Dünya

Dünya gündeminden son bir haftada öne çıkan gelişmeler.

26 Hikâye

İsrail, terörle ilişkili 189 Binance hesabına el koydu

Reuters, İsrail Ulusal Terör Finansmanıyla Mücadele Bürosu'nun ( NBCTF ) web sitesinde yer alan belgelere göre, İsrail, 2021'den bu yana kripto borsası Binance'de İslam Devleti ile bağlantılı olduğu ifade edilen iki hesap ve Hamas grubuyla bağlantılı Filistin merkezli firmalara ait olduğu belirtilen düzinelerce hesap da dahil olmak üzere 189 kripto hesabına el koyduğunu bildirdi. Yapılan açıklamada, 12 Ocak'ta el konulan iki Binance hesabı ve içeriklerine el koyma işleminin, İslam Devleti'nin "faaliyetlerini engellemek" ve "hedeflerini ilerletme kabiliyetini zayıflatmak" amacıyla gerçekleştirildiği ifade edildi. Öte yandan, ele geçirilen kripto hesaplarının değeri ya da hesapların İslam Devleti ile bağlantısının ne olduğuna ilişkin herhangi bir ayrıntı verilmedi. Geniş açı: Durumun ortaya çıkmasının ardından konuya ilişkin açıklamada bulunan Binance, Reuters'ın "kritik gerçekleri kasıtlı olarak atladığını" söyledi. Borsanın el konulan hesaplar konusunda "uluslararası terörle mücadele yetkilileriyle yakın bir şekilde çalıştığını" belirten Binance, "Makalede bahsedilen belirli kuruluşlarla ilgili olarak, kötü aktörlerin suç işletmelerinin adları altında hesap kaydetmediklerini açıklığa kavuşturmak önemlidir," açıklamasında bulundu. NBCTF belgesine göre, İsrail tarafından ele geçirilen İslam Devleti bağlantılı iki Binance hesabının sahibinin Osama Abuobayda adında 28 yaşında bir Filistinli olduğu belirtiliyor. Bununla birlikte, Aralık 2021'den beri el konulan 189 Binance hesabının neredeyse tamamının, Gazze'yi yöneten Hamas'ın fon transferine karıştıkları iddiasıyla İsrail tarafından "terör örgütü" olarak tanımlan Filistinli üç döviz firmasına ait olduğu aktarılıyor. Buna göre, isimlerinin Al Mutahadun For Exchange, Dubai Company for Exhange ve Al Wefaq Co. for Exchange olduğu ve "terör örgütlerinin" malı olduğu belirtilen söz konusu üç şirkete ait 80'i aşkın Binance hesabından 137 bin 870 dolar değerinde kripto ele geçirildiği kaydediliyor. Yasa: İsrail yasalarına göre, ülkenin savunma bakanı, bakanlığın terörle ilgili olduğunu düşündüğü varlıklara el konulması ve müsadere edilmesi emri verme yetkisine sahip. Binance'in web sitesinde yer alan bilgilere göreyse, dünyanın lider kripto borası, hükümetlerden ve kolluk kuvvetlerinden gelen bilgi ve talepleri duruma göre incelediğini ve yasal olarak gerekli olan bilgileri açıkladığını belirtiyor. Bununla birlikte, konuya ilişkin açıklamasında Binance, borsanın politika ve süraçlerinin Avrupa Birliği'nin kara para aklamayı önleme ve terörle mücadele finansmanı gerekliliklerine uygun olduğunu kaydediyor. Neden önemli: Dünya genelinde düzenleyiciler, kara para aklamadan terörizm finansmanına kadar yasadışı faaliyetleri önlemek için uzun süredir kripto borsaları üzerinde daha sıkı kontroller uygulanması için çağrıda bulunuyor. İsrail'in NBCTF'i tarafından yapılan el koymalar ise hükümetlerin yasadışı faaliyetleri önleme çabalarında kripto şirketlerini nasıl hedef aldığının altını çiziyor. Reuters geçen yıl yaptığı bir dizi araştırmada Binance'in kara para aklamayı önleme kontrollerini kasıtlı olarak zayıf tuttuğunu bildirmişti. Buna göre, Reuters, Binance'in 2017'den bu yana ABD yaptırımlarından kaçmak isteyen suçlular ve şirketler için 10 milyar doların üzerinde ödeme gerçekleştirdiğini söylerken Binance, yasadışı fon hesaplamalarının yanlış olduğunu ve uyumluluk kontrollerine ilişkin açıklamaların "modasının geçmiş" olduğunu belirterek makalelere itiraz etmişti. Kim: Irak'taki iç savaşın ardından Suriye'de ortaya çıkan ve 2014 yılında geri püskürtülmeden önce Irak ve Suriye'nin üçte birini kontrol eden İslam Devleti, günümüzde isyancı saldırılarını sürdürüyor. Geçtiğimiz yıl ABD Hazinesi tarafından yayımlanan bir rapora göre, İslam Devleti'nin kripto bağışları aldığı; bu bağışların daha sonra nakde çevrilerek kripto ticaret platformları aracılığıyla fonlara eriştiği ifade ediliyor. Öte yandan, raporda, söz konusu platformların hangileri olduğuna ilişkin bir bilgi yer almıyor.

İsrail, terörle ilişkili 189 Binance hesabına el koydu

Mayıs 9, 2023

·

Makale

Tahıl koridoru fiilen durdu

Ukrayna Altyapı Bakanlığı, Rusya’nın Karadeniz’de bekleyen tahıl gemileri için gerekli işlemleri yapmadığı nı ve tahıl koridoru anlaşmasını fiilen durdurduğunu duyurdu. Ukrayna tarafı, 90 geminin ülkemizde beklediğini açıkladı. 💉 Hatırlatma dozu: Moskova yönetimi mart ayında 120 gün uzatılması beklenen tahıl koridoru anlaşmasını yalnızca 60 gün süreyle uzatmış ve bu süre içinde anlaşmanın devamına ilişkin sorunların çözülmesini istemişti. Anlaşma uzatım konusunda uzlaşı sağlanamaması halinde 18 Mayıs tarihinde sona erecek. 5 Mayıs tarihinde Türkiye, Rusya, Ukrayna ve Birleşmiş Milletler temsilcileri bir araya gelerek teknik bir toplantı gerçekleştirmişti. Toplantı sonrasında bir açıklama yapılmamıştı. Toplantı ilk olarak bakan yardımcısı düzeyinde kurgulanmış ancak sonrasında teknik toplantıya evrilmişti. ➕ Ayrıca: Avrupa Birliği’nin Rusya’ya karşı 11. yaptırım paketi üzerinde çalıştığı haberleştirildi. Hazırlanan taslak metnin Çarşamba günü büyükelçiler tarafından detaylı bir şekilde tartışılması bekleniyor. Yaptırım paketinin, halihazırda kapsam dahilinde olan bazı ürünlerin farklı kanallarla Rusya’ya giriş yapmasını engellemeyi hedeflediği düşünülüyor.

Tahıl koridoru fiilen durdu

Mayıs 9, 2023

·

Makale

Goldman'ın BoE tahmini

Goldman Sachs , Birleşik Krallık Merkez Bankası'nın (Bank of England) faiz patikası üzerine yayımladığı tahmininde, bankanın politika faizini yaz aylarına kadar her toplantıda 25 baz puan olmak üzere toplamda 75 baz puan daha artırarak %5'e çıkarmasını beklediğini açıkladı. Beklentinin sebebi olarak ise ülkede hâlâ çift hanelerde seyretmekte olan manşet enflasyonun bankanın %2 olan hedefinden uzaklığı gösterildi. 💾 Cep bilgisi: Birleşik Krallık'ta manşet enflasyon mart ayında yıllık bazda %10,1 ile beklentilerin üzerinde gerçekleşmiş ve ülkenin çift haneli enflasyon trendinden çıkması konusundaki beklentileri boşa çıkarmıştı. 💉 Hatırlatma dozu: BoE politika faizini şu anda %4,25 seviyesinde tutuyor olsa da bankanın bu hafta perşembe günü düzenlenecek olan toplantıda faizleri 25 baz puan artırarak %4,5'e yükseltmesine kesin gözüyle bakılıyor.

Goldman'ın BoE tahmini

Mayıs 9, 2023

·

Makale

F1 pilotu Charles Leclerc, Spotify'da ikinci single’nı yayınladı.

Ferrari pilotu Charles Leclerc, Spotify'da ikinci single’nı yayınladı. Geçtiğimiz haftalarda "AUS23 (1:1)" parçasını yayınlayarak müzik endüstrisine başarılı bir giriş yapan Charles Leclerc, Miami GP’sinin ardından “MIA23 (1:2)” adlı parçasını yayınlandı. Bir adım geriden: Leclerc "AUS23 (1:1)" adlı parçasının Avustralya Grand Prix'si için kaydedilip Spotify'da yayınlanmıştı. Spotify Charles Leclerc "AUS23 (1:1)" adında dört dakikalık bir piyano parçası yayınladı. Leclerc, uzun süredir piyano çalıyor ve Instagram hesabında düzenli olarak paylaşımlar yapıyor. Şarkı piyasaya sürülmesiyle birlikte birçok iTunes listesinde hızla ilk 10'a yükselmesiyle dikkat çekti. "AUS23 (1:1)" ile müzik listelerinde ilk on içinde olduğunu öğrenen Leclerc: Bu delilik. Bu kadar çok insanın şarkımı dinlemesine tamamen şaşırdım. Elbette bir Formula 1 pilotunun Spotify'a aniden müzik koymasının tamamen gözden kaçmayacağını biliyordum ama bu kadar başarılı olmasını beklemiyordum. Ama ben hala tam zamanlı bir yarışçıyım ve sadece bir hobi müzisyeniyim. Müzikteki rol modeli olarak Hans Zimmer'ın gösteren Ferrari pilotunun müzisyenlik hakkındaki fikirleri: “Kendimi hiçbir şekilde sanatçı olarak tanımlamaya cesaret edemiyorum. O zamanlar bildiğiniz gibi piyano çalmayı çok seviyorum. İlk şarkım böyle doğdu.” “Sizinle piyanoda yapılmış bir parçayı paylaşmaktan heyecan duyuyorum. Bu üzerinde çalıştığım bir projeydi, müzik tutkumdan ve yarışlardan uzaklaşma ya da bir GP ile diğeri arasında kalma isteğimden doğmuştu. Bu parçayı Avustralya GP'sinde oluşturdum ve bu yüzden adı AUS23 (1:1). Bunun yarış dünyasıyla güzel bir bağlantı olduğunu düşündüm.”

F1 pilotu Charles Leclerc, Spotify'da ikinci single’nı yayınladı.

Mayıs 8, 2023

·

Makale

KPMG: “Tedarik zincirinde aksaklıklar 2023'te devam edecek”

KPMG'nin The supply chain trends shaking up 2023 raporuna göre; jeopolitik anlaşmazlıklar, enflasyonist baskılar, resesyon ortamı, iklim değişikliği ve ilgili düzenlemelerle tedarik zinciri operasyonlarındaki aksaklıkların 2023 yılında da devam edeceği öngörülüyor. İşbirliğinde çekimser tavır: Jeopolitik gerilimlerle, uluslar artık işbirliği konusunda daha şüpheci davranıyor. Ana ticaret yollarında yaşanabilecek potansiyel aksaklıklar söz konusu olduğunda, sektör liderleri hammadde tedariki ve imalatında kendi kendine yetmenin bir yolunu arıyor. Buna ek olarak ülkeler, hammadde tedarikinin görece güvenli bir alternatifi olan, coğrafi olarak yakın ülkelerle –nearshoring– ilişkileri kurmaya çalışıyorlar. Teknoloji: Tedarik zinciri planlama olgunluğunu, depo ve operasyonel görevlerin otomasyonunu artırmak, gelişmiş görünürlük oluşturmak için daha iyi uçtan uca tedarik zinciri analitiği toplamak gibi hedeflerle daha fazla yatırım yapılması muhtemel. Buna ek olarak, Teknolojik adaptasyonu artan her alanda olduğu gibi, tedarik zincirleri söz konusu olduğunda da güvenlik açıkları artıyor. Hammaddeye erişim: Kurum ve şirketler üretim için kritik girdilere, yedek parçalara ve bakım kalemlerine sınırlı erişimle karşı karşıya kalabilir. Temel emtia fiyatları ve bunların bulunabilirliği dalgalanabilir. 2023'teki bir diğer faktörün online perakende üretiminin artan etkisi olması muhtemel. Enerji maliyetleri ve temel girdi fiyatlarındaki artış üretimi zorlaştırmayı sürdürüyor. Bu nedenle, üretim operasyonları olan küresel şirketler karbon ayak izlerini yeniden değerlendirebilir. Kilit soru: Kuruluşlar yeni tedarik zincirleri mi kurmalı, yoksa üretimi mevcut kapasiteye sahip diğer pazarlara mı yönlendirmeli? Sonuç olarak: Gelecekteki aksaklıklarla mücadele etmek ve yeni değişikliklere hızlaca uyum sağlamak için esnek tedarik zincirleri oluşturmak, bu risklerin üstesinden gelmeye yardımcı olmakta kilit önem taşıyacaktır. KPMG analistlerine göre ; tedarik zincirlerinin kesintiye uğraması kalıcı bir durum; sofistike planlama yeteneklerine ve çevikliğe sahip olmak, hem riskleri ve kırılganlık alanlarını azaltmanın hem de normalde faydaya dönüştürülmesi zor olan fırsatları değerlendirmenin anahtarı olacak.

