<h1 dir="ltr" fr-original-style="" style="font-size: 2em; margin: 0px; color: rgba(0, 0, 0, 0.85); font-weight: 500; padding: 0px; box-sizing: border-box;"><img src="https://images.aposto.com/2025/7/2/1755014040703.jpeg" style="display: block; vertical-align: top; margin: 5px auto; text-align: center; width: 100%; max-width: 550px; border-style: none; position: relative; cursor: pointer; padding: 0px 1px; box-sizing: border-box;" width="550" ratio="1.51" fr-original-style="display: block; vertical-align: top; margin: 5px auto; text-align: center; width: 100%; max-width: 550px;" fr-original-class="fr-draggable"></h1><h1 dir="ltr" fr-original-style="" style="font-size: 2em; margin: 0px; color: rgba(0, 0, 0, 0.85); font-weight: 500; padding: 0px; box-sizing: border-box;">Akdeniz sofrasının soğukları: Çorba ve mezeler</h1>Akdeniz’in yazları sadece denizin davetkar mavisiyle değil, mutfağın serinletici zenginliğiyle de ünlü. Sıcak hava hafif ama besleyici, serinletici ama doyurucu tabaklar gerektiriyor. Bu ihtiyacın cevabı ise bölgenin farklı kıyılarında yüzyıllardır hazırlanan soğuk çorbalar ve mezelerde.&nbsp;Akdeniz yaz aylarında güneşin altında ağır yemeklerin yerini serinleten, hafif, ferah ve genellikle mevsim sebzelerinin başrolde olduğu tariflere bırakıyor. Bu coğrafyada soğuk çorbalar ve mezeler yüzyıllardır halk mutfaklarında hem ekonomik hem de besleyici çözümler olarak varlık gösteriyor. Antik Yunan’dan Osmanlı’ya, Berberi mutfağından Levanten sofralarına uzanan bu yemekler tarih boyunca iklim koşullarına uyum sağlamak ve tarım ürünlerini değerlendirmek amacıyla gelişmiş. Üstelik Akdeniz havzasının kültürel çeşitliliği sayesinde tek bir soğuk çorba ya da meze bile onlarca farklı yoruma sahip olabiliyor.İspanya’dan Lübnan’a, Türkiye’den Yunanistan’a uzanan soğuk çorba ve meze örneklerini tarihsel arka planları ve pratik tarif önerileriyle biraraya getirdik.<h2 dir="ltr" fr-original-style="" style="margin: 0px; color: rgba(0, 0, 0, 0.85); font-weight: 500; padding: 0px; box-sizing: border-box;">Skordalia</h2>Nereden?&nbsp;Yunanistan.Nedir? Antik çağlardan beri sofralarda yer alan skordalia, patates, ekmek veya badem ezmesiyle yapılan koyu kıvamlı, soğuk bir sarımsak püresi. Özellikle Yunanistan’ın kuzey bölgelerinde popüler. Kızarmış balık veya hafif sebze yemekleriyle iyi gidiyor.&nbsp;Nasıl yapılır?&nbsp;Haşlanmış patates, ezilmiş sarımsak, zeytinyağı, sirke, tuz pürüzsüz bir kıvam elde edilene kadar ezilir, soğutularak servis edilir. Kefalonya’da tarife patates yerine ceviz eklenir.<h2 dir="ltr" fr-original-style="" style="margin: 0px; color: rgba(0, 0, 0, 0.85); font-weight: 500; padding: 0px; box-sizing: border-box;">Ajoblanco</h2>Nereden?&nbsp;Endülüs, İspanya.Nedir?&nbsp;Ajoblanco, İspanya’nın güneyinde, Granada ve Málaga gibi Endülüs şehirlerinde yaygın olan, badem ve sarımsakla hazırlanan bir soğuk çorba. Genellikle üzüm veya kavun dilimleriyle servis edilen ajoblanco’da bademin çıtır tatlılığı ile sarımsağın keskinliği yaz sofraları için hem ferahlatıcı hem sofistike bir alternatif oluşturuyor. Malaga bölgesinde üzerine üzüm ekleniyor, Granada’da ise kavunla sunuluyor.Nasıl yapılır? Badem, sarımsak, bayat ekmek içi, zeytinyağı, soğuk su blender’dan geçirilir. Üzüm ve kavun dilimleri ile servis edilir. <p contenteditable="false" fr-original-class="custom-button-wrapper fr-deletable" fr-original-style="text-align:center" style="text-align: center; margin-top: 0px; margin-bottom: 1em; box-sizing: border-box;"><a bgcolor="#a2c3b9" color="#FFFFFFFF" contenteditable="false" fr-original-class="custom-button-link" fr-original-style="background-color:#a2c3b9 !important;color:#090909 !important" href="https://aposto.com/s/akdeniz-sofrasinin-soguklari-corba-ve-mezeler?a=customButton" rel="noreferrer" style="background-color: rgb(162, 195, 185) !important; color: rgb(9, 9, 9) !important; text-decoration: none; outline: none; cursor: pointer; transition: color 0.3s; touch-action: manipulation; user-select: auto; box-sizing: border-box;" target="_blank">YAZININ DEVAMI</a>

apéro

Akdeniz yaz aylarında güneşin altında ağır yemeklerin yerini serinleten, hafif, ferah ve genellikle mevsim sebzelerinin başrolde olduğu tariflere bırakıyor. Bu coğrafyada soğuk çorbalar ve mezeler yüzyıllardır halk mutfaklarında hem ekonomik hem de besleyici çözümler olarak varlık gösteriyor. Antik Yunan’dan Osmanlı’ya, Berberi mutfağından Levanten sofralarına uzanan bu yemekler tarih boyunca iklim koşullarına uyum sağlamak ve tarım ürünlerini değerlendirmek amacıyla gelişmiş. Üstelik Akdeniz havzasının kültürel çeşitliliği sayesinde tek bir soğuk çorba ya da meze bile onlarca farklı yoruma sahip olabiliyor.İspanya’dan Lübnan’a, Türkiye’den Yunanistan’a uzanan soğuk çorba ve meze örneklerini tarihsel arka planları ve pratik tarif önerileriyle biraraya getirdik.<h2 dir="ltr" fr-original-style="" style="margin: 0px; color: rgba(0, 0, 0, 0.85); font-weight: 500; padding: 0px; box-sizing: border-box;">Skordalia</h2>Nereden?