12 Aralık 2021’de Formula 1 tarihine yeni bir şampiyon eklenirken bizlerse bir sezona daha veda ediyorduk. <a fr-original-style="" href="https://www.youtube.com/watch?v=MTe12fH2xtQ" rel="noopener noreferrer" style="color: rgb(9, 9, 9); text-decoration: none; background-color: transparent; outline: none; cursor: pointer; transition: color 0.3s ease 0s; touch-action: manipulation; user-select: auto; box-sizing: border-box;" target="_blank">Verstappen'in şampiyon olduğu Abu Dabi yarışı</a> her ne kadar tartışmalarla bitse de unutulmaz bir sezona yakışan son yarış olmuştu. Aralık ayından bu zamana belki çok da bir süre geçmedi ama Formula 1’in yeni sezonuyla şampiyonada birçok şey değişti. Yeni araçlar, takım değiştiren pilotlar, yeni yarış lokasyonu derken 2022 sezonu bütün değişimleriyle bu pazar sahne alıyor. Yeni şampiyonada bizi farklılıklar ve sürprizler bekliyor diyebiliriz.<img src="https://images.aposto.com/2022/2/6/1647672689009.jpeg" style="display: block; vertical-align: top; margin: 5px auto; text-align: center; width: 100%; max-width: 550px; border-style: none; position: relative; cursor: pointer; padding: 0px 1px; box-sizing: border-box;" width="550" alt="Max Verstappen" ratio="1.79" fr-original-style="display: block; vertical-align: top; margin: 5px auto; text-align: center; width: 100%; max-width: 550px;" fr-original-class="fr-draggable">Max Verstappen, Fotoğraf: formula1.com<h2 fr-original-style="" style="margin: 0px; color: rgba(0, 0, 0, 0.85); font-weight: 500; padding: 0px; box-sizing: border-box;">Farklı araç tasarımları</h2>Yıllardır F1 seyircilerinin en çok yakındığı konulardan biri olan araçlar arasındaki güç farklarını azaltmak, birbirine daha yakın araçların yarışmasını sağlamak için FIA&nbsp;bu sene çoğu kuralı uygulamaya koydu. En büyük değişimlerden biri de araçların tasarımında gerçekleşti. Bir yıl erteleme sonrası bu sezonu büyük değişime uğrayan araçlarla açacağız. Pandemi sonrası iki yıldır yapılmayan Barcelona testleri ile aslında sezonu açmış olduk. Testlerden önce şubat ayında başlayan araç lansmanlarıyla yavaştan bu seneki şampiyonaya ısınmaya başlamıştık. Ancak herkesi şaşırtan nokta burada oldu; Formula 1 takipçileri FIA’nın sunduğu örnek araç sonrası takımlardan benzer araçlar beklerken neredeyse her takım bambaşka bir araç tasarımı ile karşımıza çıktı. Özellikle çok konuşulan sidepodların her takımda farklı olması buna en büyük örnek. Bu durum takımların yarış temposu, sezon içinde yaşayacağı farklı sıkıntılar gibi detayları akıllara getirirken öte yandan da hangi takımın en doğru araçla pistte olacağı en büyük merak konusu oldu.<img src="https://images.aposto.com/2022/2/5/1647600700162.jpeg" style="display: block; vertical-align: top; margin: 5px auto; text-align: center; width: 100%; max-width: 550px; border-style: none; position: relative; cursor: pointer; padding: 0px 1px; box-sizing: border-box;" width="550" alt="Mercedes- Ferrari" ratio="1.00" fr-original-style="display: block; vertical-align: top; margin: 5px auto; text-align: center; width: 100%; max-width: 550px;" fr-original-class="fr-draggable">Fotoğraf: F1 twitter hesabı<hr fr-original-style="" style="height: 0px; overflow: visible; border-bottom: none; clear: both; user-select: none; break-after: page; box-sizing: border-box;">Özellikle testler sonrası somut verilerin de ortaya çıkması ile iki yıldır — yeni araca hazırlanıyoruz diyen Ferrari testlerle bunu pekiştirmiş oldu. Ancak Ferrari her sezon testlerde ön plana çıkıp sonrasında hüsran yaşadığı için yine de Tifosi tarafını çok ümitlendirmemek gerek. Barcelona ve Bahreyn testlerinde ise takımların en büyük sorunu olarak karşısına çıkan “dalgalanma” problemi olarak adlandırdığımız araçların aşırı sallanması ise bize yeni nesil F1 araçların başka bir getirisi. <a fr-original-style="" href="https://twitter.com/MotorRacingClip/status/1501968001985359872?s=20&t=EeCRPhHidvzmAr9vNGVFIQ" rel="noopener noreferrer" style="color: rgb(9, 9, 9); text-decoration: none; background-color: transparent; outline: none; cursor: pointer; transition: color 0.3s ease 0s; touch-action: manipulation; user-select: auto; box-sizing: border-box;" target="_blank">Dalgalanma probleminin</a> araçlardaki yüksek downforce&nbsp;(yere basma kuvveti) sebebiyle yaşanıyor olması da çözüm üretme konusunda takımları zorluyor. Bu soruna en kolay çözüm araçların yere basma kuvvetini azaltmak olsa da bu takımlar için ciddi güç kaybı anlamına geliyor. Yeni nesil araçlarda takımların yaşayacağı en büyük problem bu gibi gözükse de McLaren’in yaşadığı fren soğutma gibi başka problemlerle de takımlar karşı karşıya kalabilir.<img src="https://images.aposto.com/2022/2/5/1647601733838.jpeg" style="display: block; vertical-align: top; margin: 5px auto; text-align: center; width: 100%; max-width: 550px; border-style: none; position: relative; cursor: pointer; padding: 0px 1px; box-sizing: border-box;" width="550" alt="Ferrari" ratio="1.50" fr-original-style="display: block; vertical-align: top; margin: 5px auto; text-align: center; width: 100%; max-width: 550px;" fr-original-class="fr-draggable">Fotoğraf: Ferrari<hr fr-original-style="" style="height: 0px; overflow: visible; border-bottom: none; clear: both; user-select: none; break-after: page; box-sizing: border-box;"><h2 fr-original-style="" style="margin: 0px; color: rgba(0, 0, 0, 0.85); font-weight: 500; padding: 0px; box-sizing: border-box;">Yeni bir şampiyon mümkün mü?</h2>2022 sezonu ile birlikte bizleri birçok sürprizin bizi beklediği artık kesin. Başta Ferrari olmak üzere farklı takımların, taraftarları şaşırtacağı sonuçlar alması ilk yarışlarda daha mümkün gözüküyor. Yeni yarış kazananları, geçmiş sezonlarda neredeyse puan bile alamayan takımların daha iyi performans gösterdiği ve belki de yeni bir şampiyon görebileceğimiz bir şampiyona yaşamamız bu sene çok mümkün. FIA’nın da yeni bir yönetim kurulu ile sahne alacağı geçen sene çok tartışılan kararların sahibi Michael Masi’nin yerine gelen WEC yarış direktörü Eduardo Freitas ve eski DTM yarış direktörü Niels Wittich’in nasıl bir tutum sergileyeceği merak konusu. Eksiğiyle fazlasıyla çok sevdiğimiz motor seslerine bu hafta <a fr-original-style="" href="https://www.youtube.com/watch?v=s5VCm-YxrKQ&ab_channel=FORMULA1" style="color: rgb(9, 9, 9); text-decoration: none; background-color: transparent; outline: none; cursor: pointer; transition: color 0.3s ease 0s; touch-action: manipulation; user-select: auto; box-sizing: border-box;" target="_blank">kavuşuyoruz.</a> Hem takımlar hem pilotlar hem de taraftarlar artık şampiyonaya hazır, 2021’i aratmayacak bir sezon olması dileğiyle.

