Güzel ve kaba: Tina Turner

Tina Turner için yaşamak o kadar tam, o kadar gezegen dışı, o kadar bulaşıcı, o kadar cüretkâr, o kadar açık sözlü, o kadar şevk ve enerjiyle yaşamaktı ki; öldüğüne kimsenin inanmayacağı kadar…

Together with İBB Kültür AŞ

İstanbul’un tarihî sarnıçlarında bir haziran ayı: Night Shift Tarihinin en kapsamlı restorasyonunun ardından ziyarete açılan 1500 yıllık Yerebatan Sarnıcı ve İstanbul'un en eski sarnıçlarından 1600 yıllık Şerefiye Sarnıcı, Night Shift etkinlik serisiyle farklı deneyimler sunmaya devam ediyor. Nedir? İBB Kültür AŞ ’nin Yerebatan Sarnıcı ve Şerefiye Sarnıcı ’nın kapılarını ziyaret saatleri bitiminden sonra araladığı program serisi Night Shift , sarnıçların mistik atmosferini çeşitli disiplinlerden seslerle buluşturarak sanatseverleri büyülü yolculuklara davet ediyor. Neler var? Bazilikanın Karanlığı: Yerebatan Sarnıcı ’nı karanlıkta şifalı sesler eşliğinde deneyimleme imkânı sunan, Suzin Maçoro eşliğinde gerçekleşen ses terapisi etkinliği, katılımcılara ışık, koku ve mekân algısını bir arada yaşatacak. Derinden Gelen Sesler: Tüm insanlığın ortak mirası olan müziği Yerebatan Sarnıcı’nın büyülü atmosferinde kutlayan Derinden Gelen Sesler; Bach’tan Itrî’ye ve Handel’den Tanbûrî Mustafa Ça vuş’a olmak üzere Ensemble Orient - Occident İstanbul orkestrasının yürütücülüğünde gerçekleşecek iki farklı konser serisiyle haziran boyunca dinleyicilerini bekleyecek. Suyun Yankıları: Ses şifası pratisyeni Rida Kıraşı ve müzisyen Can Dedeoğlu ortaklığında gerçekleşen Soundala Therapy Gong Bath: Suyun Yankıları etkinliği haziran boyunca Şerefiye Sarnıcı ’nda ziyaretçilerle buluşacak. Circle Horn: Trompet sanatçısı Can Ömer Uygan ’ın “Hafıza” teması etrafında Tuğçe Göncü, Berk Can Ceylan, Meltem Şahin ve Serra Utkum İkiz gibi sanatçılarla buluştuğu Circle Horn , 10 Haziran ve 17 Haziran’ da Şerefiye Sarnıcı ’nda farklı konuk sanatçıları ağırlayacak. Night Shift etkinliklerinin haziran ayı takvimini incelemek ve biletlere ulaşmak için bu bağlantıyı ziyaret edebilirsin.

Learn more

Duende

Duende

Her hafta sinema ve müzik evreninden söyleşiler, incelemeler, öneriler, podcast’ler ve keşif notları e-posta kutunda.

Bazı insanlar müzik icra eder; bazıları müziğin kendisi olur. Tina Turner, müziğin kendisi olmayı başaranlardan. Tina, vokalinin ham gücünden canlı performanslarının görkemine, eşsiz kişiliğinden hiç eksilmeyen yıldız kalitesine kadar, rock ve soul’un kraliçesi unvanını hakkıyla kazandı. Onun hikâyesi filmlere, sayısız belgesele, gişe rekorları kıran bir Broadway şovuna ve çok satan otobiyografik bir kitaba konu oldu. Bizi bir araya getiren kuşkusuz Tina’nın bağımsızlık yolculuğu. Tina için umut nefrete galip geldi. İnanç korkuyu yerle bir etti. Nihayetinde etrafında toplanan tüm kötülükleri gölgede bıraktı. Kitleleri sanki bir dünya harikasıymış gibi büyüleyen, eşsiz enerjisini hayatta kalma, özgürlük ve cesaretle doldurduğu şarkılara taşıyan birinin gittiğini kabullenmek zor. Onun için yaşamak o kadar tam, o kadar gezegen dışı, o kadar bulaşıcı, o kadar cüretkâr, o kadar açık sözlü, o kadar şevk ve enerjiyle yaşamaktı ki; öldüğüne kimsenin inanmayacağı kadar… Geride bıraktığı miras, yeryüzünde haksızlıklar ve ötekileştirilenler var olduğu sürece pek çoklarına ilham vermeye devam edecek.

