<p fr-original-style="" style="margin-top: 0px; margin-bottom: 1em; box-sizing: border-box;">Bundan tam 45 yıl önce, 22 Şubat 1980’de New York, Lake Placid’de oynanan Kış Olimpiyat Oyunları final turu maçında ABD, büyük bir sürprize imza atarak son 4 turnuvanın şampiyonu SSCB’yi 4-3 yendi. ABD’nin genç oyuncularıyla, SSCB’nin “gizli profesyonel” olarak tanımlanabilecek rüya kadrosuna karşı aldığı bu galibiyet, iki ülke arasındaki rekabet ve özel olarak bu dönemin “boykot tartışmaları” sebebiyle ciddi bir politik anlam da kazandı ve <strong fr-original-style="" style="font-weight: 700; box-sizing: border-box;">ABD popüler kültürüne “Buzdaki mucize”</strong> anlamına gelen “Miracle on Ice” olarak geçti. <em fr-original-style="" style="box-sizing: border-box;">ABC</em> kanalında maçı sunan Al Michaels, maçın son saniyelerinde sarf ettiği “Mucizelere inanır mısınız!” <a fr-original-style="" href="https://www.youtube.com/watch?v=qYscemhnf88" rel="noopener noreferrer" style="color: rgb(9, 9, 9); text-decoration: none; background-color: transparent; outline: none; cursor: pointer; transition: color 0.3s; touch-action: manipulation; user-select: auto; box-sizing: border-box;" target="_blank">ifadesiyle</a> bu adlandırmanın arkasındaki isimdi. ABD, daha sonra Finlandiya’yı da yendi ve 2. olimpiyat altın madalyasını kazandı.</p><h2 fr-original-style="" style="margin: 0px; color: rgba(0, 0, 0, 0.85); font-weight: 500; padding: 0px; box-sizing: border-box;"><strong fr-original-style="" style="font-weight: 700; box-sizing: border-box;">Kanada buldu, ABD para kazandı</strong></h2><p fr-original-style="" style="margin-top: 0px; margin-bottom: 1em; box-sizing: border-box;">“Buzdaki mucize” yıllar boyunca Kuzey Amerika’da hokeyin politik sahneyi kaplayan en önemli olayı olarak kaldı. Buz hokeyinin jeopolitik oyun sahasının diğer küresel sporlara göre çok daha kısıtlı olduğunu hatırlarsak bu normaldi. Arada oyunun beşiği Kanada’nın 1987’de Moskova, Lujniki’de kazandığı kendi “Buzdaki mucize”si de vardı elbette ama bu, Kanada’dan bekleneceği üzere çok daha mütevazı bir biçimde geçiştirilmişti. Buz hokeyi esas olarak Kanada’nın oyunu, hatta Kanada’nın ABD’ye ihracı olsa da (Yeri gelmişken basketbolun da bir Kanadalı tarafından icat edildiğini hatırlatalım) oyunu endüstrileştiren ve bundan aslan payını kapan ABD oldu. Örneğin NHL, Kanada’da kurulsa da, tarih boyunca yıldızların çoğu Kanada’dan gelse de nihai olarak oyun en çok ABD sahalarında, Amerikan sermayesiyle Amerikan doları için oynanır oldu. Bugün <strong fr-original-style="" style="font-weight: 700; box-sizing: border-box;">32 NHL organizasyonundan 7’si Kanada, 25’i ABD merkezli</strong>.</p><p fr-original-style="" style="margin-top: 0px; margin-bottom: 1em; box-sizing: border-box;">SSCB’nin dağılması sonrası Kanada millî takımı, oyunun liderliğini yeniden ele geçirse de son dönemde tablo eskisi kadar parlak değil. Artık rekabet daha parçalı. 2021 ve 2023 dünya şampiyonluklarına rağmen 2006’dan beri ilk kez 2022 Kış Olimpiyat Oyunları’nda yarı finale dahi kalamadılar. ABD’nin nefesi de enselerinde. Nitekim Kanada, Finlandiya, İsveç ve ABD’yi karşı karşıya getiren NHL turnuvası 4 Nations Face-Off grup maçında ABD’ye 3-1 kaybetti.