6 Şubat depremlerinde hasar gören Hatay Havalimanı'na seçimden üç gün sonraya kadar uçuşlar "pisti koruyan duvarlardaki bazı sorunlardan" dolayı durduruldu, fakat Hatay'dan diğer illere gidiş uçuşları devam ediyor. İkâmetgahı Hatay'da bulunan ama deprem nedeniyle başka illere yerleşmek zorunda kalan seçmenler için geliş uçuşlarının olmaması, oy kullanmalarını oldukça zorlaştırıyor.Neden durduruldu?&nbsp;Diken'in haberine göre, Devlet Hava Meydanları İşletmesi Genel Müdürlüğü (DHMİ) ve Türk Hava Yolları (THY) yetkilileri, Hatay Havalimanı'na ticari yolcu uçaklarının tam dolulukta inmesinin "risk teşkil edeceğini" ve DHMİ'nin 16 Şubat'ta havacılık bildirisi olan NOTAM yayınlayarak Hatay'dan uçuşları durdurduğunu söyledi.&nbsp;<ul fr-original-style="padding-inline-start: 20px;" style="padding-inline-start: 20px; margin-top: 0px; margin-bottom: 1em; list-style-position: inside; box-sizing: border-box;"><li fr-original-style="" style="box-sizing: border-box;">THY ve Pegasus’un Hatay’a uçuşları 17 Mayıs’a kadar durdurmasına ilişkin bir THY yetkilisi, kendilerine uçuşların durdurulması için talimat geldiğini, nedenininse belirtilmediğini söyledi.&nbsp;</li></ul>"Onarıldı" denmişti:&nbsp;Cumhurbaşkanı Erdoğan, 13 Mart’taki açıklamasında “Depremde zarar gören Hatay Havalimanı’nı bir hafta içinde yeniden işler hâle getirdik. Çalışmaların kolaylaşmasını sağladık" demişti.&nbsp;Dahası: DHMI ve THY yetkilileri, onarıldığı belirtilen pistte gerçekleşen eksen kaymasından dolayı pist uzunluğunun kısaldığını söyledi. Bu nedenle, tam doluluktaki uçaklarının inişte pistte "çökmeye neden olabileceğinden" endişe ediliyor. Ayrıca dolu uçakların durma mesafesinin uzaması nedeniyle pist dışına çıkma tehlikesi bulunuyor.Peki neden gidiş uçakları devam ediyor? Kalkış yapan uçaklar için ise yetkililer bu mesafenin "yeterli" olduğunu ve bu açıdan bir sorun bulunmadığını söyledi.&nbsp;TBMM Heyeti iniş yapmıştı: İçinde TBMM Başkanı Mustafa Şentop'un da aralarında bulunduğu 180 kişilik heyeti taşıyan uçak, 19 Nisan'da Hatay Havalimanı'na iniş yapmıştı.<ul fr-original-style="padding-inline-start: 20px;" style="padding-inline-start: 20px; margin-top: 0px; margin-bottom: 1em; list-style-position: inside; box-sizing: border-box;"><li fr-original-style="" style="box-sizing: border-box;">Bu konuya ilişkin olarak Hatay Büyükşehir Belediye Başkanı Lütfü Savaş, "Buradan uçak kalkıyor. İnmezse kalkmaz. Anlamadığım da 180 kişi buraya inebiliyorsa yolcu neden taşınmıyor buraya? Cumhurbaşkanı'nın bu konuyu yetkililere sorması lazım. Bunun halka tatmin edici bir şekilde anlatılması lazım" ifadelerini kullandı.</li></ul>Ne dendi? Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Adil Karaismailoğlu, katıldığı Habertürk'te canlı yayınında&nbsp;"Hatay Havalimanı'nı seçmenleri engellemek için mi kapattınız?" sorusuna, "Öyle bir şey yok… Bölgenin her noktasında büyük bir mücadele var. Bunu yaparken de belli bir disiplin içinde bunu yapmanız gerekiyor" cevabını verdi. Karaismailoğlu, havalimanının sadece acil yardımlar için gelen uçaklara açık olduğunu, ticari uçuşlarınsa "yoğunluk bittikten sonra" yapılacak yenilemelerin ardından başlayacağını söyledi.&nbsp;Pilot'tan analiz:&nbsp;Bianet’e konuşan Hava-Sen Genel Başkan Yardımcısı emekli kaptan pilot Engin Aksüt, DHMİ’nin 16 Şubat tarihli NOTAM yayımını değerlendirirken, "Uçaklar boş inebiliyor ise dolu da inebilir"&nbsp;dedi.&nbsp;<ul fr-original-style="padding-inline-start: 20px;" style="padding-inline-start: 20px; margin-top: 0px; margin-bottom: 1em; list-style-position: inside; box-sizing: border-box;"><li fr-original-style="" style="box-sizing: border-box;">Bununla birlikte:&nbsp;Aksüt, THY’nın &nbsp;bu durumdan en çok etkilenen havayolu şirketi olmasına rağmen ses çıkarmamasını "sorumsuzluk" olarak nitelendirirken "THY yapılan bu basiretsizliğin ve oyunun farkında olup ekonomik ve operasyonel açıdan olumsuz etkilendiği halde yandaşlık ve siyasi çıkarlar nedeniyle DHMİ'yi sorgulamadan susmaktadır" dedi.</li></ul>

Aposto Günsonu

İkâmetgahı Hatay'da bulunan ama deprem nedeniyle başka illere yerleşmek zorunda kalan seçmenler için geliş uçuşlarının olmaması, oy kullanmalarını oldukça zorlaştırıyor.

