Stefania Constantini, Beijing 2022’nin ilk curling turnuvası olan karışık çiftlerdeki İtalya takımının Amos Mosaner ile birlikte iki oyuncusundan biri. Mosaner takımın nispeten daha deneyimli yarısı, PyeongChang 2018’den Olimpiyat atmosferini solumaya alışık. Stefania Constantini’nin ise ilk defa yer aldığı Olimpiyat’a yeni bir soluk getirdiğini öne sürmek yanlış olmaz.Yaklaşık 400 lisanslı oyuncunun bulunduğu İtalya, curling geleneği olan bir ülke değil. Olimpiyat’ta şimdiye kadar elde ettikleri en iyi derece, ev sahibi oldukları Torino 2006’da erkeklerde Joel Retornaz takımının aldığı yedincilikti, Dünya Şampiyonası’nda ise en iyi dereceleri, 1976’da erkeklerde, 1980’de ise kadınlarda kazandıkları beşincilik. Böyle olunca İtalya’yı curling’de bir Olimpiyat podyumunda görmek çok kimsenin aklından geçmiyordu. Ancak Constantini/Mosaner ikilisi bütün beklentilere meydan okudu.Olimpiyat programına ilk defa dört yıl önce dahil olan ve Beijing’de katılan takım sayısı sekizden ona çıkartılan karışık çiftler turnuvasında, İtalya bütün maçlarını kazanarak altın madalyaya uzandı. Bunda takım adına end’lerin ilk ve son atışlarını yapan Stefania Constantini’nin rolü ise büyüktü.1999’da dünyaya gelen Constantini, uluslararası curling arenasına ilk kez 2016’daki Gençler Kış Olimpiyatları’nda çıktı. Bir yıl sonra, 2017’de ise Constantini takımı İtalya’ya Avrupa Şampiyonası’nda bronz madalya kazandırdı. Geçtiğimiz yıl ise Amos Mosaner ile güçlerini ilk kez birleştirerek Dünya Şampiyonası’nda, grupta yaptıkları dokuz maçın yedisini kazanarak play-off turuna yükseldiler. Yarı finalden önce Norveç’e yenilen tandem, yine de bu sonuçla Olimpiyat bileti almayı başardı.Stefania Constantini, İtalya’nın namağlup elde ettiği altın madalya yolculuğunda oynadığı büyük rolle bir anda dikkatleri üzerine çekti. Grup maçlarında %79.7 ile en iyi atış yüzdesine sahip dördüncü oyuncu olan Constantini, yarı final ve finallerde de İtalya’nın kazandığı galibiyetlerde başroldeydi. End’lerin ilk ve son atışlarını yaptığı için daha çok kullandığı yerleştirme (draw) atışlarında yarı finalde %81, finalde ise %88’lik yüzdelerle oynadı. Yarı finalde İsveç’e karşı aldığı galibiyette çaldıkları dört end’de de bu atışların payı büyüktü.Stefania Constantini henüz 22 yaşında dünyanın zirvesine çıktı. Bir sonraki Olimpiyat ise memleketi Cortina d’Ampezzo’da olacak. Her şey yolunda giderse, Stadio Olimpico del Ghiaccio’da iki kulvarda birden madalya kovalama şansına ulaşacak. Beijing’de kazandığı altınla, şimdiden bize geleceğin bir önizlemesini gösterdi bile.

İçinde bulunduğumuz curling sezonunda İskoçlar için her şey yolunda gidiyor. Sporun köklerinin bulunduğu ülkenin erkek ve kadın takımları Avrupa Şampiyonası’nda duble yaptı, hem de erkeklerde ve kadınlarda aynı yıl mutlu sona ulaşan üçüncü ülke oldular. Hemen ardından da beklendiği üzere Eve Muirhead takımının Olimpiyat bileti almasıyla üç kulvarda birden altın madalya yarışına girdi. İskoçya’da Bruce Mouat ve Eve Muirhead takımlarının Avrupa Şampiyonası başarıları öyle baskın performanslarla geldi ki, iki ekip yaptıkları toplam 22 maçta yalnızca bir kez yenildiler. İtalya’nın Eve Muirhead takımını yendiği maçta galip takımın skip’liğini yapan Stefania Constantini ise Olimpiyat’ın şimdiden en özel hikayelerinden birine imza attı.