</p><h2 fr-original-style="" style="margin: 0px; color: rgba(0, 0, 0, 0.85); font-weight: 500; padding: 0px; box-sizing: border-box;"><strong fr-original-style="" style="font-weight: 700; box-sizing: border-box;">Millî marş yuhalamaları</strong></h2><p fr-original-style="" style="margin-top: 0px; margin-bottom: 1em; box-sizing: border-box;">Donald Trump’ın başkanlık seçimi propaganda döneminde başlattığı “vergi” tehdidine eklenen “müstakbel 51. eyaletimiz” söylemleri, Kanada’daki NHL ve NBA maçlarında <strong fr-original-style="" style="font-weight: 700; box-sizing: border-box;">ABD millî marşının yuhalanmasını</strong> beraberinde getirmişti. Yuhalamalar NHL organizasyonu 4 Nations Face-Off’taki maçlarda da devam etti. Montreal’deki Bell Centre’da zirveye çıkan gerilim sahaya da yansıdı ve ilk 9 saniye içinde 3 kavgaya tanıklık ettik. Bunların üstüne maçı da ABD’nin kazanması, Trump taraftarlarını iyice azdırdı.</p><h2 fr-original-style="" style="margin: 0px; color: rgba(0, 0, 0, 0.85); font-weight: 500; padding: 0px; box-sizing: border-box;"><strong fr-original-style="" style="font-weight: 700; box-sizing: border-box;">Kanada’nın cevabı</strong></h2><p fr-original-style="" style="margin-top: 0px; margin-bottom: 1em; box-sizing: border-box;">Final maçı öncesi Trump, ABD takımını bizzat arayarak başarı diledi. Truth Social hesabından paylaştığı mesajda ise Kanada’dan “Belki de bir gün bizim, çok daha düşük vergilere ve sağlam bir güvenliğe sahip, el üstünde tuttuğumuz 51. eyaletimiz olacaklar” şeklinde bahsetti ve ateşi harladı. Normalde ikili rekabette Kanada’nın tribünden verdiği yanıtlar “Bizde sağlık sigortası var sizde yok” gibi iki ülke arasındaki “refah devleti” standartlarının farklılığına yapılan nahif göndermelerle olurdu ama son süreç işleri değiştirdi. Kanadalılar, ABD’nin aslında hokeyde dahi kendi ürettiklerinden <strong fr-original-style="" style="font-weight: 700; box-sizing: border-box;">aslan payını kapan bir zorba olduğunu</strong> daha yoğun şekilde fark edip, bunu açık bir milliyetçi tonla ifade etmekten çekinmediler. Millî marş yuhalamaları bunun göstergesiydi.&nbsp;</p><p fr-original-style="" style="margin-top: 0px; margin-bottom: 1em; box-sizing: border-box;">Boston’daki TD Garden’da dün oynanan ve Kanada’nın uzatmalarda Connor McDavid’in golüyle <a fr-original-style="" href="https://www.youtube.com/watch?v=GXetp-xfqOY" rel="noopener noreferrer" style="color: rgb(9, 9, 9); text-decoration: none; background-color: transparent; outline: none; cursor: pointer; transition: color 0.3s; touch-action: manipulation; user-select: auto; box-sizing: border-box;" target="_blank">3-2 kazandığı maç</a> ise Trump’ın salvolarıyla sersemleyen ülkenin, kendi oyunuyla yeniden güven kazanması anlamına gelebilir. Bu politik gerilim, buz hokeyinin ve NHL’in popülaritesine de olumlu yansırken <strong fr-original-style="" style="font-weight: 700; box-sizing: border-box;">gözler de 2026’daki Kış Olimpiyat Oyunları’na</strong> çevrildi. Trump’ın frene basmaya gönüllü olmadığını hesaba katarsak bakalım o güne kadar gerginlik hangi boyutlara varacak…</p>

Punto 

ABD'nin SSCB'yi devirdiği "Buzdaki mucize"den 45 yıl sonra bu kez Kanada ile gerilen ilişkiler buz hokeyi sahasına yansıdı.

