aposto-logo
TR
TREN

Yeniyi keşfetmek ve ahengi desteklemek: Ön grup kültürü

Lokal konser mekânları hareketli programlar sunarken ana müzisyenlerden önce çalan ön gruplara pek rastlamaz olduk. Yoksa bu kültür eskide mi kaldı?

11 Eylül - O'art - Duende
O'art ile birlikte

Piksel. | O’art Yeni Medya Misafir Sanatçı Programı mezunlarından: Yumuşak Disiplin Yumuşak Disiplin Nedir? Odeabank ’ın sanat platformu O’art , yeni sezona Odeabank’ın 10. yıl özel projesi olan Piksel. | O’art Yeni Medya Misafir Sanatçı Programı mezunlarının karma sergisi Yumuşak Disiplin ’le merhaba diyor. Ekmel Ertan ve eser sahibi sanatçıların küratörlüğüyle gerçekleşen sergiye seni de bekliyorlar. Nerede ve ne zaman? 6 Ekim’e kadar her gün 10.00 - 19.00 saatleri arasında sergiyi Alan Kadıköy ’de ziyaret edebilirsin. Neden gitmeli? Yetenekleri ve biricik bakış açılarıyla kendi düşünme seanslarımıza kapı aralayan bu genç yeni medya sanatçıları; Beyza Dilem Topdal, Ceren Su Çelik, Eda Şarman, Gözde Betülay Yorulmaz, Xebat Bayram, Haluk Miraç Aykın, İmelda Kuyumcu, Naz Nar ve Yekateryna Grygorenko, sergide dijital sanat teknolojileriyle bedenlerimizin, zihnimizin ve toplumsal varlığımızın nasıl bir dönüşüme maruz kaldığını sorguluyorlar. Not almalı: Odeabank O’art ’ın 10 genç yeni medya sanatçısına toplamda 1 milyon TL eser üretim desteği verdiği 10. Yıla özel projesinin detaylarını buradan inceleyebilirsin. Sergide görüşürüz!

Daha fazlasını öğren

Duende

Duende

Her hafta sinema ve müzik evreninden söyleşiler, incelemeler, öneriler, podcast’ler ve keşif notları e-posta kutunda.

Müzik sektöründen pek çok arkadaşım “Mutlaka deneyimlemen lazım” dediğinden Coldplay konserini izlemek için Amsterdam’dayım. Bardaktan boşanırcasına yağmur yağarken Johan Cruyff Arena’ya girmek için sıradayım. Zaman çizelgesine göre opening acts, yani açılışı yapacak iki ismin ardından Coldplay’in performansı başlayacak. Coldplay, Music of the Spheres World Tour isimli turnesinin bugüne kadarki pek çok ayağında ya Griff'i ya da CHVRCHES’ı sahnesine konuk etti. Bunun dışında turne kapsamındaki ülkelerin lokal sanatçıları genellikle ön grup olarak listedeydi. Erken gittiğim stadyumda Griff ve Hollandalı Zoë Tauran’ı dinlemek zorundayım. 

Sağanak yağmur devam ederken önce fazlasıyla sıradan bir pop yapan Zoë Tauran çıktı. İkinci şarkıdan sonrasına katlanamadığımdan kulaklıklarımı takıp kendi seçtiğim şarkıyı dinlemeyi tercih ettim. Hemen ardından Disney şarkıları da söyleyen prenses elbiseli Griff ile yüz yüzeyim. Griff, şu an Britanya’nın en popüler genç yıldızı. Dua Lipa konserleri öncesinde de sahneye çıkıyor. Griff’in müziğini dinlemek de çok yorucu. Sahnedeki tek iyi an, Whitney Houston cover’ı I Wanna Dance With Somebody’yi söylediği dakikalar oldu. Sonunda yağmur da konser de son buldu. Sıra Coldplay’e geldi. Bu geçen sürenin “asıl hedefe ulaşmam için katlanmam gereken aşamalar mı yoksa keşfetmem gereken müzikler mi” olduğunu bir türlü çözemeyerek Coldplay başrollü geceme devam ettim. Ancak o gün bir kez daha ön grup yerleşiminin ne denli önemli olduğunu fark ettim.

