aposto-logo
TR
TREN

Deniz Hotamışlıgil & Alper Nakri’yle: Turkish Breakfast Club

Türk kahvaltısı ve bir aradalık üzerine: Yeni bir diyalog + bol paylaşım = Çokkültürlü Turkish Breakfast Club

23 Eylül - Metro Türkiye - apéro
Metro Türkiye ile birlikte

Metro Türkiye ’den: Kahvaltılara çok yakışan Bursa siyah inciri Bursa siyah inciri Yerel ve Coğrafi İşaret tescilli ürünlere sahip çıkan Metro Türkiye , hayata geçirdiği Yerelin İzinde Projesi kapsamında asırlardır bu toprakların parçası olmuş yerel ve coğrafi işaretli ürünlerin izini sürüyor. Değerinin anlaşılması için yeni teknik ve bakış açılarıyla ürünlerin şefler tarafında kullanım alanlarını genişletmeye öncülük ederken yeme içme sektöründe farkındalık yaratmayı amaçlıyor. İşte bu ürünlerden biri olan Coğrafi İşaret tescilli Bursa siyah inciri , kahvaltıların vazgeçilmezi olmaya aday. Nedir? Koyu rengi ve iri görünüşüyle diğer incirlerden ayrılan Bursa siyah inciri, yalnızca Bursa’nın belirli bölgelerinde yetişiyor. Ekim sonuna kadar Metro Türkiye mağazalarında Bursa Tarım Kooperatifleri Birliği’nin “Bursadan” markasıyla bulabileceğiniz bu eşsiz yerel lezzet, tam da mevsim geçişinde sağlığınıza sağlık katmak için birebir. Neden önemli? Sabah aç karnına tüketmeye uygun olan Bursa siyah inciri, zengin vitamin ve mineral yapısıyla bağışıklık sistemini güçlendirmeye destek oluyor. Sindirim sistemini hızla çalıştırarak toksinlerin atılmasına yardımcı oluyor. Detoks özelliğinin yanı sıra yüksek lif kaynağı sayesinde tokluk hissini de artırıyor. Sadece kısa bir süre raflarda olan bu lezzeti kaçırmamak için Metro Türkiye ’ye bekleniyorsunuz.

Daha fazlasını öğren

apéro

apéro

İştah ve ufuk açan yemek yayını. Her çarşamba ve cumartesi önlüğünü giyer.

Deniz (Hotamışlıgil) ve Alper (Nakri) yirmi yılı aşkın bir süredir ABD’de yaşıyor, on beş yıldır da yakın arkadaşlar. Deniz, Los Angeles’ta marka tasarımcısı ve film-dizi reklamcılığı üzerine, Alper de film ve belgesel alanında çalışıyor. İkisinin de profesyonel işlerinin yanında sanatsal ve fonksiyonel objeler tasarladığı metal ve ahşap atölyeleri var. Bir başka ortak yönleri ise farklı farklı insanları bir araya getirerek sıcak ortamlar yaratmaktan hoşlanmaları; tabiri caizse bir araya getirme sanatında ileri seviyede birer oyuncu olmaları. Tüm bunların yanında merak, yaratıcı işlerin peşinde koşulan uzun mesafeler ve paylaşma isteği onları 2019’da Nevada’da çölün ortasında başlattıkları Turkish Breakfast Club projesinde bir araya getiriyor. 

Turkish Breakfast Club’la beni bir araya getiren ise çok sevilen bir arkadaş. Fakat bunun ötesinde paylaşmak üzere kurulmuş bir sofra üzerine yapılan beyin fırtınaları ve milimetrik hesaplamalar; bütünü tasarlarken incelikli detayları baş köşeye yerleştirmek; yemeğin piramidin en altındaki fizyolojik bir ihtiyacı gidermekten öte güven, sevgi, ait olma hatta kendini gerçekleştirmeyle ilişkilendiğine cani gönülden inanmamız. Ah bir de bir aradalıklarla yeni diyaloglar başlatma heyecanımız. Ve pek tabii lezzetli domates üzerine yapılan ihtisas ve ona duyulan ihtiras.