Buzda gerilim: Hokeyde 45 yıl sonra Trump usulü atışma

<p fr-original-style="" style="margin-top: 0px; margin-bottom: 1em; box-sizing: border-box;">2021’de ciddi kamuoyu tepkisi ve UEFA’nın yaptırım tehditlerinin de etkisiyle rafa kaldırılan Avrupa Süper Ligi projesi, bu hafta <strong fr-original-style="" style="font-weight: 700; box-sizing: border-box;">Real Madrid’in “Unify League” inisiyatifiyle</strong> yeniden gündeme geldi. Salı günü A22 Sports Management adlı şirketin 4 lig ve 96 kulüpten oluşan önerisiyle canlanan proje, aslında ilkinden epey farklı. 12 Avrupa devi tarafından duyurulan Avrupa Süper Ligi projesi, Amerikanvari (NBA, NFL, MLB, NHL ya da Avrupa'dan EuroLeague gibi) bir kapalı ligdi. Takımların buradaki varlığı liyakate yani küme düşme gibi başarı standartlarına bağlı değildi. Bu kez daha geniş, kapsayıcı ve içeride olmayanlara giriş imkanı tanıyan, UEFA turnuvalarına alternatif bir şampiyona tahayyülü ortaya kondu.&nbsp;</p><ul fr-original-style="padding-inline-start: 20px;" style="padding-inline-start: 20px; margin-top: 0px; margin-bottom: 1em; box-sizing: border-box;"><li fr-original-style="" style="box-sizing: border-box;"><strong fr-original-style="" style="font-weight: 700; box-sizing: border-box;">Bir adım geriden</strong>: Avrupa Süper Ligi projesi, orijinal olarak İspanya’dan Real Madrid, FC Barcelona, Atletico Madrid, İngiltere’den Arsenal, Chelsea, Liverpool, Manchester City, Manchester United, Tottenham Hotspur, İtalya’dan Juventus, AC Milan ve Inter Milan’ı kapsıyordu. Tepkiler sonrası Real Madrid ve Barcelona dışındaki tüm takımlar özür dileyerek projeden çekildiklerini duyurmuşlardı.</li></ul><h2 fr-original-style="" style="margin: 0px; color: rgba(0, 0, 0, 0.85); font-weight: 500; padding: 0px; box-sizing: border-box;"><strong fr-original-style="" style="font-weight: 700; box-sizing: border-box;">UEFA ciddiye almadı: Noel soytarılığı</strong></h2><p fr-original-style="" style="margin-top: 0px; margin-bottom: 1em; box-sizing: border-box;">Real Madrid, Avrupa Adalet Adalet Divanı’nın geçen yıl verdiği, UEFA’nın orijinal planı bloke etmesinin AB yasalarına aykırı olduğu kararı sonrası FIFA ve UEFA’nın yeni öneriye karşı çıkamayacağını umuyor. UEFA yetkililerinden sızdırılan ilk görüşler ise yeni projenin, Avrupa futbolunun patronu tarafından ciddiye alınmadığı yönünde. <em fr-original-style="" style="box-sizing: border-box;">The Times</em>’tan Martyn Ziegler, bir üst düzey yetkilinin yeni tasarıyı “saçmalık” ve “Noel soytarılığı” olarak tanımladığını aktardı.&nbsp;</p><h2 fr-original-style="" style="margin: 0px; color: rgba(0, 0, 0, 0.85); font-weight: 500; padding: 0px; box-sizing: border-box;"><strong fr-original-style="" style="font-weight: 700; box-sizing: border-box;">Real Madrid'in Asteriks ve Titanik retoriği</strong></h2><p fr-original-style="" style="margin-top: 0px; margin-bottom: 1em; box-sizing: border-box;">Harvard Business School’da Anita Elberse öncülüğünde hazırlanan ve Real Madrid’in iş modeline odaklanan çalışmaya katılan İspanyol devinin önemli yöneticilerinden José Angel Sanchez, kulağa hoş gelen çarpıcı benzetmelerle UEFA’ya karşı argümanlarını dile getirdi. Sanchez, Real Madrid’i <strong fr-original-style="" style="font-weight: 700; box-sizing: border-box;">köyü Roma askerleri tarafından kuşatılan Asteriks’e</strong> benzetirken UEFA için de “Titanik batarken çalmaya devam eden müzisyenler” yorumunu yaptı.