Berrak zihinler için yalın, zengin, bağımsız bir Türkçe dijital medya üyeliği.
Ücretsiz Kaydol →
Doç. Dr. Filiz Eryılmaz
ALB Yatırım Başekonomisti. Bursa Uludağ Üniversitesi İktisat Bölümü Öğretim Görevlisi.
ABD’de 1 Eylül itibarıyla Cumhuriyetçilerle Demokratların borç tavanı konusunda anlaşamaması sonucu hükümet kapandı. Şimdi asıl merak konusu, bu kapanmanın ekonomi üzerine nasıl etkilerinin olabileceği meselesi.

Son ayların en belirsiz Fed akşamını geride bıraktık. Belirsiz olan faiz indiriminin ne kadar olacağı değildi. Piyasa FED’den bu ay 25 bp’lik bir faiz indirimini zaten bekliyordu. Asıl belirsiz olan, FED’in bundan sonraki toplantılarında hangi hız ve montanda faiz indirebileceğiydi. Buna ek olarak, FED’de uzun zamandır görmediğimiz üçlü muhalefetin bizi bekleyip beklemediği de bir diğer merak konusuydu.

Dün ABD’nin Wyoming eyaletinin Jackson Hole kasabasında, güzel dağ manzarası eşliğinde dört gözle beklenen Jackson Hole toplantıları başladı. Peki konuşma neden zorlu ve bu konuşma sonrasında piyasaları neler bekliyor?

İçeride ve dışarıda belirsizlikler bir miktar azalmış olsa da, yılın geri kalanında da varlıklarını korumaya devam edecek. Dışarıda Trump tarifelerinin nihai hali dün itibarıyla uygulamaya konmuş olsa da, tarife kaynaklı belirsizliklerin tam olarak ortadan kalktığını söylemek zor.

Bu haftaya damga vuran konu hiç şüphesiz ki artırılan stopaj oldu. Damga vurdu, çünkü kesinlikle beklenen bir karar değildi. Piyasa stopajın artırılmasını değil, aksine düşürülmesini bekliyordu.

Yılın ilk yarısı geride kaldı. Özellikle mart ayından bu yana hem içeride hem de dışarıda belirsizliklerin ve volatilitenin arttığı bir dönem yaşadık. Tüm bu belirsizliklere bir de iki hafta önce başlayan İsrail-İran çatışması da eklenince işler iyice sarpa sardı. Böylesi bir ortamda yılın ikinci yarısına birtakım beklentilerle giriyoruz. Hâliyle yatırımcıların da bu beklentilere uygun olarak proaktif bir yaklaşımla portföylerini yeniden ayarlamaları gereken kritik bir süreçten geçiyoruz.

Sene başından bu yana tarife belirsizlikleri, jeopolitik riskler ve merkez bankalarının yüklü alımları sarı metal altını yükseltmeye devam etti. Her ne kadar altın güçlü yükselmiş olsa da, diğer kıymetli maden olan gümüş yakın vadeye kadar dar bir bant aralığında salınmaya devam etti.

Dün itibariyle ABD federal ticaret mahkemesi, Trump’ın tarifeleri uygulamaya koyma yetkisine sahip olmadığı gerekçesiyle tarifelerin geçersiz olduğu kararını aldı. Peki şimdi ne olacak? Tarifelerin hepsi geri mi alınacak?

Yakın zamanda yaşanan siyasi gelişmeler ve risk iştahının artmasıyla borsalarda güçlü yükselişler gözlemlenirken, güvenli liman ihtiyacının azalmasıyla başta altın olmak üzere kıymetli madenlerde de satış baskısının arttığını gördük. Tabii bu gelişmelerle yatırımcıların en çok merak ettiği konuların başında, "Altın fiyatlarında yakın vadede çok sert bir düşüş görür müyüz?" sorusu geldi.

Ons altın 3.260 dolara kadar gerileyerek tam 240 dolar düşerken, gram altın da 4.012 TL seviyesine kadar gerileyerek 293 TL’lik bir düşüş yaşadı. Söz konusu gerilemenin nedeni yine Trump’ın klasikleşen U dönüşleri.