O yuvarlak masada bir araya gelip domates üzerine şiirler, bir tabağın birleştirici gücünü yeniden keşfettirecek oyunlar yazmadan hemen evvel Turkish Breakfast Club’ın yolda yolunu bulma ve serpilme hikâyesini Deniz ve Alper’den dinliyoruz. “Beyaz peynir üzerine incir reçeli” yanında çay eşlikçi. 

Deniz ve Alper


Şahsi bir kahvaltı meselesi 

Deniz’in ve Alper’in kahvaltı ritüeli nedir? Küçüklüğünüzden bu yana nasıl değişti, neler değişmedi? 

Öğünler arasında en sevdiğimiz hep kahvaltı olmuştur. Bizce sabah, öğlen, akşam ayırmaksızın günün her vakti kahvaltı edilebilir. Ailelerimizin evindeyken kahvaltılarda peynir, ekmek, reçel, çay eksik olmazdı ancak ikimiz de 18 yaşında evden ayrılıp kendi hayatlarımızın peşine düşünce kahvaltı ritüel olmaktan bir süreliğine uzaklaşmıştı. Şimdilerdeyse kahvaltı sabahtan öğlen saatlerine sarkıyor; seçimlerimizi taze ve yerel malzemelerden yana yapmaya çalışıyoruz. Olabildiğince sade ama lezzetli tatların peşinde koşuyoruz, kimi zaman da domates, salatalık ve çeşitli yeşillikleri kendimiz yetiştiriyoruz. İkimizin de domates takıntısı var. İyi domatesi anlamak konusunda iddalıyız. 

"Kahvaltı masası aynı rakı sofrası gibi hikâyelerin, mutlulukların, dertlerin paylaşıldığı yer. Hatta rakı sofrasının ötesinde büyük, küçük, genç, yaşlı demeden herkesin masaya getirdiği bir şeyler oluyor."

Türkiye’de kahvaltı kültürü, her anlamda uzun sofralar ve birliktelik demek. Bu paylaşım kültürünü siz bireysel olarak nasıl okuyorsunuz? 

Bizim için birçok konuda olduğu gibi kahvaltı sofrasının da olmazsa olmazı dostlarımız. Sofra hazırlamayı ve sunmayı seviyoruz fakat yemek bizim için esas olarak bağlayıcı bir unsur. Kahvaltı masası aynı rakı sofrası gibi hikâyelerin, mutlulukların, dertlerin paylaşıldığı yer. Hatta rakı sofrasının ötesinde büyük, küçük, genç, yaşlı demeden herkesin masaya getirdiği bir şeyler oluyor. Hayata dair planlar ve tecrübelerle herkesin birbirinden besleneceği bir alana dönüşüyor.

Turkish Breakfast Club Burning Man'de


Çölün ortasında demlikten çay: Turkish Breakfast Club 

Turkish Breakfast Club, aslında çölün orta yerinde; doğduğu toprak ve kültürden çok uzak bir yerde kuruldu. Sizden dinleyelim: Turkish Breakfast Club fikri nasıl ortaya çıktı? 

Burning Man nedir önce ondan bahsedelim: ABD’nin Nevada Çölü’nde on kilometrekarelik alana bir haftalığına kurulan bir şehir. Şehir planlamacılar her sene gelip şehri çizip izdüşümünü ve sokaklarını tasarlıyor; ardından mahalleleri yaratacak kamp sahiplerine parseller dağıtılıyor. Her yıl ağustos ayının sonunda 80 bine yakın katılımcı bu adreslerdeki kamplarını inşa ederek şehri oluşturuyor. Bu şehirde para geçmiyor; paylaşım ekonomisi ve gönüllülük esasına dayalı bir organizasyon var. Şehirde bir hastane, üç klinik, üç postane, itfaiye, polis ve bir havaalanı var. Bunların hepsi de dünyanın çeşitli yerlerinde o işleri yapmış kişilerin gönüllü olarak çalıştıkları vardiyalar sayesinde yürütülüyor. San Francisco’da çok ünlü bir cerrah size çöldeki o hastanede operasyon yapabilir ya da Frankfurt Havalimanı'ndaki bir kule görevlisi Burning Man’de çalışabilir. 

