<span fr-original-class="customBullet" fr-original-style="font-size: 24px; line-height: 12px; vertical-align: middle; display: inline-block;" style="font-size: 24px; line-height: 12px; vertical-align: middle; display: inline-block; box-sizing: border-box;">•&nbsp; Almanya'da sınır kontrolleri sıkılaşıyor: Almanya'da sınır güvenliğinden sorumlu Federal Polis Teşkilatı, yeni hükümetin sınır kapılarında kontrol önlemlerini sıkılaştırma kararını uygulamaya Bavyera'da başladı.<ul fr-original-style="padding-inline-start: 20px;" style="padding-inline-start: 20px; margin-top: 0px; margin-bottom: 1em; box-sizing: border-box;"><li fr-original-style="" style="box-sizing: border-box;">Ayrıntılar: Buna göre yasal giriş koşullarını sağlamayan mültecilerin sınırdan geri çevrilmesi planlanırken hamile kadınlar ve çocuklar ise muaf tutulacak.</li></ul>

Canlı Gündem

Almanya'nın son üç nükleer santrali, ülkenin altmış yılı aşkın süredir devam eden nükleer çağının sonunu işaret ederek kapılarını kapattı.🔍 Detaylar:&nbsp;Bavyera'daki Isar 2, Baden-Württemberg'deki Neckarwestheim 2 ve ülkenin kuzey batısında yer alan Emsland nükleer santralinin işletmecilerinin yaptıkları açıklamaya göre, bu üç nükleer santralde Cumartesi gecesi saat 12.00’den önce tüm reaktörler devre dışı bırakıldı.&nbsp;🛑 Neden önemli? Almanya'da elektrik üretiminde nükleerden çıkış süreci tamamlandı.&nbsp;<ul fr-original-style="padding-inline-start: 20px;" style="padding-inline-start: 20px; margin-top: 0px; margin-bottom: 1em; list-style-position: inside; box-sizing: border-box;"><li fr-original-style="" style="box-sizing: border-box;">Söz konusu nükleer santraller geçtiğimiz yıl ülkenin enerji ihtiyacının yaklaşık %6'sını karşılamıştı.</li></ul>⏰ Bir adım sonrası: Şimdi,&nbsp;Alman hükümetinin önünde devre dışı bırakılmış 30'a yakın nükleer santrali sökmek gibi zorlu bir görev bulunuyor.<ul fr-original-style="padding-inline-start: 20px;" style="padding-inline-start: 20px; margin-top: 0px; margin-bottom: 1em; list-style-position: inside; box-sizing: border-box;"><li fr-original-style="" style="box-sizing: border-box;">Gelecek on yılın sonuna kadar ülkedeki elektriğin %80'inin yenilenebilir kaynaklardan gelmesini hedefliyor.</li></ul>⏱️ Birkaç adım geriden:&nbsp;1970'lerde Almanya'da güçlü bir nükleer karşıtı hareket ortaya çıktı. Farklı gruplar, teknolojinin ortaya koyduğu riskler ve nükleer silahlar konusunda endişe duyarak yeni enerji santrallerini protesto etti, hatta hareket, bugün iktidar koalisyonunun bir parçası olan Yeşiller Partisi'ni doğurdu.