GELECEK, ŞİMDİ

Zoi Sadowski-Synnott, snowboard slopestyle yarışmaları öncesinde favorilerden bir tanesi, hatta en büyüğüydü. Zira olimpiyatın hemen öncesinde X Games’te altın madalya kazanmıştı ve oldukça formdaydı. Formunu Beijing’e de taşıyan genç snowboard’cu, henüz cumartesi günkü yarı final müsabakalarında 86.75 puanlık serisiyle ilk sırada yer aldı ve pazar günü yapılacak final turunun bir numaralı favorisi olduğunu kanıtladı. Final turunda daha da iyi bir seri sunmayı başaran yıldız sporcu, üçüncü hakkında elde ettiği 92.88’lik puanla en yakın rakibi Julia Marino’ya beş puandan fazla fark atarak altın madalyayı kazandı.Sadowski-Synnott, genç yaşına rağmen bir olimpiyat çaylağı değil, hatta bu onun ilk olimpiyat madalyası da değil. 2018 PyeongChang’da henüz 16 yaşındayken Big Air dalında bronz madalya kazanmış ve Yeni Zelanda’ya tarihinin ikinci kış olimpiyatları madalyasını getirmişti. Genç snowboard’cu öylesine önemli bir yetenek ki, bu altın madalya belki de Yeni Zelanda için, kendisi için olduğundan daha büyük bir anlam ifade ediyor. Hele de madalya ülkenin ulusal günü olan Waitangi Günü’nde gelince. &nbsp;Altın madalyanın ardından Zoi Sadowski-Synnott kadar yıldızlaşan bir başka isim de babası Sean oldu. Kızının müsabakayı kazanmasının hemen ardından ülkesinde Newshub kanalının sorularını yanıtlayan Baba Synnott, f harfiyle başlayan İngilizce küfrü sıkça kullanmasıyla dikkat çekti. Zoi ise bu röportaj kendisine sorulduğunda: “Sanırım içkiyi biraz fazla kaçırmış. Ama onu suçlayamazsınız, o gün Waitangi Günü’ydü ve kızı biraz önce olimpiyat altını almıştı” diyerek bunu normal karşıladığını belirtti.<a data-type="embed" fr-original-style="" href="https://twitter.com/e_maur1/status/1490198641491181569?s=20&t=EkIFl6MEK2Vg-W169HE3vg" rel="noopener noreferrer" style="color: rgb(9, 9, 9); text-decoration: none; background-color: transparent; outline: none; cursor: pointer; transition: color 0.3s ease 0s; touch-action: manipulation; user-select: auto; box-sizing: border-box;" target="_blank"><img src="https://embed.apos.to/assets/2022/1/2022-02-12T07:23:29.356Z.png" style="display: block; vertical-align: top; margin: 5px auto; text-align: center; width: 100%; max-width: 550px; border-style: none; position: relative; cursor: pointer; padding: 0px 1px; box-sizing: border-box;" ratio="1.02" width="550" fr-original-style="display: block; vertical-align: top; margin: 5px auto; text-align: center; width: 100%; max-width: 550px;" fr-original-class="fr-draggable"></a>Sean Synnott’un rahat ve esprili bir kişilik olduğu, ülkesinde Stuff web sitesine verdiği röportajla daha iyi anlaşıldı. Kızının bu madalya için ne gibi fedakarlıklarda bulunduğu sorulduğunda: “Bulaşıkları yıkamak, çimleri biçmek, odasını temizlemek, evi süpürmek. Tüm bunları feda etti” diyerek sporda fedakârlık konusuna yepyeni bir boyut getirdi.Zoi ve ailesi yeniden bir araya gelmek için biraz daha beklemek zorunda. Zira yıldız sporcunun işi henüz bitmedi. Dört yıl önce bronz kazandığı Big Air’de 14 ve 15 Şubat’ta yeniden sahne alacak Sadowski-Synnott bu kez tabii ki altını hedefliyor. &nbsp;&nbsp;

Kış sporları deyince Yeni Zelanda akla ilk gelen ülkelerden bir tanesi değil. Yeni Zelanda deyince de ilk akla gelen sporlar kış sporları değil. Ancak Beijing 2022’de 20 yaşındaki genç bir yıldız Yeni Zelanda’yı kış sporları haritasına sokmayı başardı. Ülkesine tarihinin ilk kış olimpiyatları altın madalyasını getirmesiyse kesinlikle sürpriz değildi. 