Koca sesli küçük kız

Tina, ona göre Anna Mae Bullock adıyla koca sesli küçük bir kız olarak Tennessee kırsalında çocukluğunu geçirdi. Kısa süreliğine bir arada kalan ailesiyle birlikte Knoxville kasabasında yaşarken, sesinden büyülendiği için ona para veren insanlar arasında günlerini doldurdu. Küçük bir çocukken onu yakalayan şarkılardan bahseden Tina, tempolu bir şarkı olduğu için LaVern Baker’ın Tweedle Dee şarkısını asla unutmadı: “Tempolu şarkıların bendeki yeri her zaman farklıydı. O zamanlar bile bu enerjiyi sevdim.” Tina henüz 11 yaşında annesi, babasıyla olan kötü ilişkisinden dolayı bir gün hiç kimseye haber vermeden evden ayrıldı. Babası çok geçmeden başka bir kadınla evlenerek Tina ve iki kız kardeşini geride bırakıp Detroit’e taşındı. Tina’nın o dönem başına gelenler, gelecekte yüzleşeceği ilişki sorunlarının yansıması gibiydi. Sadece Tina bundan bihaberdi. Kardeşleri ve anneannesiyle birlikte Tennessee’de geçirdiği ergenlik döneminde her fırsatta sokakta olmaya, bir yandan basketbol oynarken diğer yandan amigo takımında yer almaya devam etti.

Tina Turner 18 yaşına geldiğinde St. Louis ve East St. Louis’deki gece kulüplerine gitmeye başladı. Ike Turner ve grubu Kings of Rhythm’i ilk kez 1957 yılında, Doğu St. Louis’deki Manhattan Club’da dinledi. O sıralar Ike 20’li yaşlarının ortalarında yıldızı yükselen gösterişli bir grup lideriydi. Bir gece grup BB King’in blues baladı You Know I Love You şarkısını çalarken mikrofonu eline aldı. O gece Tina bir bakıma kendi gökyüzündeki gezegenlerin yerini değiştirdi. Ike, Tina’nın sesinden o kadar etkilendi ki o dönem çok az kadın vokalin sahne almasına rağmen onu grubuna “Little Ann” olarak ekledi.

1975 yılı, Heathrow Havaalanı, Tina ve Ike henüz o anı yaşamadan birkaç ay önce. | Fotoğraf: Frederick R. Bunt

Bir lanetin içinde o anı yaşamak

Yirmili yaşların başında evlenen Ike ve Tina, görünürde müzik kariyerlerinde basamakları peşi sıra çıkmaya devam etseler de evlilikleri tam bir felaketti. Öyle ki Tina Turner’ın Ike'ın tacizci ve son derece çirkin partnerliğinde geçirdiği on altı yıl hakkında yazmak pek çok açıdan oldukça zor. Tina o anı ilk ne zaman düşündü  bilmiyorum. Ancak 1 Temmuz 1976’da bir akşam vakti Ike'la kaldığı otelden koşarak kaçmaya başladığında o anın geldiğinin farkındaydı. Bu an, onun etrafında türlü entrikalar kuran ve Tina’yı bir yıldız yapanın kendisi olduğuna inanan; hatta sahne ismini kendi üstüne tescilleyecek kadar ileri giden istismarcı kocası Ike Turner’dan tüm bağlarını kopardığı andı. Ike’nin Tina’nın hayatı üzerinde o kadar fazla kontrolü vardı ki yeni hayatına hazırlanmak için yapabileceği neredeyse hiçbir şey yoktu. Tekrardan bağımsızlığına kavuştuğu o gece cebinde sadece 36 sent ve bir mobil kredi kartı vardı. O geceyi “Ben Tina Turner. Gördüğünüz gibi kocamla kavga ettim. Bana bir oda verir misin? Sana şu anda ödeme yapamam ama yapacağıma söz veriyorum,” diyerek bir otelde geçiren Tina’nın o dönemki hislerini “Ayrıldığımda beni öldürmesinden korkmuyordum çünkü zaten ölmüştüm,” sözlerinden anlamak mümkün.

