Berrak zihinler için yalın, zengin, bağımsız bir Türkçe dijital medya üyeliği.
Ücretsiz Kaydol →Ali Rıza Çoban
Anayasa hukuku doçentidir. Doktorasını temel haklar alanında İngiltere'de Leeds üniversitesinde yapmıştır. İnsan hakları hukuku, hukuk devleti, yargı bağımsızlığı, anayasa yapımı, karşılaştırmalı anayasa yargısı alanlarında çalışmaktadır. Kendi uzmanlık alanlarında sivil toplum kuruluşlarıyla ortak çalışmalar yürütmektedir.
Mahkemenin bu kararı hem yargıçların coğrafi teminata kavuşturulması hem de ceza yargılamalarının kanunda öngörüldüğü gibi tek celsede bitirilecek şekilde gerçekleştirilmesini sağlayacak yapısal reformların yapılması gerektiğini ortaya koymaktadır. Bunun için ise hem yargı sisteminin hem de savcılık teşkilatının köklü bir şekilde yeniden yapılandırılması gerekmektedir.
Raporda ayrıca Türk hükümetinin 2021 ve 2023 tarihli İnsan Hakları Eylem Planları’nda yargının bağımsız bir şekilde işlemesini sağlayacak ve terör mevzuatının muhalifleri susturmak için kötüye kullanılmasını engelleyecek etkili tedbirlere yer verilmediği belirtilerek, yeni hazırlanacak eylem planlarında bu hususlara yer verilmesi tavsiye ediliyor.
A return to the rule of law in Turkey is achievable only if the judiciary aligns with universal standards and ceases to be instrumentalized.
Türkiye’de hukuk devletine dönüş, ancak yargının evrensel standartlara dönmesi ve araçsallaşmaktan kurtulması ile mümkün olabilir.
Despite these rulings, the revocation of Açık Radyo’s broadcasting license—a station that has been broadcasting for 30 years—solely because the term "Armenian Genocide" was mentioned in a radio program, clearly constitutes a violation of freedom of expression and amounts to censorship.
Ermeni soykırımı ifadesi geçmiş olması nedeniyle 30 yıldır yayın yapan Açık Radyo’nun yayın lisansının iptal edilmesi açıkça ifade özgürlüğü ihlâli ve sansür niteliği taşımaktadır.
These figures reveal that a strong demand for the rule of law is lacking among large portions of the population. They also indicate that a significant portion of society does not agree on common values, with cultural and political divisions being widespread. Under these conditions, it is clear that expecting a parliament dominated by parties from the People's Alliance to produce a liberal, inclusive constitution based on the rule of law and limited government is not realistic.
Bu veriler bize büyük toplum kesimlerinin hukuk devleti talebinin çok güçlü olmadığını, toplumun çok büyük bir kesiminin ortak değerler konusunda uzlaşmadığını, kültürel ve siyasi bölünmüşlüğün yaygın olduğunu ortaya koymaktadır. Bu koşullarda, Cumhur İttifakı partilerinin çoğunlukta olduğu bir parlamentodan özgürlükçü, hukukun üstünlüğünü ve sınırlı devleti esas alan, kapsayıcı bir anayasa yapılmasını beklemenin gerçekçi olmadığı açıktır.
Yeni adli yıl açılış töreninde Yargıtay Başkanınca yapılan konuşmada milli hukuk vurgusu yapılarak açıkça evrensel hukuk ilkelerinin ve uluslararası hukuk kurumlarının dikkate alınmayacağı ima edilmiştir. Evrensel hukuk ilkelerini dikkate almayan bir milli hukukun vatandaşlar için hukuksuzluk, güvencesizlik ve yoksulluk vadettiğini akılda tutmak gerekir.
Her şey bir yana, anayasal temel bir hak olan mülkiyet hakkına açık müdahale teşkil eden bu düzenlemenin yine Anayasa gereğince ancak ‘’kanun’’la yapılabileceği açık olduğu halde, bunun bir idarî işlem olan yönetmelikle yapılması da anlaşılabilir gibi değil.