Burning Man’de binlerce tecrübe karşılık beklemeden 24 saat boyunca oraya gelenler tarafından herkese servis ediliyor. “Doluyuz, burası VIP, rezervasyonsuz alamayız” gibi sözler sarf edilmiyor; her şey herkese açık. Herkes kendi yarattığı ne varsa şehre sunuyor; bu çok ünlü bir şefin yemeği, dünyaca meşhur bir DJ’in performansı, 70 kişilik bir orkestranın klasik müzik konseri ya da bale gösterisi de olabilir. 

Biz bu şehre ne hediye edebiliriz diye düşünürken aklımıza Turkish Breakfast Club’ı kurmak geldi. Gün doğumunda, çölün ortasında, etrafinda iki ila üç kilometre çapında hiçbir şeyin olmadığı bir ortamda bir serpme kahvaltı masası kurup neler olacağına dair merakla bu yola çıktık. 


Taze lor üzeri vişne reçeli


"Masamızda beş çeşit peynir, altı çeşit reçel, simit, poğaça, sucuk, menemen, pastırma, ince belli bardakta çay derken 'Türk işi' kahvaltı sofrası denince aklınıza gelen ne varsa onlar vardı."

Turkish Breakfast Club 2019’dan bugüne nasıl dönüştü? 

2019’da Burning Man’de, çölün ortasında, etrafında üç ila dört kilometre çapında hiçbir şeyin olmadığı bir düzlükte, sabahın altısında bir serpme kahvaltı masası kursak oradan geçen insanlara nasıl bir sürpriz olurdu acaba deyip başlattığımız bir proje. Daha ilk masanın kurulumunu bitirmeden etrafımıza gelen 10 kişi ilk misafirlerimiz oldu. Takip eden birkaç gün içinde bu sayı 100’e kadar ulaştı. Her bir buçuk saatte yeni bir masa kurup bir sonraki grubu ağırladık. Masamızda beş çeşit peynir, altı çeşit reçel, simit, poğaça, sucuk, menemen, pastırma, ince belli bardakta çay derken “Türk işi” kahvaltı sofrası denince aklınıza gelen ne varsa onlar vardı. Dünyanın her yerinden gelen 100 insanla bu tecrübeyi yaşadıktan sonra aldığımız olumlu geri bildirimler zihnimizde birtakım ampuller yaktı diyorduk ki kısa süre sonra pandemi tüm ışıkları söndürüverdi. 

Çölde başlayan Turkish Breakfast Club hikâyesini 2021’de Los Angeles’ta davetiyeyle gelinebilen, beklenmedik lokasyonlarda pop up düzenlenen etkinlikler olarak şehre taşıdık. Los Angeles'ta doğanın içinde bir  millî parkta ilk Turkish Breakfast Club etkinliğimizi sunduk ve aradan geçen iki senede bizimle temasa geçen üç bine yakın üyemizle Turkish Breakfast Club ailesi her geçen gün biraz daha büyüyor. 


TBC tepsi seçkisi: acuka, bal-kaymak, tahin-pekmez, reçel ve zeytin 


Bir oyun alanı olarak sofra: Bir aradalık ve paylaşım 

Batı Yakası’nda Türk kahvaltısı temsilinin etki alanı büyüyor. Peki Turkish Breakfast Club, Türk kahvaltısını nasıl tanımlıyor ve bu tanımı nasıl bir oyun alanına taşıyor?

