<img src="https://images.aposto.com/2024/3/5/1712916217815.jpeg" style="display: block; vertical-align: top; margin: 5px auto; text-align: center; width: 100%; max-width: 550px; border-style: none; position: relative; cursor: pointer; padding: 0px 1px; box-sizing: border-box;" width="550" alt="Derbiye adını veren Mole Antonelliana'yı sağ tarafta farkedebilirsiniz." ratio="1.51" fr-original-style="display: block; vertical-align: top; margin: 5px auto; text-align: center; width: 100%; max-width: 550px;" fr-original-class="fr-draggable">Derby Della Mole: İtalya’nın sanayi başkenti Torino aynı zamanda ülkenin en köklü futbol kulüplerinden ikisine (Juventus FC ve Torino FC) ve onların “Derby Della Mole” adıyla anılan derbisine ev sahipliği yapıyor. İsmini kentin mimari sembolü Mole Antonelliana’dan alan derbide iki takım yarın 19.00’da 251. kez karşı karşıya gelecek. Bu maçların 111’ini Juventus, 73’ünü Torino kazandı. 1946-1961 yılları arasında Juventus’ta forma giyen, kulübün “bayrak” isimlerinden Giampiero Boniperti, attığı 15 golle derbi tarihinin en golcü ismi.

Punto 

1 Temmuz 1976 tarihinde Juventus, radikal bir kararla 37 yaşındaki genç teknik adam Giovanni Trapattoni ile sözleşme imzalamıştı. Siyah beyazlılar, İtalyan teknik adamın görevde kaldığı 10 yıl boyunca kupalara abone oldu ve bu cesur hamlenin geri dönüşlerini fazlasıyla aldı. Benzer bir senaryoyu yaklaşık yarım asır sonra yeniden devreye sokarak bu kez bir efsane, Andrea Pirlo’yu, takımın başına getiren Juventus İtalyan futbol efsanesinden de bir Trapattoni etkisi yaratmasını bekledi ancak sonuçlar istenildiği gibi olmayınca bu birliktelik sadece bir sezon sürdü.Andrea Pirlo; futbolculuk kariyerinde Dünya Kupası, Şampiyonlar Ligi şampiyonluğu ve lig şampiyonlukları yaşamış bir futbol efsanesi. Oyunculuk döneminde neredeyse oynadığı tüm takımlarda saha içi organizasyonunu üstlenen Pirlo, antrenörlük becerilerini ona biçilen rolün etkisiyle futbolculuk döneminde de geliştirme fırsatını fazlasıyla bulmuştu. Ne var ki, büyük futbolcuların emeklilik sonrası teknik adamlık kariyerleri her zaman hayal ettirdikleri kadar parlak olmuyor. Muhtemelen pek çokları faturayı erken keserek Pirlo’yu da bu sınıfa sokmaya çalışıyor. Kağıt üstünde ilk teknik adamlık serüveni başarılı geçmeyen İtalyan teknik adamın bu bilindik önermeyi tersine çevirmek için fazlasıyla yenilikçi bir futbol aklına sahip olduğuysa kesin.Futbolun taktik ve strateji kısmına kafa yoran insanlar, Pirlo’nun kariyerinde halen yürüyecek uzun ve parlak bir yol olduğunun bilincinde. Juventus macerası sonrası da başa güreşen bir takım olmasa da baş altı bir İtalyan takımının başına geçmesi sanırım kimseyi şaşırtmazdı. Ancak hayatta her zaman güçlü olasılıklar gerçeğe dönüşmüyor. Rotasını Türkiye’ye çeviren Pirlo’nun kariyer yolculuğu da olasılıklar arasında liste sonuydu desek yanlış olmaz.Pirlo’nun Türkiye’ye gelişi futbolseverler için takip etmesi çok keyifli bir sezon demek ancak madalyonun diğer yüzünde anlaşmanın bir yıllık olması kafalarda bazı soru işaretlerini de beraberinde getiriyor.&nbsp;İtibar mı? Proje mi?