&nbsp;<ul fr-original-style="padding-inline-start: 20px;" style="padding-inline-start: 20px; margin-top: 0px; margin-bottom: 1em; list-style-position: inside; box-sizing: border-box;"><li fr-original-style="" style="box-sizing: border-box;">1979 yılında Pensilvanya'daki Three Mile Adası nükleer santralinin kısmen erimesi ve 1986 yılında yaşanan Çernobil felaketinin etkisiyle 2000 yılında Alman hükümeti nükleer enerjiyi aşamalı olarak kaldırma ve fabrikaları kapatma sözü verdi. Ancak 2009'da yeni bir hükümet iktidara geldiğinde, bu plan ertelendi.</li><li fr-original-style="" style="box-sizing: border-box;">Mart 2011'de Fukushima Daiichi elektrik santralinin üç reaktörünün erimesinin ardından Angela Merkel, Almanya'nın eski fabrikaları derhal kapatarak nükleeri aşamalı olarak devre dışı bırakma sürecini hızlandıracağını duyurdu.&nbsp;</li><li fr-original-style="" style="box-sizing: border-box;">Ancak bu sefer de Rusya'nın Ukrayna'yı işgali sürece engel oldu. Rus gazı kesintisiyle enerji güvenliğinden endişe duyan Alman hükümeti, son üç santrali 15 Nisan'a kadar çalıştıracağını bildirdi.</li></ul>🔍 Geniş açı: Avrupa genelinde pek çok başka ülke Almanya'nınkine benzer yollardan geçiyor.&nbsp;<ul fr-original-style="padding-inline-start: 20px;" style="padding-inline-start: 20px; margin-top: 0px; margin-bottom: 1em; list-style-position: inside; box-sizing: border-box;"><li fr-original-style="" style="box-sizing: border-box;">Danimarka, İsviçre,&nbsp;İtalya ve&nbsp;Avusturya, nükleer enerji santrallerini kullanmayı bırakmış -ya da hiç başlamamış- ülkelerden.</li></ul>📌 Öte yandan:&nbsp;Ancak, Ukrayna'daki savaş bağlamında yükselen enerji fiyatlarıyla diğer ülkeleri hala nükleer kullanımını sürdürüyor; bir yandan bunun fiyat kontrolü ve yeşile geçişi hızlandırıcı etkisi&nbsp;konuşuluyor.<ul fr-original-style="padding-inline-start: 20px;" style="padding-inline-start: 20px; margin-top: 0px; margin-bottom: 1em; list-style-position: inside; box-sizing: border-box;"><li fr-original-style="" style="box-sizing: border-box;">İngiltere, Fransa, ABD, Finlandiya ve Gürcistan nükleer üretim ve yatırımını sürdüren ülkelerden.</li></ul>🔖 Hatta:&nbsp;Finlandiya'daki 1600 megavat kapasiteli Avrupa'nın en büyük nükleer reaktörü Olkiluoto&nbsp;3 dün faaliyete başladı.<ul fr-original-style="padding-inline-start: 20px;" style="padding-inline-start: 20px; margin-top: 0px; margin-bottom: 1em; list-style-position: inside; box-sizing: border-box;"><li fr-original-style="" style="box-sizing: border-box;">Reaktörle Finlandiya, elektriğinin %50'sinden fazlasını nükleer enerjiden karşılamaya başlayacak.</li><li fr-original-style="" style="box-sizing: border-box;">Yeni reaktör, en az 60 yıllık elektrik üretim kapasitesine sahip.</li></ul>

