Frank Ocean'ın yakın geçmişinden muhtemel yeni albümüne doğru

Frank Ocean'ın gizemler, çalkantılar ve projelerle dolu yakın geçmişine ve geleceğine yakından bir bakış.

Together with The Irish Spirit

Duende X Kadıköy Sineması X The Irish Spirit : Başrol Müzik Duende ’nin “Müziğin sesini açmakla kalmayıp, müziği seyre dalma zamanı…” diyerek seni Kadıköy Sineması ’nın kırmızı koltuklarına davet ettiği Başrol Müzik film gösterim serisi, şimdi yanına The Irish Spirit ’i de alarak rotasını gelecek filme çeviriyor. Sırada The Boat That Rocked var. Neler oluyor? Müziğin farklı türlerinden bambaşka hikâyeler anlatan filmleri Kadıköy Sineması iş birliğiyle yeniden izleyiciyle buluşturan Duende, İrlanda’nın ritimle yükselen havasını The Irish Spirit ile 25 Nisan, 4 ve 11 Mayıs günleri Kadıköy Sineması’nın sıraları arasında bir gezintiye çıkarıyor. 25 Nisan Salı | The Boat That Rocked : Ruha iyi gelecek bir dönem komedisi, radyo tınıları ve rock 'n' roll için haydutların peşindeyiz. Bu gösterimde sen de bizimle olmak istersen Duende’nin bugünkü sayısında yer alan bulmacayı çözerek davetiyeyi kapabilirsin. 4 Mayıs Perşembe | Walk The Line : Johnny Cash’in hayatına bir yolculuk için beyaz perdeye giden tren yakında kalkıyor. Elvis Presley ve Jerry Lee Lewis’li turne anlarının yanında Joaquin Phoenix ve Reese Witherspoon uyumu seni bekliyor. 11 Mayıs Perşembe | Straight Outta Compton : 80'lerde Los Angeles'tayız. Compton'ın mizaçı sert sokaklarında N.W.A ile birlikte. Ice Cube, Dr. Dre, Eazy-E, DJ Yella, MC Ren ve hip hop’un ta kendisi bizlerle. Bu gösterimde yerini ayırtmak için kulağın bizde olsun. The Irish Spirit ’i buradan takip ederek gelişmelerden haberdar olabilirsin.

Learn more

Duende

Duende

Her hafta sinema ve müzik evreninden söyleşiler, incelemeler, öneriler, podcast’ler ve keşif notları e-posta kutunda.

Geçtiğimiz hafta sonu neredeyse altı yıllık bir aradan sonra Coachella Festival’da headliner olarak sahne alarak performans sergileyen Frank Ocean, üçüncü albümünün sinyalini vermiş olabilir mi?

2016 yılında yayımlanan Blonde isimli ikinci stüdyo albümüyle kısa müzikal kariyerine rağmen 21. yüzyıl müziğinin ikonlarından birine dönüşen Frank Ocean, sunduğu yenilikçi yaklaşımlarla yeni bir çağın açılacağına dair tıpkı peşinde konuştuğu sesler gibi tarifsiz hisler yarattı. Ancak beklenen olmadı. 10 yıl önce kayıtlarına başlanan, New York, Londra ve Los Angeles arasında mekik dokunarak üç yılda kaydedilen Blonde’un ardından albüm formatında yeni Frank Ocean müziğiyle karşılaşmadık. 2016 yılında Blonde'dan hemen önce görsel albüm olarak yayımladığı Endless'ın stüdyo versiyonu ve 2017'de Chanel'le başlayan, 2020'de Dear April'le sona eren bir tekli serisiyle yetindik. 