Bir matematik işlemi olarak konser yapmak

Hollanda’dan ülkemize dönelim. Lokal organizasyonlarda ön gruplarda ne kadar yenilikçiyiz? Yeni isimlerin keşfedilmesini sağlıyor muyuz? Sanatçılarımız lokal yeteneklere turnelerinde el uzatıyor mu? Konser verecek ana ismin müzikal tutumuna göre uygun ön grup seçimi yapıyor muyuz? Ya da esas soru: Artan kur piyasasında yabancı bir müzisyeni ülkeye getirmek zaten yeterince zorken bütçeyi ayrıca bir grupla daha yükseltmek ne kadar doğru?

Artık konser yapmak birçok matematik işlemini de beraberinde getiriyor. O yüzden lokal sahnenin önemli müzik mekânları önümüzdeki sezonun programını taze taze açıklamışken ne yazık ki eskisi gibi bir ön grup ibaresine rastlamıyoruz. Özellikle de yurt dışından gelen grupların konserlerinde. Bu şu anlama geliyor: Ya son dakika karar verilen bir ön grup izleyeceğiz ya da herhangi bir DJ set ile kapı açılış sonrasındaki sessizlik bozulacak.

Oysa sahneyi gecenin başrolüne bırakmadan önce seyirciyi hazırlamak ve onların dikkatini çekmek oldukça önemli bir sorumluluk. Dünyaca ünlü birçok müzisyen, turneleri sırasında seçtikleri yeni isimleri seyirciye takdim ederek onları kendi seyircisine tanıtıyor. Şimdinin kitlelerini harekete geçiren birçok grubu emin olun ki bu adımlardan geçmiştir. Öte yandan bir konserin açılışını yapmak çok da riskli bir durum. Konserde güneş tepedeyken sahne almak ve başka bir grup için orada olan kalabalığa kendini ispat etmek, müzisyen egosu açısından zorlu durumlar. Bununla birlikte keşfedilmek için de ciddi bir fırsat.

Editors | Fotoğraf: Stefan Tivodar

Programlandırma ile ahenk yaratmak 

Türkiye’de gerçekleşen ve hafızamda kalan bazı konser anlarına götürmek isterim seni. 2006 yılındaki Rock’n Coke’ta Placebo öncesi sahne alan Editors, Türkiye’de o dönem çok da tanınan bir grup değildi. Kalabalık onları pek ciddiye almayınca sinirlenen Tom Smith, gitarını seyircinin üstüne atmıştı. Daha sonra yaptığım bir röportajda Smith, bu sinirinin ne kadar yersiz olduğundan bahsedip özür dilemişti. Dört büyüklerin çıktığı efsanevi Sonisphere’de erken saatte sahne alan Manowar’dan Joey DeMaio, Türkçe konuşarak “Bu festivale dört büyük grup geldi diyorlar. S...irin oradan. Ben burada tek büyük görüyorum: Manowar” deyip seyirciyi alevlendirmişti. Two Door Cinema Club konseri öncesi Metronomy’nin çıktığı ve ana grup gibi karşılandığı da olmuştu. Zıtlıklarla dolu konser anlarımın sayısı oldukça fazla. Çok büyük isimleri, çok büyük isimlerden önce izlediklerimin de...

Sahneye çıkan ön gruplar ne kadar ana grubun kitlesine hitap etmiyorsa izleyici de konsere o kadar geç gelmeyi tercih ediyor. Bu da kargaşa oluşturuyor ve sahneye odaklanmak bir o kadar zorlaşıyor. Yapılan etkinliğin bir sanat eseri olduğunu düşünmek lazım. “Küratör”, TDK’ye göre “müze, kütüphane, sergi ve benzerlerini yöneten ve etkinliklerini düzenleyen yetkili kimse” olarak tanımlanır. Bir festivalin ya da konserin programlandırmalarını yapanlar bu görevi üstlenen kişiler değil midir? Konser için verilen kapı açılış saatinden itibaren gelen kitle bir ahenk içinde kalmalı, ta ki ana isim performansını bitirip alandan ayrılana kadar.

Büyük Ev Ablukada | Fotoğraf: Mete Kaan Özdilek

Ön grup ve kitle ilişkisi

Yakın zamana gelelim. Bu yaz Gezgin Salon Festivali’nde Jon Hopkins’i izlemek için Parkorman’da yerini alanlardanım. Bir festival olduğundan müzik çeşitliliği tabii ki önemli. Bu yüzden Hopkins öncesi kendisinden farklı müzik yapan Büyük Ev Ablukada’nın sahnede olması oldukça doğal. Büyük Ev Ablukada, görkemli ve eğlenceli bir sahne performansı sergiledi ancak Jom Hopkins’in seti öncesi tüm enerjiyi emip başrolden çaldı. Bir bakıma büyük bir başarı! Geriye Hopkins’in karanlık ve bir o kadar da sert setine tutunmaya çalışan bir topluluk kaldı.