&nbsp;Yunanistan.Nedir? Antik çağlardan beri sofralarda yer alan skordalia, patates, ekmek veya badem ezmesiyle yapılan koyu kıvamlı, soğuk bir sarımsak püresi. Özellikle Yunanistan’ın kuzey bölgelerinde popüler. Kızarmış balık veya hafif sebze yemekleriyle iyi gidiyor.&nbsp;Nasıl yapılır?&nbsp;Haşlanmış patates, ezilmiş sarımsak, zeytinyağı, sirke, tuz pürüzsüz bir kıvam elde edilene kadar ezilir, soğutularak servis edilir. Kefalonya’da tarife patates yerine ceviz eklenir.<h2 dir="ltr" fr-original-style="" style="margin: 0px; color: rgba(0, 0, 0, 0.85); font-weight: 500; padding: 0px; box-sizing: border-box;">Ajoblanco</h2>Nereden?&nbsp;Endülüs, İspanya.Nedir?&nbsp;Ajoblanco, İspanya’nın güneyinde, Granada ve Málaga gibi Endülüs şehirlerinde yaygın olan, badem ve sarımsakla hazırlanan bir soğuk çorba. Genellikle üzüm veya kavun dilimleriyle servis edilen ajoblanco’da bademin çıtır tatlılığı ile sarımsağın keskinliği yaz sofraları için hem ferahlatıcı hem sofistike bir alternatif oluşturuyor. Malaga bölgesinde üzerine üzüm ekleniyor, Granada’da ise kavunla sunuluyor.Nasıl yapılır? Badem, sarımsak, bayat ekmek içi, zeytinyağı, soğuk su blender’dan geçirilir. Üzüm ve kavun dilimleri ile servis edilir.<img src="https://images.aposto.com/2025/7/2/1755013618277.jpeg" style="display: block; vertical-align: top; margin: 5px auto; text-align: center; width: 100%; max-width: 550px; border-style: none; position: relative; cursor: pointer; padding: 0px 1px; box-sizing: border-box;" width="550" ratio="1.51" fr-original-style="display: block; vertical-align: top; margin: 5px auto; text-align: center; width: 100%; max-width: 550px;" fr-original-class="fr-draggable">Ajoblanco.<h2 dir="ltr" fr-original-style="" style="margin: 0px; color: rgba(0, 0, 0, 0.85); font-weight: 500; padding: 0px; box-sizing: border-box;">Gazpacho</h2>Nereden?&nbsp;Endülüs, İspanya.Nedir?&nbsp;İspanya’nın uluslararası üne sahip soğuk çorbası. Roma döneminde ekmek, sirke, sarımsak ve zeytinyağı bazlı bir karışım olarak ortaya çıktığığı ancak 15. yüzyılda ABD’den gelen domatesin mutfağa girmesiyle bugünkü hâlini aldığı biliniyor.&nbsp;Nasıl yapılır? Olgun domates, salatalık, kırmızı biber, sarımsak, zeytinyağı, sirke, bayat ekmek ve tuzla hazırlanır. Malzemeler soğuk suyla birlikte pürüzsüz kıvam alana kadar blender’dan geçirilir. Buzdolabında en az 2 saat dinlendirilir. Soğuk servis edilir, üzerine ince doğranmış sebzeler serpiştirilebilir.<h2 dir="ltr" fr-original-style="" style="margin: 0px; color: rgba(0, 0, 0, 0.85); font-weight: 500; padding: 0px; box-sizing: border-box;">Tarator&nbsp;</h2>Nereden? Bulgaristan ve Türkiye kıyıları.Nedir? Bulgaristan, Makedonya ve Türkiye’nin Trakya bölgesinde yaygın olan tarator, yoğurdun suyla inceltilmesi, salatalık, sarımsak, dereotu ve cevizle hazırlanmasıyla biliniyor. Osmanlı mutfağı aracılığıyla Balkanlardan Anadolu’ya taşınıyor. İstanbul mutfaklarında da zamanla cacıkla kültürel akrabalık kuruyor.Nasıl yapılır? Yoğurt, su, rendelenmiş salatalık, ince doğranmış dereotu, ezilmiş sarımsak ve cevizle hazırlanır. Karışım buz gibi soğutulur. Bazı versiyonlarda ceviz yerine ayçiçeği yağı kullanılır.<img src="https://images.aposto.com/2025/7/2/1755013995709.jpeg" style="display: block; vertical-align: top; margin: 5px auto; text-align: center; width: 100%; max-width: 550px; border-style: none; position: relative; cursor: pointer; padding: 0px 1px; box-sizing: border-box;" width="550" ratio="1.51" fr-original-style="display: block; vertical-align: top; margin: 5px auto; text-align: center; width: 100%; max-width: 550px;" fr-original-class="fr-draggable">Babagannuş.<h2 dir="ltr" fr-original-style="" style="margin: 0px; color: rgba(0, 0, 0, 0.85); font-weight: 500; padding: 0px; box-sizing: border-box;">Babagannuş</h2>Nereden? Lübnan, Suriye ve Filistin.Nedir?&nbsp;Patlıcanın közlenerek kullanılması Arap mutfağında aromanın derinleşmesini sağlıyor. Babagannuş, dumanlı tadı ve tahinle zenginleşen kremamsı yapısıyla biliniyor.Nasıl yapılır? Közlenmiş patlıcan, tahin, limon suyu, sarımsak, zeytinyağı ve tuz püre hâline getirilir, üzerine nar taneleri veya maydanoz serpilir. Soğuk pita ekmeğiyle servis edilir.Daha daha:&nbsp;Babagannuştan daha fazla tahin ve baharat içeren, kıvamı daha yoğun olan mütebbelde ise közlenmiş patlıcan, tahin, sarımsak, limon suyu, yoğurt, kimyon ve zeytinyağı karıştırılıp soğutulur. Üzerine sumak veya zeytinyağı gezdirilerek servis edilir.<h2 dir="ltr" fr-original-style="" style="margin: 0px; color: rgba(0, 0, 0, 0.85); font-weight: 500; padding: 0px; box-sizing: border-box;">Fava</h2>Nereden? Akdeniz coğrafyası.Nedir?&nbsp;Antik Yunan dönemine uzanan baklagil kültürünün bir ürünü. Yunanistan’da “Santorini favası” olarak bilinen versiyon sarı bezelye ile yapılıyor. Türkiye’nin batısında ise zeytinyağlı meze olarak yaygın.Nasıl yapılır? Bakla (ya da kuru sarı bezelye), soğan, zeytinyağı, limon suyu ve soğan haşlanır, püre yapılır, zeytinyağı ve limonla tatlandırılır. Buzdolabında dinlendirilerek soğuk servis edilir.