&nbsp;Türkiye’de özellikle yabancı futbolcu transferlerinin arttığı 80’li yıllardan itibaren, bazı takımların transferde belirli ülkelere yoğunlaştığı dönemleri sıklıkla yaşamıştık. Galatasaray’ın bir döneme damga vuran ve halen de etkisi hissedilen Romanya’dan futbolcu ve teknik adam transferleri, Kocaelispor’un en üst ligde oynadığı dönemde Bulgaristan pazarını tercih ettiği dönemler ilk akla gelenlerden. Bu listeye, son yıllarda İtalyan ve İtalya liginde oynamış oyunculara yönelen Karagümrük de dahil oldu. Kırmızı siyahlı takım; Fabio Borini, Andrea Bertolacci, Lucas Biglia, Emiliano Viviano ve Davide Biraschi gibi oyuncuların yanı sıra teknik adam koltuğunu da yakın dönemde bir başka İtalyan Francesco Farioli’ye emanet etmişti. Hal böyle olunca kırmızı siyahlı takımın yeni sezonda da bir İtalyan teknik adamı takımın başına getirmesi şaşılacak bir durum olarak değerlendirilmese de bu ismin Andrea Pirlo olması spot ışıklarının İstanbul temsilcisine çevrilmesine neden oldu.Karagümrük açısından bu transferin bir projenin parçası mı olduğu yoksa İtalya piyasasında genişletmeye çalıştığı itibarını daha da ileri seviyeye taşımak için atılmış bir adım mı olduğu tartışmaya açık. Sözleşmenin bir yıllık olması genç teknik adamın Türkiye'ye bir oyun kültürü oturtmak için geldiği savının önündeki en büyük engel belki de. Bir senede bazı değişimler yapmak mümkün olsa da kalıcı bir kültür yaratmak, teknik adamın ismi ne olursa olsun fazlasıyla iyimser bir beklenti. Tüm bu önermeleri ortaya koyunca Karagümrük’ün bu hamlesinin İtalyan pazarında daha da aktif olarak yer almak ve kulübün küresel itibarını artırmak için atılmış bir adım olduğu daha da anlam kazanıyor.&nbsp;<img src="https://images.aposto.com/2022/5/4/1655369607439.jpeg" style="display: block; float: none; vertical-align: top; margin: 5px auto; text-align: center; width: 100%; max-width: 550px; border-style: none; position: relative; cursor: pointer; padding: 0px 1px; box-sizing: border-box;" ratio="1.00" width="550" fr-original-style="display: block; float: none; vertical-align: top; margin: 5px auto; text-align: center; width: 100%; max-width: 550px;" fr-original-class="fr-draggable">Bu anlaşmaya Andrea Pirlo tarafından bakacak olursak, yoğun bir baskı yaşadığı Juventus macerası sonrası kendini daha rahat hissedeceği ve baskıdan uzak, kafasındaki planları uygulamaya odaklanacağı bir ortamı tercih ettiğini düşünebiliriz. Kısa süreli bir toparlanma sonrası yeniden büyük ligleri hedefleyeceğini de sözleşmenin süresi bize anlatıyor. Unutmadan, Türkiye'de futbol ortamının fırtınalı havası bir hortuma dönüşüp burada rahat hisedeceğini düşünen Pirlo'yu da yutabilecek tehlikeye sahip.&nbsp;İtalyan teknik adamın, Türkiye’yi ve Karagümrük’ü tercih etmesi farklı şekillerde okunabilir. Kimileri bunu bir meydan okuma gibi düşünürken kimileri de geriye atılmış bir adım olarak yorumlayacaktır. Gerçek olan şu ki iki taraf da bu anlaşmanın bitimiyle doğacak farklı fırsatların peşinden koşacak. Günün sonunda iki tarafın hayal ettiği, geleceğe dönük kazanımların ön koşulu ise “başarı” kriterine dayanacak.