Tina Turner ve David Bowie 1985 yılında Birmingham'da aynı sahneyi paylaşırken. | Fotoğraf: Dave Hogan 

Kır zincirlerini gel aşka koşalım seninle

Tina Turner’ın müzik kariyeri 1976 yılında Ike’den ayrıldığında tamamlansa dahi pop tarihinde unutulmaz bir yeri olacaktı. Ancak bu bir bağımsızlık yolculuğuydu. Tina, solo albümleri peşi sıra başarısız olmasına rağmen denemeye devam etti. Ta ki 1984 yılında kariyerinin en büyük hit'i olan Private Dancer albümünü çıkarana kadar. Gelin o hâlde 1980’lere, zincirlerinden kurtulan Turner’ın listelere damga vurduğu ve hayal gücünün müzik sahnesinin her bir yanında hüküm sürdüğü bir anıya ışınlanalım

Tarih 23 Mart 1985. Tina Turner, Private Dancer albümünün turnesi için İngiltere’nin Birmingham şehrinde sahnede. Konserin son yarısına gelirken Tina birden David Bowie ve Iggy Pop’un birlikte yazdığı, Bowie’nin bir yıl önce çıkan albümüne adını veren Tonight şarkısını söylemeye başladı. Şarkının ilk dizesini şahane sesiyle tamamlayıp seyirciyi hareketlendirdiği anda sahneye Bowie girdi. Tina hemen kendini geri aldı ve Bowie’ye döndü. İlk yaptığı ona öpücük göndermekti. Bowie, şarkının ikinci dizesini okuyarak merdivenlerden Tina’nın yanına geldi. İkili sonra şarkının orijinalinde olmayan “Sonuna kadar seni seveceğim, seni ölene kadar seveceğim, seni bu gece gökyüzünde göreceğim; bu gece” sözlerini birbirlerinin gözlerinin içine bakarak söyledi. Şarkının ortasındaki saksafon solosuna gelindiğinde ikili artık sahnede bana göre müzik tarihinin en romantik bir dansının parçalarıydı. Tina’nın Bowie’ye sarılırken seyirciye göz kırpması, ikilinin birbirlerinin kulaklarına fısıldaması ve evrenin her yerine yayılan kahkahaları… Şarkıyı iç içe geçmiş ruhları, bellerine dolanan elleri ve sonsuz neşeleriyle tamamdılar. Bu performans, Tina’nın ihtişamlı 1980’li yıllarının tam karşılığı âdeta. Tanık olmak için YouTube’un arama çubuğuna Tina Turner Live 1985 yazıp çıkan herhangi bir videoyu açmanız yeterli.

Turner'ın bir oyuncu olarak fizikselliği, seyirciler için olduğu kadar fotoğrafçılar için de çekiciydi. | Fotoğraf: Jack Robinson

Sen hangi Tina’sın?