Bu sefer Zorlu PSM’deki Foals konseri öncesi mekânın amfisindeyim. Zorlu PSM, amfiyi de bir sahne olarak görüp burada çok güzel etkinliklere imza atıyor. Foals öncesi amfide seyirciyi ısındırmak için Kırık Pena adlı grup çaldı. Amfi, Zorlu PSM’de insanların sosyalleştiği, aynı zamanda da dinlendiği bir alan. Fakat Kırık Pena konserinde ses fazla yüksek, grup hazırlıksız. Müzikleri de Foals ile alakasız. En önemlisi orada olanlar bu ismi keşfetmek yerine katlanmak zorunda. “Grup, mekânın Stüdyo sahnesinde çalsa ve müziklerini merak eden kitleye -tercihleri doğrultusunda- orada konser verse daha iyi olmaz mı?” diye düşünmeden edemedim.  Öte yandan Foals sonrası aynı alanda DJ setinin başına geçen Yes, Indied!, az önce konserden çıkan kitleyi hedef alan bir eğlence sundu. Bu da doğru bir programlandırmanın göstergesi.

She Past Away | Kaynak: concerts50

Aynı şekilde yine bu yaz cold wave müzik yapan Molchat Doma konseri öncesi, yine amfideki bir DJ’den pop-disko karışımı ve o konseri izleyecek kitleye hitap etmeyen bir set dinledim. She Past Away, Yunanistan’da The Sisters of Mercy öncesi çalarken kendi turnesinde yeni nesil dark wave gruplara yer veriyor. Mesela neden onları bu konser öncesi izleyemiyoruz?

Ayrıca geçen hafta Zorlu PSM’deki She Wants Revenge konseri öncesi lokal sahnenin yeni isimlerinden Yangın sahne aldı. Şarkılarının canlı versiyonları, ana grubu dinleyecek kitleyle ters düşmeyecek bir çizgideydi. Bu sayede o gece hem sevdiğim bir grubu dinledim hem de lokal sahneden yepyeni bir proje keşfetmiş oldum. 

Programlamadan bağımsız, yerli sahnede de bu yaz iki güzel hamle geldi. Sertab Erener, bazı performanslarında ön isim olarak Selin’i takdim etti ve dinleyicisine tanıttı. Kalben de mini turnesinde ön grup olarak Tendertwin’i kitlesine sundu ve keşfedilmesine destek verdi.

Canlı müzik endüstrisi hâlâ pandemi ve sonrasında oluşan ekonomik yaraları sarmakla meşgul. Bu durum maalesef zaman zaman ön grupları arka plana atabiliyor. Oysa bu endüstri bir kültür ürünü pazarlamanın dışında, seyircisine unutulmaz deneyimler yaşatırken yeniyi keşfetmesi için de fırsatlar sunuyor. Yolun başındaki grupları doğru zamanda doğru kitleyle buluşturduklarında yartacakları ufak bir kıvılcımı kocaman bir aleve çevirebilme gücüne sahipler. Bu gelenek zincirini her ne kadar şartlar zor olsa da korumak oldukça önemli.

Hikâyeyi paylaşmak için:

Kaydet

Okuma listesine ekle

Paylaş

Duende

Duende

Her hafta sinema ve müzik evreninden söyleşiler, incelemeler, öneriler, podcast’ler ve keşif notları e-posta kutunda.

İLGİLİ BAŞLIKLAR

ön grup

grup

Coldplay

Amsterdam

Johan Cruyff

Zoë Tauran

Dua Lipa

Whitney Houston

Hollanda

NEREDE YAYIMLANDI?

DuendeDuende

BÜLTEN SAYISI

🎤 Ön grup kültürü, James Blake'in döngüsü

Konserlerde yeniyi keşfetmek ve ahengi desteklemek için önemli bir yere sahip ön grup kültürü değişiyor mu? James Blake, yeni albümünde bir döngüyü tamamlıyor ve yeniden dans sahnesine sızıyor.

11 Eyl 2023

O'art ile birlikte
Fotoğraf: Thibaut Grevet

YAZARLAR

Eda Solmaz

Duende yazarı

Duende

Her hafta sinema ve müzik evreninden söyleşiler, incelemeler, öneriler, podcast’ler ve keşif notları e-posta kutunda.

İLGİLİ OKUMALAR

;