Hatay'a uçuşlar seçimden üç gün sonrasına kadar durduruldu

Bahçeşehir kolejlerinde çalışan öğretmenler geçtiğimiz gün sosyal medyada maaşlarının asgari ücretten yattığını belirterek duruma tepki gösterdi. Komedyen Kaan Sekban da tepkilere katılarak "Velilerden dünyanın parasını alan bi kurumun öğretmenlere bunu reva görmesi kabul edilemez"&nbsp;ifadelerini kullandı. Sekban'a yanıt veren Bahçeşehir Uğur Eğitim Kurumları Başkanı Enver Yücel, "Talk Show yapmak zeka gerektirir, yanlış beyanlar ve söylemlerle prim yapamazsın. Bu benden sana bir abi nasihatı. Zekanı geliştirici faaliyetlerde bulunmanı öneririm." dedi.&nbsp;Yücel'in ifadelerinin ardından tartışmaya katılan öğretmenler, maaşlarının ekran görüntülerini paylaştı. Ekran görüntülerinde öğretmenlerin maaş ödemelerinin 8 bin 510 TL olduğu görüldü.<img src="https://embed.apos.to/assets/2023/1/2023-02-02T12:03:29.852Z.png" style="display: block; vertical-align: top; margin: 5px auto; text-align: center; width: 100%; max-width: 550px; border-style: none; position: relative; cursor: pointer; padding: 0px 1px; box-sizing: border-box;" ratio="0.80" width="550" fr-original-style="display: block; vertical-align: top; margin: 5px auto; text-align: center; width: 100%; max-width: 550px;" fr-original-class="fr-draggable"><img src="https://embed.apos.to/assets/2023/1/2023-02-02T12:04:06.612Z.png" style="display: block; vertical-align: top; margin: 5px auto; text-align: center; width: 100%; max-width: 550px; border-style: none; position: relative; cursor: pointer; padding: 0px 1px; box-sizing: border-box;" ratio="0.84" width="550" fr-original-style="display: block; vertical-align: top; margin: 5px auto; text-align: center; width: 100%; max-width: 550px;" fr-original-class="fr-draggable">Yücel paylaşımlardan bir süre sonra yaptığı açıklamada asgari ücret ödemelerini kabul ederek "22 bin çalışan öğretmenimiz var asgari de var devletin 3 katıda" ifadelerini kullandı. Enver Yücel'in bu açıklamasının üstüne öğretmenler 3 katı maaş alan kişilerin ya müdür ya da okuldaki yabancı uyruklu öğretmenler olduğunu söyledi.Diken Gazetesi'nde <a fr-original-style="" href="https://www.diken.com.tr/enver-yucel-ile-kaan-sekbani-karsi-karsiya-getiren-polemik/" rel="noopener noreferrer" style="color: rgb(9, 9, 9); text-decoration: none; background-color: transparent; outline: none; cursor: pointer; transition: color 0.3s ease 0s; touch-action: manipulation; user-select: auto; box-sizing: border-box;" target="_blank">yer alan haberde</a> yabancı öğretmenlerin maaşının üç katı olmasının mecburi olduğu belirtildi. Buna göre; Millî Eğitim Bakanlığı Özel Öğretim Kurumları Yönetmeliği'ne göre yabancı öğretmenlerin maaşı asgari ücretin üç katı olarak yatırılmak zorunda.<h2 fr-original-style="" style="margin: 0px; color: rgba(0, 0, 0, 0.85); font-weight: 500; padding: 0px; box-sizing: border-box;">Peki bu tepkilerin nedeni ne?&nbsp;</h2>Öğretmenlerin asgari ücretle çalışması hâlihazırda tepki çekerken bunun yanında özel okul ücretlerinde yapılan zammın da tepkilerde etkisi bulunuyor. Tartışmada bir kişi, "'Asgari ücret verdiğim öğretmenler var' dediniz, bravo. Yemekten 30 bin TL talep edip öğretmene yardımcı personel parası vermeniz çok etik, gerçekten."&nbsp;ifadeleriyle Yücel'e tepki gösteriyor.&nbsp;Bir veli ise "Denizli kampüsünüzde 7 yıllık öğretmeninize asgari ücret yatırdınız bu ay. Hem de birçoğuna. Öğrenciniz olan kızım için ise erken kayıtta %200 zam talep ettiniz." ifadeleriyle Enver Yücel'e tepki gösteriyor. Dün yaşanan bu tartışma, aslında uzun zamandır tartışılan bir konunun uzantısı.&nbsp;<h2 fr-original-style="" style="margin: 0px; color: rgba(0, 0, 0, 0.85); font-weight: 500; padding: 0px; box-sizing: border-box;">MEB'in düzenlemesi etkili olmadı</h2><a fr-original-style="" href="https://www.bbc.com/turkce/articles/c4n8gm23jvjo" rel="noopener noreferrer" style="color: rgb(9, 9, 9); text-decoration: none; background-color: transparent; outline: none; cursor: pointer; transition: color 0.3s ease 0s; touch-action: manipulation; user-select: auto; box-sizing: border-box;" target="_blank">BBC Türkçe'den Fundanur Öztürk</a> ocak ayında konuya ilişkin bir haber yayımladı. "Özel okullarda kriz: '250 bin öğrenci kaydını aldırdı, 20 bin öğretmen ayrıldı'" başlıklı haberinde hem velilerin hem de öğretmenlerin yaşadığı sorunlara yer veren Öztürk, konuya ilişkin düzenlemeyi şöyle anlattı:&nbsp;<blockquote fr-original-style="color: rgb(9, 9, 9);" style="color: rgb(9, 9, 9); margin: 0px 0px 1em; border-left: 2px solid rgb(94, 53, 177); padding-left: 5px; box-sizing: border-box;">"Millî Eğitim Bakanlığı (MEB) bu yıl ilk kez özel okulların eğitim ücreti için yönetmelikle belirlenen formülün dışına çıkarak, eğitim ücretlerindeki zammın en fazla %65 olabileceğini açıkladı.Bu müdahalenin özel okul velilerini bir nebze rahatlatması beklenirken veliler, eğitim ücretine %65'ten fazla zam yapamayan okulların; yemek, kırtasiye, giysi ve ek giderler gibi 'zorunlu tutulan' ek hizmetlere yaptığı fahiş zamlarla karşılaştı.Özel okul öğretmenlerinin maaşları ise çoğunlukla bu zamlardan payını alamazken, pek çok özel okul öğretmeninin maaşı asgari ücret düzeyinde."</blockquote>Ek hizmetlerin yemek, kitap parası, servis ücreti gibi ücretlerden oluştuğunu anlatan Öztürk haberinde velilerin ifadelerine de yer veriyor. Fundanur Öztürk, görüştüğü velilerin okulların uyguladığı bu fahiş ek hizmetler nedeniyle çocuklarını okuldan almak zorunda kaldıklarını söylediklerini, velilerin yönetmelikteki haklarını kullanıp "Ben bu hizmetleri almak istemiyorum" dediklerinde ise "Okul kaydınız yenilenmez" cevabıyla karşılaştıklarını anlatıyor.Özel okulların ek hizmetlere yönelik yaptığı yüksek zamlar nedeniyle de çok sayıda veli, çocuklarını devlet okullarına göndermek zorunda kaldıklarını anlatıyor. Türkiye Özel Okullar Derneği (TÖZOK) Başkanı Zafer Öztürk, "1,5 milyon öğrencimiz vardı, şimdi 1 milyon 250 bine düştü" diyor. Öztürk ayrıca öğretmen sayısının da 170 bin öğretmenden 150 bine düştüğünü söylüyor.&nbsp;<h2 fr-original-style="" style="margin: 0px; color: rgba(0, 0, 0, 0.85); font-weight: 500; padding: 0px; box-sizing: border-box;">Yapılan zamlar öğretmenlere yansımadı&nbsp;</h2>Özel Sektör Öğretmenleri Sendikası Yürütme Kurulu Üyesi Arzu Başer, "Özel okullara yapılan bu ciddi zamlar ne yazık ki öğretmen maaşlarına yansımıyor. Birkaç özel okul dışında öğretmenlerin maaşı, asgari ücret ve biraz üstünde geziniyor." ifadelerini kullanıyor.Aposto'nun ulaştığı&nbsp;Bahçeşehir kolejlerinde çalışan bir öğretmen "Özel okullarda öğretmenlerin asgari ücret seviyesinde maaş alması ve uzun çalışma saatleri gibi sorunlar aslında eğitim sektörünün genelinde yaşanıyor."&nbsp;diyor.&nbsp;Pandemide okulların kapanması ve eğitimin uzaktan olmasının ardından Bahçeşehir Koleji de dahil birçok özel okulda maaşların önemli ölçüde gerilediğini ifade eden öğretmen "Öğretmenler devlet okullarında çalışan öğretmenlerin çok gerisine düştü." ifadelerini kullanıyor. Ayrıca, kurumun yöneticilerinin sosyal medyada yaptığı paylaşımların öğretmenler tarafından beğenilmesi ve paylaşılmasının&nbsp;yöneticiler tarafından telkin edildiğini de ifade ediyor.&nbsp;<h2 fr-original-style="" style="margin: 0px; color: rgba(0, 0, 0, 0.85); font-weight: 500; padding: 0px; box-sizing: border-box;">Peki ne olacak?&nbsp;</h2>Bazı veliler durumu yargıya taşıyor.&nbsp;İzmir'in Karşıyaka ilçesinde bulunan bir özel okul, iddiaya göre velilerden sözleşmede yer almayan ve velinin tercihine bırakılan yemek ücreti ve genel gider katkı payını zorunlu tuttu. İlave ücretlerle MEB'in belirlediği oranın üzerine çıkıldığını ifade eden veliler, bu ücretleri ödemeyeceklerini bildirince okul yetkilileri ödemelerin yapılmaması hâlinde kayıtlarının yenilenmeyeceğini bildirdi. Yalnızca eğitim giderini okulun hesabına aktaran velilere ücretin eksik ödendiğini ifade edilerek paraları geri gönderildi. Avukat olan bir veli bu durum üzerine hukuki süreç başlattı.&nbsp;Dava açan veli, Avukat Cengiz Serttaş konuya ilişkin "Ocak ayında ödeme yapıldığı zaman özel okullar bir takım indirimler yapar. Biz bu indirimlerden yararlanmak için ocak ayında ödeme yapmıştık ancak para iade edilince geri gelen bedeller üzerinden Sulh Hukuk Mahkemesinde tespit davası açtım. Alacaklının temerrüdüne dayanarak karşı tarafın alacaklı olduğu halde kabul etmediğini belirtip ödeme yerinin mahkeme vasıtasıyla belirlenmesi talebinde bulundum." ifadelerini kullandı. Serttaş ayrıca dava açmak isteyen velilere şunları söyledi:&nbsp;<blockquote fr-original-style="" style="margin: 0px 0px 1em; border-left: 2px solid rgb(94, 53, 177); padding-left: 5px; box-sizing: border-box;">"Ancak veliler benim gibi tevdii mahali tayini davası açmadan özel okulun istediği tüm bedeli ödeyebilir, kayıt yaptırdıktan sonra tüketici hakem heyetine başvurarak fazladan ödedikleri parayı iade talep edebilir. Oradan da olumsuz bir sonuç çıkarsa veliler, ara bulucuya giderek bu paranın iadesini talep edebilir ve daha sonra dava yoluna gidebilirler. Sebepsiz zenginleşme veya gabin davası açıp iade talep edebilirler" </blockquote>Bazı velilerde söz konusu ücreti ödeyerek çocuklarının eğitimini devam ettiriyor.&nbsp;<h2 fr-original-style="" style="margin: 0px; color: rgba(0, 0, 0, 0.85); font-weight: 500; padding: 0px; box-sizing: border-box;">"Dahi anlamına gelen -de, -da ayrı yazılır"&nbsp;</h2>Öte yandan Bahçeşehir Uğur Eğitim Kurumları Başkanı Enver Yücel ile Komedyen Kaan Sekban arasında yaşanan tartışmaya geri döndüğümüzde, Yücel'in açıklamasına ilişkin verilen tepkilerde öne çıkan bir detay daha vardı. Birçok kullanıcı Yücel'in "22 bin çalışan öğretmenimiz var asgari de var devletin 3 katıda" açıklamasına bir eğitim kurumunun kurucusu olan kişinin -de, -da ekini doğru şekilde kullanması gerektiğini belirtti ve&nbsp;"Dahi anlamına gelen -de, -da ayrı yazılır"&nbsp;dedi.<img src="https://images.aposto.com/2023/1/4/1675351897406.jpeg" style="display: block; float: none; vertical-align: top; margin: 5px auto; text-align: center; width: 100%; max-width: 550px; border-style: none; position: relative; cursor: pointer; padding: 0px 1px; box-sizing: border-box;" ratio="1.98" width="550" fr-original-style="display: block; float: none; vertical-align: top; margin: 5px auto; text-align: center; width: 100%; max-width: 550px;" fr-original-class="fr-draggable">

