<span fr-original-class="customBullet" fr-original-style="font-size: 24px; line-height: 12px; vertical-align: middle; display: inline-block;" style="font-size: 24px; line-height: 12px; vertical-align: middle; display: inline-block; box-sizing: border-box;">•&nbsp; Karşılıklı restleşmeler:&nbsp;ABD Başkanı Donald Trump, Çin tarafından ABD'ye yapılan ticaret misillemesini sorun etmediğini, Devlet Başkanı Xi Jinping ile yakın zamanda değil, uygun gördüğü bir zamanda konuyu görüşeceğini söyleyerek,&nbsp;"Biden yönetiminden daha önce hiç görmediğim şekilde faydalandılar. Çin ile olan ticaret açığının yaklaşık bir trilyon dolar olduğunu hiç görmemiştim. Paramızı ordularını inşa etmek için kullanıyorlar ve Biden buna izin verdi" dedi.&nbsp;<ul fr-original-style="padding-inline-start: 20px;" style="padding-inline-start: 20px; margin-top: 0px; margin-bottom: 1em; box-sizing: border-box;"><li fr-original-style="" style="box-sizing: border-box;">Hatırlatma dozu:&nbsp;Çin Ticaret Bakanlığı, gümrük vergilerine misilleme olarak ABD'den ithal edilen kömür ve sıvılaştırılmış doğalgaza (LNG) %15, petrol ve tarım ekipmanlarına %10 gümrük vergisi getirileceğini, tungsten bazlı malzemelere ithalat kontrolü uygulanacağını ve Google’a soruşturma açılacağını ilan etti.&nbsp;</li><li fr-original-style="" style="box-sizing: border-box;">Öte yandan:&nbsp;Trump ayrıca Başkanlığının ilk döneminde uygulanan "İran'a maksimum baskı" politikasına dair yeni bir kararname imzaladı. İran'a karşı sert olmak istemediklerini ancak İran'ın bir nükleer silaha sahip olmaması gerektiğini söyleyen Trump, "Bunu yaptığım için mutsuzum ancak pek fazla seçeneğim yok, çünkü güçlü ve sağlam olmalıyız" dedi.&nbsp;</li></ul>

EXANTE

<span fr-original-class="customBullet" fr-original-style="font-size: 24px; line-height: 12px; vertical-align: middle; display: inline-block;" style="font-size: 24px; line-height: 12px; vertical-align: middle; display: inline-block; box-sizing: border-box;">•&nbsp; Kanada'ya gümrük süresi: ABD Başkanı Donald Trump, Kanada’nın uyuşturucuyla mücadele konusunda yeni bir yönetici atamayı, kartelleri terörist olarak listelemeyi ve organize suça karşı ABD ile ortak mücadele etmeyi kabul ettiğini, bu nedenle Kanada’ya uygulanacak ek gümrük vergilerinin bir ay süreyle ertelendiğini açıkladı.<ul fr-original-style="padding-inline-start: 20px;" style="padding-inline-start: 20px; margin-top: 0px; margin-bottom: 1em; box-sizing: border-box;"><li fr-original-style="" style="box-sizing: border-box;">Öte yandan: Çin Ticaret Bakanlığı, gümrük vergilerine misilleme olarak ABD'den ithal edilen kömür ve sıvılaştırılmış doğalgaza (LNG) %15, petrol ve tarım ekipmanlarına %10 gümrük vergisi getirileceğini, tungsten bazlı malzemelere ithalat kontrolü uygulanacağını ve Google’a soruşturma açılacağını ilan etti.&nbsp;</li></ul>

ABD Başkanı Donald Trump, Cumartesi günü beklenmedik bir şekilde Meksika ve Kanada’dan ithal edilen ürünlere %25 (enerji ürünlerine %10), Çin’den ithal edilen ürünlere ise %10 gümrük vergisi getirilmesine ilişkin kararnameyi imzaladı. Konuyla ilgili kararnamede söz konusu ülkelerden ABD’ye akan uyuşturucu ve yasa dışı göçmenlere dikkat çekilirken, ülkelerin misilleme adımı atması halinde gümrük vergilerinin artırılabileceği vurgulandı.Trump bu kadarla da kalmadı. Gazetecilere verdiği demeçte Avrupa Birliği ülkelerine “kesinlikle” gümrük vergisi uygulayacağını, mikroçiplere de yeni tarifeler getirileceğini ayrıca petrol, doğalgaz, alüminyum, çelik ve bakır ürünlerine de gümrük vergisi uygulayacaklarını söyledi.