KPMG: “Tedarik zincirinde aksaklıklar 2023'te devam edecek”

Mayıs 10, 2023

·

Makale

Samsung, çalışanlarının yapay zeka araçlarını kullanmasını yasakladı

Samsung Electronics , çalışanlarının ChatGPT gibi popüler yapay zeka araçlarını kullanmasını "geçici" olarak yasakladı. Buna göre, yasaklama kararının, çalışanların platforma hassas kodlar yüklediğinin tespit edilmesi üzerine alındığı; gerekli önlemler alındıktan ve yapay zekanın güvenli bir şekilde kullanılmasını mümkün kılan bir ortam hazırlandıktan sonra çalışanların tekrara bu teknolojiden faydalanabileceği ifade edildi. Geniş açı: Güney Kore merkezli teknoloji devinin, Google Bard ve Bing gibi yapay zeka platformlarına iletilen verilerin harici sunucularda depolanmasını, geri alınmasını ve silinmesinin daha zor bir hâle gelmesinden ve bu verilerin diğer kullanıcılara ifşa edilmesinden endişe duyduğu aktarılıyor. Buna göre, konuya ilişkin olarak çalışanlarına yaptığı açıklamada Samsung'un, jeneratif yapay zeka hizmetlerine olan ilginin hem şirket içi hem de şirket dışında arttığını belirterek "Bu ilgi, bu platformların kullanışlılığına ve verimliliğine odaklanırken, üretken yapay zekanın sunduğu güvenlik riskleriyle ilgili endişeler de artıyor." dediği ifade ediliyor. ChatGPT ve diğer araçları kişisel cihazlarında kullanan çalışanlarından, fikri mülkiyet haklarını açığa çıkarabilecek şirketle ilgili herhangi bir bilgi veya kişisel veri göndermemelerini talep eden Samsung, yeni politikaların ihlal edilmesinin işten atılmayla sonuçlanabileceği konusunda da uyarıda bulunuyor. Dahası: Samsung'un yeni kuralları, şirkete ait bilgisayar, tablet ve telefonların yanı sıra şirket içi ağlarda da üretken yapay zeka sistemlerinin kullanılmasını yasaklıyor. Ancak, bu kurallar şirketin ürettiği Android akıllı telefonlar ve Windows dizüstü bilgisayarları kapsamıyor. Bir adım geriden: Samsung, geçtiğimiz ay yapay zeka araçlarının şirket içinde kullanımına yönelik bir anket düzenlemiş; ankete katılanların %65'i bu tür hizmetlerin güvenlik riski oluşturduğunu düşündüğünü belirtmişti. Bununla birlikte, Nisan ayı başında Samsung mühendislerinin dahili kaynak kodunu ChatGPT'ye yükleyerek yanlışlıkla sızdırdıkları bildirilmişti. Öte yandan: Samsung, yapay zeka teknolojinin yol açabileceği güvenlik sorunlarına ilişkin endişelerini dile getiren en son büyük şirketi oldu. OpenAI tarafından geliştirilen ChatGPT'nin kullanıma açılmasını takiben yapay zekaya olan ilginin artmasından sadece birkaç ay sonra JPMorgan Chase & Co., Bank of America ve Citigroup gibi bazı Wall Street bankaları bu teknolojinin kullanımını yasaklamış; İtalya ise geçtiğimiz hafta alınan yeni bir karara kadar ChatGPT'yi ülkede engellemişti.

Samsung, çalışanlarının yapay zeka araçlarını kullanmasını yasakladı

Mayıs 8, 2023

·

Makale

2027'ye kadar 83 milyon kişilik iş ortadan kalkacak

Dünya Ekonomik Forumu (WEF), yayımladığı 1 Mayıs tarihli " İşlerin Geleceği " raporunda, gelecek 4 yıl içinde var olan işlerin dörtte birine yakınının değişmesi beklediğini belirtti. Rapor, 11 milyonu aşkın işçinin çalıştığı yaklaşık 800 şirketten alınan bilgilerle hazırlandı. 🔍 Detaylar: İşverenler önümüzdeki beş yıl içinde işgücü piyasasında %23'lük bir yapısal değişim öngörüyor; bu, yeni eklenen işler ile azalan ve yok olan işlerin toplamından oluşan bir bozulma ölçüsü olarak yorumlanabilir. 2027'de 69 milyon yeni iş ortaya çıkmış olması beklenirken, 83 milyon kişilik iş ortadan kalkacak. Bu, dünya genelinde istihdamın %2 azalması –bir diğer ifadeyle 14 milyonluk net azalma– anlamına geliyor. İşverenler, önümüzdeki beş yıl içinde çalışanların becerilerinin %44'ünün sekteye uğrayacağını, 2027 yılına gelindiğinde ise her 10 çalışandan 6'sının eğitime ihtiyaç duyacağını tahmin ediyor. Bankada çalışmak, sekreterlik ve kasiyerlik gibi ofis işleri, en hızlı yok olacak işler arasında. Yapay zekada makine öğrenimi ve siber güvenlik uzmanlarına talebin artması bekleniyor. Kaynak: WEF ⏱️ Bir adım geriden: Raporun 2020 yılı verilerine göre, işle ilgili tüm görevlerin %34'ünün makineler tarafından, geri kalan %66'sının ise insanlar tarafından gerçekleştirildiği tahmin ediliyordu. Bugün, katılımcılar gelecekteki otomasyon beklentilerini revize ederek 2027 yılına kadar iş görevlerinin %42'sinin otomatik hale geleceğini öngörüyor. 📑 Diğer beklentiler: Ankete katılan kuruluşların %85'inden fazlası, yeni ve öncü teknolojilerin artması ve dijital erişimin genişlemesini, dönüşümü sağlaması en muhtemel trendler olarak tanımıyor. Bir sonraki etkili trendler ise makroekonomik tarafta; artan hayat pahalılığı ve yavaş ekonomik büyüme. Yeşil dönüşümü destekleyecek yatırımların etkisi altıncı en etkili makro trend olarak değerlendirilirken, bunu arz sıkıntısı ile sosyal ve çevresel konulara ilişkin tüketici beklentileri takip ediyor. 🗣️ Açıklamalar: WEF Genel Müdürü Saadia Zahidi , "Hükümetler ve iş yerleri eğitim, yeni beceriler kazandırma ve sosyal yardım yapılarıyla yatırım yaparak geleceğin işlerine doğru dönüşümü desteklemeli" açıklamasında bulundu.

2027'ye kadar 83 milyon kişilik iş ortadan kalkacak

Mayıs 3, 2023

·

Makale

Dünyada satılan her beş araçtan biri elektrikli olacak

Uluslararası Enerji Ajansı’nın (IEA) Küresel Elektrikli Araç Görünümü raporuna göre, dünyada geçen yıl elektrikli araç satışları 2021'e göre rekor kırarak yüzde 55 arttı ve 10 milyonu aştı. Elektrikli araçların toplam araç satışları içindeki payı yüzde 14'e yükseldi. Bu oran 2020 ve 2021'de sırasıyla yüzde 4 ve yüzde 9 seviyesinde bulunuyordu. Küresel elektrikli araç satışları 2017'deki bir milyon seviyesinden 2022'de 10 milyona ulaştı. Geçen yıl elektrikli araçlara yapılan harcama 2021'e göre yüzde 50 artışla 425 milyar dolara çıktı. Bu harcamanın sadece yüzde 10'unu hükümet destekleri oluştururken, yüzde 90'ını tüketiciler gerçekleştirdi. Pazardaki elektrikli araç model sayısı ise geçen yıl 2018'e göre iki katına çıkarak 500'e ulaştı. Elektrikli araç satışlarında 2022'de kaydedilen artış, kullanımdaki elektrikli araç sayısını 26 milyona taşıdı. Çin, Avrupa ve ABD elektrikli araç satışlarının en yüksek olduğu pazarlar olarak öne çıkarken, geçen yılki küresel elektrikli araç satışlarının yüzde 60'ı Çin'de yapıldı. Geçen yılki satışların ardından kullanımdaki tüm elektrikli araçların 13,8 milyonu Çin'de bulunuyor. Avrupa ve ABD, bu kapsamda en büyük ikinci ve üçüncü pazarlar durumunda. Türkiye'de satışlar yaklaşık iki katına çıktı Türkiye'de geçen yıl toplam elektrikli araç satışları 2021'e göre yaklaşık iki katına çıkarak 7 bin 540 oldu. Bu rakam 2021'de 3 bin 920 olmuştu. Elektrikli araçların toplam araç pazarındaki payı ise geçen yıl yüzde 1 oldu. Geçen yılki satışların ardından Türkiye'de kullanımdaki toplam elektrikli araç sayısı 16 bini aştı. Bu yıl satılan her 5 araçtan biri elektrikli olacak Dünyada bu yılın ilk çeyreğinde ise geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 25 artışla 2,3 milyon elektrikli araç satıldı. Bu sayının yıl sonu itibarıyla 14 milyona ulaşması bekleniyor. Bu rakam, 2022'ye oranla elektrikli araç satışlarında yüzde 35 büyüme anlamına geliyor. Bu yıl dünyada satılan tüm araçların yüzde 18'ini, bir başka deyişle yaklaşık her beş araçtan birini, elektrikli araçların oluşturacağı öngörülüyor.

Dünyada satılan her beş araçtan biri elektrikli olacak

Mayıs 2, 2023

·

Makale

Çin otomobillerinin Türkiye pazarındaki yükselişi

14-15 yıl önceydi. Çin’in otomotiv devi Chery Türkiye’ye geldi. Mermerler Otomotiv de distribütörü oldu. Mazda’nın da distribütörü olan Mermerler Otomotiv yöneticileri o zamanki Chery modelleri için “peynir ekmek gibi satacağız” yorumlarını yapıyorlardı. İşte o süreçte ben en az 3-4 kez “Çinliler Adapazarı’nda boş arsa bakıyorlar. Chery Türkiye’de fabrika kuracak. Hem Türkiye’ye üretecek hem de Avrupa bağlantısı için Türkiye’yi kullanacak” diye haber yaptığımı anımsıyorum. Chery modelleri ne peynir ekmek gibi satıldı ne de Chery Adapazarı’nda fabrika kurdu. Bir “Çin Masalı” olarak kaldı her şey. Sonra Chery ülkesine döndü. Mermerler de distribütörlüğü bitirdi. O dönemde satılan ve hâlâ yollarda olan bir Chery modeli var mı bilmiyorum. 14 yıllık bir geçmişten söz ettim kısaca. Gelelim günümüze… Chery bunca yıl aradan sonra kendi geldi. Yani bir başka Türkiye şirketini araya sokmadı. Hayli iddialı bir giriş yaptı. Getirdiği üç model de yok satıyor. Haberleri en çok haberler, videoları en çok izlenen videolar oluyor. Beğenen var, beğenmeyen var. Ama şu bir gerçek ki alacak olanda da almayacak olanda da büyük ilgi var. Şimdi getirdikleri araçlar benzinli. Yakında küçük sınıfta daha uygun bir fiyata satabilecekleri elektrikli modelleri de getirme hazırlığı içindeler. Chery rüzgârı eserken, Türkiye’de Toyota’nın distribütörü olan ALJ Otomotiv de Çinli elektrikli otomobil üreticisi BYD ile anlaştı . BYD’nin binek ve hafif ticari elektrikli modellerini getirmeye hazırlanıyor. BYD kendi çapında çok büyük bir marka, ALJ’nin de Toyota’dan dolayı Türkiye’de önemli bir networkü var. Girdiği anda pazarın en önemli oyuncusu olmaya aday. Yine eskilerden tanıdığımız Gelly de Türkiye’ye yeniden gelmeye hazırlanıyor. Bu arada Birleşik Krallık kökenli olsa da Çinli SAIC bünyesinde faaliyet gösteren MG de Türkiye pazarında elektrikli otomobil pazarının etkili oyuncularından biri. Geçen hafta MG4 modelini satışa sunan MG de Doğan Trend Otomotiv bünyesinde çok ama çok önemli adımlar atıyor hamleler yapıyor. Bir başka Çin otomobil markası olan SKYWELL de şuanda Ulubaşlar distribütörlüğünde önemli satış rakamlarına ulaşıyor. Sessiz ve derinden ilerliyorlar. Şimdiye kadar gelenleri ve gelmesi kesinleşenleri yazdım. Daha da gelecektir. Çünkü Çin markaları rakiplerinin tüm hamlelerini ve sonrasındaki gelişmeleri yakından takip ederler. Eğer rakiplerinin durumu iyiyse hemen onlar da gelirler. Yani pazarda kimseyi tek başlarına bırakmazlar. Buradaki en önemli kriter fiyat. Türkiye tüketicisi vergilerden dolayı yükselen otomobil fiyatlarını gördükçe, “ayağını yerden kesmesi” için “ucuza” yöneldi. Ucuz dediğim de 1 milyon TL çevresindeki otomobiller. Çin araçlarında şimdi fiyatlar bu çerçevede seyrediyor. Üstelik Çin’den gelen araçlara uygulanan özel vergilendirme sistemine rağmen. İşte bu gelişmeler ve Türkiye tüketicisinin seçme kriterleri bu şekilde giderse, kafalarda “Çin çöplüğü olur muyuz?” sorusu oluşuyor. Büyük şehirlerde pek olmasa da; Anadolu’da bu tarz araçlara ilgi olacaktır. Tabii şunu da belirtmem gerekiyor. Çin otomobilleri konusunda bir algı var. 14-15 yıl öncesinden kalan güvensiz bir algı bu. Şimdi son derece modern, son derece donanımlı ve güvenli otomobiller yapıyorlar. Tabii Avrupa otomobillere göre arada “kalite” farkı olmuyor değil. Ancak o otomobillere ulaşamayan tüketici daha ucuz daha az kaliteli malzemeden oluşan otomobiller yönelecektir, ki zaten yöneliyor da. Yani anlayacağınız bu “Çin işi” ülkemizde daha çok su kaldıracak gibi.