&nbsp;</p><h2 fr-original-style="" style="margin: 0px; color: rgba(0, 0, 0, 0.85); font-weight: 500; padding: 0px; box-sizing: border-box;"><strong fr-original-style="" style="font-weight: 700; box-sizing: border-box;">İsyancıların çözüm önerileri</strong></h2><p fr-original-style="" style="margin-top: 0px; margin-bottom: 1em; box-sizing: border-box;">Sanchez’e ve Real Madrid’e göre, Premier League’in medya anlaşmasıyla güçlendirdiği ekonomik heybeti ve devletlerin (Suudi Arabistan, BAE, Katar örnekleri) sınırsız sermaye gücüyle kulüp sahibi (PSG, Manchester City, Newcastle United) olduğu günümüz futbol dünyasında kendileri gibi organik kulüplerin rekabet gücü zayıflıyor. Kendi kurallarının ihlali durumlarında dahi gerekli önlemleri alamayan <strong fr-original-style="" style="font-weight: 700; box-sizing: border-box;">UEFA, bu haksız rekabetin önüne geçmiyor/geçemiyor</strong>. Real Madrid bu eğilimin güçlenerek devam edeceğini öngörüyor, bu yüzden “futbolu kurtarmak” için hızla harekete geçilmesi gerektiğini düşünüyor. Real'e göre bunun birinci yolu, Şampiyonlar Ligi (ya da onun yerine geçmesi için hazırlanan Unify League) televizyon gelirlerinin ortağı UEFA’yı denklemden çıkarmaktan, ikinci yol ise ürünün/rekabetin kendisini daha ilgi çekici hâle getirmekten geçiyor. Real Madrid’in ve A22 Sports Management’ın bu konudaki fikirleri, sahadaki yarışmanın kalitesini artırmaktan, maçların süresini kısaltmaya, bazı kuralları değiştirmeye kadar varıyor.</p><ul fr-original-style="padding-inline-start: 20px;" style="padding-inline-start: 20px; margin-top: 0px; margin-bottom: 1em; box-sizing: border-box;"><li fr-original-style="" style="box-sizing: border-box;"><strong fr-original-style="" style="font-weight: 700; box-sizing: border-box;">Perspektif</strong>: A22 Genel Müdürü Bernd Reichart, futbolseverler için artan yayın abonelik fiyatlarını, oyuncular için yükü ağırlaşan sıkışık takvimi, kadın futboluna yetersiz yatırımı, Avrupa kupaları formatından duyulan hoşnutsuzluğu temel sorunlar olarak gördüklerini ve bunlara çözüm üretmeyi hedeflediklerini belirtti.&nbsp;</li></ul><h2 fr-original-style="" style="margin: 0px; color: rgba(0, 0, 0, 0.85); font-weight: 500; padding: 0px; box-sizing: border-box;"><strong fr-original-style="" style="font-weight: 700; box-sizing: border-box;">Bu kez hedef darbe değil gönülleri kazanma!