UÇAN KİWİ

Spor tarihinde bazı ülkelerin bazı spor dallarında hakimiyet kurmasına alışkınız. Örneğin, Jamaika’nın atletizmde sprint yarışlarında, ABD’nin basketbolda ya da Yeni Zelanda’nın ragbide kurduğu üstünlük gibi. Konumuz kış sporları olduğundaysa sürat pateni ve Hollanda ikilisi hemen göze çarpıyor.Biraz sayılardan bahsedecek olursak, PyeongChang 2018’de sürat pateninde dağıtılan 42 madalyanın 16’sı Hollanda’ya gitti. Sochi 2014’teki üstünlük ise bambaşka boyuttaydı: Toplamda dağıtılan 36 madalyanın 23’ü Turuncular tarafından kazanıldı. Perspektifimizi biraz daha genişlettiğimizde, Hollandalı sporcuların Kış Oyunlarında ayaklarında buz pateni olmadan kazandıkları madalya sayısı yalnızca bir!*Peki Hollanda’nın bu başarısının altında yatan sebep ne? Aslında buz pateni Hollandalıların hayatlarında uzun zamandır önemli bir yer tutuyor. Çünkü kış aylarında Kuzey Denizi’nden gelen dondurucu soğuklar, Hollanda’nın dört bir yanından geçen kanalların donmasına neden oluyor. Böylelikle insanlar doğal buz pistlerinde paten kayabiliyorlar. Hatta Hollandalıların bu donan kanallar üzerinde gerçekleştirdiği tarihi bir yarış da var: Elfstedentocht. Ancak uzun yıllardır buz kalınlığının yeterli seviyeye ulaşamamasından dolayı bu yarışı gerçekleştiremiyorlar. Yani paten Hollandalıların günlük yaşamına dahil olmuş bir alışkanlık. Ancak “sadece bu sebepten Hollanda sürat pateninde başarılıdır” demekle, “üç tarafımız denizlerle çevrili, biz neden yüzmede başarılı değiliz” demek aynı düz mantığı içinde barındırıyor.Hollanda’da kendi fonlarını toplayan ve kendi yetenek havuzlarını oluşturan profesyonel sürat pateni takımları var. Ayrıca çok sayıda olimpik standartlara sahip buz pistine sahipler. Ulusal federasyona üye binlerce çocuk var. Bu üyeleri de tamamen sürat patenine kanalize ediyorlar. Yani sadece “buz var ki kayıyorlar” gibi bir vaziyet ortada yok.Hal böyleyken sürat pateni tarihine geçmiş pek çok sporcusu var Hollanda’nın. Bu isimler arasından Ireen Wüst ise ayrı bir konumda yer alıyor. Hollanda adına tarihin en genç altın madalya kazanan ismi olduğu Torino 2006’dan bu yana her Kış Oyunlarından altın madalya çıkaran Wüst, Beijing 2022’ye tarihi bir başarı için geliyor. Öyle ki Ireen Wüst bu sene de aynı başarıyı tekrarlarsa yaz ya da kış oyunları ayırt etmeksizin beş ayrı olimpiyatta altın madalya kazanan tarihteki ilk sporcu olacak.Bu amaç uğruna belki de en büyük engeli Hollanda elemelerinde aşmış olabilir Wüst. Nitekim Hollanda elemelerinden gelen isimler en büyük madalya adayları oluyor. Sürat pateninde tarihin en fazla madalya kazanan ismi olan 35 yaşındaki efsane, Beijing 2022’den sonra emekli olacağını açıkladı. Wüst beş ayrı olimpiyattan altın madalya çıkarma hedefini yakalayabilecek mi göreceğiz ancak doğrusu bunu başaramasa da şimdiye dek aldığı beşi altın toplam 11 olimpiyat madalyası ile onun hakkında tüm zamanların en iyisi demek yanlış olmayacaktır.<hr fr-original-style="" style="height: 0px; overflow: visible; border-bottom-style: none; clear: both; -webkit-user-select: none; break-after: page; box-sizing: border-box;">*Hollanda’nın Kış Olimpiyat Oyunlarında kazandığı 130 madalyanın 121’i sürat pateni, 5’i kısa mesafe sürat pateni, 3’ü artistik patinaj ve 1’i snowboarddan.