Pek çok Tina vardı. Şarkıcı Tina, moda ikonu Tina, diva Tina, öncü Tina. Her bir Tina’nın geride bıraktığı eşsiz bir miras var. Siyah bir kadın rock sanatçısı olmak, puslu sesiyle 60 yıllık bir kariyer sürdürmek ve bunu yaparken daima doğal kalabilmek. Tina’nın duyguları üzerinde o kadar fazla kontrolü vardı ki şarkı sözleri o nereye çekerse peşinden gitti. Tina’nın göz kamaştırıcı bir ışıltısı vardı. Spot ışıklarının vurduğu pullu mini elbisesi karakterinin bir parçasıydı. Hayranların Tina elbisesi olarak adlandırdığı bir gerçek vardı. Tina’nın sahnede kaldığı süre uzadıkça etek boyları kısaldı. Özgürlüğünü her alana yaymakla kalmadı. Dönemin modasını da peşine taktı: “Gelinliğimin içinde kendimi çok zarif hissettim, bir prenses gibi. Ama o elbise tıpkı benim evliliğim gibi bir hapishaneydi. Hareket etmek istedim, bu yüzden eteklerim kısaldı ve daha az daraldı. Çünkü özgürlük benim için sahnede ve hayatta önemliydi.”

İstismara uğradığını ve şiddet gördüğünü açıklayan Tina Turner, öncüydü. Kuşkusuz onun açıklamaları aile içi şiddetin her yerde olduğu gerçeğine dikkat çekti. Kariyerine başladığı dönemde kadınların minyon ve kibar olması, makyajlarının kusursuz olması bekleniyordu. Sahnede ter içinde kalana kadar dans eden, coşkusunun yanı sıra tüm endişesi yüzünden okunan Tina, bu kabulü yıktı. Darmadağın etti. Popüler kültür cinsiyetçidir. Aynı zamanda yaş ayrımcısıdır. Kariyerinin en iyi dönemlerini 40’lı yaşlarından sonra geçiren Tina, bu kabülü de yerle bir etti. Öyle ki 1991 yılında Ike ile birlikte kabul edildiği Rock and Roll Hall of Fame’e 2021 yılında tek başına, Tina Turner olarak girdi.

Tina Turner Londra'da | Fotoğraf: Gary Merrin

Tina Turner 2009 yılında konser vermeyi bıraktı ve kendini artık ona iyi gelmeyen bir yükten azat etti: “Şarkı söylemekten ve herkesi mutlu etmekten bıktım. Hayatımda yaptığım tek şey buydu.” Kalan zamanını İsviçre’nin Küsnacht kentinde, Zürih Gölü manzarasına sahip Algonquin Şatosu malikanesinde değerlendirdi. Ömrünü tamamlayana kadar sadece kendi neşesi için endişelenmek zorunda kaldı. Terk etmenin yolunu ve kendini sevmenin kaynağını bulmuş biri için harika bir son perde. Hoşça kal Tina Turner. 

Hikâyeyi beğendiniz mi? Paylaşın.

Kaydet

Okuma listesine ekle

Paylaş

Duende

Duende

Her hafta sinema ve müzik evreninden söyleşiler, incelemeler, öneriler, podcast’ler ve keşif notları e-posta kutunda.

İLGİLİ BAŞLIKLAR

özgürlük

Tina Turner

soul

Tennessee

LaVern Baker

Tweedle Dee

Detroit

NEREDE YAYIMLANDI?

DuendeDuende

HİKAYE

👑 Güzel ve kaba Tina Turner, Örümcek-Evreni'nde Spider-Man

Rock 'n' roll'un kraliçesi Tina Turner'in ilham dolu müziği ve yaşamı; Örümcek-Evreni'nin yeniden açılan kapıları, Billie Holiday'in ABD ırkçılığının grotesk hakikatleriyle doğrudan yüzleşen sansürsüz klasiği Strange Fruit'un hikâyesi.

02 Haz 2023

İBB Kültür AŞ ile birlikte
Fotoğraf: Jack Robinson

YAZARLAR

Taner Turna

grandkid of david bowie, son of nick cave, brother of thom yorke & damon albarn

Duende

Her hafta sinema ve müzik evreninden söyleşiler, incelemeler, öneriler, podcast’ler ve keşif notları e-posta kutunda.

İLGİLİ OKUMALAR

;