Berrak zihinler için yalın, zengin, bağımsız bir Türkçe dijital medya üyeliği.
Ücretsiz Kaydol →Ali Rıza Çoban
Anayasa hukuku doçentidir. Doktorasını temel haklar alanında İngiltere'de Leeds üniversitesinde yapmıştır. İnsan hakları hukuku, hukuk devleti, yargı bağımsızlığı, anayasa yapımı, karşılaştırmalı anayasa yargısı alanlarında çalışmaktadır. Kendi uzmanlık alanlarında sivil toplum kuruluşlarıyla ortak çalışmalar yürütmektedir.
The Cybersecurity Law Proposal, submitted to the Turkish Grand National Assembly (TBMM) on January 10, 2025, addresses a highly significant issue and grants public authorities extensive powers to intervene in individual rights. However, despite its far-reaching implications, the proposal was rushed through the National Defense Committee and approved on January 15 without allowing for public debate. Additionally, no prior announcement was made before its submission to Parliament.
10 Ocak 2025 tarihinde TBMM Başkanlığı’na sunulan Siber Güvenlik Kanunu teklifi, çok önemli bir konuyu düzenlemesine ve kamu otoritelerine birey haklarına müdahale bakımından çok geniş yetkiler tanımasına rağmen, kamuoyunun tartışmasına imkân vermeden hemen 15 Ocak tarihinde acele bir şekilde Milli Savunma Komisyonunda görüşülerek kabul edilmiştir. Teklif TBMM’ye sunulmadan önce de kamuoyuna duyurulmamıştır.
Furthermore, the Commission advised ensuring that the HSK Chairperson is an impartial individual elected by the members themselves, limiting the Chairperson's powers, and subjecting all Council decisions to judicial review. It also called for the elimination of personnel transfers between the Ministry of Justice and the Council, preventing political influence over appointments of the General Secretary, inspectors, and rapporteur judges and increasing the transparency of the Council's internal operations.
HSK Başkanı'nın üyeler tarafından seçilen tarafsız bir kişi olmasının sağlanmasını, başkanın yetkilerinin azaltılmasını ve Kurulun tüm kararlarının yargı denetimine açılmasını öneren Komisyon, Adalet Bakanlığı ile Kurul arasındaki personel geçişkenliğinin ortadan kaldırılmasını, genel sekreter, müfettiş ve tetkik hâkimi atamalarının siyasi etkiye kapatılmasını ve Kurulun iç işleyişinin şeffaflaştırılmasını tavsiye etmiştir.
Mahkemenin bu kararı hem yargıçların coğrafi teminata kavuşturulması hem de ceza yargılamalarının kanunda öngörüldüğü gibi tek celsede bitirilecek şekilde gerçekleştirilmesini sağlayacak yapısal reformların yapılması gerektiğini ortaya koymaktadır. Bunun için ise hem yargı sisteminin hem de savcılık teşkilatının köklü bir şekilde yeniden yapılandırılması gerekmektedir.
Raporda ayrıca Türk hükümetinin 2021 ve 2023 tarihli İnsan Hakları Eylem Planları’nda yargının bağımsız bir şekilde işlemesini sağlayacak ve terör mevzuatının muhalifleri susturmak için kötüye kullanılmasını engelleyecek etkili tedbirlere yer verilmediği belirtilerek, yeni hazırlanacak eylem planlarında bu hususlara yer verilmesi tavsiye ediliyor.
A return to the rule of law in Turkey is achievable only if the judiciary aligns with universal standards and ceases to be instrumentalized.
Türkiye’de hukuk devletine dönüş, ancak yargının evrensel standartlara dönmesi ve araçsallaşmaktan kurtulması ile mümkün olabilir.
Despite these rulings, the revocation of Açık Radyo’s broadcasting license—a station that has been broadcasting for 30 years—solely because the term "Armenian Genocide" was mentioned in a radio program, clearly constitutes a violation of freedom of expression and amounts to censorship.
Ermeni soykırımı ifadesi geçmiş olması nedeniyle 30 yıldır yayın yapan Açık Radyo’nun yayın lisansının iptal edilmesi açıkça ifade özgürlüğü ihlâli ve sansür niteliği taşımaktadır.