Öte yandan Ocean, hâlihazırdaki 7 yıllık albüm sessizliğine yürüttüğü alternatif projelerle ara vermiş; müziğe içkin olan ama onun ötesine de birtakım platformlarda da boy göstermişti. 2017 yılında Apple Music Radio’nun Beats 1 radyo istasyonunda konuklarıyla sunmaya başladığı Blonded Radio programı ve 2019 yılında NYC'de açtığı  ve "HIV önleyici ilaçlar var olsaydı 1980'lerin New York kulüp sahnesinin alabileceği hâle bir övgü" olarak tanıttığı PrEP+ kuir mekânı bunlar arasında yer aldı. Bu noktada; Ocean'ın yaratıcı zihin alanından, yeni müzik planları ve taze çalışmalarına esin kaynağı olan "Detroit, Chicago, tekno, house, French electronic ve benzeri gece hayatının yansımalarından" bahsettiği W Magazine röportajının 2019 yılında yayınlanmış olmasını tesadüfi bulmak da güç.

Frank Ocean, 2019. | Fotoğraf: Tim Walker

"Ocean'ın albümsüzlüğü" bir kenara, onu neredeyse 6 yıldır sahnede de görmedik. Ta ki geçtiğimiz hafta sonu ilk hafta sonunu geçiren Coachella Festival’daki headliner performansına kadar. Kaldı ki bu tam bir kavuşma sayılmaz. YouTube partnerliğinde canlı yayınlanan festivalde Frank Ocean’ın performansı paylaşılmadı. Kusursuzluğa takıntılı bir karakterin beklenen dönüşünü kalıcı bir şekilde milyonlara açması beklenemezdi. Nitekim öyle de oldu.

Başlıktaki soruya cevap vermeden önce 2000’li yıllarda popüler müziğe farklı tanımlar ekleten Blonde albümünü hakkında biraz daha konuşmakta fayda var. Gösterişli aranjmanlar ve katmanlı vokal armonilerine eşlik eden gitar ve klavye döngüleri albümün temel iskeletini oluşturdu. Blonde’u tipik bir R&B albümünden ayıran etmenlerin başında; Ocean’ın kalp kırıklıkları, kayıpları ve travmaları üzerine kurduğu vokal anlatısına eşlik eden tuhaf efektlerin hüküm sürdüğü, sürükleyici gitarların desteklediği ve düzensiz olduğu kadar uzun da bir alan kaplayan ritimsiz melodiler var. Öyle ki pek çoklarına göre Frank Ocean’ın yaptığı müzik R&B’nin sınırlarını çoktan aştı. Neo-soul’un esnek sınırları da albümü saramadı. Albümün deneysel dokusu için ancak "avangart soul" dendiğinde huzur sağlandı. 7 yılı deviren Blonde, hâlâ ilk günkü kadar kusurlu. Albümü zamansızların arasına taşıyan şey de bu.

Frank Ocean, albümünü kaydetmiş olabilir mi?

Yeni bir Frank Ocean albümü hayal etmeden önce kendisinin stüdyoya girip girmediğini bilmek oldukça önemli. NME’nin 2021 yılında yaptığı bir haberde Frank Ocean, stüdyoya girmekle kalmamış, yeni albümünü tamamlayıp plak şirketleriyle görüşmeye başlamış bile. Ancak şimdiye kadar hiçbir plak şirketinden Ocean’la anlaşma yaptıklarına dair bir bilgi gelmedi.

Bununla birlikte i-D Magazine’in 2022 yılında Rosalía ile yaptığı röportajda sanatçının son albümü Motomami’de yer alan SAOKO şarkısı içinde Frank Ocean’la birlikte stüdyoda olduğunu biliyoruz. Diğer yandan Ocean’ın Blonded Radio programının son bölümünde stüdyoda olduğuna dair açıklamaları var.

Fotoğraf: Willy Vanderperre

Frank Ocean'ın olası yeni albümünden neler beklenebilir?

Blonded Radio'nun en son bölümünde Frank Ocean, bir mikro dozlama uzmanıyla prodüksiyonunu kendisinin üstlendiği coşkulu ve elektronik seslerin yoğunlukta olduğu bir düzenleme üzerine sohbet etti. Mikro dozlama uzmanı, psikedelik bir yolculuk için doğru müzik seçmenin önemini aktarırken sözsüz prodüksiyonların beynin hızlı çalışmasına ideal eşlikçi olduğunu vurguladı. Bu açıdan baktığımızda Ocean’ın elektronik seslerin ön plana çıktığı, vokalsiz bir albümle dönmesi şaşırtıcı olmaz. Belli ki bu alana ilgisi var. Bu açıdan bakınca Endless'ın bazı bölümleri gibi ambient atmosferikliğinin öne çıktığı müzikal bir kurgu öngörebiliriz. Sıradaki albüm, sanatçının hayatına eşlik eden sözsüz bir film müziğine dönüşebilir. 