Punto, gazetecilikten beslenirken, spor kültürünü şekillendiren olayları neden ve sonuçlarıyla geniş perspektiften ele alır. Futbol, tenis, atletizm, voleybol ve basketbol başta olmak üzere tüm atletik branşların etrafında gelişen hikayeler, gelen kutunda.

Futbol, basketbol, tenis, atletizm ve voleybol etrafında gelişen hikayeler.

Punto 

Yeni sezon, yeni araçlar ve yeni beklentiler. Formula 1’in 2022 sezonu bu hafta sonu Bahreyn GP ile başlıyor.

Formula 1'de yeni bir çağ

Tamı tamına 22 yarış 21 farklı ülke 71 yıllık bir tarih. En fazla yarışın gerçekleştiği Formula 2021 sezonu Abu Dabi’de büyük bir finalle sona erdi. Mart sonunda başlayan dokuz aylık süreç o kadar yarışmacı, bir o kadar tartışmalı ve heyecanlıydı ki Bahreyn’de gerçekleşen ilk yarış dahil bütün yarışlar dün gibi herkesin aklında. Sezonu yeni bir şampiyonla kapatırken, takımlar şampiyonluğu son yedi yıldır olduğu gibi yine Mercedes’in oldu. Red Bull ve Mercedes takımlarının çekişmelerinin haricinde ise başta Ferrari ve McLaren olmak üzere diğer takımlar ise adeta bizlere farklı bir şampiyona izletti.<img src="https://images.aposto.com/2021/11/5/1639731145000.jpeg" style="display: block; float: none; vertical-align: top; margin: 5px auto; text-align: center; width: 100%; max-width: 550px; border-style: none; position: relative; cursor: pointer; padding: 0px 1px; box-sizing: border-box;" ratio="1.50" width="550" alt="F1 Ferrari Team" fr-original-style="display: block; float: none; vertical-align: top; margin: 5px auto; text-align: center; width: 100%; max-width: 550px;" fr-original-class="fr-draggable">Kaynak: Ferrari Türk<h3 fr-original-style="" style="margin: 0px; color: rgba(0, 0, 0, 0.85); font-weight: 500; padding: 0px; box-sizing: border-box;">Geri dönen Ferrari</h3>2020 şampiyonasında takım tarihinin en kötü sezonlarından birini geçiren Ferrari sezonu altıncı sırada tamamlayarak başta Tifosiler olmak üzere Formula 1 seyircilerini hayal kırıklığına uğratmıştı. Diğer bir yanda ise adeta küllerinden doğan McLaren 17 yarışın gerçekleştiği şampiyonada 202 puan ile üçüncülüğe ulaşmıştı. 2021’e gelindiğinde geçen seneye göre daha ümitli olduğunu söyleyen Ferrari rakip takımlarına göre daha az yavaşlamıştı. Sebastian Vettel yerine gelen Carlos Sainz ve büyük ümitler beslenen Charles Leclerc ile sezona iyi başlayan Ferrari iniş çıkışlar gösterse de Sainz’in elde ettiği dört Leclerc’in bir podyumu sezonu üçüncü tamamlamalarında yardımcı oldu.&nbsp;McLaren’den Ferrari’ye geçen Sainz takıma çabuk adapte olup tecrübesi ile Ferrari’ye çok önemli puanlar kazandırmasını bildi. Abu Dabi sonrası ise Carlos Sainz sürücüler şampiyonasında takım arkadaşını geçerek şampiyonayı beşinci tamamladı.<img src="https://images.aposto.com/2021/11/5/1639715869568.jpeg" style="display: block; vertical-align: top; margin: 5px auto; text-align: center; width: 100%; max-width: 550px; border-style: none; position: relative; cursor: pointer; padding: 0px 1px; box-sizing: border-box;" width="550" alt="McLaren Takım" ratio="1.48" fr-original-style="display: block; vertical-align: top; margin: 5px auto; text-align: center; width: 100%; max-width: 550px;" fr-original-class="fr-draggable">Kaynak: mclaren.com<h3 fr-original-style="" style="margin: 0px; color: rgba(0, 0, 0, 0.85); font-weight: 500; padding: 0px; box-sizing: border-box;">McLaren’de hayal kırıklığı</h3>McLaren tarafında ise takıma yeni gelen tecrübeli pilot Daniel Ricciardo’nun sezon başı performansı adeta bir hayal kırıklığıydı. Yetenekli genç pilot Lando Norris ilk yarışlarda takımı ayakta tutmayı başararak McLaren’i yarışmanın içinde tuttu. Motor tedarikçisi değişimine giden McLaren, eskiye bir dönüş yaparak Mercedes motoruyla yarıştığı 2021’de toplamda Norris’in dört podyumu ve Ricciardo’nun bir galibiyeti, Ferrari ile aynı podyum sayısına ulaştı. Takımdaki asıl sorun isin Ricciardo’nun takıma uyum sorunuydu. Sainz’ın tam tersi sezon başında istenileni veremeyen pilot Norris’in yalnız kalmasına sebep oldu. Norris ilk yarışlarda çok iyi performans sergilese de Rusya GP’si sonrası Norris’in performansındaki düşüşle McLaren sezonu hem sürücülerde Sainz’in arkasında hem de takımlar şampiyonasında Ferrari’nin altında tamamladı.<img src="https://images.aposto.com/2021/11/5/1639715950417.jpeg" style="display: block; vertical-align: top; margin: 5px auto; text-align: center; width: 100%; max-width: 550px; border-style: none; position: relative; cursor: pointer; padding: 0px 1px; box-sizing: border-box;" width="550" alt="Esteban Ocon" ratio="1.56" fr-original-style="display: block; vertical-align: top; margin: 5px auto; text-align: center; width: 100%; max-width: 550px;" fr-original-class="fr-draggable">Kaynak: alpinecars.com<h3 fr-original-style="" style="margin: 0px; color: rgba(0, 0, 0, 0.85); font-weight: 500; padding: 0px; box-sizing: border-box;">Diğer performanslar</h3>Formula 1 efsanesi bu iki takım haricinde ise iki yıl sonra spora tekrar dönen Fernando Alonso ve ekibi Alpine geçen seneki yerini korumakla beraber Esteban Ocon ile de yarış kazanarak 2022 yılı için umut verdi. Red Bull’un ikinci takımı Alpha Tauri bağımsız bir takım gibi yarışarak kendileri adına başarılı bir sezon geçirerek 2020’den daha iyi bir performans sergiledi. Sezon başında dört dünya şampiyonu Sebastian Vettel’i takımına katan Aston Martin geçen seneden çok uzak bir performans sergileyerek yedinci oldular. Williams’ta George Russel ve Nicolas Latifi, Frank Williams’ın vefat ettiği senede geçmiş yılların aksine başarılı bir performans ile bir podyum ve toplamda 23 puana ulaştılar. Sıralamanın son iki sırasında ise dokuzuncu olarak Alfa Romeo yer alırken son sıraların değişmezi Haas sezonu puan alamayarak tamamladı.&nbsp;

Formula 1 2021 sezonu şampiyonluk yarışı çekişmesinin yanında, başta Ferrari ve McLaren olmak üzere diğer takımlar için de ayrı bir şampiyona gerçekleşti.