&nbsp;Karşılıklı yapılan görüşmeler sonucunda Meksika ve Kanada’ya uygulanan gümrük vergileri bir aylığına ertelenmiş olsa da bu sürede müzakereler sürecek. Anlaşma sağlanamaması halinde vergilerin yürürlükte kalma ihtimali bulunuyor. Çin ürünlerine uygulanan gümrük vergileri ile ilgili görüşmeler ise sürüyor.&nbsp;<h2 dir="ltr" fr-original-style="" style="margin: 0px; color: rgba(0, 0, 0, 0.85); font-weight: 500; padding: 0px; box-sizing: border-box;">Tepkiler</h2>Kararın ardından Çin Ticaret Bakanlığı tarafından yapılan açıklamada iyi ilişkilerin sürdürülmesi gerektiği ve bir ticaret savaşının kimsenin yararına olmayacağı vurgulandı. Trump'tan beklenen geri adım gelmeyince, ABD'den ithal edilen kömür ve sıvılaştırılmış doğalgaza (LNG) %15, petrol ve tarım ekipmanlarına %10 gümrük vergisi uygulanacağı ve tungsten ürünlere ithalat kısıtlaması getirileceği açıklandı.&nbsp;Meksika Devlet Başkanı Claudia Sheinbaum, kartel gruplarına destek olma iddialarını reddederek, “Suç gruplarına destek olan, bu gruplara yüksek güçlü silahlar satan ABD’deki silah depolarıdır” ifadelerini kullandı ve kendilerinin de ABD’den ithal edilen ürünlere %25’lik bir gümrük vergisi uygulayacaklarını açıkladı. Başkan Trump’la yapılan görüşmeler sonucunda ise iki taraf da karşılıklı olarak gümrük vergilerini 1 ay süreyle erteledi. Bu 1 aylık sürede müzakere sürecinin yürütüleceği ifade edildi.&nbsp;Kanada Başbakanı Justin Trudeau ise böyle bir hamleyi kabul etmeyeceklerini ve karşı hamle olarak ABD’den yapılan toplam 107 milyar dolarlık ithalata %25 gümrük vergisi uygulayacaklarını açıkladı. Başkan Trump, Trudeau ile de bir görüşme yaptı ve görüşme sonucunda yine tarifelerin 1 aylığına dondurularak müzakerelerin sürdürülmesi kararı alındı. Ancak bu sırada Kanada’da çok şiddetli “yerli malı kullanma” kampanyaları başlatılmış durumda.<h2 dir="ltr" fr-original-style="" style="margin: 0px; color: rgba(0, 0, 0, 0.85); font-weight: 500; padding: 0px; box-sizing: border-box;">Etkileri ne olabilir?</h2>Öncelikle şunu belirtmekte fayda var: Trump, tarifeleri bir müzakere silahı olarak kullanıyor olabilir ve bu tarifeler görüşmeler sonucunda karşılıklı olarak geri alınabilir. Meksika ve Kanada örnekleri bize bunu gösteriyor. Meksika hükümetinin ABD-Meksika sınırına göçmen geçişlerini durdurma amaçlı 10 bin asker gönderme sözünün ardından müzakereler başladı ve müzakere sonucu vergilerin geri alınması ihtimali azımsanmayacak düzeyde. Kanada için de neredeyse aynı durum söz konusu.Ancak biz yine de müzakerelerin durma ihtimaline karşın ABD ekonomisinin gümrük vergilerinden nasıl etkileneceğine bir bakalım.Öncelikle ABD, en büyük üç ticaret ortağına gümrük vergisi getirerek oldukça büyük bir karar aldı. Eldeki son verilere göre ABD, toplam ithalatının yaklaşık %45’ini bu üç ülkeden yapıyor. &nbsp;Enerji ithalatının %59’u, plastik ithalatının %58’i, ulaştırma aracı ithalatının %53’ü, elektronik ithalatının %48’i, makine ithalatının %43’ü, demir-çelik ithalatının %42’si bu üç ülkeden yapılıyor. Yaptığımız kaba bir sepet hesabına göre gümrük vergilerinin ilk haliyle yürürlüğe girmesi halinde 2025 yılında bu ürünlerin faturası yaklaşık %23,55 artacak ve bu fatura elbette ABD’li tüketicilere çıkacak. Bu durum, ABD’li şirketlerin üretimlerini artırarak iç pazarda fiyatları dengelemeye çalışmaması halinde enflasyonun beklendiğinden çok daha uzun süre yüksek kalması ve Fed’in faizleri uzun süre daha yüksek tutarak ABD ekonomisini yavaşlatması anlamına gelebilir.