Akdeniz’in yazları, sadece denizin davetkar mavisiyle değil, mutfağın serinletici zenginliğiyle de ünlü. Sıcak hava hafif ama besleyici, serinletici ama doyurucu tabaklar gerektiriyor. Bu ihtiyacın cevabı ise bölgenin farklı kıyılarında yüzyıllardır hazırlanan soğuk çorbalar ve mezelerde. 

Akdeniz sofrasının soğukları: Çorba ve mezeler

Henüz Fatih unvanını almamış olan 2. Mehmet’in döktürdüğü dev toplar Konstantinopolis’in kalın duvarlarını döverken sur içinde Emmanouíl Phokás kara kara ne yapacağını düşünüyordu. Doğu Roma İmparatorluğu tarihin tozlu sayfalarına karıştıktan sonra tası tarağı toparlayıp Kefalonya’ya yerleşmeye karar verdi. Çocukları burada büyüdü, ailesi genişledi ve Ioánnis adında bir torunu oldu.&nbsp;Gün geldi, denizciliğin tüm meziyetlerini küçük yaşta öğrenen bu toruna Akdeniz yetmez oldu. Uzak deryaları keşfetmek için dönemin en büyük iki deniz gücünden biri olan İspanya’nın himayesine girdi,&nbsp;Juan de Fuca adını aldı ve hızla yükselerek kendi filosuna sahip oldu. Atlas, Hint yetmedi, Pasifik Okyanusu’na kadar gitti. Gün geldi bir adaya ayak bastı. O ada yüzyıllar sonra Vancouver Adaları, ayak bastığı ve mürettebatıyla uzun bir keşfe çıktığı yürüyüş hattı ise Juan de Fuca olarak anılmaya başlandı.Onur ve Renata’nın Kanada’da tanıştığımız günden beri "Yürümemiz lazım" dediği Juan de Fuca yolu için çantaları hazırlarken aklımdan bu hikâye geçiyor. Yüzyıllar önce kökü İstanbul’a dayanan bir Rum gemicinin İspanyol himayesinde gittiği yerlerde yürüme fikrini düşünüyorum. Diğer yandan da evin zeminine dizdiğimiz onlarca parça eşyayı nasıl çantalara yerleştireceğimizin telaşındayız.<img src="https://images.aposto.com/2022/6/2/1658230190873.jpeg" style="display: block; vertical-align: top; margin: 5px auto; text-align: center; width: 100%; max-width: 550px; border-style: none; position: relative; cursor: pointer; padding: 0px 1px; box-sizing: border-box;" width="550" ratio="1.34" fr-original-style="display: block; vertical-align: top; margin: 5px auto; text-align: center; width: 100%; max-width: 550px;" fr-original-class="fr-draggable">Fotoğraf: Kerimcan Akduman<hr fr-original-style="" style="height: 0px; overflow: visible; border-bottom: none; clear: both; user-select: none; break-after: page; box-sizing: border-box;">47 km’lik Juan de Fuca ağırlıklı olarak ormandan geçen, arada sahile bağlanan bir yol. Bazı kısımları gelgit nedeniyle gün içinde kapansa da baharda yürüyeceğimiz için toprak kayması gibi bir risk bulunmuyor. Ancak baharın getirdiği başka bir risk var. Tüm kış süren güzellik uykularından uyanmış kara ayılar ve çok nadir olsa da dağ aslanları, yani pumalar. Bu nedenle tüm kamp malzemelerinin yanında bir de ayı spreyi taşıyoruz. Gerçi ayı gelse ya altımıza edeceğiz ya da kalpten mortu çekeceğiz ancak biz yine de önlemimizi alıyoruz. “Ayının çaresi sprey, pumanın ise dövüşmek” diye uyarıyor Onur hazırlanırken.Hazırlığın en önemli kısımlarından biri de yemek alışverişi. Konserve veya normal paketli gıdaları taşımak çok ağır olacağı için bu tip yürüyüşler için özel hazırlanmış ve çok az miktardaki sıcak suyla pişebilen kuru gıdaları tercih ediyoruz. Kanada’da bu tip yürüyüşler yapmanın en güzel tarafı ise su kaynaklarının bolluğu. Çok su hesabı yapmaya gerek kalmadan, ufak bir su filtresiyle tüm kaynaklardan temiz su elde etmek mümkün.Sabah çantaları doldurup, arabaya atlayıp Juan de Fuca’nın başlangıç noktası olan China Plajı’na doğru yol alıyoruz. Yolda dev bir süpermarketten kuruyemiş almak için durduğumuzda ben içi çedarlı sosislere karşı koyamayıp Renata ve Onur’u ben taşırım diye ikna ederek bir paket alıyorum. 2 saatin sonunda öğleden sonra China Plajı’na arabayı park ediyoruz. İlk gün Bear Plajı’na kadar 9 km’lik, orta zorlukta bir parkurumuz var. Ormana dalıyor, yürüyüşe başlıyoruz. Artık 29 km’ye kadar parkurdan çıkış yok.<img src="https://images.aposto.com/2022/6/2/1658230223310.jpeg" style="display: block; vertical-align: top; margin: 5px auto; text-align: center; width: 100%; max-width: 550px; border-style: none; position: relative; cursor: pointer; padding: 0px 1px; box-sizing: border-box;" width="550" ratio="1.50" fr-original-style="display: block; vertical-align: top; margin: 5px auto; text-align: center; width: 100%; max-width: 550px;" fr-original-class="fr-draggable">Fotoğraf: Kerimcan Akduman<hr fr-original-style="" style="height: 0px; overflow: visible; border-bottom: none; clear: both; user-select: none; break-after: page; box-sizing: border-box;">Önce Mystic Plajı’na varıyoruz ki bu ilk iki km’yi bitirdiğimize işaret ediyor. Hava kararmadan Bear Plajı’na varmak için hızlanıyoruz. Onur’la ikimiz her gördüğümüz ışık huzmesi veya her manzarada durup fotoğraf çekmek istesek de Renata oymak başı rolünü üstlenip kırık Türkçesiyle “Hadi, hadi!”