Çin otomobillerinin Türkiye pazarındaki yükselişi

Mayıs 2, 2023

·

Makale

JPMorgan, First Republic Bank varlıklarının çoğunu satın alıyor

ABD'de bankacılık krizinin üçüncü durağı olan First Republic Bank'ın kapatıldığı, varlıklarının JPMorgan tarafından satın alındığı bildirildi. ⏱️ Bir adım geriden: JPMorgan, First Republic'i Pazartesi günü bir devlet ihalesinde satın alarak, haftalarca süren başarısız kurtarma girişimlerini ve Wall Street'in en güçlü yöneticileri ile ABD'li yetkililerin dahil olduğu görüşmeleri sonuçsuz bıraktı. Anlaşma görüşmelerinin son ana kadar devam ettiği, aralarında JPMorgan'ın da bulunduğu dört teklif sahibinin Pazar gecesi yapılan açık artırmanın son turlarına kaldığını belirtildi. 🔍 Detaylar: JPMorgan, First Republic Bank satın alımı için Federal Mevduat Sigorta Kurumu'na (FDIC) 10,6 milyar dolar ödeyecek. Anlaşmanın bir parçası olarak JPMorgan, First Republic'in 103,9 milyar dolarlık mevduatının 92 milyar dolarını alacak. Ayrıca, iflas eden bankanın yaklaşık 173 milyar dolarlık kredi ve 30 milyar dolarlık menkul kıymetleri içeren varlıklarının büyük kısmını da satın alacak. First Republic'in satılmasının FDIC'ye tarafına ise 13 milyar dolara mal olacağı tahmin ediliyor. 📢 Yorumlar: Bloomberg Intelligence, analizinde "JPMorgan, First Republic'i satın almasıyla, kapanışta 2,6 milyar dolarlık kazanç ve 2 milyar dolarlık yeniden yapılandırma maliyeti hariç olmak üzere, 2023-24 net gelirine %1-2 ekleyebilir" açıklamasında bulundu. 🔖 Bilgi notu: 13 Nisan itibarıyla bankanın 229,1 milyar dolarlık toplam varlığa ve 103,9 milyar dolarlık mevduata sahip olduğu kaydedildi. Geçtiğimiz Cuma %50'den fazla düşen hisse fiyatları, yılbaşından bu yana da değerinin yaklaşık %99'unu kaybetti. 🗣️ Ne dediler? Piper Sandler Genel Müdürü R. Scott Siefers ve Araştırma Analisti Frank Williams, anlaşmanın JPMorgan'ın "kargaşa zamanlarında ortaya çıkan sektör lideri" pozisyonunu sağlamlaştırdığını söyledi. "Endişelendiğimiz tek şey bilinmezlik. JPM zaten son derece önemli bir oyuncuydu ve şimdi 'batamayacak kadar büyük' olmanın siyasi bir endişe kaynağı olduğu bir dönemde kendisini daha da önemli hale getirmeyi başardı." Banka CEO'su Jamie Dimon , anlaşma sonrası yaptığı bir görüşmede, "Şehirler, okullar, hastaneler ve hükümetlere hizmet verecek kapasiteye sahibiz; IMF'ye, Dünya Bankası'na bankacılık yapıyoruz. Amerika Birleşik Devletleri'nin buna sahip olmaması gerektiğini düşünen herkes doğrudan beni arayabilir" açıklamasında bulundu. 📌 Ayrıca okuyun: JPM First Republic entegrasyon sunumu

JPMorgan, First Republic Bank varlıklarının çoğunu satın alıyor

Mayıs 3, 2023

·

Makale

UEZ 2023: Bankacılık ve finans nasıl dönüşecek?

Uludağ Ekonomi Zirvesi'nin 100. Yılda Bankacılık ve Finansın Yeni Vizyonu isimli paneli, NGN Yönetim Kurulu Başkanı ve CEO'su İnanç Erol moderatörlüğünde; Citibank Türkiye Genel Müdürü Emre Karter , T.C. Cumhurbaşkanlığı Finans Ofisi Başkanı Prof. Dr. Göksel Aşan , Neohub Genel Müdürü & Deniz Ventures ve Deniz Portföy Yönetim Kurulu Üyesi Gürhan Çam ve TSKB Genel Müdürü ve Yönetim Kurulu Üyesi Murat Bilgiç'in katılımıyla gerçekleşti. 🗣️ Ne dediler? NGN Yönetim Kurulu Başkanı ve CEO'su İnanç Erol: “Finans ve bankacılık sektörü dijitalleşmede öncü ve örnek olan bir sektör. Bankalarımızın teknoloji şirketleri var ve serbest ihracat yapıyorlar. Özellikle bölgesel oyuncu olduğumuz için dünyaya da hizmet verdiklerini, sattıklarını görüyoruz. Yatırım ve kalkınma bankaları yüksek fayda sağlıyorlar” Citibank Türkiye Genel Müdürü ve Yönetim Kurulu Üyesi Emre Karter : “Tedarik zincirlerinin kırılganlığı ve güvenliği, aslında pandemi öncesinde ticaret savaşları ile başlayan bir süreç ve bu süreç hala devam ediyor. Sadece versiyonlar farklılaşıyor. Pandemi en çok da tedarik zincirlerini vurdu. Sonrasında gelişen Rusya -Ukrayna savaşı, değerli tahıl ürünlerini etkilenmesi, dünyada son 5-10 yılda dalgalanan navlun fiyatları, dünyanın artık hemen hemen her ürünün içerisinde olan çip tedariğinin sadece bir tarafa odaklı ve bağımlı gelmesi, pandemi sonrasında da dünyanın birçok üreticisinde kapanmaların devam etmesi göz önüne alındığında açıkçası artık dünya eski düzeninde değil ve kartlar yeniden dağıtılacak. Ticaret 1930’lardan bu yana ilk defa geçtiğimiz sene sonu ve bu senenin başında artış hızının altında kaldı. Tedarik zincirlerinin yakın pazarlara taşınması da bunun nedenlerinden biri oldu. Artık ürün üretip dünyanın bir ucuna gönderilmesi durumu çok verimli değil, çünkü üretimin yerelleşmesi ve yakın pazarlara taşınması hayatımızın bir gerçeği. Doğu batı ekseninde Çin gibi ülkelerin yarattığı deniz rotası bağımlılığı söz konusu. Ancak bu durum çeşitlenecek. Demir ve karayolu önemli hale geldi ve kapasitesinin artırılması ile Türkiye kendini öne çıkarabilir. Türkiye 20-30 yılda geniş sanayi, insan gücü ve esnekliği, sağlık ve lojistik gibi alanlarda ürettiği kapasite ile Almanya ve Hindistan arasında üretim yetkinliği açısından değerlendirildiğinde, Türkiye ile rekabet edebilecek başka bir ülke yok. Aradan sıyrılabileceğimiz bir döneme doğru gidiyoruz.” T.C. Cumhurbaşkanlığı Finans Ofisi Başkanı Prof. Dr. Göksel Aşan: “Her şey normal olduğunda ve engel çıkmadığında, bu bankacılık nereye doğru gider ve bankacılık için karşılaşılması muhtemel krizlerde nasıl tepkiler ve sonuçlar olabilir konusu tartışılmalı. Bu perspektif teknoloji bazında değerlendirildiğinde, daha standart ve neyin nereye gideceğinin belirli olduğu bir alan olduğu görülüyor. Sürdürülebilirlik konusunda dünya, sonunda çevre kirliliği ile mücadelenin sadece klasik mücadele yöntemleriyle olmayacağını, kirletenlerin de bilinçlenmesi gerektiğini anladı. Teknolojinin gelişimi, emek dediğimiz şeyin azalması ile ifade edilebilir. Yeni gelişmelerle daha az emek kullanılarak çok iş yapmanın önü açıldı. Ancak üretim konusunda bir azalma söz konusu değil. Azaltılan emek, iş alanlarında boşluk yaratmıyor. O emek yeni alanlara kanalize oluyor ve yeni alanların ortaya çıkmasına fırsat tanıyor. Bankacılık dahil olmak üzere bütün sektörlerde çok daha az insan kaynağının ve el emeğinin kullanıldığı, ama o emeğin yeni sektörlerde başka alanlarda değerlendirildiği bir yolda ilerliyoruz." Neohub Genel Müdürü, Deniz Ventures ve Deniz Portföy Yönetim Kurulu Üyesi Gürhan Çam : “Bankacılık sektörü hem güvenilirlik hem inovasyon hem de teknoloji ihraç etmek konusunda tüm Türkiye’nin gurur duyması gereken bir sektör. Ülke olarak çok farklı bir yerdeyiz. Yaptığımız işler tüm dünyaya örnek oluyor. Yine tüm dünyaya örnek olacağımız ‘açık bankacılık’ kanunen geriden gelse bile ilham verecek düzeyde. İnovasyon ve teknoloji kanımızda var ve bence Türkiye bankacılık sektörü olarak ilham vermeye devam edeceğiz. Biz ne yaparsak yapalım üç sene içerisinde dünyada lider olacağız ve Türk bankacılık sektörüne ihracı tanımlayacağız. Günümüz Avrupası bizim 5 sene önce yaptığımız şeylerle alakalı daha yeni kanunlar çıkarıyorlar. Ama Türkiye olarak bizim tanımladığımız ve şekillendirdiğimiz bankacılık sektörünün kanun kısmının gelişmesi gerekiyor” TSKB Genel Müdürü ve Yönetim Kurulu Üyesi Murat Bilgiç : “Kalkınma bankaları, regülasyonun çok iyi kullanıldığı ve ekiplerin iyi çalıştığı bir sektör. Başardıklarına baktığımızda, art arda olan krizleri iyi yönettikleri görülüyor. Kalkınma bankaları, özellikle son 30 yıllık dönemde, sürdürülebilirlik ve kapsayıcı temalı nitelikli fonları ülkeye getirdiler ve bu amaçlara uygun olarak kullandırdılar. Ticari bankalardan en önemli farkları bu. Getirdikleri kaynakların amacına uygun kullandıklarının hesabını vermek durumundalar. Toplamda 52 banka var ki bunların 16’sı yatırım ve kalkınma bankası. Türkiye gibi gelişmekte olan ülke için pay çok da küçük değil, çünkü dönüştürülebilirlik özelliği ve kullanılan kaynaklar çok daha yüksek. Ayrıca kalkınma bankalarımızın hepsi çok ciddi sürdürülebilirlik ekseninde hareket ediyorlar. Temalara, amaçlanan hedeflere uygunluğu teyit edilerek kaynak kullanılıyor. Şube bankacılığı yapılmıyor. Ona rağmen daha küçük işletmelere bu kaynakları eriştirerek ticari bankalarımız üzerinden aktarılıyor. Temalara uygun olduğunu TSKB olarak biz denetliyoruz. Bu bağlamda dönüştürücü fonksiyonu çok önemli. Bu şekilde bütün sektör dönüşüm sağlıyor.”

UEZ 2023: Bankacılık ve finans nasıl dönüşecek?

Mayıs 1, 2023

·

Makale

Bankacılık krizi: Neden, nasıl, ne boyutta?