Pareto

Almanya'da nükleerden çıkış süreci tamamlanırken, Finlandiya'da Avrupa'nın en büyük nükleer reaktörü faaliyete başladı

Almanya sahadan çekildi, Finlandiya bahisleri artırdı

G7 Liderler Zirvesi, Almanya’nın Bavyera eyaletindeki Elmau Sarayı’nda 26-28 Haziran tarihlerinde gerçekleştirildi. Liderler, Madrid’deki NATO Zirvesi’nin hemen öncesinde bir araya gelirken; zirve gündeminde öne çıkan başlıklar Rusya’ya uygulanan yaptırımlar, enerji fiyatları/güvenliği, yüksek enflasyon ve Çin oldu.<ul fr-original-style="padding-inline-start: 20px;" style="padding-inline-start: 20px; margin-top: 0px; margin-bottom: 1em; list-style-position: inside; box-sizing: border-box;"><li dir="ltr" fr-original-style="" style="box-sizing: border-box;">G7 hangi ülkelerden oluşuyor? G7 üyesi ülkeler Almanya, Amerika Birleşik Devletleri (ABD), Birleşik Krallık, Fransa, İtalya, Japonya ve Kanada olarak sıralanıyor. Avrupa Birliği (AB) de 1981’den bu yana tüm üst düzey G7 etkinliklerinde yer alıyor.&nbsp;</li><li dir="ltr" fr-original-style="" style="box-sizing: border-box;">Beş ana başlık: Almanya’nın 1 Ocak itibarıyla başlayan dönem başkanlığında &nbsp;“sürdürülebilir dünya”, “ekonomik istikrar ve dönüşüm”, “sağlıklı yaşam”, “daha iyi bir geleceğe yatırım” ve “çok taraflılık” olmak üzere 5 ana gündem maddesi yer alıyor.</li></ul>Zirve boyunca ve yayımlanan sonuç bildirisinde öne çıkan başlıklar ise&nbsp;<a fr-original-style="" href="https://www.g7germany.de/resource/blob/974430/2057828/77d5804dd1ab3047bf0f5f74c1139066/2022-06-28-abschlusserklaerung-eng-web-data.pdf?download=1" style="color: rgb(9, 9, 9); text-decoration: none; background-color: transparent; outline: none; cursor: pointer; transition: color 0.3s ease 0s; touch-action: manipulation; user-select: auto; box-sizing: border-box;" target="_blank">şöyle</a>:<h2 dir="ltr" fr-original-style="" style="margin: 0px; color: rgba(0, 0, 0, 0.85); font-weight: 500; padding: 0px; box-sizing: border-box;">Öne çıkan başlıklar</h2>Ukrayna’ya destek: G7 ülkeleri, Ukrayna'yı desteklemek için bir arada olduklarını sık sık dile getirdi. Almanya Başbakanı Olaf Scholz, zirvenin kapanış konuşmasında Ukrayna’da yeniden yapılanmayı destekleyeceklerini ifade etti. ABD’nin İkinci Dünya Savaşı sonrasında Avrupa ülkelerinin yeniden inşası için sağladığı yardım programına atıfla, bunun için bir Marshall Planı’na ihtiyaç olduğunu&nbsp;<a fr-original-style="" href="https://www.dw.com/en/g7-leaders-vow-more-support-for-ukraine-pressure-on-russia/a-62285309" style="color: rgb(9, 9, 9); text-decoration: none; background-color: transparent; outline: none; cursor: pointer; transition: color 0.3s ease 0s; touch-action: manipulation; user-select: auto; box-sizing: border-box;" target="_blank">söyledi</a>.Rusya’ya yönelik yaptırımlar: Zirvede, belirli bir fiyatın üzerinde satılan Rus petrolünün taşınmasına yasak getirilmesi gündeme alındı. Söz konusu tavan fiyat uygulamasının, şu aşamada hâlâ çalışma gerektirdiği; bu nedenle konuya dair gerekli araştırma ve görüşmelerin sürdürüleceği belirtildi.