Bizim için Türk kahvaltısında her şey detaylarda saklı. Bu detayların en önemlisiyse kullanılan malzemelerin kalitesi ve tazeliği. Taze mahsul konusunda Kaliforniya iklim ve bitki örtüsündeki çeşitliliğiyle ABD'nin en verimli eyaletlerinden biri olabilir. Baharat, kuru meyve, fındık, lokum gibi kullandığımız diğer ürünleri de ABD’de satılan Türk markalarının en iyilerinden satın alıyoruz. Eğer yoksa Türkiye’deki en iyi kaynaktan tedarik ediyoruz.

Masanın üstündekiler elbette çok önemli ama esasında iyi bir Turkish Breakfast Club etkinliğinin sadece bir parçası. Yemeye başlamadan önce çeşitli takım oyunlarıyla birbirini tanımayan insanları birbirleriyle tanıştırıyoruz, sonra masalarına geçtiklerinde her masaya bir konu veriyoruz. Bütün Turkish Breakfast Club tecrübesi boyunca kurulan iletişimi izliyor, azalan yerde de araya biz giriyoruz.

Kahvaltı sofralarını insanlara en samimi tecrübeyi yaşatmak için kaç santimetre çapında bir masaya ihtiyacımız var diye çalışıp kendimiz yaptık. Şu an masamızda herkes omuz omuza ve yerde oturuyor; herhangi birisi kolunu uzattığında masanın ortasına kadar eli gidebiliyor ve sadece yanındakiyle değil iki yanındakiyle yada karşısındakiyle de birebir sohbet edebiliyor. Gelen misafirlere yemeye başlamadan önce çevreleriyle nasıl iletişime geçebileceklerini, karşılarında oturan kişinin ismini sorup önündeki reçeli istemelerinin ayıp olmadığını anlatıyoruz.

Aslında kahvaltıları biraz oyunlaştırıyoruz. Gördük ki insanlara bu tarz belli yönlendirmelerde bulununca hemen onlara geçiyor ve tanımadıkları kişilerle iletişimleri çok daha hızlanıyor. Tüm bunlar yaşanırken de servis devam ediyor; çaylar tazeleniyor, sıcak menemen, sucuk ve kol börekleri masaya geliyor.

İkonik çay bardakları da sofrada


"Kahvaltıyı bu şekilde deneyimlemek pek çoğu için zaten yepyeni bir perspektif. Etkinliğin başında kısa bir konuşma yapıp tatlıyla tuzluyu çekinmeden karıştırmalarını ve deneysel olup birbirleriyle paylaşmalarını istiyoruz."

Mesele Türk kahvaltısı olunca sofra, sofrayı aşar. Tıpkı bahsettiğiniz sofra gibi sohbet ve paylaşım baş köşeye oturur. Sofranın ötesinde Türk kahvaltısı kültürünü ve alışkanlıklarını aktarmak için nasıl yöntemler kullanıyorsunuz? 

On kişilik yuvarlak masalarımızda her üründen ortada sadece bir adet var. Dolayısıyla herkes elden ele tabakları paylaşmak durumunda kalıyor. Kahvaltıyı bu şekilde deneyimlemek pek çoğu için zaten yepyeni bir perspektif. Etkinliğin başında kısa bir konuşma yapıp tatlıyla tuzluyu çekinmeden karıştırmalarını ve deneysel olup birbirleriyle paylaşmalarını istiyoruz. Hatta bazen yemeğe başlamadan önce herkese kendi tat kombinasyonlarını yaptırıp yanlarında oturan tanımadıkları kişiye yedirmelerini istiyoruz. Beyaz peynirin üzerine vişne reçeli sürmeleri ya da ekmeklerini salatanın suyuna bandırmaları konusundaki teşviklerimizle sofrada çeşitli kültürel aktarımlarımız var. 

TBC'ın Los Angeles'taki sofrasından


"Kolektivist kültür değerlerini Batılı bir topluma yayma amacında değiliz ancak gösterişten uzak ve samimi bir yolla bir araya gelinen durumlarda herkesin o ortaklık hissini yaşadığını düşünüyoruz."