</strong></h2><p fr-original-style="" style="margin-top: 0px; margin-bottom: 1em; box-sizing: border-box;">Real Madrid temelde <strong fr-original-style="" style="font-weight: 700; box-sizing: border-box;">UEFA’yı “gelirlere çöken bir tekel” olarak nitelendiren</strong> ve televizyon anlaşmalarının gelirinin aracısız şekilde kulüplere kalmasını arzulayan önerisi, Asteriks/Roma ve Titanik gibi benzetmelerle işin en azından PR safhasında daha doğru adımlar atıldığını gösteriyor. Avrupa Süper Ligi projesi, 12 öncü kulübü kendileri dışında kimseyi özellikle de yerel futbol ortamını düşünmeyen, açgözlüler olarak göstermiş ve bu imaj daha ilk saniyeden savaşı kaybetmelerine neden olmuştu. Bu kez biraz daha hazırlıklı, biraz daha tecrübeli görünüyorlar. Ama bu sefer de denklemde, -UEFA ve FIFA’nın yaptırım tehdidinin de etkisiyle- İngiltere Premier League kulüpleri yok. Bu da UEFA’nın “Unify League” girişimini “Noel soytarılığı” olarak reddetmesini, ciddiye dahi almamasını beraberinde getiriyor.&nbsp;</p><p fr-original-style="" style="margin-top: 0px; margin-bottom: 1em; box-sizing: border-box;">Açıkçası Unify League henüz ne iş modeliyle Avrupa kulüplerini ne de etik standartlarıyla yerel dinamikleri, her şeyden önemlisi futbolseverleri kazanmış durumda. Bir başka deyişle Galyalılar ne düşünürse düşünsün henüz imparatorluğun geri kalanında bir “isyan” hâli yok. Zaten bu yüzden Real Madrid ve onunla birlikte hareket eden diğer kulüplerin, bu kez <strong fr-original-style="" style="font-weight: 700; box-sizing: border-box;">ani bir darbeden çok uzun soluklu bir mücadeleye</strong> hazırlandığı izlenimi hakim.</p>

UEFA'ya karşı Avrupa Süper Ligi isyanında ikinci perde Unify League projesiyle duyuruldu. UEFA'nın "Noel soytarılığı" diyerek ciddiye almadığı girişimin öncüsü Real Madrid, bu kez doğrudan sonuç almaktan ziyade uzun soluklu bir mücadelede kamuoyu algısını şekillendirmeyi öncelemiş gibi duruyor.

UEFA’ya karşı ikinci salvo: Unify League projesi

<p dir="ltr" fr-original-style="" style="margin-top: 0px; margin-bottom: 1em; box-sizing: border-box;">Atlanta Braves’in Houston Astros’u World Series’te 4-2 mağlup etmesiyle tamamlanan 2021 sezonun ardından takımlar hız kesmeden yeni sezon hazırlıklarına başladı. Ligin yıldız isimlerinden Corey Seager 300 milyon doları aşan kontratıyla Texas Rangers’a giderken, Max Scherzer, New York Mets’e katıldığını açıkladı. Büyük anlaşmaların yanı sıra birçok takım hareketli bir offseason geçirirken tüm ligi gölgeleyen haber 2 Aralık’ta ligin ve oyuncular birliğinin sayfasından yayınlandı.&nbsp;</p><p dir="ltr" fr-original-style="" style="margin-top: 0px; margin-bottom: 1em; box-sizing: border-box;">Lig yönetimi ve MLB Oyuncular Birliği yaptıkları açıklamada yeni <span fr-original-style="background-color: rgb(247, 218, 100);" style="background-color: rgb(247, 218, 100); box-sizing: border-box;">toplu iş sözleşmesi için anlaşmaya varılamadığını ve lokavt kararı alındığını duyurdu.</span> Alınan lokavt kararının ardından takımların serbest oyuncularla sözleşme imzalaması ve oyuncuların tesisleri kullanması yasaklanırken ligdeki tüm işlemler durduruldu.