<ul fr-original-style="padding-inline-start: 20px;" style="padding-inline-start: 20px; margin-top: 0px; margin-bottom: 1em; list-style-position: inside; box-sizing: border-box;"><li dir="ltr" fr-original-style="" style="box-sizing: border-box;">Neden tavan fiyat uygulaması? Yaptırımlar sonrasında Rusya’nın petrol üretimi ve ihracatı düşüş gösterse de Rusya‘nın gelirlerinde artış söz konusu. Bunda artan fiyatlar kadar Hindistan ve Çin’in ülkeden petrol alımları da etkili. Söz konusu uygulama ile Rusya’nın bu gelirinin kısıtlanması planlanıyor.&nbsp;</li><li dir="ltr" fr-original-style="" style="box-sizing: border-box;">Rusya’nın gelirlerini kısıtlamak yönünde bir diğer adım da Birleşik Krallık, ABD, Japonya ve Kanada’nın; Çin’in ardından en çok altın üreten ikinci ülke konumunda yer alan Rusya’dan altın ithalatını yasaklama kararı olmuştu.</li><li dir="ltr" fr-original-style="" style="box-sizing: border-box;">Kremlin’den yapılan açıklamada ise tavan fiyat uygulamasının doğal gazı da kapsayacak biçimde genişletilmesi durumunda, Gazprom’un teslimat kontratlarını revize edeceği bildirildi.</li></ul>Sonuç bildirisinde de enerji güvenliğini sağlamak ve fiyat artışlarını dengelemek amacıyla daha hızlı adımların atılacağı söylendi. Bu noktada, Rusya’ya olan bağımlılığın azaltılması öncelikli hedef olarak görülüyor.&nbsp;İklim Kulübü: Rusya’nın Avrupa’ya sağladığı gazı kısmaya başlaması üzerine kömürden çıkma planlarının ertelenmesi ve nükleer enerji kullanımının yeniden değerlendirilmesi talep ediliyor. Bu noktada ülkeler –enerji güvenliği üzerine tartışmalar yoğunlaşırken– iklim hedeflerinin arka plana atmakla eleştiriliyor. G7 ülkeleri ise tam da bu tartışmalara karşılık, iklim hedeflerinden ödün verilmeyeceğini açıkladı. Bu yılın sonuna kadar “İklim Kulübü” kurmak için çalışılacağı; 2030’a kadar ulaşımda, 2035’e kadar ise enerji sektöründe yüksek oranda karbondan arınma hedeflendiği belirtildi. Kömürden aşamalı çıkış için somut adımların atılacağı sözü verildi.Gıda güvenliği: Gıda fiyatlarındaki artış ve özellikle Ukrayna üzerinden sağlanan tahıl tedariki, zirvede üzerinde durulan bir diğer önemli konu başlığıydı. Tedarikteki kısıtlar, gıda fiyatlarını artırırken Afrika’nın belirli bölgeleri kıtlık tehdidiyle karşı karşıya kalıyor. Birleşik Krallık Başbakanı Boris Johnson konuyla ilgili çabaların sürdüğünü söyledi. Küresel gıda krizine yönelik 4,5 milyar dolar finansman sağlanacağı belirtildi. Fakat bu miktar, Birleşmiş Milletler Dünya Gıda Programı’nın meseleye dair öngördüğü bütçenin 22,2 milyar dolar seviyesinde olmasından ötürü eleştirildi.Çin: Gelişmekte olan ülkelerde ihtiyaç duyulan altyapıyı finanse etmek için önümüzdeki beş yıl boyunca 600 milyar dolar kaynak ayrılacağı sözü verildi. Bu kapsamda ABD, Almanya, Kanada ve Japonya’nın dâhil olduğu “Küresel Altyapı ve Yatırım Ortaklığı”nın kurulduğu açıklandı. Bu ortak, Çin’in “Kuşak ve Yol” projesine karşı geliştirilen bir girişim olarak yorumlanıyor.