&nbsp;İhracat tarafında da işler problemli. Çünkü Meksika ve Kanada, tarifelerin uygulanması halinde ABD’den yapılan ihracata aynı oranda gümrük vergisini uygulayacaklarını bildirdiler ve bu iki ülke ABD’nin en büyük iki ihracat pazarını temsil ediyor. ABD toplam ihracatının %36’sını yani yaklaşık 675 milyar dolarlık kısmını bu iki ülkeye yapıyor. Karşı tarifelerin uygulanması halinde başta otomotiv olmak üzere ABD’li imalat ve tarım/hayvancılık şirketleri ya pazar payı kaybı yaşayacak ya da kendilerine yeni pazarlar bulmak durumunda kalacaklar. Çünkü toplam ulaşım aracı ihracatının %56’sı, makine ihracatının %42’si, elektronik ihracatının %38’i, hayvancılık ihracatının %34’ü, demir-çelik ihracatının ise %30’u yine bu iki ülkeye yapılıyor.&nbsp;Ekonomistler de duruma dair endişeli. Konuyla ilgili bir araştırma yayımlayan Trade Partnership Worldwide ekonomistleri, karşılıklı tarifelerin ABD’li şirketlere her gün toplam 700 milyon dolarlık ek vergi faturası çıkarabileceğini hesaplıyor. ING Bank ekonomistleri tarifelerin her Amerikan hanesine tek seferlik ve 3 bin 342 dolarlık bir darbe vuracağını hesaplarken, Bloomberg Economics ise gümrük vergilerinin ABD gayri safi yurt içi hasılasını %1,2 aşağıya çekebileceğini ve Fed’in en çok dikkat ettiği enflasyon göstergesi olan çekirdek PCE’yi %0,7 oranında artırabileceğini hesaplıyor. &nbsp;İmalat sektörü temsilcileri de yeni vergilere karşı tepkili. Konuyla ilgili açıklama yapan ABD Ulusal İmalatçılar Birliği Başkanı Jay Timmons, getirilen vergilerin ABD imalatını rekabetçi kılan tedarik zincirini altüst etme tehdidinde bulunduğunu söyleyerek, “Nihayetinde bu tarifelerin yükünü üreticiler çekecek, ürünlerimizi rekabetçi bir fiyattan satma kabiliyetimizi baltalayacak ve Amerikan istihdamını riske atacaktır” açıklamasında bulundu. Benzer bir açıklama yapan ABD Otomobil Endüstrisi Tedarikçileri Birliği temsilcileri ise tarifelerin istihdamı tehlikeye atacağı, tüketiciler için maliyetleri artıracağı ve ABD’nin rekabet gücü için kritik önem taşıyan son derece entegre Kuzey Amerika tedarik zincirini baltalayacağını ifade etti.&nbsp;<h2 dir="ltr" fr-original-style="" style="margin: 0px; color: rgba(0, 0, 0, 0.85); font-weight: 500; padding: 0px; box-sizing: border-box;">Geçmişte ne olmuştu?</h2>Bugün ABD’de gümrük tarifeleri dendiğinde akla Herbert Hoover ve 1930 tarihli Smoot-Hawley Tarifeler Yasası akla gelir. 1929 seçimleri öncesinde Cumhuriyetçi Parti’nin adayı Herbert Hoover, I. Dünya Savaşı sonrasında özellikle Avrupa ülkelerinde oluşan arz fazlasının tüm dünya genelinde fiyatları düşürdüğünden yakınmış ve bu durumu çözmek için Avrupa’ya karşı gümrük duvarlarını yükselterek ABD sanayisini haksız rekabetten koruyacağını ilan etmişti.&nbsp;Hoover seçimi kazandı ve sözünü de tuttu. Aralarında Irving Fisher ve Henry Ford’un da bulunduğu yüzlerce ekonomist ve iş insanının uygulanmaması için kampanya yürüttüğü kanun, Mart 1930’da Kongre’den geçti ve 20 bin ithalat ürününe ilk aşamada ortalama %20 oranında ek gümrük vergileri getirildi. Hedef alınan ülkelerin misilleme yapmasıyla birlikte kriz daha da büyüdü ve Smoot-Hawley yasası tam bir felakete dönüştü.