&nbsp;Beklentiler&nbsp;Karagümrük ve Pirlo arasındaki sözleşme kısa bir birliktelik ön görse de Pirlo’nun takımının sahada nasıl bir görüntü ortaya koyacağını izlemek değerli olacak. İtalya teknik adamın fazlasıyla çağdaş bir bakış açısına sahip olduğu bir gerçek. Stratejisinin en önemli iki unsuru topa sahip olma ve topu olabilecek en kısa sürede kazanmak üzerine kurulu. Top rakipteyken farklı bir diziliş, topa sahipken ise farklı bir diziliş talep ediyor oyuncularından. Bu durum futbolculardan birden fazla pozisyonda oynamalarını da talep ediyor. Karagümrük’ün nasıl bir transfer dönemi geçireceği ve elindeki kadroyu ne denli muhafaza edeceği belirleyici olacak ancak elindeki kadro kalitesinin Juventus’taki kadro kalitesiyle aşık atamayacağı su götürmez bir gerçek.&nbsp;Türkiye’deki oyuncular oyun bilgisi yönünden gelişime açık olsa da İtalyan teknik adamın bu denli sistemli bir kurguda saha içi organizasyonuna epey zaman harcayacağı kesin. Pirlo’nun sisteminde oyuncuların hem sağlam bir fizik kaliteye, hem ortalamanın üstünde bir pas kalitesine, hem de farklı pozisyonları oynayabilme yeteneğine sahip olması gerekiyor. Bu hayli talepkar ortamda işlerin en azından kısa vadede yolunda gitmesi kolay olmayacaktır.&nbsp;Pirlo'nun takımı topa sahipken ve top rakipteyken farklı dizilişler sunacak. Top rakipteyken, dörtlü bir savunma dizilişi ve üçüncü bölgede iki oyuncuyla amansız bir pres talep eden İtalyan teknik adam, savunmasını öne çıkararak baskıyı rakibin üstüne yıkmayı hedefleyecek. Burada pres gücü yüksek iki ileri uç oyunucusuna ihtiyaç duyarken, savunma dörtlüsünü de atletik oyunculardan kurması ön koşul olacak. Topa sahipken ise Pirlo’nun oyun anlayışı defansta üçlü bir yapı üzerine kurulu, iki stoper ve savunma yerleşimindeki bekinin üçlüyü tamamladığı bu organizasyonda, pas kalitesi yüksek orta saha oyuncularıyla geriden oyun kurulumunda pas istasyonlarını artırmaya hedefleyen bir yapı göreceğiz.Tüm bu anlattığımız kurguyu Karagümrük, Francesco Farioli döneminde kısmen uygulamayı başarmış ve ortaya izlemesi keyifli bir takım çıkmıştı. Kulübün bu kültüre aşina olması bir avantaj gibi duruyor ve adaptasyonu belli ölçülerde hızlandıracak bir fırsat ortaya koyuyor.Pirlo ve Karagümrük birlikteliği, özellikle sonrasındaki hikayesiyle bile şimdiden ilgi çekici. Üstelik, İtalyan teknik adam ve kırmızı siyahlı takıma farklı fırsatlar yaratabilecek çokça da parametreye sahip. Bu birlikteliğin sezon boyu neler getireceğini izlemek kadar ayrılık sonrasındaki serüvenlerine şahit olmak da bir o kadar keyifli olacak. &nbsp;&nbsp;

Macera

Kültür, gelenek ve geçmişe ait hissetmek gibi birçok durum hayatımızda karşımıza çıkan kalıplaşmış bazı yargılardır. Diğer bir yandan ise sürekli yeniliği ve günceli kovalar, gelişen ve değişen dünyaya ayak uydurmaya çalışırız. Bu farklılıklar hayatımızda farklı şekilde karşımıza çıkar. Bazen çok alıştığımız alışkanlıklarımızı değiştirmek zorunda kalırız bazen de görmeye alıştığımız şeyler karşımıza farklı bir kimlikle çıkar ve yeniden buna alışmaya çalışırız. Bugün birçok marka “rebranding”&nbsp;olarak adlandırdığımız yeniliğe giderken bazen olumlu bazen de olumsuz geri dönüşlerle karşılaşıyor. Peki spor arenasında yeniden markalaşmayı, yeni bir kurumsal kimliğe bürünmeyi nasıl değerlendirebiliriz? Geçtiğimiz günlerde Inter Milan futbol takımının duyurduğu <a fr-original-style="" href="https://twitter.com/Inter/status/1376912101030043648?s=20" rel="noopener noreferrer" style="color: rgb(9, 9, 9); text-decoration: none; background-color: transparent; outline: none; cursor: pointer; transition: color 0.3s ease 0s; touch-action: manipulation; user-select: auto; box-sizing: border-box;" target="_blank">yeni logosu</a> üzerinden bu konuyu değerlendirmek doğru olacaktır.