<h2 fr-original-style="" style="margin: 0px; color: rgba(0, 0, 0, 0.85); font-weight: 500; padding: 0px; box-sizing: border-box;">KUSURSUZ OLMAK YA DA OLMAMAK</h2>İkinci el lüks ürün satışıyla öne çıkan platform&nbsp;The RealReal, sekiz lüks markayla iş birliği yaparak tasarım ürünleri ileri dönüştürdüğü <a fr-original-style="" href="https://www.therealreal.com/flash_sales/recollection-01-6989" rel="noopener noreferrer" style="color: rgb(9, 9, 9); text-decoration: none; background-color: transparent; outline: none; cursor: pointer; transition: color 0.3s ease 0s; touch-action: manipulation; user-select: auto; box-sizing: border-box;" target="_blank">bir projeye</a> imza atıyor.&nbsp;<div fr-original-class="fr-img-space-wrap" fr-original-style="" style="box-sizing: border-box;"><span contenteditable="false" draggable="false" fr-original-class="fr-img-caption fr-draggable" fr-original-style="display: block; vertical-align: top; margin: 5px auto; text-align: center; width: 100%; max-width: 550px;" style="display: block; vertical-align: top; margin: 5px auto; text-align: center; width: 100%; max-width: 550px; position: relative; box-sizing: border-box;"><img src="https://images.aposto.com/2021/3/2021-04-08T18:16:39.704Z_sm.jpeg" style="display: block; vertical-align: top; margin: 5px auto; text-align: center; width: 100%; max-width: 550px; border-style: none; position: relative; cursor: pointer; padding: 0px 1px; box-sizing: border-box;" alt="TheRealReal" ratio="Infinity" fr-original-style="display: block; vertical-align: top; margin: 5px auto; text-align: center; width: 100%; max-width: 550px;" fr-original-class="fr-draggable"><span contenteditable="true" fr-original-class="fr-inner" fr-original-style="" style="outline: transparent solid 0px; box-sizing: border-box; margin: auto; display: block; padding: 5px 5px 10px; font-size: 14px; font-weight: 400; opacity: 0.9; width: 100%;">Fotoğraf: TheRealReal<hr fr-original-style="" style="height: 0px; overflow: visible; border-bottom: none; clear: both; user-select: none; break-after: page; box-sizing: border-box;">ReCollection:&nbsp;Bazı şeylerin değiştiğini kabul etmek gerek. Burnundan kıl aldırmayan lüks markalar, şimdilerde kusursuz imajlarından ödün veriyor ve müşteriye kusuru, defosu veya hasarı nedeniyle asla ulaşamayacak olan ürünlerini yok saymak yerine değerlendirmek üzere harekete geçiyor. The RealReal ReCollection adını verdiği projede A-Cold-Wall, Balenciaga, Dries Van Noten, Jacquemus, Simone Rocha, Stella McCartney ve&nbsp;Ulla Johnson gibi markaların yer alıyor. Proje kapsamında tasarımcıların bağışladığı toplamda sayısı 50'ye ulaşan tasarım, Los Angeles merkezli döngüsel modayı odağına alan Atelier &amp; Repairs dokunuşuyla, yeni kumaş kullanmadan özgün tasarımlara dönüşüyor. Ürünleri çöpe gitmektense döngüde tutan proje, potansiyel atıklara ikinci bir şans verirken lüks markaların döngüsel modaya nasıl fayda sağlayabileceklerine de örnek oluyor.</div>