ABD başta olmak üzere, küresel bankacılık sektöründeki sorunlar devam ediyor. Yurt dışında yatırımcılar ve piyasa oyuncuları bu sorunların genele yayılma ihtimalini ve ne kadar büyüyebileceğini sorguluyor. Bu yazıda ABD’de bankacılık sektöründe Silicon Valley Bank (SVB) ile başlayan sorunları, Avrupa’da UBS – Credit Suisse birleşme sürecini ve son durumu tartışıyoruz. Nasıl başladı? Her şey SVB Financial’ın 9 Mart tarihinde kendi portföyünden yaklaşık 21 milyar dolarlık varlık sattığını söylemesiyle başladı. Banka sadece bu satım işlemlerinden 1.8 milyar dolar zarar edildiğini belirtti. Bankanın bu işlemlerden zarar etmesinin temel nedeni portföyünde ağırlıklı olarak (çoğu bankanın da yaptığı gibi) ABD hazine tahvili ve MBS (Mortgage’a dayalı menkul kıymet) bulundurması oldu. Fed’in faiz artışları ve parasal sıkılaşma uygulamaları bu varlıklara olan talebin –doğrudan- azalmasına ve fiyatların düşmesine neden olmuştu. Şirket aynı zamanda 1,25 milyar dolar değerinde sermaye artırımı ve 500 milyon dolar değerinde hisseye dönüştürülebilir tahvil satışı gerçekleştirdi. Ek olarak bir özel yatırım fonu olan General Atlantic, 500 milyon dolar değerinde SVB Financial hissesi satın alacağını duyurdu. Böylelikle SVB Financial toplamda yaklaşık 2.25 milyar dolar fonlama planlamış oldu. SVB Financial CEO’su Greg Becker faizlerin artmaya devam edeceğini, devlet ve özel tahvil piyasasında baskının süreceğini ve kaynak sağlayan girişim sermayelerinin daha çok nakit yakmaya başlayacağını bekledikleri için varlık satış ve sermaye artırımı kararı alındığını söyledi. Greg Becker aynı zamanda SVB Financial’da mevduatı bulunan yatırımcılara “sakin olma” çağrısında bulundu çünkü olası bir mevduat paniğinde bankanın daha büyük sorun yaşayacağını biliyordu. Bank-run Diğer yandan bir bank-run ihtimali doğduğunda kimse bankaya son koşan kişi olmak istemez. Bank-run, mevduatın bulunduğu bankanın iflas edebileceği riskine bağlı olarak mevduat sahiplerinin paralarını aynı anda çekmek istemesi ve bankanın bu mevduatları geri ödeyememesi anlamına gelir. Bankalar doğası gereği tüm mevduatı nakit olarak tutmadığı için mevduat sahiplerinin talebini aynı anda karşılayamaz. Gelişmelerle birlikte SVB Financial’da mevduatı bulunan girişim sermayeleri Greg Becker’ın çağrısına rağmen mevduatlarını çekmeye başladı. SVB Financial ABD’de bulunan girişim sermayesi destekli start-upların yaklaşık yarısıyla iş yapmaktaydı. Ağırlıklı olarak teknoloji üzerine faaliyet gösteren bu start-uplar Fed’in sıkılaşma politikaları nedeniyle zaten yeni kaynak sağlamakta zorlanıyordu, mevduat kaybetmeyi göze alamazlardı. SVB’nin Çöküşü 9 Mart tarihinde SVB’nin hisseleri piyasa açılışında sert değer kaybetti. En büyük dört ABD bankasının hisseleri ise yaşanan sorunun genele yayılabileceği korkusuyla düşüş kaydetti. JPMorgan, Bank of America, Wells Fargo ve Citigroup’un piyasa değeri o gün toplamda yaklaşık 52 milyar USD azaldı. Aynı tarihte girişim sermayesi fonları ve girişim sermayeleri mevduatlarını SVB’den çekmeye başlarken toplam mevduat çekme talebinin büyüklüğü 42 milyar USD’ye ulaştı. 10 Mart tarihinde de tablo aynıydı. Piyasa öncesi işlemlerde yaşanan satış nedeniyle SVB hisselerinde işlem durduruldu. İlerleyen dakikalarda yetkililerin bankanın kontrolüne el koyduğunu açıklamasıyla ABD tarihinde Washington Mutual’dan sonra en büyük banka iflası gerçekleşmiş oldu. 12 Mart tarihinde her mevduat sahibi aynı anda parasını çekmek istediği için ABD’de yetkili kurumlar acil durum açıklamalarında bulundu. FDIC (Federal Deposit Insurance Corporation) SVB’deki tüm mevduatların garanti altına alındığını ve benzer bankalar için bir mevduat destek fonu kurulduğunu, Fed ise bankalara yeni likidite kanalı sağlayacağını duyurdu. SVB’nin ardından sorun yaşayan Signature Bank’in de kontrolünün FDIC’a geçtiği duyuruldu. Credit Suisse SVB Financial ile başlayan panik ABD ile sınırlı kalmadı. 15 Mart tarihinde İsviçre bankası Credit Suisse hisseleri yeni dip kaydetti. İsviçre’nin en büyük ikinci bankasının hisselerindeki satış diğer Avrupa bankalarını da olumsuz etkiledi. Günün ilerleyen saatlerinde Credit Suisse likidite sağlamak amacıyla İsviçre Merkez Bankası üzerinden 50 milyar CHF borçlanacağını duyurdu. Bir haftadır değer kaybeden Credit Suisse hisseleri, pozitif gelişmeler sonrası 16 Mart tarihinde değer kazandı. Diğer yandan bu iyimserlik bir günden fazla sürmedi; 17 Mart tarihinde Credit Suisse hisseleri önceki günkü kazançlarının tamamını geri verdi. 18 Mart tarihinde İsviçre’nin en yüksek varlığa sahip bankası UBS’in Credit Suisse’i satın almak için plan yaptığı, bu planın İsviçreli yetkililer tarafından teşvik edildiği duyuruldu. 19 Mart tarihinde UBS yaklaşık 3 milyar USD karşılığında Credit Suisse’i satın alacağını bildirdi. Credit Suisse – UBS Birleşmesi Credit Suisse SVB’nin iflasından önce de farklı nedenlerle gündeme gelen bir bankaydı. Yıllardır süren sıkıntılı yönetim, skandal haberler, kara para aklama iddiaları ve yasaklı kişi/kurumlar ile iş birliği gibi nedenlerle hâlihazırda gündeme oturmuştu. Credit Suisse müşterileri 2022'de, çoğunlukla dördüncü çeyrekte olmak üzere bankadan 123 milyar CHF çekti. Banka 2022’nin Şubat ayında yaklaşık 7,3 milyar ile, küresel mali krizden bu yana en büyük yıllık net zararı bildirdi. Şirket bu sırada da yurtdışından yeni sermayedarlar sağlama arayışındaydı. SVB’nin iflasının ardından yaşanan panik ve Saudi National Bank’in (%9.9 ile Credit Suisse’in en büyük hissedarı ve son sermaye artırımının başrolü) “kesinlikle” yeniden Credit Suisse’e yatırım yapmayacağını belirtmesi , 166 yıllık bankanın sonunu getirdi. Geçtiğimiz ay UBS ve Credit Suisse, UBS'in devralan şirket olduğu bir birleşme anlaşması imzaladı. Birleşme anlaşmasının imzalanmasından önce yapılan görüşmelerde UBS ve Credit Suisse birleşmesinin hissedarlar ve paydaşlar için en iyisi olacağı sonucuna varıldı. Bu hamle; İsviçre Maliye Bakanlığı, İsviçre Merkez Bankası ve FINMA'nın her iki bankadan da İsviçre ekonomisi ve bankacılık sisteminde istikrarı sağlamalarını talep etmesiyle gerçekleşti. First Republic Bank Credit Suisse – UBS birleşmesinin ardından yaklaşık 1 aydır unutulan kaygılar, bu hafta bir ABD bankası olan First Republic Bank’in bilançosuyla yeniden gündeme geldi. First Republic Bank 50 ila 100 milyar USD değerinde varlık satışı planladığını söyledi. Banka uzun vadeli mortgage ve menkul kıymetleri içeren bu satışlarla, varlıkları ve yükümlülükleri arasındaki uyumsuzluğu azaltmayı amaçladığını belirtti. Diğer yandan piyasa oyuncuları bu gelişmeyi SVB Financial’a benzer şekilde yorumladı ve First Republic hisseleri bu hafta %50’nin üzerinde değer kaybetti; 6 ay önce 140$’dan işlem gören hisse fiyatı dün itibariyle 6$ bölgesine kadar gerilemiş durumda. SVB Financial ile bankacılık sektöründe başlayan sorunlar Credit Suisse ile bitmedi, First Republic ile de sona erecek gibi durmuyor. Fed’in sıkı para politikalarının devamı birçok bankayı ve küçük ölçekli ABD şirketini farklı kanallar üzerinden olumsuz etkileme potansiyeli taşıyor. 📌 Ayrıca okuyun : UBS, Credit Suisse geri alım programında değişiklik yaptı 📌 Editörün önerisi : UBS beklentileri karşılayamadı, Credit Suisse 69 milyar dolar çıkış verdi

Bankacılık krizi: Neden, nasıl, ne boyutta?

Mayıs 1, 2023

·

Makale

Dünyadan para politikası görünümleri

Bu hafta Asya ve Güney Amerika'dan bazı merkez bankaları faiz kararlarını açıklarken, IMF Avrupa Departmanı Başkanı, Avrupa Merkez Bankası'na birtakım tavsiyelerde bulundu. Japonya Japonya Merkez Bankası (BoJ) yeni Başkanı Kazuo Ueda’nın liderliğindeki ilk toplantısında politika faizini beklentilere paralel olarak sabit bıraktı. Bunun yanı sıra banka, para politikasını geniş bir perspektif ile yeniden gözden geçirme kararı aldı. Gözden geçirme sürecinin ise 1 ila 1,5 yıl arasında sürebileceği ifade edildi. BoJ ayrıca politika yoluna ilişkin rehberliğini de değiştirerek, faizlerin mevcut veya daha düşük düzeylerde tutulmasına işaret eden referansı kaldırdı. Beklenmedik hamle, BoJ’nin önümüzdeki aylarda çok yüksek olmasa da birkaç puan faiz artışı yapabileceğine işaret ediyor. Yeni başkan Ueda’nın %2'lik enflasyon hedefi vurguları da bu savı destekler nitelikte. Fakat Ueda, erken sıkılaştırma riskinin şu anda enflasyonun kontrolden çıkma riskinden daha yüksek olduğunu ifade ederek kısa bir süre daha parasal genişlemeye devam edeceklerini söylüyor. 💾 Cep bilgisi: BoJ politika faizini 2016 yılından beri eksi %0,10 seviyesinde tutuyor. Arjantin Arjantin Merkez Bankası (BCRA) politika faizini 1000 baz puan artırarak %91’e yükseltme kararı aldı. Böylece banka iki hafta içinde toplamda 1300 baz puan faiz artışı yaparak politika faizini son 5 yılın en yüksek seviyesine çıkarmış oldu. 💾 Cep bilgisi: Arjantin’de manşet enflasyon geçtiğimiz yıldan bu yana istikrarlı bir şekilde artışını sürdürüyor. Öyle ki 2022’nin Nisan ayında %58 olan manşet enflasyon, Mart 2023’te %104,3’e ulaşarak son 32 yılın zirvesini kaydetti. Ülkenin para birimi ARS, USD’ye karşı son 1 yılda %48’den fazla değer kaybetti. Para basımında aşırıya kaçılması ve yüksek bütçe açıkları, ülkede enflasyonun zirvelere oynamasına ve para biriminin sürekli değer kaybetmesine neden oluyor. Rusya Rusya Merkez Bankası, nisan ayı toplantısında politika faizini beklentiler dahilinde %7,5’te sabit bıraktı. Böylece banka politika faizini 7 ay üst üste sabit tutmuş oldu. 💉 Hatırlatma dozu: Rusya Merkez Bankası, Rusya - Ukrayna savaşının patlak vermesinin ardından para birimi RUB'da yaşanan aşırı değer kaybı üzerine Şubat 2022'de 1050 baz puan faiz artırımına giderek politika faizini %20'ye çıkarmıştı. Banka, RUB'un aşamalı olarak eski değerine dönmesinin ardından faiz oranlarını kademeli olarak düşürdü ve Eylül 2022'de %7,5'e indirerek "bekleme" politikasına geçti. 👉 Öte yandan: Politika faizinin sabit kalmasına karşın bankanın enflasyon beklentileri aşağı yönlü güncellendi. Banka yıl sonu enflasyon beklentisini yarım puan düşürerek, %4,5-6,5 aralığına indirdi. Hükümet tarafından açıklanan verilere göre Rusya’da manşet enflasyon mart ayında keskin bir şekilde gerileyerek %3,5 seviyesine indi. Ülkede şubat ayı enflasyonu ise yıllık bazda %11 olarak hesaplanmıştı. IMF Uluslararası Para Fonu (IMF) Avrupa Departmanı Direktörü Alfred Kammer, Avrupa Merkez Bankası’nın (ECB) 2024 yılının ortalarına kadar parasal sıkılaştırmaya devam etmesi gerektiğini, böylece 2025 yılında %2’lik enflasyon hedefine ulaşabileceğini söyledi. Kammer ayrıca enflasyonun yalnızca merkez bankası tarafından ele alınamayacağını ve maliye politikasının para politikasını desteklemesi gerektiğini ifade ederek, AB maliye bakanlarının Covid-19 ve Rusya-Ukrayna savaşının ardından başlattıkları mali teşvik paketlerini azaltma yoluyla ECB’yi desteklemeleri gerektiğini söyledi. Kammer bu önerisini, "Mali katkınız olduğunda, bu sıkılaştırmanın beklendiği kadar yüksek olmasının gerekmediği, faiz oranlarının daha düşük kalabileceği ve de daha az mali stres yaşanacağı anlamına gelir." sözleriyle açıkladı. Bütün bunların yanı sıra Kammer, Rusya - Ukrayna savaşının ardından Avrupa Birliği’nde başlatılan enerji destek paketlerinin aşamalı olarak kaldırılması gerektiğini, kaldırılamıyorsa da daha hedefli bir şekilde uygulanması gerektiğini söyledi. 💉 Hatırlatma dozu: Geçtiğimiz günlerde Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron’a yıllık mektubunu sunan Fransa Merkez Bankası Başkanı François Villeroy de Galhau da benzer tavsiyelerde bulunmuştu.