&nbsp;<ul fr-original-style="" style="margin-top: 0px; margin-bottom: 1em; list-style-position: inside; box-sizing: border-box;"><li dir="ltr" fr-original-style="" style="box-sizing: border-box;">Geçtiğimiz yıllarda Juventus başta olmak üzere spor organizasyonlarındaki farklı takımlar yeni logolar kullanmaya başladı. Bu değişimleri bazı kulüpler devam ettirirken bazı kulüplerin de taraftarları bu değişimi hoş karşılamadı. Örneğin Everton’ın 2013’te tasarladığı yeni logo taraftarlarından çok tepki toplayınca yeni bir tasarıma gidildi. Bir diğer yandan Roma 2016’da Juventus ise 2017’de yeni logolarını duyururken destekçileri tarafından ciddi bir eleştiriyle karşılaşmadılar. Sadece futbol arenasında değil Amerikan futbolundaki iki büyük kulüpten Detroit Lions ve Los Angeles Chargers da bu alanda değişime gitmişlerdi. Her zaman olmasa da değişimin yeni olanaklara kapı açtığını iddia edebiliriz. Fakat bu durum spor kulüplerinde ne gibi yeni olanaklar sağlar ya da spor kulüplerine neler kazandırır akıllara gelen farklı sorular.</li></ul><img src="https://images.aposto.com/2021/3/2021-04-02T05:35:00.594Z_sm.jpeg" style="display: block; vertical-align: top; margin: 5px auto; text-align: center; width: 100%; max-width: 550px; border-style: none; position: relative; cursor: pointer; padding: 0px 1px; box-sizing: border-box;" alt="Inter" fr-original-style="display: block; vertical-align: top; margin: 5px auto; text-align: center; width: 100%; max-width: 550px;" fr-original-class="fr-draggable"><ul fr-original-style="" style="margin-top: 0px; margin-bottom: 1em; list-style-position: inside; box-sizing: border-box;"><li dir="ltr" fr-original-style="" style="box-sizing: border-box;">Bu sorulara verilebilecek en net cevap günceli yakalamak. Son yıllarda tasarım dünyasındaki sadeleşme spor kulüplerine de yansıdı. Juventus 2017’de yeni logosunu duyurduğunda belki de şu an trend diyebileceğimiz çizgiyi daha önceden yakalayıp eski logosuna göre çok daha sade ve keskin bir logoya geçiş yapmış oldu. Peki Inter ne yaptı? On iki tasarımcının bir yıllık çalışması sonucu Inter için yeni bir logo yarattılar. Aslında Inter de tam olarak değişen tasarım dünyasında daha çok ilgi duyulan ve tercih edilen sadeliği yeni logosuna yansıttı. Geçmişteki logolarına nazaran net renk seçimlerinin olduğu ve kontrastı yüksek renklerle logosunun her bir ayrıntısını daha belirgin bir hâle getirdi. Çünkü mavi rengi aslında Inter’in en büyük simgelerinden biriydi. 1908 yılında AC Milan’dan ayrılırken grafik tasarımcılarının kullandığı iki renkten biri olan kırmızı Milan’a aitken bir diğer renk mavi ise artık Inter’e ait olmak zorundaydı. Bugün gördüğümüz logo da ise mavi renk göze çarpan bir hâl alırken kullanılan diğer renkler ise keskin geçişlerle logoyu daha farklı bir boyuta taşıdı.