&nbsp;diye bizi yine yola devam ettiriyor. İne çıka, hafif çamurlu zeminde, arada kayarak kilometreleri aşıyoruz. Molalarda yanımızdaki enerji jellerinden güç alıyoruz. Akşam gün batmadan önce Bear Plajı indiğimiz yamacın sonunda beliriyor. Onur daha önce Juan de Fuca’yı yürümüş olmasına rağmen en az bizim kadar heyecanlı. İlk günü sakatlık yaşamadan, düşmeden veya ayılarla karşılaşmadan bitiriyoruz.Sahile varınca ilk işimiz çadırları kuracak alanları belirlemek oluyor. Gelgiti de hesaplayarak çadırları kuruyoruz. Ardından o akşam yiyeceklerimizi ayırıp diğer yiyecekleri uzaktaki yüksek bir ağaç dalına asıyoruz. Normalde Kanada Milli Parklarında bu yiyecekler için ayıların açamayacağı kilitli dolaplar var ama aramaya üşenince işi doğal yollarla hallediyoruz.Sıra ateş yakmaya geliyor. Onur bu işle ilgilenirken ben odun toplamaya çıkıyorum. Muhteşem bir gün batıyor. Ateşi yakıp odunları istifleyince gün batımını izlemeye başlıyoruz. O anda gün boyu zaman zaman sövülen yorgunluk, inilip çıkılan yokuşların zorluğu, ayak takılan, sendeleten ağaç kökleri, üzerlerinden atlanılan yere düşmüş kütükler sadece güzel anılara dönüşüyorlar.<img src="https://images.aposto.com/2022/6/2/1658230302771.jpeg" style="display: block; vertical-align: top; margin: 5px auto; text-align: center; width: 100%; max-width: 550px; border-style: none; position: relative; cursor: pointer; padding: 0px 1px; box-sizing: border-box;" width="550" ratio="0.67" fr-original-style="display: block; vertical-align: top; margin: 5px auto; text-align: center; width: 100%; max-width: 550px;" fr-original-class="fr-draggable">Fotoğraf: Kerimcan Akduman<hr fr-original-style="" style="height: 0px; overflow: visible; border-bottom: none; clear: both; user-select: none; break-after: page; box-sizing: border-box;">Günü batırınca karınlarımızdan gelen gurultulara teslim olarak yemek hazırlamaya başlıyoruz. Çöplere taktığımız sosisler ateşte kızarmaya başlıyor, yanına da makarna yapıyoruz. Onur'la yola çıkmadan 3,5 saat harcayarak hazırladığımız mp3 listesi fonda çalıyor. Renata’ya sevdiğimiz Türkçe şarkıların tercümelerini yapıp eğleniyoruz. Ateşin büyüsü ve avcı toplayıcı toplumların neden ateşe taptıklarını böyle zamanlarda tekrar tekrar anlıyorum. Adeta gözümü alamıyorum. İlk gün yorgunluğundan ve ertesi gün rotanın en kazık parkurunu yürüyeceğimiz için erken yatıyoruz.Sabah erkenden uyanıyoruz. Yulaflı ve kurutulmuş sosisli kahvaltı sonrası Onur bize bir sürpriz yapıp çantasındaki cezveyi ve Türk kahvesini çıkartıyor. "Madem en zoru bugün, o hâlde Pasifik’in ıssız bir sahilinde Türk kahvesi içmeden yürümeye başlamamalıyız" diyerek cezveyi ateşe koyuyoruz. Ardından çadırları toplayıp, su stoklarımızı yenileyip yola koyuluyoruz.İkinci gün hedefimiz, 13 km’lik mesafedeki China Plajı'na varmak. Önümüzde tırmanışı ve inişi bol bir etap var. Planımız 9 saatte burayı tamamlamak. Sabah serinliğiyle nispeten kolay geçen ilk kısım öğlen sıcağının basmasıyla giderek zorlaşıyor. Tırmanılan yamaçlar dikleşiyor, çantalar ağırlaşıyor. Üstelik parkur giderek çamurlu bir hal alıyor. Zaman zaman bileğe kadar çamura giriyoruz. Güneş iyice tepeye çıkmışken bir gölgelik kuytu bulup öğle yemeği molası veriyoruz.Alınan karbonhidratlar ve enerji jelibonları ekibi tekrar ayağa kaldırıyor. Çamurlu yollardan yürümeye devam ediyoruz. Kısa bir süre için Onur’la Renata dinlenirken önden tek başıma yürümeye başlıyorum. Orman adeta beni içine alıyor. Muhteşem bir senfoni içerisinde hafifleyip, kayboluyorum. Kuş sesleri, ormanın yüceliği, boşluklardan sızan güneş ışıkları sanki beni taşımaya başlıyor. Bir anda sırtımdaki çanta, sabahtan beri yürüdüğüm kilometreler, üzerimdeki ter önemini kaybediyorlar. Sanki yürümüyorum da bir nehirde akıp, usulca sürükleniyorum.Bir süre sonra Onur’la Renata beni suratımdaki gülümsemeyle yakalıyorlar. Yola tekrar beraber devam ediyoruz. Son kilometreler hepimizi oldukça zorluyor. Bu nedenle müziğe başvuruyoruz. Sonunda güneşli China Plajı görünüyor ve arka planda <a fr-original-style="" href="https://www.youtube.com/watch?v=Fk0V_GGa2XM" style="color: rgb(9, 9, 9); text-decoration: none; background-color: transparent; outline: none; cursor: pointer; transition: color 0.3s ease 0s; touch-action: manipulation; user-select: auto; box-sizing: border-box;" target="_blank">Pink Floyd</a> çalıyor. Plaja vardığımızda hiç bitmeyecek gibi hissettiğimiz günün tamamlanmasıyla suratlarımıza gevrek bir sırıtış yerleşiyor. Anlıyoruz ki bitmeyen yol yok. Hepsinin bir sonu var. Yeter ki sen yolundan ayrılmadan yürü. Neredeyse sırtımızla bir olan çantaları ilk bulduğumuz yere bırakıp bir süre anlamsızca plajda dolaşıyoruz.<img src="https://images.aposto.com/2022/6/2/1658230259401.jpeg" style="display: block; vertical-align: top; margin: 5px auto; text-align: center; width: 100%; max-width: 550px; border-style: none; position: relative; cursor: pointer; padding: 0px 1px; box-sizing: border-box;" width="550" ratio="1.50" fr-original-style="display: block; vertical-align: top; margin: 5px auto; text-align: center; width: 100%; max-width: 550px;" fr-original-class="fr-draggable">Fotoğraf: Kerimcan Akduman<hr fr-original-style="" style="height: 0px; overflow: visible; border-bottom: none; clear: both; user-select: none; break-after: page; box-sizing: border-box;">Ardından kamp yeri bulup, çadırları kuruyoruz. Tahminimizden önce, yaklaşık 8 saatte plaja vardığımız için güneşin batmasına daha vakit var. Bu nedenle acele etmeden çadırları kurup, ateş için odun topluyoruz. Bu sefer de yemekleri uzaktaki büyük bir kayanın tepesine koyuyoruz. Buz gibi Pasifik sularına ayaklarımızı sokup rahatlattıktan sonra ateşi yakıyoruz. Güneş hızla batıyor. Yemeği hazırlıyoruz.Yürüyüşün lüks hizmeti olarak yemek üzerine Türk kahvelerini içtikten