Eski günlerdeki gibi

Motosiklet tutkusuna sahip bir babanın oğlu olarak doğan Toprak Razgatlıoğlu geçtiğimiz hafta sonu Dünya Superbike organizasyonunda dünya şampiyonu olarak Türkiye tarihine geçti.<h3 fr-original-style="" style="margin: 0px; color: rgba(0, 0, 0, 0.85); font-weight: 500; padding: 0px; box-sizing: border-box;">Nasıl geldi?</h3>Motosikletlerin üstüne çıktığında daha beş yaşında olan Toprak babasının da motosikletlere olan ilgisinden dolayı bunu hem bir hobi hem de bir gelecek olarak gördü. Daha çok küçük yaşlarda adından söz ettirmeye başlayan Toprak uluslararası alanlarda da ilgi çekmeye başlamıştı. 16 yaşında İstanbul Park’ta pist rekorları kırarken aynı sene içinde Red Bull’un MotoGP Rookies Cup seçmelerini de kazandı. Bu süreçte Türkiye’de motosiklet spor kültürünü oluşturan Kenan Sofuoğlu’nun da dikkatini çekerek uluslararası arenaya da giriş yapmış oldu. Motosiklet sürerken sanki Senna’nın sürdüğü Formula 1 aracı havasında bir tarzı olan Razgatlıoğlu bu sayede farkını da ortaya koyuyordu. Türkiye arenasından birçok kupa kazanan genç pilot sonrasında Sofuoğlu ile de çalışmaya başlamıştı ve ondan beklenti çok yüksekti.&nbsp;Toprak, 2015 senesinde Avrupa Supestock 600 şampiyonu olarak tüm dikkatleri üzerine toplamayı başarmıştı. Sürekli savaşmayı seçen pilot, hep kazanma arzusunu hırsı ve yeteneği ile doğru birleştirdiğinde bunun meyvelerini topluyordu. Şampiyon pilot Kenan Sofuoğlu ise Toprak’ın onu bir gün geçebileceğini çok inanıyordu.&nbsp;<img src="https://images.aposto.com/2021/10/2/1637655685623.jpeg" style="display: block; float: none; vertical-align: top; margin: 5px auto; text-align: center; width: 100%; max-width: 550px; border-style: none; position: relative; cursor: pointer; padding: 0px 1px; box-sizing: border-box;" ratio="1.51" width="550" alt="Toprak Razgatlıoğlu" fr-original-style="display: block; float: none; vertical-align: top; margin: 5px auto; text-align: center; width: 100%; max-width: 550px;" fr-original-class="fr-draggable">Kaynak: Ntv Spor<h3 fr-original-style="" style="margin: 0px; color: rgba(0, 0, 0, 0.85); font-weight: 500; padding: 0px; box-sizing: border-box;">Ne başardı?</h3>Takvimler 2018 senesine geldiğinde ise Toprak Superbike sahnesine giriş yapmıştı. İlk senesinde organizasyona alıştıktan sonra 2019 sezonunda podyumlara çıkmaya başlamış gelecek için daha iyi sinyaller vermişti. Her geçen sene üstüne koyarak giden başarılı pilot 2020 sezonunda 15 yarışta 11 podyum ve 3 yarış galibiyeti ile sezonu dördüncü olarak tamamlıyordu. 2021 sezonu için ise altı yıldır kesintisiz şampiyon olan Jonathan Rea’nın koltuğunu sallamaya başlamıştı. Razgatlıoğlu sezona çok hızlı bir giriş yapamasa da sonrasında peş peşe gelen podyumlar ve yarış galibiyetleri ile sezonun son turu olan Endonezya’ya Rea’nın 30 puan önünde gelmişti. İlk yarış hava koşullarından ötürü ertlenince sonraki gün sabah yarışında ikinci olan Toprak Razgatlıoğlu Türkiye tarihinde bir ilki başarıyor ve 2021 sezonu Dünya Superbike şampiyonu oluyordu. 2017 senesinde kaybettiği babası için yarıştığını sürekli dile getiren Toprak bu şampiyonluğu da babasına hediye ediyordu. Toprak sadece şampiyon olmakla kalmayıp Rea’nın altı yıldır krallık kurduğu Superbike şampiyonluk serisini de bitirmiş oldu. Şampiyon pilotun takımı Yamaha ise 2012 yılından sonra ikinci defa tekrar şampiyonluğu elde etti.2022 sezonu için MotoGP teklifini reddeden pilot gelecek sezon da Superbike organizasyonunda yarışıp şampiyonluk unvanını korumak istiyor. Yamaha takımı ise 2023 için Toprak’ı MotoGP’de görmek istiyor.

İnandı, çalıştı ve başardı; Toprak Razgatlıoğlu 2021 Dünya Superbike şampiyonu olarak Jonathan Rea’nın altı yıllık serisine son verdi.

İlk Superbike şampiyonu: Toprak Razgatlıoğlu

2018 F1 sezonunun ardından 2021 şampiyonası da bir o kadar heyecan verici başladı. Michael Schumacher’in şampiyonluk rekorunu egale eden Hamilton’ın yanında sezona güçlü bir giriş yapan Versatappen’in neler yapabileceğini merakla beklerken kendimizi heyecanlı bir çekişmenin içinde bulduk. Gerçekleşen 11 yarışın ardından beklenmedik sonuçlar ve podyumlar sonrasında Hamilton, Macaristan’daki zaferiyle sezon arasına lider olarak girmeyi başardı. Geçen üç haftanın ardından, tarihte çok konuşulan ve büyük olaylara sahne olmuş Belçika SPA yarışıyla şampiyona şimdi tekrar start alıyor.Bahreyn’de başlayan test hafta sonu, geçtiğimiz şampiyona senelerinin aksine sezonun geleceği için daha güçlü ipuçları vermişti. Red Bull’un hızı, Mercedes’in bir nebze yavaş kalması ve Verstappen-Red Bull ikilisinin yıllardır beklediği şampiyonluğa daha yakın bir yarışma olacağının habercisiydi. Ancak sezon başladığında Hamilton ve Mercedes tecrübesi Max’i ve Red Bull’u adeta duvara toslattı. Her yarışın farklı bir hikâyesi oldu ve Mercedes Red Bull’u stratejileri ile geçerek ilk beş yarışın üçünü kazandı. Sonrasında ise Red Bull bu strateji savaşında güçlenmesini bilerek Monaco’dan Büyük Britanya’ya kadar podyumun birinci sırasını kimseye bırakmadı. Britanya yarışında yaşanan olaylı kaza ise Hamilton’un güçlenmesini sağlarken Red Bull’un üstün gidişini duraklattı. Sezon arası öncesi Macaristan’da da sıkıntı yaşayan Red Bull takımlar şampiyonasında da pilotlarda da Mercedes’in gerisine düşmüş oldu.<img src="https://images.aposto.com/2021/7/5/1630058989349.png" style="display: block; float: none; vertical-align: top; margin: 5px auto; text-align: center; width: 100%; max-width: 550px; border-style: none; position: relative; cursor: pointer; padding: 0px 1px; box-sizing: border-box;" ratio="1.78" alt="Görsel: DanMulla/Getty Images" fr-original-style="display: block; float: none; vertical-align: top; margin: 5px auto; text-align: center; width: 100%; max-width: 550px;" fr-original-class="fr-draggable">Şimdi ise sanki sezon yeniden başlıyormuş gibi. Lewis sadece sekiz puan farkla Max’in önünde liderken şampiyonanın başlangıcına göre daha güçlü bir Mercedes aracı var. Son yarışlarda hem teknik olarak hem de psikolojik olarak hasar gören Red Bull hala şampiyonayı kazanabilecek bir araca sahip. Ancak ortadaki stratejik savaşın yanında psikolojik savaşı kimin kazanacağı daha önemli. Yedi senedir hem pilotlar hem de takımlar şampiyonluğuna krallık kurmuş olan Mercedes, Red Bull’a göre buraları oynamayı daha iyi bilen ve çok daha tecrübeli olan bir takım. Bunun yanına Hamilton tecrübesi de eklenince Mercedes bu durumda bir adım öne geçiyor. Öte yandan 2013’ten beri tekrar şampiyonayı en üste tamamlayıp 2016’dan beri yatırım yaptığı Verstappen’i yeni dünya şampiyonu yapmak isteyen bir Red Bull var. Takım patronu Horner ise Vettel ile yaşadığı bu duyguyu yaşamak için takım ile elinden geleni yapacağı kesin. Sezonun gidişatında diğer önemli konu da takımların güç ünitesi ve motordaki değişikliklerden alacağı cezalar. Red Bull’un son yarışlarda aldığı araç hasarları bir nokta da Verstappen’i grid cezası ile karşılaştıracak ve bu durumu en az yara ile atlatmaları gerekecek.&nbsp;McLaren ve Ferrari savaşı ise şampiyonluk yarışı kadar heyecanlı durumda. Takımını neredeyse tek başına taşıyan Norris’in sezonun ikinci yarısına yeni güncellemeler ile gelen Ferrari’ye karşı neler yapacağı çok önemli. Ricciardo toparlanır ve Ferrari McLaren’e gereken cevabı veremezse McLaren şampiyonayı çok daha rahat bir şekilde üçüncü tamamlayabilir. Ayrıca Norris’in bireysel performansı da hem Bottas’ın geleceği açısından hem de McLaren için çok fark yaratacaktır.&nbsp;Şampiyonanın sonunda ipi en önde göğüsleyen taraf &nbsp;“Boğalar” da olsa “Gümüş Ok” da olsa yıllar boyunca konuşacağımız ve unutmayacağımız bir sezon olacak. Bu zamana kadar koşulan her yarış bizler için ayrı heyecan yaratırken sezonun geri kalanın da böyle devam edeceği kesin.