Aposto Gündem

Özel okullarda velilere "ek hizmetler" üzerinden yapılan zam, öğretmenlerin maaşlarına yansımıyor. 

Ne öğretmenler ne veliler mutlu

<blockquote fr-original-style="color: rgb(9, 9, 9); border-color: rgb(255, 225, 68); border-width: 4px; font-style: italic; padding-left: 10px;" style="color: rgb(9, 9, 9); border-color: rgb(255, 225, 68); border-width: 4px; font-style: italic; padding-left: 10px; margin: 0px 0px 1em; border-left-style: solid; box-sizing: border-box;"><ul fr-original-style="padding-inline-start: 20px;" style="padding-inline-start: 20px; margin-top: 0px; margin-bottom: 1em; list-style-position: inside; box-sizing: border-box;"><li fr-original-style="" style="box-sizing: border-box;">Yurt krizi nedeniyle hazırlık derslerinin üç hafta online olarak yapılacağı açıklandı.</li><li fr-original-style="" style="box-sizing: border-box;">Üniversitenin Kandilli Kampüsü yurtlarına yerleştirilen 277 kadın öğrenci, yurdun erkeklere tahsis edilmesi nedeniyle yurttan çıkarıldı.</li><li fr-original-style="" style="box-sizing: border-box;">Etiler'deki Uçaksavar Kampüsü'ne yapılacak yurt, lojman ve cami inşaatı camiye ayrılan alanın yurt alanının 4 katı büyüklüğünde olması nedeniyle tepki topladı.</li></ul></blockquote>Türkiye genelinde olduğu gibi Boğaziçi Üniversitesi öğrencileri de okulların açılmasına iki hafta kalmışken barınma kriziyle mücadele ediyor. Üniversiteye yeni başlayacak hazırlık sınıfı öğrencilerine yurt bulunamadığı için üniversite yönetimi, hazırlık derslerinin ilk üç hafta online olarak yürütülmesini kararlaştırdı. Cumhurbaşkanlığı Kararnamesiyle atanan rektör Naci İnci tarafından öğretim üyelerine ve öğrencilere yapılan hukuksuz uygulamalar ve karar alma mekanizmalarının merkezîleştirilmesi nedeniyle Boğaziçi Üniversitesi’nde uzun bir süredir yönetim krizi yaşandığı okul bileşenleri tarafından dile getiriliyor. Son dönemde yaşanan yurt krizi ise yüzlerce öğrenciyi mağdur ederek yeni bir kriz yaratmış durumda.<h2 fr-original-style="" style="margin: 0px; color: rgba(0, 0, 0, 0.85); font-weight: 500; padding: 0px; box-sizing: border-box;">Yurt krizinin arka planı</h2>Bu yıla kadar üniversitenin Kilyos kampüsünde yürütülen hazırlık eğitimi, herhangi bir yurt sorunu yaşanmadan sürdürülebiliyordu. Ancak, geçtiğimiz yıl Marmara Üniversitesi’nin Anadolu Hisarı Kampüsü’nün Boğaziçi Üniversitesi’ne devredilmesiyle Kilyos Kampüsü kapatıldı ve tüm hazırlık öğrencilerinin yeni Hisar Kampüsü’nde öğrenim göreceği açıklandı. Mevcut yurt kapasitesi artırılmadan alınan bu karar ise yüzlerce öğrencinin yurtsuz kalmasına neden oluyor.Üniversitesi yönetimi, yurt sorununa çözüm bulmak amacıyla hazırlık öğrencilerinin bir kısmının Kandilli Kampüsü'nde bulunan yurtlara yerleştirileceğini açıklasa da sonradan alınan bir kararla bu yurtlardaki 277 kadın öğrencinin çıkarılarak yurtların sadece erkek öğrencilere tahsis edileceği açıklandı. Kadın öğrencilerin çevredeki KYK yurtlarına yerleştirileceğini belirtilse de bu konuda somut bir adım atılmadı.<h2 fr-original-style="" style="margin: 0px; color: rgba(0, 0, 0, 0.85); font-weight: 500; padding: 0px; box-sizing: border-box;">Öğrenciler tarikat ve cemaat yurtlarına yönlendiriyorlar</h2>Diken'den Mehmet Baran Kılıç’ın <a fr-original-style="" href="https://www.diken.com.tr/bogazicinde-yurt-krizi-buyuyor-kadin-ogrencilerin-yerlestigi-yurtlar-erkeklere-tahsis-edilecek/" style="color: rgb(9, 9, 9); text-decoration: none; background-color: transparent; outline: none; cursor: pointer; transition: color 0.3s ease 0s; touch-action: manipulation; user-select: auto; box-sizing: border-box;" target="_blank">haberine</a> göre, Boğaziçi Üniversitesi hazırlık öğrencileri üniversite yönetiminin yeterli yurt imkânı sunamaması nedeniyle üniversitenin mezun dernekleri tarafından çeşitli tarikat ve cemaat yurtlarına yönlendiriliyor. Söz konusu haberde, asli e-postaların da yayımlanmasıyla bu iddialar doğrulanmış oldu. Boğaziçi Üniversiteliler Derneği (BURA), öğrencileri İlim Yayma Cemiyeti ve TÜRGEV'in yurtlarına yönlendirirken Boğaziçi Yöneticiler Vakfı (BYV) ise kendilerine danışan öğrencileri Ensar Vakfı, TÜRGEV ve Diyanet Vakfı gibi çeşitli cemaat ve tarikat vakıflarına yönlendiriyor.<h2 fr-original-style="" style="margin: 0px; color: rgba(0, 0, 0, 0.85); font-weight: 500; padding: 0px; box-sizing: border-box;">Cami ve yurt projesi</h2>Kayyım rektör Naci İnci tarafından okuldaki mevcut mezun derneklerine alternatif olarak kurulan Boğaziçi Üniversitesi Geliştirme Vakfı’nın (BUVAKIF) üniversitesinin Etiler’deki Uçaksavar Kampüsüne yurt, lojman ve camiden oluşan bir inşaat projesini hayata geçireceği açıklandı. Diken’den Canan Coşkun’un <a fr-original-style="" href="https://www.diken.com.tr/kayyimin-vakfindan-bogazici-yurdunun-yanina-cami-projesi/" style="color: rgb(9, 9, 9); text-decoration: none; background-color: transparent; outline: none; cursor: pointer; transition: color 0.3s ease 0s; touch-action: manipulation; user-select: auto; box-sizing: border-box;" target="_blank">haberine</a> göre, dört katlı olması planlanan cami alanının iki katlı olması tasarlanan yurt ve lojman alanının yaklaşık dört katı büyüklüğünde olduğu aktarılıyor. Etiler Mahallesi sakinlerinin ise üniversite yakınlarında hâlihazırda üç tane cami olması nedeniyle inşaatın durdurulması için imza topladığı belirtiliyor. Türkiye genelinde yurt krizi yaşanırken ve şehir dışından gelen üniversite öğrencilerine herhangi bir yurt imkânı sağlanamazken yurt kapasitesini artırmak yerine aynı mahalleye 4. caminin yapılma planı ise hem öğrenciler hem de mahalle sakinleri tarafından eleştiriliyor.

