büyük rotundayı yeniden canlandırıyor. Yapının bodrum katında yer alan bu yeni yemek merkezi, 15 yılı aşkın bir süredir kapalı kalan mekanın önemli bir dönüşümünü işaret ediyor. Daha önce 2007 yılına kadar Mövenpick tarafından işletilen alan, Tellerrand Consulting tarafından yeniden tasarlandı ve CBRE Investment Management ile umdasch The Store Makers'ın desteğiyle hayata geçirildi. “Le big TamTam”, geleneksel Hanseatik unsurları modern tasarımlarla birleştirerek Argelith fayanslar ve pirinç vurgularıyla dekore edildi. Mekan, 500 kişiye kadar ağırlayabilen ortak işletilen bir bara sahip hareketli bir buluşma noktası olacak ve düzenli etkinlikler için bir sahne içerecek. Pazartesiden cumartesiye açık olacak yemek alanı, hafta onları daha geç saatlere kadar hizmet veriyor.<hr fr-original-style="" style="height: 0px; overflow: visible; border-bottom: none; clear: both; user-select: none; break-after: page; box-sizing: border-box;"><h2 fr-original-style="" style="margin: 0px; color: rgba(0, 0, 0, 0.85); font-weight: 500; padding: 0px; box-sizing: border-box;"><a fr-original-style="" href="https://theke.berlin/" rel="noopener noreferrer" style="color: rgb(9, 9, 9); text-decoration: none; background-color: transparent; outline: none; cursor: pointer; transition: color 0.3s; touch-action: manipulation; user-select: auto; box-sizing: border-box;" target="_blank">Theke</a></h2>Açılış, BerlinMichelberger evreninden doğan Theke, Seestraße'deki tarihî Likörfabrik'te kapılarını açtı. Michelberger ile Preußische Spirituosen Manufaktur işbirliği MXPSM projesinin bir parçası olarak hayata geçirilen Theke, geniş pencereleri, tarihî tuğla zemini ve vintage neon aydınlatmasıyla dikkat çekiyor. Özellikle yoğun öğle saatlerinde hızlı ve rahat bir yemek deneyimi sunmayı amaçlayan menüde mevsimsel ve eklektik Avrupa lezzetleri yer alıyor. Leberkäse sandviç, patlıcan şinitzel ve gnocchi Cacio Pepe gibi imza yemekler, Michelberger ekibi ve yerel tedarikçilerden gelen yüksek kaliteli malzemelerle hazırlanıyor. Perşembe ve cuma günleri gün batımına kadar açık olan Theke, Wedding'de öğle yemekleri için yeni bir lezzet durağı oluyor.<hr fr-original-style="" style="height: 0px; overflow: visible; border-bottom: none; clear: both; user-select: none; break-after: page; box-sizing: border-box;"><h2 fr-original-style="" style="margin: 0px; color: rgba(0, 0, 0, 0.85); font-weight: 500; padding: 0px; box-sizing: border-box;"><a fr-original-style="" href="https://www.smb.museum/en/whats-new/detail/kolonnaden-bar-on-the-museumsinsel-berlin-from-1-august-to-1-september-2024/" rel="noopener noreferrer" style="color: rgb(9, 9, 9); text-decoration: none; background-color: transparent; outline: none; cursor: pointer; transition: color 0.3s; touch-action: manipulation; user-select: auto; box-sizing: border-box;" target="_blank">The Kolonnaden Bar</a></h2>Açılış, BerlinBerlin, Kolonnadenhof'ta, Museumsinsel'nın kuzey ucunda ve Spree Nehri kıyısında yer alan Kolonnaden Bar yeniden kapılarını açıyor. 1 Ağustos-1 Eylül 2024 tarihleri arasında perşembe-cumartesi saat 16.00-22.00, pazar ise 16.00-20.00 saatleri arasında DJ setleri ve seçkin konuklarla kültür, sanat ve müzik programı sunulacak. Program, yağmur çamur demeden takvime göre gerçekleşecek. Katılım ücretsiz.<hr fr-original-style="" style="height: 0px; overflow: visible; border-bottom: none; clear: both; user-select: none; break-after: page; box-sizing: border-box;"><h2 fr-original-style="" style="margin: 0px; color: rgba(0, 0, 0, 0.85); font-weight: 500; padding: 0px; box-sizing: border-box;"><a fr-original-style="" href="https://www.oderatinos.com/" rel="noopener noreferrer" style="color: rgb(9, 9, 9); text-decoration: none; background-color: transparent; outline: none; cursor: pointer; transition: color 0.3s; touch-action: manipulation; user-select: auto; box-sizing: border-box;" target="_blank">Odera</a></h2>Açılış, TinosBakir Tinos adasında yer alan ilk lüks butik otel Odera, huzur arayan gezginler için yepyeni bir kaçış noktası olma misyonuyla kapılarını açtı. Spiritüel bir ada olarak tanınan Tinos'ta pek çok Ortodoks Hristiyan hacı, Odera'ya sadece 15 dakika uzaklıktaki Evangelistria Kilisesi'ne diz çökerek çıkıyor. Adanın her köşesinde 800'den fazla şapel ve Tinos'a özgü bin 300 beyaz güvercinlik (peristeriónes) bulunuyor. Bu güvercinlikler, 5 yüzyıl boyunca adaya egemen olan Venedikliler tarafından getirilmiş ve 2 katlı, gösterişli yapılarıyla dikkat çekiyor. Tinos'un eşsiz doğal güzellikleri içinde yer alan Odera, geleneksel mimari ve modern tasarımı bir araya getiriyor. Tethy's tarafından inşa edilen otel, konuklarına 77 farklı konaklama seçeneği sunuyor. Nǒsti Beach Bar'da geleneksel Yunan lezzetleri, Eos Restoran'da ise deniz ürünleri ağırlıklı menülerle damaklar şenleniyor. Yerel mineral kaynaklarından faydalanılan spa ise dinlendirici bir deneyim sunuyor.<hr fr-original-style="" style="height: 0px; overflow: visible; border-bottom: none; clear: both; user-select: none; break-after: page; box-sizing: border-box;"><h2 fr-original-style="" style="margin: 0px; color: rgba(0, 0, 0, 0.85); font-weight: 500; padding: 0px; box-sizing: border-box;"><a fr-original-style="" href="https://plates-london.com/" rel="noopener noreferrer" style="color: rgb(9, 9, 9); text-decoration: none; background-color: transparent; outline: none; cursor: pointer; transition: color 0.3s; touch-action: manipulation; user-select: auto; box-sizing: border-box;" target="_blank">Plates</a></h2>Açılış, LondraGreat British Menu şampiyonu Kirk Haworth, kardeşi Keeley ile birlikte Dalston’daki başarılı pop up restoranlarının ardından ilk kalıcı bitki temelli restoranını açtı. Tamamen Kirk’ün ellerinden çıkan özenle hazırlanmış 7 tabaklık tadım menüsüyle dikkat çeken restoran, Keeley'nin tasarladığı ve geri dönüştürülmüş malzemelerle sürdürülebilirliği ön planda tutan 25 kişilik bir yemek alanına sahip. Kimchi garnitürlü havuçlar, mung fasulyesi ravioli ve domates konsomesi içindeki çilek gibi lezzetler menüde öne çıkıyor. Şubat 2025’e kadar rezervasyonların dolu ancak güzel havalarda teras kısmında daha rahat bir oturma alanı sunulması planlanıyor. Yeni rezervasyonlar için <a fr-original-style="" href="https://www.sevenrooms.com/reservations/plateslondon" rel="noopener noreferrer" style="color: rgb(9, 9, 9); text-decoration: none; background-color: transparent; outline: none; cursor: pointer; transition: color 0.3s; touch-action: manipulation; user-select: auto; box-sizing: border-box;" target="_blank">takipte</a> kalmakta fayda var.