</li></ul><img src="https://images.aposto.com/2021/3/2021-04-02T05:35:38.287Z_sm.jpeg" style="display: block; vertical-align: top; margin: 5px auto; text-align: center; width: 100%; max-width: 550px; border-style: none; position: relative; cursor: pointer; padding: 0px 1px; box-sizing: border-box;" alt="Inter" fr-original-style="display: block; vertical-align: top; margin: 5px auto; text-align: center; width: 100%; max-width: 550px;" fr-original-class="fr-draggable"><ul fr-original-style="" style="margin-top: 0px; margin-bottom: 1em; list-style-position: inside; box-sizing: border-box;"><li dir="ltr" fr-original-style="" style="box-sizing: border-box;">Peki yeni logo, değişen marka kimliği&nbsp;yeni bir başlangıç anlamına mı geliyor? Aslında Inter’in yayımladığı reklam filmine de bakıldığında bu sorunun cevabı “hayır”. Çünkü yeni bir oluşuma gidilirken var olan özünden vazgeçilmeyeceği ve Inter kulübünün bir kültür olduğu <a fr-original-style="" href="https://twitter.com/Inter/status/1377561216365780993?s=20" rel="noopener noreferrer" style="color: rgb(9, 9, 9); text-decoration: none; background-color: transparent; outline: none; cursor: pointer; transition: color 0.3s ease 0s; touch-action: manipulation; user-select: auto; box-sizing: border-box;" target="_blank">vurgulanıyor.</a> Ancak her yeni başlangıç farklı yenilikleri de getirebilir. Bir spor kulübünün logo değişimi ise bulunduğu ortamdaki güç dengelerini değiştirebilir mi, bence evet. Yaratılan yeni bir kimlikle kulübe kazandırılacak yeni marka anlayışı beraberinde yeni iş birliklerini de getirecektir. Yeni kimliğe uygun sponsorlar, yeni anlaşmalar o kulübe farklı bir değer kazandıracaktır. Kazanılan bu değerle birlikte içinde var oldukları ortamda daha farklı ve dikkat çekici olmayı başaracaklardır. Rakiplerine göre önde ve gözde olmaları ise onları daha değerli bir hâle getirecektir. Burada yakalanan hava her ne kadar sportif başarıyla direkt ilgili olmasa da maddi anlamda gelecek olan destekler sonunda sportif başarıya da ön ayak olacaktır.&nbsp;</li></ul>

Serie A ekiplerinden Inter, kulübün yeni logosunu tanıttı. Kulübün resmî adı olan "Internazionale Milano"nun baş harflerinin kullanıldığı yeni logo 2021-2022 sezonundan itibaren kullanılmaya başlanacak. 


Değişim başarı getirir mi?

2010'lu yılların başlamasıyla, yaşadığı problemli günleri geride bırakıp eski günlerine dönen Juventus bu 10 yıllık dilimde dokuz kez Serie A, dört kez Coppa Italia ve beş kez de İtalya Super Kupa şampiyonluğu yaşadı. Bu harika geçen dönemde Torino ekibinin kazanamadığı tek bir şey kalmıştı: Şampiyonlar Ligi şampiyonluğu.<ul fr-original-style="" style="margin-top: 0px; margin-bottom: 1em; list-style-position: inside; box-sizing: border-box;"><li fr-original-style="" style="box-sizing: border-box;">Ne olmuştu? Juventus geçtiğimiz hafta Porto ile oynadığı son 16 turu rövanş maçında, 3-2'lik skor avantajına rağmen Şampiyonlar Ligi’ne veda etti. Bu sonuçla Juventus üst üste üç sezonda da kendinden oldukça düşük kalibredeki (Ajax, Lyon, Porto) bir ekibe elenerek 1996 yılından bu yana ulaşamadığı Şampiyonlar Ligi kupasına bu yıl da uzak kaldı. Peki, oynadığı üst düzey futbolla 2015 ve 2017’de final oynama başarısı gösteren ve şampiyonluğa çok