sonra ateşi kuvvetlendiriyoruz. Çünkü o akşam Hıdrellez. Renata’ya Hıdrellez’den, şaman kültürünün günlük hayattaki etkilerinden bahsediyoruz. Öte yandan ben bu akşam için sakladığım ufak mataramı çantadan çıkartıyorum. Binlerce kilometre ötede bıraktığımız ve yıldız olup bizi tepeden izleyen sevdiklerimiz için kadeh kaldırıp, Hızır’a dileklerimizi sunuyoruz. Tepemizde arz-ı endam eden gök kubbeye bakıp evrendeki küçüklüğümüzü anımsıyoruz. Yatmadan ateşin üzerinden atlayıp ateşi söndürüyoruz. Çadıra girmeden son defa yıldızlara bakıyorum ve ağzımdan Ahmet Hamdi Tanpınar’ın dizeleri çıkıyor:<blockquote fr-original-style="color: rgb(9, 9, 9); border-color: rgb(0, 145, 143); border-width: 4px; font-style: italic; padding-left: 10px;" style="color: rgb(9, 9, 9); border-color: rgb(0, 145, 143); border-width: 4px; font-style: italic; padding-left: 10px; margin: 0px 0px 1em; border-left-style: solid; box-sizing: border-box;">Ne içindeyim zamanın,Ne de büsbütün dışında;Yekpâre, geniş bir ânınParçalanmaz akışında.</blockquote>

Ruta

Vancouver Adaları'ndaki Juan de Fuca Yolu'nda uzun bir yürüyüş

🥾 Juan de Fuca Yolunda Hıdrellez Ateşi

Kefalonya’dan herkese tekrar merhaba! 2 hafta önce Yunanistan’ın doğu yakasına geçmiştik ve bu seyir sırasında Korinth kanalından geçmiştik. Umuyoruz ki hem Korinth kanalı geçişi hem de Kefalonya’da geçirdiğiniz vakit keyifli olmuştur. Yazın gelmesi ve yasakların da azalacağını düşününce acaba kimler hayali dünya turumuzdan esinlenerek bu tarz bir maceraya atılacak diye merak etmiyor değilim. Elbette ‘hadi haftaya dünya turuna çıkalım’ diyebileceğinizi sanmıyorum, aranızda dilediği zaman yelkenli tekne ile dünya turuna çıkabilecek birileri var ise bana da haber verirse çok sevinirim😊 Ama ileride bir gün yurtdışında bir seyir yapma imkânınız olduğunda umarım buradan edindiğiniz bilgiler işinize yarar. Kefalonya-Korfu rotası Bu hafta Kefalonya’dan çıkarak, sizlerin seçimi ile belirlenmiş olan yine Yunanistan’ın Korfu adasına doğru yelken yapacağız. Bu seyirde yaklaşık 130 deniz mili yol alacağız ve söz verdiğim gibi, Lefkada adasından geçiş yaparak, oradaki yapay tüneli de göreceğiz. Yunanistan’daki son durağımız olan Korfu’ya giderken aklımızda tek bir soru işareti var; yeterince Uzo depolayabilecek miyiz? 😊 Bulunduğumuz ülkelere özgü lezzetlerin tadını çıkartmak her zaman gereklidir, fakat dünya turu yapıyorsanız, bu keyfi iyice arttırmak gerektiğine inanıyorum. O yüzden bu haftanın rota seçimi anketine bir soru daha ekleyeceğim. Yunanistan’dan ayrılmadan önce, son durağımız Korfu’da neleri stoklayalım? Ben uzo’yu seçtiğim için Yunanistan’a özgü başka önerebileceğiniz neler varsa burada paylaşmanızı bekliyorum.<img src="https://images.aposto.com/2021/4/2021-05-31T11:30:00.628Z_sm.jpeg" style="display: block; float: none; vertical-align: top; margin: 5px auto; text-align: center; width: 100%; max-width: 550px; border-style: none; position: relative; cursor: pointer; padding: 0px 1px; box-sizing: border-box;" ratio="1.34" fr-original-style="display: block; float: none; vertical-align: top; margin: 5px auto; text-align: center; width: 100%; max-width: 550px;" fr-original-class="fr-draggable">Kefalonya – Lefkada arası seyir 2 hafta önceki bültenimizde, Kefalonya’yanın merkezi olan Argostoli limanına demirlemiştik. Normal şartlarda Argostoli’den çıkıp direkt olarak adanın batısından dolanarak İyonya Denizi üzerinden Korfu adasına geçiş yapabilirdik. Fakat önceki bültenlerde söz verdiğim gibi Lefkada’da bulunan yapay tünelden geçmek için rotamızı Kefalonya’nın doğusundan oluşturduk. -Kefalonya’nın doğusuna doğru yaptığımız seyir sonrası kuzeye Lefkada’ya doğru tırmanmaya başlıyoruz. İskelemizde sırasıyla Vathy ve Ithaka adalarını gördükten sonra, -Atakos, Kalamos ve Meganisi adalarını da geride bırakarak kuzeye doğru tırmanışımıza devam ediyoruz, -Normalde Lefkada’nın batısından dolanıp yukarı çıkabilirdik, fakat yolculuğumuza Kefalonya’nın batısından değil de Patras tarafından geldiğimizi düşündüğümüzde yolumuz baya uzamış olacaktı. Tam da bu nedenle ana kara ile Lefkada’yı ayıran bu kanal inşa edilmiş, -Yolu yaklaşık 24 mil kadar kısaltıyor ki bu çok önemli bir katkı, -Biz kanalın güney ucundan girip, kuzey ucundan çıkacağız ve burada katedeceğimiz mesafe yaklaşık 3.5 mil kadar. Elbette yelkenleri indiriyoruz ve motorla yavaş yavaş seyretmeye başlıyoruz, çünkü bu kanal gerçekten çok sığ, karaya oturma ihtimali çok fazla ne yazık ki, -Kanalın kuzey ucunda artık İyonya denizine çıkacağımız yerde, ana kara ile Lefkada’yı bağlayan bir köprü mevcut. Bu köprü <a fr-original-style="" href="https://www.youtube.com/watch?v=MsjZUz4Xmio" rel="noopener noreferrer" style="color: rgb(9, 9, 9); text-decoration: none; background-color: transparent; outline: none; cursor: pointer; transition: color 0.3s ease 0s; touch-action: manipulation; user-select: auto; box-sizing: border-box;" target="_blank">buradaki</a> videoda görebileceğiniz gibi belirli saatlerde açılıyor ve teknelerin geçişine izin veriliyor, -Geçişi ücretsiz olan kanalın kuzey çıkışında bir adet kale bulunmakta, bu kale Osmanlılar tarafından yapılmış bu nedenle Türk kalesi olarak adlandırılıyor,<img src="https://images.aposto.com/2021/4/2021-05-31T11:34:58.440Z_sm.jpeg" style="display: block; float: none; vertical-align: top; margin: 5px auto; text-align: center; width: 100%; max-width: 550px; border-style: none; position: relative; cursor: pointer; padding: 0px 1px; box-sizing: border-box;" ratio="1.78" fr-original-style="display: block; float: none; vertical-align: top; margin: 5px auto; text-align: center; width: 100%; max-width: 550px;" fr-original-class="fr-draggable">Lefkada – Korfu arası seyir -Lefkada’nın kuzey ucundan çıktıktan sonra işimiz daha kolay artık, teknemizin başını yaklaşık 330 derecelere doğru çeviriyoruz, -Lefkada’nın çıkışını biraz geçtikten sonra sancak tarafımızda Preveze Deniz Muharebesi’nin gerçekleştirildiği Preveze kentini görmek mümkün, Osmanlı donanması ile Haçlı donanması arasında yapılan savaş tam da şu anda seyrettiğimiz sularda gerçekleştirilmiş, -İskelemizde Paxos ve Andipaxos adalarını, sancağımızda ise Parga’yı bıraktıktan sonra nihayet Korfu’nun güney ucuna erişiyoruz, -Adanın batı yakasında yer alan Korfu şehrinde birçok marina mevcut, sanal dünya turumuzda ne bütçe ne de yer problemimiz olmadığı için dilediğimize yanaşıyoruz😊<img src="https://images.aposto.com/2021/4/2021-05-31T11:27:10.226Z_sm.jpeg" style="display: block; float: none; vertical-align: top; margin: 5px auto; text-align: center; width: 100%; max-width: 550px; border-style: none; position: relative; cursor: pointer; padding: 0px 1px; box-sizing: border-box;" ratio="1.08" fr-original-style="display: block; float: none; vertical-align: top; margin: 5px auto; text-align: center; width: 100%; max-width: 550px;" fr-original-class="fr-draggable">Yunanistan’daki son durak&nbsp; Bildiğiniz gibi Korfu adası, dünya turumuzda şimdilik Yunanistan’daki son durağımız. Buradan sonra yine sizlerin seçimi ile belirlenmiş olan bir sonraki durağımıza yani Hırvatistan’ın Hvar adasına seyir yapacağız. Bir okuyucumuz gidilebilecek potansiyel rotaların haritada gösterilmesinin daha iyi olacağını önermiş. Çok da güzel bir öneri, bugüne kadar bunu düşünememiş olduğum için özür diliyorum😊 Aşağıdaki anketimizde bir sonraki durağımızı harita üzerinde görerek seçebileceksiniz. Fakat öncesinde Korfu adasına hızlıca göz gezdirelim, sonrasında zaten 2 hafta boyunca buradayız, dilediğimiz gibi vakit geçirebiliriz; -Ada Yunanistan’ın batı yakasında yer alan en kuzeydeki toprağı ve İyonya denizi açıklarına kadar uzandığı için büyük bir kısmı da Arnavutluk sınırının açıklarında yer almakta, -Benim kişisel görüşüm, ki çoğu kişi hak verecektir, Yunanistan’ın doğu yakası nasıl bizim kültürümüzle çok benzer özellikler gösteriyorsa, batı yakası da İtalyan kültürü ile çok fazla benzerlik göstermekte, benim en çok ilgimi çeken konu bu aslında Yunan adaları ile alakalı, -Görülmesi gereken çok farklı plajlar mevcut Korfu adasında, bunların yanında elbette klasik bir Yunan adası olarak tarihi yerler de fazlasıyla mevcut. En önemlileri; -<a fr-original-style="" href="https://www.greeka.com/ionian/corfu/sightseeing/corfu-old-fortress/" rel="noopener noreferrer" style="color: rgb(9, 9, 9); text-decoration: none; background-color: transparent; outline: none; cursor: pointer; transition: color 0.3s ease 0s; touch-action: manipulation; user-select: auto; box-sizing: border-box;" target="_blank">Eski kale,</a> <a fr-original-style="" href="https://www.greeka.com/ionian/corfu/sightseeing/saint-spyridon-church/" rel="noopener noreferrer" style="color: rgb(9, 9, 9); text-decoration: none; background-color: transparent; outline: none; cursor: pointer; transition: color 0.3s ease 0s; touch-action: manipulation; user-select: auto; box-sizing: border-box;" target="_blank">-Aziz Spiridon Kilisesi,</a> <a fr-original-style="" href="https://www.greeka.com/ionian/corfu/sightseeing/paleokastritsa-monastery/" rel="noopener noreferrer" style="color: rgb(9, 9, 9); text-decoration: none; background-color: transparent; outline: none; cursor: pointer; transition: color 0.3s ease 0s; touch-action: manipulation; user-select: auto; box-sizing: border-box;" target="_blank">-Paleokastritsa Manastırı,</a><img src="https://images.aposto.com/2021/4/2021-05-31T11:27:23.177Z_sm.jpeg" style="display: block; float: none; vertical-align: top; margin: 5px auto; text-align: center; width: 100%; max-width: 550px; border-style: none; position: relative; cursor: pointer; padding: 0px 1px; box-sizing: border-box;" ratio="1.77" fr-original-style="display: block; float: none; vertical-align: top; margin: 5px auto; text-align: center; width: 100%; max-width: 550px;" fr-original-class="fr-draggable">Umuyorum Yunanistan’daki son durağımızda keyifli vakit geçirebilirsiniz. Bir sonraki durağımız olan Hvar (Hırvatistan) adasına geçtikten sonra gideceğimiz yeni yerleri, Yunanistan’dan ayrılırken neler depolamamız gerektiğini ve görüşlerinizle önerilerinizi paylaşacağınız anketimizi doldurmayı unutmayın. <a fr-original-style="" href="https://docs.google.com/forms/d/e/1FAIpQLSdE4MvqL7EOIy6Ra4hXGBRb5Tdm9LPHXvIvEnSwC6G3WmYN-A/viewform" rel="noopener noreferrer" style="color: rgb(9, 9, 9); text-decoration: none; background-color: transparent; outline: none; cursor: pointer; transition: color 0.3s ease 0s; touch-action: manipulation; user-select: auto; box-sizing: border-box;" target="_blank">Bir sonraki rota planlama anketi için tıklayınız.</a> 2 hafta sonra görüşmek üzere!