Soli

İstanbul'dan Londra'ya ve Hamburg'a haberler ve açılışlar.

Ne var ne yok?

<span fr-original-class="customBullet" fr-original-style="font-size: 24px; line-height: 12px; vertical-align: middle; display: inline-block;" style="font-size: 24px; line-height: 12px; vertical-align: middle; display: inline-block; box-sizing: border-box;">•&nbsp;İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, Haliç Tersanesi'nde İstanbul Sanat Müzesi'nin açılışında "Bu Kanal İstanbul meselesini, bu milletin uykularını kaçıran o ismiyle bile zihninden söküp atacağız" ifadelerine yer verdi.<ul fr-original-style="padding-inline-start: 20px;" style="padding-inline-start: 20px; margin-top: 0px; margin-bottom: 1em; box-sizing: border-box;"><li fr-original-style="" style="box-sizing: border-box;">Bir adım geriden: İmamoğlu, 14 Şubat'taki <a fr-original-style="" href="https://x.com/ekrem_imamoglu/status/1757697561639432598?s=20" style="color: rgb(9, 9, 9); text-decoration: none; background-color: transparent; outline: none; cursor: pointer; transition: color 0.3s ease 0s; touch-action: manipulation; user-select: auto; box-sizing: border-box;" target="_blank">paylaşımında</a> İstanbulluların itirazları sonucu Kanal İstanbul planının iptal edildiğini duyurmuştu.</li></ul>