Öncelikle ABD ekonomisi Ekim 1929’da patlak veren Wall Street Krizi’nden dolayı oldukça zor bir durumdaydı. Kriz nedeniyle New York Borsası çökmüş, sanayi mallarına olan talep olağanüstü ölçüde azalmış ve işsizlik hızla yukarıya doğru tırmanmaya başlamıştı. Bütün bunlara rağmen dış ticarete karşı gümrük duvarlarının çekilmesi, piyasada dolaşan para ve mal miktarını oldukça sınırlayarak krizi daha da büyüttü.&nbsp;1929-1933 döneminde hem Wall Street Krizi hem de Smoot-Hawley Yasasının etkisiyle ABD’nin toplam ithalatı %66’lık bir düşüşle 4,4 milyar dolardan 1,5 milyar dolara gerilerken, toplam ihracatı ise %61 gerileyerek 5,4 milyar dolardan 2,1 milyar dolara kadar indi. Bu dönemde en büyük ticaret ortaklarından biri olan Avrupa’dan yapılan ithalat %70 azalarak 390 milyon dolara kadar inerken, Avrupa’ya yapılan ihracat da benzer biçimde %66 azalarak 789 milyon dolara geriledi.<img src="https://images.aposto.com/2025/1/2/1738676648094.jpeg" style="display: block; vertical-align: top; margin: 5px auto; text-align: center; width: 100%; max-width: 550px; border-style: none; position: relative; cursor: pointer; padding: 0px 1px; box-sizing: border-box;" width="550" ratio="1.35" fr-original-style="display: block; vertical-align: top; margin: 5px auto; text-align: center; width: 100%; max-width: 550px;" fr-original-class="fr-draggable">1929-1933 krizi sırasında oluşan temel gıda kuyrukları1933 yılına gelindiğinde ABD’nin gayri safi yurt içi hasılası %40’tan fazla azalışla 55,6 milyar dolara kadar gerileyerek dip yapmış ve işsizlik oranı 4 yıl içinde %8’den %25’e kadar fırlayarak tarihi zirvesini kaydetmişti. ABD’de o güne kadar böylesine büyük bir kriz yaşanmamıştı ve 29-33 krizi bugün bile dünyanın en büyük ekonomik krizi olarak anılır.<img src="https://images.aposto.com/2025/1/2/1738676731475.jpeg" style="display: block; vertical-align: top; margin: 5px auto; text-align: center; width: 100%; max-width: 550px; border-style: none; position: relative; cursor: pointer; padding: 0px 1px; box-sizing: border-box;" width="550" ratio="1.79" fr-original-style="display: block; vertical-align: top; margin: 5px auto; text-align: center; width: 100%; max-width: 550px;" fr-original-class="fr-draggable">Büyük Buhran sırasında yaklaşık 15 milyon Amerikalı işini kaybettiSonuç olarak Büyük Buhran adı da verilen bu dönemin etkileri yaklaşık 10 yıl daha devam etti ve pek çok Amerikalı için yaşadıkları yaşam adeta bir zehir oldu. Herbert Hoover ilk seçimde Başkanlık koltuğunu kaybetti ve yerini Demokrat Franklin D. Roosevelt’e bıraktı. Görevinin ilk yılında Karşılıklı Ticaret Anlaşmaları Yasasını kabul ederek gümrük müzakerelerini başlatan Roosevelt, ‘‘New Deal” &nbsp;adı verilen ve devlet yatırımlarını daha çok merkeze alan ekonomik politikalar uygulamayı tercih etti. Böylece Buhranın etkileri bir nebze de olsa dindirildi ve görevi sırasında II. Dünya Savaşı’nın patlak vermiş olmasına rağmen Roosevelt ölümüne kadar Başkanlık koltuğunu korudu.&nbsp;

ABD, en büyük üç ticaret ortağına gümrük vergisi getirerek oldukça büyük bir karar aldı. Eldeki son verilere göre ABD, toplam ihracat ve ithalatının yaklaşık %45’ini Meksika, Çin ve Kanada ile yapıyor. Peki gümrük vergileri ilk haliyle uygulanırsa bunun etkileri ne olabilir?

Gümrük tarifeleri uygulanırsa kim zararlı çıkar?