HEGEMONYA

Cross-country’nin ana vatanı olarak nitelendirebileceğimiz Norveç, her dönemde yıldız sporcular yetiştirdi. Marit Bjørgen, Therese Johaug ve tabii ki Bjørn Dæhlie bu isimlerden bazıları. Onların bıraktığı yerden bayrağı taşıyacak Johannes Høsflot Klæbo, Beijing 2022’de ikinci olimpiyatında mücadele edecek ve 2018’de olduğu gibi tozu dumana katmaya çalışacak.Çoğu süperstar sporcunun daha genç yaşlarda diğerlerinden farklı bir potansiyel taşıdığı görülebilir. Klæbo da böyle bir sporcu. 2015 yılında henüz 19 yaşındayken çıktığı büyük sahnede varlığını kısa sürede hissettiren Norveçli kayakçı, o sezonu ısınma süresi olarak kullandı. Bir sonraki sezonla birlikte, hem Dünya Kupası ayaklarında galibiyetler almaya başladı hem de Lahti’deki 2017 Dünya Şampiyonası’nda bireysel sprintte bronz kazanarak büyükler kategorisindeki ilk madalyasını aldı.Dünya Şampiyonası’ndan bir sene sonra PyeongChang 2018’de ilk olimpiyatına çıkan 21 yaşındaki Klæbo ilk yarışı skiathlonda izleyicilere sadece bir fragman sunarken, onuncu sırada yer aldı. Bu gerçekten bir film fragmanı olsaydı, filmde olacaklara dair hiçbir şey anlatmadığı için başarısız sayılırdı.Skiathlon’dan sonrası gerçek anlamda bir Klæbo kasırgasıydı. İlk zaferini bireysel sprintte alan genç yıldız, olimpiyat tarihinde cross-country’de altın madalya kazanan en genç erkek sporcu oldu. Ardından, önce 4x10 km bayrak yarışı ve sonrasında takım sprintte iki altın daha kazandı. PyeongChang 2018 bittiğinde, Fransız biatlon efsanesi Martin Fourcade’la birlikte oyunların en fazla altın kazanan iki sporcusundan biriydi.Beijing 2022’de de, özellikle sprint dallarında, yine en büyük favori olacak Klæbo neyse ki rakipsiz değil. 2018’de altın aldığı üç dalda da geride bıraktığı Rus Alexander Bolshunov yine en büyük rakibi olacak. Bolshunov, PyeongChang’da kaybetmiş olsa da son iki Dünya Kupası’nı Klæbo’nun önünde kazanarak pes etmediğini gösterdi. Pistte büyük rakip, pist dışındaysa çok iyi arkadaş olan ikilinin ikinci olimpik rekabetini sabırsızlıkla bekliyoruz.Johannes Høsflot Klæbo, Beijing 2022’ye giderken dört yıl önce estirdiği kasırgayı tekrar etmek istiyor. Tabii ki bu kolay olmayacak. Ancak bunu başarabilirse, bir kasırgadan rakiplerinin hepsini yok eden bir Ragnarok’a dönüşecek.

