Berrak zihinler için yalın, zengin, bağımsız bir Türkçe dijital medya üyeliği.
Ücretsiz Kaydol →
Faik Bulut
Araştırmacı gazeteci, yazar
Haziran ayındaki 12 günlük savaş ve İran'ın 2015’te imzaladığı 10 yıllık nükleer anlaşmanın kısa süre önce sona ermesi, İran’ın bölgedeki konumunu ve Ortadoğu'nun jeopolitiğini şekillendirecek nükleer silah anlaşmasını yeniden gündeme taşıdı. Sonuç olarak taraflar arasındaki nükleer anlaşma ne şekil alırsa alsın İran tarihî bir dönemeçte bulunuyor.

İsrail basını, George Washington Üniversitesi'nden ekonomist Joseph Pelzman'ın Gazze'nin yeniden inşası için hazırladığı planı bir yıl önce Trump'ın ekibine gönderdiğini yazdı. Ekonomi profesörü, Gazze’nin yeniden inşası için bölgenin tamamen boşaltılması gerektiğini ileri sürüyor. Peki bu durumda Filistin halkının egemenlik ve kendi kaderini tayin hakkı nerede kalacak?

“Gazze: Yeniden İnşa, Ekonomik Büyüme ve Dönüşüm Fonu” (GREAT Trust) adlı proje önerisi, Gazze Şeridi’ni devasa bir ekonomik projeye dönüştürmeyi amaçlıyor. Oluşturulacak bir fon aracılığıyla Gazze, İsrail ve Arap ülkelerini içeren Abraham Anlaşmaları'na dayalı bölgesel bir sistem içinde İsrail ile ekonomik olarak bütünleşecek. Filistin Yönetimi’nin de daha sonraki bir aşamada bu sisteme katılacağı varsayılıyor.

Komisyon çalışmaları, bir giz-gizem perdesi arkasında yürütülüyor. Meclis Komisyonu'ndaki konuşmaların metinleri okunduğunda ise çalışmaların gidişatı hakkında fikir sahibi olmak bir nebze kolaylaşıyor. 12 Ağustos 2025 tarihli Meclis Komisyonu'nda kim, ne söyledi ve bu konuşmalar gidişat hakkında neye işaret ediyor olabilir?

İsrail ordusunun Arapça sözcüsü Avichay Adraee, basın toplantılarındaki beşuş yüzü ve bıyık altı gülümsemesi, Arap kültürünün referanslarıyla süslediği konuşmalarıyla sosyal medyada bambaşka bir imaj sergilese de kendisi hakkındaki değerlendirmelerin büyük kısmı, kamuoyuna gösterdiği "melek yüzü"nün ardında ancak ve ancak can almaya gelen bir “ölüm meleği” olduğu yönünde.

Francesca Albenese, bu dünyada mücadelenin ve umudun örneği olarak vicdan ve prensip sahibi olanlar en az zalimler kadar çoğaldıkça yolun sonunun aydınlık olacağını bizlere gösteriyor.

Ortadoğu gündeminde bu hafta Fransa'dan başlayarak Batı ülkelerinden gelen Filistin devletini tanıma açıklamaları ve SDG Genel Komutanı Mazlum Abdi’nin Fransa’nın başkenti Paris’te HTŞ yetkilileriyle yaptığı görüşmenin boşa çıkması vardı. Bu iki olayın perde arkası.

Suriye ve Türkiye’de, 11-17 Temmuz 2025 tarihleri arasında biri beklenen, ikisi sürpriz olan üç ciddi gelişme yaşandı: PKK'nın silah bırakması, Suriyeli Kürtlerin Şam ile anlaşmazlığı ve Dürzi-Bedevi çatışması. Birbirini takip eden kritik gelişmeler ve bağlantıları.

Suriye’deki yeni yönetimin şeriat temelli uygulamaları kadınları tedirgin edip korkutuyor. Korkular boşuna da değil. Daha önce diledikleri gibi giyinen kadınlar, son dönemlerde örtünmeye zorlanıyor. 10 Haziran tarihli genelgede sahillerde ve yüzme havuzlarındaki giyim-kuşamı kısıtlayan talimatlar da bunun son örneği.

Başta ABD olmak üzere Batılı ülkeler, İsrail ile aynı coğrafyada yer alan Ortadoğu ülkelerinde nükleer tesis kurulmasına ve silah üretilmesine şiddetle karşı çıkıyorlar. Gelgelelim söz konusu İsrail olunca, kendi stratejik çıkarları açısından nükleer silah üretilmesine göz yumuyorlar. 1986'da İsrail'in Dimona Nükleer Tesisi'yle ilgili bilgileri basına sızdıran Mordehay Vanunu'nun başına gelenler de bunun örneklerinden...