Yunanistan'daki son durağımıza seyir yaparken, Lefkada da bulunan kanaldan geçiyoruz.

Kefalonya'dan Korfu'ya seyir

Sanal dünya turumuzdan herkese merhaba. Bu hafta bildiğiniz gibi Yunanistan’ın doğu yakasındaki son durağımız olan Aegina adasına varmıştık. Umarım herkes Aegina’da keyifli vakit geçirmiştir. Aegina’dan sonraki durağımız sizlerin seçimi ile batı yakasındaki Kefalonya adası olmuştu hatırlarsanız. Hatta tüm yönlendirmelerime rağmen Lefkada’yı değil Kefalonya adasını seçmiştiniz. Bu durağımıza gideceğimizi açıkladığımda, Kefalonya’nın Yunanistan’daki son durağımız olacağını yazmıştım. Fakat okuyucularımız Yunanistan’dan ayrılmamak konusunda ısrarcılar😊 Son bültenimizde sizlere sunduğumuz Karadağ’ın Bar kenti, Hırvatistan’ın Split kenti ve yine Yunanistan’ın Korfu adası arasından yaptığınız seçim sonucunda, Kefalonya’dan sonraki durağımız Korfu adası olarak belirlenmiş oldu😊 Madem Korfu’ya gideceğiz, İyonya denizinde o kadar kuzeye çıkmışken kısa bir Adriyatik turu da yaparız belki. Buna yazının sonunda değineceğiz. Aegina’dan çıkış Önceki yazımızda hatırlayacağınız gibi Aegina adasının doğu tarafında yer alan Agia Marina’da demirlemiştik. Bu nedenle seyrimize de buradan başlayacağız. Bu hatırladığım kadarı ile sanal dünya turumuzdaki şimdiye kadarki en uzun seyirlerden biri olacak; yaklaşık 170 deniz mili. -Hesaplanmış deniz mili ve ortalama seyir hızımız ile toplam seyir süremizi tahmin etmemiz mümkün. Fakat bu hesaplamalara Derin Sözlük bölümümüzde navigasyon konusunu işlediğimizde girmek istiyorum. Bu nedenle şimdilik bu seyrin ortalama 5 knot ile gidersek yaklaşık 30 saat süreceği bilgisini verebilirim. -30 saat teknede durmadan seyir yapmak göz korkutucu geldiyse, Atlantik geçişi yapacağımız zaman neler düşüneceğinizi tahmin bile edemiyorum😊 -İlk uzun seyrimiz için de yeniden hazırlıklarımızı yapmayı unutmayalım. Yedek malzemeler kontrol edildi, yiyecek içecek eksikleri giderildi, olası sorunlar için ekstra depolandı. Aegina – Korinth kanalıAgia Marina, Aegina adasının doğu yakasındaydı, yukarıda da bahsettiğimiz gibi, bu nedenle ilk önce; -teknemizin burnunu yaklaşık 110 derecelere çevirerek seyre başlıyoruz, -kısa bir seyir ardından adanın kuzeyine tırmanmak için rotamızı 20-30 derecelere çeviriyoruz, -adanın en kuzey ucunu geçtikten sonra ise Korinth kanalına doğru yaklaşık 290-300 derecesine rotamızı ayarlıyoruz.<img src="https://images.aposto.com/2021/4/2021-05-17T08:05:58.344Z_sm.png" style="display: block; float: none; vertical-align: top; margin: 5px auto; text-align: center; width: 100%; max-width: 550px; border-style: none; position: relative; cursor: pointer; padding: 0px 1px; box-sizing: border-box;" ratio="1.64" fr-original-style="display: block; float: none; vertical-align: top; margin: 5px auto; text-align: center; width: 100%; max-width: 550px;" fr-original-class="fr-draggable">Korinth geçişi Korinth kanalının yapımına 1881 yılında başlandığını ilk duyduğumda çok şaşırmıştım. Bilmeyenler için bu bilgi değişik olabilir😊 1893 yılında tamamlanan kanal, elbette yıllar içinde genişletilmiş, düzeltilmiş fakat başlangıç tarihinden itibaren baktığımızda 140 yıllık bir kanal olması benim için gayet heyecan verici. Dünyada bu tarz yapay kanallar mevcut bildiğiniz gibi, hatta yakın zamanda Süveyş kanalında sıkışan gemi sebebi ile yapay kanallar gündeme gelmişti yine. Bu tarz yapay kanallarda genelde ya kenarlara doğru ya da denizin dibine doğru açılıp kapanabilen köprüler mevcut. Bu köprüler sayesinde hem gemi trafiği hem de araba trafiği düzenli olarak sağlanmakta. Kanal geçişlerinde genelde dikkat edilen noktalar sabittir; -maksimum hız sınırı, -gidiş/geliş yollarının net ayrımı (tıpkı karayollarında olduğu gibi) -belirli aralıklarla belirli sayıda teknenin geçişi Korinth kanalı dar bir kanal olduğu için burada trafik her seferinde tek bir yönde akıyor diye tahmin ediyorum. Ben 2019 yılında Lefkada adasında yer alan yapay kanaldan geçerken çift yönlü bir trafik vardı ama Korinth geçişi gerçekleştirmedim hiç. Tüm bilgiler tek yönlü trafiğin olduğunu göstermekte ama yine de daha önce deneyimlemiş okuyucularımız var ise, lütfen bilgilendirin beni😊 Korinth geçişini yapıyoruz da hayalimizde yapay kanaldan geçişi canlandıramadık dediğinizi duyar gibiyim. O yüzden <a fr-original-style="" href="https://www.youtube.com/watch?v=-lOz4sR827M" rel="noopener noreferrer" style="color: rgb(9, 9, 9); text-decoration: none; background-color: transparent; outline: none; cursor: pointer; transition: color 0.3s ease 0s; touch-action: manipulation; user-select: auto; box-sizing: border-box;" target="_blank">buraya</a> sizin için kısa bir Korinth kanalı geçiş videosu ekledim.