Dünyadan para politikası görünümleri

Mayıs 1, 2023

·

Makale

Almanya'da durgunluk Avro Bölgesi'ni yavaşlattı

Avro Bölgesi ekonomisi , ilk çeyrekte dönemsel olarak %0,1 büyüyerek resesyona girmedi ancak bölgenin büyüme oranı %0,2'lik medyan tahminin altında kaldı. Bir adım geriden: 20 üyeli ortak para birimi bloğunda büyüme oranı, bir önceki dönem olan 2022’nin son çeyreğinde yatay seyretmişti. Detaylar: Avrupa İstatistik Ofisi (Eurostat) tarafından yayımlanan 2023 yılı birinci çeyrek öncü verilerine göre, Avro Bölgesi’nde mevsimsellikten arındırılmış gayrisafi yurt içi hasıla (GSYH), 2023’ün ilk çeyreğinde dönemsel bazda %0,1 büyüdü. Avro Bölgesi'nde GSYH, yılın birinci çeyreğinde geçtiğimiz yılın aynı dönemine göre ise %1,3 yükseldi. Beklenti %1,4'tü. Yorumlar: Uzmanlar, enerji ve gıda maliyetlerindeki artış nedeniyle oluşan enflasyonun yanı sıra Avrupa Merkez Bankası'nın (ECB) son 20 yıldaki en hızlı politika sıkılaştırmasına gitmesinin ve güvenin zayıflamasının blok ekonomisini sekteye uğrattığını vurguladı. Bununla birlikte: Almanya, 2023'ün ilk çeyreğinde büyüme kaydetmedi. Federal İstatistik Ofisi (Destatis) tarafından yayımlanan Ocak-Mart 2023 öncü verilerine göre, Almanya ekonomisi bir önceki çeyreğe kıyasla yatay seyrederek piyasalardaki %0,2'lik bir genişleme beklentisini kaçırdı. Avrupa'nın en büyük ekonomisinde GSYH, bir önceki dönem olan 2022’nin dördüncü çeyreğinde %0,5 daralmıştı. Yerleşik hâle gelen yüksek enflasyon ve artan borçlanma maliyetlerinin talebi zayıflatması nedeniyle ülkede hane halkı tüketimi ve kamu harcamaları yılın başında geriledi. Buna rağmen, hem sermaye oluşumunda hem de ihracatta artış görüldü. Yıllık bazda ise GSYH %0,1 oranında azalarak iki yıl sonra ilk kez daralma gösterdi. Öte yandan: Bloğun en büyük ekonomisi olan Almanya ilk çeyrekte büyüme kaydedemezken, Fransa, İtalya ve İspanya beklenenden daha fazla büyüdü. Fransa ekonomisi, yatay seyreden dördüncü çeyreğin ardından 2023'ün ilk çeyreğinde piyasa beklentileri doğrultusunda %0,2 oranında büyüme kaydetti. Yıllık bazda GSYH ise Ocak-Mart döneminde %0,8 oranında genişleyerek bir önceki dönemdeki %0,4'lük büyümenin üzerine çıktı. İtalya'da GSYH, Mart ayına kadarki üç aylık dönemde bir önceki çeyreğe göre %0,5 oranında artarak bir önceki çeyrekteki %0,1'lik daralmanın ardından toparlandı ve %0,2'lik büyüme beklentilerini oldukça aştı. İspanya ekonomisi de bir önceki dönemde yukarı yönlü revize edilen %0,4'lük genişlemenin ardından 2023'ün ilk üç ayında çeyrek bazında %0,5 büyüyerek %0,3'lük piyasa beklentisini aştı. Enflasyon rakamları Almanya'da enflasyon, öncü verilere göre Nisan ayında %7,6 olarak gerçekleşti ve Mart 2022’den beri en düşük seviyeye geriledi. Böylece AB uyumlu tüketici enflasyonu, Mart’taki %7,8'lik artışa göre düşüş gösterdi ve %7,8'lik piyasa tahminlerinin altında hesaplandı. Tüketici fiyatları aylık bazda ise %0,6 artarak Mart ayında görülen %1,1lik artışın ve %0,8’lik piyasa beklentisinin altında kaldı. Fransa’da ise enflasyon Nisan ayına dair öncü verilerde %6,9’a yükselerek Mart’ta görülen %6,7'lik artıştan hızlandı ve %6,6 olan piyasa beklentilerini aştı. AB uyumlu tüketici fiyatları endeksi aylık bazda da hızlanarak %1,0’a ulaştı ve %0,4’lük bir artış tahmin eden ekonomistlerin beklentilerinin oldukça üzerinde gerçekleşti.

Almanya'da durgunluk Avro Bölgesi'ni yavaşlattı

Nisan 28, 2023

·

Makale

Yuanın uluslararası kullanımı artıyor

Yuanın uluslararası ödeme aracı olarak kullanılma oranı artarken dolara paralel bir ticaret sisteminin temelleri konuşulmaya devam ediliyor. Reuters verilerine göre , Mart ayında yuan cinsinden yapılan sınır ötesi ödemeler ve makbuzlar bir önceki ayki 434,5 milyar dolar seviyesinden 549,9 milyar dolara çıkarak rekor kırdı. Böylece tüm işlemlerin %48,4'ünde yuan kullanılırken, doların payı %46,7'ye geriledi. Arjantin hükümeti Çarşamba günü yaptığı açıklamada, ülkenin azalan dolar rezervlerini rahatlatmayı amaçlayan bir önlem olarak Çin'den yapılan ithalat için dolar yerine yuan cinsinden ödeme yapmaya başlayacağını duyurdu . Neden önemli? Bu haber akışları, Çin'in Orta Doğu, Brezilya ve Rusya'da yaptığı ikili anlaşmaların giderek arttığı bir ortamda geldi. Geniş açı: Tam anlamıyla küresel bir kabul yuan için pek olası olmasa da özellikle Rusya'nın Batı'nın ödeme sistemlerinin çoğundan çıkarılması alternatiflerin geliştirilmesini tetiklediği için yeni bir ticaret mimarisi oluşturma yolundaki ilerlemeler hız kazanıyor. Yuanın küresel ödemeler içindeki payı uzun zamandır %2,2 seviyesinde. Ne dediler? Hong Kong BNP Paribas Kıdemli Yatırım Stratejisti Chi Lo, "Dünyanın en büyük emtia ihracatçı ve ithalatçıları -Çin, Rusya ve Brezilya- şimdi sınır ötesi ödemeler için yuan kullanma konusunda birlikte çalışıyor" dedi. Editörün önerisi: Dolar tarafında işler iyi gitmiyor mu? Rusya, Çin, İran, Brezilya, Arjantin, Suudi Arabistan, Birleşik Arap Emirlikleri, Hindistan. Dolara bağımlılığı azaltmaya çalışan ülkelerin sayısı her geçen gün artıyor.

Yuanın uluslararası kullanımı artıyor

Nisan 28, 2023

·

Makale

‟2023'te küresel büyüme yavaşlayacak”

2023 yılında küresel büyümenin yavaşlaması ve para politikasındaki kümülatif sıkılaşmanın ekonomik faaliyet ve istihdam üzerindeki baskısının artması bekleniyor.dd Allianz Trade tarafından yayımlanan 2023 Ekonomik Görünüm Raporu’na göre; 2023 yılının son çeyreğinden itibaren istihdamın azalmaya başlayacağı ve işsizlik oranının da buna paralel olarak yükseleceği öngörülüyor. 🔍 Detaylar: Raporda, ABD bankacılık sektörünün krizin eşiğine gelmesi ve Avrupa'daki enerji krizinin beklenenden hafif geçmesine rağmen sürmesinden kaynaklanan güven kaybı etkilerinin, yılın geri kalanını şekillendireceğine yer veriliyor. Özellikle de konut, imalat ve inşaat sektörlerindeki yavaşlama nedeniyle ABD için ufukta, yıl sonunda belirgin bir resesyon görülüyor. Avro Bölgesi'nde de mali desteklerin kademeli olarak azaltılmasıyla ekonomik ivmenin yavaşladığı vurgulanıyor. Çin ekonomisinin görünümü ise bir yandan iyileşirken diğer yandan ülkede yeniden hız kazanan ticari faaliyetlerin küresel etkisinin sınırlı kaldığına dikkat çekiliyor. ➕ Bununla birlikte: Allianz Trade analistleri 2023 yılında küresel büyümenin yavaşlayarak %2,2 seviyesine gerileyeceğini ve 2024 yılında ise çok sınırlı bir artışla bu oranın yüzde 2,3'e çıkacağını öngörüyor. 🔖 Bilgi notu: Küresel büyüme 2022 yılında Ekonomik Kalkınma ve İşbirliği Örgütü ( OECD ) tarafından %3,2, Uluslararası Para Fonu ( IMF ) verilerinde ise %3,4 olarak kaydedilmişti. İki organizasyonun da 2023 ve 2024 tahminleri Allianz Trade raporundan daha olumlu bir tablo öngörüyor. OECD analistleri, dünya genelinde 2023 yılında %2,6 ve 2024 yılında %2,9 büyüme beklerken; IMF ekonomistleri 2023 yılında %2,9 ve 2024 yılında %3,1 genişleme tahmin ediyor. ➕ Dahası: ABD, Almanya, İtalya ve İngiltere haricindeki gelişmiş ekonomilerin resesyondan korunmayı başaracağını ifade eden raporda; gelişmekte olan piyasaların ve özellikle emtia ithalatçılarının, artan iç ve dış dengesizlikler nedeniyle genel olarak baskı altında kalacağı öne sürülüyor. Enflasyon sebebiyle tüketicilerin alım gücünün düştüğünü ve dayanıklı tüketim mallarının yenileme döngüsünün uzadığını belirten analistler, azalan talebin 2023 yılında da imalat sektöründeki durgunluğu devam ettireceğini ifade etti. Yapılan değerlendirmede, arz fazlasının muhtemelen bu yıl da devam edeceğine ve ticarî ürünlerin fiyatlarını aşağı yönde baskılayacağına dikkat çekildi. Bu bağlamda, teslimat süreleri normalleşmeye başlarken lojistik maliyetlerinin de pandemi öncesi seviyelere yaklaştığı belirtildi. 2022 yılında %3,7 büyüme kaydeden küresel ürün ve hizmet ticareti hacminin, bu yıl yalnızca %0,9 oranında büyümesi bekleniyor. Nominal değer bazında ise 2022’de %9,6 genişleyen ürün ve hizmet ticaretinin, 2023 yılında %0,3 küçüleceği öngörülüyor. 💵 Para politikası: Merkez bankalarının içinde olduğu ikileme de dikkat çekildi. Çekirdek enflasyonun direnci ile resesyon endişeleri arasında hâlihazırda politika faizlerini belirlerken zor bir tercihle karşı karşıya olan merkez bankaları, finansal sistemde yayılabilecek zayıflıkları da yakından takip ediyor. Bu şartlar göz önüne alındığında analistler, merkez bankalarının faiz artırımları konusunda daha ölçülü bir yaklaşım sergileme ihtimali olduğunu vurguluyor. Raporda, enflasyonun önümüzdeki çeyreklerde belirgin bir şekilde yavaşlayacağı, bu yıl küresel düzeyde ortalama %6,6 ve 2024’te %4,0 olacağı öngörüldü. 2022’de %8,8 olarak kaydedilen küresel enflasyon, hâlâ pandemi öncesi görülen yaklaşık %3,5’lik seviyenin oldukça üzerinde seyrediyor. 2023 yılı için para politikasına daha fazla esneklik kazandırmak için planlanan mali düzenlemelerin; finans sistemine olan güvenin yeniden tesis edilmeye çalışılması ve enerji konusunda belirsizliğin sürmesi nedeniyle gecikmesi bekleniyor. Çoğu ülkenin, enerji krizinin etkilerini hafifletmek için cesur adımlar atmasının ardından, yükselen faiz oranları nedeniyle mali manevraya yönelik alanın artık çok daha daraldığı belirtildi. 📌 Ek olarak: Bankacılık sektöründe yaşanan türbülansın da sermaye piyasalarının görünümünü şekillendireceği vurgulandı. ABD'deki banka iflaslarının ve Credit Suisse'in kurtarılmasının potansiyel etkileri önlenmiş olsa da; gayrimenkuldeki düzenlemelerden ve özel borç risklerinin yeniden fiyatlandırılmasından kaynaklanabilecek zararların, önemli kırılganlıklara yol açabileceği ifade edildi. Merkez bankalarının politika faizleri konusunda izleyecekleri yola ilişkin mevcut belirsizlik göz önüne alındığında, 2023 yılının ilk yarısında mevcut dalgalı piyasa dinamiklerinin yılın ikinci yarısında da devam edeceği tahmin ediliyor. 🛑 Riskler: Allianz Trade Raporu’na göre önümüzdeki dönemde küresel ekonomi bazı önemli risklerle karşı karşıya kalabilir. Yüksek enflasyonun uzun süre devam etmesi merkez bankalarının politika hatası riskini artırıyor. Bu durum özellikle, veriye dayalı yaklaşımı, faiz artışlarının toplam talep üzerindeki gecikmeli etkisini ve daha derin ve uzun süreli ekonomik daralma riskini hafife alan Fed için öne çıkıyor. Yatırımcı güveni yeniden tesis edilmeye çalışılırken yeni banka iflasları ve sermaye piyasası aksaklıklarının tekrar gündeme gelmesi öngörülüyor. Ukrayna'daki savaşın tırmanması halinde Avrupa’daki enerji krizinin daha da çıkmaza girebileceği de tahminler arasında yer alıyor. Bölgesel-ekonomik çatışmalar, yaptırımlar, ticaret savaşları ve ulusal güvenlik adına yatırımların perdelenmesi dünya çapında tüm ekonomiler için risk oluşturuyor. 📌 Öte yandan: Raporda; Ukrayna'daki savaşta ateşkes sağlanması ile piyasa baskısı ve arz kısıtlarının bir miktar azalabileceği, Çin’in ticari faaliyetlerine yeniden başlamasıyla yavaşlayan küresel ticaretin canlanma ihtimali ve üretici fiyatlarındaki düşüşün hızlanabileceği de belirtiliyor.

