
Emre Eminoğlu
İstanbul Film Festivali hakkındaki detayların ve festival programının açıklanacağı gün basın toplantısında, festivalin afişlerini ve tanıtım filmini gördüğümde nazar boncuğu imgesini görememek beni biraz üzüyor. Üniversite yıllarımdan beri hayatımın büyüyerek bir parçası olmuş, bu yıl kırk birinci yılını kutlayan festival, bence bir maşallahı hak ediyor. Nazar boncuksuz da olsa, elimizdekinin değerini anlamamızı sağlayan, görsel ve duygusal bir kampanyayla duyuruldu festival: Festivalin iki yıllık kâbusun ardından şehrin sokaklarına, sinema salonlarına, fuayelere geri dönüşünü müjdeleyen, sinemanın olduğu kadar şehrin ve insanlarının da başrolde olduğu afişler ve tanıtım filmleri görüyoruz bugünlerde. Doğru, kırk bir yıldır düzenli görülen bir rüya bu — ve sinemanın rüya anlarını kent hafızasının bir parçası hâline getirmek — sinemadan çıkmış insanları İstiklal Caddesi'ne ya da Bahariye Caddesi'ne salmak için yeniden geliyor. 41. İstanbul Film Festivali, 8-19 Nisan tarihleri arasında, Beyoğlu'nda Atlas Sineması, Beyoğlu Sineması ile Pera Müzesi, Nişantaşı'nda City's Sinemaları ve Kadıköy'de Kadıköy Sineması ile Sinematek/Sinema Evi'nin perdesinden sokaklara taşan rüyalarla sürecek. Festival biletleri, bugün satışa çıktı.
Festivalde ulusal ve uluslararası yarışmalar, dünya festivallerinin ödüllü filmlerini izleyebileceğin, yeni yönetmenler keşfedebileceğin bölümler, sinema tarihinden ya da sinemaya dair sürprizleri bulabileceğin sinefil köşeler ve hatta bir Sergio Leone retrospektifi var. 12 gün boyunca 164 yönetmenin 157 filminin gösterileceği bir festivalde seçim yapmak kolay değil. Belki festival programını çoktan yapmış, hatta bu sabah biletlerini almış olabilirsin, belki de bunun için hafta sonunu bekliyorsun. İster programındaki boşlukları yeni filmlerle doldurmak için olsun, ister bir yerden başlamak için, İstanbul Film Festivali ekibinden Kerem, Yusuf ve Zeynep'in önerilerini de dikkate al.
Elveda Leonora | Cinemania
91 yaşındaki Paolo Taviani’nin yıllarca birlikte yönetmenlik yaptığı kardeşi Vittorio olmadan yönettiği ve kardeşine adadığı film, Nobel ödüllü yazar Luigi Pirandello'ya büyük bir saygı duruşu niteliği taşıyor. 1934’te yazarın küllerinin Roma’dan Sicilya’ya taşınmasının olaylı hikâyesini anlatarak başlayan siyah beyaz film sonunda renklenerek yine Pirandello’nun hikâyelerinden birine bağlanıyor. Taviani’lerin başyapıtı Kaos’u unutamayanlar kaçırmasın. - Kerem Ayan, Festival Direktörü
Saloum | Mayınlı Bölge: Folk Horror
Aksiyon filmini usturubuyla çekebilmek beceriyken Saloum aksiyonun dozunu yüksek tutuyor, içine de sağlam birkaç doz doğaüstü ve “folklorik korku” ekliyor. Mayınlı Bölge’nin bu yıl büründüğü “folk horror” kisvesini yerelliğini de koruyarak taşıyan Saloum, bir yöresinden adını aldığı Gine-Bissau tarihine de değiniyor aslında. Saloum’u sevdim, beğendim, tavsiye ediyorum çünkü Afrika sinemasından uzaklaşmıyor, korku-gerilim-gizem öğelerini başarıyla aksiyona yediriyor ve temposunu hiç düşürmüyor. - Yusuf Pinhas, Uluslararası Fonlar ve Yayın Yöneticisi
Aşk, Mark ve Ölüm | Galalar
Aşk, Mark ve Ölüm, izlediğim andan beri aklımdan çıkmıyor. Zaten yönetmenin bir önceki belgeseli Remake, Remix, Rip-Off da bende aynı etkiyi yaratmış ve uzun süre kafamda dönüp durmuştu. Almanya’da yaşayan Türkiyeli göçmenlerin jenerasyonlara yayılan müzikal yolculuklarını odağına alan Aşk, Mark ve Ölüm; göçmenliğin ve arşivin farklı potansiyellerine etkileyici bir bakış sunuyor. Kabus Kerim’den Erci E’ye, Muhabbet’ten Killa Hakan’a yıldızlar geçidi de cabası. - Zeynep Naz İnansal, Festival Koordinatörü
Beautiful Beings / Berdreymi (2022, Guðmundur Arnar Guðmundsson)
Son olarak benden birkaç öneri;
- Saf çocukluğun izlerini taşıyan ama yetişkinliğin sert ve acımasız iklimini de hissettiren büyüme hikâyelerinden hoşlanıyorsan Beautiful Beings / Berdreymi (2022, Guðmundur Arnar Guðmundsson),
- Tek günde geçen, tansiyonun anbean yükseldiği filmlerden ve kadınların başrolde olduğu hikâyelerden hoşlanıyorsan Until Tomorrow / Ta farda (2022, Ali Asgari),
- ABD bağımsız sinemasıyla yatıp kalkıyor, kaybolmuş hisseden bir adam ve küçük yeğeniyle yollara düşmek istiyorsan C'mon C'mon (2021, Mike Mills),
- Doğa ve teknolojinin, kapitalist düzen ve emeğin çatışmasına ve sürekli çatışma hâlinde olsalar da bir arada kalmak ve acıları paylaşmak konusunda kararlı bir ailenin Altın Ayı ödüllü hikâyesi içinse Alcarràs'ı (2022, Carla Simón) listene ekleyebilirsin.
İlgili Başlıklar
nazar boncuğu
sp
Emre Eminoğlu
İstanbul Film Festivali
festival
İstiklal Caddesi
Bahariye Caddesi
Beyoğlu
Atlas Sineması
Beyoğlu Sineması
Pera Müzesi
Nişantaşı
Kadıköy Sineması
Sinema
Festival
Sergio Leone
İstanbul Film Festivali
Hikâyeyi beğendiniz mi?
Kaydet
Okuma listesine ekle
Paylaş
Nerede Yayımlandı?

🎬 İstanbul Film Festivali önerileri, Ghostly Kisses'ın yalnızlığı
Yayın & Yazar

Duende
Her hafta sinema ve müzik evreninden söyleşiler, incelemeler, öneriler, podcast’ler ve keşif notları e-posta kutunda.