<img src="https://images.aposto.com/2021/4/2021-05-17T08:22:36.055Z_sm.jpeg" style="display: block; float: none; vertical-align: top; margin: 5px auto; text-align: center; width: 100%; max-width: 550px; border-style: none; position: relative; cursor: pointer; padding: 0px 1px; box-sizing: border-box;" ratio="0.80" fr-original-style="display: block; float: none; vertical-align: top; margin: 5px auto; text-align: center; width: 100%; max-width: 550px;" fr-original-class="fr-draggable">Korinth körfezi içinde seyir Korinth kanalından geçişimizi sorunsuz gerçekleştirdik ve artık körfez içindeyiz. Burada çok vakit kaybetmeden Kefalonya adasına doğru ilerlemeye devam edelim. Körfez içerisinde aslında çok fazla ziyaret edilebilecek koy, antik kent kalıntısı mevcut. Yunanistan’da olduğumuz için çok da şaşırılacak bir durum değil bu elbette. Körfezden çıkarken Rion-Antirion Köprüsünden geçerek ilerlememiz gerekmekte. Rion ve Antirion kasabalarını bağlayan bu köprü neredeyse 3km uzunluğunda. Bu tarz yerlerden geçerken lütfen araştırmalarınızı her zaman iyice yapın. Elinizde bir kitap varsa bir de internetten araştırın. Farklı kaynaklardan olası tüm tehlikeleri, sığlıkları vs. bilmekte fayda var. Korinth körfezinden son durak Kefalonya’ya doğru Rion-Antirion köprüsünü geçtik ve güneyde Patras şehrini gördük. Patras körfezinden çıktığımızda güney batıda Zakintos, batıda yani tam karşımızda Kefalonya, Kuzey batıda ise Lefkada adaları bulunmakta. Rotamızda görebileceğiniz gibi demirleme noktamızı Kefalonya adasının merkezi olarak geçen Argostoli şehri olarak seçtim. Bu nedenle adanın güneyinden dolanarak gayet korunaklı bir yapıya sahip olan Argostoli şehrine varmak için kuzeye doğru son bir tırmanış gerçekleştiriyoruz.<img src="https://images.aposto.com/2021/4/2021-05-17T08:10:07.783Z_sm.jpeg" style="display: block; float: none; vertical-align: top; margin: 5px auto; text-align: center; width: 100%; max-width: 550px; border-style: none; position: relative; cursor: pointer; padding: 0px 1px; box-sizing: border-box;" ratio="1.34" fr-original-style="display: block; float: none; vertical-align: top; margin: 5px auto; text-align: center; width: 100%; max-width: 550px;" fr-original-class="fr-draggable">Argostoli korunaklı bir koy içinde görünse de büyük ihtimalle batıda Akdeniz’den çok fazla rüzgar alıyordur. Bu nedenle alargada kalmak yerine, marinaya bağlanıp teknemizin güvenliğini sağlamak daha doğru gibi geliyor. Hem unutmayın ki, sanal dünya turumuzda bütçemiz sınırsız bu nedenle istediğimiz marinaya istediğimiz zaman bağlanabiliyoruz😊 Yunan adalarının en güzel yanlarından birisi de bana kalırsa, yapacak hiçbir şey bulamasanız bile görülecek ufak bir antik yapı kesin vardır😊 bu keşfi sizin yapmanız için yine bir <a fr-original-style="" href="https://www.youtube.com/watch?v=UmOQzgO-nfA" rel="noopener noreferrer" style="color: rgb(9, 9, 9); text-decoration: none; background-color: transparent; outline: none; cursor: pointer; transition: color 0.3s ease 0s; touch-action: manipulation; user-select: auto; box-sizing: border-box;" target="_blank">vlog</a> paylaşıyorum sizinle. Bağlandığımız yerlerde bu tarz amatör videolar ile gezi daha çok içindeymişiz havası veriyor gibi hissediyorum bu nedenle profesyonel gezi videolarını tercih etmiyorum. Bunu da belirtmiş olayım. Bir sonraki durağımız; Korfu adası Girişte belirttiğim gibi, 2 hafta önceki bültende sizlere sunmuş olduğumuz seçenekler arasından yine bir Yunan adası en çok oyu aldı. 2 hafta sonra Korfu adası için rotamızı kuzeye çevireceğiz ve bu arada söz verdiğim gibi, Lefkada adasındaki tünelden geçerek, oradaki deneyimlerimi de sizlerle paylaşacağım. Korfu’dan sonraki durağımızı seçeceğiniz yeni anketimiz aşağıda. Bu kadar gelmişken Adriyatik gezisi yapmazsak ayıp ederiz diye düşünüyorum. Şimdiden belirtiyim, Adriyatik içerisinde İtalya’nın batı kıyısına çok uğramadan daha az bilinen Karadağ ve Hırvatistan’da 1-2 limana uğrarız diye düşünmekteyim. Merak etmeyin, İtalya’da çok vakit geçireceğiz😊 Kişisel olarak en sevdiğim ülke olmasının yanında, tarihi, limanları, insanları ve elbette yemekleri ile uzun bir İtalya macerası bizi bekliyor. O zamana kadar Adriyatik turumuz için anketimizi doldurabilirsiniz. Son olarak da anketimizin en altında bulunan yorum kısmında görüşlerini bizimle paylaşan herkese çok teşekkürler. Hem yönlendirmeleriniz hem de motive edici mesajlarınız her seferinde çok farklı duygular yaşamama sebep oluyor, bu nedenle ben de her yazıda sizi daha çok bu yorum kısmını doldurmaya yönlendirmek istiyorum. 2 hafta sonra görüşmek üzere! <a fr-original-style="" href="https://forms.gle/qei2CEQJU8dmtYjx8" style="color: rgb(9, 9, 9); text-decoration: none; background-color: transparent; outline: none; cursor: pointer; transition: color 0.3s ease 0s; touch-action: manipulation; user-select: auto; box-sizing: border-box;" target="_blank">Yeni rotamızı belirleyecek anketimizi buradan doldurabilirsiniz.</a>&nbsp;

Yunanistan'ın doğu yakasındaki son durağımız Aeginas adasından, batı yakasındaki ilk durağımız olan Kefalonya'ya seyir yapıyor, arada da Korinth kanalını geçiyoruz 

Kefalonya ile ilgili hikayeler