Angst

En son attığın/bağışladığın/sattığın/ileri veya geri dönüştürdüğün giysiyi ne zaman aldın ve kaç kez giydin? McKinsey &amp; Company'nin <a target="_blank" rel="noopener noreferrer" href="https://link.apostonews.com/click?uri=aHR0cHM6Ly9saW5rLmFwb3N0b25ld3MuY29tL2NsaWNrP3N0b3J5PTVmYTNkNTFhYmVlMTM0MDAwNzY1NzAxYiZ1c2VyPTVmODgwZmExYTM2MmU4MDAwODUwOTU2YyZhdXRob3I9NWYxYzMxOTRmY2E4ZGUwMDA5Njc2MGY1JnVybD1odHRwcyUyNTNBJTI1MkYlMjUyRnd3dy5tY2tpbnNleS5jb20lMjUyRmJ1c2luZXNzLWZ1bmN0aW9ucyUyNTJGc3VzdGFpbmFiaWxpdHklMjUyRm91ci1pbnNpZ2h0cyUyNTJGc3R5bGUtdGhhdHMtc3VzdGFpbmFibGUtYS1uZXctZmFzdC1mYXNoaW9uLWZvcm11bGE="">araştırmasına göre</a>, yaşadığımız dönemde tüketiciler giysilerini dolaplarında 15 yıl öncesinde tuttuklarının yarısı kadar tutuyor. Yedi veya sekiz kez giyildikten sonra gözden çıkarılan parçalar, kendilerini genellikle ihtiyacı olanların elinde veya geri dönüşüm kutularında değil, atık sahalarında buluyor. Yapılması gereken ne peki? Kısaca, ihtiyaç dışı alışveriş yapmamak. Ancak bu o kadar da kolay değil. 15 yıl kadar kısa bir süre içinde değişen tüketici alışkanlıklarının temelinde, modanın son dönemde hiç olmadığı kadar karşı konulamaz bir arzu nesnesine dönüşmesi; sosyal medyanın bunda kilit rol oynaması ve hızlı modanın ivmesinin kaçınılmaz bir şekilde artması yatıyor. Bulunduğumuz nokta, hepsinin birbirini tetiklediği bir çıkmaz yol.<h1>Yeni giysilerle tazelenen özgüven</h1>İnsanların idealize ettiği pek çok farklı konu var; sürekli yeni kıyafetler giymek bunlardan sadece biri. Sosyal medya ise tam da bu yönde bir algının oluşması, yeşermesi ve meyvesini vermesi için ideal zemini sunuyor. Mesela, Instagram dünyasının en popüler moda etiketlerinden birini düşünelim; #ootd yani “outfit of the day”, hızlı modanın da favorisi şüphesiz. Moda influencer’larından, moda ilgililerine her yaş, cinsiyet ve ülkeden kullanıcının kullandığı #ootd etiketi altında an itibarıyla 333 milyon paylaşım var. Bu etiketi, sunduğu içeriğin vazgeçilmez bir parçası yapanların paylaşımları sadece kullanıcının giydiklerini öne çıkarmakla kalmıyor, bir yaşam stilini de yansıtıyor. Savurgan bir yaşam stilini.Sürekli yeni giysilerle paylaşım yapan kullanıcıların kendilerinin veya giydiklerinin arzu nesnesine dönüşme hâli ise bu savurganlığın yayılmasına neden oluyor. Yüksek takipçili, paylaşımları bol beğeni ve yorum alan hesaplar idealize ediliyor. Etki altında kalan takipçiler, beğendiği Jacquemus marka çantanın aynısını olmasa da benzerini alıyor, güncel sezonu yansıtan parçaları mutlaka ediniyor, gördüğüne benzer şekilde kombinliyor ve bir tatmin yaşıyor, ta ki yeni bir #ootd paylaşımını görene kadar. Keza, takip ettikleri hesap bir moda influencer’ına aitse, bu senaryo devamlı yaşanıyor.Influencer’ların içeriklerinin önemli bir bölümünü her hafta markaların gönderdiği paket açım videoları oluşturuyor. Takipçilerinin erişmesinin son derece güç olduğu bir kıyafet sirkülasyon sisteminin reklamını yapan figürlere önceki sezonlardan kalan parçaların ne olduğunu soran olmuyor. Kullanılmayan ürünler çekilişlerle dağıtılıyor, peki ya kullanılan ancak bu sezonun ürünlerinden muhtemelen bir daha sıra gelmeyecek olan giysiler? Neden işin bu kısmıyla ilgilenmiyoruz?