Film müziği demişken Frank Ocean’ın proje çantasının içinde A24 tarafından desteklenen ve dağıtımı yapılan 2AM prodüksiyon şirketi için yapacağı bir filmin de bulunduğunu hatırlatalım. Ocean'ın yazacağı ve yöneteceği ilk film olarak dedikodulara karışan, muhtemel adının "Philly" olacağı söylenen yapım, çekim lokasyonu olarak New Mexico'yu mesken tutabilir. 

Fotoğraf: Tim Walker

Frank Ocean çok yakında müziği bırakabilir mi?

Bu tamamen bir söylentiden ibaret. Twitter üzerinden sanatçının hayranları tarafından ortaya atılan Frank Ocean'ın müziği bırakacağı söylentisi görünüşe göre birçoklarınca ciddiye alındı. Ancak bu iddiayı doğrulayacak somut bir gelişme yok. Geçtiğimiz yıl The Week’e 2018’de kurduğu lüks mücevher markası Homer için verdiği röportajda Frank Ocean şu açıklamayı yapmıştı: 

“Komik çünkü özellikle bu tür bir projede benim için önemli olan şeylerden biri, bugün popüler olduğumu hissettiğim şeye karşı koymaktı. Başımız hâlâ döndüğü ve çok fazla şeyle ilgilendiğimiz için buna tamamen karşı koyamadık. Şimdilik sadece elmas yapıyoruz. Sonrasında ne olacağı belli değil. Hayatımın yirmi yılı şarkı yazmak ve müzik kaydetmekle geçti. 12 yaşımdan beri stüdyodaydım. Benim varsayımım, sanatın ve iş dünyasının bir alanında geliştirdiğim bazı şeylerin bir sonraki alanda faydalı olacağı yönündeydi, ancak yine de yapmadan önce tam olarak ne yaptığım hakkında daha fazla bilgi edinmek istiyordum.” 

Bu açıklamadan, Ocean’ın birçok şeyi bir arada yapmak yerine odaklı bir üretim motivasyonuna direksiyon kırmak istediği anlaşılabilir. Ancak müzik kariyerinin ötesinde kişisel manifestosunu destekleyen adımlar atan Ocean’ın yolunun tekrardan müzikten geçmemesi mümkün değil. 

Fotoğraf: Willy Vanderperre

Frank Ocean'ın Coachella Festival şovu nasıldı ve nasıl olacak?

Bu soruya girişte de bahsettiğimiz üzere Ocean’ın canlı yayına izin vermemesinden ötürü görüş bildirmemiz mümkün değil. Bir saat gecikmeli başlayan performans için gelen yorumlar Ocean’ın anlaşılması zor ve tuhaf, ancak akılda kalıcı bir seti sahneye taşıdığı yönünde. Konseri önce tekli olarak, ardından da Nostalia, Ultra. mixtape'inin bir parçası olarak yayımladığı eskilerinden "Novocane" ile açan Ocean, görüşüne göre şovunun büyük bir bölümünü seyirciye sırtını dönerek geçirdi. Öyle ki sahne kaldığı süre boyunca performansının görüntülerinin yansıtıldığı büyük bir ekranın ardında gizlenerek çoğu seyircinin onu görememesine neden oldu. Bunun yanı sıra Ocean, headliner şovunu üç perdeden oluşturdu.

İlk perdede mikrofonu eline alan müzisyen, kataloğunu dolaşan ve Come On World, You Can’t Go! gibi yeni şarkılara da yer veren bir performans sergiledi. "Yeni bir albümden dolayı burada olmadığımdan bunun asıl sebebine dair konuşmak istiyorum. Tabii bu yeni bir albüm olmadığı anlamına gelmiyor." diyen Ocean, 202o yılında kaybettiği kardeşini ve Coachella'da Travis Scott ve Rae Sremmurd gibi sanatçıları izleyerek biriktirdikleri hatıraları anmak üzere sahnede olduğunu ifade etti.