‟2023'te küresel büyüme yavaşlayacak”

Nisan 28, 2023

·

Makale

ABD ekonomisi vites küçültüyor

ABD Ticaret Bakanlığı tarafından yayımlanan öncü verilere göre ABD ekonomisi 2023 yılının birinci çeyreğinde yıllıklandırılmış bazda %1,1 büyüme kaydetti. Ülke ekonomisinde kaydedilen büyümede tüketici harcamaları, kamu harcamaları ve ihracattaki artış etkili olurken, özel stok yatırımları ve konut sabit yatırımlarındaki düşüşler veriyi dengeleyen unsurlar oldu. 💾 Cep bilgisi: Bloomberg anketine katılan ekonomistlerin beklentisi ülke ekonomisinin ilk çeyrekte %1,9 büyümesi yönündeydi. Çalışma Bakanlığı tarafından yayımlanan veri seti ise büyümenin beklentilerin oldukça altında kaldığını gösteriyor. İlk çeyrekte, ABD ekonomik faaliyetinin üçte ikisinden fazlasını oluşturan tüketici harcamaları %3,7 artış göstererek büyüme verisine öncülük etti. Fed’in yakından takip etmekte olduğu PCE ve çekirdek PCE endeksleriyse tüketici harcamalarındaki artışın etkisiyle birinci çeyrekte sırasıyla %4,2 ve %4,9 ile beklentilerin hafif üzerinde artış gösterdi. Beklentilerin üzerinde gerçekleşen tüketici harcamaları, ABD’de her şeye rağmen güçlü seyretmekte olan istihdam piyasasının ve %7,28 ile manşet enflasyonun üzerinde gerçekleşen yıllık ücret artışlarının bir yansıması olarak değerlendiriliyor. İstihdam piyasası yavaşladıkça muhtemelen bu kalemde de gerilemeler gözlemlenmeye başlanacaktır. Tüketici harcamalarında yaşanacak potansiyel bir yavaşlama veya gerileme, ABD'nin büyüme performansını büyük ölçüde negatif yönde etkileyecektir. Tüketici harcamalarındaki artışın yanı sıra yatırımlar tarafında bir azalıştan söz etmek mümkün. Ülkede özet stok yatırımları birinci çeyrekte 1,6 milyar USD azalarak 2021’den bu yana ilk kez gerileme gösterdi. Ticaret Bakanlığı tarafından yayımlanan verilere göre özellikle toptan ticaret ve imalat sektörlerinde yatırımlar gerilerken, konut sabit yatırımlarında da azalışlar kaydedildi. ABD’de her geçen gün sıkılaşan kredi koşulları ve yüksek borçlanma maliyetleri göz önüne alındığında, bu şaşırtıcı bir sonuç gibi görünmüyor. Sonuç olarak Rakamlar, Fed’in yüksek faiz artışları ve gerileyen yatırımlar nedeniyle Amerikan ekonomisinin kademeli olarak vites küçültmekte olduğunu gösteriyor. Bu perspektiften bakarsak ülke ekonomik büyümesinin ikinci çeyrekte birinci çeyreğe nazaran daha da yavaşlaması ve yıl sonunda ekonominin teknik resesyona girmesi sürpriz bir sonuç olmaz. Ekonomistlerin ikinci çeyrek için büyüme tahmini %0,2 seviyesinde. 💾 Cep bilgisi: Bank of America, JP Morgan, Fitch Ratings gibi kurumlar, ABD ekonomisinin yıl sonuna doğru “hafif bir resesyon” sürecinden geçmesini bekliyor. Geçtiğimiz haftalarda yayımlanan mart ayı FOMC tutanaklarına göre Fed üyelerinin beklentileri de bu beklentilerle uyumlu.

ABD ekonomisi vites küçültüyor

Nisan 28, 2023

·

Makale

ABD'den Rusya'nın tarım ödemelerine onay

Reuters , ABD hükümetinin JP Morgan Chase'i, Rusya Ziraat Bankası'na (Rosselkhozbank) olan ödemeleri işleme koyma konusunda yetkilendirdiğini haberleştirdi. Konu hakkında bilgi veren bir kaynağa göre işlemler, "çok kısıtlı ve yakından gözlemlenen" bir şekilde gerçekleştirilecek. Konuya ilişkin Reuters'a konuşan Rus bir kaynak durumu doğrulayarak, "JPMorgan, tarım ihracatına yönelik ödemeleri gerçekleştirmek için OFAC (ABD Dış Varlık Kontrol Ofisi) lisansını aldı fakat işlemler zor. Bu (yöntem), SWIFT'in yerini tutamaz." ifadelerini kullandı. Rusya tarafının sözcüleri, tahıl koridoru anlaşmasının sürdürülmesi için Rus bankalarının SWIFT sistemine tekrardan dahil edilmesini, sigortacılık konusunda yaşanan sorunların çözülmesini ve Rus tahıl ve gübre ihracatının önündeki engellerin kaldırılmasını talep ettiklerini, aksi takdirde anlaşmanın uzatılmayacağını açıkça belirtmişlerdi. 💉 Hatırlatma dozu: Moskova yönetimi mart ayında 120 gün uzatılması beklenen tahıl koridoru anlaşmasını yalnızca 60 gün süreyle uzatmış ve bu süre içinde anlaşmanın devamına ilişkin sorunların çözülmesini istemişti. Uzatılmaması halinde anlaşma, 18 Mayıs tarihinde sona erecek.

ABD'den Rusya'nın tarım ödemelerine onay

Nisan 28, 2023

·

Makale

Birleşik Krallık, Microsoft'un Activision Blizzard'ı satın almasını engelledi

Birleşik Krallık'ın antitröst düzenleyicisi Rekabet ve Piyasalar Kurumu ( CMA ), Microsoft'un Call of Duty, World of Warcraft, Diablo ve Overwatch gibi popüler oyunların arkasındaki isim olan oyun devi Activision Blizzard'ı 68,7 milyar dolara satın almasını engellediğini açıkladı. CMA, konuya ilişkin açıklamasında satın almanın bulut oyun platformları arasındaki rekabeti bozabileceği endişesiyle engellendiğini ifade ederken Microsoft, satın alma konusunda kararlı olduğunu belirterek temyize gideceğini bildirdi. Detaylar: CMA, Microsoft'un Activision'ın milyarlarca dolarlık "Call of Duty" serisine diğer bulut oyun platformlarına erişim sunma taahhüdünün endişelerini etkili bir şekilde gidermediğini belirterek ellerindeki kanıtların, "Microsoft'un Activision'ın oyunlarını kendi bulut oyun hizmetine özel hale getirmeyi ticari açıdan faydalı bulacağını gösterdiğini" aktardı. Bununla birlikte, satın almanın hızla büyüyen bulut oyun sektöründe oyuncular için daha az yenilik ve daha az seçenek sunacağını düşündüğünü belirtene, CMA, anlaşmanın konsol oyun pazarındaki rekabeti bozacağı konusunda bir endişe olmadığını ifade etti. Konuya ilişkin olarak Microsoft'un Başkan Yardımcısı ve Başkan'ı Brad Smith ise Activision Blizzard oyunlarını 150 milyon cihazda daha kullanılabilir hâle getirmek için hâlihazırda sözleşmeler imzaladıklarını belirterek CMA'nın kararının "pazarın ve ilgili bulut teknolojisinin gerçekte nasıl çalıştığına dair kusurlu bir anlayışı yansıttığı" ve "Birleşik Krallık'ta teknoloji inovasyonu ve yatırımını caydırdığı" açıklamasında bulundu. Arka plan: CMA'nın kararı, Microsoft'un Activision Blizzard'ı satın alması sürecinde en önemli dönüm noktası olarak öne çıkıyor. CMA, geçtiğimiz yaz 68,7 milyar dolarlık anlaşmayla ilgili bir soruşturma yürüteceğini duyurmuştu. Satın almaya en çok karşı çıkan taraf ise PlayStation ile Microsoft'un Xbox'ına en büyük rakip konumunda bulunan Sony idi. Sony, anlaşmanın "oyuncular için büyük olumsuz etkileri" olacağını ve bazı oyunların Xbox'a özel hale gelmesi durumunda doğal olarak kendi işi için endişelendiğini söylerken Microsoft, PlayStation'ın başarısız olmak için çok büyük olduğunu belirterek bu iddiaya karşı çıkmıştı. Sony ve Microsoft'a ek olarak konuyla ilgili diğer ilgili taraflar ve kamuoyundan gelen yanıtlar sonucunda CMA, Ocak ayında soruşturmayı genişletme kararı almıştı. CMA'nın Şubat ayında yayımladığı bir raporda ise satın almanın gerçekleşmesinin Birleşik Krallık'taki oyuncular için daha yüksek fiyatlar, daha az seçenek ve daha az yenilik gibi çeşitli sonuçlar doğuracağı ifade edilmişti. Genellikle Call of Duty özelinde dönen endişeleri dindirmek amacıyla Microsoft, serinin satın alma sonrasında da PlayStation'da yer alacağını garanti etmek için Sony'e on yıllık bir anlaşma önermiş; Xbox patronu Phil Spencer da oyunun PlayStation üzerinden erişilebilir olmaya devam edeceğini söylemişti. Buna rağmen endişeleri dinmeyen Sony, satın almanın "rekabete onarılmaz şekilde zarar vereceği" yönündeki ısrarını sürdürmüştü. Öte yandan: Microsoft'un Activision Blizzard'ı satın alması, Birleşik Krallık haricince de tartışma konusu olmaya devam ediyor. Buna göre, Avrupa Birliği, Microsoft'a resmî bir antitröst uyarısında bulunmuş; ABD Federal Ticaret Komisyonu da satın almayı engellemek amacıyla dava açmıştı.

Birleşik Krallık, Microsoft'un Activision Blizzard'ı satın almasını engelledi

Nisan 26, 2023

·

Makale

AB’den ortak doğalgaz alımı girişimi

Avrupa Birliği (AB) Komisyonu, yaptığı duyuruda AggregateEU ismini taşıyan mekanizma ile gaz talebinin birlik düzeyinde takip edileceği ni açıkladı. Bu mekanizma ile gaz talebini toplu olarak yönetmek, toplu satın alma ile pazarlık gücü yaratmak ve depo doluluk oranlarını senkronize etmek gibi kazanımlar yaratılması hedefleniyor. Mekanizma dahilindeki ilk satın alma işleminin bahar bitmeden, ilk teslimatın ise yaz aylarında tamamlanması amaçlanıyor. Kurum ilerleyen süreçte ise iki ayda bir ihale açarak satın alma sürecine devam edecek. 💾 Cep bilgisi: Mekanizma ile, AB ülkelerinin kendi depolama yükümlülüklerinin en az %15’ini havuzda toplaması zorunluluğu getiriliyor. Böylelikle, mekanizma ile bir yıllık süre zarfında yaklaşık 13,5 milyar metreküp doğalgaz satın alınacağı tahmin ediliyor. 💉 Hatırlatma dozu: Rusya'ya yönelik yaptırımlar sebebiyle AB’de doğalgaz fiyatlarının yaz aylarında megavat saat başına 300 EUR’u aşmıştı. Fiyatlar bugünlerde megavat saat başına 40 EUR seviyesinde bulunuyor.