Johannes Høsflot Klæbo

RAGNAROK

Büyük Britanya, kadınlar skeletonda Lizzy Yarnold gibi bir efsaneye sahip oldu yıllarca. Yarnold’un yer aldığı takımlarla katıldıkları hemen her turnuvada kürsüde kendine yer bulan Britanya takımı için Yarnold sonrası dönemin nasıl geçeceği henüz belirsizliğini korusa da post-Yarnold dönemi için başı çekmekte iddialı olabilecek sporcuların başında Laura Deas geliyor. Deas, 1988 Galler doğumlu bir sporcu. Britanya takımına madalyalar kazandırmış olsa da şimdiye kadar hiç ekibin lider atleti konumunda bulunmadı. &nbsp;Spor hayatına hokey ve binicilik yaparak başlayan Deas, bu sporlarda da dereceler elde etti. Hatta biniciliği profesyonel seviyede yapsa da 2008 yılında aldığı kararla profesyonel spor yaşantısına yalnızca skeleton branşıyla devam etme kararı aldı. Bir yıl sonra UK Sport’un Girls4Gold isimli projesi kapsamında skeleton branşında genç yetenekler listesine girmeyi başarmasını takip eden yılda da ilk kez Büyük Britanya milli takımına seçildi.Her geçen yıl adım adım ileri taşıdığı kariyerinin ilk önemli zaferini 2010 yılında Winterberg’deki Avrupa Kupası’nı zirvede tamamlayarak kazandı. St. Moritz’de yaptığı Avrupa derecesi ve 2015-2016 sezonunun ilk yarışındaki birinciliğiyle skeletonda hep üst sıraları zorlayan ve deneyen bir sporcu olduğunu ispatlamış oldu.Yükselen grafiği Deas’ı nihayetinde olimpiyatlara da taşıdı. 2018 yılında Güney Kore’nin PyeongChang kentinde düzenlenen Kış Olimpiyatları’nda Büyük Britanya’yı temsil etti. Ülkesinin efsanesi ve altın madalyalara ambargo koyan sporcusu Lizzy Yarnold’un önderliğindeki milli takımla birlikte mücadele etiği yarışlarda, altın madalya kazanan vatandaşı Yarnold ve gümüş madalyanın sahibi olan Alman sporcu Jacqueline Lölling’in ardından üçüncü olarak kişisel kariyerinde bir eşiği daha atlamış oldu. Artık Deas için sıra bir sonraki basamağa geçmeye geldi.Beijing 2022’de Deas’ı yine zorlu ama favori olarak çıkacağı mücadeleler bekliyor. Yarnold’un altınları topladığı yılların ardından zaferlere alışmış Büyük Britanya takımı Deas önderliğinde madalya kovalayacak. Otuz dört yaşındaki sporcu da kariyerinin sonlarına yaklaşırken skeletona bir olimpiyat altınıyla veda etmeye çalışacak.Yarnold’un gölgesinde geçen onca yılın ardından liderlik sırası nihayet kendisine gelen Laura Deas’ın bireysel yarışlarda kendisini en çok zorlayacak rakipleri ise vatandaşı Amelia Coltman ile Alman Tina Hermann olacak. Yeni dönemin süper yıldızı olma yolunda rakiplerine mesaj vermek isteyen bu atletlerin kıyasıya mücadeleleriyle skeleton, olimpiyatın dikkat çeken ve çekişmeli geçecek branşlarından olacak gibi görünüyor.

Laura Deas 

SONUN BAŞLANGICI

Sürat pateninde Hollanda’nın mutlak hakimiyetini sonlandırmak, onları geride bırakmak için neler yapabilirsiniz? İsveç, Hollanda kökenli bir sporcuya sahip olarak bunun bir yolunu bulmuş gibi görünüyor. Bunu tabii ki planlamadılar ancak Hollandalı bir dedenin torunu olarak İsveç’te dünyaya gelen Nils Göran van der Poel, Hollanda’nın sürat pateni genlerine sahip olduğunu belli ediyor. 25 yaşındaki sürat patenci, geçtiğimiz yıl 5 bin ve 10 bin metrede dünya şampiyonu olmakla kalmadı, her iki kategoride de dünya rekorlarının sahibi oldu.Bisiklet severlerin merakını da gidermek gerekir ki Nils van der Poel’un, bisiklet dünyasının yıldızı Mathieu van der Poel ile herhangi bir akrabalığı yok. Yine de Mathieu kadar ilgi çekici bir sporcu ve Beijing 2022’nin yıldızlarından birisi olmaya aday.Van der Poel’un hikayesini ilgi çekici kılan şeylerden birisi kariyer planlaması. PyeongChang 2018’de ilk olimpiyat deneyimini yaşadıktan sonra aynı yıl World Allround Championships’te 10 bin metrede kariyerinin en büyük uluslararası zaferini yaşadıktan hemen sonra gönüllü olarak orduya katılıp sürat patenine bir süre ara verdi. Yaklaşık olarak iki takvim yılını boş geçtikten sonra 2021’de dünya şampiyonu olarak buz pistine dönmüş oldu.Daha çok 5 bin ve 10 bin metrede iddialı bir isim olan van der Poel, dayanıklılığını arttırmak için patenlerinin üzerinde geçirdiği süreden daha çok uzun mesafe koştuğunu ve bisiklet üzerinde zaman geçirdiğini söylüyor. Uzun mesafe derken kastettiği de ultra maraton seviyesinde koşular. Ve bu yaptıklarının faydasını da dünya şampiyonluğuna ulaşarak gördüğünü düşünüyor.Yine de geçen sene şubat ayında aldığı bu dereceler bir kısım tarafından kuşkuyla karşılandı. Doping iddialarıyla ilgili aldığı sorulara da kendi tarzında ve gülerek cevap veriyor van der Poel: “İnsanların hile yaptığınızı düşünmesi can sıkıcıdır ama aynı zamanda bir iltifattır. Senin yapabileceğini düşündüklerinden daha hızlı gittiğini gördüklerinde burada kesin bir hayranlık vardır.”Nils van der Poel, Beijing 2022’de kariyerinin ilk olimpiyat madalyasını kovalayacak. Peşinde Hollandalı rakipleri varken işinin hiç de kolay olmayacağını çok iyi biliyor. Özellikle Dünya Şampiyonası’nda geride bıraktığı yakın arkadaşı Patrick Roest ve dokuz olimpiyat madalyası ile erkekler sürat pateni tarihinin en başarılı ismi Sven Kramer oradayken.