BMW Group’un sürdürülebilirlik stratejisi ve bu konudaki şeffaflığı, kazandığı “DOW Jones Sürdürülebilirlik Endeksi” ödüllerinin yanı sıra, “Carbon Disclosure Projects” ve “Sam Sustainability Awards” kapsamında aldığı ödüller ve “Sustainalytics Sürdürülebilirlik Derecelendirmesi” ile dünya çapında da tanındı. Şirketin sürdürülebilirlik odağını ve iklim hedeflerine ulaşma konusundaki ilerlemesini ortaya koyan bir başka stratejik gelişme ise Sürdürülebilirlik Değeri Raporu’nun 2020 Yıllık Faaliyet Raporu’na dahil edilmesiyle hayata geçti. Bu gelişmenin ardından, sürdürülebilirlik ve kaynak koruma konularının şirketin stratejik odağının merkezinde olduğunu gösteren yeni kanıtların gelmesi de gecikmedi. &nbsp;BMW Group, Münih’te düzenlenen “IAA Otomobil Fuarı” kapsamında devrim niteliğindeki yeni konsepti BMW i Vision Circular’ı tanıttı.Sürdürülebilir Mobilitenin GeleceğiStratejik açıdan kendisine iddialı hedefler belirleyen BMW Group, bu hedefleri&nbsp;Neue Klasse’nin piyasaya sürülmesiyle bir adım daha geliştirmeyi amaçlıyor. BMW Group, 2030 yılına kadar, kullanım aşamasındaki her otomobil başına karbondioksit emisyonlarını yarıya indirmeyi planlıyor. Aynı zamanda üretimde kullanılan ikincil malzeme oranını yüzde 50 oranında artırmayı hedefleyen şirket, plastik malzemelerin geri dönüşümü konusunda da yeni iş birliklerine odaklanmaya hazırlanıyor. Döngüsel ekonomi, tüm bunların ekseninde oldukça önemli bir rol oynuyor.&nbsp;Bununla birlikte BMW, diğer imkanlardan da faydalanmayı ihmal etmiyor. BMW Group, 2021’in başından itibaren güneş enerjisinin elektriğe dönüştürülmesiyle üretilen alüminyumları satın alıyor. Alüminyum üretimi oldukça fazla enerji tükettiğinden, bu süreçte çevre dostu elektrik kullanılması karbondioksit emisyonları açısından kayda değer bir düşüşe olanak tanıyor. Çevre dostu enerji, şirketin 2030 yılına kadar tedarikçi ağındaki karbondioksit emisyonlarını yüzde 20 oranında azaltma hedefine ulaşması için etkili bir kaldıraç olarak öne çıkıyor.Bu doğrultudaki bir başka önemli adım ise, üretimde geri dönüştürülmüş tungsten kullanımı. Oldukça sert ve demire kıyasla ısıya çok daha dayanıklı olan bu metal, üretim sürecinde çok önemli bir rol oynuyor. BMW Group’un kapalı bir malzeme döngüsü yaratma konusundaki hassasiyetinin, kullanılan tungsten miktarında yılda yedi tonluk bir düşüşle sonuçlandığını görüyoruz. Bu sayede, birincil tungsten kullanımına kıyasla enerji tüketimi yüzde 70 oranında, karbondioksit emisyonları ise yaklaşık yüzde 60 oranında azalıyor.&nbsp;Doğal kauçuk konusunu da ele alacak olursak, BMW Group’un sürdürülebilir doğal kauçuk üretimini desteklemek ve tropik yağmur ormanlarındaki biyolojik çeşitliliği korumak üzere Pirelli ve Birdlife International ile üç yıllık bir projeye başladığını da görüyoruz.Hedef: Yüzde 100Dünyadaki hammadde rezervi maalesef sonsuz değil. Bu nedenle, yukarıda bahsettiğimiz türdeki girişimler günümüzde her zamankinden daha önemli bir hale gelmiş durumda. Bunun bilincinde olan BMW, atık miktarını mümkün olduğunca azaltan süreçlere geçmek için tutarlı bir şekilde çalışıyor. Şirket 2020 yılında, üretilen otomobil başına açığa çıkan CO2 emisyonu miktarını 2006’ya kıyasla yüzde 78 oranında azaltmayı başarmış durumda. Günümüzde BMW otomobilleri yüzde 95 oranında geri dönüştürülebilir şekilde tasarlanıyor ve kullanılan yüksek gerilimli bataryalar da yüzde 90 oranında geri dönüştürülebiliyor.&nbsp;Bununla birlikte, BMW Group kendine daha da yüksek hedefler belirliyor. Bu hedefler doğrultusunda, yeni çıkarılan madenler yalnızca başka bir alternatif olmaması durumunda kullanılabiliyor. BMW i Vision Circular, döngüsel ekonomiyi temel alan bir otomobilin gerçekte nasıl görünebileceğine dair bir ön fikir sunuyor. Yüzde 100 oranında geri dönüştürülmüş malzemelerin kullanıldığı konsept otomobil yine yüzde 100 oranında geri dönüştürülebiliyor ve BMW Group’un dünyanın en sürdürülebilir otomobil üreticisi olma tutkusunun somut örneğini oluşturuyor.

tungsten ile ilgili hikayeler