Türk kahvaltısı, kolektivist bir kültürün direkt bir yansıması. Bireyci bir kültürde, ABD’de Türk kahvaltısına yaklaşım nasıl, “bizden” farklı deneyimledikleri neler var? 

Son zamanlarda kolektivist akımların tabiri caizse “moda” olmasıyla yemek etrafında inşa edilen topluluk buluşmalarına çok daha sık şahit oluyoruz. Ancak bu tarz bir paylaşım kahvaltıda hâlâ çok karşılaşılan bir durum değil. Biz aslında pek farkında olmadan yüzyıllardır bireyci olan bir kültürün yalın şekilde paylaşma ihtiyacına parmak bastığımızı fark ettik. Birbirini tanımayan insanları bizlerin çok iyi bildiği bir düzende bir araya getirdiğimizde muazzam bağların kurulduğuna şahit olduk. Kolektivist kültür değerlerini Batılı bir topluma yayma amacında değiliz ancak gösterişten uzak ve samimi bir yolla bir araya gelinen durumlarda herkesin o ortaklık hissini yaşadığını düşünüyoruz.

"Türk kahvaltısını bir paylaşım aracı olarak kullanıp birbirini tanımayan insanlara ortak bir deneyim alanı yarattık."

“Sofra bahane, bir aradalık şahane.” Turkish Breakfast Club için sofra etrafında bir aradalık, toplum ve birey nezdinde nelere dokunuyor?

Türkiye’de dostluklar genel anlamda çoğumuzun çocukluktan kurmaya başladığı ilişkilerle gelişerek çoğalıyor ama ABD’de bu durum böyle değil; bireyler daha yalnız, köklü sıcak ilişkiler daha nadir. 

Los Angeles gibi bir şehirde aynı anda yüzlerce etkinlik oluyor ve aynı insanlarla aynı ortam içinde sıklıkla denk gelebiliyorsunuz. Ancak ABD geneline bakıldığında yalnızlık yaygın bir problem. Aldığımız geri dönüşlerden gördüğümüz de Turkish Breakfast Club tecrübesinin bu probleme bir çözüm olduğu yönünde.

Türk kahvaltısını bir paylaşım aracı olarak kullanıp birbirini tanımayan insanlara ortak bir deneyim alanı yarattık. Defalarca kitapları New York Times’ın en çok satanlarına giren yazarlardan Norveç kraliçesine, Meksikalı bir aktörden ressama ya da anne babalarımız minvali bir çiftten iki aylık bebeğini kucağına almış genç bir anneye; kısacası hayatın her alanından farklı, biraz merakları olan bireylerden Turkish Breakfast Club hakkında yaşadıkları en samimi ve ayrıcalıklı deneyimlerden biri olduğunu duyduk. Hep birlikte kurulan ortaklıklar, romantik ilişkiler ve dostluklar bu işin hepimize hediyesi.

Hikâyeyi paylaşmak için:

Kaydet

Okuma listesine ekle

Paylaş

apéro

apéro

İştah ve ufuk açan yemek yayını. Her çarşamba ve cumartesi önlüğünü giyer.

İLGİLİ BAŞLIKLAR

kahvaltı

Los Angeles

NEREDE YAYIMLANDI?

apéroapéro

BÜLTEN SAYISI

🍽️ Çölün ortasında bir sofra: Turkish Breakfast Club

Beyaz peynirin üzerine vişne reçeli sürülmeli, ekmekler salata suyuna banmalı. Türk işi kahvaltı sofrasının Las Vegas hâli: Bir aradalık yeniden tanımlanıyor, paylaşımlık tabakların birleştirici gücüne dair keşfe çıkılıyor.

23 Eyl 2023

Metro Türkiye ile birlikte
Turkish Breakfast Club, Nevada

YAZARLAR

apéro

İştah ve ufuk açan yemek yayını. Her çarşamba ve cumartesi önlüğünü giyer.

İLGİLİ OKUMALAR

;