Berrak zihinler için yalın, zengin, bağımsız bir Türkçe dijital medya üyeliği.
Ücretsiz Kaydol →
Deniz Aytekin
Kültür sanat ve çevre editörü
İlki 1939 yılında New York'ta açılan havaalanı lounge'ları, artık spa'dan Michelin yıldızlı şeflerin tabaklarına, özel yatak odalarından lüks arabalarla uçak kapısına bırakılmaya uzanan hizmetlerle birbiriyle yarışıyor ve her geçen gün daha da çeşitleniyor. Peki 1-2 saati geçmeyen bu deneyime markalar neden dev yatırımlar yapıyor, yolcular neden para ödüyor?

Hayatın birçok alanında işimizi bir hayli kolaylaştıran ve hızlandıran klavyeye geçiş, beynimizin çalışma biçimini ve öğrenme yetilerimizi de yeniden şekillendiriyor. Son yıllarda bu alanda çalışan araştırmacılar, bu değişimin endişe verici olduğuna dikkat çekiyor.

Bazı cafe ve pub masaları, orada yaşadıklarımızla kişisel tarihimize kazınır. Bazıları ise kolektif hafızaya müdavimleriyle işlenir; o masalarda oturmuş yazarların, sanatçıların, düşünürlerin hatıralarını bugüne taşır. Fikirleri ve eserleriyle tarihe yön veren entelektüellerin sık sık uğradığı, kapıları hâlâ açık mekanları geziyoruz.

30. Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi (UNFCC) Taraflar Konferansı (COP), bildiğimiz adıyla COP30, bu yıl Brezilya’nın Belém kentinde 10-21 Kasım tarihleri arasında düzenlenecek. Geçen yıl fiyaskoyla sonuçlanan zirveden bu yıl çıkacak sonuçlar ve Türkiye’nin alacağı tutum merak edilen konular arasında.

Rengarenk ışıklı süslemeleri; tarçın, karanfil, şeker kokuları ve kalabalığın uğultusuna eşlik eden ilahi sesleriyle Noel pazarları her yıl başta Almanya ve Avrupa şehirleri olmak üzere kent meydanlarında binlerce kişinin biraraya geldiği bir kış masalını andırıyor. Peki 13. yüzyıldan beri politik ortama göre sürekli kendini dönüştüren bu gelenek bugün bildiğimiz hâlini nasıl aldı?

"Lookmaxxing", "gymmaxxing" gibi her deneyimi en üst seviyeye taşıma akımlarına bir de "sleepmaxxing", yani mükemmel uyuma merakı eklendi. Hayati verileri ölçen alet ve uygulamalar, yatmadan önce yapılması “önerilen” ve saatler süren uyku ritüelleri, meditatif içerikler, gıda takviyeleri derken “kaliteli uyku” dev bir pazara dönüştü. Peki tüm bu uğraşın bir karşılığı var mı?

Pazar sabahından beri tüm dünya, Louvre Müzesi’ndeki hırsızlık vakasına kilitlendi ancak olayla ilgili ayrıntılar halen gizemini koruyor. Aslında tarih boyunca müzeler pek çok defa hırsızların hedefi olmuştu. Soygunların bazıları filmlerdeki gibi aylar önceden planlanmış, bazıları zevk olsun diye ya da ders vermek için yapılmıştı. Onlarca yıl sonra hâlâ konuşulan müze soygunlarını hatırlıyoruz.

Akşam yemeğinden önce Paris’ten bir baloya gidermişçesine trene binip ertesi gün öğleden sonra Venedik ya da Amsterdam gibi Avrupa kentlerinde inen gezginler, yolculuk deneyimini en az varacakları destinasyon kadar önemsiyor. Avrupa kentleri arasında mekik dokuyan seçkin tren rotalarını inceliyoruz.

Brezilya’da yapılan yeni bir araştırma, habitat kaybının kelebeklerin renklerini ve çeşitliliklerini kaybetmesine yol açtığını ortaya koydu. Ormanların kesilip palmiye yağı, okaliptüs, kahve ya da muz gibi tek tip ürünlerin yetiştirildiği alanlarda, bitkiler gibi kelebekler de “tektipleşiyor.” Üstelik parlak renklerini kaybedenler yalnızca kelebekler değil. İnsan faaliyetlerinin etkisiyle okyanuslar, mercanlar, hatta dünyanın uzaydan çekilen görüntüleri bile soluklaşıyor.

Kitap ve kahvenin ayrılmaz dostluğuna rakip çıktı. New York ve Londra gibi dünya metropollerinde yükselen edebiyat barları akımı, kitapları gündüzden geceye taşıyor; bir kadeh eşliğinde edebiyat konuşarak sosyalleşmek ve gecenin sonunda biraz dans etmek için uygun ortam sağlıyor. Dünya başkentlerinden kitap barları...