<h1>Kimin ekmeğine yağ sürüyorum?</h1>Sosyal medyanın hızlı modanın ekmeğine yağ sürdüğü bir dönemde bilinçli davranmak, yapılanın ardındaki niyeti görebilmek pek kolay değil. Ancak bir değişimin başladığı da inkâr edilemez. Bu noktada, sistemin aktığı yönün aksine, akıntının tersine kürek çekmek; her yıl sayısız kıyafet atmak ve yenisini almak yerine, kıyafetlerininin ömrünü uzatmak istiyorsan; yapabileceğin birkaç şey var pek tabii.<h1>Neler yapabilirim?</h1><h2>1- Öncelikle, bir kıyafeti ne kadar çok yıkarsan o kadar hızlı yıpranır. Buna ek olarak, her yıkamanın (kuru temizlemeyi saymıyoruz dahi) harcanan su, enerji ve kullanılan kimyasal içerikli ürünler nedeniyle doğaya verdiği zarar çok ciddi boyutlarda. Evet temizlik önemli ancak her kıyafetin bir kez kullanıldıktan sonra yıkanmasına gerek yok. Kıyafetleri olabildiğince havalandırarak birkaç kez kullanman sana tasarruf, doğaya fayda sağlar.</h2><h2>2- Çamaşır makinesi işin içine girecekse; varsa 10 veya 15 dakikalık su ve temizleme ürünü gerektirmeyen koku giderici programla kıyafetlerine sinen kokudan hızlıca kurtulabilirsin. Planlarında yeni bir çamaşır makinesi almak varsa, bu programın olduğu enerji tasarruflu bir ürün seçmeye özen gösterebilirsin. Yıkaman gerekiyorsa, kimyasal içermeyen temiz içerikli deterjanlar kullan, 40 derece yerine 30 derecede yıkamak dahi makinenin harcadığı enerji düşünüldüğünde fayda sağlıyor. Son olarak, yurt dışı merkezli bazı markaların kuru şampuan gibi evde hızla uygulanabilecek doğal içerikli kuru temizleme spreyleri bulunuyor; giysileri pratik bir şekilde, su ve enerji kullanmadan temizlemeyi mümkün kılıyor. Türkiye’de de önümüzdeki yıllarda gündemde olması muhtemel. &nbsp;</h2>Özetlemek gerekirse, kıyafetlerin ömrünü uzatmak, dünyanın ömrünü uzatmak anlamına geliyor. <a target="_blank" rel="noopener noreferrer" href="https://link.apostonews.com/click?uri=aHR0cHM6Ly9saW5rLmFwb3N0b25ld3MuY29tL2NsaWNrP3N0b3J5PTVmYTNkNTFhYmVlMTM0MDAwNzY1NzAxYiZ1c2VyPTVmODgwZmExYTM2MmU4MDAwODUwOTU2YyZhdXRob3I9NWYxYzMxOTRmY2E4ZGUwMDA5Njc2MGY1JnVybD1odHRwcyUyNTNBJTI1MkYlMjUyRnJsc2QuY28lMjUyRnAlMjUyRm8zZHdFZw=="">Araştırmalara göre</a>, dünyada giysiler şu ankinden sadece %10 daha uzun süre kullanılsa (yeni kıyafet almamak koşuluyla) 3 milyon ton karbondioksit salımının ve 150 milyon litre su kaybının önüne geçilebilir. Yapmamız gereken şey sürekli yeni ve “trend” olanın peşine düşmek, bağlantılar için yukarı kaydırmak ya da indirim dönemlerinde plansız alışveriş yapmak değil; az, öz ve kararında yaşamak.

Az, öz ve kararında yaşamak.