AB’den ortak doğalgaz alımı girişimi

Nisan 26, 2023

·

Makale

Starship'in patlamayla sonuçlanan test uçuşu, çevrede ciddi hasara yol açtı

Elon Musk'ın uzay taşımacılığı şirketi SpaceX tarafından tasarlanan dünyanın en güçlü roketi Starship'in test uçuşu geçtiğimi hafta gerçekleşmiş; fırlatmadan dakikalar sonra roketin kontrolü kaybederek patlamasıyla sonuçlanan bu deneme, SpaceX ve NASA yetkilileri tarafından bir başarı olarak kabul edilmişti. Ancak, Starship'in test uçuşu, Teksas'ta bulunan fırlatma sahasının yakınlarında yaşayanlar için "dehşet verici" bir deneyim olmuş gibi gözüküyor. Geniş açı: New York Times 'ın haberine göre, Starship'in fırlatılmasının ardından fırlatma alanının bulunduğu yere komşu olan Port Isabel kasabasında "neredeyse her yer"in kalın bir toz tabakası ve kum taneleriyle kaplandığı bildiriliyor. Kasaba sakinleri, Starship'in 33 Raptor motorundan çıkan gücün "mini bir deprem" etkisinde olduğunu ve kasabada en az bir dükkanın camlarının kırılmasına neden olduğunu aktarıyor. Ayrıca, Starship'in uçuşunun dördüncü dakikasında gerçekleşen patlamanın doppler radar sistemleri tarafından dahi tespit edildiği belirtiliyor. Bununla birlikte, kalkış alanında 25 metre derinliğinde bir krater açan Starship'in neden olduğu yıkımın parçaları etrafa saçılarak çevrede park hâlindeki araçlarda da ağır hasara yol açtı. Gelgelelim, bu, SpaceX'in yol açtığı ilk hasar değil. 2021 yılında SpaceX'in parçalanan Falcon 9 roketinin bir parçası Washington eyaletindeki bir çiftliğe düşmüş ve yerde bir çukur oluşmasına neden olmuştu. Öte yandan: Yerel halk, Starship'in gelecekte gerçekleşmesi planlanan fırlatmalarının yerel flora ve fauna üzerindeki potansiyel etkileri konusunda endişeli olduklarını ifade ediyor. SpaceX'in Starbase tesisleri yaban hayatı koruma alanlarının yakınında yer alıyor. Her ne kadar bu tür roket kompleksleri çevreye zararı en aza indirgeyecek şekilde inşa edilse de Starship'in arkasında bıraktığı yıkım durumun pek de öyle olmadığına işaret ediyor. Fırlatmanın neden olabileceği tahribatı önlemek amacıyla 27 çevre, toplum ve yerli kuruluş, test uçuşunun gerçekleşmesinden bir gün önce, 19 Nisan'da, roketin hem yerel halk hem de çevre üzerindeki etkilerine ilişkin endişelerini dile getiren açık bir mektup imzalamıştı. Bölgenin yerli halkı Carrizo Comecrudo Kabilesi'nin Başkanı Juan B. Mancias tarafından imzalanan mektupta, tehlike altında olan bölgede kutsal toprakların olduğu belirtilerek "Biz, Teksas'ın Carrizo Comecrudo Kabilesi olarak, kutsal topraklarımızı tahrip eden SpaceX operasyonlarına karşı çıkıyoruz" ifadelerine yer verildi. Buna göre, kabile, roket konusunda taraflarına hiç danışılmadığını; toplantı taleplerine de hiç yanıt verilmediğini öne sürdü.

Starship'in patlamayla sonuçlanan test uçuşu, çevrede ciddi hasara yol açtı

Nisan 25, 2023

·

Makale

Avrupa'dan gelişmeler

Almanya Göstergeler ve büyüme beklentileri Almanya’da Ifo tarafından hazırlanan iş dünyası güven endeksi nisan ayında 0,4 puan artışla 93,6 puan seviyesine yükselerek beklentilerin üzerinde gerçekleşti. Endeks, Avrupa’da enerji krizinin etkilerinin hafiflemesiyle birlikte Ekim 2022’den bu yana 6 aydır toparlanmasını sürdürüyor. ➕ Ayrıca: S&P Global tarafından yayımlanan öncü (flash) verilere göre Almanya’da bileşik PMI nisan ayında 1,9 puan artışla 52,6 seviyesine çıkarak son 10 ayın en yüksek seviyesini kaydetmişti. Öte yandan, Almanya Merkez Bankası (Bundesbank), Alman ekonomisine ilişkin değerlendirmelerini sunduğu nisan ayı raporunu yayımladı. Bundesbank raporda, Alman ekonomisinin yılın ilk çeyreğinde beklentilerin üzerinde performans gösterdiğini ve ekonominin sanayi üretimindeki toparlanmayla birlikte yılın ilk çeyreğinde büyüme kaydedebileceğini ifade etti. Böylece Bundesbank, ilk çeyrekte bir resesyon beklemediğini de ortaya koymuş oldu. 💾 Cep bilgisi: Almanya’da sanayi üretimi Ocak 2023’te aylık bazda %3,5, Şubat 2023’te ise %2 artarak iki ay üst üste beklentilerin üzerinde performans göstermişti. 💉 Hatırlatma dozu: Almanya ekonomisi 2022 yılının dördüncü çeyreğinde beklentilerin altında performans göstererek %0,4 küçülmüştü. Eğer Bundesbank’ın beklentilerinin tersi çıkar ve 2023’ün ilk çeyreğinde de küçülme kaydedilirse ülke ekonomisi iki çeyrek üst üste daralarak teknik resesyona girmiş olacak. Kamu işçileri Alman hükümeti, Almanya Birleşmiş Hizmet Sektörü Sendikası (Ver.di) ve Almanya Memurlar Birliği, sendikalı kamu çalışanlarının ücret artışları konusunda dördüncü turda anlaşma sağladı. Varılan uzlaşıya göre hükümet, kamu çalışanlarına tek seferlik kademeli olarak 3 bin EUR’luk ödeme ve kamu çalışanı ücretlerine %5,5 zam yapacak. 💉 Hatırlatma dozu: Sendikalar ve hükümet, görüşmelerin ilk üç turunda ücret artışları konusunda anlaşma sağlayamamış, bunun üzerine ülkede bazı büyük çaplı grevler düzenlenmişti. Fransa Fransa Merkez Bankası Başkanı Francois Villeroy de Galhau, Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron'a sunduğu yıllık mektubunda, yüksek devlet harcamalarının enflasyonu kontrol altına alamayacağını, bunun merkez bankasının işi olduğunu söyledi. Fransa'nın borcunun yükseldiğine ve bütçe açığının da beklenenden yüksek gerçekleştiğinde dikkat çeken Villeroy, hükümetin gelir eksikliklerini finanse etmek için başka yollar bulmadığı sürece vergi kesintileri yapmaması gerektiğini ifade etti. 💾 Cep bilgisi: Fransa'nın kamu borcu 2022 yılında 2,95 trilyon EUR'a ulaştı. Ülkenin kamu borcu/GSYH oranı ise %111,6 ile bu alanda Avrupa ülkeleri arasında beşinci sırada. Villeroy ayrıca, enerji krizi nedeniyle devreye alınan ve 2022/2023 yıllarında yaklaşık 50 milyar EUR maliyete sahip olması beklenen enerji paketinin daha iyi hedefleme ile uygulanması ve önümüzdeki iki yıl içinde geri çekilmesi gerektiğini söyledi. Avrupa Merkez Bankası Avrupa Merkez Bankası (ECB) Yönetim Kurulu Üyesi Isabel Schnabel, verdiği bir mülakatta, ECB’nin mayıs ayı toplantısında alacağı karara ilişkin açıklamalarda bulundu. Mayıs ayı kararının tamamen verilere bağlı olacağını söyleyen Schnabel, “Şu ana kadar elimizde bulunan veriler, enflasyonun öngörülenden daha yüksek ve ekonominin daha dirençli olduğunu gösteriyor.” ifadelerini kullandı. Schnabel verilere bağlı çalıştıkları için 50 baz puanlık bir faiz artış ihtimalinin de masanın dışında olmadığını söyledi. Bütün bunlara rağmen Schnabel, faiz artırımlarının ilk yansımalarının gelmeye başladığını ve bölgedeki finansman koşullarında sıkılaşmaların baş gösterdiğini ifade etti. 💾 Cep bilgisi: Her ne kadar Schnabel 50 baz puanlık bir artış ihtimalinin masanın dışında olmadığını söylese de, bölgedeki finansal sıkılaşmalar nedeniyle ECB’nin mayıs ayı toplantısında faiz artış hızını 25 baz puana düşürmesine kesin gözüyle bakılıyor. 👉 Öte yandan: Avrupa Merkez Bankası (ECB), dijital EUR’un araştırma aşamasına değindiği üçüncü raporunu yayımladı. Raporda, dijital EUR'da bir sonraki aşamaya geçişe ilişkin kararın bu yılın güz döneminde verileceği ve Avrupa Komisyonu’nun dijital EUR’un işleme sokulması halinde oluşturulacak denetim mekanizmasına ilişkin önergesini yılın ikinci çeyreğinde sunmasının planlandığı ifade edildi. Ayrıca dijital EUR’un ilk olarak yalnızca Avro Bölgesi üyesi ülkelerinin kullanımına sunulacağı, dijital EUR kullanmak isteyen yabancıların ise Avro Bölgesi ülkelerinde hesap açması gerekeceği belirtildi.

Avrupa'dan gelişmeler

Nisan 25, 2023

·

Makale

UBS beklentileri karşılayamadı, Credit Suisse 69 milyar dolar çıkış verdi

UBS’te mevduat girişleri güçlü bir tablo çizerken, bankanın ilk çeyrek kârı, finansal kriz öncesi ipotek teminatlı menkul kıymet satışları ile ilgili dava için 665 milyon doları kenara ayırması nedeniyle tahminleri karşılayamadı. 🗣️ Ne dediler? Devir işlemini yönetmek üzere yeniden göreve gelen CEO Sergio Ermotti , zorlu ekonomik koşulların banka müşterilerinin ruh halini bozduğunu söyledi ve dört yıl sürebilecek bir entegrasyon sürecine girerken yaşanacak zorluklar konusunda uyarıda bulundu. 🚦 Önemli detay: UBS’in satın alma öncesinde varlıklı müşterilerinden 28 milyar dolar mevduat girişi sağladığı, bu tutarın 7 milyar dolarlık kısmın satın almayı takip eden 10 günde geldiği ortaya çıktı. 📌 Öte yandan: Credit Suisse , ilk çeyrekte bankadan 68,6 milyar dolarlık çıkış yaşandığını ve çıkışların devam ettiğini belirtti . Varlık yönetimi bölümündeki müşterilerin yalnızca ilk çeyrekte varlıklarının %9'unu geri çekti. Bu durum, müşterilerin aylardır süren para çekme işlemlerini hızlandırdı ve bölüm tarafından yönetilen varlıklar, geçen yılın aynı döneminde bildirilen 707 milyar franka kıyasla Mart ayı sonunda 502,5 milyar franka düştü. 🔍 Detaylar: Banka bu çıkış seviyesini ılımlı olarak nitelendirirken, yılın ilk çeyreğindeki net varlık çıkışının özellikle geçen ayın ikinci yarısında arttığını bildirdi. Banka ayrıca müşteri mevduatlarının bu çeyrekte 67 milyar frank azaldığını ve vadesi gelen vadeli mevduatların yenilenmediğini açıkladı. Varlık Yönetimi biriminde 1,3 milyar İsviçre frangı tutarında bir şerefiye değer kaybı kaydeden Credit Suisse, UBS ile birleşmesi sonuçlanana kadar iş ve operasyonlarına yönelik risklerin "daha da şiddetlendiğini" söyledi. ⏱️ Bir adım geriden: UBS'nin bu ay yapılan yıllık genel kurul toplantısında bankanın Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Lukas Gaehwiler , Credit Suisse'in öngörülebilir gelecekte İsviçre'de kendi adı altında faaliyet göstermeye devam edeceğini söylemişti. 📌 Öte yandan: UBS, kaç Credit Suisse çalışanının işten çıkarılacağı konusunda hâlâ bir açıklama yapmadı. UBS yöneticileri, devralmanın ardından anlaşmanın 2027 yılına dek maliyeti 8 milyar dolar seviyesinde azaltmasını beklediklerini, bunun 6 milyar dolarının firmaların operasyonları genelinde bazı tam zamanlı çalışanların çıkarılmasıyla gerçekleşeceğini belirtmişti. 📌 Ek olarak: UBS, daha önce ayrılacağı belirtilen Christian Bluhm'un Credit Suisse'in devralınması üzerinde çalışmak üzere "öngörülebilir gelecekte" Baş Risk Sorumlusu olarak görevine devam edeceğini söyledi. UBS, Kasım ayında yaptığı açıklamada 2016 yılından bu yana risk şefi olan Bluhm'un görevinden ayrılacağını, şu anda varlık yönetimi biriminde denizaşırı risklerden sorumlu olan Damian Vogel'in Mayıs ayında Bluhm'un yerini alacağını duyurmuştu. Damian Vogel de, Credit Suisse anlaşmasıyla ilgili risk işlevlerini denetleyeceği Grup Risk Kontrol Entegrasyon Başkanı pozisyonuna atandı. 📌 Ek bilgi: Morgan Stanley CEO'su James Gorman , ABD'de Silicon Valley Bank'ın iflasının neden olduğu şok dalgasına rağmen dünyanın bankacılık kriziyle karşı karşıya olmadığını, yaşananların 2008 krizinden oldukça uzak olduğunu söyledi. 🖋️ Ek bilgi: Pazartesi günü kapanışından sonra First Republic Bank hisseleri, mevduatların ilk çeyrekte 100 milyar dolardan fazla düştüğünü ve bilançosunu yeniden yapılandırma gibi seçenekleri araştırdığını açıklamasıyla %20'den fazla değer kaybetti.