    

Boğaziçi Üniversitesi'nde barınma krizi büyüyor

Özellikle sosyal medya platformlarında sıklıkla öne çıkan konulardan biri de devlet hastanelerinin yatak ve bakım kapasitelerinin yetersizliği oluyor. Hemşirelerin ve hasta bakıcıların da bu kapasite düşüklüğü altında sorumlulukları artıyor. Sağlık Bakanlığı'nın yayımladığı <a fr-original-style="" href="https://sbsgm.saglik.gov.tr/Eklenti/41611/0/haber-bulteni-2020pdf.pdf" rel="noopener noreferrer" style="color: rgb(9, 9, 9); text-decoration: none; background-color: transparent; outline: none; cursor: pointer; transition: color 0.3s ease 0s; touch-action: manipulation; user-select: auto; box-sizing: border-box;" target="_blank">Sağlık İstatistikleri Yıllığı</a> 2020 verileri aşağıdaki gibi listeleniyor:&nbsp;Sağlık personeli:&nbsp;<img src="https://images.aposto.com/2022/7/3/1659533726956.png" style="display: block; vertical-align: top; margin: 5px auto; text-align: center; width: 100%; max-width: 550px; border-style: none; position: relative; cursor: pointer; padding: 0px 1px; box-sizing: border-box;" width="550" ratio="1.38" fr-original-style="display: block; vertical-align: top; margin: 5px auto; text-align: center; width: 100%; max-width: 550px;" fr-original-class="fr-draggable">Cihazlar:<img src="https://images.aposto.com/2022/7/3/1659533742389.png" style="display: block; vertical-align: top; margin: 5px auto; text-align: center; width: 100%; max-width: 550px; border-style: none; position: relative; cursor: pointer; padding: 0px 1px; box-sizing: border-box;" width="550" ratio="1.72" fr-original-style="display: block; vertical-align: top; margin: 5px auto; text-align: center; width: 100%; max-width: 550px;" fr-original-class="fr-draggable">Hastane yatağı:&nbsp;<img src="https://images.aposto.com/2022/7/3/1659533764791.png" style="display: block; vertical-align: top; margin: 5px auto; text-align: center; width: 100%; max-width: 550px; border-style: none; position: relative; cursor: pointer; padding: 0px 1px; box-sizing: border-box;" width="550" ratio="1.42" fr-original-style="display: block; vertical-align: top; margin: 5px auto; text-align: center; width: 100%; max-width: 550px;" fr-original-class="fr-draggable">Hastane:&nbsp;<img src="https://images.aposto.com/2022/7/3/1659533785287.png" style="display: block; vertical-align: top; margin: 5px auto; text-align: center; width: 100%; max-width: 550px; border-style: none; position: relative; cursor: pointer; padding: 0px 1px; box-sizing: border-box;" width="550" ratio="1.37" fr-original-style="display: block; vertical-align: top; margin: 5px auto; text-align: center; width: 100%; max-width: 550px;" fr-original-class="fr-draggable"><ul fr-original-style="padding-inline-start: 20px;" style="padding-inline-start: 20px; margin-top: 0px; margin-bottom: 1em; list-style-position: inside; box-sizing: border-box;"><li fr-original-style="" style="box-sizing: border-box;">Eleştiri:&nbsp;Verilerin yayımlanmasının ardından Genel Sağlık-İş Genel Başkanı Derya Uğur, "1950 yılından bu yana düzenli olarak her yılın eylül ayında kamuoyuyla paylaşılan ‘Sağlık İstatistikleri Yıllığı’, 2019 verileri 2020’de yayımlanmamıştı. 2019 yıllığının 2021’de yayımlanmasının ardından ‘Sağlık İstatistikleri Yıllığı 2020’ ise 2022 yılında yayımladı. Ancak, Sağlık İstatistikleri Yıllığı 2020’de yayımlanan birçok veri ve tablonun 2019 yılına ait olduğu görülmüştür. Sağlık İstatistikleri Yıllığı 2020’de, Sağlık İstatistikleri Yıllığı 2019’da yer alan pek çok tablo değiştirilmeden tekrar yayımlanmıştır. Tablolarda Covid-19 salgının kasıp kavurduğu, binlerce ölümün yaşandığı 2020 yılına ait ölüm sayıları yer almamaktadır." ifadelerini <a fr-original-style="" href="https://www.cumhuriyet.com.tr/turkiye/genel-saglik-isten-saglik-istatistigi-yilligi-2020deki-verilere-tepki-pek-cok-tablo-2019-yilina-ait-1943143" rel="noopener noreferrer" style="color: rgb(9, 9, 9); text-decoration: none; background-color: transparent; outline: none; cursor: pointer; transition: color 0.3s ease 0s; touch-action: manipulation; user-select: auto; box-sizing: border-box;" target="_blank">kullandı.</a>&nbsp;</li></ul><h2 fr-original-style="" style="margin: 0px; color: rgba(0, 0, 0, 0.85); font-weight: 500; padding: 0px; box-sizing: border-box;">SGK'nın iptalleri&nbsp;</h2>Diken muhabiri Mesude Erşan'ın&nbsp;7 Haziran'da yaptığı habere göre; SGK’nın 875 kamu, 135 üniversite, 1419 özel hastane olmak üzere toplam 2 bin 429 hastaneyle hizmet sözleşmesi bulunuyor. Özel hastanelerin bazılarının SGK ile bütün branşlarda anlaşması var. Bunlar hastalardan hizmetleri karşılığı %200'e varan oranlarda ücret farkı talep edebiliyor. Kısmi branşlarda sözleşmesi bulunan hastanelere hiçbir fark ödenmiyor. 27 Mayıs Cuma akşamıysa SGK, mesai saatinden sonraki duyurusuyla, özel hastanelere, SGK’lılara kısmi değil, tüm branşlarda sağlık hizmeti verme koşulu getirdi. Kabul etmeyenlerle hiçbir türlü anlaşma yapmayacağını belirtti.&nbsp;Bunun üzerine birçok hastane sistemden çıkmaya karar verdi. Diken'in haberine göre; buralardan hizmet alan hastaların önünde iki seçenek olacak. Ya hastanelerde devam edecek ve SGK kapsamı dışına çıktıkları için yüksek tutarlardaki ücretleri kendileri ödeyecek ya da kurumla anlaşmalı yeni hastane ve doktor bulacak.&nbsp;Erşan'ın 12 Temmuz tarihli haberinde Kanser Savaşçıları Derneği Başkanı Belma Kurdoğlu, SGK'nın özel hastanelerle kısmi branş anlaşmasına son vermesinin tedavisi devam eden hastaları ciddi şekilde etkilediğini <a fr-original-style="" href="https://www.diken.com.tr/kanser-hastalarinin-magduriyeti-suruyor-randevu-alinmiyor-tedaviler-aksiyor/" rel="noopener noreferrer" style="color: rgb(9, 9, 9); text-decoration: none; background-color: transparent; outline: none; cursor: pointer; transition: color 0.3s ease 0s; touch-action: manipulation; user-select: auto; box-sizing: border-box;" target="_blank">söyledi.</a>&nbsp;