&nbsp;</p><p dir="ltr" fr-original-style="text-align: center;" style="text-align: center; margin-top: 0px; margin-bottom: 1em; box-sizing: border-box;"><img src="https://images.aposto.com/2021/11/4/1639070003181.jpeg" style="display: block; vertical-align: top; margin: 5px auto; text-align: center; width: 100%; max-width: 550px; border-style: none; position: relative; cursor: pointer; padding: 0px 1px; box-sizing: border-box;" width="550" alt="MLB" ratio="1.50" fr-original-style="display: block; vertical-align: top; margin: 5px auto; text-align: center; width: 100%; max-width: 550px;" fr-original-class="fr-draggable">Kapak: New York Times</p><h3 dir="ltr" fr-original-style="" style="margin: 0px; color: rgba(0, 0, 0, 0.85); font-weight: 500; padding: 0px; box-sizing: border-box;"><strong fr-original-style="" style="font-weight: 700; box-sizing: border-box;">Oyuncular Ne İstiyor?</strong></h3><p dir="ltr" fr-original-style="" style="margin-top: 0px; margin-bottom: 1em; box-sizing: border-box;">Yeni toplu iş sözleşmesi görüşmelerinde oyuncuların talep ettiği en önemli şey gelir dağılımının dengeli bir yapıya kavuşması. Takımların maç günü gelirleri, bilet satışı, yayın hakları ve ürün satışından elde ettiği gelirler, <span fr-original-style="background-color: rgb(247, 218, 100);" style="background-color: rgb(247, 218, 100); box-sizing: border-box;">oyuncu maaşlarını etkilemiyor ve doğal olarak gelirlerdeki artış maaşlara yansımıyor.</span> Sportico’da yer alan bir haberde, MLB’deki en düşük maaşın 570 bin dolar olduğu; NBA, NFL ve NHL ile karşılaştırıldığında bu rakamın bu üç organizasyona göre çok düşük olduğu belirtildi. Haberde ayrıca, MLB’deki imzalanan son toplu iş sözleşmesinden bu yana NFL ve NBA’deki maaşların iki katına çıktığı, MLB’deki maaşların ise büyük bir ölçüde aynı kaldığı ifade edildi.</p><p dir="ltr" fr-original-style="" style="margin-top: 0px; margin-bottom: 1em; box-sizing: border-box;">Birliğin değişmesini istediği bir diğer konu ise oyuncuların serbest oyuncu olabilmesi için ligde geçirdikleri süre. MLB’de oynamaya başlayan bir oyuncunun sınırsız serbest oyuncu olabilmesi için ligde en az altı yıl oynaması gerekiyor ve oyuncular bu sürenin düşürülmesini talep ediyor. İlk üç yılın ardından ise <span fr-original-style="background-color: rgb(247, 218, 100);" style="background-color: rgb(247, 218, 100); box-sizing: border-box;">oyuncular, yeni kontrat için yönetimle görüşme yapabiliyor ancak statü gereği serbest oyuncu olmadıkları için ücretler yine yetersiz kalıyor.</span> İki tarafın anlaşamaması halinde ise konu tahkime taşınıyor. Kısa bir örnekle açıklamak gerekirse bu yıl American League’de sezonun en değerli oyuncusu ödülü için finale kalan Vladimir Guerrero Jr. geride bıraktığımız sezonda 605 bin 400 dolar kazandı. Vermiş olduğu katkıyla aldığı ücreti kıyasladığımızda aradaki farkın milyon dolarlar olduğunu rahatlıkla söyleyebiliriz.