FARKLI

Chloe Kim, PyeongChang 2018’de snowboard half pipe’ta altın madalya kazandığında 17 yaşındaydı. Bir olimpiyatta altın madalya kazanan en genç snowboard’cu oldu. Fakat daha önce örneklerini defalarca gördüğümüz gibi, olimpiyat şampiyonu olmak hayatı güllük gülistanlık yapmıyor.Olimpiyat altınından hemen sonra ABD’nin en popüler sporcularından biri haline gelen Kim, TV şovlarına katıldı, dergilere kapak oldu, Time dergisi onu 2018’in en etkili 100 kişisinden biri seçti, hatta Corn Flakes kutusuna fotoğrafı bile basıldı. O kadar göz önündeydi ki, kazandığı altın madalya sanki herkese aitmiş gibi hissediyordu.Chloe Kim, ikinci kuşak bir Kore kökenli Amerikalı. Babası, 1982 yılında ABD’ye cebinde çok az bir parayla göç ederken, Kim’in geniş ailesinden pek çok kişi hala Güney Kore’de yaşıyor. Bu yüzden PyeongChang Olimpiyatlarının onun için ayrı bir önemi vardı. Öyle ki, büyükannesi onu ilk kez olimpiyat oyunlarında izledi. Torununuzu ilk kez izlemek için daha iyi bir yer düşünmek zor, üstelik altın madalya kazandığına da tanık oluyorsanız.Bir süre “normal” bir genç kız gibi yaşamak isteyen Kim, olimpiyatların ardından spora ara verdiğini açıkladı ve Princeton Üniversitesi’nde okumaya başladı. 2019’da gelen bilek sakatlığıyla, zaten bir süre spora ara vermesi gerekecekti. Bugün dönüp baktığında, o sakatlığın “şerdeki hayır” olduğunu söylüyor.Yaklaşık iki sene boyunca snowboard’u ayağına dahi geçirmeyen olimpik süper yıldız, bu süreyi daha önce istediği gibi normal bir genç kız olarak yaşadı. Ve geçtiğimiz sene Ocak’ta Beijing 2022 için antrenmanlara geri döndü.Spora ara verdiği dönem Kim’in paslanmasına değil tam tersine yenilenmesine neden oldu. Artık hem zihinsel olarak istediği noktada, hem de dört sene öncesine göre çok daha tecrübeli. 19 Aralık 2021’deki Dew Tour’da birinciliği kimseye kaptırmazken, olimpiyat biletini de almayı başardı. Beijing 2022’de dört yıl önceki başarısını tekrar etmemesi için hiçbir neden yok.