KÜREĞİ AKINTININ TERSİNE ÇEKMELİ

<h3>Moda sektörü, gerçekleri göstermeye cüret ediyor mu? Sektördeki en büyük problemlerden eşit temsiliyet, sürdürülebilirlik, etik üretim ve hayvan hakları meselelerini ilgilendiren gelişmelere bakıyoruz. &nbsp;</h3><h2>Yeni Versace kadını</h2>Milano Moda Haftası kapsamında 2021 İlkbahar/Yaz koleksiyonunu tanıtan Versace’nin podyumunda ilk defa plus-size modeller <a target="_blank" rel="noopener noreferrer" href="https://link.apostonews.com/click?uri=aHR0cHM6Ly9saW5rLmFwb3N0b25ld3MuY29tL2NsaWNrP3N0b3J5PTVmNzg5OTRlZDE0ODY0MDAwNzU4ZGUzOCZ1c2VyPTVlYjU0M2NmNzA2NDk0MjU1ZWNmNmE4MCZhdXRob3I9NWYxYzMxOTRmY2E4ZGUwMDA5Njc2MGY1JnVybD1odHRwcyUyNTNBJTI1MkYlMjUyRnd3dy5kYXplZGRpZ2l0YWwuY29tJTI1MkZmYXNoaW9uJTI1MkZhcnRpY2xlJTI1MkY1MDU3MyUyNTJGMSUyNTJGdmVyc2FjZS1zczIxLW1pbGFuLWZhc2hpb24td2Vlay1wbHVzLXNpemUtbW9kZWxzLWppbGwta29ydGxldmUtcHJlY2lvdXMtbGVl"">yürüdü</a>.<figure class="image"><img src="https://images.aposto.com/images-2020-10-03T20:37:21.238Z.jpeg" alt="Versace 2021İlkbahar/Yaz "><figcaption>Versace 2021İlkbahar/Yaz&nbsp;</figcaption></figure>• Sektörde ilerleme kaydediliyor: Moda dünyası hızlı ve büyük adımlar atıyor; çoktan atılmış olması gereken adımlar olsa da. Geçtiğimiz hafta moda dünyasının eşit temsiliyet konusuna kafa yorduğundan bahsetmiştik. Şimdi bu alanda bugüne kadar sesini duymadığımız markaların da sesini yükseltmesi fazlasıyla sevindirici. Versace tarihinde ilk kez podyumda yürüyen plus-size modeller; Jill Kortleve, Alva Claire ve Precious Lee'le markanın bambaşka ve karizmatik bir yüzünü ortaya koydu. Kortleve’ye öncesinde <a target="_blank" rel="noopener noreferrer" href="https://link.apostonews.com/click?uri=aHR0cHM6Ly9saW5rLmFwb3N0b25ld3MuY29tL2NsaWNrP3N0b3J5PTVmNzg5OTRlZDE0ODY0MDAwNzU4ZGUzOCZ1c2VyPTVlYjU0M2NmNzA2NDk0MjU1ZWNmNmE4MCZhdXRob3I9NWYxYzMxOTRmY2E4ZGUwMDA5Njc2MGY1JnVybD1odHRwcyUyNTNBJTI1MkYlMjUyRnd3dy5kYXplZGRpZ2l0YWwuY29tJTI1MkZBbGV4YW5kZXItbWNxdWVlbg=="">Alexander McQueen</a>, <a target="_blank" rel="noopener noreferrer" href="https://link.apostonews.com/click?uri=aHR0cHM6Ly9saW5rLmFwb3N0b25ld3MuY29tL2NsaWNrP3N0b3J5PTVmNzg5OTRlZDE0ODY0MDAwNzU4ZGUzOCZ1c2VyPTVlYjU0M2NmNzA2NDk0MjU1ZWNmNmE4MCZhdXRob3I9NWYxYzMxOTRmY2E4ZGUwMDA5Njc2MGY1JnVybD1odHRwcyUyNTNBJTI1MkYlMjUyRnd3dy5kYXplZGRpZ2l0YWwuY29tJTI1MkZqYWNxdWVtdXM="">Jacquemus</a>, <a target="_blank" rel="noopener noreferrer" href="https://link.apostonews.com/click?uri=aHR0cHM6Ly9saW5rLmFwb3N0b25ld3MuY29tL2NsaWNrP3N0b3J5PTVmNzg5OTRlZDE0ODY0MDAwNzU4ZGUzOCZ1c2VyPTVlYjU0M2NmNzA2NDk0MjU1ZWNmNmE4MCZhdXRob3I9NWYxYzMxOTRmY2E4ZGUwMDA5Njc2MGY1JnVybD1odHRwcyUyNTNBJTI1MkYlMjUyRnd3dy5kYXplZGRpZ2l0YWwuY29tJTI1MkZ2YWxlbnRpbm8="">Valentino</a> ve <a target="_blank" rel="noopener noreferrer" href="https://link.apostonews.com/click?uri=aHR0cHM6Ly9saW5rLmFwb3N0b25ld3MuY29tL2NsaWNrP3N0b3J5PTVmNzg5OTRlZDE0ODY0MDAwNzU4ZGUzOCZ1c2VyPTVlYjU0M2NmNzA2NDk0MjU1ZWNmNmE4MCZhdXRob3I9NWYxYzMxOTRmY2E4ZGUwMDA5Njc2MGY1JnVybD1odHRwcyUyNTNBJTI1MkYlMjUyRnd3dy5kYXplZGRpZ2l0YWwuY29tJTI1MkZmZW5kaQ=="">Fendi</a> gibi markaların podyumunda rastlamıştık, Claire Chanel podyumunda yürüyen ilk plus-size model olmuştu, Lee ise Miu Miu’nun son kampanya yüzüydü.