Aposto Gündem

G7 Liderler Zirvesi’nin Sonuç Bildirgesi ne söylüyor?

Almanya'nın Bavyera eyaletinde düzenlenen <a fr-original-style="" href="https://www.aa.com.tr/tr/dunya/58-munih-guvenlik-konferansi-gergin-rusya-bati-iliskilerinin-golgesinde-basliyor/2505987" rel="noopener noreferrer" style="color: rgb(9, 9, 9); text-decoration: none; background-color: transparent; outline: none; cursor: pointer; transition: color 0.3s; text-decoration-skip: objects; touch-action: manipulation; -webkit-user-select: auto; box-sizing: border-box;" target="_blank">Münih Güvenlik Konferansı&nbsp;</a>dün başladı. Konferansa 35'ten fazla devlet başkanı, 100'den fazla dışişleri ve savunma bakanlarının katılacağı açıklandı. Katılım gösteren isimler arasında ABD Başkan Yardımcısı Kamala Harris, Dışişleri Bakanı Antony Blinken, Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenski, Almanya Başbakanı Olaf Scholz, NATO Genel Sekteri Jens Stoltenberg, Millî Savunma Bakanı Hulusi Akar yer aldı. Konferansta Ukrayna krizi, pandemi, Doğu Avrupa'daki gerilim, Mali, Afganistan, küresel eşitsizlik ve demokrasi gibi konuların tartışılacağı kaydedildi.&nbsp;<ul fr-original-style="padding-inline-start: 20px;" style="padding-inline-start: 20px; margin-top: 0px; margin-bottom: 1em; list-style-position: inside; box-sizing: border-box;"><li fr-original-style="" style="box-sizing: border-box;">Krizlerin dönemi:&nbsp;2008'den bu yana konferansın başkanlığını yürüten Wolfgang Ischinger, konferansı değerlendirdiği konuşmasında "Günümüzdeki gelişmeler, geçmişte yaşadıklarımızın toplamını gölgede bırakıyor. Ben, aynı anda, pek çok krizin eş zamanlı geliştiği böyle bir süreci hatırlamıyorum."&nbsp;dedi. Ischinger, diyaloga ihtiyaç olduğunun altını çizerken suyun akışını değiştirmeye çalışacakları mesajını da verdi.&nbsp;</li></ul><h2 fr-original-style="" style="margin: 0px; color: rgba(0, 0, 0, 0.85); font-weight: 500; padding: 0px; box-sizing: border-box;">Rusya'nın boykotu&nbsp;</h2>Rusya'nın konferansa temsilci göndermeme kararı aldığı belirtilirken Almanya'da bu durum Rusya'nın konferansı boykot ettiği şeklinde değerlendirildi. Rusya Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Maria Zaharova, hükümet temsilcilerinin konferansa katılmayacağını doğruladı. Zaharova, konferansın transatlantik bir foruma dönüştüğünü ileri sürdü.&nbsp;<h2 fr-original-style="" style="margin: 0px; color: rgba(0, 0, 0, 0.85); font-weight: 500; padding: 0px; box-sizing: border-box;">Bugün konferansta neler konuşulacak?&nbsp;</h2>Konferans programına göre bugün Almanya Başbakanı Olaf Scholz'un konuşmasının ardından Harris'in mikrofonu devralacağı bildirildi. DW Türkçe'den Değer Akal, Harris'in "ABD'nin uluslararası sahnedeki yeri" başlıklı konuşmasının dikkatle beklendiğini aktardı. Harris'in uluslararası sahnedeki en önemli sınavı olarak görülen konferansta, transatlantik ilişkilerinin de tartışmaya açılacağı öğrenildi.&nbsp;Bugün programda Çin Dışişleri Bakanı Vang Yi'nin yapacağı "Çin'in uluslararası sahnedeki yeri" ve Volodimir Zelenski'nin gerçekleştireceği "Rusya, Ukrayna ve Avrupa'da Güvenlik" başlıklı oturumların da önem arz ettiği vurgulandı.&nbsp;<ul fr-original-style="padding-inline-start: 20px;" style="padding-inline-start: 20px; margin-top: 0px; margin-bottom: 1em; list-style-position: inside; box-sizing: border-box;"><li fr-original-style="" style="box-sizing: border-box;">Türkiye:&nbsp;Türkiye'yi temsil eden Hulusi Akar'ın&nbsp;"Savunma Politikası ve İnovasyon Forumu" isimli bir etkinlikte konuşma yapacağı duyuruldu. İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu'nun da metropol şehirlerin demokratik öneminin ele alınacağı bir oturumda konuşma yapacağı açıklandı.</li></ul><h2 fr-original-style="" style="margin: 0px; color: rgba(0, 0, 0, 0.85); font-weight: 500; padding: 0px; box-sizing: border-box;">Küresel güvenlik, savaş endişesi, Covid-19 salgını</h2>Wolfgang Ischinger'in kriz mesajı konferans başlamadan önce yayımlanan 2022 yılı <a fr-original-style="" href="https://t24.com.tr/haber/msc-raporu-dunya-ogrenilmis-caresizlikten-kurtulmali,1015541" rel="noopener noreferrer" style="color: rgb(9, 9, 9); text-decoration: none; background-color: transparent; outline: none; cursor: pointer; transition: color 0.3s; text-decoration-skip: objects; touch-action: manipulation; -webkit-user-select: auto; box-sizing: border-box;" target="_blank">Münih Güvenlik Raporu</a>'na da yansıdı. Raporda, dünya genelinde kriz olgusunun arttığı ve öğrenilmiş çaresizliğin küresel sorunların çözümünü olumsuz etkilediği belirtildi. Küresel güvenlik meselesine dikkat çeken rapor; savaş endişesinin artış gösterdiğini, iklim değişikliğinin sonuçlarının görülmeye başlandığını, demokrasilerde gerileme yaşandığını ortaya koydu. Rapor için gerçekleştirilen anketlerde; Hindistan'da insanların %69'u, Brezilya'da ise %64'ü kendilerini küresel problemler karşısında çaresiz hissetiklerini ifade etti. Raporda vurgulanan öğrenilmiş çaresizliğin liberal demokrasiler için tehlike arz edebileceği hatırlatıldı.Raporda, "Bu algı çok ciddi bir tehlike çünkü bu durum, kendi kendini gerçekleştiren bir kehanet gibi sonunda gerçeğe dönüşebilir. İnsanlığın en zorlu sorunlarını çözüme kavuşturamayacağı sonucuna varan toplumlar, artık olayların akışını tersine çevirmek için hiçbir çaba göstermeyebilir."&nbsp;ifadelerine yer verildi.