Formula 1’deki 25 günlük sezon arasının ardından asfalt kokusu ve motor sesleri geri dönüyor.


SPA’da buluşma 

10 veya 20 saniyede yaptıklarınız bazen kaderinizi belirleyebilir. Justin Gatlin spor hayatı boyunca en hızlı olup kazanmak için çabaladı ve şimdi 39 yaşında. NCAA’de başladığı kariyerinin ardından 2001 yılında amfetamin testinin pozitif çıkmasıyla spordan iki yıl men edildi. Sorun çocukluğunda kullandığı ilaçlardan olunca cezası erkenden kaldırıldı. Ancak tekrar bir doping sorununda spordan tamamiyle men edilebilirdi. Atletizme döndüğünde koç Trevor Graham ile çalışmalara başladı. Gatlin, Trevor Graham’ın ileride atletizmden ömür boyu men edileceğini bilmeden bu yola girmişti.2004 yılındaki Atina Olimpiyat Oyunları’na gelindiğinde Gatlin için parlama zamanıydı. Katıldığı ilk olimpiyatta 100 metrede altın madalya kazanan Gatlin, atletizm tarihine sağlam adımlarla giriş yapıyordu. 2004 oyunlarında tek madalya ile kalmayan ABD’li sporcu 200 metrede bronz ve 4x100 erkeklerde ise gümüş madalyayı da koleksiyonuna ekliyordu.&nbsp;<img src="https://images.aposto.com/2021/5/2021-06-16T07:46:33.317Z_sm.jpeg" style="display: block; vertical-align: top; margin: 5px auto; text-align: center; width: 100%; max-width: 550px; border-style: none; position: relative; cursor: pointer; padding: 0px 1px; box-sizing: border-box;" alt="Gatlin" ratio="1.79" fr-original-style="display: block; vertical-align: top; margin: 5px auto; text-align: center; width: 100%; max-width: 550px;" fr-original-class="fr-draggable"> Onun uluslararası arenadaki başarıları, takip eden yıllarda da kesintiye uğramadı. 2005 Dünya Şampiyonası’ndan iki altın ile ayrılan koşucu, 2006 Doha Diamond League’de 100 metreyi 9.76 ile koşarak Asafa Powell’ın 9.77’sini geçmişti. Aradaki fark tartışmalara yol açarken 2,5 ay sonra Gatlin’in doping testinin pozitif çıkması bu rekorun tarihten silineceği anlamına geliyordu.Daha önce bir doping krizine yaşayan Gatlin için çanlar bu sefer daha ciddi derecede çalıyordu. Doping testinin tekrar pozitif çıkmasının ardından başta koçu Graham olmak üzere kimseyi suçlamamış ve hatayı daha çok kendisi üstlenmişti. Spordan sekiz senelik bir men almış ve bu haberi aldığında her şeyin kendisi için bittiği düşüncesine kapılmıştı. Yaptığı açıklamalarda ciddi depresyonlara girdiğini, sürekli partiler verip sarhoş olduğunu ve kısacası hayatını umursadığını anlatıyordu. Ardından 2007 yılında mahkemeye çıkmadan önce koçu ile arasındaki telefon görüşmelerini gizlice kaydederek federal ajanlara aktardığı ve yaptıklarından pişman olduğunu dile getirdiği için cezası dört yıla indirilmişti.&nbsp;<img src="https://images.aposto.com/2021/5/2021-06-16T07:46:53.285Z_sm.jpeg" style="display: block; vertical-align: top; margin: 5px auto; text-align: center; width: 100%; max-width: 550px; border-style: none; position: relative; cursor: pointer; padding: 0px 1px; box-sizing: border-box;" alt="Gatlin" ratio="1.61" fr-original-style="display: block; vertical-align: top; margin: 5px auto; text-align: center; width: 100%; max-width: 550px;" fr-original-class="fr-draggable"> Hayatının dibe vurduğu zamanların ardından Gatlin, dört sene içinde önce NFL’de kendine yer edinmeye çalıştı ancak hiçbir takım ona sözleşme teklifinde bulunmadı. Çoğu otorite onun tekrar atletizme yarışmacı bir şekilde dönebileceğine inanmıyordu. Gatlin insanların söylediklerine kulak asmadı ama atletizme ilk döndüğünde yaptığı 10.8’lik dereceler otoritelerin iddialarını kanıtlar nitelikteydi. 2012 senesinde İstanbul’da gerçekleştirilen Dünya Salon Şampiyonası 60 metrede kazanılan altın madalya ise onun pistlere geri dönüşünün habercisiydi. Eleştirilere aldırmadan mücadelesini sürdüren sporcu artık düştüğü çukurdan çıkmayı başarmıştı. İstanbul’daki bu başarının ardından Londra Olimpiyatları’nda bronz madalyaya uzanmıştı.&nbsp;<img src="https://images.aposto.com/2021/5/2021-06-16T07:46:08.937Z_sm.jpeg" style="display: block; vertical-align: top; margin: 5px auto; text-align: center; width: 100%; max-width: 550px; border-style: none; position: relative; cursor: pointer; padding: 0px 1px; box-sizing: border-box;" alt="Gatlin" ratio="1.79" fr-original-style="display: block; vertical-align: top; margin: 5px auto; text-align: center; width: 100%; max-width: 550px;" fr-original-class="fr-draggable"> Gatlin, 2017 Londra Dünya Şampiyonası’nda 100 metre finaline çıkarken Usain Bolt kariyerinde son kez koşacaktı. Justin Gatlin, Bolt’u son yarışında geçip altın madalyaya uzanırken tribünler onu yuhalamıştı. O ise tepkilere değil aradan sıyrılan alkış seslerine odaklanmıştı. Gatlin, 2020 Tokyo oyunlarında son kez olimpiyat arenasında koşacak. Her ne kadar sporcular başarıları ile anılsa da Gatlin başarılarının yanında yaşadığı skandallarla da akıllarda kalmaya devam edecek.