UBS beklentileri karşılayamadı, Credit Suisse 69 milyar dolar çıkış verdi

Nisan 24, 2023

·

Makale

Starship'in ilk test uçuşu patlamayla sonuçlandı

Elon Musk'ın uzay taşımacılığı şirketi SpaceX tarafından tasarlanan dünyanın en güçlü roketi Starship'in ilk test uçuşu bugün gerçekleşti. Ancak, fırlatmanın ardından roketinden ayrılan Starship, kontrolü kaybederek patladı. Geniş açı: Görevin patlamayla sonuçlanmasına rağmen, Super Heavy güçlendiricisi ve Starship uzay aracının ilk fırlatma denemesi, şirket ve NASA yetkilileri tarafından bir başarı olarak kabul edildi. Terstin gerçekleşmesinden önce SpaceX, aracın büyüklüğü, karmaşıklığı ve daha önce hiç uçmamış olması nedeniyle görevin bir patlamayla sonuçlanmasının oldukça olası olduğu konusunda uyarıda bulunmuştu. Musk ise görevin başarılı olma olasılığının %50 olduğunu belirterek bir şeyler ters gitse dahi fırlatma rampası zarar görmediği sürece bunu bir başarı olarak kabul edeceğini söylemişti. Asıl endişelerinin fırlatma rampasının zarar görmesi olduğunu ifade eden Musk, yeni bir fırlatma rampası inşa etmenin muhtemelen birkaç ay alacağını aktarmıştı. Bir adım geriden: Starship'in ilk yörünge uçuşunu 18 Nisan'da gerçekleştirmesi hedefleniyordu; ancak görev, roketin fırlatılmasına 40 saniye kala teknik bir sorunun meydana gelmesi nedeniyle iptal edilerek 20 Nisan'a ertelenmişti. Musk, görevin ertelenmesinin nedeninin Starship'in bir basınç valfinin donması olduğunu bildirmişti. Neden önemli: Hem kargo hem de insan taşıyacak şekilde tasarlanan 120 metrelik Starship, gelecekte gerçekleşen uzay misyonları için büyük önem arz ediyor. İki katmandan oluşan Starship'in ilk kısmını Super Heavy roketi; ikinci kısmını ise Starship uzay aracı oluşturuyor. Tamamen yeniden kullanılabilir olması özelliği ve daha büyük bir mürettebat ile kargo taşıma kapasitesiyle, yine SpaceX tarafından geliştirilen ve şu an dünyanın en sık fırlatılan roketi olma unvanını elinde bulunduran Falcon 9 roketinin yerini alması planlanan Starship'in, fırlatma maliyetlerini potansiyel olarak 10 kattan daha fazla düşüreceği değerlendiriliyor. Dahası: Musk'ın geleceğe yönelik planlarına göre insanlığı Mars ve ötesine taşıyacak olan Starship, aynı zamanda NASA tarafından 2025'te düzenlenecek olan Artemis III görevinde astronotların Ay'a taşınması için seçilmişti. Öte yandan, NASA, Kasım 2024'te gerçekleşecek olan mürettebatlı Ay görevi Artemis II içinse kendi uzay aracı Orion ve Uzay Fırlatma Sistemi'ni (SLS) kullanacak. NASA'nın Artemis programının ikinci ayağı olan Artemis II kapsamında Orion, mürettebatla birlikte bir ay uçuşu gerçekleştirdikten sonra Dünya'ya dönüş yapacak. Bu görev ile Orion, 1972'de gerçekleşen Apollo 17'den sonra alçak Dünya yörüngesinin ötesine yolculuk yapan ilk mürettebatlı uzay aracı olacak. Öte yandan, Aralık 2025'te gerçekleşmesi planlanan Artemis III misyonu ile insanlığın, 50 yılın ardından tekrar Ay yüzeyine iniş yapması hedefleniyor. Görev boyunca astronotlar çeşitli bilimsel gözlemlerde bulunacak olan astronotlar Ay'dan su buzu örnekleri de toplayacak.

Starship'in ilk test uçuşu patlamayla sonuçlandı

Nisan 21, 2023

·

Makale

Batı ekonomilerinden gelişmeler

ABD ABD Temsilciler Meclisi Başkanı Kevin McCarthy , federal hükümetin borç limitini 1,5 trilyon USD artırmayı içeren yasa teklifini meclise sundu. Meclisin Cumhuriyetçi kanadında yer alan McCarthy, yasa ile birlikte borçlanma tavanının artırılmasının yanı sıra kamu harcamalarının da sınırlanacağını ve bu yolla vergi mükelleflerinin 10 yıl içinde 4,5 trilyon USD’den fazla tasarruf sağlayacağını ifade etti. 💾 Cep bilgisi: Yasayla birlikte kamu harcamalarındaki artışın yılda %1 ile sınırlanması planlanıyor. Yasa teklifinin gelecek hafta Temsilciler Meclisi'nde oylanması bekleniyor. 💉 Hatırlatma dozu: ABD hükümetinin ocak ayında 31,4 trilyon USD’lik borçlanma limitine ulaşmasının ardından ülkede borçlanma tavanının acilen artırılması ihtiyacı doğdu. Tavanın artırılmaması durumunda federal hükümetin temerrüde düşmesi dahi söz konusu olabilir. Öyle ki yatırım bankası JP Morgan, ABD Hazine tahvillerinde teknik temerrüt riskinin "önemsiz olmadığı" konusunda uyarıda bulundu. 🗣 Tartışmalar: Meclisteki iki siyasi partinin borçlanma tavanı üzerindeki tartışmaları ise tüm hararetiyle sürüyor. Cumhuriyetçiler tavanın artırılmasının yanı sıra kamu harcamalarının da kısılması gerektiğini söylerken, Demokratlar yalnızca borçlanma tavanının artırılmasını, kamu harcamalarına ise dokunulmaması gerektiğini savunuyor. Tartışmalar ülkenin temerrüt primlerinde de artışa neden oluyor. S&P Global Market Intelligence verilerine göre ABD 5 yıllık CDS primi 50 baz puan seviyelerine ulaşarak ocak ayındaki seviyenin iki katından fazla arttı. Ayrıca ABD üç aylık bono faizi, borç tavanı tartışmaları nedeniyle gün içinde %5,33 seviyesine kadar yükselerek son 22 yılın zirvesini kaydetti. 👉 Öte yandan: ABD Çalışma Bakanlığı tarafından yayımlanan verilere göre ülkede işsizlik maaşı başvuruları 15 Nisan ile sona eren haftada 5 bin kişi artışla 245 bine ulaşarak beklentilerin üzerinde gerçekleşti. Verinin 15 Nisan haftası ile birlikte dört hafta üst üste beklentilerin üzerinde gerçekleşmiş olması, ABD istihdam piyasasında bariz bir soğumaya işaret ediyor. Para politikası gelişmeleri ABD Merkez Bankası'nın (Fed) 12 şubesinden gelen analizlerle hazırlanan Bej Kitap raporu yayımlandı. Raporda nisan ayında ekonomik aktivitenin çok az değiştiği ifade edilirken, fiyat artışlarının ise yavaşlamakta olduğu vurgulandı. Raporda bazı bölgelerdeki bankaların, bankacılık krizinin ardından artan belirsizlik ortamı ve likidite endişeleri nedeniyle kredi şartlarını sıkılaştırmakta olduğu, bu sebeple kredi hacmi ve kredi talebinde birtakım gerilemeler gözlemlendiği ifade edildi. Raporda ayrıca nisan ayında imalat faaliyetlerinin yatay veya aşağı yönlü gelişim gösterdiği, konut ve enerji piyasalarının da bir miktar yumuşadığı belirtildi. 🗣 Açıklamalar: Geçtiğimiz günlerde bir etkinlikte konuşan New York Fed Başkanı John Williams, ülkedeki bankacılık krizinin etkilerine ilişkin, "Bankacılık sistemi sağlam ve dirençli. Bununla birlikte, bu gelişmeler muhtemelen hane halkı ve işletmeler için kredi koşullarında bir miktar sıkılaşmaya yol açacak ve bu da harcamaları baskılayacaktır." ifadelerini kullanmıştı. Williams'ın açıklamaları, Bej Kitap'ta yer alan verilerle de örtüşüyor. Williams ayrıca, ülkede manşet enflasyonun Fed'in orta vadeli hedefi olan %2'ye dönmesinin 2 yıl süreceğini tahmin ettiğini, yıl sonunda ise enflasyonun %3,25 seviyesine gerilemesini beklediğini ifade etti. 📖 Perspektif: Ülkede mart ayında gerçekleşen banka iflaslarının ardından bankacılık sektörü, kredi verme konusunda daha temkinli davranmaya başlayarak kredi koşullarını sıkılaştırdı. Bu sıkılaşma, Fed'i daha fazla faiz artışı yapma konusunda geri durmaya zorlayacaktır. Bu emareler doğrultusunda Fed, muhtemelen mayıs ayı toplantısında son bir kez 25 baz puanlık bir artış yapacak ve bunun ardından "bekle, gör" politikasını uygulamaya başlayacaktır. Avrupa Avrupa Parlamentosu'nun Strazburg'da düzenlenen Genel Kurul oturumunda, kripto varlık transferlerini yakından izlemeyi içeren yeni kurallar oy çokluğu ile kabul edildi. Kabul edilen düzenlemeye göre, "seyahat kuralı" artık kripto varlıklar için de geçerli olacak. Yani kişiler arasında kripto varlık transferini gerçekleştiren kurum, gönderenin ve alıcının kimlik bilgilerinin tespiti, saklanması ve gerektiği zaman paylaşımınından sorumlu olacak. Ayrıca kripto varlık şirketlerinin AB'nin ilgili kurumlarından lisans alması, AB'nin kara parayı engelleme yükümlülüklerine tabi olması, suçlu kişilerin varlık akışlarını durdurması ve şüpheli işlemleri iptal etmesi gerekecek. Yeni kurallar, 2024 yılının ortalarından itibaren uygulanmaya başlanacak. Para politikası Almanya'daki ZEW Enstitüsü'ne konuşan Avrupa Merkez Bankası (ECB) Yönetim Kurulu Üyesi Isabel Schnabel, “Bir sonraki toplantıda ve özellikle daha sonraki toplantılarda ne karar vereceğimizi söyleyemiyorum. Bankacılık sektöründeki sıkıntılarla durum daha karmaşık bir hal aldı.” ifadelerini kullandı. Bu açıklama, ECB'nin 4 Mayıs'ta düzenlenecek toplantısına ilişkin üyeler arasında görüş birliği bulunmadığı şeklinde yorumlandı. 👉 Öte yandan: Bloomberg tarafından nisan ayında düzenlenen ankettin sonuçlarına göre ECB'nin önümüzdeki üç toplantısında toplam 75 baz puan faiz artırarak nihai politika faizini %3,75'e çıkarması bekleniyor.

Batı ekonomilerinden gelişmeler

Nisan 21, 2023

·

Makale

Milyoner raporu

Londra merkezli yatırım göçü danışmanlığı şirketi Henley & Partners, küresel servet takibi firması New World Wealth ortaklığıyla " Dünyanın En Zengin Şehirleri Raporu 2023 " sonuçlarını açıkladı. Rapora göre, dünyada en çok "zengine" ev sahipliği yapan şehir New York oldu. 340 bin milyonerle dünyada en çok milyonerin yaşadığı şehirler arasında ilk sırada yer alan New York’u, on yıl önce listenin lideri olan ancak 290 bin 300 milyonerle ikinci sıraya gerileyen Tokyo takip etti. İstanbul ise en az bir milyon dolar net varlığa sahip 16,300 yerleşiğiyle listenin 51. sırasında yer aldı. Son 10 yılda şehrin milyoner sayısında %35 azalma görüldü. Detaylar: Raporda, 2022 yılında ABD ve Çin şehirleri dünyanın en zengin 10 şehri arasında başı çekti. Listenin ilk sırasında yer alan New York’un ardından San Francisco 285 bin milyonerle üçüncü sırada, Los Angeles 205 bin 400 yerleşik milyonerle altıncı sırada yer aldı. Avrupa'dan ise yalnızca Londra ilk 10 şehir arasına girmeyi başardı. Uzun yıllardır dünyanın en çok yerleşik zengine sahip şehri olan Londra, 258 bin yerleşik milyonerle dördüncü sıraya geriledi. Bununla birlikte: Yaygın olarak dünyanın en iş dostu şehirlerinden biri olarak kabul edilen Singapur , 240 bin 100 yerleşik milyonerle beşinci sırada yer alırken, Sidney 126 bin 900 milyonerle onuncu sırada yer aldı. Sidney, özellikle son 20 yılda güçlü bir servet artışı yaşadı ve şehrin 2040 yılına kadar dünyanın en zengin ilk 5 şehri arasına girmesi bekleniyor. Tokyo, Singapur ve Sidney ile birlikte ilk 10’un büyük kısmını Asya-Pasifik şehirleri oluşturdu. Çin’e bağlı özel idari bölge Hong Kong , 129 bin 500 milyonerle yedinci sırada yer aldı. Çin’in en büyük ve kalabalık iki şehrinden Pekin 128 bin 200 milyonerle sekizinci, Şanghay 127 bin 200 milyonerle dokuzuncu sırada yer aldı. Pekin ve Şanghay son on yılda sıralamada yükselirken, Hong Kong 2012'de bulunduğu dördüncü sıradan yedinci sıraya geriledi. Dahası: Raporda, ABD ve Çin'in, son 10 yılda yerleşik milyonerler söz konusu olduğunda en hızlı büyüyen ilk 10 şehir listesine de hakim olduğu belirtildi. Çin'in en pitoresk şehirlerinden biri olarak kabul edilen Hangzhou , 2012 ile 2022 arasında %105'lik milyoner artışıyla bu açıdan listelerin başında yer alırken, Çin'in yüksek teknoloji başkenti Shenzhen ve liman şehri Guangzhou’da da milyoner sayısı son on yılda sırasıyla %98 ve %86 büyüdü. ABD'de en hızlı büyüyen üç milyoner noktasının ise son 10 yılda görülen %102 artış ile Austin , %90 artış ile West Palm Beach ve %88 artış ile Scottsdale olduğu belirtildi.

Milyoner raporu

Nisan 20, 2023

·

Makale