Spektrum

Hastanelerdeki sorunlar: Yetersizlikler & SGK anlaşması

<blockquote fr-original-style="color: rgb(9, 9, 9);" style="color: rgb(9, 9, 9); margin: 0px 0px 1em; border-left: 2px solid rgb(94, 53, 177); padding-left: 5px; box-sizing: border-box;">"Bu bir yanıyla tek taraflılık yaratma operasyonu, 'dezenformasyonu sadece ben yaparım, size izin yok' deniliyor. Sosyal medyanın insanlara özgürlük alanı yaratacağı söyleniyordu ancak bizzat bu şirketler eleştirel düşünceyi ezmeye başladı. Konuşulması gereken tekno-yasakçılığın nereye kadar gideceği ve buna nasıl karşı konulacağı." Diken Gazetesi editörü Anıl Tuncer &nbsp;</blockquote><h2 dir="ltr" fr-original-style="" style="margin: 0px; color: rgba(0, 0, 0, 0.85); font-weight: 500; padding: 0px; box-sizing: border-box;">Neler oldu?&nbsp;</h2>Rusya'nın geçtiğimiz haftalarda Ukrayna'ya işgal faaliyeti başlatmasının ardından birçok büyük teknoloji şirketi, ülkeye ve vatandaşlarına yönelik çeşitli yaptırım kararları aldı. Meta ve YouTube Rusya merkezli devlete bağlı medya şirketleri Sputnik ve Russia Today'e erişimi platformlarında engellerken Google ve Apple uygulama mağazalarından kuruluşların uygulamalarını kaldırdığını duyurdu.&nbsp;Sosyal medya şirketi Twitter da Sputnik ve Russia Today'i Avrupa Birliği üyesi ülkelerde engelledi. Uygulamada erişime açık olan ülkelerde iki yayın kuruluşunun resmî hesaplarına “Rusya devletine bağlı medya” etiketi eklendi. Bir süre sonra Twitter’da yapılan paylaşımlarda Sputnik’te çalışan ya da çalışmış bazı gazetecilerin de hesaplarında aynı etiketlerin bulunduğu <a fr-original-style="" href="https://www.gazeteduvar.com.tr/twitterin-sputnik-calisanlarinin-kisisel-hesaplarini-fislemesine-tepki-yagiyor-haber-1554954" style="color: rgb(9, 9, 9); text-decoration: none; background-color: transparent; outline: none; cursor: pointer; transition: color 0.3s ease 0s; touch-action: manipulation; user-select: auto; box-sizing: border-box;" target="_blank">görüldü.</a>&nbsp;<a data-type="embed" fr-original-style="" href="https://twitter.com/elifsudagezer/status/1498333553876246535" rel="noopener noreferrer" style="color: rgb(9, 9, 9); text-decoration: none; background-color: transparent; outline: none; cursor: pointer; transition: color 0.3s ease 0s; touch-action: manipulation; user-select: auto; box-sizing: border-box;" target="_blank"><img src="https://embed.apos.to/assets/2022/2/2022-03-08T14:14:24.790Z.png" style="display: block; vertical-align: top; margin: 5px auto; text-align: center; width: 100%; max-width: 550px; border-style: none; position: relative; cursor: pointer; padding: 0px 1px; box-sizing: border-box;" fr-original-style="display: block; vertical-align: top; margin: 5px auto; text-align: center; width: 100%; max-width: 550px;" fr-original-class="fr-draggable"></a><ul fr-original-style="padding-inline-start: 20px;" style="padding-inline-start: 20px; margin-top: 0px; margin-bottom: 1em; list-style-position: inside; box-sizing: border-box;"><li fr-original-style="" style="box-sizing: border-box;">Tepkiler:&nbsp;Etiketlemenin ardından açıklama yapan Sputnik Türkiye, Twitter’ın bu hamlesini "cadı avı" olarak <a fr-original-style="" href="https://www.birgun.net/haber/twitter-gazetecileri-rusya-devletine-bagli-medya-diyerek-etiketledi-378909" style="color: rgb(9, 9, 9); text-decoration: none; background-color: transparent; outline: none; cursor: pointer; transition: color 0.3s ease 0s; touch-action: manipulation; user-select: auto; box-sizing: border-box;" target="_blank">nitelendirdi.</a> Çağdaş Gazeteciler Derneği (ÇGD) Twitter'ı kınadığını bildirerek "Olağanüstü zor şartlarda gazeteciliğin yapıldığı savaş günlerinde, bu tür kararlar 'barış' taraftarlığı değil zaten kirli olan savaşın daha da kirli yollarla sürdürülmesinden başka bir şey değildir." dedi ve uygulamaya derhâl son verilmesi çağrısında bulundu. DİSK Basın-İş açıklamasında "Twitter'ı gazetecileri fişleme ve hedef göstermekten vazgeçmeye çağırıyoruz!" ifadelerini kullandı.</li></ul>Twitter bu uygulamanın ardından aynı kuruluşlar hakkında bir yaptırım kararı daha alarak bu haber sitelerinin Twitter hesaplarından paylaşılan tweetlerin bir başka kullanıcı tarafından paylaşılması hâlinde bu tweetlerin de görünürlüğünü azaltacağını bildirdi.&nbsp;<h2 fr-original-style="" style="margin: 0px; color: rgba(0, 0, 0, 0.85); font-weight: 500; padding: 0px; box-sizing: border-box;">Twitter neye göre etiketliyor?&nbsp;</h2>Twitter'ın etiket hakkındaki bilgilendirmesinde "devlete bağlı medya" etiketi şöyle <a fr-original-style="" href="https://help.twitter.com/tr/rules-and-policies/state-affiliated" rel="noopener noreferrer" style="color: rgb(9, 9, 9); text-decoration: none; background-color: transparent; outline: none; cursor: pointer; transition: color 0.3s ease 0s; touch-action: manipulation; user-select: auto; box-sizing: border-box;" target="_blank">tanımlanıyor:</a>&nbsp;<blockquote fr-original-style="" style="margin: 0px 0px 1em; border-left: 2px solid rgb(94, 53, 177); padding-left: 5px; box-sizing: border-box;">"Finansal kaynaklar, doğrudan veya dolaylı siyasi baskılar ve/veya üretim ve dağıtım üzerinde denetim aracılığıyla editoryal içerik üzerinde devletin kontrol sağladığı organlar olarak tanımlanır. Devlete bağlı medya kuruluşlarına, bu kuruluşların baş editörlerine ve/veya üst düzey çalışanlarına ait hesaplar işaretlenebilir."</blockquote>ABD merkezli sosyal medya şirketi, "Örneğin Birleşik Krallık'ta BBC ve ABD'de NPR gibi editoryal bağımsızlığa sahip devlet destekli medya kuruluşları, bu politikanın amaçlarına hitap eden devlete bağlı medya olarak tanımlanmamaktadır." ifadeleriyle medya şirketleri özelinde "editoryal bağımsızlığa göre değerlendirme yaptığını" ifade ediyor. Twitter bu etiketlerin kullanıldığı hesapların tweetlerinin önerilmediğini ve öne çıkarılmadığını da belirtiyor.&nbsp;<h2 fr-original-style="" style="margin: 0px; color: rgba(0, 0, 0, 0.85); font-weight: 500; padding: 0px; box-sizing: border-box;">"Gazeteciler hedef hâline geldi"</h2>Diken Gazetesi editörü Anıl Tuncer,&nbsp;yaklaşık 8 ay önce Sputnik'ten ayrılmasına rağmen Twitter tarafından etiketlendiğini ve bunun tamamen haksız bir uygulama olduğunu vurguluyor. Önce Twitter'a itiraz edeceğini ardından da hukuksal girişim başlatacağını belirten Tuncer durumu şöyle değerlendiriyor:&nbsp;<blockquote fr-original-style="" style="margin: 0px 0px 1em; border-left: 2px solid rgb(94, 53, 177); padding-left: 5px; box-sizing: border-box;"><div dir="auto" fr-original-style="" style="box-sizing: border-box;">"Maalesef Türkiye'deki gazeteciler fişlenmeye, hedef göstermeye 'aşina'. Tutuklamalar, saldırılar, RTÜK cezaları, gazetelere reklam yasakları… Şimdi de Twitter’ın gazetecileri etiketlemesi geldi. Pandemi döneminde halk sağlığı tehdit eden içerikler için harekete geçmeyen, nefret söylemlerini engellemekte aciz kalan sosyal medya uygulamaları Rusya-Ukrayna savaşıyla gazeteciler üzerine bir cadı avı başlattı. Gazetecilerin mesleklerini yapmalarına engel olan bu fişlemeler Twitter’ın kendi kurallarına da aykırı. Yani hukuken çok riskli bir alana kayılmış oldu. Bu 'özgürlük' naraları atmasına rağmen siteleri yasaklayan Avrupa Birliği için de geçerli. Ayrıca etiketleme hedef hâline getirmesi açısından bir güvenlik tehlikesi de yaratıyor. Daha önce Sputnik Türkiye'de çalışan gazetecilerin evleri 'sivil' kişilerce basılmıştı. Şu an bu noktaya varmasa da gazeteciler çevrimiçi taciz ve tehditlerin hedefi hâline geldi."</div></blockquote><h2 fr-original-style="" style="margin: 0px; color: rgba(0, 0, 0, 0.85); font-weight: 500; padding: 0px; box-sizing: border-box;">Dezenformasyona karşı bir önlem mi?&nbsp;</h2>Twitter'ın açıklamalarında, yönetiminin bağımsızlığı hakkında şüphe duyulan ülkelerin devletlerine bağlı medya kuruluşlarının etiketlenmesinin kullanıcıları, bu kanallar yoluyla yapılan haberlere karşı "uyarı" amacı taşıdığı yorumları da yapılıyor. Bu değerlendirme biçimi de Ukrayna'nın işgali gibi sıcak gelişmelerin her an söz konusu olduğu, aynı zamanda dezenformasyona müsait olan konularda önlem amaçlı kullanılan bir uygulama olarak karşımıza çıkıyor.Ancak başta Covid-19 olmak üzere birçok konuda dezenformasyonun sıklıkla devam ettiği birçok konuda ABD merkezli teknoloji şirketinin bu sıkı politikayı sürdürmüyor olması, Twitter'a yönelik eleştirilerin devam etmesine yol açıyor.&nbsp;&nbsp;

Twitter'ın Rusya devletine bağlı yayın kuruluşlarında çalışan gazetecilere "Rusya devletine bağlı medya" etiketi kullanması tepkilere yol açtı. 