Atletizm tarihinin en tartışmalı sporcularından Justin Gatlin, son kez olimpiyat sahnesinde yer alacak.

Tamamlanmamış bir son

Dün gece oynanan Türkiye-İtalya maçıyla EURO 2020, bir yıl gecikmeli olarak başladı. İkinci defa 24 takımdan altı grupla gerçekleşecek turnuva, 11 farklı ülkenin 11 farklı şehrinde oynanacak. Ülkelerin Covid-19 protokollerine uygun olarak statlarda sınırlı sayıda seyirci alacağı EURO 2020’de büyük bir heyecan taraftarları bekliyor.<h2 dir="ltr" fr-original-style="" style="margin: 0px; color: rgba(0, 0, 0, 0.85); font-weight: 500; padding: 0px; box-sizing: border-box;">Grup aşaması</h2>B grubunda son dünya üçüncüsü Belçika varken turnuvada sürpriz yapabilecek takımlardan Danimarka da bu grupta bulunuyor. C grubunda ise favori Hollanda iken grupta sürprizlere yer verebilecek Ukrayna var. Turnuvanın favorilerinden İngiltere’nin bulunduğu D grubunda ikincilik için Çek Cumhuriyeti ve Hırvatistan çekişebilir. İspanya’nın bulunduğu grupta da bu sezon adını sıkça duyuran Robert Lewandowski’nin Polonya’sı var. Her turnuvada rastladığımız “ölüm grubu” F grubu. Eski şampiyonların bulunduğu F grubunda Almanya, son dünya şampiyonu Fransa ve son EURO şampiyonu Portekiz var. Grubunu en iyi sırada tamamlayan dört tane üçüncünün de grubundan çıkacağı EURO 2020 turnuvasında F grubundan bir takımın en iyi üçüncü olup olamayacağı bir soru işareti.<ul fr-original-style="padding-inline-start: 20px;" style="padding-inline-start: 20px; margin-top: 0px; margin-bottom: 1em; list-style-position: inside; box-sizing: border-box;"><li dir="ltr" fr-original-style="" style="box-sizing: border-box;">Türkiye: A grubunda bulunan Türkiye, turnuvaya 3-0’lık İtalya mağlubiyetiyle başladı. Eleme gruplarındaki performansından uzak bir görüntü sergileyen Türkiye, turnuva öncesinde sürpriz takımlardan biri olarak gösteriliyordu. Grubunda bulunan İsviçre ve Galler ile Bakü’de karşılaşacak Türkiye’nin bu mağlubiyetten sonra yine de gruptan çıkabileceği düşünülüyor. Ancak 3-0’lık mağlubiyet sonrası olası bir grup üçüncülüğünde averaj açısından Türkiye sıkıntı yaşayabilir.</li></ul>

Her sabah 06.30'da 5 dakikalık gündem özeti e-posta kutunda. Piyasalar, ekonomi, iş dünyası, politika, teknoloji ve hafta sonu ekleri; kısa, yalın, öz bir şekilde.

5 dakikada gündeme hakim ol.

Aposto Gündem

2020 Avrupa Futbol Şampiyonası başladı

Formula 1 araçları, günümüzün hem teknolojik hem de aerodinamik anlamda en özel araçları konumunda. F1 araçları bu kadar özel olmasına rağmen lastikleri olmadan ise asla bir anlam ifade etmez. Lastiklerin bu kadar büyük bir öneme sahip olduğu bir durumda Formula 1 için üretilen lastiklerin etkisi ise bu önemi ayrı bir boyuta taşıyor. Eski senelerde farklı lastik üreticileri ile lastiğin etkisi üreticilere göre değişse de şimdilerde her takım kendi lastik kullanımına göre fark sağlıyor.&nbsp;Lastikler aslında araçların hareket etmesine yardım etmesinin yanında F1’de hem daha hızlı gitmesine hem üstünlük sağlamasına hem de stratejik olarak öne geçmesine katkıda bulunur. 1970’lere kadar normal lastiklerle yarışan takımlar sonrasında düz lastiklere geçiş yaptı. 1988 yılında ise bu karardan vazgeçerek tekrar oluklu lastiklere dönüldü. Sonrasında yine farklı üreticiler yıllarca sporda bulunsa da 2011’de Pirelli tek üretici olarak kaldı. Bu kadar fark yaratan tekerleklerin bu durumda ne kadar kaliteli üretildiği de ayrı bir öneme sahip olur. Üretilen bu lastikler yapısal olarak yaklaşık 200 kilometre dayanacak şekilde tasarlanırken hasarlara direnmek için güçlü moleküllerle birbirine bağlanır. Hatta bu fark yumuşak ve sert lastik arasında da bulunmaktadır. Ayrıca otomobillerin yavaşlamasında tekerlekler 6G kuvvetine kadar dayanırken virajlarda ise bu güç 5G’ye düşüyor.<img src="https://images.aposto.com/2021/4/2021-05-21T09:14:56.544Z_sm.jpeg" style="display: block; vertical-align: top; margin: 5px auto; text-align: center; width: 100%; max-width: 550px; border-style: none; position: relative; cursor: pointer; padding: 0px 1px; box-sizing: border-box;" alt="Parmalat" ratio="1.79" fr-original-style="display: block; vertical-align: top; margin: 5px auto; text-align: center; width: 100%; max-width: 550px;" fr-original-class="fr-draggable">Racing NewsGünümüzde ise lastik yönetimi ve tercihleri çok daha önemli hâle geldi. 2017 yılında gerçekleştirilen son değişiklik geçirilen 20 yıldaki en büyük lastik değişimi oldu. Ön lastiklerde 245 mm'den 305 mm genişliğe gidilirken arka lastiklerde 325 mm'den 405 mm'ye geçilerek büyük bir güncelleme yapıldı. Bu değişiklikle pilotlara daha iyi bir çekiş kavrama ve viraj alma imkanı sağlandı. Ayrıca C1’den C5’e kadar sıralanan lastik hamurları ile farklı hız avantajları sunan lastikler de daha ön plana çıkmaya başladı. Bu güncellemelerle F1 araçları şu an da telaffuz ettiğimiz günümüzün en hızlı arabaları konumuna gelmeye başladı. Her Grand Prix sonrası pistin süre rekoru kırılırken bu duruma en büyük örneği oluşturuyor. Bunun yanında sürücülerin lastik kullanımları da önemli bir hâle gelirken bu durum takımların yarış öncesi ve yarış içi stratejilerini de etkilemeye başladı.&nbsp;<img src="https://images.aposto.com/2021/4/2021-05-21T09:07:55.968Z_sm.jpeg" style="display: block; vertical-align: top; margin: 5px auto; text-align: center; width: 100%; max-width: 550px; border-style: none; position: relative; cursor: pointer; padding: 0px 1px; box-sizing: border-box;" ratio="2.09" fr-original-style="display: block; vertical-align: top; margin: 5px auto; text-align: center; width: 100%; max-width: 550px;" fr-original-class="fr-draggable">Yıllar boyunca Pirelli, Continental, Bridgestone ve birçok aynı kalitede farklı üretici F1’e tekerlerek üretti. 2005 ABD GP’sinde yaşanan <a fr-original-style="" href="https://www.youtube.com/watch?v=mkvOZheSeIw" rel="noopener noreferrer" style="color: rgb(9, 9, 9); text-decoration: none; background-color: transparent; outline: none; cursor: pointer; transition: color 0.3s; text-decoration-skip: objects; touch-action: manipulation; -webkit-user-select: auto; box-sizing: border-box;" target="_blank">lastik krizi</a> ise birçok üreticinin padokta bulunmasına sıcak bakmamasına yol açtı. Bundan sonraki süreç ise 2011’deki başlangıca ön ayak oldu. Bu yeni gelişme ile F1 ise hem aerodinamik olarak hem de tekerlek açısından tarihinin en hızlı araçlarını gördü. 2022 yılında ise 13 inçlik lastiklere 18 inçlik lastiklere geçiş olacak. Şu anki testlerde lastiklerin performasından memnun olduklarını dile getiren takımlar gelecek seneki yeni araçlarda aynı şeyi söyleyemeyebilir. Gelecek yılki güvenlik önlemlerinden ötürü araçların 23 kilo daha artarak 775 kiloya ulaşacağı söylendi. 18 inçlik lastikler ise araçların bu ağırlaşmasının yanında daha hızlı olmaları konusunda bir destek sağlayamayacak.<img src="https://images.aposto.com/2021/4/2021-05-21T09:19:02.896Z_sm.jpeg" style="display: block; vertical-align: top; margin: 5px auto; text-align: center; width: 100%; max-width: 550px; border-style: none; position: relative; cursor: pointer; padding: 0px 1px; box-sizing: border-box;" alt="Mercedes" ratio="1.79" fr-original-style="display: block; vertical-align: top; margin: 5px auto; text-align: center; width: 100%; max-width: 550px;" fr-original-class="fr-draggable">Motor Sport Magazine