Aposto Gündem

<img src="https://images.aposto.com/2022/7/5/1660945683411.jpeg" style="display: block; vertical-align: top; margin: 5px auto; text-align: center; width: 100%; max-width: 550px; border-style: none; position: relative; cursor: pointer; padding: 0px 1px; box-sizing: border-box;" width="550" alt="Paşabahçe Vapuru" ratio="1.51" fr-original-style="display: block; vertical-align: top; margin: 5px auto; text-align: center; width: 100%; max-width: 550px;" fr-original-class="fr-draggable">Paşabahçe VapuruFotoğraf: İBB&nbsp;<hr fr-original-style="" style="height: 0px; overflow: visible; border-bottom: none; clear: both; user-select: none; break-after: page; box-sizing: border-box;"><h3 fr-original-style="" style="margin: 0px; color: rgba(0, 0, 0, 0.85); font-weight: 500; padding: 0px; box-sizing: border-box;">Paşabahçe Vapuru Boğaz’a döndü&nbsp;</h3> İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) iştiraki Şehir Hatları tarafından yenilenen Paşabahçe Vapuru yeniden görevde.&nbsp;Ne oldu?&nbsp;Haliç Tersanesi'nde bir yılda restore edilen Paşabahçe Vapuru, 70’inci yaşında yeniden İstanbul sularında. “Boğaz'ın Bahçeleri” takma isimli üç gemiden en hızlısı olan 1952 üretimi tarihî vapur, 12 yıl sonra ilk seferini Haliç Tersanesi’yle Koç Müzesi arasında gerçekleştirdi.&nbsp;<ul fr-original-style="padding-inline-start: 20px;" style="padding-inline-start: 20px; margin-top: 0px; margin-bottom: 1em; list-style-position: inside; box-sizing: border-box;"><li fr-original-style="" style="box-sizing: border-box;">Bir adım geriden:&nbsp;2010 yılında Şehir Hatları filosundan düşürülen Paşabahçe Vapuru, Beykoz Belediyesi’ne hibe edilmişti. İstanbulluların da yaşatılması için kampanya başlattığı vapur, gerekli kaynak ve sponsor bulunamadığı için iskelede kaldığı süre boyunca bakımsız kalmış ve neredeyse ‘hurda’ hâline gelmişti.</li></ul>

Aposto İstanbul

<h2 fr-original-style="" style="margin: 0px; color: rgba(0, 0, 0, 0.85); font-weight: 500; padding: 0px; box-sizing: border-box;">İBB’nin ilk sanat müzesi: İstanbul Sanat Müzesi&nbsp;</h2>İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin Haliç Tersanesi’nde açılması planlanan İBB İstanbul Sanat Müzesi, ilk sergisiyle Müze Gazhane’de.&nbsp;Nedir?&nbsp;İBB’nin kentin kültür mekânlarını kent sakinlerine kazandırma çalışmaları kapsamında, Türkiye’nin ilk baskı müzesi İMOGA’nın İBB’ye yaptığı bağışın bir parçası, baskı sanatı eserlerinden özel bir seçkiyle hazırlanan Birlikte sergisi, ilk defa Müze Gazhane’de İstanbullularla buluştu.&nbsp;Ne dedi? İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, “Haliç Tersanesi’nde yoğun bir çalışma içerisindeyiz ve burada bir sanat müzesini kente kazandırmanın çok önemli, özel bir çabasını gösteriyoruz. İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nin ilk sanat müzesi olacak. İstanbul Sanat Müzesi, kentin belki de en eski iki yakasını birbirine bağlayan yeni bir kültür sanat köprüsü işlevini de elde etmiş olacak.” sözlerini serginin açılışında dile getirdi.