Twitter etiketleri: Önlem mi, fişleme mi?

Diken’den Altan Sancar’ın haberine göre&nbsp;CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun geçtiğimiz haftalarda bürokratlara yönelik söylemleri, “talimatlara karşı direnç” geliştirdi. Habertürk yazarı Muharrem Sarıkaya’nın Kılıçdaroğlu’nun söylemlerinin bürokrasiyi etkilediğine dair haberinin ardından Sancar’a konuşan üst düzey bürokrat “Gelen talimatlar süzgeçten geçirilmeye başlandı, ya uygulanmıyor ya da zamana bırakılıyor”&nbsp;dedi.&nbsp;<ul fr-original-style="padding-inline-start: 20px;" style="padding-inline-start: 20px; margin-top: 0px; margin-bottom: 1em; list-style-position: inside; box-sizing: border-box;"><li dir="ltr" fr-original-style="" style="box-sizing: border-box;">Ne olmuştu?&nbsp;Kılıçdaroğlu bürokratlara seslenerek “Vazife namına mafyatik düzene hizmet etmeyin, pazartesi itibarıyla durun.” demiş, Cumhurbaşkanı Erdoğan da "Sen nasıl olur da bu ülkenin memurlarını tehdit edersin" diye tepki göstermişti.</li></ul>Hemen ardından:&nbsp;Cumhurbaşkanı Erdoğan geçtiğimiz hafta grup toplantısında Kılıçdaroğlu’na yönelik linç girişiminin görüntülerini paylaşmıştı. Bunun üzerine Kılıçdaroğlu ise önce sosyal medyadan yaptığı açıklamayla Erdoğan’ı tiye alarak “Sevgili Şahsım, görüyorum ki muhalefet olmayı iyice kabullenmişsin. 'Oynatalım Uğurcuğum' siyasetinde sana başarılar diliyorum" dedi. Partisinin Genel Merkezi’nde de konuşan Kılıçdaroğlu, şunları söyledi:<blockquote fr-original-style="color: rgb(9, 9, 9); border-color: rgb(255, 206, 20); border-width: 4px; font-style: italic; padding-left: 10px;" style="color: rgb(9, 9, 9); border-color: rgb(255, 206, 20); border-width: 4px; font-style: italic; padding-left: 10px; margin: 0px 0px 1em; border-left-style: solid; box-sizing: border-box;">“Şahıs, bugünkü grup toplantısında uzun uzun benim videolarımı izlettirmiş. Aleni tehditler savurmuş adeta birilerine ‘Yarım kalan işi bitirin’ talimatı vermiş. İşte buradan söylüyorum: Ne senden ne senin şürekândan zerre kadar korkum yok. Sonuna kadar mücadele vereceğim. Bunu bilesin.”&nbsp;</blockquote><h2 dir="ltr" fr-original-style="" style="margin: 0px; color: rgba(0, 0, 0, 0.85); font-weight: 500; padding: 0px; box-sizing: border-box;">Durum ne?&nbsp;</h2>19 yıldır ülkeyi yöneten&nbsp;Cumhurbaşkanı Erdoğan ve ana muhalefet partisinin lideri Kılıçdaroğlu&nbsp;arasındaki sular uzun zamandır durulmuyor. Erken seçim tartışmaları döneminde iyice alevlenen bu tartışmalara her hafta yeni bir konu ekleniyor. Yakın zamandaki tartışmalarda kamuoyunun dikkatini çeken; tartışmaları artık Kılıçdaroğlu belirliyor, bunun yanında birçok tartışmada da&nbsp;son sözü Kılıçdaroğlu söylüyor.&nbsp;Ana muhalefet partisinin lideri, hükümete hiç olmadığı kadar gür bir sesle&nbsp;sesleniyor.&nbsp;<h2 dir="ltr" fr-original-style="" style="margin: 0px; color: rgba(0, 0, 0, 0.85); font-weight: 500; padding: 0px; box-sizing: border-box;">Peki bu nasıl başladı?&nbsp;</h2>Başlangıç aslında 19 yıllık iktidarın ardından gelen “değişim”&nbsp;isteğinde yatıyor; ancak bunun yanında iki esas neden de var: “Yerel seçim başarısı” ve “halkın yükselen sesi.”<h3 fr-original-style="" style="margin: 0px; color: rgba(0, 0, 0, 0.85); font-weight: 500; padding: 0px; box-sizing: border-box;">Yerel seçim başarısı&nbsp;</h3>2019 seçimlerinde 21 ilde belediye başkanlığı kazanan CHP, AK Parti’nin yönettiği İstanbul, Ankara, Antalya, Adana gibi nüfusun yoğun olduğu ve seçimler için “önemli” kabul edilen illeri de aldı. Özellikle İstanbul ve Ankara’nın ardından CHP’nin bu seçimlerde büyük başarı gösterdiği konuşuldu.<h3 fr-original-style="" style="margin: 0px; color: rgba(0, 0, 0, 0.85); font-weight: 500; padding: 0px; box-sizing: border-box;">Halkın yükselen sesi&nbsp;</h3>Gezi Parkı direnişiyle halk, uzun zamandır kullanamadığı protesto hakkını geri kazanmıştı. Geçen uzun sürenin ardından Kaz Dağları direnişiyle apaçık şekilde yeniden başlayan protestolar Boğaziçi Üniversitesi’ndeki gibi durmayan ve vazgeçilmeyen eylemlere dönüştü. Yangınların ve sellerin meydana geldiği dönemde halkın kolektif ve gürleşen sesi, Türkiye’deki her olay ve durumun bir şekilde siyasete bağlandığını gösterdi. Kadın hareketlerinin “Kadın cinayetleri politiktir”&nbsp;söylemi de bu durumun bir nevi sağlaması.Öğrencilerin, kadınların ve işçilerin yükselen sloganlarının ve renkli pankartlarının yanı sıra sosyal medyada da gördüğümüz sokak röportajları halkın sesini çıkarmaktan korkmadığını gösterdi. Özellikle “Z kuşağı” olarak adlandırılan gençlerin yetişkinlerle yaşadıkları tartışmalarda haklı çıkışları, işsizlerin ve emeklilerin meydanlarda bağırışları her hafta karşımıza çıkan yeni görüntülere dönüştü.<h2 dir="ltr" fr-original-style="" style="margin: 0px; color: rgba(0, 0, 0, 0.85); font-weight: 500; padding: 0px; box-sizing: border-box;">Domino etkisi&nbsp;</h2>Halkın korkusuzluğu siyasilerin yanı sıra iş dünyasını da etkiledi. Radikal seslenişler, yanlışları apaçık işaret etmeler gördük.&nbsp;<ul fr-original-style="padding-inline-start: 20px;" style="padding-inline-start: 20px; margin-top: 0px; margin-bottom: 1em; list-style-position: inside; box-sizing: border-box;"><li dir="ltr" fr-original-style="" style="box-sizing: border-box;">Ömer Koç:&nbsp;Koç Holding Yönetim Kurulu Başkanı Ömer M. Koç, iyice artan enflasyon baskısının halkı yorduğunu görmenin üzücü olduğu dile getirmişti.