Formula 1’de maksimum hıza ulaşmak için en önemli etken olan lastiklerin de aynı araçlar gibi bir gelişim tarihi var.

Formula 1 tarihinde lastiklerin dönüşümü

Yetmiş bir yıldır motor sporlarının zirvesinde olan Formula 1'in tarihinde 770 farklı pilot piste çıkarak bu sporda başarılı olmak için ter döktü. Ancak her zaman tek bir şampiyon olur ve o sezon en gözde isim o olur. Bazı isimler ise yıllar boyu Formula 1’in simgesi olarak kalır ve spora yeni katılan pilotlar bu isimleri idol olarak benimser.&nbsp;Formula 1’de takımların ürettikleri araçların yanı sıra sahip oldukları pilotların da takımın her anlamda gelişimi için katkısı çok büyüktür. Niki Lauda’nın gittiği takımlarda mühendislerle birlikte çalışması ile araçların geliştirilmesinde ön ayak olmuş ve şampiyonluklar kazandırmıştı. Hatta başta Lauda olmak üzere birçok isim yarış dünyasına araç gelişimi ve takım dinamikleri gibi alanlarda katkı sağlamaya devam etmiştir. Spora yarışmacı olarak katılan her yeni jenerasyon ise mevcut pilotlardan bir şeyler öğrenerek kendilerini geliştirmeye devam eder.&nbsp;<img src="https://images.aposto.com/2021/4/2021-05-07T07:17:02.054Z_sm.jpeg" style="display: block; vertical-align: top; margin: 5px auto; text-align: center; width: 100%; max-width: 550px; border-style: none; position: relative; cursor: pointer; padding: 0px 1px; box-sizing: border-box;" alt="Alpine" ratio="Infinity" fr-original-style="display: block; vertical-align: top; margin: 5px auto; text-align: center; width: 100%; max-width: 550px;" fr-original-class="fr-draggable"> Formula 1’in 2021 sezonunda Fernando Alonso’nun da dönmesiyle padoktaki şampiyon pilot sayısı tekrardan dörde çıktı. Alonso ile birlikte Sebastian Vettel, Kimi Räikkönen ve Lewis Hamilton toplamda 14 şampiyonluğa sahip. Padoktaki eski şampiyonlar ile yeni pilotlar arasında ciddi bir jenerasyon farkı bulunmakta. Alpha Tauri pilotu Tsunoda ile Räikkönen arasındaki yaş farkının yanı sıra Tsunoda daha bebekken Kimi’nin F1’e başlamış olması bu ciddi durumu ortaya koyuyor. Aynı zamanda farklı takımlardaki &nbsp;genç ve yaşlı pilotların birlikte olması hem takıma yeni dinamikler kazandırırken hem de her yaştan seyirciyi ellerinde tutuyor. Öte yandan eski isimlerin yıllardır bu sporun içinde olması takımlara teknik anlamda çok şey kazandırırken bir taraftan da o isimler sayesinde çeşitli sponsorlukları ellerinde barındırıyor.<img src="https://images.aposto.com/2021/4/2021-05-07T07:18:19.578Z_sm.jpeg" style="display: block; vertical-align: top; margin: 5px auto; text-align: center; width: 100%; max-width: 550px; border-style: none; position: relative; cursor: pointer; padding: 0px 1px; box-sizing: border-box;" alt="Formula 1" ratio="Infinity" fr-original-style="display: block; vertical-align: top; margin: 5px auto; text-align: center; width: 100%; max-width: 550px;" fr-original-class="fr-draggable"> Jenerasyon farkının F1’e bir diğer yansıması ise seyirci açısından oluyor. Eski isimlerin gridde bulunmaya devam etmesi yıllardır sporun takipçisi olan seyirci kitlesini bu sayede hala içerde tutmaya devam ediyor. Öte yandan padoka yeni katılan pilotların değişen dünya ile entegre bir şekilde yaşaması genç ve yeni nesil seyirci kitlesinin ise Formula 1 dünyasına katılmasını sağlıyor. Özellikle geçen sene Lando Norris, Charles Leclerc gibi isimlerin 60 bin kişiyi aşan “Twitch” üzerinden yayınlar gerçekleştirmesi birçok yeni insanın F1’i daha yakından tanımasını sağlarken aynı zamanda bir F1 izleyicisi olmasına katkıda bulundu.&nbsp;<img src="https://images.aposto.com/2021/4/2021-05-07T07:20:24.813Z_sm.jpeg" style="display: block; vertical-align: top; margin: 5px auto; text-align: center; width: 100%; max-width: 550px; border-style: none; position: relative; cursor: pointer; padding: 0px 1px; box-sizing: border-box;" alt="Norris" ratio="Infinity" fr-original-style="display: block; vertical-align: top; margin: 5px auto; text-align: center; width: 100%; max-width: 550px;" fr-original-class="fr-draggable"> Nielsen Sports’un yapmış olduğu araştırmaya göre Drive To Survive gibi içeriklerin medyada yer alması seyirci artışına katkıda bulunuyor. Bir yıldaki seyirci artışı incelendiğinde Formula 1’i yeni izlemeye başlayan kitlenin %77’sinin 16-35 yaş grubundan olduğu raporda açıklanıyor. Bu artışla birlikte 2022 yılında seyirci sayısının bir milyarı aşacağı tahmin <a fr-original-style="" href="https://www.planetf1.com/news/formula-one-billion-fans/" style="color: rgb(9, 9, 9); text-decoration: none; background-color: transparent; outline: none; cursor: pointer; transition: color 0.3s; text-decoration-skip: objects; touch-action: manipulation; -webkit-user-select: auto; box-sizing: border-box;" target="_blank">ediliyor.</a> Öte yandan yeni jenerasyonun sporla tanışması ile birlikte FIA’da F1’in temelinde değişikliklere gidiyor. Organizasyona eklenen sprint yarışları ile birlikte F1’i daha eğlenceli bir hale getirmeyi hedefleyen FIA bu değişikliği yaparken yeni jenerasyonu spora entegre etmeye çalışıyor.