&nbsp; • Peki ne kadar samimi? Markaların bunu tıpkı sürdürülebilirlik projeleri gibi prestij için mi yoksa temsiliyet konusuna önem vermeye başladıkları için mi yaptıkları soru işareti ancak günün sonunda verilen mesaj yerli yerinde.&nbsp;&nbsp;

• Eskiye dönmeli miyiz? Moda haftaları ve couture defileleri dijital platformlarda gerçekleşirken pandemiden sonra düzenlenen ilk moda haftası, karantinadan en erken çıkan ve Avrupa ülkelerinden daha hızlı ve başarılı bir şekilde "normale" dönen Danimarka’nın başkenti Kopenhag'ta düzenlendi. Salgın sonrası ilk moda haftası geride kalırken kabuk değiştirmeye çalışan moda sektörünün pandemi öncesindeki düzene tutunma çabası ne kadar akıllıca karar vermekte güçlük çekiyoruz.<figure class="image"><img src="https://images.aposto.com/images-2020-08-16T08:30:20.827Z.jpeg" alt="Fotoğraf: Søren Jepsen"><figcaption>Fotoğraf: Søren Jepsen</figcaption></figure><ul><li>Ortaya karışık: Kopenhag Moda Haftası; koleksiyon sunumları, özgün filmler, sergiler, enstalasyonlar, canlı defileler ve önden kurgulanmış videoların olduğu “hibrit” bir sisteme geçti. 32 şovun yer aldığı üç günlük periyodun tamamını ise CPHFW72H platformunda Kopenhag’a gelemeyenlere sunuldu. Moda haftası, ulaşılabilir ve çok yönlüydü; ancak ne kadar yenilikçiydi? &nbsp;</li><li>Gelecek mi geçmiş mi? Moda sektöründe uzun süredir konuşulan, pandemi sürecinde daha da farkına varılan; moda haftalarının fazla üretimi ve fazla tüketimi tetikleyen döngüsüne yeni bir formül bulmak gerçek bir gereklilik. Sektörün ciddi atığa sebep olan moda haftalarından vazgeçmeye hevesli olmadığını tahmin etmek güç değil. Koleksiyonlarını, küçük bir kitleyle de olsa defileyle tanıtan Jacquemus, Louis Vuitton ve Valentino gibi markalar ve pandeminin müsaade ettiği ilk fırsatta dijital ağırlıklı da olsa moda haftası düzenleyen Kopenhag, modanın işleyişi mevzu bahis olduğunda sektörün geleceğine mi yoksa geçmişine mi yatırım yapıyor soru işareti...</li></ul>

• Lüks moda evlerini günümüzün yeni restorancıları olarak görmeye alıştık mı? Alışveriş arası mağazanın içinde yemek molası verebilmek normal mi? Jacquemus’den Dolce &amp; Gabbana’ya, Prada’dan Louis Vuitton’a, Gucci’den Ralph Lauren’e moda sektörünün birçok lüks markası dünyanın farklı noktalarında restoran ve kafeleriyle karşımıza çıkıyor ve çıkmaya da devam edecek gibi görünüyor. Modanın gastronomi sektörüne yönelimi ilk bakışta heves gibi gözükse de, arka planda ekonomik ve sosyal nedenlere dayanan planlı bir geçiş söz konusu.