&nbsp;</li><li dir="ltr" fr-original-style="" style="box-sizing: border-box;">TÜSİAD:&nbsp;Geçtiğimiz haftalarda gerçekleştirilen TÜSİAD toplantısında da rapor sunumunda Türkiye hedeflerinde eşitlik, özgürlük ve gelir adaleti vurguları yer almıştı. TÜSİAD Başkanı Simone Kaslowski Türkiye'nin Dünya Adalet Projesi hukukun üstünlüğü endeksinde 139 ülke arasından 117'nci sırada olduğunu belirtmişti.</li></ul><h2 dir="ltr" fr-original-style="" style="margin: 0px; color: rgba(0, 0, 0, 0.85); font-weight: 500; padding: 0px; box-sizing: border-box;">Cesur muhalefet&nbsp;</h2>Halkın tepkisi muhalefetin dilini ve bakış açısını da geliştirdi. Özellikle CHP lideri Kılıçdaroğlu bu dönemde “doğru sorunları doğru zamanlarda” dile getirmeye yönelik bir iletişim stratejisi izledi. Yapıcı dili halka seslenişlerini yumuşatırken hükümete tepkileriyse bir adım daha sertleşti.<ul fr-original-style="padding-inline-start: 20px;" style="padding-inline-start: 20px; margin-top: 0px; margin-bottom: 1em; list-style-position: inside; box-sizing: border-box;"><li dir="ltr" fr-original-style="" style="box-sizing: border-box;">Enflasyon çıkışı:&nbsp;TÜİK’in enflasyonu %19,89 olarak açıklamasının ardından Kılıçdaroğlu, “Halk çarşı pazarda gerçeği net görüyor. Gerçek enflasyon %40'ın üzerinde. Şahsım ve şürekası ülkeyi bitirmeye kararlı ama unuttukları bir şey var. Biz varız ve buradayız. Benim en önemli meselem halkımın sofrasıdır. Bazı önemli adımlar atacağız.” ifadeleriyle halka seslenmişti.&nbsp;</li><li dir="ltr" fr-original-style="" style="box-sizing: border-box;">Adaylık tartışması: Murat Yetkin’e cumhurbaşkanı adayı hakkında konuşan Kılıçdaroğlu,&nbsp;“Millet İttifakı’nın çatırdadığı”&nbsp;söylemlerine rağmen yaptığı açıklamada “Ben herkese aynı şeyi söylüyorum. Buna Millet İttifakı olarak karar vereceğiz.” dedi. Bu açıklama Kılıçdaroğlu’nun Millet İttifakı konusunda da yapıcı olduğu şeklinde değerlendirildi.&nbsp;</li></ul><h2 dir="ltr" fr-original-style="" style="margin: 0px; color: rgba(0, 0, 0, 0.85); font-weight: 500; padding: 0px; box-sizing: border-box;">CHP neden öne çıkıyor?&nbsp;</h2>Bunun nedeni diğer partilerin farklı çatışmalarının bulunması ve ana muhalefet partisinin söylemlerinin doğruluğu olarak değerlendiriliyor.&nbsp;İYİ Parti lideri Meral Akşener uzun süredir gerçekleştirdiği il ziyaretlerinde esnafın sorunlarını dinlemeye ve bunlara yönelik yapıcı çözümler bulmaya çalışıyordu; ancak bu hafta yaşanan “Kürdistan” meselesi nedeniyle tartışma konuları değişti. Meseleye HDP de dâhil olunca muhalefet kanadında ayrı bir çatışma izlendi.&nbsp;<ul fr-original-style="padding-inline-start: 20px;" style="padding-inline-start: 20px; margin-top: 0px; margin-bottom: 1em; list-style-position: inside; box-sizing: border-box;"><li dir="ltr" fr-original-style="" style="box-sizing: border-box;">Ne olmuştu?&nbsp;Akşener, Siirt ziyaretinde HDP çalışanının yanına gelip "Burası Kürdistan" dediğini ve bu durumda şaşırılacak bir şey olmadığını söyleyerek&nbsp;"Biz aylardır ne diyoruz? 'HDP'yi PKK yanında konumlandırıyoruz' diyoruz."&nbsp;diye konuşmuştu. HDP Eş Genel Başkanı Mithat Sancar da buna karşılık “HDP tam da halk içine konumlanmıştır” demişti.&nbsp;</li><li dir="ltr" fr-original-style="" style="box-sizing: border-box;">Mesajlar:&nbsp;Ayrıca Kılıçdaroğlu’nun grup toplantılarında ve sosyal medyada kullandığı yapıcı dilinin yanı sıra hükümete karşı kinayeli, eleştirel ve soru yöneltici söylemleri de “hesap sorma sırası geldi” mesajı barındırıyor. “Seçim öncesi bir dönemdeyken” bu söylemler “tam zamanında” olarak değerlendiriliyor.&nbsp;</li></ul><h2 dir="ltr" fr-original-style="" style="margin: 0px; color: rgba(0, 0, 0, 0.85); font-weight: 500; padding: 0px; box-sizing: border-box;">Hırçınlaşan hükümet&nbsp;</h2>CHP liderinin bu tavrına karşılık hükümetin ve MHP’nin söylemleri de bir o kadar sertleşmiş durumda. Öyle ki Erdoğan'ın Kılıçdaroğlu’na saldırı görüntülerini grup toplantısında göstermesinin bir nevi “Başladığınız işi bitirin”&nbsp;mesajı verdiği değerlendirilmiş ve CHP ile SHP’nin eski genel başkanları Erdoğan hakkında suç duyurusunda bulunmuştu. Ayrıca MHP lideri Bahçeli de grup toplantısında “Kılıçdaroğlu'na kim ne söylüyorsa komik duruma düşüyor. Zihinleri fukara akılları ukaladır.” diye seslenmişti.&nbsp;<h2 dir="ltr" fr-original-style="" style="margin: 0px; color: rgba(0, 0, 0, 0.85); font-weight: 500; padding: 0px; box-sizing: border-box;">CHP kabuğunu kırıyor mu?</h2>T24 yazarı Aydın Engin “25 Ekim'i 26 Ekim'e bağlayan gecede CHP” başlıklı yazısında CHP’nin tezkereye “hayır” oyu vermesini şöyle değerlendirdi:<blockquote fr-original-style="color: rgb(9, 9, 9); border-color: rgb(255, 206, 20); border-width: 4px; font-style: italic; padding-left: 10px;" style="color: rgb(9, 9, 9); border-color: rgb(255, 206, 20); border-width: 4px; font-style: italic; padding-left: 10px; margin: 0px 0px 1em; border-left-style: solid; box-sizing: border-box;">“Alın size bir soru: CHP, kabuğunu kırıyor mu? ... Sonucu CHP'nin kendini kuşatan, donduran, sosyal demokratlığına köstek olan "devlet partisi" saplantısından kurtuluşuna giden bir adım olarak değerlendirdim. Küçük ama büyük bir adım. Arkası gelir mi? Bu kalıcı bir çizgiye dönüşür mü? Sosyal demokrasinin temel ilkeleri CHP'ye egemen olur mu? Acele etmeyelim. Yoğurdu iyice üfleyelim. Ama CHP'nin böyle bir karara ulaşmasına da, böyle bir adım atmasına da sevinmekten çekinmeyelim.</blockquote>