Formula 1, tarihinde ilk defa bu kadar büyük bir jenerasyon farkında sahip ve bunun da spora etkileri çeşitli oluyor.

Değişen jenerasyon, değişen F1

19. yüzyılın ortalarında günümüzdeki çoğu kuralının da koyulduğu futbol,&nbsp;tarih açısından ise hem çok eskiye hem de askerî bir geçmişe dayanıyor. FIFA tarafından da tanınan "cuju", milattan önce üçüncü yüzyılda Çin’deki askerlerin eğitim programına dâhil bir aktiviteydi. Ardından bu oyun Japonya'daki “kemari”yi doğurmuştu. Antik Yunan'da “episkiros”, Roma İmparatorluğu'nda da “harpastum” dâhil birçok oyunda top ve ayak kullanılmıştı. Peki erkek egemenliğinin olduğu bu spor böyle mi doğmuştu? İskoçya’daki 17. yüzyıla ait kilise günlükleri futbolun kadın-erkek karışık oynandığına dair kanıtlar bulunduruyor. Bundan bir asır önce ise İngiltere'de kurulan bir kadın futbol takımı olan Dick, Kerr's Ladies FC, 1920 yılında 53 bini aşkın taraftarı stadyuma toplamayı başaran bir hikâyeye <a fr-original-style="" href="https://www.theguardian.com/football/blog/2009/sep/09/england-women-football" style="color: rgb(9, 9, 9); text-decoration: none; background-color: transparent; outline: none; cursor: pointer; transition: color 0.3s; text-decoration-skip: objects; touch-action: manipulation; -webkit-user-select: auto; box-sizing: border-box;" target="_blank">sahip.</a>Kerr’s Ladies futbol takımı önde gelen İngiltere menşeli hafif demir yolu ekipmanı üreticisi olan Dick, Kerr and Co. Ltd. firmasına kurucuları WB Dick ve John Kerr'in adını alarak kuruldu. Birleşik Krallık, Kayzer ile savaş hâlindeydi, fabrikalarda çalışanların moral düşüklüğü üretimi de etkiliyordu. Şirket çalışanlarından biri topla oynanan bu ayak oyunun önerisini sunmuştu. Ortaya attığı bu fikir sonucunda hem erkekler hem de kadınlar bu teklife sıcak bakmış ve bir futbol maçı gerçekleştirmeyi kabul etmişti. Gerçekleşen bu organizasyon sonrası maçı kadınların kurduğu takım kazanıyor ve bu şekilde Kerr’s Ladies efsanesinin de temelleri atılıyordu.<img src="https://images.aposto.com/2021/3/2021-04-30T06:17:49.071Z_sm.jpeg" style="display: block; vertical-align: top; margin: 5px auto; text-align: center; width: 100%; max-width: 550px; border-style: none; position: relative; cursor: pointer; padding: 0px 1px; box-sizing: border-box;" alt="Futbol Maçı" ratio="1.91" fr-original-style="display: block; vertical-align: top; margin: 5px auto; text-align: center; width: 100%; max-width: 550px;" fr-original-class="fr-draggable"> O zamanlarda işçi sınıfı tarafından oynanan futbol, Birinci Dünya Savaşı nedeniyle sekteye uğrayınca İngiltere’de kadınların egemen olduğu bir hâl aldı. 1917’de başlayan bu kadın futbolu efsanesi üç yıl boyunca Birleşik Krallık’ta devam etti. 1920 yılında Fransa'dan bir takımla oynadığı maç, uluslararası anlamda oynanan ilk kadın futbol maçı olarak tarihe geçti. Birçok farklı maça çıkan Kerr’s Ladies takımı çoğu maçtan galip ayrıldı. Birinci Dünya Savaşı yüzünden erkek liglerinin askıya alınması aynı zamanda seyircinin ilgisini de bu maçlara daha çok yöneltti. Maçlara fabrikadan aldığı 10 şilin ve birkaç paket sigara karşılığı çıkan kaptan Parr ve arkadaşları üç yıl boyunca İngiltere'de ilgi odağı hâline gelecek Kerr’s Ladies takımı ile birçok başarıya imza atmıştı.<img src="https://images.aposto.com/2021/3/2021-04-30T06:06:51.751Z_sm.jpeg" style="display: block; vertical-align: top; margin: 5px auto; text-align: center; width: 100%; max-width: 550px; border-style: none; position: relative; cursor: pointer; padding: 0px 1px; box-sizing: border-box;" ratio="1.67" fr-original-style="display: block; vertical-align: top; margin: 5px auto; text-align: center; width: 100%; max-width: 550px;" fr-original-class="fr-draggable"> 1920 yılına gelindiğinde ise bugün, Liverpool'daki Boxing Day ve Goodison Park Stadyumu 53 bin taraftarla dolu bir maça tanıklık etmişti. Kerr’s Ladies takımına olan ilgi o kadar büyüyordu ki o gün 14 bin taraftar stadyuma giremeyip dışarıda kalmıştı. İngiltere Futbol Federasyonu ise kadınların futbolda bu kadar egemen olmasından rahatsız olup kadınların futbol oynamasını yasaklama kararı aldı. Bu olayın ardından Fransa ve Almanya gibi ülkelerde İngiltere ile aynı karara imza atmıştı. Güçlü insanların kadınlara karşı olan bu engellerinden sonra ise “Suffragette” hareketiyle beraber kadınların aksiyona geçmesi farklı bir boyut almıştı. Kadın mücadelesinin gelişmeye başladığı yıllarda erkeklerin savaşta hayatını kaybetmesiyle beraber iş gücünde kadına duyulan ihtiyaç da artmıştı. Bu durum kadınların sömürülmeye çalışıldığı bir kapitalist düzenin kurulmasına yol açarken günümüzdeki eşitlikçi kadın hareketinin de başlangıçlarından biri olmuştu.<img src="https://images.aposto.com/2021/3/2021-04-30T06:07:27.172Z_sm.jpeg" style="display: block; vertical-align: top; margin: 5px auto; text-align: center; width: 100%; max-width: 550px; border-style: none; position: relative; cursor: pointer; padding: 0px 1px; box-sizing: border-box;" ratio="1.51" fr-original-style="display: block; vertical-align: top; margin: 5px auto; text-align: center; width: 100%; max-width: 550px;" fr-original-class="fr-draggable"> Bu yasakların ardından 1971 yılına kadar kadınlar stadyumlarda futbol oynayamadı. Bir zamanlar İngiltere'deki kadın futbolu, profesyonel erkek futboluyla aynı ilgili görürken kadınlar 50 sene bu oyundan uzak kaldı. 1920 yılında kırılan seyirci rekoru ise 2019 yılındaki Atlético ile FC Barcelona arasındaki kadın futbol takımlarının maçına kadar kırılamadı. 2019 yılında gerçekleşen maça 60,739 seyirci geliyor ve Kerr’s Ladies takımının elinde tuttuğu rekor 99 yıl sonra kırılıyordu. Geçtiğimiz sene ise Kerr’s Ladies maçının 100. yıl kutlamaları için büyük bir organizasyon planlanırken pandemi sebebi ile bu organizasyon gerçekleştirilemedi. Ancak bir asırlık bir tarihe sahip olan Kerr’s Ladies takımı 100 yıl sonra bile bizlere, hiçbir zaman futbolun erkek egemen bir spor olmadığını hatırlatıyor.

