Berrak zihinler için yalın, zengin, bağımsız bir Türkçe dijital medya üyeliği.
Ücretsiz Kaydol →Suha Çalkıvik
Seslendirme sanatçısı, öğretim görevlisi ve İTÜ Radyosu'nun Yayın Koordinatörü. Uzun yıllar TRT’de dublaj sanatçısı olarak çalışan Çalkıvik, NTV haber kanalının kuruluşundan itibaren tanıtımlarını seslendirdi. 1992'den beri İTÜ’de öğretim görevlisi olarak çalışıyor; #tarih dergisinin Türkçe köşesini yazıyor.
Bir metinde anlam bakımından çelişen, birbirini tutmayan sözler bulunması, okuyucuları şaşırttığı gibi, dil bilgisi bakımından yazara olan güven duygusunu da azaltır. Dilin hızla kirletildiği medya düzeninde, radyo ve televizyon kanalları arasında dolaşırken kulağımıza yansıyan çelişkili ifadeler...
Anlamlarının aynı olduğunu sandığımız sözcüklerin çoğu defa kullanım yerleri farklı olabilir. Söz gelişi “baş-kafa-kelle” sözcükleri aynı anlamda görünürler ama aynı yerlerde kullanılamazlar. Pazardan üç “baş” sarımsak alırız, golü “kafayla” atarız, pişmiş “kelle” gibi sırıtırız.
Cellat/kurban ilişkisi üzerine hayli sert bir dili olan iki kişilik, yüksek tempolu bir oyun: “DIKŞIN: Büyük Şans”.
TBMM’de kabul edilen yeni Öğretmenlik Meslek Kanunu’na göre, öğrencilerle iletişiminde sokak ağzı ya da argo kullanan öğretmenlere maaşlarından kesme cezası verilecek. Peki sokak dili nedir, zararları nelerdir?
Ödenekli tiyatroların çivisinin çıkartıldığı bir dönemde Macbeth, günümüzün Türkiye’sine en iyi ayna tutabilecek oyun metni.
Yazım kurallarına uymanın ve dilimize saygının bir gereği olarak büyük harflerin kullanıldığı yerlere elbette özen göstermeliyiz. Öte yandan edebiyat dünyasının bazı usta kalemleri ve reklam dünyasının yaratıcı sözcük cambazları küçük harflere tutkuyla bağlılar.
"Gerçekleşmek" eylemi son yıllarda anlam koşulu aranmaksızın neredeyse her yüklemde yerli yersiz kullanılıyor. Öyle ki yakında birileri, “Haber cümlelerinde bundan sonra yüklem olarak yalnızca ‘gerçekleşmek’ veya ‘gerçekleştirmek’ eylemi kullanılacak, öteki Türkçe fiillerin tamamı imha edildi” diyecek.
Bir araştırmaya göre insanların çoğu ölümden çok, topluluk önünde konuşma yapmaktan korkuyor. Bunun nedenlerinden biri eğitim sistemimizin "düzgün ve doğru söz söyleme" konusu üzerinde hiç durmamasıysa biri de buna alışık olmayışımız. Peki bu korkunun üstesinden gelmenin yolları neler?
Son yıllarda hakaret suçu ile kaba ve nezaket dışı seslenişler karıştırıldığı gibi, neyin eleştiri neyin hakaret olduğu da birbirine geçmiş durumda. Argo, dijital şiddet, hakaret, nezaketsizlik, beddua ve eleştiriyi ayıran sınırlar nasıl çiziliyor?
Türkçede kök hecedeki “kapalı e” sorunu üzerindeki tartışmalar 15. yüzyıl şairi ve dil bilimci Ali Şîr Nevaî’ye kadar uzanır. Türkçenin kökenleri üzerine çalışan bazı akademisyenler, “kapalı e”den Türkçenin dokuzuncu ünlüsü diye söz ederler. Ancak bu yüzyıllar boyunca e’leri aça aça “eanflasyon” deme sorunumuzu çözebilmiş değiliz.