<figure class="image"><img src="https://images.aposto.com/images-2020-06-20T12:46:08.279Z.jpeg" alt="Fotoğraf: Vogue, Oursin by Jacquemus"><figcaption>Fotoğraf: Vogue, Oursin by Jacquemus</figcaption></figure><ul><li>&nbsp;Giderek daha çok müşterinin internet alışverişine yöneldiği bir dönemde yaşıyoruz. İster istemez bundan mağazalara binlerce lira kira ödeyen moda evleri de etkileniyor. Restoran veya kafe açmak ise müşteriyi mağazaya çekmek için etkili bir yol. Açtıkları restoran ve kafelerle müşterilerine mağazalara gelmeleri için yeni bir neden veren markalar aynı zamanda müşterilerinin mağazada geçirdikleri süreyi artırarak daha derin bir marka deneyimi sunuyor ve satışlarını artırma fırsatı <a target="_blank" rel="noopener noreferrer" href="https://www.marieclaire.fr/marques-mode-restaurants,1338838.asp">buluyor.</a> &nbsp;</li><li>Restoran ve kafe açmak moda evlerine göre müşteri sadakatini artırmak ve yeni müşterilerin ilgisini çekmek için önemli bir rol oynuyor. Moda’nın yanı sıra gıda sektörü aracılığıyla yeni bir deneyim sunan haute couture markalar, bu yolla müşterileriyle aralarındaki ilişkiyi güçlendirme ve pekiştirme imkanı<a target="_blank" rel="noopener noreferrer" href="https://madame.lefigaro.fr/style/restos-jacquemus-et-jeanne-damas-confitures-amelie-pichard-pourquoi-la-mode-met-les-petits-plats-dans-les-grands-110719-166059"> elde ediyor.</a> &nbsp;</li><li>Louis Vuitton gibi markaların bu sektöre yönelmesinin bir diğer önemli nedeni ise markanın evreniyle uyumlu bir yaşam tarzı<a target="_blank" rel="noopener noreferrer" href="https://www.getplanet.eu/newsletters/louis-vuitton-ouvre-son-premier-restaurant-pour-faire-ressentir-lexprience-du-luxe"> sunmak</a>. &nbsp;</li><li>Daha çok yüksek gelirli ekonomik gruba hitap eden bu tarz markalar, restoran ve kafeleri aracılığıyla daha alt gelirli gruplara da markanın sunduğu lüks deneyimi, “ayrıcalıklı yaşamı” deneyimleme fırsatı veriyor. Ne de olsa Prada’da kahve içmek ya da Ralph Lauren’de yemek yemek oralardan alışveriş yapmaktan çok daha karşılanabilir. Bundan dolayı gıda sektörüne giriş aslında bu markalar için çok daha geniş bir yelpazeye hitap etmek demek. &nbsp;</li><li>Moda ve lüks üzerine uzmanlaşmış yazar ve eğitim görevlisi Éric Briones’a göre moda ve gastronomi ikilisinin birleşiminin bir diğer nedeni de Asya'dan gelen müşterilerin lüks moda evlerinin hedef kitlesinde büyük bir yer tutması ve bu kitlenin bu tarz restoranlara yoğun ilgi göstermesi. Yapılan araştırmalara göre Çin’in büyük alışveriş merkezlerinde elde edilen kârın %50’sini bu tarz restoran ve kafeler <a target="_blank" rel="noopener noreferrer" href="https://www.lemonde.fr/m-mode-business-of-fashion/article/2015/09/14/les-marques-de-mode-passent-a-table_4753143_4497393.html">oluşturuyor.</a></li></ul>

Jacquemus ile ilgili hikayeler