yaklaşan Juventus’ta yaşanan son üç sezonluk başarısızlığın sebebi ne oldu? </li><li fr-original-style="" style="box-sizing: border-box;">Başarı baskısı:&nbsp;2000’li yıllarda yaşanan büyük krizin ardından Juventus İtalya’nın en büyüğü olurken dünyanın sayılı kulüpleri arasına da girmeyi başardı. Ancak sonrasında yapılan büyük hatalar Torino ekibinin büyük düşüşünü getirdi. Massimiliano Allegri'yle yolların ayrılması yapılan ilk hata oldu. Allegri döneminde beş sezonda 10 kupa ve iki Şampiyonlar Ligi finali başarısı gösterilmesine rağmen kupanın bir türlü kazanılamaması Allegri'yle yolların ayrılmasındaki en önemli faktör oldu. Sonrasında takımın başına getirilen Maurizio Sarri, yönetimle yaşadığı iletişim sorunu ve beklenen başarıdan uzak kalınmasıyla yalnızca bir sezon sonra 20 milyon avroluk tazminat ödenerek kulüpten gönderildi. Ardından Andrea Pirlo hamlesi geldi. Daha önce yalnızca bir aylık Juventus U23 antrenörlüğü deneyimi olan Pirlo’nun böyle kritik bir sezonda göreve getirilmesi de kulüp yönetimini büyük eleştirilerin hedefi hâline getirdi. <img src="https://images.aposto.com/2021/2/2021-03-14T19:52:29.936Z_sm.jpeg" style="display: block; vertical-align: top; margin: 5px auto; text-align: center; width: 100%; max-width: 550px; border-style: none; position: relative; cursor: pointer; padding: 0px 1px; box-sizing: border-box;" alt="Kaynak: Juventus" fr-original-style="display: block; vertical-align: top; margin: 5px auto; text-align: center; width: 100%; max-width: 550px;" fr-original-class="fr-draggable"></li><li fr-original-style="" style="box-sizing: border-box;">Çöküş:&nbsp;Juventus, rekabet hâlinde olduğu Avrupa'nın büyük kulüplerinin aksine, oyuncu havuzunu daha orta ve düşük maliyetli oyunculardan oluşturup yıllardır kurulu iskelete yalnızca gerekli takviyeleri yaparak harika bir istikrar yakalamıştı. Bu düzenle Serie A’da inanılmaz bir dominasyon kurulmasına rağmen bir türlü kazanılamayan Şampiyonlar Ligi kupası, yönetimin de kontrolünü kaybetmesine sebep oldu. Gün geçtikçe savunmadaki oyuncuların yaşlanması, orta sahada oynayan yüksek kalitedeki oyuncuların kulüpten ayrılmaları ve hücum bölgesine yapılan hatalı takviyeler kadronun her geçen sezon daha da başarısız hâle gelmesine neden oldu. 2017 sezonunun ardından Juventus Paulo Dybala, Paul Pogba, Kingsley Coman gibi büyük yetenekleri keşfedip değerlendirmek yerine, serbest piyasada bonservisi olmayan isim yapmış oyunculara yönelerek fırsat transferi kovaladı fakat takıma uygun doğru oyunculara bulamadı. (Aaron Ramsey, Adrien Rabiot) Bu hatalar zinciri de yalnızca dört sezon önce Şampiyonlar Ligi finali oynayabilen Juventus’un büyük düşüşüne neden oldu. Son olarak Avrupa kupalarında başarı baskısı kulübe tarihinin en büyük harcamasını yaptırdı. 