Frank Ocean Coachella 2023'ün ana sahnesinde. | Fotoğraf: Getty Images üzerinden Visionhaus#GP/Corbis

İkinci perde, sanatçının mikrofonunu bıraktığı ve konserin odağına DJ Crystal Mess'in yerleştiği bir düzende geçti. Lost ve Slide gibi Ocean klasiklerin çalındığı perde, müzisyenin meşhur "yeşil oyuncak bebeğini" kucağına alıp salladığı anlara da sahne oldu. Performansın son ve üçünce perdesinde de arka planda duran Ocean, spot ışıklarının altına genç bir piyanist olan Josiah'ı davet etti. Şarkılarını dudaktan okuyan piyanist için Ocean "o, içimdeki çoçuğu sergiliyor" dedi. İkili Self Control ve Nikes şarkılarını birlikte söyledikten sonra Ocean, Aaliyah'tan At Your Best (You Are Love) şarkısının bir yorumunu gerçekleştirdi. Ve gece, müzik yasağı vaktinin gelmesiyle sona erdi.

Frank Ocean'ı -aralarında anlaşıldığı üzere Justin Bieber'ın da bulunduğu- ön sıralardaki hayranlarından başka neredeyse kimsenin görememesi, konserin geç başlaması ve yarıda kesilmesi gibi etmenler, yıllar sonra müziğin dev sahnelerinden biriyle canlı performansa yeniden merhaba diyen ikonun beklenen geri dönüşü değildi. Öte taraftan; Ocean'ı umursamaz, bencil ve biraz da mesafeli gösteren şovu, konser hazırlıkları sırasında sol bacağını iki yerden kıran müzisyenin performansını baştan yaratmak zorunda kalmasıyla alakalıydı. 

Şovu hakkında "Kaotikti. Kaosto bazı güzellikler var. Sergilemek istediğim performans bu değildi ama yine de sahnede olmaktan keyif aldım, yakında görüşürüz." açıklaması yapan Frank, maalesef yine headliner olarak sahne alması planlanan Coachella'nın ikinci haftasonunda doktor tavsiyesiyle yer alamayacak. Son yılları gölgeler altında, dedikodularla kuşatılmış bir hâlde ve sessiz bir çalkantının tedirginliğiyle geçen sanatçının kısa bir özeti gibi geçen festival deneyimi sona erse de, Frank Ocean'ın müzik kariyerinin yeni bir köşe başında durduğunu söylemek hatalı olmaz. Heyecanla bekliyoruz.

Hikâyeyi beğendiniz mi? Paylaşın.

Kaydet

Okuma listesine ekle

Paylaş

Duende

Duende

Her hafta sinema ve müzik evreninden söyleşiler, incelemeler, öneriler, podcast’ler ve keşif notları e-posta kutunda.

İLGİLİ BAŞLIKLAR

Coachella Festival

Frank Ocean

Blonde

Londra

Endless

Chanel

Dear April

Apple Music Radio

Beats 1

New York

Detroit

Tim Walker

NEREDE YAYIMLANDI?

DuendeDuende

HİKAYE

🎤 Gizemleri ve çalkantılarıyla Frank Ocean, Lukas Dhont’un büyüme sancılarıyla Close

Frank Ocean'ın gizemler, çalkantılar ve projelerle dolu günceline dair sorgulamalar, Lukas Dhont’un büyüme sancısı Close, solucanlarla yüzleşen HMLTD'nin son albümü The Worm.

21 Nis 2023

The Irish Spirit ile birlikte
Fotoğraf: Loren Wohl

YAZARLAR

Koray Soylu

Editor @ Aposto

Duende

Her hafta sinema ve müzik evreninden söyleşiler, incelemeler, öneriler, podcast’ler ve keşif notları e-posta kutunda.

İLGİLİ OKUMALAR

;