İBB'den atılım: Deniz ulaşımı kolaylaşıyorİstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin Haliç Tersanesi’nde ürettiği deniz taksileri geçtiğimiz cuma suya indirildi. Araçların kara yolu trafiğini hafifletmesi ve deniz ulaşımını yaygınlaştırması hedefleniyor.<ul fr-original-style="padding-inline-start: 20px;" style="padding-inline-start: 20px; margin-top: 0px; margin-bottom: 1em; list-style-position: inside; box-sizing: border-box;"><li fr-original-style="" style="box-sizing: border-box;">Neden önemli? 50 adet üretilmesi planlanan ve ilk etapta 98 iskeleden kullanılabilecek deniz taksiler, ilerleyen süreçte iskele bağımlılığı olmadan toplu ulaşımın olmadığı kıyılara da ulaşmayı sağlayacak. Taksiler 10 yolcu alabiliyor. Mobil uygulama üzerinden çağrılabilecek deniz taksiler için bir süre sonra paylaşımlı taksi dolmuş modeline geçilmesi planlanıyor.</li><li fr-original-style="" style="box-sizing: border-box;">Ciro: Tersanenin 1 milyon olan cirosunun bu yıl 125 milyona çıkması tahmin ediliyor.</li></ul>

Deniz Yılmaz AkmanKaraköy İskelesi’ndeyim. Köşeye ilişip, saksafonunu üfleyen müzisyenin, vapur düdüklerinin aksine sakince titreşen tınısı duyuluyor. Simitçiden burnuma gelen susam kokuları, arkadaki balık-ekmek tezgâhından gelen kokularla yarışır hâlde. Balıkçılar oltalarını ani bir hamleyle geri topluyor. Karşıdan gelen Kadıköy vapuruyla bir şiirin içine yol alıyorum. Nazım’ın “usulcacık okşadığı” Boğaz vapurlarını düşlüyorum. Karaköy Limanı’ndan kalkıp, Sait Faik’i Grenoble’a, Marsilya’ya ve Pire Limanı’na kadar taşıyan eski İstanbul vapurlarını anıyorum. Bu sırada sarı şeritli, nostaljik görünümlü bir vapur daha yanaşıyor iskeleye. Onu incelerken, ben de şairin Vapur şiirindeki gibi okşamak istiyorum eski İstanbul vapurlarını ve arkalarında bıraktıkları, köpürerek çoğalan o dalgaları.&nbsp;<h2 dir="ltr" fr-original-style="" style="margin: 0px; color: rgba(0, 0, 0, 0.85); font-weight: 500; padding: 0px; box-sizing: border-box;">Willis'ten Karadeniz'e</h2>Söz ettiğim o eski vapurlardan; Karadeniz Vapuru, belki de içlerinde hikâyesi en ilginç olanı. Hollanda yapımı Willis, sonradan Haliç Tersanesi’ne getirilip yenilenerek Karadeniz ismini alıyor. Atatürk, yüzünü artık Batı’ya çevirmiş Cumhuriyet dönemi Türkiye’sini Avrupa’ya tanıtmanın yollarını ararken; 1925’in Mart ayında fikir mimarı Ali Cenani Bey, düşlediği seyyar sergi vapurunu kafasında şöyle şekillendiriyor: Bu vapurda, Türkiye'de üretilen mallarının öne çıkarıldığı; tütün, Kütahya çinileri, Hacıbekir lokumları, kumaşlar, kehribarlar, Beykoz fabrikasından çıkan ürünlerin sergilenip satıldığı bölümler, Batı müziğiyle konukları şenlendirecek Riyaset-i Cumhur Orkestrası, Türk damak tadını ortaya koyan yemekler, Sanâyi-i Nefîse Mektebi’nin öğrencilerinin resim ve heykelleri yer almalı. Katılmak isteyen tüccarlar sadece kamaraları için ödeme yapmak koşuluyla mallarını buradaki sergide tanıtıp, satmalı. Baş köşesine İbrahim Çallı’nın yaptığı Atatürk’ün yağlı boya resmi yerleştirilen ve yeni baştan tasarlanarak âdeta bir sergi alanı olarak kurgulanan bu vapur, Avrupa’yı liman liman dolaşmalı. Atlantik’i ilk geçen Türk gemisi olarak bilinen Gülcemal’in süvarisi olan Lütfi Kaptan da dümene geçti mi her şey tamamlanıyor.