KAZAN, ARA VER, YENİLEN, GERİ DÖN, TEKRARLA

Japonya’da 2021-22 Artistik Patinaj Ulusal Şampiyonası tamamlanırken, ülkeyi Beijing’de düzenlenecek olan 2022 Kış Olimpiyat Oyunları’nda temsil edecek takım da belli oldu.Japonya, 2022 Kış Olimpiyat Oyunları esnasında ABD öncülüğünde bazı ülkelerin katılacağı diplomatik boykota destek vererek hükümet yetkililerini göndermeyeceğini, sadece Tokyo 2020 Düzenleme Kurulu başkanı ve Olimpik ve Paralimpik Komitelerin başkanlarının Çin’e gideceğini duyururken, atlet kafilesi ise şekillenmeye devam ediyor. Artistik patinajda Japonya’yı temsil edecek patenciler geçtiğimiz haftanın sonunda Saitama’da düzenlenen Japonya Ulusal Şampiyonasının ardından açıklandı.Erkekler ve kadınlarda Japonya’nın üçer kişilik Olimpiyat takımını, Ulusal Şampiyonada ilk üçe giren isimler oluşturdu. Şampiyonada dörtlü axel sıçrayışını deneyen ve bir yarışma esnasında bunu yapan ilk isim olan Yuzuru Hanyu toplam 322.36 puanla üst üste ikinci, toplamda ise altıncı Japonya şampiyonluğunu kazandı. PyeongChang 2018’in gümüş madalyalı ismi ve dört kez Japonya şampiyonu Shoma Uno ise ikincilikte kaldı. 2019’da Japonya gençler şampiyonu olan Yuma Kagiyama ise serbest programda Shoma Uno’yu geçerek ikinci olmasına karşın toplam puanı podyumun ancak üçüncü sırasına yetti. Kagiyama böylelikle Japonya Ulusal Şampiyonası’nda üst üste üçüncü üçüncülüğünü elde etti. Yuzuru Hanyu üst üste üçüncü Olimpiyat altınını hedeflerken, Yuma Kagiyama ilk kez Olimpiyat sahnesinde yer alacak.Kadınlarda ise Ulusal Şampiyonayı, bu yılın NHK Trophy şampiyonu ve iptal edilen Grand Prix Finali’nin tek Japon kadın patencisi Kaori Sakamoto kazandı. 2018 Dört Kıta şampiyonu Sakamoto böylelikle üç yıl sonra yeniden Japonya şampiyonu oldu. Podyumun ikinci basamağında ise bu yıl Internationaux de France’ta elde ettiği üçüncülükle adından söz ettiren 2018 Dünya Şampiyonası’nın gümüş madalyalı ismi Wakaba Higuchi yer aldı. Hem kısa programda hem serbest programda triple axel sıçrayışı yapan Mana Kawabe ise toplam 209.65 puanla üçüncü oldu. Bu üçlü, Torino 2006’dan bu yana kadınlarda Japonya’nın ilk Olimpyat madalyasını arayacaklar. Serbest program serisinin ikinci yarısında talihsiz hatalar yapan ve en az altı puan kaybeden Mai Mihara ise dördüncülükte kaldı ve 2017’de şampiyon olduğu Dört Kıta Turnuvası kadrosuna seçildi.Çiftlerde ise Japonya’yı Beijing 2022’de temsil etmek üzere Riku Miura/Ryuichi Kihara tandemi seçildi. Bu yıl Skate America’da kazandıkları gümüşle Japonya’ya on yıl aradan sonra ilk çiftler Grand Prix madalyasını getiren ikili, NHK Trophy’de de üçüncü olarak daha sonra iptal edilen Grand Prix Finali’nde yer almaya hak kazanmıştı.Japonya’yı 2022 Kış Olimpiyatları’nda buz dansı kategorisinde temsil etmesi içinse Japonya şampiyonu olan Misato Komatsubara ve Tim Koleto seçildi. Ulusal Şampiyonada ikinci olan Kana Muramoto/Daisuke Takahashi tandemi ise 2022 Dünya Şampiyonası kadrosuna seçilirken, erkeklerde Vancouver 2010’un bronz madalyalı ismi 35 yaşındaki Takahashi’nin Olimpiyat kadrosuna alınmaması, Japon patencinin kariyerinde kazanamadığı tek şampiyonluğu önümüzdeki yıl da portföyüne ekleyemeyeceğini kesinleştirdi. Daisuke Takahashi, geçtiğimiz yıl buz dansı disiplinine geçmişti.