Münih Güvenlik Konferansı'nda ikinci gün: Harris'in sınavı

Almanya'da Hristiyan Sosyal Birlik Partisi’nin (CSU) Genel Başkanı Markus Söder ile Hristiyan Demokrat Birlik Partisi (CDU) Genel Başkanı Armin Laschet eylül ayında yapılacak seçimde başbakan adayı olmak istediklerini duyurdu.<ul fr-original-style="" style="margin-top: 0px; margin-bottom: 1em; list-style-position: inside; box-sizing: border-box;"><li fr-original-style="" style="box-sizing: border-box;">Arka plan: Başbakan Angela Merkel, 2018 yılında yaptığı açıklamada 16 yılın ardından başbakanlık döneminin tamamlanmasıyla tekrar aday olmayacağını ve siyasetten çekileceğini açıklamıştı. Kararı almasında anketlerde partisine olan desteğin azalmasının da etkisi bulunan Merkel, halefinin belirlenmesine yönelik tartışmalardan da uzak kalmak istediğini belirtti. </li><li fr-original-style="" style="box-sizing: border-box;">CDU/CSU: Hristiyan Demokrat Birliği (CDU) ve Hristiyan Sosyal Birliği’nin (CSU) oluşturduğu siyasi ittifak CDU/CSU, 1980 yılından bu yana seçimlere birlikte giriyor. İkinci Dünya Savaşı sonrası kurulan partiler, merkezi politikalarında fark göstermese de CSU’nun daha muhafazakâr bakış açısına sahip olduğu biliniyor. Şimdiye kadarki bütün başbakan adaylarıysa CDU üyelerinden seçildi. </li><li fr-original-style="" style="box-sizing: border-box;">CSU: Pazar günü yaptığı toplantıda Reuters’a açıklamada bulunan Bavyera Başbakanı ve CSU Genel Başkanı Markus Söder, başbakanlık için istekli olduğunu ifade etti. Siyasete atılmadan önce hukuk eğitimi alan ve bir süre gazetecilik yapan Söder, Merkel ile fikir ayrılıkları yaşamasıyla hatırlanıyor. Özellikle 2015'te Avrupa ülkelerinde yaşanan mülteci krizinde Merkel’in açık kapı politikasını eleştirmiş&nbsp;ve İçişleri Bakanı Horst Seehofer'in "İslam Almanya'ya ait bir değer değildir" ifadelerine katılmıştı. Pandemi sürecinde federal eyaletlerin temsilciliğini yaparak Merkel ile iletişimini güçlendiren Söder, bu dönemde başarılı bir lider olarak görüldü. </li><li fr-original-style="" style="box-sizing: border-box;">CDU: Adaylığı uzun süredir tahmin edilen CDU Genel Başkanı Armin Laschet, geçtiğimiz günlerde yaptığı açıklamada partisinin de desteğini alması hâlinde aday olduğunu açıkladı. Almanya’nın en yüksek nüfuslu eyaleti olan Kuzey Ren-Vestfalya'nın Başbakanı Armin Laschet, Merkel’in ılımlı politikalarına yakınlığıyla tanınıyor. Söder gibi hukuk eğitimi alan ve bir süre gazetecilik yapan Laschet, Türkler ile yakın ilişkilerde olduğu için zaman zaman Almanya basınında "Türk Armin" olarak da adlandırılıyor. Söder’in aksine mülteci krizinde Merkel’in açık kapı politikasına tam destek veren Laschet, süreç içinde Türkiye kökenli nüfusun yoğun olarak yaşadığı Kuzey Ren-Vestfalya Eyaleti’nin uyum bakanı olarak da görev yaptı. Ayrıca kendisinin geçmiş yıllarda Türkiye-Almanya ilişkilerinin, Almanya’da yaşayan Türk toplumunu etkilememesi için aktif rol üstlendiği ve iletişimi kuvvetlendiren çalışmalar yaptığı <a fr-original-style="" href="https://www.dw.com/tr/almanyan%C4%B1n-yeni-lider-adaylar%C4%B1-t%C3%BCrkiyeye-nas%C4%B1l-bak%C4%B1yor/a-56228206" style="color: rgb(9, 9, 9); text-decoration: none; background-color: transparent; outline: none; cursor: pointer; transition: color 0.3s ease 0s; touch-action: manipulation; user-select: auto; box-sizing: border-box;" target="_blank">biliniyor.