&nbsp;Bütün bu planların adım adım hayata geçirildiği sergi vapuru, 1926’da bir heyet oluşturuyor. Tüccarlar, protokol ekibi, tercümanlar, tarihçiler, gazeteci ve yazarların katılımıyla 285 kişi, 12 Haziran 1926’da üç ay sürecek bir yolculuk için Karaköy İskelesi’nden hareket ediyor. Vapurun seyir esnasındaki ayrıntıları siyah beyaz karelerde, gazetecilerin kaleme aldığı seyir günlüklerinde ve dönemin ünlü karikatür dergisi Akbaba’nın nükteli çizimlerinde karşımıza çıkıyor. Son olarak da geçtiğimiz yıllarda çekilen Karadeniz: Seyr-i Türkiye belgeselinde.&nbsp;<h2 dir="ltr" fr-original-style="" style="margin: 0px; color: rgba(0, 0, 0, 0.85); font-weight: 500; padding: 0px; box-sizing: border-box;">Barcelona'dan Helsinki'ye</h2>Barselona’dan başlayıp Le Havre, Marsilya, Cenova, Napoli, Londra, Kopenhag, Amsterdam, Hamburg, Helsinki ve Leningrad gibi şehirleri kapsayan üç aylık rotanın bazı limanlarında büyük bir coşkuyla karşılanıyor Karadeniz. Avrupalılar, gemiyle fotoğraflar çektiriyor. Robert Koleji öğrencilerinin tercümeleriyle ürünler hakkında bilgi alıyor, gümrük işlemleri eğer sorunsuz ilerlerse iki ülke arasında ticari el sıkışmalar gerçekleşiyor. Ancak bu sergi fikrine herkesin sıcak baktığını söylemek zor. Bazı kişiler açıkça, böyle bir tanıtım için neden onca para harcandığını sorguluyor. Hatta Hıfzı Topuz, Hava Kurşun Gibi Ağır kitabında, dönemin gazetecilerinden Vâlâ Nureddin’in bu yolculukta izlenimlerini aktaran gazeteci olarak görev almasının, yakın arkadaşı olan Nazım Hikmet’le aralarının açılmasına sebep olduğunu anlatıyor. Vapur Leningrad’a demirlediğinde iki arkadaş arasında, şu konuşma geçiyor:&nbsp;<blockquote fr-original-style="color: rgb(9, 9, 9); border-color: rgb(179, 61, 0); border-width: 4px; font-style: italic; padding-left: 10px;" style="color: rgb(9, 9, 9); border-color: rgb(179, 61, 0); border-width: 4px; font-style: italic; padding-left: 10px; margin: 0px 0px 1em; border-left-style: solid; box-sizing: border-box;">- “Anlat Vâlâ, seni hangi rüzgâr buraya attı? - Gazetelerde doğru dürüst bir iş bulamadım. Bu gezici sergiye çağırdılar. Geminin Leningrad’a uğrayacağını duyunca hemen bu işi kabul ettim. Fena mı ettim? Yoksa kim bilir bir daha ne zaman, nerede buluşacaktık?”&nbsp;</blockquote>Barselona’da bir süre önce buraya göç etmiş Türk Museviler, Londra’da&nbsp;Stamboul Bazaar in the Thames belgeselini izleyip limana koşan coşkulu insanlar, Helsinki’deki Rusya’dan sürgüne gönderilmiş Kazan Türkleri, Amsterdam’da kendi ülkelerinde yapılan bu vapurun yeni hâlini görmek isteyenler Karadeniz’i büyük bir merakla karşılıyor. Vapur, kimi zaman acımasız fırtınaları kimi zaman durgun suları ardında bırakarak ilerliyor. Bazen hiç umulmadık aşkların filizlendiği dans gecelerine bazen ülkeler arası anlaşmalar imzalanan ciddi protokol yemeklerine sahne oluyor.&nbsp;Kısacık yaşamına başka denizleri, dalgaları, limanları sığdırmış olan Karadeniz, aylarca süren gezinin sonunda kendi sularına geri dönüyor. Arkasından beyaz mendiller sallanan, binlerce insanın şaşkın bakışları karşısında mavinin üzerinde, kendinden emin bir şekilde salınan hatıralarla yüklü bu vapur, sonunda diğer birçokları gibi unutulup gidiyor. Türkiye’nin ilk seyyar sergisine ev sahipliği yapan ve Türkiye’nin yeni yüzünü, sınırların ötesine geçerek insanların karşısına çıkaran o bembeyaz vapur, şimdi yeniden hatırlanmayı bekleyen bir İstanbul hatırası.&nbsp;

Haliç Tersanesi ile ilgili hikayeler