JAPONYA, BEIJING 2022’YE HAZIR

Hollanda’nın Leeuwarden kentinde devam eden Curling Olimpiyat Elemeleri’nde, kadınlarda dünya sıralaması en düşük ülke olan Türkiye’yi temsil eden Dilşat Yıldız takımı, Güney Kore ve İskoçya’ya karşı aldığı galibiyetlerle büyük bir sürprize imza attı.Elemelerdeki ilk maçında Estonya’ya yakın geçen bir maçın ardından 12-11 kaybeden Türkiye, ikinci maçta Güney Kore’yi 12-7 yenerek ilk galibiyetini aldı. Güney Kore’yi temsil eden Kim Eun-jung takımı, PyeongChang’da düzenlenen 2018 Kış Olimpiyatları’nda gümüş madalya kazanarak büyük bir sürprize imza atmıştı.Dilşat Yıldız takımı üçüncü maçında ise son Avrupa şampiyonu İskoç Eve Muirhead takımını 7-3 mağlup ederek bir başka sürpriz sonuç aldı. Yedi end sonunda 7-2’lik üstünlük sağlayan Türkiye sekizinci end’de bir puan kaybetse de Eve Muirhead takımı maçı bıraktı ve Türkiye ikinci galibiyetini aldı.Dilşat Yıldız’ın kaptanlığını yaptığı Türkiye geçtiğimiz haftalarda da Avrupa Şampiyonası’nda yedinci olarak tarihinde ilk kez kadınlarda Dünya Curling Şampiyonası bileti almıştı.Türkiye bu sonuçla Olimpiyat Elemeleri’nde ikinci günün sonunda maç fazlasıyla beşinci sırada yer aldı.

CURLING’IN SÜRPRİZİ TÜRKİYE

ABD’nin Nebraska eyaletinin Omaha kentinde, ülkeyi önümüzdeki Şubat ayında Kış Olimpiyat Oyunları’nda temsil edecek curling takımlarını belirleyen Olimpiyat elemeleri tamamlandı. Kadınlarda bu yıl Dünya Şampiyonası’nda üçüncü olan Tabitha Peterson’ın takımı Olimpiyat bileti alırken erkeklerde ise tanıdık bir isim, son Olimpiyat şampiyonu John Shuster’in takımı ABD’yi Olimpiyat Oyunları’nda temsil etme hakkı kazandı.Grup aşamasını on maçta aldığı dokuz galibiyetle lider bitiren John Shuster takımı, play-off’ta Dropkin takımına karşı ilk maçı kaybederek elenmenin eşiğine gelse de 2017’de olduğu gibi kalan iki maçı kazanarak Olimpiyat vizesi almayı başardı. 39 yaşındaki Shuster, böylelikle üst üste beşinci kez ABD Curling Olimpiyat elemeleri zaferini kazandı.John Shuster bir dizi hayal kırıklığının ardından PyeongChang 2018’de ABD’ye curlingde tarihinin ilk Olimpiyat altınını getirmesiyle tanınıyordu. 2006 Torino’da bronz madalya alarak ülke tarihinin ilk curling madalyasını kazanan takımda olan Shuster, Vancouver 2010’da ilk dört maçını kaybettikten sonra skip’i (kaptan) olduğu takım tarafından yedeğe alındı ve ABD’nin ilk galibiyetini kenardan izlemek zorunda kaldı.Kaçırdığı kolay atışlarla tanınmaya başlayan Shuster, Sochi 2014’ün ardından ABD Curling Federasyonu’nun oyuncuları uluslararası müsabakalara hazırladığı Yüksek Performans Programı’ndan (High Performance Program, HPP) çıkarıldı. Pes etmeyen Shuster, kendisi gibi programdan çıkarılan üç oyuncuyla daha bir takım kurdu ve 2015’te iki HPP takımını mağlup ederek ABD şampiyonu oldu.2018 PyeongChang’da ilk altı maçının dördünü kaybeden Shuster takımı son maçlarında Kanada, İsviçre ve Büyük Britanya gibi kalburüstü takımları mağlup ederek play-off bileti aldı. Yarı finalde Kanada’dan Kevin Koe takımını, finalde ise İsveçli curling efsanesi Niklas Edin’in takımını mağlup eden John Shuster ve arkadaşları ABD’ye ilk curling altınını getirdiler.Hem hayal kırıklıklarına hem de mucizelere imza atan John Shuster, şimdi de Pekin’de Olimpiyat altınını savunmaya hazırlanacak.

PyeongChang ile ilgili hikayeler