</a> </li><li fr-original-style="" style="box-sizing: border-box;">İttifakta endişeler: Ortak bir basın toplantısında konuşan CDU lideri Laschet şunları söyledi: "Markus Söder ve ben uzun bir görüşme yaptık, karşılıklı olarak şansölyeliğe aday olduğumuzu beyan ettik. Burada önemli olan, bu süreci saygılı bir şekilde yürütmemizdir ve şunu söylemeliyim ki sonunda kim seçilirse seçilsin, birlikte çok iyi çalışacağız. Bu bizim bireysel hırslarımızla ilgili değil, partinin iyiliği ve her şeyden önce ülkenin iyiliği ile ilgilidir." Ancak Reuters’ın <a fr-original-style="" href="https://www.reuters.com/article/us-germany-politics-cdu-csu-idUSKBN2C02LT" style="color: rgb(9, 9, 9); text-decoration: none; background-color: transparent; outline: none; cursor: pointer; transition: color 0.3s ease 0s; touch-action: manipulation; user-select: auto; box-sizing: border-box;" target="_blank">haberine</a> göre ittifakın anketlerde geri düştüğü bu dönemde adaylık sürecinin ittifakı yaralamasından korkuluyor. Özellikle birkaç CSU üyesinin Laschet’i desteklemesi kırılma iddialarını güçlendiriyor. </li><li fr-original-style="" style="box-sizing: border-box;">Beklentiler: CDU’nun popülaritesini kaybetmesinde pandemi dönemi yaşanan sorunların payı büyük. Halk yavaşlayan aşılama sürecinden ve büyüyen ekonomik krizden partinin Covid-19 politikasını sorumlu tutarken bunlara ek olarak CDU parti üyelerinin pandeminin başında maske anlaşmalarından komisyon aldıklarının ortaya çıkması tartışmaları <a fr-original-style="" href="https://www.ft.com/content/91b542b2-467c-4295-ada3-ddbc18d747fd" style="color: rgb(9, 9, 9); text-decoration: none; background-color: transparent; outline: none; cursor: pointer; transition: color 0.3s ease 0s; touch-action: manipulation; user-select: auto; box-sizing: border-box;" target="_blank">alevlendirdi.</a> Bu noktada Söder’in pandemi sürecinde attığı başarılı adımlar adaylıkta kendisine önemli bir koz kazandırdı. Uzmanlara göre bu kriz anında Söder’in liderliği daha çok umut vadetse de Laschet’in federal eyaletlerin desteğini toplaması dengeleri kolaylıkla değiştirebilir.</li></ul>

Spektrum

Almanya'da ittifak hâlindeki Hristiyan Demokrat Birlik Partisi ve Hristiyan Sosyal Birlik Partisi’nin liderleri başbakanlığa aday olduklarını duyurdu. 

CDU/CSU'da başbakanlık yarışı

• Bavyera eyaleti başbakanı Markus Söder, eylül ayında Münih'te gerçekleşmesi planlanan, dünyanın en büyük bira festivali Oktoberfest'in <a target="_blank" rel="noopener noreferrer" href="https://www.dw.com/en/oktoberfest-in-germany-canceled-due-to-coronavirus-outbreak/a-53142998">bu yıl yapılmayacağını</a> açıkladı. Öte yandan 13 Haziran - 13 Eylül arasında gerçekleşmesi planlanan Berlin Bienali de yeni tarihi sonraki süreçte açıklanmak üzere <a target="_blank" rel="noopener noreferrer" href="https://www.facebook.com/BerlinBiennale/posts/10158429129594391">ertelendi.</a>

Bavyera ile ilgili hikayeler