33 yaşındaki Cristiano Ronaldo 100 milyon avro karşılığında Juventus’a transfer oldu. Ancak, oyuncu umduğu tarzda bir Juventus ile karşılaşamayacaktı. <img src="https://images.aposto.com/2021/2/2021-03-14T20:00:09.661Z_sm.jpeg" style="display: block; vertical-align: top; margin: 5px auto; text-align: center; width: 100%; max-width: 550px; border-style: none; position: relative; cursor: pointer; padding: 0px 1px; box-sizing: border-box;" alt="Juventus" fr-original-style="display: block; vertical-align: top; margin: 5px auto; text-align: center; width: 100%; max-width: 550px;" fr-original-class="fr-draggable"></li><li fr-original-style="" style="box-sizing: border-box;">Ronaldo:&nbsp;Futbol tarihinin gördüğü en büyük oyunculardan birisi olan Cristiano Ronaldo, 10 yıllık Real Madrid serüveninin ardından 2019 yılında Juventus’a transfer oldu. Juventus’ta geçirdiği üç sezonda yaptığı 92 gol, 20 asistlik katkı iki Serie A ve iki Super Kupa şampiyonluğunda önemli bir paya sahip oldu. Ancak, “Ronaldo’nun etrafına” konseptiyle yapılan yaşlı ve maliyetli oyuncu transferleri kadro kalitesinin iyice dibe vurmasına neden oldu. Sonuç olarak harika bir golcüye sahip olan Juventus, bu oyuncuyu Real Madrid sisteminin beslediği gibi besleyebilecek bir kadro kuramamış oldu. Juventus kariyeri öncesinde çıktığı 153 Şampiyonlar Ligi maçında maç başına 1,03lük (120 gol 38 asist) gol katkısı sağlayan Portekiz doğumlu yıldız, Juventus formasıyla çıktığı 23 maçta yalnızca 0,78'lik (14 gol, 4 asist) katkı sağladı. Bireysel anlamda performansı hâla üst düzey görünse de ilerleyen yaşı, yaşadığı sakatlıklar ve oyun tarzına uymayan antrenörlerle birlikte çalışması Ronaldo’ya belki de Şampiyonlar Ligi kariyerinin en başarısız dönemini yaşattı. Kupanın son 16 turunda veda eden Ronaldo, 2013 yılından bu yana ilk kez Şampiyonlar Ligi çeyrek finali öncesi turnuvaya veda etmiş oldu. Ronaldo’nun özellikle son Porto karşılaşmasındaki etkisiz oyunu ve gelen kötü sonuç kulüp efsaneleri ve spor medyası tarafından büyük eleştiriler almasına neden oldu. Gelen eleştirilere ve transfer olacağına dair çıkan haberlere rağmen Andrea Pirlo’nun yaptığı destek açıklaması ve Ronaldo’nun sosyal medyadan yaptığı motivasyon paylaşımı yıldız oyuncunun önümüzdeki sezon ne yapacağıyla ilgili büyük bir soru işareti <a fr-original-style="" href="https://www.dailymail.co.uk/sport/football/article-9358405/Cristiano-Ronaldo-breaks-silence-Instagram-Juventus-Champions-League-elimination.html" style="color: rgb(9, 9, 9); text-decoration: none; background-color: transparent; outline: none; cursor: pointer; transition: color 0.3s ease 0s; touch-action: manipulation; user-select: auto; box-sizing: border-box;" target="_blank">yaratıyor</a>.</li></ul>

Torino ekibi, 1996 yılından beri ulaşamadığı Şampiyonlar Ligi kupasına bu yıl da uzak kaldı. 

Juventus'un tek arzusu

• Juventus, geçtiğimiz hafta Maurizio Sarri yönetiminde şampiyon olmuş ve kupayı üst üste 9. kez kazanarak Serie A’da hakimiyetini sürdürmüştü. Şampiyonlar Ligi’nde ise uzun yıllardır istediğini elde edemeyen Juventus, en son 1995-96 sezonunda kupayı kazanmıştı. Kulüp, Avrupa’da Sarri’den mutlak başarı beklentisi içindeydi. Fakat umulan olmadı ve Juventus, son 16 turunda Olympique Lyon’a elendi. Eşleşmenin akabinde, lig şampiyonluğundan bir hafta sonra Maurizio Sarri ile yollar ayrıldı. Takımın menajerliğine ise eski Juventus futbolcusu Andrea Pirlo <a target="_blank" rel="noopener noreferrer" href="https://link.apostonews.com/click?uri=aHR0cHM6Ly9saW5rLmFwb3N0b25ld3MuY29tL2NsaWNrP3N0b3J5PTVmMzU1YzAzMjFhMjA0MDAwN2E0M2JhYyZ1c2VyPTVmMjE5NzE5OWU4NTFlMDAwODEwZDIwOCZhdXRob3I9NWVmNDdkNzkyM2ZjMmIwMDA4NzBmMDgzJnVybD1odHRwcyUyNTNBJTI1MkYlMjUyRnd3dy55b3V0dWJlLmNvbSUyNTJGd2F0Y2glMjUzRnYlMjUzRGZtcnhrTm1NeVR3JTI1MjZhbXAlMjUzQnV0bV9zb3VyY2UlMjUzRGFwb3N0byUyNTI2YW1wJTI1M0J1dG1fbWVkaXVtJTI1M0R1bmRlZmluZWQ="">getirildi.