Berrak zihinler için yalın, zengin, bağımsız bir Türkçe dijital medya üyeliği.
Ücretsiz Kaydol →
Vartan Estukyan
Gazeteci. Kültür-sanat, müzik, insan hakları ve güncel politika haberleri yapıyor.
6 Eylül sabahı, birçok İstanbullu için önceki günkünden farklı değildi. Ancak sonrası kentin gayrimüslimleri için bir daha asla aynı olmayacak; çok sayıda insan ise 7 Eylül sabahına haksız bir zenginlikle uyanacaktı. 6 Eylül 1955'te İstanbul'da yaşananlara "olay" demek o gün burnu dahi kanayanlara büyük haksızlık olacağı için, pogromla yüzleşmeye önce adını koyarak başlamalıyız.

Nazi işgaline karşı direniş örgütleyen, yakalanarak 22 yoldaşıyla birlikte Paris’te kurşuna dizilen Misak Manuşyan, 119 yıl önce bugün, bir 1 Eylül'de doğmuştu. Doğum gününün, onu ölüme götüren yolun başlangıcı olan 2. Dünya Savaşı'nın başladığı güne denk gelmesi ise herhalde kaderin bir cilvesiydi. Fransa'da Panthéon’a gömülen ilk "yabancı"nın ardından barış için savaşın kültürel belleğini korumak üzerine...

Hemen her gün önünden yüz binlerce insanın geçtiği, Nişantaşı’nın en işlek caddelerinden biri olan Rumeli Caddesi’nin kalbinde dikkatli gözlerin kaçırmayacağı bir bina var: Tahtaburunyan Apartmanı. Yapının hikayesinin bir ucunun matematikçi Dikran Tahta'ya, bir ucunun ise onun öğrencisi Stephen Hawking'e çıktığını ise pek az insan biliyor.

Parajanov’un dünyasına dahil olmak, soğuk suda yüzmek gibi. İlkin tereddüt ediyor, hatta irkiliyorsunuz, sonra bir şekilde sizi cezbediyor ve nihayet atlıyorsunuz, çok geçmeden alışıyor ve bir daha çıkmak istemiyorsunuz.