Endüstrileşme ile birlikte erkek egemenliğinin kurulmaya çalışıldığı futbol, insanların eğlenceye en çok ihtiyacı olduğu zamanda, 1917’de Kerr’s Ladies kadın futbol takımı ile birçok olaya öncülük ediyor. 

Dick, Kerr’s Ladies efsanesi

Sporu en güzel kılan durum verilen emekler sonrası kazanılan başarılardır. Özellikle takım sporlarında elde edilen başarıların, kupaların veya aklınıza ne geliyorsa, günün sonunda armağan edilecek bir taraftar kitlesi olmadığı sürece çok bir anlam ifade etmez. Yöneticilerin verdiği kararlar sonrası taraftarlar memnuniyetsizlik bildiriyorsa bu durumu gerçekleştirmek pek sağlıklı değildir. Geçtiğimiz pazar gecesi dünya gündemini sarsan Avrupa Süper Ligi girişimi belki de en çok bu sebepten ötürü şimdilik girişim olarak kaldı.&nbsp;Nasıl başladı? 1998-99 sezonuna kadar indiğimizde, The Guardian gazetesindeki bir haberde Süper Lig isimli bir projeden <a fr-original-style="" href="https://twitter.com/mustafataha/status/1384087235130056706?s=20" rel="noopener noreferrer" style="color: rgb(9, 9, 9); text-decoration: none; background-color: transparent; outline: none; cursor: pointer; transition: color 0.3s ease 0s; touch-action: manipulation; user-select: auto; box-sizing: border-box;" target="_blank">bahsedilmişti.</a> Sonrasında bu proje düşüncesi yıllar boyunca farklı isimler tarafından öne çıkarıldı fakat hiçbir zaman somut bir adım atılmadı. Şampiyonlar Ligi’nin küresel bir markaya dönüştüğü süreçte kulüpler, UEFA’nın yönetim yapısından memnun olmamanın yanında mali olarak UEFA’dan beklentilerinin karşılığını da alamadılar. Kulüplerin daha fazla gelir elde etme isteğine rağmen pandeminin yaşanmasıyla gelir kaybı artmaya başlayınca kulüpler çareyi yeni bir seçenekte aradı. Real Madrid başkanı Florentino Pérez önderliğindeki takımlar, Şampiyonlar Ligi’nin 2024-25 sezonunda yürürlüğe gireceği daha çok takımlı yeni düzeni açıklanmadan önceki gece Avrupa Süper Ligi’ni duyurdu.<img src="https://images.aposto.com/2021/3/2021-04-23T06:51:00.591Z_sm.jpeg" style="display: block; vertical-align: top; margin: 5px auto; text-align: center; width: 100%; max-width: 550px; border-style: none; position: relative; cursor: pointer; padding: 0px 1px; box-sizing: border-box;" alt="Florentino Pérez" ratio="Infinity" fr-original-style="display: block; vertical-align: top; margin: 5px auto; text-align: center; width: 100%; max-width: 550px;" fr-original-class="fr-draggable"> Neden? Peki 12 Avrupa takımını bu ligin kurulmasına iten neydi? Son yıllarda gelirlerdeki azalmayla birlikte takımların sürdürülebilir bir gelir modeline sahip olma isteği daha da arttı. Projede bazı takımlar var olan gelirlerini daha fazla artırmaya çalışırken diğer bir grup ise sportif başarıyla elde edemediği maddi gelire daha kolay bir yoldan ulaşmayı amaçladı. Lige katılım gösterecek her bir takıma giriş ücreti olarak 400 milyon avro gibi bir ücretin verilecek olması da bunun en büyük kanıtlarından biriydi. Özellikle Avrupa Süper Ligi kurucu başkanı Pérez yaptığı açıklamalarda UEFA’da şeffaf bir sistemin olmadığını söylerken bu projeyi hem takımlar hem de taraftarlar için gerçekleştirmek istediklerini dile getirdi. Ayrıca başta Pérez olmak üzere kurucu kulüpler, Şampiyonlar Ligi gibi büyük bir organizasyonun maçlarında küçük takımların var olmasının seyir zevkini düşürdüğünü ileri sürdü. Bu durum organizasyona olan ilginin her geçen gün daha da azalmasına sebep oldu. Manchester United, Arsenal ve Milan gibi kulüplerin sürekli olarak Şampiyonlar Ligi’ne katılım gösterememesi de bu projenin oluşmasında ayrı bir etken oldu.Geri adım: Bir gecede dünya spor gündeminin böylesine ayağa kalkmasının sebebi Avrupa Süper Ligi projesinin var olan düzene karşı yeni bir sistem getirecek olmasıydı. Yeni projeyle UEFA ve paydaşlarının güç kaybına uğrayacak olması bu girişime karşı durmalarına sebep oldu. UEFA başkanı Aleksander Čeferin, yaptığı açıklamalarda organizasyona katılacak oyuncuların uluslararası turnuvalara katılamayacağını söyledi. Ayrıca oyuncular, taraftarlar, ülke liderleri gibi birçok paydaşın da konuya yaklaşımı bir gecede yaşanan geri çekilmelerin ana sebepleri arasındaydı. Şimdiye kadar bu kulüpleri besleyen organların bir anda Avrupa Süper Ligi girişimine karşı safhada yer almaları Real Madrid, Barcelona ve Juventus hariç diğer kulüplerin geri adım atmasına sebep oldu.&nbsp;<img src="https://images.aposto.com/2021/3/2021-04-23T06:50:25.859Z_sm.jpeg" style="display: block; vertical-align: top; margin: 5px auto; text-align: center; width: 100%; max-width: 550px; border-style: none; position: relative; cursor: pointer; padding: 0px 1px; box-sizing: border-box;" alt="Taraftarlar" ratio="Infinity" fr-original-style="display: block; vertical-align: top; margin: 5px auto; text-align: center; width: 100%; max-width: 550px;" fr-original-class="fr-draggable"> Ne olacak? Her ne kadar bu üç kulüp şu an yalnız kalmış olsa da var olan planlarından kolay kolay vazgeçemeyecek. Projenin şimdilik askıya alınmasına rağmen, değişimin kaçınılmaz olduğunu öne süren Pérez’in yanında hâlâ JPMorgan&nbsp;gibi güçlü isimler <a fr-original-style="" href="https://www.bloomberg.com/news/articles/2021-04-19/jpmorgan-bets-4-8-billion-on-disrupting-world-s-biggest-sport?utm_source=url_link&utm_medium=social&utm_campaign=instagram-story&utm_content=business" rel="noopener noreferrer" style="color: rgb(9, 9, 9); text-decoration: none; background-color: transparent; outline: none; cursor: pointer; transition: color 0.3s ease 0s; touch-action: manipulation; user-select: auto; box-sizing: border-box;" target="_blank">var.</a> Öte yandan UEFA ve FIFA, Avrupa Süper Ligi projesine kalkışan kulüplerin kendi bağımsızlığıyla bir organizasyon kurabileceğini fark etmiş oldu. Bunun sonucunda onlara karşı daha ılımlı ve faydalarına yarayacak adımlar atacağı aşikar. Ayrıca taraftarların gücünün bir kez daha anlaşılmış olması bundan sonra atılacak adımlarda onları daha çok hesaba katmak gerektiğini yöneticilere hatırlatmış oldu. Futbolu futbol yapan taraftarlar var olduğu sürece, futbolun 15-20 kulüp arasında devam etmesini kolay kolay kimse istemez gibi duruyor.

Cengizhan Yıldız