&nbsp;</p><p dir="ltr" fr-original-style="text-align: center;" style="text-align: center; margin-top: 0px; margin-bottom: 1em; box-sizing: border-box;"><img src="https://images.aposto.com/2021/11/4/1639070077541.jpeg" style="display: block; vertical-align: top; margin: 5px auto; text-align: center; width: 100%; max-width: 550px; border-style: none; position: relative; cursor: pointer; padding: 0px 1px; box-sizing: border-box;" width="550" alt="MLB" ratio="1.50" fr-original-style="display: block; vertical-align: top; margin: 5px auto; text-align: center; width: 100%; max-width: 550px;" fr-original-class="fr-draggable">Kaynak: Bleed Cubbie Blue</p><h3 dir="ltr" fr-original-style="" style="margin: 0px; color: rgba(0, 0, 0, 0.85); font-weight: 500; padding: 0px; box-sizing: border-box;"><strong fr-original-style="" style="font-weight: 700; box-sizing: border-box;">Lig Yönetimi Ne Diyor?</strong></h3><p dir="ltr" fr-original-style="" style="margin-top: 0px; margin-bottom: 1em; box-sizing: border-box;">Lig yönetiminden yapılan açıklamalarda ise bu lokavtın gerekli olduğu, takımların vizyonuyla lig yapısının gelişemeyeceği ve rekabetin azalamayacağı belirtildi. Geçtiğimiz aylarda Amerikan basınında çıkan haberlerde MLB yönetiminin Playoff’a kalan takım sayısının artırılmasını planladığı belirtilmişti. Bu sayede ligdeki rekabetin artacağı ve takımların daha fazla gelir elde edeceğine dikkat çekilmişti. Ancak oyuncular, <span fr-original-style="background-color: rgb(247, 218, 100);" style="background-color: rgb(247, 218, 100); box-sizing: border-box;">mevcut sistemdeki gelir dağılımının eksik </span>ve hatalı olmasından kaynaklı olarak bu öneriye karşı çıkabileceklerini ifade etti. Çünkü mevcut dağılımda takımlar ne kadar çok gelir elde ederse etsin, bu artış oyunculara yansımıyor. MLB yönetimi oyuncuların eleştirilerinin aksine ligin iyi bir ekonomik modele sahip olduğu konusunda ısrar ediyor. Yeni toplu iş sözleşmesinde köklü bir değişiklik ufukta gözükmese de lig yönetimi revize, oyuncular ise devrim istiyor.&nbsp;</p><h3 dir="ltr" fr-original-style="" style="margin: 0px; color: rgba(0, 0, 0, 0.85); font-weight: 500; padding: 0px; box-sizing: border-box;"><strong fr-original-style="" style="font-weight: 700; box-sizing: border-box;">Lokavt Ligi Nasıl Etkileyecek?</strong></h3><p dir="ltr" fr-original-style="" style="margin-top: 0px; margin-bottom: 1em; box-sizing: border-box;">Normal şartlarda 6-9 Aralık’ta yapılması planlanan kış toplantıları lokavt nedeniyle iptal edildi. Bahar antrenmanlarının mart ayında başlayacağı düşünüldüğünde lig yönetiminin ve oyuncular birliğinin önünde iki aylık bir süreç var. <span fr-original-style="background-color: rgb(247, 218, 100);" style="background-color: rgb(247, 218, 100); box-sizing: border-box;">Anlaşmanın sağlanamadığı her gün, 2022 sezonu etkileyecek.</span> Lokavtın uzaması 14 Şubat’ta başlayacak atıcı ve yakalayıcı antrenmanlarını da etkileyeceği gibi yeni sezonun eksik bir takvimle oynanmasına yol açabilir. Oyunun ana aktörlerinin mutsuz olduğu bir senaryonun çözüme kavuşması her şeyden önemli. Yönetimin ligdeki rekabeti ve gelirleri artırma isteği, bu talepler karşılanmadıkça kısa vadede gerçekleşmesi pek mümkün gözükmüyor.</p>

NHL ile ilgili hikayeler