Korku şarkıları susuyor mu?

2011 yılında dönemin Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından “Çılgın Proje” olarak duyurulan Kanal İstanbul hakkındaki tartışmalar, aradan geçen dokuz yılın ardından hâlâ çözülebilmiş değil. Geçtiğimiz hafta içinde İstanbul Büyükşehir Belediyesi Başkanı Ekrem İmamoğlu’na yönelik İçişleri Bakanlığı tarafından başlatılan soruşturmayla tartışmalı proje yeniden ülke gündemine oturdu.&nbsp;<figure class="image"><img src="https://images.aposto.com/images-2020-11-26T00:02:42.764Z.jpeg"><figcaption>Kaynak: Diken</figcaption></figure>&nbsp;<ul><li>Kanal İstanbul nedir? Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın “en büyük hayalim” olarak adlandırdığı Kanal İstanbul projesinin İstanbul’un Avrupa yakasında Karadeniz’i Marmara Denizi'ne bağlaması planlanıyor. Projenin güzergâhı Arnavutköy, Başakşehir, Avcılar ve Küçükçekmece ilçelerinin sınırları içerisinden geçecek. ÇED raporuna göre kanal, İstanbul Boğazı’na alternatif bir geçiş güzergâhı sunmanın yanı sıra, “Yeni Şehir” adı verilen Cumhuriyet tarihinde eşi görülmemiş boyutta bir imar projesine başlanması anlamına geliyor. Söz konusu yeni yerleşim alanı kanal boyunca toplamda 453 milyon metrekarelik alana yayılacak. Yeni Şehir yaklaşık iki milyon kişiye ev sahipliği <a target="_blank" rel="noopener noreferrer" href="https://link.apostonews.com/click?uri=aHR0cHM6Ly9saW5rLmFwb3N0b25ld3MuY29tL2NsaWNrP3N0b3J5PTVmYmVlZmU3NWJiNmI3MDAwODEwN2E0NyZ1c2VyPTVlNWJlYWEwMDhlZGE3NzU0MjFhZmY4ZiZhdXRob3I9NWYyYjE1YWE4NjljNzQwMDBkNzFiYmYwJnVybD1odHRwcyUyNTNBJTI1MkYlMjUyRnd3dy5ldnJlbnNlbC5uZXQlMjUyRmhhYmVyJTI1MkYzOTM5NzYlMjUyRmthbmFsLWlzdGFuYnVsLW5lZGlyLWdlcmVrY2VsZXJpLXZlLWl0aXJhemxhci1uZWxlci0xMC1zb3J1ZGEta2FuYWwtaXN0YW5idWw="">yapacak</a>. &nbsp;</li><li>Projenin maliyeti: Aynı rapora göre yedi yıllık inşaatın ardından tamamlanacak projenin 75 milyar lira maliyeti olması öngörülüyor. Bununla birlikte raporda yatırımın geri dönüş (amortisman) süresiyle ilgili herhangi bir veri yer almıyor. &nbsp;</li><li>İstanbul Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi Kamu Yönetimi ve Siyaset Bilimi Bölümü öğretim üyesi Doç. Dr. Pelin Giritlioğlu’nun rakamlarla ilgili yorumu ise şu şekilde: “Maliyeti 75 milyar lira deniliyor. Sadece 8 tane Boğaz Köprüsü’nden daha büyük köprü yapılacak. Üçüncü köprü maliyeti 2,5 milyar dolardı. Köprünün maliyeti en az yaklaşık 130 milyar TL <a target="_blank" rel="noopener noreferrer" href="https://link.apostonews.com/click?uri=aHR0cHM6Ly9saW5rLmFwb3N0b25ld3MuY29tL2NsaWNrP3N0b3J5PTVmYmVlZmU3NWJiNmI3MDAwODEwN2E0NyZ1c2VyPTVlNWJlYWEwMDhlZGE3NzU0MjFhZmY4ZiZhdXRob3I9NWYyYjE1YWE4NjljNzQwMDBkNzFiYmYwJnVybD1odHRwcyUyNTNBJTI1MkYlMjUyRnd3dy5kdy5jb20lMjUyRnRyJTI1MkY3LXNvcnVkYS1rYW5hbC1pc3RhbmJ1bCUyNTJGYS01MTk2MDIxNg=="">olacak</a>.” &nbsp;</li><li>İstanbul’un su kaynakları: Projeyle ilgili öne çıkan tartışmalardan biri de kanalın inşası hâlinde İstanbul’u besleyen su kaynaklarını nasıl etkileyeceği üzerine. İBB Başkanı İmamoğlu’nun konuyla ilgili ifadesi şu şekilde: "Kanal İstanbul projesinin %30 civarında su havzalarını yok edeceği, İstanbul için ne kadar gereksiz ve ne kadar riskli bir proje olduğunun da ayrı bir <a target="_blank" rel="noopener noreferrer" href="https://link.apostonews.com/click?uri=aHR0cHM6Ly9saW5rLmFwb3N0b25ld3MuY29tL2NsaWNrP3N0b3J5PTVmYmVlZmU3NWJiNmI3MDAwODEwN2E0NyZ1c2VyPTVlNWJlYWEwMDhlZGE3NzU0MjFhZmY4ZiZhdXRob3I9NWYyYjE1YWE4NjljNzQwMDBkNzFiYmYwJnVybD1odHRwcyUyNTNBJTI1MkYlMjUyRnd3dy5iYmMuY29tJTI1MkZ0dXJrY2UlMjUyRmhhYmVybGVyLXR1cmtpeWUtNTA2Mjk1Nzg="">ispatıdır</a>." &nbsp;</li><li>3 Aralık 2019 tarihinde DSİ tarafından iletilen rapor ise söz konusu endişeleri destekler nitelikte. Rapora göre projeyle Sazlıdere Baraj havzasının %60’a yakını yok olacak. Şehri besleyen su kaynaklarının yaklaşık %10’u ortadan <a target="_blank" rel="noopener noreferrer" href="https://link.apostonews.com/click?uri=aHR0cHM6Ly9saW5rLmFwb3N0b25ld3MuY29tL2NsaWNrP3N0b3J5PTVmYmVlZmU3NWJiNmI3MDAwODEwN2E0NyZ1c2VyPTVlNWJlYWEwMDhlZGE3NzU0MjFhZmY4ZiZhdXRob3I9NWYyYjE1YWE4NjljNzQwMDBkNzFiYmYwJnVybD1odHRwcyUyNTNBJTI1MkYlMjUyRnd3dy5ldnJlbnNlbC5uZXQlMjUyRmhhYmVyJTI1MkYzOTM5NzYlMjUyRmthbmFsLWlzdGFuYnVsLW5lZGlyLWdlcmVrY2VsZXJpLXZlLWl0aXJhemxhci1uZWxlci0xMC1zb3J1ZGEta2FuYWwtaXN0YW5idWw="">kalkacak</a>. &nbsp;</li><li>Boğaz trafiği: Projenin arkasındaki en güçlü argümanlardan biri kanal sayesinde boğazdaki gemi trafiğinin ve kaza riskinin azaltılacağı yönünde. Ancak, 2006’dan bu yana boğaz trafiğiyle ilgili yıllık verileri paylaşan Kıyı Emniyeti Genel Müdürlüğü'ne göre, söz konusu su yolu trafiği 2007’den beri düzenli olarak azalmakta ve geçtiğimiz 13 yılda can kaybıyla sonuçlanan kaza sayısı yalnızca bir. &nbsp;</li><li>Ya Kanal Ya İstanbul: Geçtiğimiz aralık ayında 15 maddelik bir itiraz gerekçesi hazırlayarak Kanal İstanbul karşıtı hareketin bayrak taşıyıcısı hâline gelen İmamoğlu, İstanbul’daki çeşitli üst geçitlere “Ya Kanal Ya İstanbul” sloganını taşıyan afişler astırmıştı. Söz konusu afişler valilik kararıyla ağustos ayında polis tarafından söküldü. &nbsp;</li><li>Ne oldu? 16 Kasım sabah saatlerinde Fox Tv’de yayınlanan Çalar Saat programına konuk olan İyi Parti lideri Meral Akşener, İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu’na Kanal İstanbul’a karşı çıktığı için soruşturma açıldığını ifade etti. Aynı günün takip eden saatlerinde İBB Sözcüsü Murat Ongun, Twitter üzerinden yaptığı açıklamada Akşener’in iddiasını doğruladı: "İBB Başkanımız Sayın Ekrem İmamoğlu hakkında açılan Kanal İstanbul soruşturması açıklaması doğrudur. T.C. İçişleri Bakanlığı Mülkiye Müfettişliği tarafından Sayın Ekrem İmamoğlu hakkında "Ya Kanal Ya İstanbul" "Kanal İstanbul’a Kimin İhtiyacı Var afişleriyle ilgili olarak inceleme başlatıldığı tebliğ <a target="_blank" rel="noopener noreferrer" href="https://link.apostonews.com/click?uri=aHR0cHM6Ly9saW5rLmFwb3N0b25ld3MuY29tL2NsaWNrP3N0b3J5PTVmYmVlZmU3NWJiNmI3MDAwODEwN2E0NyZ1c2VyPTVlNWJlYWEwMDhlZGE3NzU0MjFhZmY4ZiZhdXRob3I9NWYyYjE1YWE4NjljNzQwMDBkNzFiYmYwJnVybD1odHRwcyUyNTNBJTI1MkYlMjUyRnR3aXR0ZXIuY29tJTI1MkZNcnRfT25ndW4lMjUyRnN0YXR1cyUyNTJGMTMyODIzNzU5MDU2MzIxMzMxMiUyNTNGcmVmX3NyYyUyNTNEdHdzcmMlMjUyNTVFdGZ3JTI1MjU3Q3R3Y2FtcCUyNTI1NUV0d2VldGVtYmVkJTI1MjU3Q3R3dGVybSUyNTI1NUUxMzI4MjM3NTkwNTYzMjEzMzEyJTI1MjU3Q3R3Z3IlMjUyNTVFJTI1MjU3Q3R3Y29uJTI1MjU1RXMxXyUyNTI2YW1wJTI1M0JyZWZfdXJsJTI1M0RodHRwcyUyNTI1M0ElMjUyNTJGJTI1MjUyRnd3dy5kdy5jb20lMjUyNTJGdHIlMjUyNTJGaW1hbW9DNDlGbHVuYS1rYW5hbC1pc3RhbmJ1bC1zb3J1QzU5RnR1cm1hc0M0QjElMjUyNTJGYS01NTYxMjgzNA=="">edilmiştir</a>." &nbsp;</li><li>İçişleri Bakanlığı tarafından başlatılan soruşturma Anayasa’nın 104.,123. ve 127. maddelerine dayandırılmakta. Bu doğrultuda “İdarenin bütünlüğüne ve devlet politikasına, kamu kaynağı kullanılarak muhalefet edilmesinin mümkün olmadığı" gerekçesiyle İmamoğlu’ndan yazılı ifadesi istenmekte. İfadeyi takiben Bakanlık müfettişleri tarafından düzenlenecek raporda suç tespit edilirse İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’dan konuyla ilgili soruşturma izni istenecek.</li></ul>

Kanal İstanbul ile ilgili tartışmalar sürerken İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu'na kamu kaynaklarını kullanarak projeye karşı çıktığı gerekçesiyle soruşturma açıldı.

Diken ile ilgili hikayeler