</a><ul><li>Maurizio Sarri:&nbsp;Juventus yıl başında Sarri ile üç yıllık sözleşme imzalayarak büyük başarılar için uzun bir proje planlamıştı. Sezon boyunca, Sarri’nin futbol felsefesiyle Juventus’un ilkelerinin uyuşmadığı, birçok maçta ortaya çıkmıştı. Sarri-ball anlayışı olan kısa pasa dayalı ve topa sahip olma oyunuyla Juventus’un oyuncu karakteristikleri arasında bağ tam olarak <a target="_blank" rel="noopener noreferrer" href="https://link.apostonews.com/click?uri=aHR0cHM6Ly9saW5rLmFwb3N0b25ld3MuY29tL2NsaWNrP3N0b3J5PTVmMzU1YzAzMjFhMjA0MDAwN2E0M2JhYyZ1c2VyPTVmMjE5NzE5OWU4NTFlMDAwODEwZDIwOCZhdXRob3I9NWVmNDdkNzkyM2ZjMmIwMDA4NzBmMDgzJnVybD1odHRwcyUyNTNBJTI1MkYlMjUyRnd3dy5za3lzcG9ydHMuY29tJTI1MkZmb290YmFsbCUyNTJGbmV3cyUyNTJGMTEwOTYlMjUyRjEyMDQ2MDczJTI1MkZhbmRyZWEtcGlybG9zLWp1dmVudHVzLXByb2plY3QtZXhhbWluZWQtYXMtbWF1cml6aW8tc2Fycmktc2Fja2VkJTI1M0Z1dG1fc291cmNlJTI1M0RhcG9zdG8lMjUyNmFtcCUyNTNCdXRtX21lZGl1bSUyNTNEdW5kZWZpbmVk"">sağlanamadı.</a> Takımın oyun gücü sadece Cristiano Ronaldo ve Paulo Dybala’nın bireysel performanslarına dayanıyordu. Miralem Pjanić, takımın oyununun çok tahmin edilebilir olduğunu ve bu oyun tarzının kendisine uymadığını söylemişti. Sezon uzadıkça takımla Sarri’nin arasındaki ilişki bozuldu. Takımın önemli oyuncuları Douglas Costa ve Giorgio Chiellini, Sarri’nin ayrılmasından son derece <a target="_blank" rel="noopener noreferrer" href="https://link.apostonews.com/click?uri=aHR0cHM6Ly9saW5rLmFwb3N0b25ld3MuY29tL2NsaWNrP3N0b3J5PTVmMzU1YzAzMjFhMjA0MDAwN2E0M2JhYyZ1c2VyPTVmMjE5NzE5OWU4NTFlMDAwODEwZDIwOCZhdXRob3I9NWVmNDdkNzkyM2ZjMmIwMDA4NzBmMDgzJnVybD1odHRwcyUyNTNBJTI1MkYlMjUyRnd3dy5iYmMuY29tJTI1MkZzcG9ydCUyNTJGZm9vdGJhbGwlMjUyRjUzNzA5NDcw"">memnun.</a> &nbsp;</li><li>Andrea Pirlo:&nbsp;Birçok futbolsever tarafından saygı duyulan "L’architetto" lakaplı Andrea Pirlo için yeni bir serüven başlıyor. Juventus formasını 2011 – 2015 yılları arasında terleten ve kulüpte önemli bir figür hâline dönüşen Pirlo, kariyerinde ilk teknik direktörlük deneyimini yaşayacak. Kulübün başkanı Andrea Agnelli, deneyimsiz Pirlo’yu takımın başına getirerek risk alsa da kendisinin takıma Juventus anlayışını katabileceğine inanıyor. Küresel düzeyde Juventus markasını daha da büyütmek isteyen Agnelli, takımının sahada seyir zevki yüksek bir futbol oynaması gerektiğini düşünüyor. Pirlo için taktiksel düzeyde yeterli veri olmasa da Pirlo’nun kendine güveni ve kariyer geçmişiyle takımdan saygı göreceği <a target="_blank" rel="noopener noreferrer" href="https://link.apostonews.com/click?uri=aHR0cHM6Ly9saW5rLmFwb3N0b25ld3MuY29tL2NsaWNrP3N0b3J5PTVmMzU1YzAzMjFhMjA0MDAwN2E0M2JhYyZ1c2VyPTVmMjE5NzE5OWU4NTFlMDAwODEwZDIwOCZhdXRob3I9NWVmNDdkNzkyM2ZjMmIwMDA4NzBmMDgzJnVybD1odHRwcyUyNTNBJTI1MkYlMjUyRnd3dy5kYWlseW1haWwuY28udWslMjUyRnNwb3J0JTI1MkZmb290YmFsbCUyNTJGYXJ0aWNsZS04NjE1MTc3JTI1MkZQaXJsby1waXRjaC1zdWF2ZS1wcml2YXRlLWRvZXMtdGFrZXMtc3VjY2VlZC1KdXZlbnR1cy1ib3NzLmh0bWw="">aşikâr.</a></li></ul>

Juventus ile ilgili hikayeler